Kimsenin ciddiye almadığı hale gelen halifeliği ve saltanatı padişah ve kulları dışında kimse istemediği için devam etmedi. Zaten savaşı kaybederek bu yola girilmişti. Bunun yerine Türk milleti bu durumu kabul etmeyip hakkını istedi, aldı ve sizin döneminiz kapandı. Olayın doğrusu bu şekildedir. < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi captain_turkiye -- 8 Ekim 2021; 19:25:5 > |
Tarihte bugün: Mustafa Kemal Atatürk, İstanbul'u İngiliz işgalinden tek kurşun atmadan kurtardı (2. sayfa)




-
-
Öyle değil hilafet ve saltanat kaldırılırsa TC kabul edilecekti. Yoksa edilmiyordu. Hilafetin kabul görmediği senin varsayımın. Gerçeği yansıtmaz.
Takdiri ilahi bu, yoksa kimse kimseye mülkünü teslim edecek değil. Her başlangıcın muhakkak sonu var.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
Halifelik kabul görseydi 1. dünya savaşında yanımızda olurlardı. Oysa gerçek başka oldu, değil mi?
Kaldırılmasa kabul edilmeyecekti senin varsayımın. Avrupalı ülkeler o şekilde istiyorlar, sömürge olarak kullanacaklardı, anlaşmalar o yöndeydi. Bunun yerine şimdiki Türkiye Cumhuriyetini neden istesinler?
Türkiye'yi o zaman ve hala istemeyenler bazı şeyler uydurup, bir şekilde haklı çıkmaya çalışıyor. Gerçekler o kişilerin dedikleri değildir.
-
olayın doğrusu 1.mesajda yazıyor. yalan konuşmanın alemi yok
halifelik ve saltanat emperyalizmin işine gelen bir yönetim modeliydi
-
-
İstanbul yine işgal altında.
Mülteci istilasından kurtaracak başka Atatürk yok...
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
İngilizn etek altına girenler sinirili
-
hilafet osmanlı döneminde esasen kanuni dönemi sonrası fiilen bitti.imparatorluk içinde yaşanan kavgalar ve çekişmeler hem toprak kaybına hemde güç kaybına neden oldu.Osmanlı imparatorluğunu yenen düşman orduları değildi,yıllar içinde bozulan yönetim yapısıyıdı.Zaten kanuni sonrası gelen her padişah bozulan ve güçsüzleşen devleti o dönemlerin şartlarında gerek yanlış yönlendirmeler gerek yanlış kararlar yüzünden rayına oturtamadı çünkü bozulan sistem içinde devlet otoritesi ve bölge hakimiyeti kaybedildi.Sanayi devrimi dönemi gelip çatınca zaten tünelin sonu göründü.
Atatürk subaylık döneminde bu bozulan yapıyı ve sanayi devrimi ile birlikte tamamen değişen dünya şartlarını çok iyi gözlemlediğinden devlet yapısının bir yüzyıl daha devam edemeyeceğini ve sonun geldiğinin farkındaydı.Radikal bir değişim şarttı.Vahdettin döneminde Atatürk'e ingilizler yeni devletin padişahı teklifini dahi yapmasına rağmen Atatürk kendi vizyonu ve gelecek öngörüleri dahilinde devletin bekası ve devamlılığı konusunda radikal köklü kararların alınmasının şart olduğunu bildiğinden adımları hep buna göre attı ancak nerelerden ve nasıl geldiğinide unutmadı.Türk halkına tarihini unutturmamak için TÜrk tarih kurumunu bizzat kendisi kurmuş ve üzerinde çok çalışmıştır.
Atatürk'ü Atatürk yapan bir başka tarafıda dünyaya hakim tüm güçleri ve yapılarını çözmüş olduğudur.Bu durum onu hep birincil sıradaki düşman haline getirmiştir.Her zaman bir teze karşı antitez ortaya çıkarılır ve Atatürk'te o antitezin tam kendisiydi,bunu zekasıyla ve vizyonuyla birleştirip Türkiye Cumhuriyetini kurarak bir sentez sonucu ortaya çıkardı.Emperyal güçlerin istemediği bir Türk devleti kuruldu.100 yıllık zamanda 1.dünya savaşından sonra ortaya çıkan nice devletler kuruldu,yıkıldı ve parçalandı.Türkiye hala tek parça bu zamanlara kadar geldi.Bu bir vizyon ve sentez sonucudur esasında.
