Şimdi Ara

Yapımcısından LOST'a ve finaline ilişkin açıklamalar [dikkat: spoiler] kafası karışanlar için

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
29
Cevap
6
Favori
45.101
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • merhaba
    dizinin finalini dün gece izledim. yalnız finalin yeterince açıklayıcı ve somut olmadığını ve burada birçok arkadaşın iddia ettiği gibi açıklanmamış, karmaşık kısımlar kaldığını düşünmekteyim. finaline ilişkin internette gezinirken bu yazıyı buldum.
    diziyi bitirenlerin yorumlarını bekliyorum.


    Lost'un FİNAL Bölümü İzleyip de Beğenmeyenler Bir de Bunu Okuyun
    NOT: Son bölümü izleyip de beğenmeyenler veya anlamayanlar bu yazıyı okuyunca fikirleriniz değişecektir.

    Aslında adada olanların hepsi gerçektir ve hepsi yaşanmıştır. Boone, Shannon, Libby, Ana-Lucia, Eko, Charlie, Charlotte, Daniel, Juliet, Sayid, Sun, Jin ve Jack... Bu adamlar adada öldüler... Locke ve Michael ise ada dışında öldü...
    Hurley, Benjamin, Rose ve Bernard adada; Kate, Desmond, Sawyer, Claire, Richard, Miles ve Lapidus ise adadan kurtularak ömürleri yettiğince yaşadılar...

    Eninde sonunda Christian Shephard'ın da dediği gibi "Bazıları Jack'ten önce, bazıları ise çok uzun zaman sonra ölüyor" ve flashsideways'te buluşuyorlar. Hepsi normalde hayatlarında yaşamayı dilediği gibi yaşıyor... Sonunda ise birbirleriyle hasret gideriyorlar... Böylece karakterlerimizin kaderi de tamamlanmış oluyor...

    ******

    ---- Büyük Resim ----

    Aslında ilk zamanlarda adaylık filan yok. O rahatsız kadın sıradan insanları ışıktan uzak tutuyor sadece. Ne zaman ki Jacob kardeşini o kuyuda öldürüp Black Smoke'a dönüşmesini sağlıyor işte o zaman başlıyor adaylık işi... Işık korunmaya o zaman ihtiyaç duyuyor. Jacob da başlıyor adaya adam toplamaya...

    - İlk getirilenler Black Rock ekibi...

    Black Smoke tarafından çatır çatır öldürülüyor çoğu. Geriye kalıyor Ricardo. Onu kullanarak Jacob'ı öldürmeye çalışıyor MIB... Bu henüz ilk denemesi ve büyük bir dezavantaja dönüşüyor. Jacob Richard'ı ikna ederek yardımcısı olmasını sağlıyor. Böylece adaya getirdiği insanları MIB'e karşı uyarabiliyor.

    Black Rock'tan kalmış olan bir avuç insan bizim Others olarak bildiklerimizi oluşuturuyor. (Hatırlarsanız hepsi İngiliz aksanıyla konuşuyordu) Richard onlara göz kulak olsun diye Jacob tarafından görevlendiriliyor.


    - ABD askerleri adayı bulur....

    Işığın korunması gerektiğini hatırlıyor Jacob, ve Others'ı askerlerin üzerine salıyor. Askerlerden Others'a katılanlar oluyor. (Bazılarının taşıdığı ordu çakıları vs...)


    - Dharma adaya gelir...

    Others ile aralarında savaş çıkıyor. Sebebi ise; gelişmiş teknolojileriyle ışığın kaynağını bulmaya en yakın olanlar olmaları. Hatta buluyorlar da... Swan istasyonunu kuruyorlar üstüne(veya yanına). (İstasyonun önünden akan küçük suyu hatırlarsınız...)

    Richard, Jacob; Benjamin ise Richard tarafından ikna edilerek Dharma adadan siliniyor. Others çadırda yaşamak yerine Dharma'nın yaptığı barakalarda yaşamayı tercih ediyor. Bir süre sonra aile hayatı vs şeyler nedeniyle adaya olan görevlerini 2. plana atıyorlar. Bu sıralarda da "bir şekilde" çocuk doğurup aile kurmaları engelleniyor. Fakat bu Others'ı yıldırmıyor Jacob'a karşı cephe alıyorlar neredeyse. Adaya doğum uzmanı getirerek sorunu düzeltmeye uğraşıyorlar... (Hikayenin en kilit kısmı zaten burası)


    - Oceanic tayfası adaya gelir...

    Jacob, Others'a olan inancını yitirdiğinde aklına daha parlak bir fikir geliyor ve geçmişini unutmak isteyen bir avuç yürekli insanı adaya getiriyor. Bazılarına da 'süper güçler' bahşediyor. (Ölülerle konuşma, geleceği görme...) Hatta birisi var ki Jacob'ın kim olduğunu bilmezken bile adadan emirler alıp uyguluyor...

