Şimdi Ara

Test sürüşü izlenimleri ---- 60 araç test edildi --:) (4. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2.425
Cevap
82
Favori
291.193
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Mesaj içeriği ilk sayfadaki C4 test izlenimlerime taşındı...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi haluk 23 -- 25 Haziran 2011; 23:27:25 >
  • Ben C4 ile 1000km ye yakın yol yaptım Exclusive den sadece navigasyon farkı olan MCP full bir araç ile.

    İstanbul-İzmir arasında ve İzmir-Çeşme arasında kullandım aracı.

    Aracın vites geçişleri rezalet ötesi bu bir.

    Aracın kaputu yüksek hızlarda >180 inanılmaz şekilde titriyor ve bu sorun hepsinde var.

    Yol tutuş fena değil.

    Yalıtım mükemmele yakın.

    Performans vasat denebilir ama kötüde değil.

    Arkadaşım ilk geldiğinde 48 küsüra aldı kampanyadan o fiyata alınır ama sanırım aynı araç şu anda 53-55 civarı ki alınmaz o fiyata.

    Kısacası sessiz az yakan ama zevksiz bir otomobil.

    Edit: Ayrıca Cruze Control sistemi bence gayet başarılı uzun yolda büyük konfor direksiyondan hız arttırıp azaltma çok etkili çalışıyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Rockford Fosgate -- 1 Haziran 2011; 23:55:32 >
  • silinecek



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Utku -- 20 Eylül 2011; 23:21:14 >
  • İzlenimler ve testler gerçekten çok güzel, emeğinize sağlık.

    C4 ü çok merak ettim. İmkanım olduğunda bende incelemeyi düşünüyorum.
  • ceed ' i inceledim ama birde sizin gözünden görmek cok iyi olacak sabırsızlıkla bekliyoruz
  • Emeğinize sağlık. Diğer testleri merakla bekliyoruz.
  • quote:


    Bu konudaki kullanıcılar: haluk 23, zaftolga, 038poyraz, dbdanisman, yunus88, RoLaN, deniz6, chncnyhn, |RS|, fasilgibi, beercholic, altnkrtl, 06_EMRE
    14 kayıtlı üye, 9 misafir


    Gecenin 12'sinde başka işiniz yok mu be ya


    Sağolun arkadaşlar valla, sizleri de uykusuz bıraktık.

    O kadar çok yazacak şey var ki!!!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi haluk 23 -- 2 Haziran 2011; 0:12:37 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: haluk 23

    quote:


    Bu konudaki kullanıcılar: haluk 23, zaftolga, 038poyraz, dbdanisman, yunus88, RoLaN, deniz6, chncnyhn, |RS|, fasilgibi, beercholic, altnkrtl, 06_EMRE
    14 kayıtlı üye, 9 misafir


    Gecenin 12'sinde başka işiniz yok mu be ya


    Sağolun arkadaşlar valla, sizleri de uykusuz bıraktık.

    O kadar çok yazacak şey var ki!!!

    +1




  • Haluk abi mcp mi dualogic mi? Az kalsın unutuyordum inceleme için ikinizede teşekkürler :)
  • Abi vallahi cok guzel aciklamlar var ellerinize saglık, ben sabah takip ederim yine ufaklik durmuyor:) emeginize saglık süper konu
  • Haluk Test Sürüşü 2. Mitsubishi ASX 1.6 117 bg Intense


    Aslında bu testi bugün Görkem varken değil, dün yalnızken yaptım.

    Benim güzergahım biraz daha uzundu.

    Bugün Görkem sürerken de arka koltukta eşlik ettim.


    Öncelikle ben araçla ilgili karışık duygular içindeyim.

    Daha önce 1.5 motorlu köpekbalığı Lancer test etmiştim ama aklımda çok yer etmemiş demek ki.

    ASX testinde 1.6 117 bg lik test aracında ilk dikkatimi çeken nokta motorun çalışırken -neredeyse tüm devirlerde- bir hırıltı çıkartıyor olmasıydı.


    Dizel bir araçtaki kadar olmasa da FSI motorları andıran ama daha farklı bir ses işte.

    Bazı bakımsız ş.arası otobüslerde diferansiyelden gelen bir vınlama sesi olur ya hani.

    İşte onun hırlama versiyonu gibi, derinden gelen bir ses.

    (Amma da tarif ettim ha )

    Görkem bu sesin kendi Lancer'ında da olduğunu söylediğine göre bu MIVEC motorun karakteristiği olsa gerek.

    Ben sevmedim ama.


    Araçla ilgili başka bir sevmediğim nokta düşündüğümden fazla lastik gürültüsü alıyor (ya da alacak gibi duruyor) olmasıydı.

