Şimdi Ara

Tofaş Fiat nerede hata yaptı??? (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
91
Cevap
0
Favori
15.243
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Hatayı kimsede değil kendimizde arayalım

    yabancı araçlar yerine kendi markamızı kendi aracımızı üretmeye bakmalıyız.

    Krizden yararlanıp çok güzel fiyatlara büyük firmalar her an satılabilir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: UrbanRacer

    Hatayı kimsede değil kendimizde arayalım

    yabancı araçlar yerine kendi markamızı kendi aracımızı üretmeye bakmalıyız.

    Krizden yararlanıp çok güzel fiyatlara büyük firmalar her an satılabilir.




    Büyük firmaları almak mesele değilki

    Şu anda bir çok şirketin değeri yerlerde .

    Ancak bunun işletim maliyetleri , son 5 senedir her sene büyük zararlar açıkladıklarına bakılınca pekte mantık işli değil.

    Kimse yolunda giden işlerini bırakıp zararlarla uğraşan bir marka alıp kendinide yakabilecek olmayı düşünmez ..
  • TOFAŞ ın en büyük hatası reklam yapmamaktı..

    Eğer reklam yapsaydı o kuş serisi akımı ortadan kalkacak yerine sağlam,güvenilir TOFAŞ imajı gelecekti..

    Ama olmadı...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Akustik

    evet en başta sınıfının standartlarını yükseltti. Megane 2004 te çıktığında daha o sınıfta olmayan başta anahtarsız çalıştırma sistemi,komple cam tavan,xenon farlar olayını başlatmıştı.



    quote:

    Orjinalden alıntı: C4_1400

    kalite farkı renaultu'u öne çıkardı.



    Stiloyu unuttunuz sanırım. Bence Stilo, Megane'dan daha güzel bir araçtı ama, güzel tanıtım yapılmaması, fiyatının yüksek oluşu nedeniyle çok sönük kaldı. Anahtarsız çalıştırma, cam tavan, xenon hepsi stilo da da mevcuttu. Megane kaset çalar + 2 hoparlör sunarken stiloda cd çalar + hi-fi ses sistemi vardı. Üstelik Stilo 2003'te piyasaya çıktı.

    Edit: ekleme



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Energetic -- 17 Ocak 2009; 16:43:44 >




  • yetersiz reklam yanlış pazarlama politakaları ama fiat bunu aşmakta kararsız anlaşılan hala aynı tas aynı hamam güzelim bravoda harcanıyor elalem 50bin liraya golf alırken 40bin liralık turbo motorlu full bravo satamıyor
  • tofaş ın varlığı bile hataydı
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Energetic

    quote:

    Orjinalden alıntı: Akustik

    evet en başta sınıfının standartlarını yükseltti. Megane 2004 te çıktığında daha o sınıfta olmayan başta anahtarsız çalıştırma sistemi,komple cam tavan,xenon farlar olayını başlatmıştı.



    quote:

    Orjinalden alıntı: C4_1400

    kalite farkı renaultu'u öne çıkardı.



    Stiloyu unuttunuz sanırım. Bence Stilo, Megane'dan daha güzel bir araçtı ama, güzel tanıtım yapılmaması, fiyatının yüksek oluşu nedeniyle çok sönük kaldı. Anahtarsız çalıştırma, cam tavan, xenon hepsi stilo da da mevcuttu. Megane kaset çalar + 2 hoparlör sunarken stiloda cd çalar + hi-fi ses sistemi vardı. Üstelik Stilo 2003'te piyasaya çıktı.

    Edit: ekleme



    Stilo,gerçekten de güzeldi,en azından Megane'dan çok daha iyi idi.Reklam eksikliği kaybettirdi.Şimdi,Bravo'nun da sonunun böyle olmasından korkuyorum.




