Şimdi Ara

Ulusal(milli) Değerlerimiz...Nelerdir? (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
54
Cevap
1
Favori
13.706
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: feylesof


    Teknolojik, sanatsal, bilimsel, ticari etkileşimler insanlık varolduğundan beri var ve bu Kıyamete kadar da böyle olacaktır. İnsanlığa ait olan ortak değerler kesinlikle gelişecek ve kapsamını genişletecektir.

    Ama bunlar anlatmaya çalıştığım şeyin çok çok dışında şeyler.

    Şunu söylemeye çalışıyorum: kültürlerin etkileşimi sayesinde yaşama bakış açımız, dünya duruşumuz, değerlerimiz zenginleşir / zenginleşmelidir. Ama bugün hakim olmaya başlayan popüler kültürün, "etkilemekten" öteye geçerek değerlerimizi zayıflatmasına / dönüştürmesine ve hatta yok olma noktasına getirmesine izin veriyoruz. Burada yemek kültürünün değişmesinden bahsetmiyorum, temel dinamiklerin bozulmasından bahsediyorum.



    Bugün dünya ya egemen, popüler kültür veya baskın kültür insanlığın kabul ettiği kültürdür.Bu kültürü birileri bize empoze etmiş veya etmemiş olabilir.HEr ne olursa olsun genelin kabul ettiğini anlamak zorundayız diye düşünüyorum.Temel dinamiklerden bahsetmişsiniz bundan kastınız nedir?KEndi kültürel yapımızın değişmesi mi?Eğer öyleyse, saf kültür varmıdır?Varsa kime ait?Bahsettiğiniz batı kültürü ise bu baskın kültürün ne kadarı onlara ait?Övündüğümüz kendi kültürümüz içindeki (osmanlıdan beri süregelen ) rüşvete nasıl bakıyorsunuz?Rüşvet bize ait bir kültür değilse nerden ve kimden geldi?Biz niye bu kadar çok benimsedik?Siz şuan ki kültürel değişime bozulma olarak bakarsınız! Ben doğal süreç olarak bakarım.Yaşanması gereken yaşanıyor.Siz kendi düşünce veya yaşayışınızı ne kadar anlatıyorsunuz?Anlatamıyorsanız!bunun suçu size yanlış (görece) kültürü empoze edenlerde midir?

    quote:



    Şu an yaşananlar kültürel etkileşimin çok ötesinde birşey. Geçmiş çağlarda benzeri görülemeyecek hızda bir değişim yaşanıyor. Her alanda ama her alanda inanılmaz bir bombardıman sözkonusu.

    Meseleye Türk, Hristiyan, İslam, ... vesaire kültürlerin hakim olması açısından bakmıyorum.

    Asıl derdim bu "hakim olma" durumu.

    Hakim ya da baskın kültürün, içinden çıktığını belirttiğiniz alt kültürün dünyaya kedisini kabul ettirmesi olgusu da, insanlığın ortak değerlerine tekabül etmesinden değil, büyük "ekonomik" gücünden ileri gelir.
    Ayrıca hakim olmaya başlayan popüler kültürün hiçbir felsefi, ideolojik, dini bir yönü yok.
    Bu kültürün, belli bir dünya duruşuna sahip olmaması, ve dünya ekonomisini yönetenler tarafından çok iyi pazarlanması nedenleriyle popüler kültür tüm dünyada büyük bir hızla yayılıyor. Kendisine sürekli yeni alanlar yaratıyor.
    Komünizmin son kalelerinden Çin bile artık buna direnç gösteremiyor.(Gerçi Çin kültür devrimi ile geçmişi silmeye çalışmasının acı bedellerini ödüyor ama o ayrı bir konu)

    Yaşama bakış açımızı, ufkumuzu, yaşam kalitemizi geliştiren herşeye açık olunmalı. Bunda hiçbir sorun göremem.
    Chaplin ya da Spielberg gibi ustaların tüm filmlerini zevkle izlerim, Sting'in müzik kalitesini bu ülkede yaşayan bir çok sanatçı müsfettesiyle karşılaştırmam bile. Bunları izlemeyi ya da dinlemeyi özenti olarak algılamam.

    Bahsettiğim gibi benim asıl derdim başka.

