Şimdi Ara

Turbolu yada Yüksek Hp Atmosferik Araçlar için Lpg tavsiyesi... (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
167
Cevap
2
Favori
24.808
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • yanıtlar için çok teşekkürler,bakın buradada farklılıklar olmuş sanırım,turuncu ve sarı enjektör kısmında,birde merak ettiğim aracın arıza kodunu engelleyen obd cihazı takılıyor mu sistemlerinizde yoksa takılmıyor mu,bu sorum hala yanıtlanmamış,yani yakıttan kaynaklı karışım sorunu olduğunda ben bunu görmek istiyorum ki ilerleyen zamanlarda,garanti konusunda evet tatmin edici bir cevap olmuş oldu,bütün kullanıcıların bunu görmeside güzel oluyor,en azından sistemlerinin arkasında durabilecek usta ellere gönül rahatlığı ile araçlarını teslim etmiş olacaklar,yukarıda ki obd kısmını aşağıda ki arıza sorusuna istinaden yazmıştım,buyrun opel deki arıza sorunu ve nedeni ile ilgili yanıt;




    astra1.6 xep subab ayarı stop etme 25-11-2012, 17:05:11
    Alıntı: mehmet03dn isimli üyeden alıntı

    arkadaşlar aracım vitesi boşa alınca stop ediyordu emme manifoldu temizlendi bogaz kelebeği temizlendi gaz ayarları yeniden yapıldı egr valfi yenilendi ısı müşürü yenilendi corbon clean yapıldı sorun gitmişti taki şu bi kaç güne kadar arabam sabahları zor çalışıyor ve titriyor yolda giderken motoru zorlayıp boşa aldığımda stop ediyor bütün özel opel servislerini gezdim ve son çare silindir kapagının açılması diyorlar siboblarda kaçak olabileceğini söyleyip rektefe yapılmasını söylüyorlar aracım 110 bin km ve arızayı lpg ve benzindede yapıyor bu konuda bilgisi olan arkadaşlardan yardım bekliyorum bütün sensörleri kontrol edildi ve araba arıza lanbası yakmıyor yardımlarınızı bekliyorum

    Araç bu sorunları yapmadan önce bazı belirtiler vermeli, şöyleki P0171 (AIR FUEL ROTIO TOO LEAN) ile birlikte ortaya çıkan p0300 serisi arıza kodları... bu sorunlar ortaya çıkmadan önce bu kodlara sahip lamba yakma sorunu oldumu araçta. Bobin değişikliği yapıldımı, bobin değişikliği yapıldı ise kaç kez yapıldı...
    Bunları yazarsanız çok sevinirim...

    Z16XEP motorlarda bu hata kodları çok erken zamanda kapak açmaya sebep oluyor, çok defa yazdım bu motor yapısı itibari ile fakir AFR ye düşmeye yatkındır, uzun süre bu kondüsyonda kullanılan Z16XEP ler çok erken kapak açar. P0171 daha önce aldınızmı yazarsanız sevinirim...

    2.cevabı;


    peki aracinizdaki takili olan kitin OBD baglanti ozelligi varmi, bazi firmalar tabirimi mazur gorun (cakallik) yaparak OBD baglantili kitler sayesinde aracin ariza vermesini engelliyorlar ozellile bu p0171 ve digerlerini perdeliyor, sizde arac ariza vermiyor sanarak kullaniyorsunuz ancak arac dusuk yakit ayari ile calisip yuksek egzost gazi sicakliklarindan dolayi subaplarda hasara yol aciyor, buda aracin gucunu kaybetmesine sebep oluyor.

    Z16XEP lerde EGR kanllari tikanip, LPG de de dusuk ayara dusunce subaplarin maalesef hic sansi kalmiyor. Aracinizdaki bu tip arizayi anlamanin en guzel yontemi egzost gazindan yapilacak olan emisyon testidir. (bunu idrar tahliline benzetebiliriz )...

    Bu emisyon testindeki yuksek CO,HC ve NOx degerleri aracin dusuk AFR de kaldigini gosteiri ve subap hasari olasiligi yuksektir. Dusuk AFR yuksek EGT (Egzost Gases Temparature) ye sebep olur. Ben gecenlerde ozellikle aracimi LPG ye alarak samsunda emisyon yaptirdim, tum degerler normal cikti. Ancak hemen benden once yaptiran bir megane aracta maalesef arac ariza lambasi yakmazken dusuk AFR de cikcak sonuclari veriyordu, muhtemelen OBD li kit den dolayi.....


    işte yukarıda tartıştığımız konulardan bir tanesi şu meşhur arıza kodu blokelemeye yarayan obd kiti,sisteminde bu kit olmadan montaj yapan hangi firmalar var peki,bu arada mtm kiti de brc firmasına parça ürettiğine göre brc bayilerini neden kullanmıyor ayar ve servis konusunda,otomatik sistem ayarı yapması çok güzel olmuş yakıt ve mevsimselliğe göre ancak sanırım servis sorunu var onlardada,ayrıca keihin enjektör heryerde karşıma çıkıyor,hatta brc takan ustalar dahi bunu söylüyor,sistem olarak farkı enjektörü diyorlar ve kalitesini onlarda kabul ediyor,bu araştırmalarımı dün evden çıkarak bizzat sanayileri dolaşıp farklı yerler ve firmalara sorarak devam ettirdim,niyetim sadece kendi aracım için değil,uzun zamandır buradada sorun haline gelen sistem,usta ve garanti durumu vede aynı iş yerinde olan ve samimi arkadaşlarımında merakı çünkü onlarda artık yakıt olayından sıkılmaya başladılar,kazançlarının yarısı benzine gidiyor,aynı zamandada konumuzu okuyan binlerce forumdaşımızda sizlerin bilgi ve yönlendirmelerinizi takip edeceğine eminim,bütün araştırmaların ve gelecek yanıtların sonunda hafta sonu karar verip montajı yaptıracağım,montaj yaptırdığım yerin,ilin,firmanın açıklamasını,neden orada açıklamasını,resim ve videolarını,ustalarla yapılan her türlü bilgi alışverişini,bizzat aracın başında akşama kadar durarak ve yapılan işi görerek resimleriyle burada aktaracağım,sonrasında ise aynı firmaya belirli km sorunsuz kullanımdan sonra referans olarak müşteri yönlendireceğim,ileride yaşanacak olan(inşallah yaşanmaz) sorunlarıda yine bu başlık altında yazacağım ve tabi çözüm aşamalarınıda,saygılar.




  • Birde eklemek istediğim lpg tesisatının enerjisini bobine giden kablodan mı alıyorsunuz,yoksa farklı biryerden mi?
  • yine obd ile ilgili:

    obdli kitler için 2 adet şehir efsanesi var.
    1. obd protokolü üzerinden arac ecuyle haberleşir lftyi okur ona göre lpg enjeksiyon sürelerini ayarlar ki araç bunu dağda bayırda deniz kenarında ağrı dağının başında kendi kendine yağtığına göre lpg de gerekli parametreyi alarak yapar ve montajda yapılan ayarın üstünden 1000 yılda gese ayar gerekmez.
    2. obd üzerinden araç ecuye bağlanır. MIL (misfunction indication light) söndür komutu gönderir. mil söner. mil tekrar yanar tekrar söndür komutu gönderir. bu böyle tekrar eder. o kadar hızlıdırki gözle göremezsiniz. araç karışım hatası (zengin/fakir) vermiyor sanırsınız halbuki veriyordur. düpedüz kandırmaca.

    benim bildiğim efsaneler bunlar daha doğrusunu bilen varsa buyursun.

    p.s. eobd (amerikan obd2'nin avrupa uyarlaması 2001 de standart oldu araçların en aşağı 2001 emin değilim 2002 eminim model oması lazım obdli kit takılabilmesi için. amerikada obd2 1996 standart olmuş bilgi olsun )




  • bulduğum her bilgiyi copy paste ile burada paylaşıyorum,bunlara dikkat ediliyor mu onuda merak etmiyor değilim açıkcası.


    önerilen regülatörün radyatörden aşağıda olmasıdırki sıcak su lpgyi çabucak ısıtsın lakin kimse buna uymaz üşenirler montajların %99'unda regülatör hemen kaputun altındadır. regülatörden filtreye, filtreden enjektöre hortum mesafesi minimum olacak der üretici montaj şemalarında, öyle montaşlar gördümki regülatörden filtreye 1 metre hortumla motorun üstünden çekmiş adam lpgyi, filtreden enjektöre de en az bi 50cm hortum kullanmış. enjektörden manifolda 10 cmyi geçmeyecek derler ama nerde öyle montaj. enjektörlerin yatık yada dik olması lazım ama adam uygun gördüğü yere sabitlemeden koyar geçer enjektörü. manifold dışarıda delinecek der üretici ben daha öyle 1 tane montaj görmedim. yalandan elektrik süpürgesini sokarlar ters matkapla dalarlar. elektrik işçiliğine hiç girmiyorum bile.
    üretici derki ecu soketleri ecu sabitlenince aşağıya bakacak der aküye eksoz manifolduna uzak olsun der, son zamanlarda moda soketleri havaya dikip akünün yanına sıkıştırmak ecüyü bu adamlar bu işten ekmek yiyor bir de. adam doğruyu bilmiyor, doğrusu bu deyince de ana bacı sövmüşsün gibi tavır alıyor. bu hallerin yemek yediği kaba pisleyen mahlukatlardan bir farkı yok gözümde.
    o sebeple eşinizin dostunuzun montajlarına bakın, hortum boylarına ecü sabitlenmişmi sabitlenmemişmi konumu yeri nasıl, harness derli toplumu diye. güzel işçilikle makul fiyatlı kit monte eden yerler seçin.




  • Hepsine cevap vermeye çalışacağım son yazdıklarınızın.

    Öncelikle enjektör seçiminde farklılık yok BRC ve Prins enjektörleri farklı benim turuncu enjektör değdiğim BRC için ancak orada belirttiğim gibi Prins için silindir başına düşen hp miktarına göre seçim yapılır buradan da sarı Kehin enjektörü çıkar.

    Araca OBD cihazı takma gibi bir durum söz konusu değil ancak daha sonra yazdıklarınızda da ortaya çıktığı gibi OBD bağlantılı cihazlar vardır fakat BRC ve Prinste böyle bir bağlantı durumu söz konusu değil. Lpg'li araçlarda arıza ışığının yanması ise ilk olarak yapılan yakıt karışım ayarına bağlıdır. Ayotogazında dediği gibi kesinlikle yol ayarı yapılmalıdır. Subap sorunuyla ve yakıt ayarı ile ilgili güzel bir alıntı yapacağım merak ettiğiniz soruların hepsini cevaplayacak diye düşünüyorum çünkü üşenmeden sabırla yazılmış bilgilendirici bir yazı

    quote:


    Özetle Yeni Euro 5 motor yapıları ile bir önceki Euro4 motor yapılarına göre oldukça farklıdır bu araçlarda Tekrar söylüyorum ; A markası B markası C markası farketmez tüm selenoıd valfli enjektör kullanan alt sınıf lpg sistemlerini yeni Euro 5 motorlara montaj yaptırısanız belirli bir km sonra üst kapağı açtırdığınızda subabların bastığı baga yüzeylerinde büyüme ve silindir kapağında çökme meydana geldiğini görebilirsiniz.Bu araçların yanma oranları çok hassas ; basit bir örnek verecek olursam 2011 model i-vtec civic'in lpg kalibrasyonunu EOBD cihazı kullanarak yolda 10 dakıka içerisinde tamamlarım.Bu kalibrasyon o kadar hassas olur ki LFT(long fuel trim) ve SFT (short fuel trim) değerleri nerdeyse 0.0 (sıfır nokta sıfır ) değerine gelir ki bu değerler 0 hata demektir ki araç bunu benzinde bile zor yakalar fakat yeni civic'in lpg kalibrasyonunu yapmam nerdeyse 20 dakıka mı alıyor çünkü subab zamanlaması çok değişken ; araç ani fakirleşmelere devamında zenginleşmeye başlıyor ,benzinde bile bu değerler çok değişken bunları lpgye adapte etmek benı oldukça uğraştırıyor ( ki ben bu konuda lpg bayilerine eğitim veren birisiyim) .Bu kadar uğraşı plug and drive gibi üst sınıf bir yazılımla ve de elektronik enjektör ile yapmakta ben zorlanıyorsam ; varın gidin bu yazılımı selenoıd valfli yani yazar kasa mürekkep sistemine sahip bir enjektör ile nasıl yapacaklar bilemiyorum.

