Şimdi Ara

Yarı Türkçe yarı İngilizce konuşmak AŞAĞILIK DUYGUSUNDAN kaynaklanır. (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
86
Cevap
0
Favori
8.056
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • sadece ingilizce olsa yine iyidir

    yha diyenlerimiz ''z'' ye ''s'' diyenlerimiz ''g'' ye ''q'' diyenlerimiz...Ya bunlar ne olacak?
  • Türk dilini benimseyenler pLS Lutfen

    >Bende sevmiyorum öyle konuşanları...
  • sözlükten bir iki yabancı kelime öğrenip onu cümlelerine yedirip konuşmaya çalışan aşağılık kompleksi ingilizce bilenlerde var
    ama hem türkçe hem ingilizceyi harika konuşabilcek düzeyde olup ingilizce şarkı sözleri yazabilecek insanlarda var

    hocamızın çok güzel bir sözü var herkes ana dilini bildiği kadar yabancı dil öğrenebilir
  • Konuyu okudum da nedense herkes kendince bir itirazda bulunmuş
    Ancak bir de şu yazılarımızdanb "topic, post" gibi terimleri de kaldırsak nasıl olur diyorum.
    aylardır burda bunun uğraşısını veriyorum.
    Yazılarında post veya topic yazanları görünce yeri geliyor adam gibi , yeri geliyor aşağılarcasına tersliyorum yine de bana mısın diyen yok.
    şimdi o kişilerden bazıları burda ahkam kesiyor.

    Önce kendinizi düzeltin. Hadi imla kurallarını geçtik de bu türkçe bir cümlenin içindeki yabancı (Türkçe karşılığı olduğu halde) kelime kullananlara sinir oluyorum.
    İnanın bir kaşık suda boğasım geliyor. Atamız emanet ediyor siz mıçıyorsunuz içine.
    Ya tamamen İngilizce (veya farklı dil) konuş ya da Türkçe.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Climanjaro

    Konuyu okudum da nedense herkes kendince bir itirazda bulunmuş
    Ancak bir de şu yazılarımızdanb "topic, post" gibi terimleri de kaldırsak nasıl olur diyorum.
    aylardır burda bunun uğraşısını veriyorum.
    Yazılarında post veya topic yazanları görünce yeri geliyor adam gibi , yeri geliyor aşağılarcasına tersliyorum yine de bana mısın diyen yok.
    şimdi o kişilerden bazıları burda ahkam kesiyor.

    Önce kendinizi düzeltin. Hadi imla kurallarını geçtik de bu türkçe bir cümlenin içindeki yabancı (Türkçe karşılığı olduğu halde) kelime kullananlara sinir oluyorum.
    İnanın bir kaşık suda boğasım geliyor. Atamız emanet ediyor siz mıçıyorsunuz içine.
    Ya tamamen İngilizce (veya farklı dil) konuş ya da Türkçe.



    Adım Birol!Climanjaro




  • biraz önce dinle ilgili bir konuda yorum yazıyordum cvp sayısı hemen artmıştı ve yönetimce kaldırıldı ama böyle konulara da bir kaç kişi mesaj yazıyor uff
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Birol_12
    Adım Birol!Climanjaro


    Bu ismin bir özelliği olmasa değiştirecem de, maalesef bir hatırası var.
    Bu forumda da yazmıştım bir zamanlar neden bu isim diye.

    Zaten kullanıcı adım haricinde hiçbir yazımda karışık cümle göremezsin.
    İmla hatalarına kadar dikkat ederim.
  • GREEN HALK PAZARI var bizim oralarda.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Climanjaro

    quote:

    Orjinalden alıntı: Birol_12
    Adım Birol!Climanjaro


    Bu ismin bir özelliği olmasa değiştirecem de, maalesef bir hatırası var.
    Bu forumda da yazmıştım bir zamanlar neden bu isim diye.

    Zaten kullanıcı adım haricinde hiçbir yazımda karışık cümle göremezsin.
    İmla hatalarına kadar dikkat ederim.






