Şimdi Ara

Tanrının varlığı ispatlanabiliyorsa, bu inanmak değil bilmek olmaz mı?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
31
Cevap
0
Favori
312
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Tanrının varlığını ispatlayabildiğini düşünen arkadaşlar, siz tanrının varlığını bildiğinizi mi düşünüyorsunuz yoksa tanrının varlığına inandığınızı mı? Benim karşılaştığım kişiler ispattan ziyade inanmak için sebeplerim var diyorlar. Gerçekten ispatlanılabilir olduğunu iddia eden pek fazla kişiyle karşılaşmadım. İddia edenler de zaten genelde, "var ama ben bilmiyorum" diyolar Tanrının varlığına dair ispatlarının olduğunu düşünen arkadaşların ispatları nelerdir mesela?



  • Bilmek ne demek? Bir şeyden emin olmak "bilmek" oluyorsa ve bir şeyden emin olmasan da onun öyle olduğunu düşünüyorsan, ve buna da "inanmak" diyorsak; bence hiç bir şeyden emin olamayız. Yani bilmenin tanımı buysa, kimse hiçbir şey bilmiyor demektir bana göre. Sokrates in "Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir." cümlesini de ilk bu mantığı kurduğumda anlamıştım sanırım.
    Ben şahsen kendi varlığımdan bile tam olarak emin olduğumu söyleyemem, ama var olduğumu düşünüyorum. Biri eğer var olduğumu iddia edecekse; kesin, emin ve gerçek bir "varlık" tanımı yapması gerekecek.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: LePortaBim

    Bilmek ne demek? Bir şeyden emin olmak "bilmek" oluyorsa ve bir şeyden emin olmasan da onun öyle olduğunu düşünüyorsan, ve buna da "inanmak" diyorsak; bence hiç bir şeyden emin olamayız. Yani bilmenin tanımı buysa, kimse hiçbir şey bilmiyor demektir bana göre. Sokrates in "Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir." cümlesini de ilk bu mantığı kurduğumda anlamıştım sanırım.
    Ben şahsen kendi varlığımdan bile tam olarak emin olduğumu söyleyemem, ama var olduğumu düşünüyorum. Biri eğer var olduğumu iddia edecekse; kesin, emin ve gerçek bir "varlık" tanımı yapması gerekecek.

    Aslında çok karışık bi yere girmiş olabiliriz he, du dönücem biraz işim var




  • ben kesin olarak biliyorum ki Tanri var.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-5966A6FE1 -- 26 Ağustos 2016; 20:59:55 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis

    ben kesin olarak biliyorum ki Tanri var.

    Nereden biliyorsunuz hocam? Sorun olmayacaksa yazabilir misiniz?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis

    ben kesin olarak biliyorum ki Tanri var.

    Ulan tam da banlanacak zamandı...
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sabah Yıldızı



    Noldu la
  • Bilmek ayrı inanmak ayrı.

    Mesela bir adam 2+2'nin 4 olduğunu bilmesine rağmen buna inanmayıp 2+2'nin 5 olduğunu iddia ederse buna doğruyu bildiğini lakin inanmadığını anlamış oluruz.Keza aynı şekilde youtube'ta bir video vardı Karadenizli bir adam dünyanın yuvarlak değil de düz olduğuna inanıyordu halbuki yuvarlak olduğunu kendisi de biliyor ama adam ona inanmış ne yapsın

    Mesela Ebu Cehil de Hz.Muhammed'in peygamber olduğunu biliyordu lakin peygamberliğin kendisi gibi aristokrat birine gelmeyip de bir yetime gelmesini nefsine yediremeyip bu yüzden inkar etmiştir.