    Lpg sistemlerinin mantığını anlayabilmemiz için öncelikle aracımız benzinde nasıl çalışıyor bunu anlamamız gerekiyor.Çok fazla teknik kelime ve detaya girmeden basit açıklamalarla konuyu anlatmaya çalışayım.Aracımız benzinde çalışırken bir çok sensörden veri alır.Bu sensörlerden (motor ısı sensörü ,hava emiş sensörü ,manifolt basınç sensörü, oksijen sensörü... vs vs vs ) aldığı verilere göre motora yakıt püskürtülür.Örneğin kışın motor -20 derecede iken motor ısı sensörü bu veriyi benzin ECÜ süne yolar ve Ecü anlar ki fazla bir yakıta ihtiyaç var ,bu durumda motora gönderilen yakıt miktarı değişir.Yani basitçe biz neden yazın T-SHORT giyiyoruz ya da neden sıcakta daha fazla su içiyoruz ... aynı mantıkla örnekleyebiliriz.
    Benzin ecüleri bu verileri toparlayarak yanma odasına yakıt püskürtür ,motorda yanma meyda gelir ve yanan gaz en son nerden çıkar ? Eksozdan.Eksozdan çıkmadan önce yanma durumunu ölçen bir sensör var ,bu sensörün ismi oksijen sensörüdür.Oksijen sensörü motordaki yanmanın durumunu ölçer ve aracın benzin ecüsüne bu değeri gönderir.Örneğin oksijen sensörü motordaki yanma oranını ölçtü , yanma oranı %3 fazla(zengin) olsun.Bu durumu aracın benzin ecüsüne bildirir ve benzin ecüsü bu veriyi aldıktan sonra bir sonraki döngüde yakıtı %3 az gönderir ,motorda yine yanma meyda gelir oksijen sensörü yanma oranını ölçer ve bu sefer -%2 kısık (fakir) olduğunu yine benzin ecüsüne gönderir ,benzin ecüsü bir sonraki döngüde yakıtı %2 açar ve bu döngü sürekli böyle devam eder.Yani OEM benzin ecüsü yanma oranını sürekli bir aralığın içinde tutmaya çalışır .Bu oran araçtan araca ,motordan motora göre değişir.

    2000 model bir civicte bu hata oranı +- 20 ise 2010 honda'da bu oran +- 10 dur. Yani yeni nesil motorlarda hatayı kaldırma aralığı ve buna bağlı olarak motor yapıları günden güne hassaslaşmaktadır.Bu olayı ben hep şu şekilde özetliyorum.Kimi insana LAAAN dersiniz çok kızar ,sinirlenir bu arkadaşın hatayı kaldırma oranı dardır ; kimi adama hakaret edersiniz gülüp geçer bu adamın hatayı kaldırma aralığı oldukça geniştir araçların EURO 3 EURO 4 EURO5 motor olmalarını da bu örneğe benzetebiliriz :) Euro5 motorların emisyon oranları günden güne hassaslaşmakta ,hatayı kaldırma aralıkları iyice daralmakta ,işte bu sebeblerden dolayı yeni nesil araçlarda lpg kaynaklı sorunlar artmakta.

    Konuya tekrar dönüş yaparsak ; yukarda gördüğümüz gibi OEM Benzin ecüsü sürekli bir aralıkta yanmayı kontrol ediyor ve yanma oranları bu aralığın içinde kaldığı için sistemde herhangi bir arıza meydana gelmiyor.Şimdi benzinli bir araca lpg montajı yapalım...

    Araca lpg dönüşümünü gerçekleştirdik Sistem otokalibrasyon ile benzin işletim sisteminden aldığı bazı verileri yorumlayarak LPG de bir yakıt haritası oluşturdu ve aracımız artık LPG ile çalışmakta.Araç lpg de çalışırken benzin enjektörlerinin elektiriği kesildi yani benzin enjektörleri uyutuldu ve fakat araçtaki tüm sensörler yine devrede .OEM Benzin ecüsü hala çalışmakta ve aracın benzin ile devam ettiğini düşünmekte fakat araca artık sadece LPG gönderilmekte.Oksijen sensörü yine devrede (yukarda ne işe yaradığını anlatmıştım) ve yanma oranlarını yine ölçmekte.Motora LPG gönderilmeye devam ediyor ve sensör motordaki yanmayı ölçüyor ve bir bakıyor yanma oranı %-20 fakir ,bu durumu hemen aracın benzin ecüsüne bildiriyor ,benzin ecüsü bu veriyi öğrenince araca %20 fazla yakıt gönerilmesi gerektiğini düşünüyor ve benzin enjektörlerine bu sinyali yolluyor fakat araç lpg de olduğu için yakıt artmıyor ,motor hala fakir karışım ile çalışmaya devam ediyor ,oksijen sensörü yine ölçüme devam ediyor ve bakıyor ki yanma oranı hala %-20 fakir bu durumu yine benzin ecüsüne bildiriyor ,benzin ecüsü yanma oranını artırmak için yakıtı %20 artırmalıyım diyor ama ne fayda Lpg ye müdehale edemiyor ve bu durumda motor %_20 fakir karışım ile çalışmaya devam ediyor.Böyle bir durumda motorda 2 temel sorun meydana geliyor ; bunlardan birincisi mekanik sorun ,diğeri ise elektronik sorun .

    1.Mekanik Sorun : ( Basit ifadeler ile anlatacağım ,lütfen biri çıkıp vay ısı ayrı vay sıcaklı ayrı , bu terimler yanlış demesin)
    Yanma odasında bulunan emme ve eksoz subablarının bu odada meydana gelen ısıya belli bir dereceye kadar mukavemet etme durumu var.Araçlardaki bu subablar günden güne hassaslaşmakta ,çünkü emisyon oranları hassaslaştıkça araç üreticilerinin de kullandığı malzemeler farklılık göstermeye başlıyor.2000 model bir aracın kullandığı subab ile 2012 model bir aracın kullandığı subabların yapıları birbirinden farklıdır. Konuya dönecek olursak örneğin araç benzinde iken yanma odasının ısısı en fazla 80 derece olsun subabların ise ısıya dayanma derecesi 100 derece olsun , araç benzinde iken yanma oranı 80 dereceyi geçmediği için subablarda ,subab yataklarında vs vs herhangi bir sorun meydana gelmiyor ; araç LPG de iken lpg nin doğası gereği bu ısı 90 dereceye çıkacaktır ve fakat subabın dayanma derecesi 100 olduğu için herhangi bir sorun meydana gelmeyecektir ; fakat yukardaki örnekte olduğu gibi şayet gaz ayarı yanlış ise yanma odasının ısısı fakir karışımdan dolayı artacaktır ve 90 drece olması gereken ısı 110 dereceye çıkacak (esasında yüksek ısıya daha uzun süre maruz kalacaktır) ve subablar zamanla aşınacaktır.Böyle bir durumda motor ömrümüz zamanla kısalacaktır.

    2.Elekronik Sorun : Benzin Ecülerinin 2 temel hafızası ya da yakıt döngüsü vardır .Bunlar LFT /Long Fuel Trim) ve SFT dediğimiz Short Fuel Trimlerdir.Yani kısa yakıt döngüsü ve uzun yakıt döngüsü .Basitçe kısa yakıt döngüsü SFT biraz önceki örnekte anlattığım anlık olarak değişen oksijen sensörünün benzin ecüsüne gönderdiği verilerdir ; yani yakıt +3 fazla - 2 kısık vs vs
    Uzun yakıt döngüsü ise LFT benzin ecüsünün bu anlık değerlere göre yani SFT ye göre belirlediği temel değerdir.Sorunsuz çalışan bir araçta LFT ve SFT +- 5 aralığındadır. Fakat yukardaki örnekte ne olmuştu araç %-20 fakir ile çalışmaktaydı ,bu durumda benzin ecüsü yakıtı %20 açmalıyım ,açmalıyım ,açmalıyım ,açmalıyım diyordu fakat açamıyordu bu durumda %+20 açmalıyım değerini LFT değeri olarak algılıyor ve kaydetmiş oluyordu.
    Şimdi bir adım daha ileri gideceğiz.Motorları open loop ve closed loop denilen iki döngüsü var yani açık döngü ve kapalı döngü .Kapalı döngüde motor sürekli oksijen sensörünün verilerini dikkate alarak yakıt düzenlemesi yapar fakat open loopta araç oksijen sensörünün değerlerine göre değil LFT ye göre yakıt düzenlemesi yaparçPeki araç ne zaman opeen loop'a geçer? Genelde siz araca ani dip gazlar yaptığınızda ya da sabah soğuk motorda araç open loopta çalışır yani bu iki durumda da yakıt ayarı yapamaz çünkü ayar yapayım derken motora zarar verebilir.Özetle daha önceki sağlıklı değer olan LFT yi kullanır ,burdan da anlıyoruz ki araçların bir tane LFT değeri olmaz ,birden çok LFT değeri olacaktır yani aracın çalışma durumuna göre LFT değerleri farklılık gösterir ,rolantide LFT farklı ,hareket halinde LFT farklı dip gaz yaptığınızda LFT farklıdır.
    Yukardaki örneğe döncek olursak %20 LFT değerine sahip bir araç ( ki bu değere yanlış lpg kalibrasyonu neden olmuştu) sabah soğuk motorda çalıştırıldığında birde araca gereksiz yere %20 fazladan benzin gönderecek ve arac bu fazla benzinden dolayı boğulacak gaz yemeyecek ve hatta hareketv edemeycektir ,araç lpg ye geçtiğinde bir anda roketleyecek bütün sorunlar ortadan kalmış gibi gözükecek ama sorun büyük!!!Araç sahibi lpg montajı yaptırdığı yere gidecek ; Usta bu araba sabahları gaz yemiyor diyecek ... Usta ise abi bu sıralı gazzz ; sabah benzinle çalışır beni alakadar etmez gaza geçince sorun var mı diyecek ; müşteri gaza geçince sorun yok sabah var dediğinde abi sen ozaman arabanı servise göster diyecek.Müşteri servise gidecek ; servisteki usta LFT yi Sft yi nerden bilsin ,o parça değiştirmekle ustalığı kazanmış!!! Abi bu araba gazlı gazı söktür öyle bakayım diyecek ; müşteri ortada top olacak ,bir o taraf bir bu tarafa gidecek ama çözüme ulaşamayacak!!!!