  • kongo,ööi kangırı knn- kandırıgı ,kangurulettıyşnıs( ayşe arman congrulations demeye çalışırken)...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: geberit

    Özellikle iş yerlerinde üste çıkmaya çalışan böle tipler var yarım ingilizceyle hava atan şirket içi e-postalarının altına fyi yazan bi heriften ne beklersin bilginize yaz olsun bitsin ama yazmaz alışmış çünki.





    bunlar ile bir ingilizce konusursaniz onlarin ingilizce bilmedigini goreceksiniz ama bu sekilde konusan herkesin ingilizce bilmedigini soylemiyorum.
  • Ya arkadaşlar neyi tartışıyosunuz ki...
    Bu ülkenin en kapasiteli insanları üniversitelerde yabancı dilde eğitim görüyor.
    daha neyi taratışıyosunuz, bir iddiasımı kalmış Türkçe'nin.


    Bir sömürge ülkelerinde, bir de bizde var bu saçmalık..
    hadi onlar sömürge, biz niye ???
    bizimkisi bile bile düşmek...
  • Devletimiz kendine özgü her alanda (hukuk, tıp, bürokrasi vs) yabancı kökenli kelimeler kullanmakta bir sakınca görmüyor. Ama vatandaşı illa türkçe konuşsun istiyor. Burda bir samimiyetsizlik var. Neyse herkes kendi işine baksın
  • arkadaşlar kendi hocalarımdan biliyorum bir matematik profesörü bile bu şekilde konuşuyorsa fazla umut yok demektir. örnek anlatır anlatır sonuna etcetra(vesaire) der. bir de arkasına eklemezmi ingilizceye alışkın olduğun için... ben bu sözü en son bi alamancıdan duymuştum danke şön diyip pardon almancaya alışkınımda demişti ama biri ilkokul mezunu biri matematik profesörü aradaki fark, fark yok...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: out

    Devletimiz kendine özgü her alanda (hukuk, tıp, bürokrasi vs) yabancı kökenli kelimeler kullanmakta bir sakınca görmüyor. Ama vatandaşı illa türkçe konuşsun istiyor. Burda bir samimiyetsizlik var. Neyse herkes kendi işine baksın




    Hangi bakanlıktı hatırlayamadım ama ÖZEL yerine HUSUSİ kullanması yönünde emir vermişti.




  • HatlrLadlğlm kadarl iLe mankenLerden biri bence 18 19 ya$Larlndaki herkes teenagedir mi ne demi$ti sonra o programda arkadan biri Do you speak Turkish diyince o da Türkiye'de Türkçe konu$mayl biLmiyormusun gibisinden bi$ey saçmaLaml$tl..
  • LasTSuRvivoR: Bahsettigin profesor niceleri gibi ozensiz. Bireysel çaba ile duzene dur diyemeyecegime gore bende alem nereye git diyorsa o yone gideyim seklinde surdurmekte oldugu tavirla kotu ornek olmus. Benim profosorlerim arasinda anlattiginiz tavra sahip olanlarla birlikte tum dersi tam turkce anlatan hocalarda vardi. (farkli farkli siyasi goruslerden) Bagzilarinda araya kacan bir kac yabanci kelime nin ise senin ornegini verdigin durumla alakasi yoktu. TDK konusunda elestirine katilmiyorum.

    MaviAteş:
    quote:

    Not : Çok oturgaçlı götürgeç gibi şeyleri söyleyecek olanlar içinde ufak bir hatırlatma yapayım, bu gibi sözcükler TDK tarafından üretilmemiş bir iki tane beyin özürlü tarafından TDK'ya önerilmiştir. ("Bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkartamamış." atasözü burada geçek oluyor.)

    önce bir düzeltme yapayim, o konu TDK'ya önerme ile gündeme gelmedi, bir mizah dergisinin mizah maksadi ile yaptigi bir koseden cikti. Espri süperdi ve bugune kadar kaldi. Aci olan birilerinin sonradan bunun TDK nin basinin altindan cikdigini dusunmesi yanilgisi idi, aslinda bu son durumu kendiliginden olan mizah olarak goruyorum ve halen guluyorum.