  • Kuş serisinde kendisini geliştirseydi tofaş şu an TR de 1. olurdu
  • Yerli üretim araçlarda şahin ve doğan grubu dışında seçeneklerinin olmaması büyük bir etkendir.Yani 88 ile 2003 yılına kadar aynı kasa araç üzerinde bazı değişikliklerin dışında görsel ve donanım olarak başka modellerin üretilmemesidir.
  • kuş serisi ile marka imajını kendi elleriyle öldürdüler...
  • 2000 yılında muadillerinden 1 milyar daha ucuz diye brava aldım, 2004 yılında ise aynı model muadillerinden 5 milyar ucuza satabildim. Yani alırkenki avantaj satarken dezavantaja dönüştü. Artı dört yıl boyunca arabamdan bahsederken herkes küçümsedi, yani bir havası olmadı, hep aklım astra, focus gibi imajı yüksek modellerde kaldı. Açıkçası PİŞMAN oldum. Ha brava kötümüydü? Asla çok zevkli bir arabaydı ve imajı eksikti işte. Eğer para veriyorsam niye imajı olan bir araba almayayım, işte fiat bize bunu veremiyor, ne lineayla ne yeni bravoyla ne de puntoyla...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: brkcad34

    Taner abi gayet güzel yorum yapmış.

    Biraz uzun olacak ama ;
    Arkadaşlar, eğri oturup doğru konuşalım. Bu gün 2009 yılı ve çıkıp Tofaş/Fiat nerede yanlış yaptı deyip, halen o arabaları yargılasak da şu bir gerçek. BİZ O ARABALARI ALDIK. ALIP KULLANDIK. Hatta kimisi her ay maaşını o arabalara yatırıp, ilk ay geniş lastik alarak ikinci ay jant alarak, üçüncü ay müzik sistemini ve tesisatını kurarak vs. bu arabaları süsledik. Kimisi de aldığının ertesi günü aynı anda bunları zevkine göre uygulayıp kullandı. Bir dönem sıraya girdik almak için. Biz mesela. 30 Kasım 1989'da 1990 model siyah Şahin için sıraya girdik ve 02.02.1990 cuma günü aldık.

    70'lerin başında TOFAŞ olarak kurulan ve yine aynı dönemde diğer firma olarak OYAK RENAULT olarak kurulan bu iki firma için bu gün 2009 yılında çıkıp her ne kadar bizi sömürdü, bize o arabaları kakaladı, sattı desekte biz o arabaları aldık.

    Babam anlatırdı bir zamanlar ve şimdi de annem anlatır bazen. E çünkü babam 6 yıldır bu dünyada yok. 70'ler de arabası olan parmak ile gösterilirmiş. Birisi o dönem Murat 124 veya Renault 12 aldığı zaman "vay be falanca bey 124 aldı ya da Renault aldı" denirmiş. O dönemler de araba belli bir kesimde varmış. Zaten seçenek fazla değilmiş. Bu iki firma da Bursa'da faaliyete geçip araba üretince de çoğu aileyi o dönemler araba sahibi yapmış. Babamın mesela 124 öncesi Willys pickup'ı varmış. Hatta Pickup dışında Vespa motorunu kullanırmış. Yani bekarlık dönemlerinde. Sonra ilk 124'ü 1973 yılında almış ve kırmızıymış. Sonra kırmızıyı satıp 74 model beyazını almış. 1975'in Ekim ayında doğduğumda 1974 model beyaz 124 kapıdaydı. Yani ben araba ile doğdum. Çok şükür 33 yıldır arabamız eksik olmadı. Ama öyle ama böyle halen daha var. İnşallah bundan sonra da olur.

    80'li yılları hayal meyal hatırlarım. Çocukluk dönemlerim. Zaten 80'li yıllar 131 Şahin devri başladı bizde. 1981'de 124 gitti yerine beyaz 131 Şahin geldi. Kuş serisinin seceresini anlatsam hangi yıl hangi değişiklikler ile çıktığını anlatsam burada 2-3 sayfa tutar herhalde.
    80'li yıllar da yine bu iki firmanın arabaları altın çağını yaşadı ülkemizde. İthal araba azdı. Mercedes ve BMW'yi ayrı tutuyorum. O dönemin meşhur VW Jetta'sı o zamanlar az görülse de günümüzde her sokakta mutlaka var. Mesela yine o dönemin Opel Ascona'sı, Senator'ü o zamanlar az görülse'de günümüzde her sokakta bir Astra veya Vectra görmek mümkün. Çünkü o döneme göre araba almak kolay şimdi. Çek krediyi bankadan, istersen arabanın tamamına kredi çek, vadeyi de 48 ay yap, en kral arabayı al. Ama o zamanlar öyle değildi. 3 büyük vardı. FORD OTOSAN, TOFAŞ/FİAT ve OYAK/RENAULT. Arabaları'da Anadol, Taunus, Renault 12, 124 sonrası 131 serisi Şahin, Doğan ve Kartal. 124'ün yeni hali de serinin en baş ve en küçük modeli Serçe.
    Ve şimdi çeşit bolluğundan ve alım kolaylığından burun kıvırıp TENEKE dediğimiz o dönemin teknolojisi ile üretilen o arabaları 80'lerde alıp kullandık. Almasaydık o zaman. Ne alacaktık yerine? Seçenek az zaten. Az olunca parça ve servis de az otomatikman. Diğer yandan üretilen yerliler cirit atıyor. Hem servis hemde parça bakımından bol ve yaygın.