    Jacob artık Others'a yardım etmediği için bu yeni grubu ortadan kaldırabilecek bir planları olmuyor. Bizimkiler adada anormal işler döndüğü farkettilerinde ise çoktan adayı terk etmiş oluyorlar. Adayı terk edenler ise ne ilginçtir ki en çok ayrılmak isteyenler.

    Bir süre sonra aslında hayatlarında dönecek hiçbir şeyleri olmadığını farkedip adaya geri dönmeye çalışıyorlar. Yalnız bir kişi hariç... O da Kate(İzninizle derin bir "offff..." çekmek istiyorum adını zikrettikten sonra). Sebebi anne olması. Jacob tarafından adı çiziliyor güzelin...

    Konuya dönersek; adaya dönen ekip 77'ye giderek Dharma'nın sonunu hazırlıyor. Böylece Jack de inanmaya başlıyor... Ama bomba patladıktan sonra günümüzde hiçbir şeyin değişmediği farkettiğinde asıl yapması gerekenin bu olmadığını da anlıyor.

    Bizimkiler Jacob'ın son kalesi olan Temple'a sığınıyorlar... Black Smoke orayı dağıtıyor...
    Bizimkiler adayı terk etmeye çalışıyorlar... Black Smoke buna da izin vermiyor.

    Jacob yüzünü gösteriyor. Onları neden adaya getirdiğini, ne yapmaları gerektiğini bir bir anlatıyor... Jack, denilenleri yapıyor. Kendisini feda ediyor. Yüzyıllar sonra Black Smoke yok oluyor... Böylece adanın kaderi de tamamlanmış oluyor...


    ---- Gelelim Karakterlerimize ----

    Boone, Shannon, Libby, Ana-Lucia, Eko, Charlie, Charlotte, Daniel, Juliet, Sayid, Sun, Jin ve Jack... Bu adamlar adada öldüler... Locke ve Michael ise ada dışında öldü...
    Hurley, Benjamin, Rose ve Bernard adada; Kate, Desmond, Sawyer, Claire, Richard, Miles ve Lapidus ise adadan kurtularak ömürleri yettiğince yaşadılar...

    Eninde sonunda Christian Shephard'ın da dediği gibi "Bazıları Jack'ten önce, bazıları ise çok uzun zaman sonra ölüyor" ve flashsideways'te buluşuyorlar. Hepsi normalde hayatlarında yaşamayı dilediği gibi yaşıyor... Sonunda ise birbirleriyle hasret gideriyorlar... Böylece karakterlerimizin kaderi de tamamlanmış oluyor...

    - - - - DESTINY FOUND - - - -


    Aslında kilisedeki o son buluşma o kadar duygu yüklüydü ki...

    Biz olayları Jack'in gözünden takip ettik 6 sezon boyunca... Bizim için kilisedeki olaylar Jack'in gözlerini kapatmasıyla başladı. Fakat Kate'i düşününce (Jack'e "Seni o kadar özledim ki..." deyişi mesela) veya Sawyer'ın Juliet ile kavuşması... Hugo'nun, adada ona uzun yıllar yardım ettiği için Ben'e teşekkürü...

    ...ALINTIDIR...

    -------------------------------------------------------------------

    Lost Finaline Dair JJ.Abrahams'ın Açıklamaları....

    Yaklaşık 6 yıldır, akıl almaz bir tutkuyla izleyiciyi müptela eden "Lost" dizisinin finali halen tartışılmakta.
    Finali tatminkar bulanlar kadar, bir çok sorunun havada asılı kaldığını düşünen ve hayal kırıklığı yaşayanlar da var.

    Geride kalan sezonların tamamına baktığımızda, yayıncılık tarihinin gelmiş geçmiş en büyük bilmecesinin finalinin somut anahtarlarla gerçekleşmesini beklemek de tuhaf aslında. Buna rağmen, dizinin yaratıcısı JJ Abrams ve ekibi, finalbölümüne dair izleyicinin kafasında oluşan soruları ABC' de yaptıkları bir canlı oturumla yanıtladılar.

    Bu oturumdan, önemli notları "Lost" tutkunu dostlarla paylaşmak istedim. Özellikle de kafasında fazla soru işareti kalanlara nefes aldıracaktır sanırım.

    İşte izleyicilerin en çok sordukları sorular ve yanıtları, izahları;

    - TÜM 6 SEZON BOYUNCA YAŞANANLAR RÜYA MIYDI?

    JJ Abrams : Elbette değildi. Bölümlerin tamamını dikkatle izleyen hiç bir izleyicinin bu denli mantıksız bir sonuca varacağını sanmıyorum. Dizinin Jack' in gözlerini aralayışıyla başlayıp, kapamasıyla bitmesi bu yanılgıya yol açmış olabilir. Yaşanan her şey gerçekti. Dahası, dizide rüya vizyonu asla yoktu.

    FİNALDE KİLİSEDE BULUŞAN TÜM EKİP ÖLÜ MÜYDÜ?