    Ozentilikten dolayi yapanlarin sayisi cok, zaten beni gulduruyorlar, iyi espri malzemesidir onlar, epey yardimci oluyorlar gulmeye, katkilari buyuk.

    Ayrica konu siyasi, burdan kastettigim siyasi egilimler yada siyasi fanatizm degil tabi.

    TDK'ya ne yetki verilmis, ne imkan verilmiste uygulamamis acaba? Benim nefretle andigim ingilizce sarki gonderme terbiyesizligini yapan bu devletin diger kurumlari. Dil konusunda daha kotu seyler de yapmis tabi, mesela Dallas dizisinin tercumesi. O donemde yapilan cevirilerin TDK ile ne alakasi var? TRT nin basinin altindan cikti. TDK ya TRT yi denetlemesi, yada bugun varolan ozel kanallari denetlemesi icin yetki mi verildi? TDK nin yaptigi aciklamalar ve Türk Dili icin elinden gelebileni yapmasi disinda biseye sahit olmadim bugune kadar.

    Bizde TDK nin bildigim kadari ile bir yetkisi yok, ne MEB in onerdigi, hazirladigi kitaplari onayliyor nede universitelerde kullanilan akademik dil e mudahele yetkisi var. Oysa cogunuzun bildigi "koordinat sistemi" nin TDK tarafindan yapilan turkcesi "kon duzenekleri" idi. Eski ders kitaplarina bakarsaniz epey ilginc seyler goreceginize eminim. Tabi duzgun turkce konusulmasini ve gelistirilmesini saglamak sadece TDK nin gorevi diil, MEB inde gorevi. Egitim sistemimize darbelerin vurulmasi cok eskiye dayanir. Koy Enstitulerinin kapatilmasinin sebebi siyasi idi (yazmayalim simdi neler oldugunu), oysa gencler tarlada kitap okumaya bile baslamisti o donemlerde.

    TDK nin basina gelenler zaman icinde YOK unde basina gelecek gorunuyor, calismalar basladi bile. Ilerde YOK u mumla arayacagiz. Oysa eski YOK toplanti yapmak icin salon, gorevlerini yapmak icin eleman, fazla mesai yapilmasi durumunda fazla mesai ucreti veremeden calisti bugune kadar. Avrupa ve Amerika da bulunan cogu universitenin YOK'un dunyada varolan universiteler icin hazirladigi denklik duzenlemelerini aynen kullandigini kac kisi bilir acaba. Bugun universitelerimizin yurtdisinda saygin bir yeri varsa sebebi YOK un yaptigi calismalar. TDK'da ici bosaltilmadan once cok guzel isler yapti, forumda bulunan sikayetler TDK nin ici bosaltilmasinin neticesidir, simdi YOK'unde ici bosalacak, ilerde de bir forumda cikan neticelerin sikayetlerini okuruz. (tabi siyasi fanatizm ile YOK e bakanlar, ilerde anlayacaklar neyi kastettigimi)

    Dunyada kultur savasi sistematik bir sekilde yapilliyor. Tabi yapanlarda emperyalist ulkeler. Oysa herkese kotu gostermeye calisilan rusya bile (stalin doneminde olanlari bi koseye birakirsak) kendi sinirlari icinde yasayan halklara kultur emperyalistligi yapmadilar. Zaten bu sayede Rusya dan (eski SSCB zayiflayinca) kopmalari kolay oldu. Turkiye de yasayan bizler basimiza gelenlerin ne oldugunu anlamak icin kafa patlatacagimiza, yasanmis olaylari ogrenmek daha dogru olur. En guzel emperyalist kultur savasi orneklerini Banu Avar'in belgesellerinde gorebilirsiniz. Kimse seyretmesin diye en az kisinin seyredecegi zamanlara koyuyorlar bagzi vatan hainleri, oysa TRT nin kendi uretip satabildigi ve en cok talep edilen cd/dvd ler Banu Avar'in belgeselleridir.

