Şimdi Ara

The Witcher 3: Wild Hunt (2015) [ANA KONU] (876. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
6 Misafir - 6 Masaüstü
5 sn
25.554
Cevap
197
Favori
924.403
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
58 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 874875876877878
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • secokul S kullanıcısına yanıt
    bence kesinlikle oynayın ancak 1. oyunun mekanikleri çok değişik dövüş sistemi çok vasat ancak sadece hikaye ve o gizem için oynanır.
    2. oyunu bende konsol oyuncusu olduğum için oynayamadım ilerde güzel bi pc alırsam bende 2. oyunu oynamayı planlıyorum.
  • http://www.thewhitetree.org/forum/viewtopic.php?f=55&t=24625&utm_campaign=DonanimHaber&utm_medium=referral&utm_source=DonanimHaber





    Oyunun öncesindeki tüm olayları anlatan,tüm kitapların hikayelerini barındıran ve evreni güzelce özetleyen harika bir yazı olmuş,herkesin okumasını tavsiye ederim.Ayrıca Triss-Yennefer arasında kalanlar da dikkatlice okusun,seçimleri kolaylaşır.Yorumlarda gördüğüm kadarıyla geçmişlerini bilmeden sırf oyunlarda güzel ve sempatik diye Triss'i seçen çok kişi var çünkü



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi psycho90 -- 9 Şubat 2017; 4:58:47 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Şu Philippa Eilhart bir bana mı çekici geldi abi.. :D
  • yasinnzz kullanıcısına yanıt
    Yapma hocam Margarita varken..
  • yasinnzz kullanıcısına yanıt
    Ulan karı kör, utanmaz herif. Elinden gelse demircinin karıya da sarkacak.
  • Yigilante kullanıcısına yanıt
    keire hepsinden daha güzel :) anadolu kadını gibi doğal :)
  • 270 saat oynadım hala oynamayı düşünüyorum bir süre sonra. Gelmiş geçmiş en iyi oyun, tartışmasız.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: WaapS

    Ulan karı kör, utanmaz herif. Elinden gelse demircinin karıya da sarkacak.

    Denedim de oyun imkan vermiyor ya. Ah CD Projekt ah.

  • Rahat durmayıp ona da yanaştım ama sonu kötü bitti
  • tabi para kazanmak cd Project'inde hakkı. Fakat çok hakkı yeniyor pc oyunculuğunun çok. Bir Witcher 2 hayranı olarak ortalık durulsun, stabilite sağlansın deyip epey acele etmeden bekledim ama piiiuuyy.

    Nerde ağır roman witcher 2 nerde konsol dönmesi 3 dedikleri şey. Doğru düzgün karakter gelişimi yok oyunda. Witcher 2 her karakter dost düşman ayrı bir dünya idi. Dandalion'la karşılaşma bile başlı başına bir olay.

    Yok hiç olmamış. Alanlar genişletilmiş,atla gezmesi çoh gözel amma Witcher 2 harbi fantezi role play bu resmen konsolunda ekmeğini yiyelim olmuş. Witcher 2 de konsola çıktı fakat en azından PC'den dönme idi. Bu alenen konsoldan olmuş.

    oyuna girdik vira bismillah witcher görüşünü açıcaz yok neymiş sağ tık yap, ortası odaklanıyor yarım saat düşündüm ulan bu sağ tıklama da ne saçmalığı diye sonradan anladım olsa olsa konsol işidir diye.

    cidden hayal kırıklığı. 2'yi severek oynayan sırf Hikaye'nin bütünlüğü için oynayacak artık. Benim için Witcher 2'nin çok çok altında bi oyun.




  • Spinata S kullanıcısına yanıt
    Ayarlardan tuşları değiştirebilirsiniz, gerçi sağ tık daha rahat sürekli kullanıldığı için, balık gözünü de kapatabilirsiniz.

    menü kullanımı falan konsoldan ziyade pc için daha rahat. özellikle skyrim berbattı bu konuda, modsuz mümkün değil pc'de oynayamıyorum

    rol play, hikaye unsurları 2nin önünde, hatta ilk oyun dahi bu konularda ikincinin önünde diyebilirim.

    normalde uzun uzun neden daha iyi yazabilirim ama oynadıkça seveceğinizi umuyorum

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Oyunu bitirmek üzere olduğum bir noktadayım. Hemen bitirmeye kıyamadığım için, birkaç saat de olsa oyuna biraz ara verip oyunun bana hissettirdiklerini, oyun hakkında neler düşündüğümü yazmak istedim(Bu yazdıklarımı Witcher 3 parçaları çalarken yazdım, o yüzden yüksek dozda duygu içerir :D );