    Güzergahın asfalt kısmı kaymak olmasa da pürüzsüz idi ve de -benim standartlarımda- çok sessiz bir araç olduğunu söyleyemem. Bravo, C4, Golf 6, kesinlikle daha sessiz.


    Bir de eskiden C-max TDCI aracım olduğundan bu sınıfta bir aracın performansının nasıl olduğunu biliyorum.

    Bence atmosferik benzinli motor bu araca olmamış.

    Kendi kullanımımda aracın gitmediğini düşündüm bir ara.

    Ama Görkem sürerken aracın gittiğine kanaat getirdim. :)


    Çok devir çevirmek gerekiyor ama.

    Bu kadar bağırtmadan da performans alabilmek gerekiyor diye düşünüyorum.

    Ki bağırtınca yakıt tüketimi de çok yükselecektir haliyle.

    Lancer'i anlarım ama bu sınıf bir araca ya daha yüksek hacim, ya da turbo gerekiyor.



    Araçla ilgili eksik gördüğüm noktalar bunlar.


    Gelelim güzel özelliklere.

    Öncelikle içinin sadeliği kesinlikle çok güzel bence.

    Dijital ekranlı ve de ayarları çeşitli düğmelere defalarca basarak yapılan klimalara bir türlü alışamayan biri olarak klima kontrollerinin çok kaliteli düğmelerle çevirmeli olarak yapılmasını çok beğendim.

    İşçilik kalitesi fena değil.

    Aracın sağından solundan ses gelmemesi gayet iyi.

    Evinizdeki koltukta oturuyormuşcasına yüksekte oturmak güzel.

    Takıntım olan cruise controlün kullanımı kolay (Bravoda zordu mesela).

    Rölanti devrinde motor sesi (ve o garip hırıltı) neredeyse hiç duyulmadığından start stop olayını takip etmek C4 teki kadar kolay değil. Önünüzdeki ekrandan ve de devir göstergesinden belli oluyor sadece. Çok yoğun trafikli dur kalklı şehiriçi kullanımlarında ortalama yakıt tüketimini birkaç litre düşürecektir bence.

    Yokuş kalkış desteği de güzel. Benim Bravoda da, bugünkü C4 te de vardı ve de artık olmazsa olmaz donanımlardan biri bence.

    Görkem kullanırken viraja yüksek sayılabilecek bir hızda girdi ve de alet aynı şekilde çıktı virajdan. Bagajda bulunan şeyler herneyse hepsi yer değiştirdi. (Ben de arkada kemer takmıyor olsaydım yer değiştirirdim kesin ) ESP devreye bile girmedi. Yani yol tutuşu beğendim. Benim C-maxin yol tutuşu çok iyiydi, hiç gövde salınımı olmazdı. ASX biraz daha etli lastiklere sahip ve de yerden yüksek olduğundan bir miktar daha fazla salınım var ama bundan iyisi can sağlığı.


    Test sürüşünde bize eşlik eden Şenay Bey de markayı tanıyan ve müşteri ilişkilerinde başarılı olan bir profil çizdi. Daha zengin bir motor - şanzuman - donanım seçeneği sunan bir markada (ya da mitsubishi böyle modeller getirse) çok daha rahat satış yapabilir.

    Sorunuz olursa cevaplarım arkadaşlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi haluk 23 -- 25 Haziran 2011; 23:38:12 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: yunus88

    Haluk abi mcp mi dualogic mi? Az kalsın unutuyordum inceleme için ikinizede teşekkürler :)


    İkisi de aynı gibi.

    Mcp yi sadece test sürüşünde görebildiğim için çok sağlıklı karşılaştıramam ama dualogic 1-2-1 arasında bocalıyordu bazen.

    Mcp de farklı olmayacaktır bence.

    Önceki mesajımda da yazdığım gibi ikisi de gaza basmayınca hareket etmiyor ve de bu da bazen zor oluyor. Önceden tam otomatik kullananlar bilir, ayağınızı frenden kaldırınca aracın ileri gitme eğilimi sıkışık trafikte işinizi kolaylaştırır. Bu araçlarda o yok işte.



    Bravo 6. vites 2000 devirde 115 yapıyordu göstergeye göre.

    C4 110 yapıyor gibi geldi görebildiğim kadarıyla.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: burakkagan

    İmzamdaki aracın testini de bekliyorum


    2010 model makyajlı kasa Auris 1.4 D4d Comfort Ekstra testi olma mı ?


    Pek iyi izlenimlerim yok yalnız!!!

    Şimdiden uyarayım...