    Bir diger konuda Emperyalistligin ne oldugu. Oysa once Cumhuriyetin ne oldugunu ogrenmekte fayda var. Cogu insan farkinda olmadigi icin bagzi cumhuriyetleri hatirlatayim. Türkiye Cumhuriyeti, Fransa Cumhuriyeti, Iran Cumhuriyeti, Cin Halk Cumhuriyeti, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi (eski). Umarim ilginizi ceker ve Cumhuriyetin ne oldugunu bilmeyenler arastirip ogrenir. Emperyalistlik ise daha populer bir konudur oysa yontemleri hakkinda somurgecilik disinda az sey bilinir.

    Bilgisayar temel dilinin ingilizce olmasi dogal bir durum. Ingilizce bilmeyen bircok arkadasima ingilizce windows kurarak sonradan sorun yasadiklarinda (muhakkak) cozmelerine yardimci olmak cok kolay oldu. Aralarinda ingilizce bilmeyenler sonradan sacma bir şive ile ingilizce konuşmaya calismamakla birlikte ekranda gorunen ifadelerin ne oldugunu gayet iyi ogrendiler. Bu vesile ile birazcik ingilizce ogrenmekle birlikte, internette meraklarini ceken ama turkce dil paketi olmayan programlari kurcalarkende buyuk rahatlik yasadilar. Bu ornek bilgisayar ingilizcesinden anlamak icin ingilizce bilmek gerektigine dair varolan yanilgiyi duzeltir umarim. Ayrica o arkadaslara sonradan turkceleride yukledigimde, cevirilerin epey sacma bir turkce olduguna dair epey komik muhabbetler yaptik. Tabi isletim sistemlerinin genis kitlelere rahat erisebilmesi icin anlasilir bir türkce ile turkcelestirmesinden yanayim. Bunun yaninda daha fazlasini ogrenecek durumu olan herkesin ingilizcelerinede asina olmasi iyi olacaktir. Bu durum TIP'ta bircok hastaligin, Ziraatte bircok bitki ve bocegin turkcesi ve latincesinin olmasina benziyor. Bilgisayarda konu hakkinda derin bilgiye ihtiyac duymayacak cogu kisinin ingilizcesini bilmeye ihtiyaci olmaz tabi. Ama foruma sorunu sebebiyle gelen birine sorununu cozmek icin yardimci olurken bilgisayarin temel dili olan ingilizcenin kullanilmasi ile kotu turkce kullanilmasini birbirine karistirip muhabbetin ortasina "Duzgun turkce lutfen, partition diil bölüt diyelim" denmesi sorunu olana cozum icin katki olmuyor. Zaten armudun agzina dusmesini beklemeyerek cozum arayan biri ingilizcesinide gorse, arapcasinida gorse googleda kopyalayip yapistirarak cozume giden yolda adim atacaktir. Bir zamanlar almanca bilmesemde bircok alman sitesinden sorun cozumleri icin faydalanmak amaciyla ceviri programlarini kullanarak yolumu bulmaya calisirdim.

    En son olarakta takma ismim ve ingilizce karekter kullanma sebebimi yazayim.
    Lancelot cok sevdigim bir hayali karekterdir. Onun karekterine uyan baska bir hayali/gercek turk yada yabanci karektere henuz rastlamadigimdan bu takma adi kullanmaya devam ediyorum. Zaten illada turk ismi olsun, yabanci isim olsun diye bir takintim da olmadi.

    Bircok yanlis ayarlamadan ve durumdan dolayi (macos, linux, windows ta yanlis, eksik ayar yapilmasi, sunucularda yanlis, eksik ayar yapilmasi.....) yazilan turkce karekterlerin yanlis cikmasini (bircok farkli sekillerde) halen gormekteyim. Bu sorun tamamiyle cozumlenene kadar tr karekterleri olabildigince az kullanmaya yillar once arkadaslarimla karar verdik. Tamamiyle cozuldugunu gordugum gun tr karekter kullanacagima emin olabilirsiniz.