    JJ Abrams : Kafa karıştırıcı bir finalbölümü olduğunu kabul ediyorum, ki bu bilinçli bir tercihti. Yine de, final bölümünü bir kaç kez izleyenlerin anahtarı anladıklarından eminim. Forumlara göz attığımızda gördük ki, bulmacayı çözenler, kafası karışanlardan daha fazla.

    Dharma istasyonunu patlattıklarında, Quantum fiziğine ilişkin prosedürü başlatmış oldular. Diğer bir deyişle adada, bulundukları zaman boyutunu sonlandırdılar. Böylelikle "uçak düşmeseydi, nasılbir hayatları olurdu" başlıklı paralel evrendeki hayatları ilerlemeye başladı.

    Einstein kuramlarını az çok okuyan herkes bilir ki, teori maddenin her iki evrende de varlığını sürdürebildiği üzerine inşa edilmiştir. Bu yüzden, aynı ekip adadaki varlığını sürdürdü. Fakat anımsanacağı üzere, farklı bir tarihe geçtiler. Çünkü bulundukları zaman dilimini Dharma istasyonunun merkezinin imhasıyla durdurdular.

    "Herkes ölü müydü" sorusunun yanıtı da burada aslında. Hem evet, hem de hayır!

    Aslında hiç de karmaşık değil. Paralel evrende, yani "uçak düşmeseydi hayatları nasıl olurdu" yu anlatan dilimdeki karakterlerle, adadaki karakterlerin bulundukları evren birleşti. Biraraya geldikleri kilise, işte bu iki evreni biraraya getiren kozmik bir platformdan başka bir şey değildi.

    Jack'in babasının, "...buradan nereye gideceğiz" sorusuna verdiği yanıtı anımsayalım ; "Hiç bir yere gitmeyeceğiz. ilerlemeye devam edeceğiz" demişti. Bazı forumlarda gördükki, ekip öldü ve cennete gittiler diyenler var. Bu nasıl mümkün olabilir. Her biri, kaza olmayan evrende yaşamlarını gayet normal sürdürmekteler. Fakat paralel evrende,adada yaşananları anımayarak biraraya geldiler. Hem adada, hem de diğer hayatta ölenler zaten orada yoklardı.

    Dikkat edin! Kilisede, adada var olan bir çok önemli karakter yoktu!
    Özetle, iki evren birleşti, ve onca badirenin ardından hayatlarına devam edenler birleştiler.
    Ben' in kiliseye girmek istemeyişinin de yanıtı burada gizliydi zaten.

    - PEKİ AMA, ADA "NEYDİ" ASLINDA?

    Şunu ekipçe kabul edebiliriz. Haddinden fazla karmaşık bir hikaye örgüsü sunduk sizlere. Böyle de olması gerekiyordu. İşin içinde olduğunuzda bazen size çok basit gelen sorular, izleyenler için aynı kolaylıkta görünemeyebiliyor. Ada meselesi de bunlardan biri. Aslında adanın ne olduğu bence dizide enine boyuna anlatıldı.

    Ada, paralel evrenlerin geçiş noktasıydı elbette. Evrenler arası geçişin yol açabileceği trajedileri engelleyebilmek için adanın korunması, çıkarları için bu geçiti kullanmak isteyenlerin engelenmeleri gerekiyordu. İşte Dharma ekibinin adada bulunma sebepleri de buydu.

    Uzay zaman eğrisinin kırılma noktasıydı ada.

    Jacob ve Kara Duman fenomenlerinin hikayeye yerleştirilmesi kasıtlı bir kafa karıştırma yöntemiydi, kabul ediyoruz. Ve özellikle, bu iki karakterin dramatik yapılarını anlatmış olsak da, fazla detay vermedik.
    Alpert, adaya gemi kazasıyla geldiğinde Kara Duman' ın ona "...burası Chennem" dediği sekansı anımsayın. Aslında Cennet de, "Cehennem de bu dünyada" mesajı zaten hikayenin temel iddialarından biriydi.

    Tüm dizi boyunca yanıtını seyirciye bıraktığımız tek pasaj da aslında buydu. Jacob ve isimsiz kardeşinin gizemleri. Sıradan bir insandı anneleri, evet. Fakat adanın koruyuculuğuyla görevlendirildiklerinde kutsal özelliklere sahip oldular. Özelliklerini şeytani amaçlar için kullanma raddesine gelen Kara Duman' ın adadan ayrılmasını engellemek istemeleri de bu yüzdendi zaten.

    - JACK' İN BABASININ HİKAYEDEKİ ÖNEMİ NEYDİ?

    JJ Abrams : Sanırız, Jack' in babası üserine bu kadar kafa yorulması final bölümündeki ağırlığından kaynaklanıyor. Haklısınız da. Fakat zannedildiği kadar kilit bir karakter değil aslında. baba figürü, yalnızca Jack için önemliydi. İlk sezonları anımsayalım. Babasının Jack üzerindekietkisi, kötüleyen ilişkileri ve bu yüzden Jack' in giderek kaybolan özgüveni neticesinde adanın eline kalan tek değerli şey olduğunu düşünür hale gelmesi.