  • C4'ün Bravoya göre eksik olan bir kısmı var :

    Vites kolu boyutu :::::)))))))

     Test sürüşü izlenimleri ---- 60 araç test edildi --:)

    Vites kolu demek bile haksızlık olur zira parmak ebatında olduğundan bir vites PARMAĞI var C4'te.

    "Niye daha önce kimse bunu akıl edememiş" denecek türden bir yenilik olmuş gerçekten.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: lexus

    tek heycanlı test fokus olmuştur kanımca.


    Ben C4 testinde daha çok heyecan duydum (ve keyif aldım)

    Focus testini de yarın klavyeye alacağım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: burakkagan


    quote:

    Orijinalden alıntı: haluk 23


    quote:

    Orijinalden alıntı: burakkagan

    İmzamdaki aracın testini de bekliyorum


    2010 model makyajlı kasa Auris 1.4 D4d Comfort Ekstra testi olma mı ?


    Pek iyi izlenimlerim yok yalnız!!!

    Şimdiden uyarayım...


    Benzinlisine de bakın



    Benden günah gitti :)

    Aşağıda dizel düz vites Auris deneyimim var.

    Bu alıntıdan sonra bir de 2011 model tam otomatik ile ilgili bir yolculuğumla ilgili alıntım var.

    Dizel düz vitesle ilgili alıntımdaki motor şanzuman kısımları yerine benzinli düz vitesi koyunuz.


    Haluk - Uzun dönem testi 2. ---- 2010 Toyota Auris (makyajlı kasa) 1.4 D4D Comfort Extra 6 ileri düz vites 3 ay - 6000 km kullanım raporu (memnuniyetsizliğimden sattım).


    quote:



    5-6 ay önce 2004 Focus aracımı yenilesem de yerine ne alsam diye düşünürken Auris forumunda da sorular sormuştum.

    Özellikle stepne üzerindeki plastik malzemeyi çıkartıp bagaj zeminini biraz daha aşağı çekme konusunu merak ediyordum.

    Gerek forumdan bazı arkadaşların verdiği cevaplar, gerekse de Toyota bayiine yaptığım ziyaretler sonucunda bunun

    yapılabileceğine kanaat getirmiştim. Peşinden benim için çok önemli bir donanım olan cruise control'u olmayan bir araç

    satın alma konusunda kendimi ikna etmem gerekiyordu. Bu durumu bir şekilde yendiğimi düşündüm daha sonra.

    Özellikle VSC olan bir araç almayı kafaya koyduğumdan bayileri taramaya başladım Comfort Plus için. Ankaradaki bayiiler

    ile yapmış olduğum görüşmeler sonucu ellerinde araç olmadığı için Comfort Extraya yöneldim mecburen. Aslında otomatik

    vitesli bir araç istiyordum ama Killer Loop arkadaşın uyarılarını + kendi test sürüş tecrübelerimi dikkate alarak M/M

    yerine özellikle düz vites olanı tercih ettim. (Honda Jazz daki i/shift şanzuman bence M/M den daha başarılı bu arada onu da

    belirteyim.) Temmuzun son haftasında istediğim renk olan beyaz ya da gümüş griyi de bulamayınca ikinci ele yöneldim

    mecburen ve de 2010 Mayıs çıkışlıydı, daha 4500 km'de bir araç buldum gümüş gri. Araçta ekstradan elegance jantı, ön + arka

    göstergeli park sensörü, alarm ve bagaj havuzu da vardı hepsi orjinal. Aracı satan Ali Amca bagaj hacminin kendisine yeterli

    olmadığını söylemişti satma gerekçesi olarak ve de daha Aurisi satmadan Ağustos başında teslim almak üzere Kia Ceed SW

    dizel otomatik bir araç satın almıştı. Gerçekten de yeni aldığı aracın bagaj hacmi Auristen çok daha fazlaydı. Aurisi satın aldım

    ve de peşinden hemen eşimle tatile çıktık yeni araçla. Yaklaşık 3.000 km yaptım tatilde. İlk izlenim olarak gerek 2004 Focusumun

    ve özellikle de 2007 de sattığım C-Max'in koltuklarının rahatını bulamadım Auriste. Koltuklarının bele denk gelen kısmı içeriye

    doğru çok girintili geldi bana ve rahat edebilmek için ya öne doğru oturacaktım - o zaman koltukların baldır kısmı kısa kalıyor -

    ya da mecburen koltuk arkalığını daha geriye almam gerekti. Fakat bu durumda da belimden yukarısının koltukla teması

    kesiliyordu. Neredeyse arkalıksız bir tabureye oturduğumu hissettim bir ara. Belim ve boynum ağrıyordu Antalya'ya vardığımızda.