    Benim kahramamin Mustafa Kemal'dir. Ama onun adini takma isim olarak kullanmayi kendime layik gormuyorum. Elimden geldigince arkadaslarima ve yabancilara Mustafa Kemal'i anlatmaya calisiyorum. Ülkemi seviyorum, ama Mustafa Kemal'den sonra olmuş ve olan bilebildigim nice olaylar yüzünden devletimi sevmiyorum ve güvenmiyorum. Dil hadiseside bunlardan biri. Bilgisayar, TIP, Ziraat..... cogu konuda dil konusu devletimizin zaten var olan TDK unu etkinlestirerek (acaba) 20 sene geri gittigini dusunursek, 20 senede epey yol alinabilir. Vatanim icin umudumu sürdürmeye ve niceleri gibi elimden gelebileni yapmaya devam edecegim.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: aLli_28
    quote:

    Orjinalden alıntı: MaviAteş
    Dünyadaki en yaygın beşinci dil Türkçe.
    Dünyada en az 190 milyon, en fazla 220 milyon insan Türkçe konuşuyor.
    İş yeri isimlerini, ürettikleri ürünlerin isimlerini Türkçe yerine başka dillerde seçen insanların yaptığı hatanın büyüklüğünü buradan rahatlıkla görebilirsiniz.
    Konuşan insan sayısı bakımından en çok kullanılan diller.

    1. Çince
    2. İngilizce
    3. İspanyolca
    4. Hintçe
    5. Türkçe


    Neden acaba!!!!!

    MaviAteş in verdigi 5 dil in sebebleri ayri ayri incelenebilir.
    yazinizdan bir zamanlar ayni seyin turkler tarafindan yapildiginida dusundugunuzu hissettim.
    sanirim emperayalizm ile imparatorlugu, göç ile sömürgeciligi karistirmaktasiniz.


    isamel03:
    güzel sözmüş


    quote:

    Orjinalden alıntı: out
    Devletimiz kendine özgü her alanda (hukuk, tıp, bürokrasi vs) yabancı kökenli kelimeler kullanmakta bir sakınca görmüyor. Ama vatandaşı illa türkçe konuşsun istiyor. Burda bir samimiyetsizlik var. Neyse herkes kendi işine baksın


    Osmanli imparatorlugunda da durum boyleydi (ozlem duyanlar iyi bilirler). Hatta kapitilasyonlarla durum iyicene karismisti, imparatorluk icin ayri bir dil, saray icin ayri bir dil, kapitilasyonlardan faydalananlarda kendi aralarinda kendi dilleri ile resmi yazismalarini yapmakta idi. Türkiye Cumhuriyeti kuruldugunda Mustafa Kemal bu işi çözdü. Sonrasinda ise neler oldu neler. Dil hepimizin ortak isi.


    ekleme: tv kanallarinda azerileri, turkmenleri dinleyiniz. onlarin turkcesi hepimizden duzgun.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lancelot_Real -- 9 Ocak 2008; 7:52:22 >




  • Arkadaşlar! Türkçemizi bile kullanırken ne kadar hatalar yaptığımızın farkında değiliz.

    Size 1940'lı yıllarda kaleme alınmış olan Necip Fazılın ''Edebiyat Mahkemeleri'' adlı eserinden bir kısım aktaracağım.

    Sonuna kadar okuyun. Ben şahsen çok istifade ettim.

    Buyrun;


    BOZULAN DİL
    Artık Türkçe üzerindeki umumî prensip mülâhazalarını bitirmiş bulunuyoruz. Şimdi canım Türkçenin müşahhas yaralarına geçebiliriz.

