Türk Telekom, neden kendi saha dolaplarını TürkNet ile paylaştırmıyor? (5. sayfa)

@NT2L Hocam çok güzel açıklamışi kesinlikle katılıyorum. TurkNet'in Gbps'lik tarifesi zaten baştan başa reklam. Kullananadan çok konuşan var, varsın ellerindeki bir avuç gbps abonesinden tamamen zarar etsinler ne yazar. Öte yandan TurkNet tamamen maliyet odaklı iş yapıyor ve ne kadar FAVÖK marjı ile iş yaptıklarını bilmiyoruz. Telekom da Turkcell de FAVÖK marjlarını %50'ler civarında tutmak zorundalar büyümeye devam etmek istiyorlarsa.

ADSL'de zaten ülkemizde kullanılan modülasyonlarla maksimum 1.2Mbps upload verilebilir.

İzin vermeyen kim, al kabloyu al kabini döşe. Kazı izni sorunları da bir seneyi aşkındır istisnalar hariç çözülmüş durumda. Siz zahmet etmeyin ben peşin peşin cevabı vereyim. Üç kuruşa beş köfte olmaz da ondan. Türk Telekom, Turkcell gibi firmalar senede yaklaşık 1 milyar USD yatırım yapıyorlar hatta Telekom ekonominin iyi olduğu seneler 1 milyar EUR'yu aşan yatırımlar dahi yaptı. Unutmadan ekleyeyim bu yatırımlara lisans ödemeleri dahil değil. Haliyle böyle bir maliye iyi bir performans getiriyor ancak bu da müşteriye yüksek fiyat olarak yansıyor. TurkNet ise bunun tersine az hatta neredeyse hiç yatırım, düşük maliyet, düşük performans üçlüsünü seçmiş. Olay tamamen bundan ibaret. TurkNet de eğer başlasın yatırıma fiyatlarının bu seviyelerde kalamayacağı aşikar.

Onun da modeli var 

Mayıs 2018'de Türk Telekom, BTK, Telkoder ve Alternatif İşletmeciler arasında Türk Modeli isimli bir protokol imzalandı. Bu protokle göre İşletmeciler altyapılarının olmadığı bölgelerde maliyeti bölüşerek ya da kiracı firma tamamen yüklenerek altyapı kurdurabiliyorlar ve kiracı işletmeci bu altyapıyı uzun süre kira ödemeden kullanabiliyor. Yani TurkNet Telekom ile anlaşıp dilediği yere Türk Telekom'a fiber erişim altyapısı çektirebilir, inşaat maliyetini yapacaklar anlaşmaya göre ya bölüşürler ya da tamamen TurkNet karşılar karşılığında ise kurulan altyapıyı TurkNet 10-15 sene gibi uzun vadede ücretsiz ya da indirimli olarak kullanır.

Hocam söylemek istediklerinizi çok iyi anlıyorum ancak bu konuda çok şaşıracağınız şeyler söyleyeceğim.

Öncelikle Türk Telekom'da bana sorarsanız pazarlama ve reklama daha fazla bütçe ayırmalılar, Telekom tam bir pazarlama beceriksizi firma bana kalırsa. En güzel örneği 25 milyon fiber homepass'e rağmen fiber abone sayısının sadece 5.2 milyon olmasıdır, Turkcell'de fiber homepass 3.5 milyon fiber abone ise 1.6 milyon, rakamlar her şeyi anlatıyor. Turkcell pazarlama konusunda çok daha iyi.