    Ayrıca koltuğun altındaki raylardan sadece tek tarafı koltuğu sabitliyor gibiydi. Koltuğu ileri geri çekerken alttaki kilitleme

    mekanizması da istediğim özenle üretilmemişti sanki. Koltukla bir türlü yıldızımın barışmaması yüzünden araçtan soğumuştum

    bir kere. Eşimin ısrarları sonucu aracı satmaktan vazgeçtim zira çok güzel görünüyordu araç. Hatta bu çok güzel görünen araçla

    6. viteste 2000 devir civarı sabit hızda giderken aracın dikiz aynasının titreşimden arkayı doğru düzgün göstermediğini; arkadaki

    aracın marka, model ya da plakasını görebilmem için elimi ya da parmağımı aynanın bir yerinde sabit tutmam gerektiğini

    farketmem bile aracın duruken güzel görünmesinin yanında araya kaynıyordu. Daha sonra Ankara şehiriçi kullanımında beni bu

    araçtan soğutan bir başka konu farkettim. Yaklaşık 6 ay önce eşime satın almış olduğum 2008 Honda Jazz CVT Elite aracın

    kullanımı Aurisin kullanımından daha keyifliydi. Otomatik vitese bu kadar çabuk alışacağım aklımın ucundan bile geçmezdi.

    Bir de eski aracım C-Max ta da sunroof vardı ama C-max ta açık sunroof demek düşük süratlerde daha fazla motor gürültüsü

    demekti. Ancak Jazz da sunroof demek zaten neredeyse hiç duyulmayan motor sesinin sunroofun açılmasıyla birlikte gelen yol

    sesiyle iyice duyulmaz olmasıydı. Bu durumda biz şehiriçinde Jazzı daha fazla kullanmaya başladık. Ben tekrar Aurisi satma

    moduna girdim ama bu arada da bayram geldi çattı. Ankaradan cümbür cemaat (5 tombulca kişi + hıncahınç dolu bir bagaj)

    ile Balıkesir Burhaniye ye gittik geldik Aurisle. Yaklaşık 1500 km daha yol yaptık ve de Auristeki bazı donanım eksiklikleri beni

    çok rahatsız etti. Öncelikle C-Max taki Sony ses sisteminin yanında Auristeki sistem zayıf kaldı. Otomatik kararmayan ayna bana

    yine C-Maxi hatırlattı. Ancak kesinlikle ve de kesinlikle en önemlisi Toyotanın benzinli modellere koyup dizel modellerden

    esirgediği hız sabitleme sistemini çok özlediğimi farkettim bu yolculukta. Tamam, C-max i sattıktan sonra 3 yıl 2004 Focusa

    bindim ve onda bırak hız sabitlmeyi, cd çalar bile yoktu. Ne bileyim işte, benzer bir miktar para verince benzer bir konfor

    beklentisi içine giriyor insan. Uzun lafın kısası, çok aradım CC'yi. Aurisin C-max a göre daha küçük motoru ve de daha az olan

    beygir sayısı bile o kadar çok batmadı.


    Rampalarda hiç bayılmazdı dizel Ford, keçi gibi tırmanırdı. Aurisle durmadan vites küçülttüm zira 6 ileri olunca vites sayısı,

    küçültecek 1 fazla vitesiniz var demek her zaman. Yolda iyi çeksin diye gaza daha fazla basmak var ve o zaman da Fordun

    dizelinden daha fazla yakmak var.



    Yaklaşık 1 ay önce sattım Aurisi 10500 km'deyken. 2007 de ev almak için C-max i sattığımda çok üzülmüştüm. Bakakalmıştım

    arkasından öylece. Oyuncağımı elimden almışlar gibi hissetmiştim.



    Hiç üzülmedim Auris gidince.


    Yaklaşık 6000 km - 2 ay boyunca birlikte olduk ama kan uyuşmazlığı oldu bir şekilde. Kimyamız tutmadı. Aslında aracı almaya

    bir arkadaşımla birlikte onun 2004 Honda Accord ile gitmiştik ve daha o zaman moralim bozulmuştu Accorddan sonra

    Aurisi sürünce ama hep bir şans daha vermek istedim kullandığım süre boyunca.


    Bir türlü olmadı işte. Elim hep klavyeye gitti DH de Auris sayfasında "Ben de Aurisçiler kervanına katıldım,

    yippppuuuuuu!" diye yazmak için ama o aracı satma fikri yok mu? Hiç uzaklaşmadı benden. Yazamadım bir türlü bu foruma.