    Bu şekilde geldik 90'lara. Bu firmalar 90'larda yeni modeller getirip lisans alıp üretime başladılar. Tofaş, Fiat adı altında Tempra, Tipo ve sonradan Uno'yu üretti. Renault'da 21 serisi olarak Manager ve Concorde'yi üretti. Daha sonra ikisinin ortası Optima doğdu. Sonra karbürotör yerini enjeksiyona bıraktı.

    Tofaş/Fiat olarak ; Tempralar 90'ların ortasında enjeksiyonlu motor oldu ve önce Doğan, sonra da Şahin motorlarına Tempra motoru uyarlandı. Hafif makyajlar ve neredeyse her donanım için alfabenin tüm harfleri gerek kuş serisinin, gerek Fiat serisinin bagajında S, SLX, SX, SXA, SXAK, SLXİE olarak yer aldı. 2000'lere kadar böyle devam etti Tofaş. Fiat olarak Marea çıktı. Hatta 90'ların sonuna doğru Croma çıktı ama pek tutmadı. 2000'lere bir iki kala Tempra ve Tipo yerini Siena ile Palio'ya bıraktı. Tofaş/Fiat 2000'lere Siena ve Palio ile girdi. Kuşlar bitti. Yerini Siena aldı. Sonra 2000'lerin başında Siena değişti ve Albea oldu. Ama Allah için Siena daha şık ve güzeldi Albea'dan. Derken, Marea makyajlandı ve 2003'te Stilo çıktı piyasaya. Stilo'yu ilk kez eski arabamı Göztepe'de muayene yaptırırken görmüştüm ve beğenmiştim. Ama pek tutulmadı. Sonra Grande Punto çıktı ve bence daha şık ve güzeldi. GP bence bir nebze kurtardı Tofaş/Fiat'ı. Sonra da Linea çıktı. Ama bence o da istenileni veremedi. Uzun ama bir o kadar da dar bir araba. En son Bravo çıktı. Ama neden bilmem ama GP kadar çok göremiyorum.

    Şu bir gerçek, 2000'li yıllara girdiğimizde Oyak/Renault, Tofaş/Fiat'ı solladı. 29 yıl boyunca kuş serisi kullanan ve son 14 yıl aynı 1990 model Şahini kullanan biri olarak, 2004 Ekim ayında arabamı değiştireceğim zaman Tofaş/Fiat grubuna bakmadım hiç. Çünkü Albea vardı bana hitap eden ve arkası özlelikle çok garip ve sevimsizdi. Siena olsaydı evet alırdım ama Albea umduğumu vermedi ve hiç bakmadım. Tercihimi Renault'dan yana kullandım. Sanki o dönemlerde Tofaş, reklamını daha iyi yapıyordu. Albea'lar bana göre 90'ların Tempra'sı gibi değil bence. Tempra'lar daha oturaklıydı.

    Oyak/Renault olarak ; 90'lara kadar R12 ve R9 serisi ile devam eden gruba 21 serisi adı ile Manager ve Concorde katıldı ve üretilmeye başlandı. Daha sonra ikisinin arası Optima üretildi. 90'ların ortasında gruba 19 Europa katıldı. 2000'e 2 kala 21 serisi yerini Megane I'e bıraktı. Sonra 19'lar da üretimden kalktı. Ama gayet iyi sattılar. Mesela Fiat grubu Croma'yı getirdi ama bir Laguna kadar, Safrane kadar satmadı.
    Renault, 2000'lere kadar R12 ve 9 serisini hafif makyajlar ile üretti.
    90'larin ortalarında 1996 ya da 1997'de Clio I ile doğup peşinden Clio II'ye terfi eden HB karoser, 1999 Kasım ayında Auto Show fuarında sedan karoser olarak Symbol adı ile üretilip tanıtıldı. 2000 model olarak Symbol piyasaya çıktı. Ve artık R12 ile R9 yerini Symbol'e bıraktı. Çünkü ikisinin karışımı bir arabaydı. Derken Megane kasa değiştirip Megane II oldu ve çeşitli makyajlar ile Sportway ve Extreme gibi ara donanımlar ile bu günlere geldi. Şu sıralar son günlerini yaşıyor. Diğer yandan Symbol'de çeşitli makyajlar ile günümüze kadar geldi ve kasa değişti. Bana göre sadece önü ve arkası değişik. Yandan bak, aynısı. Renault'un prestiji Laguna'da çeşitli ve makyaj ve değişen kasasıyla devam etti.