İşin doğrusu, bu pazarlamaya ve reklama harcanılan paralar altyapıya harcanan paraların yanında devede kulak. Üstte dedim ya Telekom tam bir pazarlama beceriksizi diye, Ronaldo bu duruma şahane bir örnek. Ronaldo'ya verilen 2 milyon EUR çok bir bütçe değil. Bu parayla belki ufak bir nahiye, belki nüfusu az bir ilçe fiberlenebilir, yani aslında 2 milyon EUR para değil ama sen derdini vatandaşa anlatmayınca, anlatmaya teşebbüs etmeyince sanki bu paraya devasa altywapılar döşenebilecekmiş zannediliyor, haklı olarak. Türk Telekom (Turkcell de buna yakın) yatırıma senelik aşağı yukarı 1 milyar USD harcıyorlar. Bu yatırımların Türk Telekom'da kırılımı ağırlıkla Sabit, Mobil ve İştirakler şeklinde. Pastadan en büyük payı sabit altyapı yatırımları, ondan sonra Mobil şebeke yatırımları ondan sonra da iştirak yatırımları alıyor. Özellikle fiber yatırımları 2.Paul döneminden sonra ciddi bir artış gösterdi, senede 30 bin km civarı fiber döşenip 3-4 milyon fiber homepass elde edilemeye başlandı. Yani yatırımlar konusunda ben Telekom'u hele ki şu son 4 senelik süreçte hiç bir şekilde kusurlu görmüyorum. Beni fanatik zannetmeyin sakın, ben olanları söylüyorum, eksiklere gelince gerektiğinde en ağır lafları da söylemekten çekinmem. Bugün 3.Çeyrek sonunda fibere erişebilen hane sayısı 25 milyona yükseldi yani kabaca neredeyse fibersiz saha kalmadı. Tabi elbette bu 25 milyon hanenin hepsi aynı erişim türüne sahip değil FTTC/B/H olarak ayrılıyorlar, zaten yatırımlar durmayacağı için gerektiği noktalarda FTTx erişim türlerinin birbirine revizyonu yapılmakta, yapılmaya da devam edecektir. Laf aramızda 8 senedir FTTB/DSL olarak fibe kullanıyorum. Nasipse yakın zamanda FTTH'ye dönüşüm çalışmaları bitecek.

Ümit Önal'ın 7.5 milyon km fiber ifadesini söylemesi de tam bir PR faciasıydı bana kalırsa. Çünkü Türk Telekom kendi ürünlerini, hizmetlerini, altyapısının ve markasının PR'ını yapmakta çok aciz. Yukarıda söylediğim gibi 8 senedir FTTB/DSL altyapı üzerinden fiber kullanıyorum. Ama ülkemizde milyonlarca hane FTTC/B/H olarak fibere erişebildiklerinden habersiz bir şekilde sadece ADSL altyapısı var zannedip haklı olarak Telekom'a kızıyorlar. Telekom'un fiberleştirdiği sahalarda müşterilerini bilgilendirmesi lazım. Yani işin kısacası ülkemizde (internette dolaşan bazı yalan içerikli -kasıt taşıdığını düşünmüyorum- bilgilerin de tesiriyle) Türk Telekom altyapı yatırımı yapmıyor, fiber miktarı ve homepass oranı (homepass kavramını pek kimse bilmez gerçi) düşük algısı var, halbuki öyle değil, Türk Telekom Avrupa'nın sayılı Telekom şirketleriyle denk bir fiber ve homepass miktarına sahip hatta ülkemizde fiber homepass içerisindeki FTTH homepass oranı %20'lerde ki bu oran bir çok Batı Avrupa ülkesinden ileride (örneğin British Telecom'un 2019 senesinde Gbps seviye hizmet verebileceği kısaca Gbps modülasyonlu FTTC, FTTb/Eth ve FTTH homepassi yalnızca 500 bin civarında idi, Türk Telekom'da bu sayı 2019'da 6 milyondan fazlaydı). Tamam altyapı konusunda önemli bir eksikliğimiz yok ancak algımız kötü, muhtemelen bu algıyı düzeltmek de maksadıyla devasa gözüksün mantığıyla 7.5 milyon km ifadesini kullandı geçen sebe başında. Neyse ki bu facianın farkına vardılar da terkardan lif değil fiber uzunluğunu söylüyorlar. Eklemek isterim buradan bizim aldığımız hizmetler Batı Avrupa ülkelerinden daha ileride manası çıkartmamak lazım.