    İşte bu sürecin sonunda Jack' e, aslında ne denli değerli olduğunu anımsatabilecek en güçlü motifti babası.

    İşte JJ Abrams' ın açıklamaları böyle.

    Sanırım o havada asılı kaldığı düşünülen soruların cevaplarının çoğuna açıklık getirir nitelikte.

    Girişte söylediğim üzere, bu denli kaotik bir dizinin finalinde, çocuğa anlatır bir üslupla tek tek yanıtlara odaklanmalarını beklemek zaten gülünç. Dahası, dizinin tabiatına da aykırı aslında.

    Televizyon tarihinin en özel, en keyif verici, en akıl dolu işiydi "Lost", bu kesin.

    Aynı tadda bir yapımla bir daha ne zaman karşılaşırız bilinmez.

    alıntıdır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ilgezer -- 26 Mayıs 2010; 13:49:56 >







  • Yapay Zekanın Yanıtı

    LOST'un Finali ve Anlamı: Kafası Karışanlar İçin Bir Açıklama

    Lost Final Yorumları

    Popüler televizyon dizisi LOST'un finali, 23 Mayıs 2010'da yayınlandıktan sonra izleyiciler arasında büyük tartışmalara yol açtı. Bazıları finali tatmin edici bulurken, bazıları kafasını karıştırdı ve cevapsız sorularla baş başa kaldı.

    Lost Dizisinde Anlatılmak İstenen

    LOST, bir uçak kazasından sonra gizemli bir adaya düşen bir grup kurtulanın hikayesini anlatan bir diziydi. Dizi, keşif, inanç, kader ve insan doğası temalarını araştırıyordu.

    Lost Final Açıklaması

    Final bölümünde, kurtulanların adadan kurtulduğu ve gerçek hayata döndüğü gösterildi. Ancak, adadaki zamanlarının paralel bir gerçeklik olduğu ortaya çıktı. Son sahne, tüm kurtulanların bir kilisede bir araya gelip adada yaşadıkları deneyimleri anlattıklarını gösterdi.

    Lost Sonu Açıklaması

    Dizinin yaratıcısı Damon Lindelof, finalin açık uçlu olmasının kasıtlı olduğunu belirtti. İzleyicilerin kendi yorumlarını oluşturmalarına izin vermek istediğini söyledi. Ancak, birkaç olası yorum şunları içeriyor:

    • Kurtulanlar purgatory'deydiler ve adadaki deneyimleri, günahlarını kefaret etmelerine yardımcı oldu.
    • Kurtulanlar alternatif bir gerçeklikteydiler ve adadaki deneyimleri onları gerçek hayatlarına hazırladı.
    • Kurtulanlar kendi bilinçaltlarındaydılar ve adadaki deneyimleri onların içsel yolculuklarını temsil ediyordu.

    Lost Final

    Lost'un finali, televizyon tarihinin en tartışmalı ve düşündürücü finallerinden biri olmaya devam ediyor. İzleyiciler hala finalin anlamı hakkında tartışıyorlar ve kendi teorilerini geliştiriyorlar.

    Lost Dizisi Final Yorumları

    Lost'un finali, karmaşık ve sembolik bir sondu. Finalin açık uçlu olması bazı izleyicileri hayal kırıklığına uğratırken, diğerleri bunun düşünmeye ve yorumlamaya açık bir son olduğunu takdir etti. Son nihai olarak izleyicilerin yorumuna kalmıştır ve dizinin bıraktığı mirası uzun yıllar boyunca tartışılmaya devam edecektir.

    Yapay Zekanın Yanıtını Genişlet
  • ---EKLEME---

    1) Jack dahil tüm karakterlerin izlediğimiz tüm flashback'leri gerçek dünya hayatlarıdır. Hepsi daha önce flashback'lerde gördüğümüz gibi farklı farklı sebeplerden Oceanic 815 uçağına bindiler. Ama Sawyer hırsız, Jack bekar bir adam, Locke böbreklerini babasına kaptırmış bi looser olarak uçağa bindi. Yani 6. sezondan itibaren öğrenmeye basladığımız hikayeleri gerçek dünya hayatları değil, paralel evren hiç değil (bu önemli). Bunun ne olduğuna daha sonra değineceğim.

    2) Yaşadıgımız gerçek Dünya'nın bir parçası olan ama belli kurallar çerçevesinde ulaşılabilen bi adamız var. Bu adanın kurallarını adanın Jacob'ı diyebileceğimiz kişi belirliyor. Bu adanın iki önemli misyonu var. Birincisi tüm insanların yaşam enerjisi adanın içinde (daha once cok yerinde bi sekilde) ab-ı hayat diye belirtilen yerde muhafaza ediliyor.( Avatar gibi ) Doğal olarak da ada yuzyıllardır buradan haberdar bi azınlığın da ilgi odağı. İkinci misyonu ise gerçek dünyadaki hayatlarında iyi bi insan olamayan bazı kişilere ikinci bi şans verilen ortam olması.Ama kesinlikle araf falan değil. Yani tüm fizik kuralları lostie'lerin ölmesini gerektirirken, onlar boyle bi ucak kazasindan kurtularak gerçek dünya hayatlarına adada devam etme hakkını kazandılar. İkinci şanstan kastettiğim bu.