    Peki ne yapılması gerekiyor ?Peki lpg kalibrasyonu nasıl yapılmalıdır? Neler yanlıştır ,neler doğrudur?
    Öncelikle lpg sistemleri benzin işletim sistemleri gibi değişken değildir yani duruma göre düzenlemeler yapmaz.Yukarıdaki bilgileri hatırlayacak olursak benzin ecüsü bir çok sensörden veri alarak bu verileri harmanlayıp bu verilere göre yakıt düzenlemeleri yapar fakat lpg sistemleri stabildir yani yapılan ilk ayar sürekli devam eden ayardır; duruma göre ,motor yapısına göre ,hava koşullarına göre ,atmosfer basıncına göre ,emilen hava ısısına göre ,oksijen sensörünün verilerine göre ,vs vs vs ... sürekli güncellemeler yapmaz ,yapamaz ; zaten bu düzenlemeleri yapsaydı ne arıza lambası ,ne subab sorunu ,ne de yakıt şikayeti ne de vs vs vs sorunlar olurdu ; bu sorunların hiç biri olmazdı.Peki ozaman ne yapacağız? Nasıl bir lpg ayarı yapacağız ve bundan sonra nelere dikkat edeceğiz.Bunu anlamak için öncelikle klasik lpg kalibrasyonlarını anlamamız gerek.
    LPG Firmaları lpg kalibrasyonları için yazılımlar hazırlarlar ; adı üstünde otomatik kalibrasyonlar ile benzin yakıt süreleri ile gaz sürelerini oranlayarak optimum bir lpg yakıt haritası çıkarmaya çalışırlar.Burda otomatik yazılımı programın kalitesi yani lpg markasının yazılımının kalitesi ön plana çıkar.Bugüne kadar abuk subuk bir sürü lpg yazılımı piyasaya çıktı.Kimisi sadece rolantide bir kaç değeri okuyarak ,kimisi arcı 3.000 rpm de tutarak ikimisi ise daha gelişmiş yazılımlar kullanarak lpg yakıt haritasını oluşturmaya çalışmışlardır.
    Örneğin AEB yazılıma sahip ürünler (**** ,Romano vb) de araç 3.000 RPM de benzinde ve gazda çalıştırılarak enjeksiyon ms leri eşitlenmeye çalışır ; üç aşağı beş yukarı kalibrasyon tamamlanır fakat hiç bir zaman 0 sıfır hata ile bu kalibrasyon sonuçlanmaz.AEB yazılımı çok gelişmiş bir yazılımdır ,mapping işlemini yapacak lpg ustasına bir çok noktaya müdehale edebilmesini sağlayacak imkanlar tanır.Bu yazılım ile aracın tüm enjeksiyon mslerinde yakıt haritasının düzenlenmesi mümkündür.Fakat bu yazılımı tam anlamıyla düzenleyecek usta sayısı kaç tane diye sorarsanız iki elinize bakmanız yeterli olacaktır.Ustalarımıza bırakın yakıt haritasını şekilllendirmeyi öğretmeyi ,yeni yeni laptop kullanmasını öğretiyoruz!!!
    Bu tip bir yazılıma sahip ürün taktırdığınızda usta sadece rolantide bir iki değişiklik yapıp iki gaza basıp abi tamamdır ,10 numara oldu der oysa neyin ne olduğu belli değildir .Rolantide yapılan gaz ayarı kahve falına bakmaya benzer belki doğrudur belki yanlış ,belki araç fakirde kalmıştır belki zenginde belki de doğrudur bunu anlamak için muhakkak yola çıkıp kontrollerin yapılması lazım fakat dediğim gibi bu tip ayar yapan usta sayısı malesef çok az!!!
    brc Plug and drive yazılımı burdaki usta faktörünü oldukça aşağılara çekmiştir.Oto kalibrasyonunda araç benzinde çalıştırılır rolantideki enjeksiyon ms leri hesaplanır ,rolantideki manifolt basınç değeri hesaplanır ,daha sonra gaz pedalına ani olarak 5.000 rpm yi geçmedyecek şekilde basılır ,burdaki amaç benzin enjektörünün maksımum açık kalma süresini ve de manifolt basınç değerinin maksımum suresını gormektir.BRC plug and drive bu değerleri alır ve bunları lpg değerleriyle örtüştürür , şayet hata %5 in üzerindeyse programlamayı yarıda keser tekrar %5 ın altına gelene kadar devam eder ve kalibrasyonu bitirir.Peki BRC 0 sıfır hata ile mi ayar yapar ; hayır o da bir hata aralığı içinde kalibrasyonu tamamlar fakat bu hata aralığı minimum düzeylerdedir ,burda yazılımın önemi ortada fakat daha önemlisi ne olursa olsun oto kalibrasyon ile yetinmeyip yol ayarı yapmaktır.
    Rolantide yapılan ayar hikaye dedik neden ? Çünkü araç rolantide yaklaşık 2.00 ms ile 4.00 ms arasında çalışır ; manifolt basıncı ise 250 mbar ile 400 mbar arasındadır ; siz yola çıkıp gazladığınızda bu enjesiyon süresi ( aracın aşırı beslemeli ya da atmosferik olmasına göre değişir) 16 .00 ms ye kadar ,manifolt basıncı 1.000 mbara kadar çıkar.şimdi gözünüzün önünde şöyle bir eğri düşünün ; enjeksiyon süresi 2.00 ms den başlayıp ; 3.00 ms 4.00 ms 5.00 ms..............11.00ms 12.00ms 13.00ms.... ye kadar çıkan bir yakıt eğrisi buna paralel olarak 200 mbar manifolt basıncından başlayıp 300 mbar ,400.mbar ..... 1000 mbar a kadar çıkan bir manıfolt basınc eğrisi.Araç bu her ms ye de ve manifolt basıncında fark farklı yakıtlara ihtiyaç duyacaktır ; oto kalibrasyon yapılmış lpg programları bu harita ile bazı noktalarda eşleşip bazı noktalarda farklılık gösterecektir ; işte bu farklılık gösteren noktalarda araç ya fakirde ya zenginde kalmış olacaktır yani rolantide yapılan ayar baştan söylediğim gibi ortalama bir ayar olacaktır .En başta belirttiğim laan deyince alınan hassas arabalarda arıza lambası yanacak ; hakaret edip bize gülen adam gibi hata aralığı geniş olan araçlarda lamba yanmayacaktır fakat lamba yanmadı diye sevinmeyin sonuçta motordaki karışım zengin ise hem fazla yakıt tüketceksiniz tasarrufunuz düşecek hem de çevreyi gereksiz yere kirleteceksiniz ; tam aksine karışım fakirse hem motorunuz aşırı ısınacak hem de motor ömrünüz zarar görecektir.Peki ne yapacağız???
    Muhakkak yol ayarı yapacağız ; işi şansa bırakmayacağız ; yol ayarı yaparak tüm enjeksiyon mslerinde karışımı doğru ayarlayacağız araç hiç bir noktada fakirde kalmayacak ,her noktada ideal AFR yi sağlayacağız.AFR yi sağlamak için illaki wind band kullanmakta gerekmiyor ; lpg programındaki yazılım bize yardımcı olacaktır ya da EOBD cihazı ile yapılacak ayar ile 0 sıfır hata ile bir ayar yapabilir ama başta dediğim gibi bu ayarı kim yapacak??? İşte orda da iş size düşüyor ; balıklama her önünüze gelene lpg montajı yaptırsanız işi şansa bırakmış olursunuz? Peki bu yol ayarı ya da ideal karışım ayarını nasıl yapacağız ? Bu da bana kalsın ,işimizin her detayını da paylaşmayalım )

    Peki ayarıda hatasız yaptık; yetiyor mu ? Hayır yine yetmiyor ,peki ne yapılmalı ?

    Lpg ecüsüne kaydettiğimiz değerler elektronik ortamda saklanıyor ; yani bu değerlerin kesinlikle değişmemesi gerekiyor , peki ne oluyorda araçların lpg ayarları belirli bir süre sonra değişiyor? Araçlarımızın lpg ayarlarının belirli bir süre sonra değişmesinin temel nedeni ÜRÜN KALİTESİ'dir.
    Lpg ayarında ve yakıtında temel iki parça var ; bunlardan ilki ve en önemlisi LPG ENJEKTÖRLERdir.
    Bir enjektörü kaliteli yapan faktörler onun sesli yada sessiz çalışması, boyutları, üstten, yandan ya da alttan beslemeli olması değildir.
    Kaliteli bir enjektörün özelliklerini şöyle sıralıyabiliriz:

    (Murat ŞEHİRLİOĞLU Hocam'dan aldığımız enjektör bilgileri aşağıdaki gibidir)
    1) Açma zamanı(milisaniye) vs akış oranı(debi) grafiğinin lineer karakterde olması.
    2) Enjektörün kararsız akış bölgesinin ya da ters karakterli akış bölgesinin mümkün olduğunca kısa sürede bitmesi,mümkünse böyle bir bölgenin olmaması.
    3) Açma ölü zamanının(tepki süresi) ve kapatma ölü zamanının birbirine eşit ve mümkün olduğunca kısa olması.
    4) Akış oranının, enjektör sıcaklığından en az etkilenmesi.
    5) Enjektörün akış oranının, çalışma hayatı boyunca en az değişmesi.
    6) O markanın ürettiği aynı tipteki tüm enjektörlerin eş akış oranına sahip olması, yani enjektörlerin aynı akış karakterine sahip olması, farklılık olmaması.
    7) Akış oranının, enjektör sürme voltajındaki değişimlerden en az etkilenmesi. Aynı açma süresinde, 11V akü voltajında da 14V akü voltajında da yakın akış oranları vermesi.
    Akış oranının, enjektörün girişi ve çıkışı arasındaki fark basıncından en az etkilenmesi.
    9) Enjektörün hareket eden parçalarının gazla en az teması.
    10) Uzun ömürlü olması.

    Piyasadaki enjektörleri inceleyecek olursak;

    RAIL, VALTEK, ECOTECH gurubu:

    Bu enjektörlerin en büyük dezavantajı, hareket eden parçalarının büyük ve ağır, bobinlerinin büyük dolayısıyla yüksek indüktanslı olmasıdır, elektriksel ve mekanik zaman sabitleri yüksektir ve dolayısıyla ölü zamanları 3 ms. civarındadır ki oldukça yüksektir. Kararsız bölgeleri de uzun sürer.
    Bu enjektörler 6. maddedeki eşit karakterlilik konusunda da iyi değillerdir. İki enjektör arasında %10 gibi farklılıklar gördüğüm olmuştur ki bu da aynı aracın iki silindirinin birbirine göre %10 farklı miktarlarda gazla beslenmesi demektir.
    Hareket eden tüm parçaları gazla temas eder ancak çalışma toleransları (boşluklar) fazla olduğu için kirli gazdan etkilenmezler.
    Basittirler, tamirleri mümkündür ama tamir için sökülüp takılınca eşitlikleri büsbütün bozulur.
    Bunlar dışındaki maddelerde iyidirler, ucuzdurlar.

    MATRIX :

    Bu enjektörün en büyük dezavantajı, geçiş pasajlarının çok dar olması, gazla birlikte gelen parafin olefin ve yağın içinde birikmesi ve dolayısıyla da kirli gazdan etkilenmesidir. Hareketli parçaların tümü gazla temas eder. Tamiri kısmen mümkündür. Bunun dışındaki maddelerin tümünde çok iyidir.
    Özellikle bu enjektör 0.5 ms. gibi bir ölü zamanla hız rekorunu elinde bulundurur. Karasız bölgesi yoktur, 0.5 ms. den sonra direk lineer karakter gösterir.

    KEIHIN :

    Pistonlu yapıdadır, çalışma toleransları düşüktür(piston ve gömlek arasındaki boşluk az), tüm hareketli parçalar gazla temas eder. Piston üzerinde gaz geçişini sağlayan küçük delikler bulunur. Kirli gaz hem pistonla gölek arasını doldurarak kirletmek suretiyle sıkışmalara hem de daha ağır durumlarda bu delikleri tıkayarak tıkanmalara sebep olabilir. Tamir kısmen mümkündür. Bunun dışındaki maddelerin tümünde çok iyidir. Pahalıdır.

    BRC :

    Tamiri mümkün değildir. Hareketli parçalar gazla temas etmez dolayısıyla kirli gazdan etkilenmez. Belirtilen maddelerin tümünde çok iyidir.