    The Witcher 3: Wild Hunt daha en başından fazlasıyla etkileyici bir biçimde başlıyor. Kaer Morhen rüyası ilk başta ne oluyor dedirtip içimizi ısıtıyor sonrasında yüreklerimizi ateşe boğuyor. Vesemir Amcayla kısa bir dertleşmenin ardından ortaya çıkan canavarları halledip, Yennefer'in oralardan geçtiğini bildiğimiz bir köye yola çıkıyoruz.
    White Orchard
    The Witcher 3: Wild Hunt (2015) [ANA KONU]
    Köydeki handa kısa soruşturmanın ardından bize saldıran serserileri alt ettikten sonra başladım keşfe. Witcher dünyasıyla 2. oyunla tanışmıştım ve bu duyguyu daha önce tatmıştım ama 3. oyunla beraber daha da güçlü bir şekilde hissettim; bu oyun yaşıyor yahu! Köy, halk, savaş vs. her şeyi sonuna kadar anlıyor ve hissediyorsunuz. Hemen ana görevlere dalmadan hem oyun mekaniklerine alışmak için, hem de atmosferi ağzım açık izlemek için yan görevleri ve soru işaretlerini geze geze temizlemeye başladım. White Orchard köyündeki meseleleri hallettikten sonra Vesemir'in yanına döndüm ve tam oradan ayrılacakken tam karşımıza Yennefer çıktı! Oyuncu olarak Yenneferle hiç karşılaşmamış olsak da bu an beni fazlasıyla heyecanlandırdı. Hem Geralt için Yennefer'in önemini biliyordum hem de ilk defa bir karaktere aşık oldum :D
    Ardından Vizima'ya yüce imparatorumuzun karşısına çıkmak için yola çıktık. Hazırlıklar devam edip traş edilirken bize sorular sorular gayet yerinde olmuş. Hem Witcher 2'de olanlar size kısa bir hatırlatma oluyor ve bu oyunumuzun çoğu yerine etki ediyor. İmparatorumuzun karşısına çıktığımızda ilk başta karşısında eğilip eğilmeme kararsızlığı yaşıyoruz ve Geralt abimizi tanıdığımdan başını eğmiyorum İmparator da olsa karşısında :D Gerekenleri öğrendikten sonra Yennefer'in yanına geçiyoruz konuşmak için. İlk başta tedirgin olmuştum Yennefer'in bizi arkadaş olarak gördüğünü zannedip fakat onunla geçen konuşmanın ardından veda ederken verdiği öpücükle içimiz kıpır kıpır oluyor. Ardından çıkıyoruz Velen'e doğru yola.
    VELEN
    The Witcher 3: Wild Hunt (2015) [ANA KONU]
    Öncelikle şunu belirtmeliyim oyuna yazının çoğu yerinde methiyeler düzmeden önce; oyunun sadece tek sevmediğim yanı var ve o da Velen'den itibaren kendini hissettirmeye başlıyor.Oyunun çoğunda Ciri'yi bulana kadar her seferinde Ciri'yi görmüş ya da Ciriyle irtibata geçmiş birisini sorup soruşturmaya gidiyoruz ve her seferinde karşılığında bizden bir şey istiyor. İstediği şeyi yapmaya gidiyoruz orda da talepler bitmiyor ve bi yerden sonra amacımızın ne olduğunu unutuyoruz. Tabii bunlar olmasaydı oyun süresi çok ciddi şekilde kısalırdı bunun farkındayım. Ciri hakkındaki merakım ve sabırsızlığım böyle düşünmeme yol açtığını da biliyorum. Her neyse konuya döneyim. Velen sadece bizim içimizi değil, içinde yaşayanların da içini bayıyor. Bataklık Diyarı memleket. Kanlı baronumuz bizden kayıp ailesini bulmamızı istiyor başta Ciri hakkında bildiklerini anlatması için ve biz de başlıyoruz soruşturmaya. Oyunun Velen kısmı için rahatlıkla şunu söyleyebilirim; Hikaye bizi ilgilendiren kısmından çok Baron ve ailesine yoğunlaşıyor. Baron'un başlangıçta gerçek yüzünü görüyor, sonrasında acısını görüp değişimine tanık oluyoruz. Ben Baronla yaşananların büyük çoğunluğunda ona karşı hiç samimiyet beslemedim. Tek amacım Ciriyle ilgili bilgiyi alıp onu bırakmaktı. Ama Velen'in sonlarına doğru Ormanın Hanımları denen yüce varlıklardan Ciri hakkında bilgi almaya gidiyoruz. Her zaman olduğu gibi bizden bilgi karşılığı canlarını sıkan bir şeyi ortadan kaldırmamız isteniyor. O şeyin karşısına çıktığımızda Ormanın Kocakarılarının birer zalim olduğunu, dehşet şeyler yaptıklarını ve bunu durdurmak için bizden yardım istiyor.Oyunda en kararsız kaldığım kısımlardan biri olduğunu söyleyebilirim rahatlıkta. Birkaç dakika düşündükten sonra Ormanın Hanımlarının yüce varlıklar olduğunu ve onlara ihtiyacımız olduğuna karar verdim ve Ciri hakkında bilgi alma fırsatını tepmemek için onu öldürdüm. Ardından Kocakarıların yanına döndüm ve başladım dinlemeye. Gerçekten pişman olduğumu söyleyebilirim gerçek yüzlerini gördüğümde. Keşke o şeye yardım etseydim. Ciri'yi yeme teşebbüslerini duyunca gerçekten sinirlendim ve onlara meydan okuyup tehdit ettim. Kendimi zorlu bir dövüşe hazırlarken kaderimi kötü yönde değiştirdiklerini ve bu tehditlerin boş olduğunu söyleyip çekip gittiler. Baronun eşine yaptıklarını da görünce Baron'a yardım etmeyi seçtim.Barona gereken yardımı yaptıktan sonra oyunun Velen kısmını bitirip, beni fazlasıyla heyecanlandıran Novigrad kısmına geçtim.