    Araçtaki bluetooth donanımını kendi telefonuma eşlettirtmedim bile "Nasıl olsa çok kısa bir süre içinde

    satacağım ben bu arabayı." diyerek.



    Yetkili satıcıda Aurisi test ederken hiç aklıma gelmemişti araçtan bu kadar çabuk soğuyacağım.




    Hiç mi iyi yanı yoktu peki aracın?



    Öncelikle dizel bir araca göre çok sessiz olduğunu yazabilirim. Hele de 2007 de sattığım C-Max dizelden sonra çok sessiz geldi.

    (Ama Corollada motor ve araç yalıtımı Auristen daha da iyi yapılmış onu da belirteyim.)


    Ama benzinli bir Honda yanında o bile battı bana. Yaşlanıyorumdur belki de.


    Efendi kullanılırsa gayet az yakan bir araç. Gerçi yeni nesil araçların hepsine az yaktırmak olası ama...


    Bacanağımda şirket aracı 2007 Corolla dizel vardı ve de araç 5. viteste 100 le giderken 2200 d/d gösteriyordu devir göstergesinde.

    6 ileri vites olunca bu 6. viteste 2000 d/d ye denk geliyor. (gerçi Ford 5. viteste 2000 devirde 100 yaptırıyor, orası ayrı.


    Eski kasa Aurislerden görünüm olarak cidden iyi (şahsi fikrim).



    Şimdi 2006-7 model Accord arıyorum. Tam otomatik vites, sunrooflu, vücüdu çok iyi destekleyen koltukları olan ve de bu koltuk

    ayarları elektrikli olan, Xenon farlı, motor ve lastik sesini içeri çok almayan, motoru ipeksi pürüzsüzlükte çalışan, aynası

    titreşimden etkilenmeyen hatta otomatik kararan, VSA (ESP) ve hız sabitleme sistemine sahip.



    Varsın biraz fazla yaksın. Focusa Teleflex lpg taktırmıştım, motor arıza ışığı bile yanmadı satıncaya kadar (45.000 km boyunca).

    Buna da taktırırım.


    Biraz uzun oldu galiba.


    Sabredip buraya kadar okuduysanız ne mutlu bana!


    Haluk



    Not: Burada yazdıklarım firmayı ya da modeli kötüleme amacı gütmemektedir. Ailemizde diğer araçların yanında hala 2 adet

    Honda ve 2 adet Toyota bulunmaktadır. Sadece beklentilerin yükselmiş olması sonucunda Aurisin beklentilerimi karşılamaması

    söz konusudur. Dizel bir araç alınacaksa sorunsuzluk açısından Toyotayı hala ilk sıraya koyarım, orası ayrı. Bacanağın şirket

    aracı Corolla dizel aracını yenileyecekleri zaman satın almaya niyetlenmiştim ve de Toyota servisinde plakasından sorgulattırmıştım

    tanıdık bir teknisyene. Aldığım cevap ise "Abi araç 170.000 km de ve motor ve şanzumanında hiç sıkıntı yok. Turbo ve enjektör

    değişmemiş. Kaportada birkaç değişen ve boyanan var ama çok problem değil" oldu. Bu devirde hangi dizel bu kadar sorunsuz

    hizmet ediyor ki?



    Şayet aracımı satmayıp 10.000 bakımı için servise götürseydim şikâyetlerimin bir kısmının çözülebileceğini de düşünüyorum,

    orası da ayrı.



    Ama sattım ve de pişman değilim. Bu tamamen ayrı :)



    Aslında bu yazının bir benzerini "ikinci el Auris km'leri düşük" başlığına yazdım 2 hafta önce ve bu yazıyı bu foruma

    yazmayacaktım, zira benim memnuniyetsizliğim biraz da beklentimin biraz daha yüksek olmasından kaynaklanıyordu

    ama iki gündür Aurisin birkaç yıl içinde kasa değiştirdiğinde isminin de değiştirilip tarihin tozlu sayfalarında yerini bulacağı

    konuşuluyor ya, galiba oradan gaza geldim.



    Alıntı 2: 2011 Auris comfort extra A/T araçla yolcu olarak izlenimim:

    quote:


    Hafta sonu 2010 model 4 ileri tam otomatik Aurisle -yolcu olarak-100 km kadar yolculuk ettim.

    Şanzuman tam olmuş.

    M/M dan sonra çok güzeldi.


    Araçta 5 kişiydik ve de gerek ön, gerekse de arka baş ve diz mesafesi de çok iyiydi.


    Ama pütürlü asfalttaki gürültü inanılmazdı.


    Kaymak asfaltta o kadar sessiz olan bir araç pütürlü asfaltta bu kadar gürültülü olabilir.