    Çok klasik bir tabir olacak ama sadece tüketimi merkeze alan bir kültüre ben pek ortak değerler gözüyle bakamıyorum.
    Şunu da kesinlikle kabul ediyorum ki bu çağın hakim kültürü, insanlara çok cazip geliyor. Çünkü maddi, hayvani yönümüzü kamçılayan herşey insanları kendisine kolaylıkla çekebilir. Buna zaten doğal bir meylimiz var. Bizi dizginlemesi gereken değer yargılarının çarpıtılması, kırılmaya uğratılması sonucunda mobilyalarını hayatının en değerli şeyi olarak gören insanların ortaya çıkmasıyla ilgili bir sorunum var.
    (Edward Norton abimizin, dairesi yandığında polise söylediği cümleden çaldım )

    Bu konuda sahip olduğum sıkıntılara aslında o film çok güzel bir örnek olacak galiba. Yani Dövüş Kulübü filmi.
    Her ne kadar bu tür filmlerin, hakim sisteme olan tepkileri azaltmak adına yapıldığı / yaptırıldığı birçok kişi tarafından dillendirilse de bazı şeyleri örneklemede çok güzel kullanılabilir.

    Ayrıca Konu Dışı bölümünde dolaşmanızı tavsiye ederim. Yaşanan devinimin hiçte "doğal" olmadığını daha iyi anlayacaksınız.





    Bence popüler kültür ün felsefi,ideolojik veya dini bir yanınının olmadığını söylemek çok iddialı.Ben bugünkü hakim kültürün tamamıyle bahsettiğiniz olgularla yakından alakalı olduğunu düşünüyorum.Örneğin dini açıdan bakarsak günümüz dünyasında hristiyan yaşayışı baskın bir etken.Felsefi yönden ele alırsak yaşanan her kültürel değişimin felsefeyi yakından ilgilendirdiğini düşünüyorum olumlu veya olumsuz.İdeoloji derseniz, kapitalizmin hakim olduğunu söylemek yanlış olmasa gerek!Zira para ve sermaye insanları yönlendirmenin en önemli aracı!


    "Çok klasik bir tabir olacak ama sadece tüketimi merkeze alan bir kültüre ben pek ortak değerler gözüyle bakamıyorum" demişsiniz.Bu sizin değer yargınız.Tüketim esaslı olmayan yaşayışlar yok mu?az da olsa.Ki dünya nın % 100 ü tüketim merkezli bir değere yönlendiyse bence bu ortak değerdir.Çünki yaşayan , yaşamak isteyen insan.Bu demek değil ki ilanihaye böyle devam edecek!Para ve statünün yerine ikame edilecek başka bir unsur bulunursa(insanlığın kabul edeceği) ; insanlıkta kültürünü ona göre yönlendirecektir.Belki sizin anlayışınıza yakın belki başka bir anlayışa.Ama ne olursa olsun yaşamamız gerekeni yaşıyoruz.Ve yaşadığımız herşey insanlığın genel kabulleri üzerinedir.Bunu inkar etmek pek doğru olmasa gerek.Sizin doğrularınız sadece sizi bağlar.Diye düşünüyorum.


    saygılarımla,



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Steinberger_2 -- 20 Temmuz 2007; 2:03:07 >




  • ulusal değerler deyince işin içine bizim olan her şey giriyor,bayraktan tutun da ayrana kadar.ulusal değerler,kültürü oluşturan değerlerdir genelde.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: KUNG-FU 61

    Kaybettiğimiz değerler



    Böyle paylaşımları her zaman takdir etmişimdir.Sağolun.
  • ulusal değerlerimiz ;

    dinimiz,ülkemiz, bayrağımız,halkımız(etnik ayrım yapmadan),örf ve adetlerimiz,tarihimiz,sanatımız,cumhuriyetimiz,bayramlarımız diye uzar gider.
  • tek bir değerimiz var:

    Türk kültürü...

    ve ne yazık ki onu da amerikan kültürü ile değişiyoruz
  • Burada anahtar sözcük değerli paylaşımcılarında vurguladığı gibi, kültürlerin değişimi ve etkileşimidir(Giderek kültürsüzleşme) kanıma göre.Toplumlar birbirlerinden, ya kendiliğinden etkileşirler veya bir nedenden dolayı zor yolla değişirler.

    Ama biz maalesef kendi kültürümüzle,iki yüz yıldır peşinde koştuğumuz batı kültürüyle, sağlıklı bir harman yapamadık. Zaten bizdeki bu huzursuzluk ,yozlaşma belki de bu yüzdendir.Kendi kültürümüzün kaynaklarını bulmakla işe başlanabilir mi bilmiyorum? Yani kendi kültürümüze sahip çıkmakla baskın kültürlere karşı dayanabilmeyi başarabilir miyiz?

    Özellikle bizdeki küçük mutlu bir azınlığın yozlaşmasının nedenleri dışında ,aile planlamasının bazı yörelerde ve kesimlerde istenilen sonucu vermemesi, aynı zamanda şiddetin ve yabancılaşmanın da kaynakları olarak gördüğüm gelir dağılımındaki adaletsizlikler,kentleşmenin getirdiği sıkıntılar insanları kültür şokuna sokmaktadır.Bu çeşitli olguları beraberinde getirmektedir.Köylülük tasfiye edilirken dikkat edilmeyen uygulamalar ilişik sorunlara da yol açmaktadır.Dil,çevre,gecekondulaşma gibi.Bu sorunlarda kültürümüze yansıyarak olumsuzlanmaya dönüşmektedir.