Bir kitapda okumuştum,Atatürk ile alakalı en net ve dikkat çekici özeti ingilizlerin ünlü ajanı olan ve osmanlının ortadoğuda tamamen parçalanmasını sağlayan Arabistanlı Lawrence söylemiş.Emekli olduktan sonra hatıralarını yazan Lawrence Atatürk için "O Türkler içinde hayal kuran ve kurduğu hayalleri hep gerçekleştiren son Türk'dü.Ondan sonra hayallerini gerçekleştiren bir Türk en azından bu yüzyılda çıkmaz." demişti.Çoğu tarihçi ve siyasetçiye görede Atatürk 1900-2000 arası dünyayı değiştiren 5 kişiden birisi olarak görülür zira Atatürk komple bir askeri subay kimliği ile birlikte devleti yönetecek üst düzey bir siyasetçiydi.Bu iki nadir özellikde olan bir liderde yüzyılda bir anca çıkar zaten dolayısıyla Atatürk osmanlıdan sonra bu topraklara gelen büyük bir şansdı.
-
Hala daha hilafetin ve saltanatın İngilizleri rahatsız ettiğini sanan tipler olması ne kadar acı.Bunlara ne anlatsak boş ama biz yine de anlatalım.Bunu ileri sürenler kendilerine şunu hiç soruyorlar mı:halifelik ve saltanat İngilizler için bu kadar tehlikeliyse Osmanlının son yüzyılları neden sürekli Batı tarafından dayak yiyerek geçmiş?Neden?Halifelik ve saltanat son yüzyıllarında Osmanlının ne işine yaramış?İngilizler neden çekinmiş?Neden korkmuş?Hilafetin ve saltanatın hangi gücü Osmanlıyı dayak yemekten kurtarmış?
1812'de Sırplara ayrıcalık verilirken hilafet ve saltanat makamı ne işe yarıyordu?
1829'da Yunanlılara bağımsızlık verilirken hilafet ve saltanat makamı ne işe yarıyordu?
1833'de Osmanlı kendi valisi olan Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya söz geçiremediği vakit ve bu nedenle Ruslarla Hünkar İskelesi anlaşmasını yaparken hilafet ve saltanat makamı ne işe yarıyordu?Üstelik Kavalalı Mehmet Ali Paşa Osmanlıya,Osmanlı Padişahına ve Osmanlı halifesine bağlı bir müslümandı.Bu müslümanın halifeye isyan etmesini hilafet ve saltanat makamı engelleyebilmiş mi?
1853'de Ruslar Kırımda Osmanlıya saldırdığında hilafet ve saltanat makamı ne işe yarıyordu?Bu savaşta hilafetin yanında müslümanlar mı yer aldı yoksa İngilizler/Fransızlar/İtalyanlar mı?
1877-1878 Osman-Rus harbinde hilafet ve saltanat makamı ne işe yarıyordu?
1897 Osmanlı-Yunan harbinde hilafet ve saltanat makamı ne işer yarıyordu?
Bu örnekler 20.yüzyılın başlarında da verilebilir.Mesela;
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu 1908'de Bosna-Hersek'i ilhak ettiğinde hilafet ve saltanat makamı ne işe yaramıştı?
Girit adası 1908'de Yunanistana ilhak olduğunu ilan ettiğinde hilafet ve saltanat makamı ne işe yaramıştı?
Bulgaristan Prensliği 1908'de bağımsızlığını ilan ettiğinde hilafet ve saltanat makamı ne işe yaramıştı?
1911'de İtalyanlar Trablusgarp'a saldırdığında hilafet ve saltanat makamı ne işe yaramıştı?
1912-1913 I.Balkan ve II.Balkan Savaşlarında hilafet ve saltanat makamı ne işe yaramıştı?
1914-1918 yılları arasında yaşanılan I.Dünya Savaşında hilafet ve saltanat makamı ne işe yaramıştı?
1918-1922 yılları arasında yaşanılan işgal döneminde hilafet ve saltanat makamı ne işe yaramıştı?
Sadece şu sorular ve bu soruların cevapları bile hilafet ve saltanat makamının ne halde olduğunu göstermesi açısından yeterli.O halde İngilizler neden hilafet ve saltanattan çekinmiş?Neden bunlardan korkmuş?Yukarda tarih tarih verdiğim savaşlar ve olaylar ortada...Hilafet ve saltanat makamları bu savaşlar ve olayların hangisinde Osmanlı için yarar sağlamış?İngilizler ve Ruslar için bir tehdit oluşturmuş?