    Sonuç: Yol sesi takıntısı olmayanlar için süper bir araç.

    Böyle bir durumunuz varsa doğrrruuu Avensis'e :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi haluk 23 -- 25 Haziran 2011; 23:45:24 >




  • Haluk abi selam tekrardan.

    Evet hatırladım Fluence'di test ettiğin. Ben de daha önceden kullandığımdan ve seyahat ettiğimden dolayı aşina olduğum bir araç kendisi de. Açıkçası ben dci+EDC uyumunu Reno sevmememe rağmen beğenmiştim. Hatta Fluence'in üst versiyonlarındaki kaliteli iç mekanı bana Megane III'ü de sevdirmişti. Genel olarak da sessiz ve konforlu araçlar bu Fluence-Megane kardeşler.

    Bir arkadaş da Lancia Delta sormuş. Onu da test etmiştim daha önceden. İçiyle dışıyla harika bir dizaynı var. Sadece sınıfına göre aşırı uzun. Tabi bu da arka bacak mesafesine çok olumlu yansıyor. Arka koltukları bir Viano kadar rahat diyebilirim. Genel olarak iç mekanı geniş bir araç. Yalıtımı da fena değil, ama bir Audi A3 ya da BMW 1 yalıtımı yok araçta. Motorları da çok güzel ama Dualogic şanzıman gerçekten rezil rüsva ötesi. Toyota'nın MMT'si ile birlikte hayatımda kullandığım en kötü şanzımandır Dualogic. Allah kimsenin başına vermesin. Delta şık, zevk sahibi ve aşırı karizmatik bir araç. Fakat asla 20 milyar daha pahalı olan Audi A3 ya da BMW 1 ile kıyaslamamak gerekir. Ha karizma, ruh, güzellik ve karakter olarak onlara basar ama mühendislik olarak henüz Alman değil. :)

    Testler için de Haluk abi ve Görkem'e teşekkürlerimizi sunarız. :)

    Ben ilk geldiklerinde hem C4 hem de Focus sedanı bayide incelemiştim. Focus'un arka kapılarındaki takoz malzeme, gözle görülmeyen yerlerinde kötü detay işçiliği ve çok kötü açılan bagaj kapağı 55 bin liralık halini gözümde 45'e çekmeye yetmişti. 55 bin liralık bir özelliği yok çünkü, park asistanı dışında.

    C4 de iyi hoş ama Haluk abinin de dediği gibi koltukları aşırı ufak. Ve benim takıldığım diğer noktaları da iç mekandaki absürt eşya gözleri ve leş gibi plastik kokusu olmuştu. Aynı koku yeni C3'te de vardı. Bilmiyorum sonradan geçiyor mu ama fazla duramamıştım Citroen bayisinde. Özellikle C3 ve C4'te kötü bir plastik kokusu mevcuttu.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: burakkagan
    +100 km hızlarda aracın şeritte gezmesini yazmamışsın


    Onu bilmem de abimin Aurisiyle ilgili bir testim de oldu.


    Onu da ekleyeyim:

    (25.11.2010)
    quote:


    Arkadaşlar merhaba,

    Bayramdan dönüşte abimin 2010 Ocak çıkışlı eski kasa 132 bg lik Auris aracını Çanakkaleden Ankaraya getirdim. Bildiğiniz gibi birkaç ay önce 2 ay ve 6.000 km kullandıktan sonra bu sayfalarda bahsettiğim gerekçelerle yeni kasa Auris dizel Comfort extra aracımı satmıştım. Bu süreçte bir daha Auris kullanmadım ve de kısmet abimin aracınaymış. Her iki aracı da yeterince kullanan biri olarak şu sonuçlara ulaştım:

    1. Benzinli motor ipeksi bir pürüzsüzlükte çalışıyor, çok sessiz ve de devirlenmeyi çok seviyor.
    2. 120 km üstü hızlarda benzinli motor çok daha fazla çekiş gücüne ve de hızlanma isteğine sahip.
    3. Cruise control gerçekten çok gerekli bir donanım.

    Bugün abimin aracına lpg montajı yapıldı ve de araç artık bir dizel kadar (belki daha da fazla) ekonomik. Tunalı Motorlu Araçlarda Teleflex marka lpg mi 52 lt tank ile birlikte monte ettiler. Aracın motor garantisi devre dışı kaldı ama çok problem değil zira şimdi de Teleflexin sözleşmeyle taahhüt ettiği 3 yıl - 100.000 km garantisi başladı. Zaten sadece 10.000 km de bir 30 TL lik bir filtre değişimi için lpg ciye gitmeniz gerekiyor. Başka ayara falan gerek yok. yaklaşık 45.000 km lpg li kullandığım eski aracımda hiç bir problem yaşamadım ve de plansız lpg ci ziyaretim olmadı.