    Yukarda özelliklerini gördüğümüz enjektörler araçların lpgde doğru çalışması için en önemli parçadır, Lpg enjektörlerindeki en ufak aksaklık araçların çalışmasına olumsuz etkide bulunacaktır.Örneğin motorun doğru çalışabilmesi için her silindirde eşit ateşleme ,eşit sıkıştırma ve eşit yakıta ihtiyaç vardır ; bunlardan biri eksik olduğunda motor doğru çalışmayacaktır.Lpg sistemi takılı araçlarda meydana gelen yakıt şikayeti,rolantide sarsıntı ,ani gaza yüklenmelerdeki teklemelerin temel nedeni de lpg enjektörlerinin doğru çalışmamasıdır.Piyasadki hemen hemen tüm markaların (PRİNS ve BRC Hariç) enjektörleri selenoıd valflidir ; enjektörün içinde bulunan yaylar belirli bir süre sonra sertliğini kaybediyor ve ilk günkü yakıt püskirtme oranları değişiyor ,ayrıca bu enjektörler yüksek devirlerde istenilen hıza yetişemediği için sürekli açık kalıyor ve gereksiz bir yakıtı yanma odasına püskürtüyor; bu ise hem bize yakıt şikayeti olarak hem de yüksek devirlerde istenilen oranda gazın yanma odasına püskürtülemediği için motor ömrümüze olumsuz etki ediyor.
    Yukardaki ayar konusuna dönecek olursak ; yaptığımız ayar her nekadar lpg ecüsünün elektronik ortamında aynı şekilde kalsa da lpg enjektörlerindeki ve yine önemli bir parça olan lpg regulatorundeki değişikliklerden dolayı aracımızın gaz ayarı değişebiliyor ve bu yanlış gaz ayarı yukarda anlattığım mekanik ve elektronik lpg sorunlarına neden olabiliyor.Oysa elektronik enjektör kullanan ürünlerde (BRC) lpg enjektörlerinin debileri zamanla değişmez uzun süreler aynı açma kapama süreleri ile ideal gaz dozajlamasını sağlar ayrıca bu enjektörler üst devirlerde de ki bu üst devirler yanma odasındaki subabların zarar görme ihtimalinin en yüksek olduğu alandır , bu alanlarda da optimum dozajlamayı sağlar ve aracın zarar görmesini engeller.
    Burdan şunu anlıyoruz ; LPG li aracımız ile uzun süre motorumuz sağlıklı bir birçimde çalışmasını istiyorsak öncelikle KALİTELİ BİR ÜRÜN tercih edeceğiz ,Bu kaliteli ürünü DOĞRU MONTAJ ile aracımıza taktıracağız ve daha sonra HATASIZ BİR KALİBRASYON ile aracı lpg ile yürüteceğiz.Uzun süreli lpg performansı istiyorsak bu üç kritere uymamız gerekiyor ,bu sac ayağından biri eksik olursa %100 performans malesef sağlayamayız ama bu üç kriter yerine gelirse isteğiniz marka ve model araçta kesinlikle sorun yaşamadan lpg nin tasarrufunu yaşarsınız.
    Bu konunun en başında yeni nesil EURO 5 motorlara alt ya da orta sınıf bir ürün taktırdığınızda belirli bir km sonra sorun yaşayabileceğinizi yazmıştım ,bu yazıdan anlaşılıyor ki iyi bir üründe taktırsak ama montaj ve ayarı hatalı olursa yine sorun yaşama ihtimalimiz oluyor ama işi baştan kaybetmemek gerek.
    SONUÇ itibariyle yeni nesil motorlar daha önceki motorlara göre daha hassas araçlardır ,bu araçlarda muhakkak ÜST SINIF ürünleri tercih etmeli ve bu üst sınıf ürünü doğru yerde doğru şekilde montajını yaptırmalıyız ve periodik olarak lpg kalibrasyonunu kontrol ettirmeliyiz,bu şekilde yapılacak lpg dönüşüm işlemi sonunda KESİNLİKLE SORUN YAŞAMAZSINIZ.Bilgilerinize
    Alıntı: Mehmet Özenç


    Montaj şekli ile ilgili Regülatörün su bağlantıları doğru yapıldığı takdirde yani araçta kalorifer musluğu olup olmamasına göre seri ya da paralel bağlantı yapılabilir. Doğru bağlantı yapıldığı zaman mümkün mertebe su hortumları kısa tutulmalı ancak çokta elzem bir durum değil bazı motorlarda ne kadarda istense yer olmadığında uzak kalabiliyor. Motorun devirdaimi ve termostatı düzgün çalıştığı taktirde bu bir sorun teşkil etmez.
    Enjektör hortumları 25cm yi geçmemeli ve enjektörler mutlaka sabitlenmeli.
    Ecu soketleride bşr örnek vererek açıklayayım ilk aklıma gelen Cruze'ların kendi benzin Ecu'larının soktleri yukarı bakıyor yani koskoca Chevrolet Opel firması bunu yanlış yapmış yazık diyemeyiz, maksat eğer su almaması vs. ise herşeyi düşünen milyon dolarlık şirketler bu konuda işlerini şansa bırakmamış ve gerekli önlemleri almışlardır. Tabiki tedbiri elden bırakmamakta fayda var.
    Son yazdıklarınıza özetle montajı yapılan bütün parçalar sabitlenmiş olmalı fakat iyi ustalık regülatör aşağıda-yukarıda gizli-görünür ecu akünün yanında-uzağında vs. bunlardan çok daha derinde.




  • Sayın atılım otogaz ellerinize sağlık çok güzel bir paylaşım olmuş,en azından tek başlık altında bütün merakları gidermiş olacağız,sizinde dediğiniz gibi burada paylaştıklarınızı sanayi,bayi,yetkili servis araştırmaları içinde bileni bulmaya kalksak sanırım çok fazla şans kalmaz,işte benim amacım da bu zaten,işi bilen,sorumluluğunun farkında olan,müşterisinin yanında olan,lpg kaynaklı oluşabilecek hata yada arızalardan bi haber bir şekilde gidin servisinize baktırın mantığı taşımayan,garantisi bitse dahi o müşterisine destek vermeye devam edebilen,işte bu tarz insanlar belki 2 elin parmağını geçmez ama biliyorum ki onları tanıyanlarda asla onlardan vazgeçmezler,heryerde referansları olur,3-5 yıllık değil ömürlük esnaf olurlar,burada yazılan markalar bayilik vermek için peşinden ayrılmazlar,bu forumları sadece biz okumuyoruz biliyorsunuz,google da aratan,dil çevrimi yapan yabancılar dahi milyonlar okuyor belki de,peki bazı araçlarda bobin yanması olayına yorumunuz nedir,birde egr valfi iptal edilmeli mi lpg takılınca,saygılar.




  • merhabalar,
    peugeot 207 THP 175bg veya 150bg tüp takabiliyormuyuz herhangi sorun yaratirmi yaratiyomu ilerliyen zamanda vs vs
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kaptanx

    bulduğum her bilgiyi copy paste ile burada paylaşıyorum,bunlara dikkat ediliyor mu onuda merak etmiyor değilim açıkcası.


    önerilen regülatörün radyatörden aşağıda olmasıdırki sıcak su lpgyi çabucak ısıtsın lakin kimse buna uymaz üşenirler montajların %99'unda regülatör hemen kaputun altındadır. regülatörden filtreye, filtreden enjektöre hortum mesafesi minimum olacak der üretici montaj şemalarında, öyle montaşlar gördümki regülatörden filtreye 1 metre hortumla motorun üstünden çekmiş adam lpgyi, filtreden enjektöre de en az bi 50cm hortum kullanmış. enjektörden manifolda 10 cmyi geçmeyecek derler ama nerde öyle montaj. enjektörlerin yatık yada dik olması lazım ama adam uygun gördüğü yere sabitlemeden koyar geçer enjektörü. manifold dışarıda delinecek der üretici ben daha öyle 1 tane montaj görmedim. yalandan elektrik süpürgesini sokarlar ters matkapla dalarlar. elektrik işçiliğine hiç girmiyorum bile.
    üretici derki ecu soketleri ecu sabitlenince aşağıya bakacak der aküye eksoz manifolduna uzak olsun der, son zamanlarda moda soketleri havaya dikip akünün yanına sıkıştırmak ecüyü bu adamlar bu işten ekmek yiyor bir de. adam doğruyu bilmiyor, doğrusu bu deyince de ana bacı sövmüşsün gibi tavır alıyor. bu hallerin yemek yediği kaba pisleyen mahlukatlardan bir farkı yok gözümde.
    o sebeple eşinizin dostunuzun montajlarına bakın, hortum boylarına ecü sabitlenmişmi sabitlenmemişmi konumu yeri nasıl, harness derli toplumu diye. güzel işçilikle makul fiyatlı kit monte eden yerler seçin.



    çok faydalı bilgiler teşekkür ediyoruz...lakin artık direk isim verin derim..NEREDE VE NE TAKTIRACAĞIZ..kullanıcı tüm bu bilgileri bilemnez,denetleyemez.. bu yüzden şu forumda bahsedilen nüaNslara, işçiliğe,inceliğe kim önem veriyor, kim bu işi allah korkusuyla ya da ahlak korkusuyla yapıyor..yazın bunları..kötüyü yazmayın kabul ama iyi ustaları iyi markaları yazın..yazın ki yıllardır süren bu soygun ve kıyım bitsin...bu değerli ve ahkaıyla para kazanan ustaları,firmaları yazın bize..isim isim...gidip onlara taktıralım..




  • "....okuyan binlerce forumdaşımızda sizlerin bilgi ve yönlendirmelerinizi takip edeceğine eminim,bütün araştırmaların ve gelecek yanıtların sonunda hafta sonu karar verip montajı yaptıracağım,montaj yaptırdığım yerin,ilin,firmanın açıklamasını,neden orada açıklamasını,resim ve videolarını,ustalarla yapılan her türlü bilgi alışverişini,bizzat aracın başında akşama kadar durarak ve yapılan işi görerek resimleriyle burada aktaracağım,sonrasında ise aynı firmaya belirli km sorunsuz kullanımdan sonra referans olarak müşteri yönlendireceğim,ileride yaşanacak olan(inşallah yaşanmaz) sorunlarıda yine bu başlık altında yazacağım ve tabi çözüm aşamalarınıda,saygılar. " valla emeğinize sağlık...merakla bekli,yorum.. gerekirse dizel araç alma işinden vazgeçerim...gene lpg olayına dönerim..
  • Arkadaşlar hiç merak etmeyin,şuan gece gündüz tüm nette araştırma yapıyorum hala daha,az önce çorumdan mehmet usta ile telefonda konuştum ,kendisi lpg ve motor konusunda uzmandır ve hatta usta yetiştirme kurslarında eğitim vermektedir,şuan brc markası montajı var ve sitesine baktığınız zaman 3 yıldır montaj adedinde 2 tane 2.lik ve 1 adet 3.lüğü bulunmaktadır,tavsiye olarak şuan henüz erken,bana haftasonuna kadar müsade ederseniz eğer,tüm araştırma ve incelikleri,burada yazan ustalarımızında bilgi ve yönlendirmeleri ile temize çekip aktaracağım,sıfırdan başlayıp en son ayar aşamasına kadar dikkat edilecek noktaları sırasıyla biraraya getirip,yine burada onaya sunacağım,tavsiyeler şuan 10 adet ise bilgi karşılaştırmalarında ve bizzat gidip sorduğum sorulara aldığım cevaplar doğrultusunda en iyi işi çıkaracak yere gideceğim ve bunuda yukarda belirttiğim gibi fotoğraf video ve anlatımla sizlerle paylaşacağım,şuan pipo konusunu araştırıyorum,manifolt delinmesi mi yoksa pipo kullanımı mı,dediğim gibi hepsini toparlayacağım,sadece biraz daha sabır,haftasonuna şekiller yerine oturmuş olur,teşekkürler.