    Sonuç ; bir döneme damgasını vuran 131 serisi günümüzde Albea adı ile, yine o dönemlere damgasını vuran R12 ve R9 serisi Symbol adı ile yine o dönemlerde hitap ettiği orta halli kitleye hizmet etmekte ve ilaveten şirket filoları, rent a car'lar ve taksiciler tarafından alınıp kullanılmakta.
    Ama değişmeyen bir gerçek var. Bu gün çıkıpta KOÇ amca bizi sömürdü ve yıllarca İtalya'da biten arabaları burada üretip bize sattı desekte biz o arabaları aldık. Bu nedenle ben şahsi olarak bu mantığa karşıyım. Almasaydık o zaman. Alternatif varmıydı? Yoktu, olsa bile azdı. Hem bu amcalar bir çok kişiye de iş imkanı verdi. Her ne kadar ekonomik krizde bir sürü kişiyi işten çıkarsalarda.

    Ve bu gün bizler, günümüzde ki çeşit bolluğu ve teknoloji harikası olan modellere yönelip aldığımızdan, o TENEKE gözü ile baktığımız arabalar, o dönemler çoğu aileyi geçindirdi. Çoğu kişi o arabalar ile iş yaptı. Bir sürü taksici ev geçindirdi.
    Mesela benim babam, çelik konstrüksiyon ustasıydı. 1989 yılına kadar Türkiye'nin dört bir yanında ki Petrol Ofisinin tanklarını babam yaptı. İşi icabı İstanbul dışında çalıştığından Edirnesinden Rizesine, İskenderununa, Mersinine, Trabzonuna, Giresununa, İzmirine, Mardinine, Muş'una, Muğlasına vs. o dönem 67 vilayetin çoğunda çalıştı ve oralara 131 arabası ile gitti hep. İstanbulda olduğu zamanlar da o köşeli çizgilere sahip TENEKE denen 131'ler gezdirdi bizi. Son olarak da efsane arabamız 90 Şahin. O dönemler, yazın tatil amaçlı Karadenize de Akdenizede, Ege'ye de götürdü bizi.

    Ve son olarak, gerek 131 serisi olsun gerek R12 ve 9 serisi olsun. Ama özellikle 29 yıl boyunca kuş serisi ile yaşayan biri olarak, BU ARABALAR BENİM İÇİN GEÇMİŞTE KALAN TATLI BİR ANIDIR. Ve az önce de dediğim gibi. Renault, Tofaş'ı solladı.

    Sevgi ve saygılarımla.
    Burak ATILGAN
    Sistem Dizayn CAD




    Özet olarak bende TOFAŞ-OYAK bizi sömürdü fikrine karşıyım.O yıllarda zaten çok fazla alternatif araç yoktu.Ayrıca her konuda geri olan bir devletin bu konuda da geri olması çok normal.O yıllarda Türkiye ithal araçlara açılsa idi,şu anda otomotiv sanayiinde bir yere gelemezdik.Geçmişi eleştirmek çok kolay.Çok dar çerçeveden bakıyor bir çok kişi.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: tenekekutu

    Özet olarak bende TOFAŞ-OYAK bizi sömürdü fikrine karşıyım.O yıllarda zaten çok fazla alternatif araç yoktu.Ayrıca her konuda geri olan bir devletin bu konuda da geri olması çok normal.O yıllarda Türkiye ithal araçlara açılsa idi,şu anda otomotiv sanayiinde bir yere gelemezdik.Geçmişi eleştirmek çok kolay.Çok dar çerçeveden bakıyor bir çok kişi.