    Şayet lpg kullanımı problem yaratmayacaksa (kapalı vapurlara binmiyorsanız ya da girişte didik didik aranan kapalı otoparklara çok sık girmiyorsanız) bu alternatifi şiddetle öneririm.



    Aurisin benzinli ve dizel üst donanmlarının fiyatlarını ve de donanım farklarını aşağıya yazıyorum

    benzinli 1.6 132 bg lik Auris Elegant satış fiyatı 42.700 TL
    Dizel 1.4 90 bg lik Auris Comfort Plus satış fiyatı 45.800 TL,



    Her iki araç arasındaki donanım farkları (benzinli de olup ta dizelde olmayanlar):

    1. Kendiliğinden kararan dikiz aynası.
    2. Yağmur sensörü.
    3. Otomatik yanan farlar.
    4. Cruise control.
    5. Akıllı giriş ve çalıştırma sistemi.
    6. Arka koltuk kol dayama.


    Yukarıda yazdıklarım katalogtaki farklılıklar. Bir de benzinlinin ipeksi çalışma karakteri ve de devirli kullanıma yatkın olması da eklenince, dizel versiyona göre daha keyifli yolculuklar yapmak olası. Benzinli lehine 3100 TL farkın (pazarlık aşamasında fark benzinli lehine daha da açılacaktır zira benzinlilerde daha fazla indirim koparılabiliyor) yaklaşık 2.000 TL si lpg dönüşümüne gittikten sonra bile üste para kalıyor.

    Şayet donanım olarak hem benzinli de hem de dizelde comfort extra seçilirse:
    Benzinli Comfort Extra 37.700 TL
    Dizel Comfort Extra 43.300

    aradaki fiyat farkı 5.600 TL oluyor ki pazarlıkta en az 6.000 TL olacaktır. 2000 TL lpg kiti de düşülünce arada 4.000 TL kalıyor.

    Yeni araç alacak arkadaşlara benzinli + lpg li versiyonları şiddetle öneriyorum.


    Saygılar.

    Haluk





  • quote:

    Orijinalden alıntı: haluk 23

    Önce C4.
    Aracı ben kullandım. Bize yardımcı olan Göral'dan Kıvılcım hanım konusuna ve de aracına hakim birisiydi. Bir gün önceden randevulu gittiğimiz için hiç bir sıkıntı olmadı. Kendisine buradan bir kez daha teşekkür ederim.

    Gelelim öncelikle araçla ilgili olumsuz noktalara:

    1. Fiyat :) Bizim kullandığımız 1.6 HDI comfort MCP araca plus paketi eklenmişti ve de 50.400 TL fiyata sahipti. En üst donanım olan Exclusive versiyonuna kör nokta uyarı sistemi ve cam tavan eklendiğinde ise 55.200 TL oluyor araç. Navigasyon + metalik boya ile 58.000 TL'cik oluyor :) Gerçi C sınıfı araçların dizel motorlu dolu versiyonları 50 bin TL üzerinde ama yine de rahatsızım işte.

    2. Aracın koltuklarını sevemedim bir türlü. İç mekanı daraltmasın diye galiba, kalıpları küçük geldi biraz. Yoksa görünüş olarak ve de yanal destek olarak fena değiller. Dolgu maddesi biraz daha sert olabilirdi ayrıca.

    3. Aracın arka kısım diz mesafesi benim Bravo ile aynı ebatlarda sayılabilir ama daha iyi olmasını beklerdim. Golf bu konuda Ceed ve Civic Hb ile birlikte en iyi değerleri sunuyor.

    4. Dashboard yerleşimi biraz karışık geldi bana. Daha sade bir dizayn olabilirdi sanki ama kişisel görüşüm bu ve de bağlayıcı değildir. Eminim beğenenler de vardır.

    5. Yarı otomatiklerin kaderi herhalde ama herkese hitap etmeyebilir MCP olayı. Hareket etmek için illaki gaza basmak zorundasınız. Tam otomatiklerde araç hafiften öne gitmek ister ve de bu bazen çok kolaylık sağlıyor. Vites geçişleri hissediliyor tabii ama araçta genel bir "yaylana yaylana gitme" eğilimi olduğundan ilk 2 vites hariç diğer viteslerde de bir yaylanma hissi var. İlk 2 vites bugünkü test şartlarında rahatsız etmedi ama Bravo bazen yavaşlarken ya da motor soğukken vites küçültme ya da büyütme konusunda kararsız kalıyordu. Daha detaylı bir test sırasında bu durumu iyice incelemek lazım. Bu aracı düşünen arkadaşlar mutlaka test sürüşü yapsınlar mümkünse. Eşim Bravonun yarı otomatiğine alışamadı.