    3) Şimdi gelelim asıl kafa karıştıran kısma. Altıncı sezondan başlayarak izlediğimiz sahneler neyin nesi? Bunlar dizide gördüğümüz karakterlerin ölmeden hemen önce gerçekle hayali birbirine karıştırarak gördükleri yanılsamalar. Yani aslında Jack'in hiç oğlu olmadı, Sawyer hiçbir zaman polis değildi, Faraday hiç müziğe ilgi duymadı vs. sadece böyle bi hayatları olduğu yanılsamasını yaşadılar ve bu yanılsamanın içinde biri (Desmond) gelip onları mefta oldukları konusunda ayıltana kadar gerçekliği yaşadıklarını zannettiler. ( Bu açıdan malum "i see dead people" repliğinin geçtiği filmimiz ile benzerliği var). Herkes Desmond gelip onları uyardığı anda gerçek hayatını ve o hayatın nasıl sona erdiğini hatırladi.

    4) Şimdi şöyle bi soru da sorabilirsiniz : Ama bu adamlar ayrı ayrı yerlerde ayrı ayrı akıbetlerle öldüler, peki o zaman nasıl hep bir anda kilisede toplanıp aynı anda ahiret hayatına geçiş yaptılar?
    Bunun aciklamasi çok net bi şekilde Cristian Shephard da gizli. (finaldeki Jack-Cristian sahnesi dizinin gelmiş geçmiş en önemli anıydı. Herşeyin cevabı aslında ordaydı bi nevi. Bu sahneye yine döneceğim.) Lostie'lerin hepsine kurtulması imkansız bi kazadan kurtarılarak adada ikinci bi şans verildi. Bunun neticesinde bazıları adada ilk haftalarda öldü (Shannon, Boone gibi), bazıları adadan kurtuldu bi daha geldi öyle öldü. (dizinin kapanışını gözlerini kapayarak yapan Jack, ve yıllar hatta yüzyıllar sonra ölecek olan Hugo gibi), bazıları da adadan kurtulup gerçek dünyada gözlerini yumdu (Adadan son anda kaçan Hint uçağındaki Kate, Sawyer gibi ). Ama Cristian Shephard'ın dediği gibi herkes ölüm anındaki o birkaç nanosaniyelik zaman diliminde aynı yanılsamayı yaşadı. 815 sayılı uçuşun olduğu güne geri dönüyorlar, uçaktan sapasağlam iniyorlar ve tamamen yanılsamalardan ibaret bi hayatı yaşıyorlar, ta ki Desmond onları ayıltana kadar. Bu yanılsamalar gerçek değil, hepsinin ölmeden önce zihninde canlanan hayaller. O yüzden zaman kavramı yok. Herkes ölürken bunu yaşıyor (Yeni ada koruyucusu Hurley bile bunu yaşıyor) ve "şimdi" kavramının olmadığı bu hayal evreninde kendisi için verilen ilahi karar ile yüzlesiyor. Yani iyi bir insan olarak ölmüşse cennete, kötüyse cehenneme (dizi aslinda cehennem betimlemesinden özellikle kaçınıyor, daha çok cennete giremeyeceklerin kaldıkları yer demeyi tercih ediyor) gidiyor. Bu nedenle de zaten son kilise sahnesinde Michael, Ana Lucia, Mr.Eko gibi karakterleri göremiyoruz. Yani diziye göre onlar adada kendilerine verilen 2. şansı değerlendiremiyor, cennete gitmeyi hakedemiyorlar. Ayrica Ben'i de kilisenin dışında beklerken görüyoruz. Ben kendisi Cennet'e gitmeyi haketmediğini düsünüyor. Belki de girmeye çalışsa da giremeyecek, orasını bilemiyorum.

    5) Tekrar Christian Shephard sahnesine geri dönelim. Dediğim gibi bu 2 dakikalık sahne Lost'un bence en önemli sahnesiydi. Özellikle seçilmiş bi ayrıntı ayrıca önemliydi. Arka plandaki vitraya tüm dinleri temsil eden semboller işlenmişti. Kilisede böyle vitray olması absürttü ama verilen mesajla uyumluydu. Öyle ya da böyle hepimiz ölürüz ve arkada gördüğünüz dinlerin de dediği gibi bu hayat testinde yaptığımız herşeyin karşılığı olarak ahiret hayatımız belirlenir. Hangi dine inanırsanız inanın bu iş böyledir mesaji verdiler. Kendilerince evrensel, kucaklayici olmaya çalıştılar.