    NOVİGRAD
    The Witcher 3: Wild Hunt (2015) [ANA KONU]
    Bu şehirle ilgili görevlere atılmadan önce şehre doyana kadar her yeri gezdim. Şehir cidden çok güzeldi. Her şey fazlasıyla uyumluydu ama tek bir problem vardı. Fps problemleri baş göstermeye başladı şehir içerisindeyken. Oyun zevkimi ciddi derecede baltalayacak seviyede değildi ama insanın yine de canını sıkıyor.Novigrad'a Trissle görüşmek için geliyoruz Ciri hakkında bilgi almak için. Hırsızlar kralının yanında Triss'i görünce gerçekten etkilendim. Yennefer bizim için önemliydi fakat benim gibi oyuncuların gözünden Triss'in yeri çok başka olduğu için, çok fazla şey yaşadığımız için kalbimize ayrı bir etki ediyor bu an. Ben oyunun daha başındayken kendi duygularıma göre değil, Geralt için hangisi mantıklı ve doğruysa ona göre hareket edecektim. Bu yüzden tercihim Yennefer'den yana olacağı için içim yana yana Triss'e karşı mesafeli durmaya çalıştım aşk konusunda. Onu koruyup kolladım yardım ettim ama umutlandırmamaya da gayret gösterdim. Novigrad kısmında diğer sevdiklerimizle de karşılaşıyoruz; Zoltan ve Dandelion'ı tekrar görmek güzeldi. Fakat bir amaç içerisinde buluştuğumuzdan atılıyoruz maceralara. Ciri hakkında net bilgilere ulaşmak için Dandelion'ı beladan kurtarıyoruz. Ve bu sıralarda karakterlerimiz için özel bir yeri olan biriyle tanışıyoruz;Priscilla. Dandelion'in sevdiceği de diyebiliriz. İlk karşılaşmamızdaki şarkısı cidden çok etkileyiciydi. Direk favori parça listeme kaydettim :D Dandelion, Zoltan gibi sevdiklerimize gereken yardımı yapıp bilgileri de aldıktan sonra Novigrad'da yapmam gereken tek bir şey kalıyordu; Triss'e yardım etmek. Güzel sahiremiz Novigrad'daki baskıdan dolayı diğer büyücülerle beraber Novigrad'dan kaçmayı planlıyor ve bizim yardımımıza ihtiyacı var. Triss'le kurtarabildiğimiz kadar büyücüyü kurtarıp gemiye yerleştiriyoruz ve oyunun benim için en vurucu kısımlarından biri geliyor. Triss'e veda mı edeceğiz yoksa benimle kal mı diyeceğiz? Önceden dediğim gibi Triss'e karşı hem Geralt'ın hem de biz oyuncuların verdiği değer gerçekten tartışılmaz. Ben olsam Triss'e bizimle kalmasını söylerdim ama içim yana yana, hissettiğimiz aşkı zorla bir kenara koyup, Geralt abimiz Triss'in güvenliği için ona elveda derdi diyip veda ettim. Triss'in o anlardaki ses tonu, bakışları ve hissettiği hüzün cidden içimi parçaladı. O gece oyunun etkisinden kolay çıkamadım, Priscilla'nın parçasını dinleyip hüzünle yatıp uyudum. :D Novigrad'dan ayrılmadan önce Zoltan, Vernon Roche gibi dostlarımızın son ricalarını kırmayıp yardımlarımızı yapıyoruz ve oyunun en keyifli kısımlarından olan Skellige'ye doğru yola çıkıyoruz.
    SKELLİGE
    The Witcher 3: Wild Hunt (2015) [ANA KONU]
    Skellige; Hem benim gibi Vikings dizisini takip eden biri için hem de etmeyenler içinde gerçekten çok keyifli geçiyor. Doğa harikalarında yaşadığınız maceralar size ayrı bir zevk veriyor. 