    katılmıyorum bu soylediklerine. ithal araç serbest olsa rekabet edebilmek için onların kalitesinde araç üretilmek sorunda kalınırdı. boylece tofaş yada renault bizi yıllarca sömüremezdi.
    ama gerçek suçlu her zaman olduğu uygulanan devlet politikasıdır. yani hükümetler açıkca reno ve tofaşa arka çıkarak hem onları zengin etmişler hemde yüksek vergilerle toplayamadıkları paraları cukka etmişlerdir. yani boyle olmasında hem otomobil firmalarının hemde devletin çikarı örtüşmüştür. olan yine bilinçsiz, tepki göstermekten aciz, önüne ne konursa alan halkımıza olmuştur. bu devir yine boyle devam etmektedir. pek birşey de beklemeyin bence...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: tanergode

    TOFAŞ (Türkiye Otomobil Fabrikaları Anonim Şirketi) ve OYAK-RENAULT (Ordu Yardımlaşma Kurumu) RENAULT-MAİS (Motorlu Araçlar İmalat Sanayi) hata yapmadı, 40 yıl uygulanan KORUMACILIK POLİTİKASI'nın kaymağını yedi. Türkiye'ye TURGUT ÖZAL'ın liberal ekonomiyi uygulatıp gizli komünizmden arındırmaya başlaması ve korumacılık politikasını terk etmesini sağlayana kadar aynı otomobili 30 yıl boyunca biz muzaffer Türk halkına yedirdiler, yutturdular. Herkes sürücü belgesini Şahin'de aldı, amcasının Toros'una bindi (Fransa'da bile 5 vitesli Renault 12 yoktur, Bursa'da 5. vitesi geliştirdiler). TOFAŞ ve OYAK/MAİS devlet kanatları altında yıllarca çivi bile çakmadı, 1992'de TEMPRA ve RENAULT 21 ("konkort", "menecır", geçen hafta oto pazarındaki en en en ucuz arabaydı) üretilmeye başlanınca kıyamet koptu, kimsenin bu araçlara ihtiyacı olmadığı, tamircilerin bu yeni (!) araçlara uyum sağlayamayacağı ortaya atıldı.

    Duvarlar yıkılınca dışarıda ne kadar yeni, çağdaş ve güncel teknolojiler olduğu görüldü. Türk halkı karbüratörden enjektöre geçti, ABS, Klima ve Hava Yastığı ile tanıştı. İlk defa 155'lik değil de 195'lik lastiklere dokunabildi. Konfor ve tasarruf herkese ulaştı, sadece belli bir zümre ve bölgeye has ve ait olmadı.

    Fakat şu halen bir gerçek. TOFAŞ ve OYAK/MAİS mentalite olarak, kafa olarak, müşteri memnuniyetsizliği olarak 30 yıl geriden seyrediyor. Halen kendilerini bir rüyada sanıyorlar. Halen piyasaya hakim konumda olduklarına inanıyorlar. Ders veren çok oldu, ama örümcek kafalı kurumsal terör estiren bu 70'lı yılların kelli felli göbekli purolu müdavimler halen koltuklarını genç, dünya görüşlü, Blackberry'li, utanmadan süpermarkete girip 1 şişe şarap, 1 adet tirbüşon ve 1 paket OK! alabilen MBA'lı delikanlılara bırakmamakta ısrarlılar...



    Ağzına sağlık hocam çok güzel açıklamışsın




  • quote:

    Orjinalden alıntı: odrin34


    katılmıyorum bu soylediklerine. ithal araç serbest olsa rekabet edebilmek için onların kalitesinde araç üretilmek sorunda kalınırdı. boylece tofaş yada renault bizi yıllarca sömüremezdi.



    Milyonlarca dolarlık yatırım yapacaksın,teknolojik olarak geri olan ülkeye teknoloji getireceksin ondan sonra karşına rakip isteyeceksin.Bunun olması imkansız.O şirketler Türkiye ye belli şartlarla geldiler.Elbette korunmak isteyecekler.Bu fabrikalar sayesinde birçok usta,birçok mühendis vs yetişti.1970 yılında şu anki şartlarla sen kimseyi Türkiye de fabrika kurmaya ikna edemezsin.Türk insanı o zaman araçtan konfor istemiyordu.Dayanıklılık ve makul bir fiyat istiyordu.Bu firmalar bunu verdiler.Gümüzün trendleri ile 1970-80 li yılları eleştiriseniz hata yaparsınız.
    Peki sizlerin önerileri nedir ? Siz o yıllarda olsa idiniz nasıl bir politika izlerdiniz ?
    Buyrun 1970 yılı olarak düşünün,ülkede ustada yok,teknolojide,yatırım yapacak parada.Halktada para yok.Peki ne bekliyorsunuz.Anında yerli üretim klimalı,deri koltuklu,az yakar çok kaçar bir araç mı ?