    6) Tabi hala aklımızı kurcalayan yüzlerce soru var. Örneğin, Jacob gerçekten adada ikinci şans verilenleri kendi mi seçiyor, yoksa onlar ilahi bir güç tarafından zaten seçilmiş de Jacob sadece gidip onlarla hayatlarının belli bi noktasında kontakt mı kuruyor? Blacksmoke yada heykel gibi. Bunları bilemiyoruz.

    ...ALINTIDIR...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ilgezer

    ---EKLEME---

    1) Jack dahil tüm karakterlerin izlediğimiz tüm flashback'leri gerçek dünya hayatlarıdır. Hepsi daha önce flashback'lerde gördüğümüz gibi farklı farklı sebeplerden Oceanic 815 uçağına bindiler. Ama Sawyer hırsız, Jack bekar bir adam, Locke böbreklerini babasına kaptırmış bi looser olarak uçağa bindi. Yani 6. sezondan itibaren öğrenmeye basladığımız hikayeleri gerçek dünya hayatları değil, paralel evren hiç değil (bu önemli). Bunun ne olduğuna daha sonra değineceğim.

    2) Yaşadıgımız gerçek Dünya'nın bir parçası olan ama belli kurallar çerçevesinde ulaşılabilen bi adamız var. Bu adanın kurallarını adanın Jacob'ı diyebileceğimiz kişi belirliyor. Bu adanın iki önemli misyonu var. Birincisi tüm insanların yaşam enerjisi adanın içinde (daha once cok yerinde bi sekilde) ab-ı hayat diye belirtilen yerde muhafaza ediliyor.( Avatar gibi ) Doğal olarak da ada yuzyıllardır buradan haberdar bi azınlığın da ilgi odağı. İkinci misyonu ise gerçek dünyadaki hayatlarında iyi bi insan olamayan bazı kişilere ikinci bi şans verilen ortam olması.Ama kesinlikle araf falan değil. Yani tüm fizik kuralları lostie'lerin ölmesini gerektirirken, onlar boyle bi ucak kazasindan kurtularak gerçek dünya hayatlarına adada devam etme hakkını kazandılar. İkinci şanstan kastettiğim bu.

    3) Şimdi gelelim asıl kafa karıştıran kısma. Altıncı sezondan başlayarak izlediğimiz sahneler neyin nesi? Bunlar dizide gördüğümüz karakterlerin ölmeden hemen önce gerçekle hayali birbirine karıştırarak gördükleri yanılsamalar. Yani aslında Jack'in hiç oğlu olmadı, Sawyer hiçbir zaman polis değildi, Faraday hiç müziğe ilgi duymadı vs. sadece böyle bi hayatları olduğu yanılsamasını yaşadılar ve bu yanılsamanın içinde biri (Desmond) gelip onları mefta oldukları konusunda ayıltana kadar gerçekliği yaşadıklarını zannettiler. ( Bu açıdan malum "i see dead people" repliğinin geçtiği filmimiz ile benzerliği var). Herkes Desmond gelip onları uyardığı anda gerçek hayatını ve o hayatın nasıl sona erdiğini hatırladi.

    4) Şimdi şöyle bi soru da sorabilirsiniz : Ama bu adamlar ayrı ayrı yerlerde ayrı ayrı akıbetlerle öldüler, peki o zaman nasıl hep bir anda kilisede toplanıp aynı anda ahiret hayatına geçiş yaptılar?
    Bunun aciklamasi çok net bi şekilde Cristian Shephard da gizli. (finaldeki Jack-Cristian sahnesi dizinin gelmiş geçmiş en önemli anıydı. Herşeyin cevabı aslında ordaydı bi nevi. Bu sahneye yine döneceğim.) Lostie'lerin hepsine kurtulması imkansız bi kazadan kurtarılarak adada ikinci bi şans verildi. Bunun neticesinde bazıları adada ilk haftalarda öldü (Shannon, Boone gibi), bazıları adadan kurtuldu bi daha geldi öyle öldü. (dizinin kapanışını gözlerini kapayarak yapan Jack, ve yıllar hatta yüzyıllar sonra ölecek olan Hugo gibi), bazıları da adadan kurtulup gerçek dünyada gözlerini yumdu (Adadan son anda kaçan Hint uçağındaki Kate, Sawyer gibi ). Ama Cristian Shephard'ın dediği gibi herkes ölüm anındaki o birkaç nanosaniyelik zaman diliminde aynı yanılsamayı yaşadı. 815 sayılı uçuşun olduğu güne geri dönüyorlar, uçaktan sapasağlam iniyorlar ve tamamen yanılsamalardan ibaret bi hayatı yaşıyorlar, ta ki Desmond onları ayıltana kadar. Bu yanılsamalar gerçek değil, hepsinin ölmeden önce zihninde canlanan hayaller. O yüzden zaman kavramı yok. Herkes ölürken bunu yaşıyor (Yeni ada koruyucusu Hurley bile bunu yaşıyor) ve "şimdi" kavramının olmadığı bu hayal evreninde kendisi için verilen ilahi karar ile yüzlesiyor. Yani iyi bir insan olarak ölmüşse cennete, kötüyse cehenneme (dizi aslinda cehennem betimlemesinden özellikle kaçınıyor, daha çok cennete giremeyeceklerin kaldıkları yer demeyi tercih ediyor) gidiyor. Bu nedenle de zaten son kilise sahnesinde Michael, Ana Lucia, Mr.Eko gibi karakterleri göremiyoruz. Yani diziye göre onlar adada kendilerine verilen 2. şansı değerlendiremiyor, cennete gitmeyi hakedemiyorlar. Ayrica Ben'i de kilisenin dışında beklerken görüyoruz. Ben kendisi Cennet'e gitmeyi haketmediğini düsünüyor. Belki de girmeye çalışsa da giremeyecek, orasını bilemiyorum.