  • manifoltta pipo kullanımı mı yoksa delinmesi mi daha iyi sonuç verir ve nedenleri,manifoltun alttan veya üstten delinmesinin eğer varsa ne gibi avantaj yada dezavantajı bulunur,Nozul (Lpg enjektörlerinin önünde bulunan sarı içi boş delikli boruya nozul meme diyorlar ve üzerinde mm cinsinden ebatı yazıyor ) çapının yanlış seçilmesi rölantide sorun,aşırı yakıt,üst devirlerde yetersiz lpg ve gaz yetiştirebilme ,Aracın hem benzindeki hem lpg deki ms. değerlerinin eşit olması ve yakıt tüketimi, vs. gibi durumlar uygun nozul seçilmesse sorun yaratacağından bahsediliyor,enjeksiyonların üst devirlerde sürekli açık kalmasına ve bundan doğacak sorunlara neden olur mu,uygun olmayan nozul kullananlardan bazıları uygunları ile değiştirince 10-20 km arası daha uzun yol ve 3500 devirden sonra daha kararlı bir hale geldiğini yazmışlar,nozul yetersizliği testi olarak aracı benzinde ve 2.viteste tam gaz yapıp 100 km civarı görmesi durumunda buji ve buji kablosundandır diyen ustalara benzinde sorun yok diyebilesiniz diyorlar ayrıca kabloya bahane bulan ustalara istinaden şu yazıyı paylaşayım ;''Evet lpg cinin dediği gibi buji kablolarını ve bujileri değiştirdim yığılma geçmedi.Bu gün tekrar götürdüm attım arabayı önüne , ayar yaptım tamam dedi , teste çıktığımda hiç bir şey değişmediğini görünce tekrar götürdüm. Biz bunun memelerini genişletelim dedi Bıraktım çıktım bir süre sonra tekrar alıp test ettiğimde benim araç gitmiş yerine bir canavar gelmiş Performans benzinden bile daha iyi.''vede konu sonundaki paylaşım ''Yüksek devirlerde lpg yerine benzin yakanlar aracının yakıtı fazla olupta aracı çekmeyen arkadaşlar enjektör ve nozul seçimine dikkat etsinler çok basit gibi bi o kadarda bir çok sorunun kaynağıdır yanlış nozul veya enjektör seçimi''
    burada ki ölçüler sizce doğrumudur;
    1.9.1 NOZUL UYGULAMA TABLOSU
    RAİL TİPİ NOZUL TİPİ Ölçüsü �mm

    A gurubu 1.6 mm nozul 1000-1300 cc motora
    B gurubu 1.8 mm nozul 1300-1400 cc motora
    C gurubu 2,0 mm nozul 1600-1800 cc motora
    D gurubu 2.2 mm nozul 2000-2200 cc motora
    E gurubu 2.4 mm nozul 2200-2400 cc motora
    F gurubu 2.6 mm nozul 2400-2600 cc motora
    G gurubu 2.8 mm nozul 2600-2800 cc motora


    Sanırım prinsler nozul kullanmıyorlarmış keihin enjektörden dolayı.




  • pipo kullanımı ve sonradan yarattığı gaza yüklenmelerde sarsıntılı tepki ve sft artışına bağlı olarak benzinde daha fazla yakıt konusu üzerine O.B.K arkadaşımızın brc serüvenini paylaşmak istiyorum ve yorumlarınızı bekliyorum (kendi aracında pipodan verim alamamasının sebebini aracının benzin enjektörüne bağlı,araca özelde olabilir diye belirtmiştir.)


    Merhaba.

    Daha önce forumda farklı teknik başlıklarda dilim döndüğünce yazdım. Tanıyanlar vardır muhakkak. Elimden geldiğince insanları doğru yönlendirmeye çalıştım. LPG konusunda da kendi aracımda yaşadığım tecrübeleri paylaşmak mecburiyetini hep hissettim. Ancak kendi LPG'li aracımda daha yeteri kadar km yapmadığım için, insanları yanlış yönlendirmemek adına yazmıyordum. Artık yeterince vakit geçtiğini, fikir beyan edecek düzeyde LPG'li araç kullandığımı düşünüyorum.

    Bir süre önce Ford Focus C-Max 1.6 araç aldım. Alır almaz önceden yaptığım araştırmalar sonucunda LPG taktırmaya karar verdim. Tercih aşamasında 1000TL'lik diğer kitlerle 1500TL'lik brc arasında kalmıştım. Ve sonunda BRC'de karar kıldım. BRC'yi seçmemin sebebi öncelikle enjektörleri, Plug&Play yazılımı, itinalı montajı, malzeme kalitesi, yaygın servis ağı ve güven veren garantisiydi.

    Sıra bayi-servis seçimine gelmişti. Ankara'da birkaç bayi gezdim. Burada bayi ayırmak doğru olmaz. BRC'nin bayileri genelde seçkin ve kaliteli. Ancak Ankara'da beni en çok tatmin eden, samimiyetiyle, bilgisi ve ilgisiyle güven veren Mocan Otogaz'dı.

    Birgün sabah erkenden gittim ve aracımı Mocan Otogaz'a, Övünç Bey'e emanet ettim. Tabi emanet ettim dediysem de bir an bile aracımın yanıbaşından da ayrılmadım. Montajı en baştan son testine kadar izledim, yeri geldiğinde müdahale edip fikir beyan ettim.

    Aracımda LPG piposu dedikleri aparatlar kullanıldı. Bu aparatlar araştırma safhasında beni çok heyecanlandırmıştı ve oldukça mantıklı ve güzel gelmişti. Benzin enjektörleriyle aynı nokta ve açıdan püskürtülen LPG daha iyi verim sağlayacaktı. Ayrıca manifold delinmeyecek, aracın orjinalliği bozulmayacaktı. Nitekim öyle de oldu. Manifold delinmedi. Benzin enjektörlerinın ucuna takılan pipolar sayesinde LPG enjektörlerinden gelen gaz yanma odasına mümkün olan en yakın yerden püskürtüldü. Ancak burada belirtmem gerekir ki, pipo diye tabir edilen aparat benim başta düşündüğüm gibi öyle LPG'de çağın icadı falan da değildi. Oldukça basit, araçların tümü için aynı evrensel aparattı. Benzin enjektörünü piponun faturası kadar geriye itiyordu. Bu benzin enjektörünün daha geriden benzini püskürtmesi anlamına gelse de problem oluşturacak düzeyde değildi. Nitekim benzindeki performansı ve yanma verimini hiç etkilemedi de. Ayrıca LPG de pipo ile benzin enjektörü arasından püskürüyordu. Bu da bazı soru işaretleri oluşturmuştu kafamda. Bu safhada manifoldun delinmesi daha doğru olacak gibi düşünmeye başlamışsam bile piponun dönüşü olsa da manifoldu delmenin dönüşü yoktu. Sonuçta pipo kullanıldı. Olur da bir sorun olursa pipoyu sökmek, manifoldu delmek çok kolaydı çünkü. Zaten Övünç Bey de her aşamada gerekirse manifoldu delebileceklerini hatırlatıyordu.

    Montajda öncelikle verimlilik ve sorunsuzluğun ön planda tutulmasını, görselliğin önemsenmemesini istedim. Eğer verimli olacaksa varsın LPG elemanları görsel çirkinlik oluştursundu. Ama her ne kadar verim ve sorunsuzluğu hedeflemiş olsak da sonuçta görsel olarak da oldukça güzel bir montaj çıktı ortaya. C-max'ın motor boşluğunun yapısından dolayı zaten çoğu LPG elemanı görünmeyecek kadar arkada kalmıştı. Tek görünen enjektörler vardı. Enjektörleri de manifolda, daha doğrusu pipolara en yakın yere monte etmekti amaç. Öyle de oldu. Borular mümkün olduğunca kısa tutuldu. Enjektörler pipo arası minimum mesafede tutuldu. Bağlantı ve tesisat neredeyse orjinal gibi oldu. Enjektörlerden veri alınırken kesinlikle kablo kesilmedi. SX-4 tabir edilen soketler kullanılarak kablo direnci bozulmadan soketlerle montaj yapıldı. Hatta öyle bir elektronik bağlantı kuruldu ki neredeyse kitin sökülmesi için soketlerin sökülmesi yeterliydi. Depodan gelen borular da aracın altında hazır bulunan yuvalara yerleştirildi. Araç lifte alınınca bile LPG elemanları, boruları tıpkı orjinalinde varmış gibi monte edildi.

    Montaj aşamasında "şurası acaba şöyle olsa daha iyi olur muydu" dediğim anda Övünç bey derhal müdahale etti ve beni de tatmin edecek, mükemmele daha da yakın bir çözüm geliştirdi. Montaj boyunca amaç sürekli en iyi, en verimli ve en mantıklı montajı yapmaktı.

    Tank için tercihim simit tank oldu. Ancak C-max'da ince stepne kullanıldığından olabilecek en alçak ve en geniş tankı monte ettirmek istedim. Sağolsunlar, stepne boşluğunu maksimum dolduracak, ve minimum yükseklikteki tankı taktılar. Tank ince olmasına rağmen geniş olduğundan sanırım kapasitesi 50-55 litre civarında.

    Mükemmel olduğunu düşündüğüm montaj sonrası Övünç Bey kitin ayarlarını önce araç sabitken Plug&Play sayesinde next>next kolaylığında, sonrasında ise testte ince ayarlarla benzine en yakın ve düzgün olana dek yaptı.

    Aracımla bir tam gün ilgilendiler. Her ayrıntı ayrı ayrı konuşuldu, en iyisi düşünüldü ve öyle yapıldı. Her aşamada memnuniyetim sorgulandı ve amaçlandı. Gün sonunda Mocan Otogaz ve BRC'den memnun ve mutlu bir şekilde sanayiden ayrıldım. Her ne kadar Övünç ve Can Beyler beni her fırsatta çaya beklediklerini samimiyetle söyleseler de benim düşüncem bakımdan bakıma gitmekti.

    Buraya kadar herşey sorunsuz ve mükemmeldi. Ancak bir makine mühendisi olarak aracımın olduğu kadar LPG kitimin de bir makine olduğunu ve sorun çıkarabileceğini akıldan çıkarmadım. Ve bir gün ilk uzun yolumda aracımda arıza ikaz lambası yandı.

    Çevremde birçok LPG'li aracı olan arkadaşım araçlarını arıza lambaları yanar halde kullanıyorlar. Ben de her seferinde bunun doğru olmadığını, yanıyorsa bir sebebi olduğunu ve düzeltilmesi gerektiğini söylerdim. Onlar da tamircilerinin de LPG servislerinin de bunun normal olduğunu, "bu marka arabalarda yanar abi" gibi abes cevaplar aldıklarını anlatırlardı. Arıza lambası yanınca aklıma arkadaşlarımın bu kötü tecrübeleri geldi. Hemen Mocan Otogaz'ın yolunu tuttum. Selam verip el sıkıştıktan sonra aracımda arıza lambası yandığını söylememle birlikte Övünç Bey'in tepkisi karşısında şaşkınlığımı gizleyemedim. Çoğu LPG servisi arıza lambasını önemsemezken Övünç Bey sanki aracımda çok büyük bir sorun varmışcasına aracımla anında ilgilendi. "Olmaması lazım, düzelteceğiz, yanmayacak" dedi. Ve memnuniyetim bir kez daha arttı. Zira göstergede yanan fazladan bir lamba beni hep rahatsız etmekle birlikte, belki de büyük bir sorunun da habercisi olabilirdi. Çok şükür sorun sadece katalitik konvertörün çıkışındaki sensörün algıladığı değerden kaynaklanıyordu. Lambda sensöründe veya karışımda herhangi bir hata yoktu.