Ülkemizdeki temel sorun fiber altyapının pazarlanmıyor oluşu yani reklamının yapılmıyor oluşu (Tv'lerde fiber reklamı göstermeyi kastetmiyorum, lokal bazda kastım) ve pazarımızdaki alım gücünün düşüklüğü. Bu konuda da geçen gün CTO Yusuf Kıraç aslında çok iyi niyetle doğru bir laf etti ama yine potu kırdı. İnternet yavaş değil, insanlar tercih etmiyor hızlı paketleri dedi. Son derece haklı ama bunu sebeplerini söylemeyince bu laflar tam bir PR faciasına dönüşüyor. İnsanlar yüksek hızlı paketleri almıyorlar çünkü:

1)Fiber erişim altyapısına sahip olduklarını dolayısıyla yüksek hızlı paketleri kullanabileceklerinden habersizler, kimse bunu bilgisini vermiyor.

2)Alım gücü düşük olduğu için yüksek hızlı paketleri almaya insanların gücü yetmiyor.

Sabit ARPU 3Ç'20'de Telekom'da 57TL yani 10EUR bile değil. Hal böyle iken Türk Telekom fiyatları nasıl indrisin, müşteri de nasıl alsın. Burada suçlu ne Türk Telekom ne de müşteriler. Suçluyu da konuşmak için forumda başka bir bölüm var 

Tabii ki, TurkNet talep eder ve Türk Telekom'la fiyattır, maliyettir gibi konularda anlaşırlarsa evet, hatta daha ötesini söyleyeyim bunu fTTH olarak bile yapabilirler. Bu modelle Vodafone için altyapı döşemişti Telekom hatta.

Bu arada, diğer cevaplarınıza ve sorularınıza da nasipse yarın cevap vermeyi planlıyorum.

Türk Modelinde kurulan altyapının mülkiyeti yerleşik sağlayıcıya aittir, alternatif sağlayıcı yapılan işbirliği sayesinde altyapının kurulum maliyetini karşılayacağı veya maliyete ortak olacağından dolayı uzun vadeli olarak kurulan altyapıyı ücretsiz olarak kira bedeli ödemeksizin kullanabilir. Yani TurkNet, Telekom ile anlaşıp Türk modeli ile FTTH getirecek olursa tüm altyapı Türk Telekom'a ait olur, TurkNet ise bu altyapıyı ücretsiz kullanır. Türk Telekom da TurkNet'e eğer santralde YAPA uygulanırsa yani santralde TurkNet'în L2 trafiği yönlendirebilecek bir cihazı varsa sahadaki fiber erişim şebekesinden gelen TurkNet trafiğini TurkNet'in L2 cihazına yönlendirir. DSLAM olmaz ama, ancak TurkNet3in YAPA getirdiği santrallere sadece DSLAM değil L2 de kuruyordur, sorun çıkmaz. Sayet santralde TurkNet'in cihazı yoksa Türk Telekom en yakın TTN'de (Trafik Teslim Noktas) trafiği TurkNet'e teslim eder.

Bu arada zannediyorum ki siz YAPA modeli için anlayamadığınız bir kaç nokta var. YAPA'da alternatif işletmeci hiç bir şekilde Türk Telekom'un fiber erişim şebekesinden ve sokaklardaki fiber kabinlerinden yararlanamaz. YAPA'de alternatif sağlayıcı yani burada TurkNet santrale kendi DSLAM'ını kurar, ucuna da Türk Telekom'un fiberini değil, sahaya giden bakır kablolarını bağlar. Yani YAPA'da TurkNet aboneleri hiç bir şekilde içine elektrik ile çalışan Türk Telekom cihazını kullanmadan TurkNet'in santraldeki DSLAM2'ına erişir.

------------

@XpressMusic34

tek bir abonelik alıp tüm apartman hatta tüm mahalle ortak kullanabilme potansiyelimiz var

düşük upload bunu engelliyor, diğer ülkelerde böyle bir şey yok