    5) Tekrar Christian Shephard sahnesine geri dönelim. Dediğim gibi bu 2 dakikalık sahne Lost'un bence en önemli sahnesiydi. Özellikle seçilmiş bi ayrıntı ayrıca önemliydi. Arka plandaki vitraya tüm dinleri temsil eden semboller işlenmişti. Kilisede böyle vitray olması absürttü ama verilen mesajla uyumluydu. Öyle ya da böyle hepimiz ölürüz ve arkada gördüğünüz dinlerin de dediği gibi bu hayat testinde yaptığımız herşeyin karşılığı olarak ahiret hayatımız belirlenir. Hangi dine inanırsanız inanın bu iş böyledir mesaji verdiler. Kendilerince evrensel, kucaklayici olmaya çalıştılar.

    6) Tabi hala aklımızı kurcalayan yüzlerce soru var. Örneğin, Jacob gerçekten adada ikinci şans verilenleri kendi mi seçiyor, yoksa onlar ilahi bir güç tarafından zaten seçilmiş de Jacob sadece gidip onlarla hayatlarının belli bi noktasında kontakt mı kuruyor? Blacksmoke yada heykel gibi. Bunları bilemiyoruz.

    ...ALINTIDIR...
    Sağol bide bunu okuyalım




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Starborn

    Sağol bide bunu okuyalım

    Alıntıları Göster
    Tamda final zamanlarına denk geldi aklımdan çıkmıyor .
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Starborn

    Sağol bide bunu okuyalım

    Alıntıları Göster
    Bildiğim kadarıyla bunları bir kaynağı yok.
    Yani internette geziniyor bu ama belirli bir kaynağı olmadığı için pek güvenmiyorum
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tanura

    Bildiğim kadarıyla bunları bir kaynağı yok.
    Yani internette geziniyor bu ama belirli bir kaynağı olmadığı için pek güvenmiyorum

    Alıntıları Göster
    Nerde walt? nerde diğer sorular?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Starborn

    Sağol bide bunu okuyalım

    Alıntıları Göster
    bende anlamayanları anlamadım.gayet açık çoğu şey... olayların dini motiflere bağlanacağı açıktı... ayrıca final bölümleri bayağı duygulsal geldi bana...
    de bu dizilerde (çoğunda diyelim)ana karakterlerin ismi neden hep jack?ben onu bi türlü anlamadım...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ilkerinanç -- 26 Mayıs 2010; 13:13:47 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tanura

    Bildiğim kadarıyla bunları bir kaynağı yok.
    Yani internette geziniyor bu ama belirli bir kaynağı olmadığı için pek güvenmiyorum

    Alıntıları Göster
    Buradaki arkadaş her şeyi açıklamış zaten, bunu okuyun yeter.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: PaNoZ

    Nerde walt? nerde diğer sorular?


    işin aslı 6 sezonluk bir dizide tüm detayların açıklığa kavuşturulmasını beklemek de yanlış olur.
    walt ve babası michael adadan kurtulan kişilerdi ancak bu ikisinin ölümüne dair bir sahne yer almadı. waltı enson ya 3 ya 4. sezonda okul çıkışı john lock tarafından ziyaret edilirken gördüğümü hatırlıyorum. michael ise sanırım en son 3. sezonda sahneye çıkmıştı.

    bu kadar karmaşık bir hikayeler döngüsünü yine de iyi toparladılar...

    quote:

    rijinalden alıntı: ilkerinanç

    bende anlamayanları anlamadım.gayet açık çoğu şey... olayların dini motiflere bağlanacağı açıktı... ayrıca bence final bölümleri bayağı duygulsal geldi bana...
    de bu dizilerde (çoğunda diyelim)ana karakterlerin ismi neden hep jack?ben onu bi türlü anlamadım.


    finali inanç ve duygu yogunluklu oldu. zaten dizinin geneli dramatik bir yapıda oluşturuldu. bu şekilde bir sonu bekliyordum.
    jack ismi sık kullanılıyor çünkü amerikalıların tuttuğu bir isim..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ilgezer

    quote:

    Orijinalden alıntı: PaNoZ

    Nerde walt? nerde diğer sorular?