    Günümüzde piyasada dolaşan birçok araçta sadece katalitik girişinde lambda sensörü var. Ve çıkışında sensör yok. Yani benim aracımda da katalitik çıkışında sensör olmasaydı hata vermeyecek, ben aracıma, tıpkı yollarda birçok focus-I kullanıcısının bindiği gibi (focus-I de sadece katalitik girişinde sensör var)sorunlu binecektim. Yani sorun aslında oldukça küçük, önemsenmeyebilecek bir sorundu. Ancak sorunsuzluğu hedefleyen Övünç Bey arıza lambası sönene kadar müdahale edeceğini belirtti. Sağolsun müdahale etti de.

    Önce birkaç ayar denedik. Fakat uzun yolda, sabit hızda aynı arızayı memleketime giderken yine verdi. Memleketimde Özençler Otogaz'ı da bu vesileyle ziyaret etmiş oldum. Ve bir kez daha BRC'yi tercih etmek de ne kadar da doğru bir karar verdiğimi anladım. Gittiğim her yerde yetkin, bilgili bir servisle karşılaşmak beni oldukça memnun etti. Özençler Otogaz sorunumla sanki kendi müşterileriymişim gibi yakından ilgilendiler. Bilgi almak için araçtan ve katalitik konvertörden anlayan ustalara yönlendirdiler. Vakit ayırıp tecrübe sürüşüne çıktık. Ellerinden geleni yaptılar.

    Ankara'ya dönüşte arıza lambasının tekrar yanması üzerine tekrar Mocan Otogaz'ı ziyaret ettim. İnanın her ziyaretimde gösterdikleri samimi ilgiden dolayı artık ben mahçup olmaya başlamıştım. Aracı bizzat inceleyen Mocan otogaz'dan Övünç bey bir iki denemeden ve test sürüşünden sonra şüphe üzerine enjektörleri garantiden değiştirdi. İnanın enjektörde bir hata yok dese aksini kimse iddia edemezdi. Makinedir, hatası olabilir. Ancak gerektiği anda hiç tereddüt edilmeden garantiden değişimin yapılması beni oldukça memnun etti. Aracıma bir takım sıfır enjektör takıldı. Uzun bir test sürüşü yaptım. Ve çok şükür şimdilik bir sorun yok.(zaten önceden de sorun yoktu. Ancak konvertör fazla ısınıyordu) Tecrübesine güvenen Övünç Bey haklı çıktı. Ve enjektörler değiştikten sonra şimdilik hiçbir sorunum kalmadı.

    Tüm bu yazdıklarım sonrası özetlemek gerekirse;

    -LPG sistemi de sonuçta bir elektronik-makine bileşimidir. Her sistemde arıza, hata olabilir. Önemli olan bu hatalara nasıl müdahale edildiği, garantinin nasıl işletildiği, sorunların yeterince çözülüp çözülemediğidir.

    -Kitin kendisi de önemli olmakla birlikte esasta önemli olan montajı yapan yer ve usta.

    -Kitin servis ağı, garanti prosedürü de diğer önemli ve dikkat edilmesi gereken konu.


    Sonuçta kul yapısıdır, bozulur, hatalı olur. Artık aracımda veya LPG kitimde arıza oluşmasından, veya aracımın hata vermesinden korkmuyorum. Çünkü olası hatalara profesyonelce müdahale edebilecek bir servis ağı ve garanti sistemi mevcut.

    Not-1: Pipo tabir edilen parça eğer aracınıza uygun değilse, yani manifoldu delmeden yapılan montaj aracınıza olmuyorsa üzülmeyin, pek birşey kaybetmiş sayılmazsınız.

    Not-2: Yakıt tüketimimi merak edenler olacaktır. Rakam vermektense oran vermek daha iyi olur. Yol bilgisayarında gördüğüm litre/100km değerinin, yani gerçekte benzin sarfiyatımın ~%15 fazlasını tüketiyorum. Genelde yol bilgisayarımda 7.3litre/100km görüyorum. Yani 7.3x1.15=8.395litreLPG/100km oluyor tüketimim. (aracımı ağırlıkla açık olan eskişehir-konya yolunda kullanıyorum. tabi gerektiğinde yoğun trafiğe de giriyorum, ancak sınırlı) Yakıt tüketimimden oldukça memnunum. Performans kaybı varsa da hissetmedim. Ancak gaza tepkiler biraz gecikiyor gibi. O da kadı kızının kusuru diyorum.

    İmkan olursa montaj fotolarını daha sonra paylaşacağım.

    Teşekkürler;

    LPG serüvenimin başından şu ana dek her meraklı sorumu yanıtlayan, her önerimi dikkate alan, muhabbetiyle, samimiyetiyle, bilgisiyle güven veren, sorun oluştuğunda sorunu benden daha çok önemseyen ve elinden geleni yapmak için çabalayan Mocan Otogaz'dan Övünç ve Can Beylere, Fatih Bey'e ve titizlikle çalışan ustalarına teşekkür ederim. Kazandıkları parayı sonuna kadar hakediyorlar. Helal-i hoş olsun. Sevdiklerime güvenle tavsiye edebiliyorum. Onların da teşekkürünü alıyorum.

    Donanımhaber'den öteden beri takip ettiğim, birkaç kez PM'den sorularıma muhattap olan ve ilgisi, bilgisi ve tecrübesiyle BRC markasını forumda hakkıyla temsil eden Faruk Sevgili Bey'e de teşekkür ederim. Nasip olursa ilk fırsatta bir çayını içmek, sohbet etmek isterim.

    Ayrıca BRC markasının en büyük avantajı olduğunu düşündüğüm yetkin servis ağının en güzel örneklerinden Çorum ve Bölge Başbayii Özençler Otogaz'a da teşekkür ederim. Ellerinden geleni yapmaktan geri durmayan, tüm BRC müşterilerini kendi müşterisi olarak gören Mehmet bey bir hemşerim olarak beni ayrıca gururlandırdı.


    Yazdıklarımın reklam olarak algılanmasını istemem. Yaşadıklarımı paylaşmaktan başka bir amacım kesinlikle yoktur. İnanıyorum ki birçok marka da benzer kalitede ürün ve hizmet sunmakta veya sunmayı hedeflemektedir.

    Selametle...

    Ek: Pipoyu söktük ve manifoldu deldik. Pipo hakkındaki görüşlerimi bu başlıktaki 06 temmuz 09 tarihli mesajlarımda bulabilirsiniz.




    6 temmuz 2009 daki pipo iptali ve manifolt delme anlatımı:

    Merhaba.

    Uzun bir aradan sonra tatminsizliğim sonucu pipoyu söktük... Pipo ile ilgili memnuniyetsizliğim benim aracımla da ilgili olabilir.

    Sebepleri; pipo ile motorun gaza tepkisi daha kötüydü. Zaten pipo içine enjektör oturunca gazın geçeceği çok küçük bir aralık kalıyor. Muhtemelen benim aracımdaki enjektörlerin yapısıyla ilgiliydi. Ani gaza yüklenmelerde de o aralıktan yeteri kadar besleme olmuyor. Manifold delinerek takılacak nipel ile püskürtülen LPG'nin önü tamamen açık oluyor. Ancak pipoda püskürtülen lpg önce benzin enjektörüne çarpıyor ve benzin enjektörü ile pipo arasında sıkışıp pipoda benzin enjektöründen sonra kalan küçük aralıktan süzülüyor.

    Ayrıca OBD cihazı ile kontrol ettiğimde benzinde SFT değeri sürekli artıyor. Sebebi ise piponun benzin enjektörünü 1 cm kadar geriye itmesi. Tabi bu yine benim benzin enjektörümün yapısı ve tasarımıyla da ilgili olabilir. Geride kalan benzin enjektörü gaza hafif dokunmalarda sorun oluşturmasa da gaza biraz yüklenildiği zaman benzin enjeksiyonu yetersiz kalıyor ve ECU sürekli SFT'yi artırarak benzin miktarını artırıyor. Aslında araç LPG'de kullanılacağı için bu önemli bir sorun gibi görünmüyor.

    Peki bunlar pratikte nasıl anlaşıldı da beni rahatsız etti?
    Benzinde SFT'nin artmasını açıkcası çok farkedemedim. Ancak LPG'nin pipo yüzünden manifolda düzgün ulaşamaması özellikle rölantide ani gaz vermelerde, kalkışlarda motorun gaza tepkisini değiştiriyor, hatta motor önce silkeliyor, sonra toparlıyordu. Yoksa aracın yakıt tüketiminden, sürekli gaz verildiği zamandaki performansından memnundum.

    Pipo ile montaj yapılan birçok BRC kullanıcısı var. Biliyorum ki neredeyse hiçbiri bunların farkında değil. Zaten çoğunda da enjektörlerinin yapısından olsa gerek benzer sorunlarla karşılaşılmıyor. Bunlar önemli sorunlar da değil. Duyuyorum, aracına özellikle pipo taktırmak isteyenler var. Pipo konusunda ısrarcı olmayın. Olmazsa olmaz değil. Ancak ben geri dönüşü olduğu için, yani istediğim zaman manifoldu delebileceğimiz için taktırmıştım. Gün geldi, pipoları söktük ve manifoldu deldik.

    Aracımın manifoldunu sırf düzgün açıyla delebilmek için sökmek istiyordum. Ama gerek enjektörlerin etrafı açık olduğundan istediğim açıyla delmemin manifoldu sökmeden de mümkün olması, gerekse manifolda bağlı EGR ve birçok elektronik parça olması nedeniyle manifoldu sökmemizin zor olması, gerekse söküp takma sonrası hava aldırmaktan korkman sonucu zaten plastik olan manifoldumu üzerinde deldik. Hatta delinecek noktaları ben belirledim. Silindir kafasına mümkün olan en yakın yerden ve en düzgün açı ile deldik. Böylelikle daha geniş nipellerden LPG önünde bir engelle karşılaşmadan doğrudan silindir kapağına ulaşacaktı. Nitekim beklediğim gibi de oldu. Daha yeni duruma göre ayar dahi yapılmadan ilk gaza basışımda motorun tıpkı benzindeki gibi düzgün gaz yiyişini gördüm ve tatmin oldum. Sonradan kontrol ettim ve benzin enjektörleri de orjinal yerlerinde olduğu için SFT değeri düzgün görünüyordu.

    Bir diğer değinmek istediğim nokta ise, enjektörler için manifold delinmese bile düzgün bir yerden vakum almak için yine de manifoldunuzun delinmesi gerekiyor. Yani pipo ile montaj yapılsa bile manifoldunuzda en az bir delik olacak. Manifold dediğimiz parça da genellikle plastik, bazen de döküm oluyor. Ve gerekirse açılan delikler tekrar kapatılabiliniyor. Yani manifoldun delinmesini o kadar da kafaya takmayın.

    Sonuç olarak, pipo kullanmış birisi olarak kanaatim odur ki şahsen düzgün açılarla ve silindire en yakın yerden delinmiş bir manifoldla da iyi sonuçlar alınabilineceğini düşünüyorum.

    Peki şimdi pipo kullanmasın mı kimse? Hayır. Bu bahsettiğim ve benim hissettiğim sorunları muhtemelen çoğu kimse hissetmeyecektir bile. Belki de diğerlerinin enjektör yapıları bu gibi etkiler oluşturmayacaktır. Eğer bu gibi küçük ayrıntıları sorun etmiyorsanız pipo ile de gayet düzgün montajlar yapılır. Aracına pipo takılmıyor diye LPG montajından vazgeçenler varsa bu hiç de mantıklı bir düşünce değil. Pipoya konsantre olup da sistemin diğer önemli ayrıntılarını gözden kaçırmayın derim...