    Şimdi size bir cümle vereceğiz. Bu cümleyi Anadolu Ajansı, radyo veya herhangi bir baş muharrir Türkçe kabûl etmekte tereddüt etmez. Halbuki içinde tam 9 tane müthiş Türkçe hatası var. Buyurun:

    "Dün sabah Müttefik tayyareler Batı Avrupa kıyıları üzerinde uçmuşlar ve birçok noktaları bombardıman ettikten sonra ne bir düşman tayyaresi, ne de bir düşman ateşine tesadüf etmemiş olarak geriye dönmüşler ve İngiliz umum karargâhına raporlarını vermişlerdir.”



    LİSAN YARALARIMIZ

    Verdiğimiz örneğin, kerre içindeki yanlışlarla beraber, doğrusunu takdim ediyoruz:

    "Dün sabah müttefik tayyareleri (tayyareler), Batı Avrupası (Batı Avrupa) kıyıları üzerinde uçmuş (uçmuşlar) ve birçok noktayı (noktaları) bombaladıktan (bombardıman ettikten) sonra, ne bir düşman tayyaresi, ne de bir düşman ateşine tesadüf etmiş (etmemiş) olarak geriye dönmüş (dönmüşler) ve İngiliz umumî (umum) karargâhına raporlarını vermiştir (vermişlerdir).”

    İşte, bildirdiğimiz 9 yanlışı, 9 kerre içinde görüyorsunuz. Şimdilik, izahını takdim edeceğimiz güne kadar bu yanlışlar üzerinde oldukça zihin yormanızı istirham edeceğiz. Bu cümlede toplanan 9 yanlış, hemen bir çok Türkün müştereken Türkçeyi öldürmekte müttefik olduğu şeydir.



    BİRİNCİ YANLIŞ

    Müttefik tayyareler, Müttefik kuvvetler, Müttefik tanklar, filân, falan...Birinci sunturlu yanlış budur; ve lisan dehası bakımından ayıpların ayıbıdır. Böyle bir terkip ancak tavsifî terkip olarak kullanılabilirdi; izafet terkibi olarak değil... Halbuki burada (müttefik) sıfatı, sıfat değil, isimdir. Müttefikler kelimesinden, Birleşmiş Milletler zümresinin hâs ismini anlıyoruz. O halde ve mutlak olarak Müttefik tayyareleri, Müttefik kuvvetleri, Müttefik tankları, filân falan demeğe mecburuz. Bu kadar basit bir hatayı anlamamak, zevken olsun idrâk etmemek için insanın ancak (bobstil) olması lâzım...

    İşin korkunç tarafı şudur ki, bu (bobstil)lerin başında, Anadolu Ajansı, Radyo gazetesi, bazı haşmetlû muharrirler gibi (makamat) vardır. Ve zahir, bu edayı bir yenilik diye kullanmaktadırlar. Meselâ Şimal Afrika, Batı Fransa, Doğu Asya gibi... Bunlar da aynı sunturlu yanlış familyasından... Şimal Afrikası, yahut Şimalî Afrikası, yahut Şimalî Afrika... Cenup Fransası veya Cenubî Fransa... (Hitler) Almanyası veya (Hitler)ci Almanya olmalı... Türkçe budur! (Parkotel), (Minervahan) gibi lisan kepazelikleri de, ayak takımından yukarıya doğru çıkan cehil ve züppelik ağzının başka bir misali... İşte (Sümer Bankası) yerine Sümerbank, (Eti Bankası) yerine Etibank diyen ve dedirten zihniyetin kökü... Bu zihniyet, otobüste bile şoföre:

    - "Taksim bahçe!.."

    Dedirtecek kadar Türkçeyi bozmuştur.

    Görülüyor ki, dil bozgunumuzun birinci âmili, Türkçe izafet terkiplerinin ek dehasını bozmak ve kırmak temayülüdür.