    Gözümüzde büyüttüğümüz Batı kültürü, bana sorarsanız esas itibariyle standardize edilmiş kuralları kapsamasıyla, üstünlüğü bizim toplumumuz tarafından içselleştirilir.Yoksa Batının homojen bir kültürel yapısı yoktur.Sanayileşmenin getirdiği bir sürü de sefalet ve rezillikleri,ahlaksızlıkları da vardır.Bizdeki kimilerinin ağırına gitse de çok çeşitli kültürümüz önemli ve tutunacağımız bir zenginlik olabilir.Özellikle insan hakları ve özgürlükler konusu bir başlangıç olabilir.(Türk devletine vs. hakaret özgürlüğünü anlayamıyorum)Sosyal ve ekonomik sorunların azaltılması Kendimize Güveni tazeleyebilir.

    Kültürel değişimi engelleyebilmek olası olmasa da özümüze bağlı kalabilmenin bilincini bulmamız gerekmektedir. Olası değişimler taklit ederek değil de yorumlayarak olmalıdır. Yoksa bu, toplumun değişim pahasına, kendi kültürel kimliğini ve kişiliğini reddetmesi anlamını taşıyabilir.Bunun sonunu da düşünmek istemiyorum.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: feylesof


    quote:

    Orjinalden alıntı: C4



    misafire yedirmeyi çok severiz. yemeyen misafire gıcık kaparız. yememekle sanki bize hakaret etmiş, rızkımıza haram karıştığını ima etmiş gibi algılarız. bayramlarda, her gittiği yerde baklava-tatlı yiyerek artık kusma durumuna gelmiş ve bize uğramış misafire son darbeyi de biz, bir tabak baklavayı eline tutuşturup "ye ulan şunu! yemezsen oyarım" der gibi bakarak vururuz. yemediği anda ev hanımı" aaaa!! kendi ellerimle yaptım yahuu" diye feryadı basar. sanki başkasının elleriyle yapacaktın. tabiki kendi ellerinle yapacaksın. ha, bir de "ağzınıza layık" demeyi de ihmal etmez. sen benim damak zevkimi nereden biliyorsun belki ben tatlıdan hoşlanmıyorum?








    Valla bu ikramda ısrar yüzünden az çatlama noktasına gelmedim.

    Yemin ettim kimseye ikinci kez söylemiyorum ye diye.

    Benim bir amca var. Bayramlarda filan evlerine giderken karadenizde bütün filom batmış gibi düşünceli gidiyorum. Adam genç böylemi yer ya diyor. Biz gençken diye bi başlıyor. Tamam da ben yiyemiyorum. Yok yiyeceksin tabak boşalacak. Bide bizde büyüklerin yeri ayrıdır. Bir şey dedimi eşşek gibi yapacaksın.

    Benzer bir şeyi bir Ramazan ayında iftar davetinde de yaşamıştık. Öğrenciydik o zamanlar. Adam yemek yiyişimize bir baktı. Sonra bizim buralarda damat adayına önce yemek yedirirler eğer iyi yiyemezse kız vermezler dedi. Allahtan bizde böyle bir adet yok




  • İnsan insanlığını korudukça hertürlü değerinide korur zaten, gerisi gelir. Önemli olan insanlıktan çıkmamak.
  • Hortlatma amaçlı değil sadece böyle bir konunun yukarılara çıkması için yazıyorum.Gerçekten konuşulması gereken bir konu olduğuna inanıyorum.
  • Milli değerler çağı sona erdi, merhaba ortak insani değerler, merhaba ortak kültür. Dünya büyük bir değişimden geçiyor ve korkarım bunun sonu yalnızca birbirinin kopyası ve kopyası insanlar olacak.
  • Ağzımızdan çıkan seslerden başka bir şey değildir.
  • Biz Türk kültürünü çok önceleri kaybettik. Osmanlı Türkleri Araplaştırdı. İslamı kültür olarak aldık sanırım. Çok çok az şey kaldı günümüze kadar gelen.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Priori Incantatem

    Biz Türk kültürünü çok önceleri kaybettik. Osmanlı Türkleri Araplaştırdı. İslamı kültür olarak aldık sanırım. Çok çok az şey kaldı günümüze kadar gelen.

    Geldiler yine
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guthrath

    quote:

    Orijinalden alıntı: Priori Incantatem

    Biz Türk kültürünü çok önceleri kaybettik. Osmanlı Türkleri Araplaştırdı. İslamı kültür olarak aldık sanırım. Çok çok az şey kaldı günümüze kadar gelen.

    Geldiler yine

    Hayırdır ?
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.