30-40 tane SS aldıysam bunların büyük çoğunluğu Skellige'dan diyebilirim. Skellige'de Yennefer'le iyice vakit geçirip daha iyi tanıyoruz. Skellige'ya ilk adımımızı attığımızda halkın Kralını daha yeni kaybettiğini ve anma törenlerine şahit oluyoruz. Yennefer'le karşılaşıp orada biraz vakit geçirdikten sonra tenha bir köşeye geçip Ciri hakkında konuşmaya başlıyoruz ve hasret gideriyoruz. Skellige'de Ciri'nin izinde giderken bize yardım eden kişiler gerçekten çıkarsız bir şekilde yardım ediyorlar. Biz de onlara samimi bir şekilde borcumuzu ödemek için yardımlarımızı sunuyoruz. Skellige'ye beslediğim sevginin bir kısmını bu olay oluşturuyor diyebilirim. Yaşanan bir sürü olayın ardından Ciri'nn Skellige'dan Elf bir büyücü tarafından kurtarılıp başka bir yere gönderildiğini öğreniyoruz. Ve elimizdeki tek ipucu lanetlenmiş bir adam; Uma! Uma ile ilk başta Baronun mekanında karşılaşıyoruz. Baron Uma'yı bir kart oyununda kazanıyor ve ahalisini eğlendirsin diye getiriyor. Hemen soluğu Velen'de alıyoruz ve Baron'un çavuşuna gereken atarı yapıp Uma'yı alıp Kaer Morhen'a doğru yola çıkıyoruz. Fakat yolda İmparatorluk askerleri yolumuzu kesiyor ve İmparator'un bizimle görüşmek istediğini belirtiyor. Kaer Morhen'den önce bir de Vizimaya uğruyoruz. İmparator'un ilk karşılaşmamızda bize gösterdiği hoşgörü ve nezaketi bu sefer göremiyoruz. Gayet sert bir dille hesap soruluyor ve emirler veriliyor. Ben de gereken yanıtı sert bir dille verdim. İmparator bizim Ciri ile olan ilişkimizi bildiği için ayrılmadan önce uyarı ve hatırlatma amaçlı kızımı bana getir diyor. Ben Ciri nasıl isterse diye yanıt vermeyi tercih ettim. Orda İmparator tartışmayı sürdürür diye düşündüm ama olay bitip ayrılıyoruz oradan.
    KAER MORHEN
    The Witcher 3: Wild Hunt (2015) [ANA KONU]
    Bence oyunun en özel, en vurucu ve en değerli kısımları burada geçiyor. Büyük Kaer Morhen savaşından önce Witcher yandaşlarımızla geçirdiğimiz vakitler benim için çok keyifliydi. Yaşanacak büyük olaylara hazırlık gibiydi bir nevi.Lambert ve Eskel'i daha bir yakından tanıyoruz bir yandan, duygusal bağlarımızı güçlendiriyoruz.Hep beraber Uma'nın lanetini kaldırdıktan sonra Uma'nın Ciri'ye yardım eden Elf Büyücü olduğunu görüyoruz ve bize Ciri'yi nasıl bulabileceğimizi gösteriyor. Kaer Morhen ahalisi ile ne yapacağımızı tartıştıktan sonra savaşa karar veriyoruz ve bu andan itibaren bütün oyunu tüylerim diken diken ve koltuğa çivili bir şekilde oynadığımı en dürüst halimle söyleyebilirim. Bütün dostları toplayıp Vahşi Av ile savaşma fikri beni çok heyecanlandırdı.Yardımı dokunabilecek herkese yardım istemeye gidiyoruz ve tüm görüşmeler bittikten sonra Ciri'yi alıp Kaer Morhen'a götürmek için Sisler Adasına doğru yola çıkıyoruz. Bu andan itibaren oyunun havası ciddi biçimde değişiyor. İşlerin ciddileştiğini her an iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Sisler Adasına girerken oyun bile uyarıda bulunuyor; BAK EMİN MİSİN BUNDAN SONRA YAN GÖREVLERİ VS. YAPAMAYACAKSIN HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK diye :D Kulübedeki cücelere yardım edip güvenlerini kazanınca sonunda istediğimizi veriyor bize. Bence oyunun en vurucu,en üzücü kısmı burasıydı; Ciri'yi Ölü görmek.Gözlerimin dolduğunu söyleyebilirim. Daha duygu yüklü bir insan olsaydım hüngür hüngür ağlardım. Bir yandan keder içinde üzülüp bir yandan bu nasıl son diye oyuna söverken Ciri kollarımızda canlanıyor sonunda.Kısa bir sohbetin ardından Kaer Morhen'e, yuvamıza dönmek amacıyla dışarı çıkıyoruz ve Vahşi Av'ın bizi bulduğunu farkediyoruz. Kısa bir tereddütün ardından Ciri ile Kaer Morhen'e ışınlanıyoruz. Ciri'nin Kaer Morhen'e dönüşü de gerçekten duygu yüklü sahnelerdi. Çocukluktan sonra uzun bir süre sonra genç bir kız olarak Kaer Morhen'e dönen Ciri gözlerine inanamıyor. Heyecan, sevinç, hüzün gibi duyguların hepsini kendiyle beraber bize de yaşatıyor. Sevdikleriyle küçük bir hasret gidermenin ardından ardından kaleye plan yapmak için geçiyoruz. Ama bundan önce Triss'in bizi Yennefer ile o şekilde görmesi yine üzüyor. Elimde olsa Triss'i yakalayıp oyuna ekstra diyaloglar eklerdim; ''Triss seni köpekler gibi seviyorum seni unutamadım, bana bakma öyle kızıl saçlım! Yaşadıklarımızı hiç unutmadım sen benim için çok değerlisin'' :D Bu arada kaleye geçmeden o anki hissettiklerimi en iyi Geralt özetledi; ''Ejderha ile savaşmadan önce bile bu kadar gergin değildim.'' Al benden de o kadar Geralt! Bütün planları yaptıktan sonra Ciri'ye gereken uyarımı yapıp gergin bir şekilde Gamepad'i sıkı sıkı tutarak kaleden ayrılıp Lambert'e katıldım. Bakın şunu çok rahat söyleyebilirim. Kaer