Dahası 1919-1922 yılları arasında hilafet ve saltanat makamı Anadoluda başlayan milli mücadele'nin karşısında yer almış,İngilizlerin yanında saf tutmuştu.Bu yıllarda;
1-Anadoluda hilafetin ve saltanatın kışkırtması sonucunda 20'ye yakın din kaynaklı iç isyan çıkmış
2-Hilafet ve saltanat makamı tarafından Kuvay-ı İnzibat kurulmuş
3-Yine hilafet ve saltanat makamı tarafından 'Hilafet Ordusu' kurulmuş
4-İngiliz ve Yunan uçakları tarafından Anadolunun üstüne ''Yunan ordusu halife hazretlerinin davetiyle gelmiştir.Yunan ordusu halifenin ordusudur.Ona karşı direnmek,karşı koymak dinen caiz değildir'' şeklinde bildiriler atılmış üstüne ''Ankara hükümeti dinsizlerden oluşmaktadır.Yunan ordusu bu dinsizleri yola getirmek için halifemizin tam desteğine sahiptir'' şeklindeki benzer ifadelerle Anadolu insanını Ankara'ya karşı kışkırtmış
Yani milli mücadele döneminde bile hilafet ve saltanat makamının Anadoludaki milli harekete fayda sağlamadığı aksine zarar verdiği gün gibi ortadadır.Bugün tarih lise kitaplarında bu iç isyanlar ve İstanbul hükümetinin yani hilafet ve saltanat makamının kışkırtmaları ve tertipleri ile Anadoluda çıkan iç savaştan çok az bahsedilir.İşin doğrusu 1919-1922 yılları arasında milliyetçi Türkler ile hilafet/saltanat taraftarları arasında bir iç savaşın yaşandığıdır.Bu nedenle milli mücadele hem bağımsızlık savaşıdır hem de hilafet/saltanat makamına karşı bir ihtilal hareketidir.Ama nedense bu hakikat lise kitaplarında anlatılmaz.
Dahası savaşın sonunda 17 Kasım 1922'de halifeliği üstünde taşıyan Vahdettin müslümanların en büyük rakibi ve düşmanı olan İngilizlere ''müslümanların halifesi'' imzası ile sığınmıştır.Halbuki Vahdettinin memleketinde kalıp akıbetini beklemesi gerekirdi.Lakin o bir 'halife' olarak düşmana sığınmayı TBMM ve milliyetçi Türk ordusuna teslim olmaya tercih etmiştir.Vahdettinin açık sığınma başvurusuna rağmen bir kesimin ''Hayır o sığınmadı TBMM tarafından sürgün edildi,hicrete mecbur kaldı'' demesi ne acınası bir savunmadır değil mi?Halbuki sürgün edilse TBMM ve dönemin hükümet kayıtlarında sürgün kararının olması gerekirdi.Lakin işin doğrusu TBMM ve hükümet bile onun İngilizlere sığındığını 18 Kasım 1922'de öğrenmiştir.Bunun üzerine mecliste onun hakkında çok sert hatta hakarete varan ifadelerle sözler söylenmiştir.Eğer meclis ve dönemin hükümeti onu bazı kesimin iddia ettiği şekliyle sürgün etmiş olsaydı herhalde mecliste böyle bir şaşkınlık ve öfke patlaması yaşanmazdı.
Velhasıl İngilizlerin hilafet ve saltanat makamından korkması için ortada hiçbir neden yoktu.Dahası bir devletin kuruluşu ''siz iki makamı kaldırın biz de sizin devletinizi tanıyalım'' şeklinde zırva birşekilde ifade edilemez.Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir mizasen hikayeye rastlanılır bilmiyorum.Lozan görüşmeleri Kasım 1922-Temmuz 1923 tarihler arasında sürmüştür.Görüşmeler yaklaşık 8 ay sürmüş ve bu görüşmelerden sonra ancak Lozan imzalanabilmiştir.Bazılarının iddia ettiği gibi ''iki makamı kaldırın biz de sizi tanıyalım'' gibi bir olay olsaydı herhalde bu görüşmeler 8 ay sürmezdi.Kaldı ki İngilizler uzun bir dönem Ankara'ya büyükelçiliklerini bile taşımamışlardır.İngiliz büyükelçiliği ancak 1931'de İstanbul'dan Ankara'ya taşınmıştır.Bunun nedeni İngilizlerin yeni devletin ve yeni rejimin kısa sürede yıkılacağını düşünmesidir.Bu nedenle Cumhuriyetin ilanından ancak 8 yıl sonra yeni devletin ve yeni rejimin başkentine büyükelçiliklerini taşımışlardır.
