Şimdi Ara

Üçüncü Nükleer Santral İğneada'ya

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
6
Cevap
0
Favori
226
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Paylaşılamayan Cennet: İğneada
    Çimento limanı, taş ocakları, rüzgâr enerjisi santralı derken İğneada bu kez de nükleer santral projesiyle gündemde.

    Karadeniz kıyısında, Türkiye ile Bulgaristan’ın buluştuğu noktada bir cennet İğneada. Istranca (Yıldız) Dağları’nı aşan keskin dönemeçleri geride bıraktığınızda, derelerin getirdiği kumların kıyıda bir set oluşturmasıyla meydana gelen özel bir ekosistem olan longoz (subasar) ormanlarına ulaşırsınız. Dişbudak, kayın, meşe, akçaağaç, üvez ve mürver gibi ağaçların kökleri toprağı bütün gücüyle kavramıştır. Kış ve ilkbahar aylarında orman zemini tamamen sularla kaplıyken, yaz ve sonbahar aylarında çekilen sular, bu yaşam damarı kökleri bırakır açıkta. Kıyı ise yumuşak beyaz kumlarla kaplı bir sonsuzluktur.

    Türkiye bir yana dünyanın en önemli doğa miraslarından biri kabul edilen ve 2007 yılında milli park ilan edilen İğneada, ne yazık ki son yıllarda benzersiz ekosistemini tehdit eden projelerle sık sık gündeme geliyor. Kamyon ve iş makinelerinin geçebilmesi için taş ocaklarına açılan yollar; çimento limanı ve rüzgâr enerjisi santralı (RES) projeleri yetmezmiş gibi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun’un yaptığı açıklamaya göre Türkiye’de yapılması planlanan üçüncü nükleer santral için adres olarak yine Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı İğneada beldesi seçildi.

    Tatlı ve tuzlu su göllerinin, kıyı kumullarının, tatlı ve hafif tuzlu bataklıklarının bir arada bulunduğu, önemli kuş göç yollarından birinin üzerinde yer alan ve endemik bitki türlerinin yaşam alanı olan İğneada amansız bir talan yarışının mekânı haline gelmiş durumda. Devlet kurumları ve özel şirketler bu cennet parçasını sakinleri olan ağaçların, kuşların, böceklerin, memelilerin, sürüngenlerin ve diğer tüm canlıların elinden alıp paylaşmanın derdine düşmüş adeta.

    Bugünkü açıklamasıyla bizleri geleceğe dair endişeye boğan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan sonra dilerseniz son sözü Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bırakalım. İğneada’nın önemi, bakanlığın sitesinde şöyle anlatılıyor:

    - Türkiye kuş varlığını oluşturan 454 kuş türünden yarıya yakını (200’den fazla tür) yıl içerisinde İğneada’da görülebilmektedir. Avrupa Kırmızı Liste (E.R.L. = IUCN) ölçütlerine göre nesli tehlike altında olan ve ya tehlike altına girebilecek statüdeki cüce karabatak, akkuyruklu kartal ve küçük kerkenez, İğneada’nın sağlıklı ekosistemini temsil eden üç gösterge kuş türüdür. Bunun yanı sıra sadece kuzey Trakya’da görülen küçük yeşil ağaçkakan, İğneada’da öne çıkan önemli bir kuş türü. Bern Sözleşmesi ölçütlerine göre alanda konaklayan veya yaşamını sürdüren 184 kuş türü (2007) tehlike altında sınıfında olup koruma altına alınması gereken türlerden.

    -Tüm Türkiye’deki memeli türlerinin %57’si İğneada yöresindeki zengin yaşam alanlarında görülebiliyor.

    -Yaban kedisi, karaca, porsuk, geyik, orman faresi, tilki ve susamuru alandaki memeli hayvanlar arasındadır.

    -Lagün, göl ve dere gibi farklı sulak alanlarında bilinen 30 balık türü yaşamaktadır. Bölgedeki dere ve göllerde yaşayan sekiz balık türü Bern Listesi’nde -Korunması Gereken Türler (PFS)- sınıfındadır.

    -Bern Sözleşmesi’ne göre kesinlikle korunması gereken iki yaşamlı türlerden pürtüklü semender ve gece kurbağası ile sürüngen türlerinden oluklu kertenkele, yeşil kertenkele ve ince kertenkele alanda yaşama ortamı bulabilmektedir.