Morhen savaşının verdiği Aksiyonu, Heyecanı,Dramı vb. duyguları ben uzun süre herhangi bir dizi,film veya oyundan alabileceğimi zannetmiyorum. Cidden her duyguyu hissederek, oyunu yaşayarak oynadım. Heyecan ve sinirden riskler aldım, dostlarıma yardıma koştum! Bu oyunun beni en çok geren kısmı başka birini korumak.. Düşmanla başa çıkarken koruman gereken kişinin canının hızla azalması beni benden alıyor. Özellikle Vesemir'in Lambert'in yanına git hemen demesinin ardından ekranda Lambert'in can barını görünce kan beynime sıçradı. Lambert ölse dahi oyun yeniden başlamayacağını düşünüp hızla olayın ortasına atladım. Ben Quenn işaretini kullanıp diğerlerine kılıç sallerken Lambert'in canı hızla azalıyordu. O adrenalinle başlarım lan diyip Quenn işaretini bırakıp kendimi riske atıp Aard ile düşmanları püskürttüm büyük bir gururla! :D Şunu da eklemeliyim Lambert ile Geralt'ın Ormanda verdiği kılıçlı savaş göz zevkimize fazlasıyla hitap etti. Bunun yanında Ciri Eskel'i kurtarmadan hemen önce Eskel'in verdiği mücadele görmeye değerdi. Dehşet içerisinde dövüşü izlerken sonunda Ciri yardıma yetişti! Ciri ile ışınlana ışınlana milleti ortadan ikiye bölerken sonrasında Geralt'a geçiş yapmak bir an zorluyor :D Sonrasında Triss'in yardıma ihtiyacı olduğunu öğreniyoruz ve Geralt ile o istikamete doğru koşmaya başlıyoruz. Olay yerine geldiğimizde ise bizi koltuğa gömen olaylar başlıyor ardından! Vahşi Av kapıyı yıkıp Ciri ve Vesemir haricindeki dostlarımızı dondurup içeri daldığında heyecan doruklardaydı. Vesemir gücünün son damlasına kadar mücadeleyi sürdürdü. Hatta kendisinin yakalacağını anlayınca direk Aard ile Ciri'yi oradan uzaklaştırması duygulandırdı. O anlarda Gamepad ile tek yapabileceğim sahneleri geçebilmek olduğundan elim kolum bağlı çaresizce izledim olanları.3 ihtimal vardı gözümde; Ciri sürpriz bir şeyler yapıp Vesemir'i kurtaracaktı, ya da kendini teslim edip Vesemir'i kurtaracaktı, ya da kendini teslim edecekti ve buna rağmen Vesemir'i öldürecekti.Hiçbiri olmadı ama bu bizi yine de fazlasıyla üzdü. Vesemir Amca'nın ölümünü görmek tüm Witcher severleri fazlasıyla sarsmıştır. Geralt için bu olan oldukça yıkıcı oldu; kendisini büyük emeklerle yetiştirip, maceralarında yanında olup ardından kızı için kendini feda etmesi Geralt'da büyük yaralar açmış olsa gerek. Vay be dedim kaç farklı sonun arasından bize bu denk geldi! Ama sürpriz bir şekilde oyunun daha bitmediğini, sadece sona yaklaştığımı gördüm. Vahşi Av kaçmıştı Ciri'nin o durumundan sonra peki ya şimdi ne olacaktı?2. savaş için Triss ile Yen Loca'dan kalanları toplamaya gittiler. Ciri Kaer Morhen'de kendini hazırlıyor. En son Ciri bizi Imlerith'den intikam almak için uyandırmıştı. İmparatoru görmemiz gerek demek yerine hadi gidelim demiştim. Ormanın Hanımları da orada olacak sanırım. Bizi büyük olaylar beklemekte. 1-2 saat sonra oyunu oynamaya başlayıp bitireceğim. Bunu çoğu kişi okumayacak ama benimle aynı şeyleri hisseden Witcher severler gayret edip okuyacaktır diye tahmin ediyorum. Daha önce bir oyun hakkında hiç böyle yazılar yazmamıştım ama Witcher 3 bunu sonuna kadar hakediyor. Adamlar hakkaten SANAT yapmışlar, koskoca bir dünya! Oyunu bitiren arkadaşlar bana hemfikir olacaklardır; Bu oyunda yaşadıklarım daha yaşamadıklarımın yanında çok küçük kalıyor. Oyun bittikten sonra düşeceğim büyük boşlukta aklımı bir süre ''şöyle yapsaydım nasıl olurdu, keşke böyle yapmasaydım'' gibi şeyler meşgul edecek.Tabiiki bu oyunu bir kaç kez daha bitireceğim, bu sefer kendi hislerimle! Bir kez de Triss'le beraber yürümek istiyorum bu yolları. İçimde kalan şeyleri, yarım kalan hesapları kapatmak için bir daha oynayacağım bu oyunu! Daha bahsetmediğim o kadar çok şey var ki bu oyun için. Dizi gibi yan görevler, eski-yeni karakterler, sağlam diyaloglar vs.. Biraz vakit geçtikten sonra Geralt'ın hikayesine en baştan dahil olacağım; İlk kitabını aldım ve en baştan en sona kadar Geralt'ın hikayesine tanık olmak niyetindeyim.Bakalım hikayemiz nasıl bitiyor? Burayı editleyeceğim..