Soru şu;Madem TC'nin kurulma şartı olarak hilafet ve saltanat makamının kaldırılması istendi ve bu makamların kaldırılması konusunda teminat verildikten sonra Lozan imzalandı o halde İngilizler büyükelçiliklerini neden 1931'e kadar Ankara'ya taşımadılar?Hani yeni devleti onlar kurmuştu(!) ?Mesela Sovyetler Ankara'da ilk elçiliklerini milli mücadele sona ermeden çok önce 1920'de açmışlardı.Peki İngilizler neden 1931 yılına kadar bekledi?Hani devlet onların rızasıyla kurulmuş ya ondan soruyorum.
Kısacası hilafet ve saltanatın hiçbir hükmü kalmamıştı.Bu nedenle kaldırıldılar.Saltanatın,Cumhuriyet rejiminde olmasına zaten imkan yoktu.Biri bir kişiyi ve aileyi devletin başına getiren bir sistemdi diğeri ise halkı ve onun seçtiği temsilcileri devletin başına getiren bir sistemdi.Hilafetinde Cumhuriyet rejiminde yeri olamazdı zira halife olacak kişinin siyasi yetkileride olması gerekirdi.Bir nevi devlet başkanı gibi yetkilerle donatılması şarttı.Bu da Cumhuriyet rejimine ve onun seçtiği Cumhurbaşkanı/başbakan ile çatışması demekti.Devletin başında iki başlılığa yer verilemezdi.Bu nedenle hailfeliğin kaldırılması şarttı.
Dahası hilafet makamının gücüde kalmamıştı.İşte Osmanlının son yüzyılında yaşanılan olaylar ve savaşlar...Hangisinde hilafet ve saltanat bir işe yaramış?Dahası bugün halife olsa hangi islam ülkesi bu halifeyi tanıyacak?İran mı?Pakistan mı?Afganistan mı?Suriye mi?Irak mı?Suudi Arabistan mı?Mısır mı?Filistin mi?Tunus mu?Cezayir mi?Hangisi?Ya da bunlardan birinde halifelik ilan edilse ve halife çıksa biz bu halifeliği ve halifeyi tanıyacak mıyız?
-
Ataturk gibi bir dahi daha gelmez biz neden onun yolunda yurumedik de bu hale dustuk
Ataturk ve arkadaslarinin yaptiklari fedakarliklar Suriyeliler saltanat sursun dinciler kudursun diyemiydi insan uzuluyor
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
İlginç !
Ülkemizde neden çok fazla , yahudi - ermeni - rum - yunan - din ile hic alakası olmayanlar var halen anlamak mümkün değil,
Halen bir çok yer de , yabancılara ait ibadet merkezi bulunmakta ve yenileri de yapılıyor bunu da anlamak zor,
Bu nasıl bir kazanım ???
Chp ve atatürk ' ün partisi lideri ve 1938 e gitmiyorum daha..
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Hilafet ve saltanat bunların dedelerinin işlevsiz kalması anlamına geldiğinden.
Böğürmeleri norMALL.
-
Atatürk istanbulu tek kurşun atmadan aldıysa, bu bir başarıdır hemde büyük bir başarıdır. Savaşta ölen canlar size ait değil tabi konuşması kolay.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Mülkler sahipleri tarafından yönetilir. Bu olmazsa sana sahte kahramanlar getirilir evini yönettirirler.
Sande modern olduğunu zannedersin, sadece kölesindir.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
Din kimsenin mülkü değil. Ben de kimsenin mülkü değilim. Şeriatsa köle olacağıma, böyle köle olurum. Bırakın bu saçmalıkları.
-
Senin seçimin, bende senin gibi inanmak ya da bilmek mecburiyetinde değilim.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
evet ortaçağda ülkeler, topraklar kralların padişahlarındı.onların mülküydü ülke... halk da kölesi....ama işte köprünün altından çok sular aktı be genco...
modern çağ gelince demokrasi gibi şeyler geldi. egemenlik tek bir kişiden veya aileden alınıp halka verildi..
senin fikilerin ortaçağda kalmış .. nerden duyup öğrendiysen bırak bu saçmalıkları ...her ortamda da böyle konuşma dalga geçerler bak
profil resminde resmini kullandığın fatih sultan mehmet çağın ötesinde bilge ve aydın bir insan iken, sen bu çağda nasıl bu kadar ilkel düşünebiliyorsun çok komik
bu noktada kendini bir sorgula millete ders vermeye kalkmadan önce
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi lazer__ -- 11 Ekim 2021; 17:52:56 >
-
Yaşadığın ülke zimbabve sanırım , afrikalı din tüccarlarına kendini fazla kaptırmışsın.
Mülk sahibi arıyorsan ingilizlerin bir aşirete ülke kurdurduğu ve Kabe’nin bulunduğu suudi arabistana biletini hemen alıp gidebilirsin.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X