    işin aslı 6 sezonluk bir dizide tüm detayların açıklığa kavuşturulmasını beklemek de yanlış olur.
    walt ve babası michael adadan kurtulan kişilerdi ancak bu ikisinin ölümüne dair bir sahne yer almadı. waltı enson ya 3 ya 4. sezonda okul çıkışı john lock tarafından ziyaret edilirken gördüğümü hatırlıyorum. michael ise sanırım en son 3. sezonda sahneye çıkmıştı.

    bu kadar karmaşık bir hikayeler döngüsünü yine de iyi toparladılar...

    quote:

    rijinalden alıntı: ilkerinanç

    bende anlamayanları anlamadım.gayet açık çoğu şey... olayların dini motiflere bağlanacağı açıktı... ayrıca bence final bölümleri bayağı duygulsal geldi bana...
    de bu dizilerde (çoğunda diyelim)ana karakterlerin ismi neden hep jack?ben onu bi türlü anlamadım.


    finali inanç ve duygu yogunluklu oldu. zaten dizinin geneli dramatik bir yapıda oluşturuldu. bu şekilde bir sonu bekliyordum.
    jack ismi sık kullanılıyor çünkü amerikalıların tuttuğu bir isim..

    Alıntıları Göster
    özet geçin hem final nası oldu




  • quote:

    Orijinalden alıntı: semidos

    özet geçin hem final nası oldu


    yukarda anlatınlar zaten özeti
    izlemediysen metni okumamanı tavsiye ederim
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tanura

    Bildiğim kadarıyla bunları bir kaynağı yok.
    Yani internette geziniyor bu ama belirli bir kaynağı olmadığı için pek güvenmiyorum

    Alıntıları Göster
    cok guzel bir sondu, akilli olanin anlamasi gerek, bu diziyi CSI Ny ile karistirmayin :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: anil92

    cok guzel bir sondu, akilli olanin anlamasi gerek, bu diziyi CSI Ny ile karistirmayin :)

    Alıntıları Göster
    meşajım bulunsun
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ilgezer

    quote:

    Orijinalden alıntı: semidos

    özet geçin hem final nası oldu


    yukarda anlatınlar zaten özeti
    izlemediysen metni okumamanı tavsiye ederim

    Alıntıları Göster
    6 sezon boyunca bir tıpa için kavga eden iki kardeşi izliyormuşuz demek.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darth Nihilus

    6 sezon boyunca bir tıpa için kavga eden iki kardeşi izliyormuşuz demek.

    Alıntıları Göster
    lütfen arkadaşları yanıltma.

    bunları yapımcıların söylediği kesin değil..dizi ve sinema konusunda lost finali tartışılıyor oraya bir bak istersen
  • quote:

    Orijinalden alıntı: semidos

    özet geçin hem final nası oldu


    jack'in gözü kapandı
  • quote:

    Orijinalden alıntı: AthabaskA

    lütfen arkadaşları yanıltma.

    bunları yapımcıların söylediği kesin değil..dizi ve sinema konusunda lost finali tartışılıyor oraya bir bak istersen


    tamamını elbetteki yapımcısı söylemedi
    ancak arada yapımcıdan alıntılar da var
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ilgezer

    quote:

    Orijinalden alıntı: AthabaskA

    lütfen arkadaşları yanıltma.

    bunları yapımcıların söylediği kesin değil..dizi ve sinema konusunda lost finali tartışılıyor oraya bir bak istersen


    tamamını elbetteki yapımcısı söylemedi
    ancak arada yapımcıdan alıntılar da var

    Alıntıları Göster
    hala cevaplanmayan sorular var bence... ben bu dizide jacob dan çok dharma çalışanlarına takmıştım. kurucuları Alvar Hanso 100 küsür yaşında olmasına ragmen yaşıyor ve yuzunu gostermiyordu . bana bu cok buyuk gizem olarak geldi. ama nedense dharma uzerınde çok durulmadı. belkıde dızının ılk planlandıgında 7 sezon sonradan 6 sezona dusurulmesının payı vardır....




  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkerx

    hala cevaplanmayan sorular var bence... ben bu dizide jacob dan çok dharma çalışanlarına takmıştım. kurucuları Alvar Hanso 100 küsür yaşında olmasına ragmen yaşıyor ve yuzunu gostermiyordu . bana bu cok buyuk gizem olarak geldi. ama nedense dharma uzerınde çok durulmadı. belkıde dızının ılk planlandıgında 7 sezon sonradan 6 sezona dusurulmesının payı vardır....

    Alıntıları Göster
    Benim en çok kafama takılan nokta bu adamların uçakları düşmeden önce farklı bir hayatları vardı.Misal Jack hastasıyla evliydi.Ancak uçak düşmeden devam etti ve Juliet'le evli ve ondan oğlu var.
    Benim kafa buna basmadı




  • quote:

    Orijinalden alıntı: PaNoZ

    Nerde walt? nerde diğer sorular?

    Tamam sen de haklısın ama sorular cevaplansaydı zevki bu kadar fazla olmazdı bence.Ben şahsen beğendim final bölümünü çokta güzel mesajlar vermişti.

    Beni yanlış anlama...
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.