    Edit;

    Bu yazıya başlarken oyun 1-2 saate biter, ben de hazin sondan önce düşüncelerimi belirtir oyunu bitirmeye giderim diye düşünüyordum. Fakat ancak 11 Şubat Saat 03.00 sularında bitirebildim.Vesemir'in intikamını almaya gittiğimizde Ciri'nin Ormanın Hanımları ile bizim de Imlerith ile yüzleşeceğimiz konusunda anlaşıyoruz. Keşke Ciri'yi kenarda bırakıp ikisiyle de biz yüzleşebilseydik. Ciri'yi yeme teşebbüslerini öğrendiğimde onları öldürmek için bayağı bir sinirle dolmuştum.Gelelim Imlerith'e; Vahşi Av Imlerith dururken Krallarının Eredin denen çapsızın olmasına nasıl müsade ettiler acaba.Imlerith ile yüzleşmeye gittiğimizde hem korkuyu hem öfkeyi yeterince hissettim. Dövüşümüz bayağı bir zorladı beni.Dövüşün sonundaki sahneler oyunun en güzel sahneleriydi. Göze fazlasıyla hitap eden dövüş sahnesinden sonra şuraya bırakacağım tek şey bu diyalog olur; -Who taught you to fight like this?! +The Witcher you killed!! Ciri ile beraber ikimiz de gerekeni yaptıktan sonra çok oyalanmadan terkediyoruz burayı. Uncle Vesemir'i son yolculuğuna uğurlarken Zoltan bize gidelim asalım keselim bunları tarzında şeyler diyince saçmalama Zoltan tepkisini vermiştim o da ne dediğimi bilmiyorum diyerek geri çekilmişti ama bir nevi onun dediğine geldik.Vahşi Av'ın bizzat evine kadar suratsız Elfimiz Avallac'h aracılığıyla gidiyoruz ve Eredin'in bir müttefiğinin kendisine sırtını dönmesini sağlıyoruz. Yanımıza tanıdık diğer Sahireleri de kattıktan sonra savaş için gerekli hazırlıkları tamamlayıp gidiyoruz savaş alanımız olacak Undvik'e! Bu savaş Kaer Morhen savaşı kadar beni gerip heyecanlandırmasa da önemi ve oyunun nasıl biteceğini çok merak ettiğimden gamepad'ime sıkı sıkı sarılarak oynuyorum. Avallac'h'ın kır şu şeytanın kılıcını demesiyle gerekli gazı alıyoruz oyuncu olarak.Eredin'in işini bitirdikten sonra, Avallach'ın bize ihanet ettiği iddaasını duyunca ne kadar inkar etsek de Ciri'nin kayıp olduğunu görüp dünyanın kapıları açılınca kan beynimize sıçrıyor ve koşuyoruz olay yerine! bütün yarıyıl tatilimi verdiğim oyunda benim yapabileceklerim bu kadar Geralt abi deyip kenara çekilip izlemeyi beklerken olanlar bizi şaşırtıyor haliyle! Avallach'ı yakalayınca tüm olanların yorgunluğu ve siniriyle hiç tartışmadan AL ULAN GARDINI gibi bir tepki veriyoruz :D Avallac'h kılıcını çekiyor ama suratına baktığımızda savaşacağına dair en ufak bir belirti yok ve kılıcını yere bırakıyor. Yemem lan ben bu numaraları diyip bilge elfimizi deşecekken Ciri'miz beliriyor olay yerinde. Senin için tüm Vahşi Av'ı kılıçtan geçirdim, bitti her şey kurban olduğum gel gidelim buralardan desem de Ciri olanları açıklamaya başlıyor; Efsanelerde sürekli belirtilen, dünyaların sonunu getirmiş ve getirecek Ak Ayaz'ın dünyamıza geldiğini, tüm hayatın devam edebilmesi Kadim Kan'a ihtiyaç olduğunu belirtiyor ve bana daha önce pek hissetmediğim şeyleri hissettiriyor. Hazin sonun kaçınılmaz olduğunu farkındaydım ama kabullenemiyordum, böyle bitmemeliydi hikayemiz. Benim için efsane olmuş çoğu dizi ve oyun karakteri bana sadece hüzün bırakıp veda etmişti, Geralt'ın da beni aynı durumda bırakacak olması üzüyordu beni. Kolundan tutup gidemezsin diyemesem de, damardan giriyorum Ciri'ye; Bana bunu yapma.. Ve farkediyoruz ki tek yaptığımız bulunduğumuz durumun verdiği acıyı arttırmak! Ciri tavernalarda ateşin karşısında hep beraber ısınırken hikayeler anlatıp dinlemeyş her şeyden çok istediğini belirtiyor ve yüreklerimiz dağlanıyor.. Ardından Ciri geçiyor portaldan Ak Ayaz'a karşı gelmek için ve oyunun en duygulandıran kısımlarından biri daha başlıyor; Ciri Ak Ayaz'a karşı yürürken yürürken üzgün ve güçsüz bir şekilde, kendini feda etmeden önce Geralt ile yaşadıkları eğlenceli ve özel anları hatırlıyor ve bizleri bir kez daha hüzüne boğuyor.. Daha olanları ben kabullenememişken, kendime anlatamıyorken Yennefer'e bu olanları nasıl izah edicem diye kara kara düşünürken bir süre geçtikten sonra Geralt'ı yollarda görüyoruz yine. Yolda birkaç kişi görüyor ve hal hatırlarını sorup yardım teklif ediyor ve yüreğim bir kez daha dağlanıyor. Geralt Of Rivia evlat acısıyla ne hale geldi.. Onların yanından ayrılıp kılıç ustasıyla buluşuyoruz ve benzersiz olduğunu iddaa ettiği, sipariş ettiğimiz kılıcı alıyoruz. Ve yine yine yeniden, yüreğimiz dağlanırken kılıca Zirael adını veriyoruz! Ciri tüm insanlık için kendini feda edip aramızdan ayrılmış olsa da anısını yaşatmaya devam edecektik. Onun adıyla hayatlar kurtaracaktık, canavarların hayatına son verecektik ve Witcher hayatımıza devam edecektik! Ardından Han'a doğru yola çıkıyoruz. Daha üzücü de bitebilirdi, en azından hayatı fazlasıyla anlam ifade ediyor Ciri'mizin diye kendimi teselli ederek Yennefer'in yanına gittiğimi sanarak yoldaydım. Tüm bu olanlardan sonra kendimize gelip, yaralarımızı ucundan da olsa sardıktan sonra Yenneferle buluşup uzaklara gideceğimizi düşünüyordum, çok uzaklara! Han'a giriyoruz ve ne oluyoruz lan gibi bir tepki veriyorum şahsi olarak :D Komik değil diyorum, umut vermeyin bana Ciri'nin kıyafetlerini giyiyor ama o değil diyorum arkadan bakınca! Ardından gerçeklerin farkına varınca hüzün ve sevinçle karışık bir şekilde, tüm çabalarımla Geralt abimizin hikayesini mutlu sonla bitirdiğim için gururlanarak izledim bütün olanları. Dandelion abimizin anlattığına göre Geralt abimiz planladıkları gibi Yennefer'i de alıp çok uzaklara hayal ettikleri hayatı yaşamaya gitmişti, Ciri'ye tüm bildiklerini öğrettikten sonra. Oyunu mutlu sonla bitirebilmiş olmanın mutluluğu ve Geralt'a veda etmenin hüzünüyle kapadım oyunu.. Ama sorarsanız; ben bu oyuna doymadım arkadaş! Merak ettiğim başka bir sürü tercihim vardı, söylenmemiş onca sözüm vardı daha! Arkada yine favori Witcher parçaları çalarken yüzümde bir tebessümle diğer Witcher severlerin duygularını okuduktan sonra bitirdim yarıyıl tatilimi. Vaktim olsa hemen ek hikayelerine girişir, ardından ilk oyundan başlayıp yine hepsini bir kez daha oynamak isterdim ama okulum var.. Yaz tatiline kadar Geralt abimizden ayrı kalacak olsam da, yaz tatilinde içimde kalan tercihleri gerçekleştirmek için geri döneceğim buralara! Ardından kitaplarla dönerim en gerilere..