    Ve hepsi bu kadarrrrr..



    Gelelim beğendiklerime...


    Nereden başlasam bilmem ki?


    1. Benim en takıntılı olduğum konu dizel araçlardaki motor gürültüsü. Daha doğrusu boğuk, kaba bir ses. Bravoda motor soğukken çok gürültülü çalışıyordu ve de yarı açık otoparkta eminim benim aracın giriş çıkışı belli oluyordu. Isındıktan sonra sessizleşse de ilk 5 dk rahatsız oluyordum (ama aracın yalıtımı çok iyiydi de içeriye pek gelmiyordu) Kia Ceed test sürüşünde çok daha az rahatsız eden, tıkırtı olarak nitelendirebileceğim güzel bir makine sesi aldım mesela. C4 ün motoru da az gürültü çıkartanlar grubunda. Eski aracım C-Max'in gürültüsünden bilirim bu PSA motorunu ama yeni versiyonda daha sessiz çalışır hale gelmiş.

    2. Aracın yol yalıtımı da çok iyiydi gerçekten. Bugünkü araçlar arasında en iyi yalıtıma sahip araçtı diyebilirim. Bu konuda eski aracım Bravo da çok iyiydi ama C4 bir gıdım daha iyiydi. Golf 6 testi de yapmıştım ve de onunla kafa kafaya diyebilirim.

    3. C4 ün en beğendiğim yanı süspansiyonları oldu. Eski Amerikan araçları gibi yaylana yaylana (ama rahatsız etmiyor kesinlikle) gidiyor. Yolu hissettirmediği gibi frenlemelerde aracın öne doğru eğildiğini görebiliyorsunuz. Grand Picasso test sürüşlerimde aracın gövde salınımları rahatsızlık veriyordu ama yeni C4 o kadar yüksek bir araç olmadığı için bana çoookk keyif verdi.


    4. Aracın en beğendiğim yanını göstergeleri olarak değiştiriyorum :)

    Bir araçta en çok kullandığım donanımların başında gelen hız sabitlemeyi büyük hız göstergesinin ortasındaki kısımdan takip ediyorsunuz. Ama işin güzel tarafı analog göstergenin kenarında ibreyi görürken alt kısmında büyük puntolarla mevcut hızınızı dijital olarak ta görebilirken aynı anda üst kısmında sabitlediğiniz hızı da görebiliyorsunuz. Daha önce kullandığım araçlarda bu özellik olmadığından bana süper geldi.

    5. Aracı Konya yolundan Kepekli yokuşuna ve oradan da Oran sitesi yoncadan geri Fen lisesi kavşağına kadar olan güzergahta sürdüm. 70 hız limiti levhasını geçtikten sonra hız sabitleme ile hızlanmaya başladım yokuş yukarı ve de kısa bir sürede 120'ye çıkıverdik. Focus 1.6 ecoboost 180 bg likten bile daha fazla bir hızlanma hissi verdi bana.


    6. Araçta bulunan stop start özelliğini de çok başarılı buldum. Görkemi indirdikten sonra bu özelliği test etmemiş olduğumu farkettiğim için bir de bayii otoparkında tur attım. Vites A konumunda, yani otomatikte iken frene bastığınızda 2 sn kadar sonra stop ediyor ve de ayağınızı frenden kaldırınca çok fazla sarsılmadan otomatik olarak çalışıyor. Bu sistemlerin hepsinde olduğu gibi herhalde daha güçlü bir şarj dinamosu, akü ya da diğer yardımcı sistemler kullanmışlardır diye düşünüyorum.


    7. Araç daha 3 bin küsur kilometredeydi ve de yakıt tüketimi 6 küsur idi. Büyük ihtimalle seri kullanılmıştır zaten.



    Sizleri çok beklettim. Başka ilaveler de yaparım sorularınız olursa.


    Teşekkürler.


    Not: Diğer araçları da yazmaya başlıyorum. Bir de benden dinleyin :)






    güzel test olmuş
    merak ettiğim konulara açıklık getirebiliyor.
    bir de tv de seyrettiğim otomobil programlarındaki testleri düşünüyorum da...
    adamlar arabayla bir güzel geziyor heralde ayıp olmasın diye olumsuz en ufak bişey söylenmiyor.
    yok aracın yan çizgisi çamurluktan çıkıp kıçına giriyor yok kemikliymiş yok spor görüntüymüş...
    saçma sapan testler.




  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.