    BRC müşteriyi mi kandırıyor? Hayır. Pipo risk istemeyen, manifoldunun düzgün delinemeyebileceğini düşünen müşteriler için idealdir. Ben BRC'den her araç için, o aracın enjektörüne ve manifolduna özel bir pipo tasarlamasını beklerdim. Ancak ortada evrensel bir pipo var... Belki de aracıma göre bir pipo dizayn etseydik böyle olmayacaktı. Ama manifoldun delinmesinde de bir mani görmediğim için uğraşmaya değer bulmuyorum.




  • alıntı yapıyorum ama durum karşılaştırması ve yapılan testlerin anlaşılması açısından faydalı olur kanaatindeyim.


    Orjinalden alıntı: uysalotogaz

    piponun uygulandığı araçlara sürekli montajımız mevcut ayar konusunda ısrarcıyım ayar düzgün yapıldımı kesinlikle iyi sonuç alınıyor.arçtan araca tabi farklı çünki piponun takılamadığı araçlarda var her araca pipo olucak diye bir sıtandart zaten yok.


    Sayın Uysal Otogaz;

    Israrınıza saygı duyuyorum ancak şunu da belirtmeliyim ki ayar konusunda yapılabilecek en iyisi yapıldı. Neden mi? Hem Mocan Otogaz, hem de Özençler Otogaz araca sadece plug&play ile değil OBD ile SFT-LFT değerlerini kontrol de ederek ayar yaptılar. Hatta şüphe üzerine 2a'dan programcı yetkili de çağırıldı. Sonuçta araçta herhangi bir karışım sorunu yoktu. Birçok defa tip-in ayarı da yapıldı. Ama sonuç alınamadı. Pipoların montajında da bir hata olması sözkonusu değil. Zaten hataya yer verecek bir yöntem değil. Pipolar sökülür sökülmez sorunun daha araca bilgisayar bağlanmadan düzelmesi de sorunun kaynağını gösteriyor.

    Israrla ayarı savunmamın nedeni ayarla birçok defa uğraşan, vaktini harcayan insanların emeğine saygımdandır. Ayrıca aracın çekişinde ve tüketiminde bir sorun olmamasıdır. Ayrıca Mocan Otogaz aracımın ayarı konusunda hep çok titiz davranmış, kendi mühendisleri ve 2a yetkilisi haricinde teknisyenlere dahi ayar yaptırmamışlardır. Okuyanların ayarda özensizlik yapıldığını düşünmelerini istemem.

    Tahminim ince ayarlardan özellikle de tip-out ve tip-in ayarlarını kastediyorsunuz. Ama inanın programın her alt sekmesi denendi.

    Keşke pipo içine benzin enjektörünü yerleştirdiğim zaman fotoğraflasaydım ve üzerinde durumu göstererek anlatsaydım. Daha anlaşılır olurdu...

    Birçok pipo uygulamasının sorunsuz olduğunu biliyorum. Zaten benim montajım da sorunsuzdu. Beni rahatsız eden durumun farkedilmesi inanın çok zor.

    Kolay gelsin...




  • soru bu;
    Araştırmalarım ve tecrübelerini okuduklarımdan çıkardığım sonuçlar şu:
    1- Pipo yöntemi gaz tepkilerini azaltıyor, rölantide dalgalanma yapıyor, geç tepki süresi var. Manifold delinmiyor silindire çapak kaçma riski yok
    2-Manifold delme, gaz tepkileri daha iyi, rölanti dalgalanması yok, çapak kaçma riski var ( ki bence sorun, illaki kaçacaktır neticede matkapla girişiyorsun )

    Bu durumda tercih ne olmalı ?
    Eklemek istedikleriniz varsa ekleyebilirsiniz.
    Satıcılar ürünlerini tanıtırken hep iyi özelliklerini yazmış ama kimse kötü olduğu kısımları yazmamış. Birileri bir yöntem geliştirmişse (pipo gibi) demek ki eski yöntemin bir eksiğini kapatmak istemiştir, öte yandan eski yöntemi kullanan hatta yeniyi tavsiye etmeyenler de mevcutsa yeni yöntemde de bazı sıkıntılar görmüştür.
    Şimdi altı üstü lpg taktır gitsin diyebilirsiniz ama ben yeterince stresliyim ve 1500+ lira verip bir de hatalı bir tercih yaptığımı düşüneceğim bir işe girmek istemiyorum.


    özençler otogazdan gelen yanıt bu;

    Merhaba ;

    Araştırmanız neticesinde çıkardığınız sonuçlar eksik ve yanlış bilgiler var.

    *BRC Gaz Pipoları üniversal değildir ; yani her araca takılamaz.Her aracın benzin enjektör yapısı ve emme manifolt yapısı aynı olmadığı için pipo yöntemi her araçta verimli olmaz.BRC Gaz Pipolarının uygun olduğu araçlar belirlidir ve bu araçlarda defalarca gaz pipolu montajlar yapılmıştır ,yukarda genel olarak belirttiğiniz durumlar uygun araçlarda yaşanmaz.Örneğin aklıma gelen BRC Gaz pipolu dönüşüme uygun bir kaç araç örnekleyecek olursak , BRC gaz pipoları ;Honda Gurubunda ( 1.6 vtec - 1.6 - 1.8 - 2.0 i-vtec ) ,Hyundai Gurubunda ( Accent - Blue - Elentra - Gets ) Ford Gurubunda ( Focus -Fiesta-Fusion ) Fiat Gurubunda ( 1.4 16V Palio -Linea-Punto -Albea -Doublo + 1.4 Turbo linea -Punto ) araçlarında başarı ile uygulanır.

    *Bazı araçlarda ise gerek manifolt ve enjektör yapılarından dolayı gerekse bu yapılar uygun olmakla beraber benzin enjeksiyon püskürtme sürelerinde ki farklılıktan dolayı Gaz pipoları verimli çalışmaz ve yukarda bahsettiğiniz sorunlara neden olabilir.

    Yukarda saydığım bir çok aracı defalarca test ettim ve hergün yaptığım gaz pipolu montajlardan önce ve sonra ,araçları EOBD ile LFT ve SFT değerlerini kıyasladığımızda yanma oranlarında montaj öncesi ve sonrasında bir farklılık bulunmamakta.

    *BRC Gaz Pipolarının Sağladığı Avantajlar ;
    Emme manifoltunda her hangi bir delme işlemi olmadığı için çapak kaçma riski %100 ortadan kaldırılıyor ve istenilmeyen sonuçlar ortaya çıkmyor.
    LPG Gazı yanma odasına en yakın noktadan en doğru açı ile gönderildiğinden yakıtta ve performansta olumlu etkisi oluyor.

    NOT : Montajcı Gaz piposu yerine emme manifoltunu güzelce söküp gaz nipellerini benzin enjektörlerine en yakın yerden doğru açı ile delip ,manıfoltu temizledikten sonra güzelce tekrar yerine takarsa ve dönüşümü bu şekilde yaparsa da bu iş layıkıyla yapılmış olur.

    Saygılarımla...




  • birde gaz konusu var ama onuda unutmadan eklemek isterim,bir yoruma göre;

    Opet'in kullandığı Aygaz'ın şu gaz karışımlarında daha zengin olduğunu okumuştum.
    Gaz ayarı yapılmaya gidildiğinde de Opetten doldurulup ayarlanıyorsa diğer gazlarda performans düşüklüğü olabiliyormuş onun için diğerlerinden alıp ayarı yaptırmak gerekiyormuş.
    Ünlü bi kit firmasının ünlü bir bayisinin mesajında okumuştum


    ne derece doğrudur bilmiyorum bu yorumu ama genelde memnun olunan yer temiz gaz kullanmaları sebebiyle shell olmuş,hatta filtre değişimleri için gidenler filtrelerinin temizliğinden bahsetmiş ve tabi ki dikkat edilecek nokta olarakta pompanın bar basıncı olarak yüksek olmaması,yoksa az gaz,çok basınç almış gibi oluyormuşuz,buda benzinliklerin hilesi işte...
    bu arada eklemeyi unutmuşum,aygazın içeriğinde bulunan extra katkılar yüzünden enjektörlerde sorun,regülatörde kirlenme ve filtrelerde çabuk kirlenme yapabiliyormuş ancak bazı yorumlarda da bu yağlı katkının sonradan aygaz içeriğinden çıkarıldığı şuan yine katkılı olduğu fakat artık kirlenmeye neden olan katkının olmadığı belirtiliyor,ne derece doğrudur bilmiyorum artık,araştırmaya devam edeceğim bu konuyuda,saygılar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaptanx -- 10 Aralık 2012; 22:55:59 >




  • hatta yakıt demişken aklıma gelen bir soruyu daha araya sıkıştırayım,mesela montaj için gelen aracın sahibi aracı fabrika çıkışı normalde 95 oktan benzin kullanırken 97 kullanıyor olsun performansı daha iyi olsun diye ve yakıt tasarrufu için lpg taktıracak olduğu zaman benzin ecusundan alınıp lpg ecusu için yapılan ayarlar lpg kullanımını herhangi bir şekilde etkiler mi? 97 yada 95 oktandaki yakıt durumuna göre yapılan ayarın bir avantaj yada dezavantajı varmıdır?oktana göre araç benzin ecu ayarını otomatik ayarlıyormu?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaptanx -- 12 Aralık 2012; 2:14:09 >
  • şafak otogazın yakıt için yazmış olsada montajlada ilgili bilgilendirmesi;

    ARAÇLARIN FAZLA YAKMA MUHTEMEL SEBEBLERİ

    1-KATALİTİK KONVEKTÖR ÖMRÜ 80,000 KİLOMETREDİR 80,000 KİLOMETREDEN SONRA VE VE BOŞALTILMIŞ KONVEKTÖRLER %20 YAKIT FAZLALAŞTIRIR.

    2-Bobin sağlıklı ömrü Opellerde 40,000 kilometre diğer araçlarda 60,000 ile 80,000 arasıdır . bu kilometredeki araçların bobinlerini orj. Değiştirmeleri tavsiye edilmeli,

    3-enjektör hortumları eşit ve kısa tutulmalı

    4-enjektör debi ayarları 55 e ayarlanmalı ve mutlaka kontrol edilmeli valteklerin debi bozulma zamanı 30,000 ile 40,000 arasıdır bu zaman süresi içinde değiştirilmeli
    yada tm. Tk. Değiştirilerek debileri ayarlanmalı

    5-ısı sensörü enJektörlere en yakın yare takılmalı ve her marka kendi sensörünü kullanmalı

    6-Regüratörle enjektör arasındaki hortum mesafesi çok kısa olmalı

    7-haritanın 110 ile 160 arasında olmasını ve basınçında 1 olmasını sağlamak gerekli

    8-Enjektör debi ayarları her 10,000 kilometrede bir kesinlikle kontrol edilmeli.




  • msc otogazdan ;

    * Regülatör rüzgar alan yerlere monte edilmemeli, özellikle uzun yolda verimi etkileyen bir faktör.

    * Gaz kesici ile regülatör birbirine çok yakın olmalı, gaz kesici sonrası sistemdeki likit gaz miktarı minimumda tutulmalı.