    Şunu da şöyle bırakayım;





  • Zaten oyunda pek çok harika detay var,her yerde bahsedildi ama son olarak bugün karşılaştığım bir tanesinden de ben bahsetmek istiyorum.Novigrad'da yürürken kadının biri sokakta çocuğuyla konuşuyordu,sonra ona ''hadi git oyna,ben de çok yorgunum yatacağım'' dedi.Evine girdi,ben de girdim ardından ve kadın gerçek hayatta olduğu gibi yatağa yattı,1-2 kıpırdanıp kendi kendine mırıldandı ve sonra uykuya daldı.Hani bu sahneyi bir görevde,sinematikte görmek normaldir belki ama sokağın ortasında sıradan bir kadının bunları yaptığını görmek etkileyiciydi.Cidden daha bir sürü mükemmel detay var oyunda,herhalde bir oyunda ''yaşayan,gerçek bir evren''de olma hissiyatını Witcher 3'ten daha iyi veren bir yapım yoktur



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi psycho90 -- 12 Şubat 2017; 0:31:39 >
  • Arkadaşlar bir sorum olacak. 30 levelim ve oyun korkunç derecede kolaylaştığı için enemy upscale açtım. düşük levelli olan yaratıkların hepsi 30 level oldu.
    Acaba yükek levelliler, örneğin 35 level bir yaratık da 30 levele düşüyor mu peki?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: akabeyss