    İKİNCİ YANLIŞ

    Verdiğimiz misâlin ikinci yanlışı, pek az istisnasiyle, her ân ve herkesin yaptığı bir lisan suikastı olarak, fiil ve fâil arasındaki cemi münasebetleri üzerinde işlediğimiz suçtur.Bu hususta, dilimizin mimarî hususiyet ve dehasından çıkacak mutlak kaide şudur ki, Türkçede, fâil cemi olduğu zaman fiil cemedilmez, müfret kalır. Meselâ “Askerler geldiler” diyemeyiz; doğrusu “Askerler geldi”dir. Hele fâil, cemat, nebat, hayvan ve mücerret mefhumlardan biri olduğu zaman, bunların fiillerini cemetmek, ancak tatlısu Frenklerine yakışır: “Taşlar düştüler, çiçekler açtılar, eşekler anırdılar, fikirler birleştiler” ifadelerindeki gülünçlüğe dikkat buyurun! Lisanımız bu hale, ancak insanda; o da, cümle uzun olduğu ve fâille fiilin arası uzak bulunduğu zaman müsaade eder: “Askerler, Anadolunun birçok mıntıkasında toplandıktan ve sıkı yoklamalar geçirdikten sonra, kış mevsimini geçirmek üzere İstanbul’a geldiler” gibi...



    ÜÇÜNCÜ YANLIŞ

    Yanlışlıklar kumkuması mahut örnek cümlenin üçüncü hatası, cemi isimlerini takip eden fâillerin cemedilmesi hatasıdır: Birçok adamlar, müteaddit tayyareler, bölük bölük askerler gibi...

    Türkçede cemi isimlerinden birkaçı:

    Birçok, pek çok, müteaddit, yığın yığın, bölük bölük, sıra sıra, dizi dizi, çeşit çeşit vesaire vesaire...

    Cemi ismini takip eden fâil, ister cemat, ister nebat, ister insan olsun, asla cemedilmez.

    Birçok insan, pek çok hayvan, müteaddit gazete, bölük bölük asker, yığın yığın buğday, sıra sıra yalı, dizi dizi karga, çeşit çeşit kıyafet... Doğrusu budur.

    Hâdiseyi, kaideler bir tarafa, zevk yoliyle kavramak pek basit... Türkçenin mimarî dehası, nasıl sayı sıfatlarını takip eden kelimelerin cemedilmesine mâni ise, sayı sıfatlarından hiçbir farkı olmayan cemi isimlerine de aynı muamelenin tatbikini âmirdir. Nasıl 8 liralar, 12 elbiseler, 24 mebuslar diyemiyorsak, öylece, birçok liralar, çeşit çeşit elbiseler, müteaddit mebuslar diyemeyiz.

    Diyemeyiz ama, diyoruz; ne buyurulur? Buyurulacak olan Türkçenin öldürüldüğüdür.



    DÖRDÜNCÜ YANLIŞ

    Hatalar sergisi mahut cümlenin dördüncü yanlışı,yabancı kelimeleri, doğrudan doğruya ve kendi sarf ve nahivleri içinde kullanmaktır.

    (Bombardıman etmek) gibi... Bu hususta ana ölçümüz, ilk yazılarımızda belirttiğimiz gibi, ya ecnebî kelimenin telâffuz şeklini millî hançeremize tatbik ederek, onu mustakil ve öztürkçe aslî bir madde halinde kendi sarf ve nahvimize tâbi kılmak; veya bir karşılığını bulmaktan ibarettir.

    Meselâ, (bombardıman etmek) yerine (bomb) kelimesinin Türkçeleşmişi olan bomba’yı, bombalamak tarzında kullanarak...



    BEŞİNCİ YANLIŞ

    Beşinci yanlış, “Ne Ahmet, ne Mehmet, ne Ali gelmedi” tarzında yapılagelen muazzam hata... (Ne) edatı, Türkçede nefy edatıdır; ve bir kere fiil nefyedildikten sonra, ayrıca fiili menfi göstermek, onu iki kere nefyetmek olur. İki kere nefyetmek de, neticeyi müsbet gösterir. Yâni “ne Ahmet, ne Mehmet, ne Ali gelmedi” demek, “hem Ahmet, hem Mehmet, hem de Ali geldi” demektir. Doğrusu şudur: “Ne Ahmet, ne Mehmet, ne Ali geldi...” O zaman, bunlardan hiçbirinin gelmemiş olduğunu anlarız. Bu kadar basit bir hakikatin kavranamayışına hayret ve ibret!.. Bu mânada hemen bütün (muharririni kiram) ve sözde münevverler müşterektir. Başta birçok muharrir, resmî müessesesi, devlet ve hükûmet büyükleri ağzı, kimsenin, kullandığa dile ne dikkati, ne riayeti kalmıştır; yâni kendi yanlış ifadeleriyle kimsenin ne dikkati, ne de riayeti kalmamıştır.