    * ECU ısının yoğun olduğu bölgelerden uzak tutulmalı, egzoz manifoltunun üst hizası, radyatör önü gibi noktalarda ciddi ısıya maruz kalır ve kullanım ömrü kısalır. Benzer şekilde akünün yanına yapılan montajlarda risk taşımaktadır.
    Bu nedenle aküden uzakta durmasında fayda var. 1,0 - 1,3 bar standart regülatörlerde rölantide görünebilir, önemli olan araç yük altında yani yolda giderken regülatör basıncının ne seviyede olduğu. Üst devirlerde yaşanan kesikliğe tıkanan yada defolu filtre, lpg ayarı, regülatör vakum hattı bağlantısı v.b. neden olabilir. Detaları sıra ile kontrol etmek lazım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaptanx -- 12 Aralık 2012; 22:46:34 >




  • sayın RFB nin paylaşımıdır;

    lpg dönüşümünde yapılması gerekenler, ( 10 altın kural)
    1- lpg regülatörü radyatör seviyesi altında olucak, sıralı karbüratörlü farketmez...
    2- manifoltlar kesinlikle sökülecek. içeriye hiç bir şekilde çapak gitmeyecek. ( yanma yüzeyi çizildiği taktirde, yağ yakma oluşabilmektedir araçta. kompresyon oranlarında değişiklik olacağı için bir ihtimal de olsa aracın performansını etkileyebilmektedir.)
    3- kontak elektriği kesinlikle, bobin, enjektör vs gibi yerlerden alınmayacak...
    4- lpg enjektörlerinin hortum uzunlukları tüm enjektörler dahil aynı olacak... (3,4,5,6,8,10,12 silindir, lpg enjektör uzunlukları aynı olacak)
    5- lpg tankı simit tank ise şamandıra mekanizması aracın arka tarafında konumlandırılacak şekilde montajlanacak... (yani araçta 5 litrenin altında dahi gaz olsa, araç ileri doğru hareket ederken gaz aracın arkasına doğru harakete geçeceği için daha uzun kilometre, ve daha az yakıt tüketimi olarak bize geri dönücek)
    6- regülatör vakum çıkışı, kesinlikle ama kesinlikle gaz kelebeğinin altından alınacak. gaz kelebeğine ulaşılamıyorsa, tüm manifoltun birleştiği yerden, o da imkansızsa, fren vestanavuzunun bağlantı yerinden alınacak. ya da hortumun arasına girilecek...
    7- tüm kablo bağlantıları lehimlenecek. lpg sisteminin akü bağlantıları da dahil. bu arada devir ucuda lehimlenecek. akü bağlantılarına dönücek olursak, aküye bağlantı yapılmamasını tavsiye ederim. sigorta kutusuna kırmızı kabloyu konumlandırarak akü elektiriği buradan bağlanabilir. şaseyi de sağlam bir yerden şaseleyebiliriz. sağlam bir kule civatası somunu, yada bazı araçlarda şaselerinde orjinal boşta civatalar bulunmakta. oralara bağlantı yapabiliriz... (eğer bağlantı yapılıyorsa, lehimlenecek kablolar için OBD kabloları da dahildir)
    8- ecu nun arkaya giden gaz kesici kablosuna kesinlikle sigorta bağlanacak. (aracın altını vurdunuz, farzedin alt kablo koptu kısa devre yaptı, bazı lpg markalarının ecu ları, bu kısa devre sonucu zarar görmekte, içinde maliyeti yüksek zararlar göstermekte. hatta bazı markanın ecu ları, bu konum sonucu tamamiyle iletişimi kesmekte, araçlar hiç bir şekilde çalışmamaktadır. montajcının ortalama 3 dk sını almaktadır bu işlem. ama tabi burasıda lehimlenecek:)
    9- aracın altından çekilmekte olan lpg boruları kesinlikle bakır olmalıdır. elastik hortum, çeşitli hafif ve sert darbelere, bakır borunun göstermiş olduğu direnci kesinlikle ama kesinlikle gösteremez...
    10- araç ister karbüratörlü ister sıralı olsun, kesinlikle ama kesinlikle yağlama sistemi takılmalıdır. (orjinal yağlama sisteminin yağı kullanılmalıdır. motor yağı, atf, hidrolik yağı, mazot gibi sıvılar kullanılmamalıdır. bazı akıllı ustalarımız böyle yapmaktadır) motorun sağlığı için kesinlikle taktırın. bazı ustalar, bu çelik subap bir şey olmaz gibi konuşmalara taviz vermeyin. lpg kuru, buhar bir yakıt sistemidir. haliyle ısı artışları olacaktır, bunu en aza indirmemiz gerekmektedir...
    evet sevgili okurum. bu saymış olduğumuz kuralları uygulayarak montaj yaptırırsak, sistemimizden çok daha iyi neticeler alırız, bundan emin olabilirsiniz...
    şimdi gelelim tek nokta enjektörlü araç kullanıcılarına.
    aracınıza montaj yaptırmayı düşünen okurlarım. montajı yapan ustaya şu bilginizi paylaşın. aracımda muhakkak tek nokta emilatör görmek istiyorum. aracımda yağlama sistemi görmek istiyorum. bu sizin en doğal hakkınız. bir çok araçlarda tek nokta emülatör yerine sağolsun bir çok ustamız, 3 tl lik, 87 a çift platinli role kullanmakta. sonra aracınızın dash board'unda check, injection, yada bu gibi püskürtme arıza ışığı yanmaktadır. bu doğru bir uygulama değildir. ancak orjinal tek nokta emülatör kullanılırsa, bu gibi arıza sinyalleri, ışıkları ile karşılaşmayız...




  • RGB nickli rıza ustanın konsundan alıntılar yapmaya devam ettim arkadaşlar,çok faydalı bilgiler buyrun;


    lpg sisteminde çoğu ustamız regülatör vakum çıkışının gaz kelebeğinin hemen arkasından almanın gereksinimini bilmiyorlar, önemsemiyorlar... düzgün işçilik çok önemli
    karbüratörlü aracın montaj süresi ortalama 6 saat...
    4 sil sıralı aracın montaj süresi ortalama 24 saat...
    6 sil sıralı aracın montaj süresi ortalama 36 saat...
    8 ve 12 sil sıralı aracın montaj süresi ortalama 48 saat...
    bu bilgiler net olarak, 2 usta ve bir yardımcı için verilen süredir...
    şimdi ustalarımız yada patronlarımız ne yaptın sen çok geç para kazanamayız diyeceklerdir:) örnek vericek olursak,
    araç geldi montaja başladık, saat sabah 09:00 suları, araç sahibine yarın 09:00 da teslim edileceğinin bilgisi verilecek...
    2. araç geldi, saat hımmmmm kaç olsun kaç olsun, 12:30 suları. bu araç sahibinede, yarın 12:30 da teslim alması gerektiğini bildirecek...
    3 4 5 fark etmez, aynı düzen. çark böyle devam edicek...
    şimdi patronlarımızdan biri diyecek, ben filo aldım günde 6 araç, görüyoruz burda araçları almış yan yana koymuş çekmiş fotolarını mesela, enjektör hortumları makarna gibi, manifoltlar yanlış yerlerden delinmiş ve tabi sökülmemiş, regülatör vakum mekanizması 1. silindirden montajlanmış falan filan... böyle iş olmaz. sıfır araba yapıyorum, sorun olmaz diye, eğitimsiz elemanlara bu işler teslim edilmez... nasıl yapıcaksın peki?
    ekip kurucaksın. anlatmıştım önceki yazılarımda, hatta FERRARİ den örnek vermiştim...
    ortalama 4 usta 2 yardımcı olucak.
    1. usta manifolt sökücek, enjektör montajı yapacak...
    2. usta tank montajı (ama sac vidası değil, beton gibi sağlam saplama atacak)
    3. mekanikci, yani reg, selenoid map su T leri...
    4. elektrik tesisatı ve seçici anahtar... (lehim şart)
    gibi...
    örnekler çoğaltılabilir. yani kalifiye, eğitimli, bilir kişi olucak ustalar. takım ruhu olucak...
    saygılarımı sunuyorum hepinize...

    aracınızın manifoltunu delicek olan ustaya, muhakkak manifolt söktürün. ve benzin enjektörün tam da dibine insinler ve uzun nozul kullansınlar. lpg kontak elektiriğini ateşleme ünitesi ya da enjektörden almasınlar... yakıt boruları 8mm olmalı, 2 adet yağ filitresi tipinde gaz filitresi kullanılmalı, gaz kesici ile regülatör arasındaki 8mm bakır boruda ise en az 5 tur kangal tabiri olmak kaydı ile bağlantı yapılmalıdır. yani bunlar anlık gaza basmalarda lpg yakıtını reserve yapması, bekletmesi için, depolaması için yapılması teknik açıdan çok uygundur efendim...

    sizlerle bir bilgi paylaşımı daha yapmak istiyorum. (lpg dönüşüm ustası, lpg li araç kullanıcıları)
    yeni lpg dönüşümü yapılmış bir araç ile, kesinlikle ama kesinlikle yol testine çıkmanız gerekmektedir. aracımızın regülatör ısısında düşüş varmı, en önemli etkenlerden biride budur. çok yakıt yakma şikayetlerinin başlıca sebeplerinden biri de regülatör ısısının düşmesi, ve yakıtı yeterli miktarda buharlaştıramıyor olmasıdır. aracınıza sürat kazandırın, ve boşa alın, uzun bir süre, ortalama 1.5 2 dakika kadar bu şekilde devam edin. sıcaklık değerlerindeki değişimleri gözlemleyin... yakıt şikayetlerinin en başında gelen sebeplerden biri, haberimiz yokken regülatör ısısının düşmesi olucaktır...
    mutlaka bu değerleri kontrol edin, ettirin...

    içinde yakıt boruları çıkmayan kitlerde ise, en az 1 mm olmak kaydı ile bakır borularıda alalım inceliyelim. bükelim kırmaya çalışalım. çok ciddiyim şaka yapmıyorum. 0.6 0.7 mm boru kullananlar var, servis yetkilisine kaç mm bakır kullanıyorsunuz diye sorun lütfen. görün inceleyin

    şimdi size, her zaman bahsettiğim, lpg sisteminin en önemli parçalarından biri olan, basınç regülatörünün, kurallara uygun montajından bahsetmek istiyorum müsadenizle...
    önce regülatör bağlantı kurallarından bahsedelim tekrar.
    1- radyatör seviyesinin altında olucak
    2- aracın önden kazası esnasında, en az darbe alabilecek yer belirlenecek
    3- araç uzun yol, seyir halinde iken en az rüzgar görecek şekilde konumlandırılacak
    4- araç servise gittiğinde mekanikçi ustalarımızın çalışma alanını en az etkileyebilecek yere konumlandırılacak...

    şimdi gelelim lpg sistemindeki buji mekanizmasına...
    lpg nozulları için manifoltlar deliniyor ya, ustamız manifoltu yanma odasına en yakın nokta dan delinirse buji için sorunla karşılaşmayız, tabi enjektör hortumları da en kısa konumlanıcak şekilde mntajlanırsa...
    şimdi biraz teknik olucak ama, cut off denilen bir sisem var tüm efi motorlarda (electronic fuel injection) ayağınızı gaz pedalından çektiğinizde enjektörler ortalama 1200 devire gelinceye kadar durur. haliyle tekrar çalışmaya başladığı zaman, eğer lpg enjektörleri, manifoltta geriden delindiyse, hortumlarda biraz uzak ise, yanma odasında standardın üzerinde yoğun patlamalar oluşmakta. haliyle biraz da fazla ısı oluşmakta. bu sebepten ötürüdürki, buji burda biraz daha fazla ısı artışı göstermekte, sonuç olarakta bujinin içeriğine uygun bir durum değil...
    konuyu toparlamak gerekirse, doğru montaj, orjinal ekipman...

    bobinden hem devir hemde kontak elektiriği alınması, bobinin ateşleme değerlerini etkileyebilir. elimizden geldiğince kontak elektiriğinin sigortalıktan alınmasında fayda var...


    lpg regülatörünün radyatör seviyesinden yüksek olması,
    1- regülatörün geç ısınmasına sebep olur, ve haliyle araç gaza geç geçebilir...
    2- aracın su pompasını zorlar, sıkıştırır derecede hatta...
    3- aracın su sistemi kapalı sistem olduğundan, hava yapma denilen tabir, aracın sürpriz hararetler yapmasına, gizli hararetler yapmasına sebep olabilir...




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.