    Arkadaşlar bir sorum olacak. 30 levelim ve oyun korkunç derecede kolaylaştığı için enemy upscale açtım. düşük levelli olan yaratıkların hepsi 30 level oldu.
    Acaba yükek levelliler, örneğin 35 level bir yaratık da 30 levele düşüyor mu peki?

    o upscale ayarı o yüzden yapılmış senin seviyenden düşük düşman kalmasın diye ya senden büyük seviyede olurlar yada aynı.
  • Beyler ng+ ya başladım da bana zor gibi geldi garkolan kesmesi bile baya ugrastirici oyunun başında

    Kundakciyi dahi dovemedim bu konuda bir öneriniz varmı daha oyunun başı karakteri gelistiremiyorum

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • arkadaşlar merhaba bir sorum olacak the witcher 3 goty oynuorum hearts and stone & blood and wine da bunlarla iç içemi??

    çünkü bi göreve gittim altında görevler kısmında heart and stone logosu var ve 32 seviye istior ben henüz 4deyim geçmem imkansız zaten..
  • becks1907 kullanıcısına yanıt
    ha bw dahildir. Göreve başlayabilirsin daha doğrusu o bölgeye gidebilirsin ama çok pis keserler :)
    denk geldiysen sağda solda soru işareinde golemler tekte alırlar canını :)
    sarı ana görev mavi heart of stone kırmızı blood and wine
    heart of stone 35 level easyde ok medium da komple yağlı iksirli kurbaga zor....
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zobaa16

    ha bw dahildir. Göreve başlayabilirsin daha doğrusu o bölgeye gidebilirsin ama çok pis keserler :)
    denk geldiysen sağda solda soru işareinde golemler tekte alırlar canını :)
    sarı ana görev mavi heart of stone kırmızı blood and wine
    heart of stone 35 level easyde ok medium da komple yağlı iksirli kurbaga zor....

    teşekkürler cevabınıza..

    evet gittim zaten yanlışlıkla göreve başladım o golemlerdi sanırım imkansız hayatta kalmam sürekli öldürüyordu

    sonra baktım ben seviye 4 üm seviye 32 öneriyormuş o görev için ve altında heart stone logosu vardı görevler kısmında

    sora ana hikayeden devam ettim




  • 
Sayfa: önceki 874875876877878
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.