    ALTINCI YANLIŞ

    Tek cümle halinde misalleştirdiğimiz hataların sonuncusu (umum) kelimesi üzerinde toplanıyor. Bu kelime hiçbir ismin evveline getirilerek o ismi târif etmek iktidarında değildir. Zira bizzat kendisi isimdir. Nasıl “ağaç bahçe” diye bir bahçeyi târif edemezsek, onu târif etmek için nasıl “ağaçlı bahçe” tarzında ilk ismi sıfatlaştırmak mecburiyetindeysek, böylece (umum) ismini de her hangi bir isme târif unsuru haline getirebilmek için onu sıfatlaştırmak zorundayız. Yâni, birçoklarının müsaadeleriyle, umumî müdürlük, umumî karargâh, umumî şu, umumî bu...

    Bu mevzuda ilk mes’ul, hükûmet ve bütün devlet daireleridir. İbretlere şayan bir tarzda, başta (Basın ve yayın umum müdürlüğü), binbir devlet dairesi arasından bir tanesi çıkıp da “Yahu, bu ne büyük hatadır, şunu umumî müdürlük yapalım!..” diyememektedir.

    Mahut, hatalar kumkuması cümlenin öbür hataları, işte bu saydığımız yanlışların taaddüdünden ibarettir.



    ÜÇ EKSİK

    18 Milyon Anadolu Türkünün hep birden trahom hastalığına tutulmasından daha ehemmiyetli ve yirmi tane Erzincan zelzelesinden daha felâketli olan müzmin dil buhranımıza daha fazla tahammül ve tevekkül göstermenin zamanı geçmiştir. Yarım yamalak varlıkların sapır sapır döküldüğü bu ruhî, aklî, ferdî, içtimaî, sınaî, iktisadî, siyasî, askerî muhasebe hengâmesinde, ordunun eline verilecek silâhla, milletin ruhî tamamiyetine vurulacak kilit arasında hiçbir kıymet ve ehemmiyet farkı yoktur.

    Millet millet insanlığı tam ve hakikî tekevvüne, yahut iflâsa davet eden bu beşerî metabolizma ihtilâli mevsiminde, dâvayı ruhî tamamiyetimizin merkezi olan dil cephesinden görebilsek yeter!..

    Dil buhranımız üzerinde kurduğumuz ölçü teşhisleri üç ana merkezde toplanıyor:

    1- Sarf ve nahvimizi örgüleştireceğiz!

    2- Istılah ve kelimelerimizi derliyeceğiz!

    3- Büyük ve resmî Türk lûgatini kuracağız!

    Bunlardan üçü de yok; fakat maarifimiz olduğu rivayeti var!

    Sarf – nahiv kanunlarımızı, şahsiyet ve istiklâl belirten usûllerle, kendi ifade dehâmız içinden süzmeliyiz. Oradan, şuradan gelecek usûllerin burada işi yoktur. Unsur buralı, tezgâh buralı, usûl buralı olacak.

    Istılah ve kelimelerimizi, sadece millî Türk hançeresine uymak ve uymıya mecbur olmak zaviyesinden derlemeliyiz. Avrupa kanunlarının kopyacılığını anlayanlardan değiliz.

    Büyük ve resmî Türk lûgatini de, son iş olarak, Türkçe heykelini tunca dökmek için yapmıya mecburuz.

    Necip Fazıl Kısakürek



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mr.respect -- 9 Ocak 2008; 9:12:12 >




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.