    -IUCN koruma sınıfında yer alan büyük teke böceği ve benekli bakır kelebeği İğneada’da kendine uygun yaşam ortamı bulmuştur.

    http://www.atlasdergisi.com/gundem/paylasilamayan-cennet-igneada.html


    Birisi şunların kafasına coğrafya kitabı fırlatabilir mi. İğneada'dan başka yer mi bulamamışlar nükleer santral için







  • 1999-2000 arası Kırklareli'nde oturuyoduk yazın denize İğneada'ya gitmiştik baya güzel yerdi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • çanakkale boğazından yeni elektrik hattı geçirilecekmiş.860m dolar maliyeti varmış.
    nükleer santral yapınca gerek kalmayacak ona .saçma sapan işler hep

    tüm dünya eskiyen nükleer santrallerini kapatıyor.(yenileme maliyetleri yüksek ve yeşil enerjiye yöneliyor elalem)
    bizimkiler yeni nükleer santral yapmaya başlıyor.
    çünkü bedava başka ülkelere yaptırıyorlar.

    yapılması gereken
    -res kurulmalı(son senelerde resler artmaya başladı)
    -boğazlardaki akıntılardan enerji üretilmeli.
    -jeotermal potansiyeli çok yüksek ülkemizin ( elalem değerini biliyorhttp://www.alternatifenerji.com/iste-dunyanin-en-buyuk-10-jeotermal-santrali/ )
    -ispanyadaki aynaları odaklayarak güneş enerjisinden elektrik üretilmeli
    -insanları güneş ve rüzgar enerjisi kullanmaya teşvik edilmeli.herkes kendi elektriğini kendisi üretsin.


    nükleer santral ve ithal kömürle çalışan santraller istemiyorum ben.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi e_capkan -- 15 Ekim 2015; 0:46:53 >




  • Abi anladık santral iyi hoşta niye böyle güzel yerleri seçiyorlar? Niye mahvediyoruz orayı.

    En son Bartın Amasra'ya gittim. Giden varsa bilir girişinde bir tepeden güzel bir görüntüsü vardır, genelde durup fotoğraf çektirilir. Yine bir bakalım manzaraya dedik baktık ilk gözümüze çarpan termik santral inşaatı oldu gitmiş güzelim manzara doğa. Yazık günah.

    Sözde bunlar çok Osmanlıcı geçinirler, biraz saygınız olsaydı oradaki doğal güzelliği korurdunuz. Açın bakın Fatih Sultan Mehmet Amasra için ne demiş
  • quote:

    Orijinalden alıntı: umix353

    Abi anladık santral iyi hoşta niye böyle güzel yerleri seçiyorlar? Niye mahvediyoruz orayı.

    En son Bartın Amasra'ya gittim. Giden varsa bilir girişinde bir tepeden güzel bir görüntüsü vardır, genelde durup fotoğraf çektirilir. Yine bir bakalım manzaraya dedik baktık ilk gözümüze çarpan termik santral inşaatı oldu gitmiş güzelim manzara doğa. Yazık günah.

    Sözde bunlar çok Osmanlıcı geçinirler, biraz saygınız olsaydı oradaki doğal güzelliği korurdunuz. Açın bakın Fatih Sultan Mehmet Amasra için ne demiş

    Aslında bütün Türkiye coğrafyasında stratejik olarak nükleer santral için en ugun yer orası, çünkü:
    - Terör saldırısı ihtimali Mersin'e göre çok düşük
    - İstanbul'a yakın bu da elektrik iletim maliyetlerini düşürüyor
    - Balkan ülkelerine yakın bu da burada üretilen elektriğin Avrupa'ya satılmasını kolaylaştırıyor
    - Denizden çekilecek suyun sıcaklığı Akdeniz'e göre daha düşük bu da santralin enerji verimliliğini çok arttırıyor
    - Deprem riski Mersin'e göre daha düşük

    Ama düşününce nükleer santral yani, bence hiç yapılmasın ama illa (inadına) yapılacaksa da Mersin yerine İğneada'ya yapılsın.

    Santralin dışında hükümetin illa İğneada'ya çevreye zararlı bişeyler yapma inadı 2012'den beri devam ediyor.

    Danıştay kararı var ÇED raporu var çimento tesisi ve çimento limanı yapılamaz diye ama Çevre Bakanlığı yeşil ışık yakıyor, Limak ve Trakya Çimento'ya yürü! diyor, yapılıyor.
    http://www.radikal.com.tr/cevre/igneadaya-cimento-limani-1325610/




  • oraya izci kampına gitmiştim. hatta yasal statüte yaptığımız suçtu çünkü orası milli parktı.orada doğadan başka bişe yok bu yapılırsa gerçekten çok kötü olur. deprem riski az diye doğada katledilmez ki ama.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.