  • bu konunun sonunda devrim bile tartisilir, hatta onu urettirmeyen gucler felan..

    @tenekekutu soylediklerinizde haklisinz ama sanirim suclayan arkadaslar 90lardan bahsediyor 70 lerden degil.. 90 larda hala 70 lerin modellerini uretmesini elstiriyorlar
  • quote:

    Orjinalden alıntı: emtue

    bu konunun sonunda devrim bile tartisilir, hatta onu urettirmeyen gucler felan..

    @tenekekutu soylediklerinizde haklisinz ama sanirim suclayan arkadaslar 90lardan bahsediyor 70 lerden degil.. 90 larda hala 70 lerin modellerini uretmesini elstiriyorlar

    90 lar ise evet derim,ama 70-80 ler için ben eleştirileri çok ağır buluyorum.

    Zaten zurnanın zırt dediği yer DEVRİM le başladı.Eğer zamanında DEVRİM e sahip çıkabilse idik,işte o zaman günümüz Türkiyesi çok daha farklı olurdu.
  • fiat'ın genel anlamfa geride kalmışlığı var renault karşısında.

    mesela laguna'nın fiat'ta bir rakibi yok.

    scenic yada grand scenic'in de karşığı yok.

    aynı şekilde kaleos'un rakibi sedici?

    aynı şekilde linea'da bariz biz biçimde megane'den geri. megane daha özgün bir tasarıma sahip, linea ise acayip bişey.

    fiat sürelki logo değiştirir, renault ise ben kendimi bidim bileli aynı( tabi biraz modernize oldu logo) bu da genel kalite adına önemli bir eksi.
  • Şunlara bir bakın :

    124
    131
    Şahin
    Doğan
    Kartal
    Uno
    Tipo
    Tempra
    Siena
    Marea
    Brava
    Palio
    Albea
    Linea
    Punto
    Stilo
    Panda
    İdea
    Fiat 500
    126 BIS

    Eğer unuttuğum yoksa, Türkiye'de satışa sunulmuş Tofaş-Fiat otomobil modelleri...

    Hiçbiri döneminin en iyileri içinde değil. Belki 124, 131 ve kuş serisi; rekabetin olmadığı dönemin modelleri olduklarından toplumdan zoraki "iyi araba" muamelesi görmüşler.

    Hiçbiri döneminin vasati özelliklerinin üzerine çıkamamış hatta çoğu vasata bile yaklaşamamış.

    Hiçbirinin nesli devam ettirilmemiş... Yeni tasarımlar ve yeni teknolojilerle geliştirilip "yaşayan model" haline getirilmemiş. VW'nin Golf'ü, Opel'in Corsa'sı, Toyota'nın Corolla'sı gibi kuşaktan kuşağa devredilip de güven ve sempati sembollerine dönüştürülmemiş. Şu yukarıdaki listeye bir bakın, yirmiye yakın model içinde bir tane efsane var mı?

    Renault bile bunu çoktan kırdı; Clio, Megane, Laguna gibi sınıflarındaki diğer araçlara her zaman alternatif olabilecek araçlar üretmeyi başardı. Tofaş-Fiat ise anlayamadığım bir ısrarla sıklet altı araç üretmeye devam ediyor. Yeni model çıkarıyor; bir öncekiyle aynı yavanlık, aynı kalitesizlik, aynı kişiliksizlik...

    "Ucuz satıyor, taşraya hitap ediyor, bunları her zaman alacak kemik bir kitle bulunuyor" iddiaları doğruluğunu her geçen gün yitiriyor. Toplum artık cin gibi, alternatifi çok, imaj her geçen gün daha önemli hale geliyor ve Tofaş-Fiat imaj açısından koca bir sıfır!

    Diyelim ki, Koç Holding yöneticileri geri kafalı; değişim ve dönüşüm gereğine itibar etmiyorlar! Bünyesinde Alfa Romeo, Lancia, Ferrari gibi markaları da barındıran Fiat da mı geri kafalı? Koç'a "Yahu Türkiye'de rekabet ve kalite iyice arttı. Biz de şu Tofaş-Fiat'ı bi atılıma soksak!" demiyor mu?...




  • fiat; tofaş'ın mantalitesinden bir an evvel kurtulmalı.
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.