    İspat konusuna gelirsek evet ispat için birçok yöntem var sırf bunun için felsefede isbat-ı vacib diye bir şey var.Müslümanların en büyük ispatı Kur'an-ı Kerim ve Hz.Muhammed'dir.Ben bunları ispat olarak kabul ettiğim için inanıyorum lakin madem ispat istediniz John Wick abi buyrunuz

    İnsandan örnek verecek olursak.Bir insanın parmak izi hiçbir insanınkine benzemez ve o iz sadece o insana özeldir.Bugün dünyada Hz.Adem'den bugüne tahminen 100 milyar insan yaşamış desek bunların hiçbirinin parmak izinin aynı olmayışı bunun bir tesadüf eseri olmayacağını kanıtlar.Eğer iş tesadüfe kalsaydı en az 1 tanesi bile benzer olacaktı lakin ikizlerin bile aynı değil.Allah'a inanmayanların çok zeki kabul ettiği Muhammed de güya yazdığı kitapta 1400 yıl önceden buna değinmiş:

    Evet; onun parmak uçlarını dahi derleyip-(yeniden) düzene koymaya güç yetirenleriz. (Kıyamet Suresi, 4)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi semender96 -- 27 Ağustos 2016; 1:34:43 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: semender96

    Bilmek ayrı inanmak ayrı.

    Mesela bir adam 2+2'nin 4 olduğunu bilmesine rağmen buna inanmayıp 2+2'nin 5 olduğunu iddia ederse buna doğruyu bildiğini lakin inanmadığını anlamış oluruz.Keza aynı şekilde youtube'ta bir video vardı Karadenizli bir adam dünyanın yuvarlak değil de düz olduğuna inanıyordu halbuki yuvarlak olduğunu kendisi de biliyor ama adam ona inanmış ne yapsın

    Mesela Ebu Cehil de Hz.Muhammed'in peygamber olduğunu biliyordu lakin peygamberliğin kendisi gibi aristokrat birine gelmeyip de bir yetime gelmesini nefsine yediremeyip bu yüzden inkar etmiştir.

    İspat konusuna gelirsek evet ispat için birçok yöntem var sırf bunun için felsefede isbat-ı vacib diye bir şey var.Müslümanların en büyük ispatı Kur'an-ı Kerim ve Hz.Muhammed'dir.Ben bunları ispat olarak kabul ettiğim için inanıyorum lakin madem ispat istediniz John Wick abi buyrunuz

    İnsandan örnek verecek olursak.Bir insanın parmak izi hiçbir insanınkine benzemez ve o iz sadece o insana özeldir.Bugün dünyada Hz.Adem'den bugüne tahminen 100 milyar insan yaşamış desek bunların hiçbirinin parmak izinin aynı olmayışı bunun bir tesadüf eseri olmayacağını kanıtlar.Eğer iş tesadüfe kalsaydı en az 1 tanesi bile benzer olacaktı lakin ikizlerin bile aynı değil.Allah'a inanmayanların çok zeki kabul ettiği Muhammed de güya yazdığı kitapta 1400 yıl önceden buna değinmiş:

    Evet; onun parmak uçlarını dahi derleyip-(yeniden) düzene koymaya güç yetirenleriz. (Kıyamet Suresi, 4)



    Yav insanların parmak izlerinin farklı olduğunu baksan anlarsın ya

    Bu arada hatırladığım kadarıyla parmak izleri ile ilgili bi şeyi bi müslüman bulduydu adını unuttum şimdi

    Çok merak edersen bakarım gene kitaba evde duruyodur




  • Yani işte ben de onu diyorum bunun farklı olması tesadüf eseri olamaz çünkü tesadüf olan bir şey aynı olabilir sonuçta tesadüf yani.Mesela bir klavyeye üzerinde bulunduğu tuş sayısı kadar rastgele bassak her seferinde birbirinden farklı tuşa basmış olmamız mı tesadüf olur yoksa iki kere aynı tuşa basmamız mı tesadüf olur böyle düşünün bence.

    Bilmiyorum ki abi ilk defa sizden duydum böyle bir şey yine bizi ne ile şaşırtacaksınız acaba

    Ama onu araştırırken de bir şey buldum mesela sağ elimizdeki çizgilerde Arapça rakam ile ١٨ yani 18,sol elimizdekiler de ٨١ yani 81 yazdığını öğrendim.Bunların toplamı 99 yani Allah'ın isimlerine denk geliyor yani bu örnek Allah diyen aslan gibi bir şey oldu ama en azından Darwin yazan klavyeden daha çok imanımı arttırdı benim.




  • Alak süresi ilk iki ayet

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: semender96

    Yani işte ben de onu diyorum bunun farklı olması tesadüf eseri olamaz çünkü tesadüf olan bir şey aynı olabilir sonuçta tesadüf yani.Mesela bir klavyeye üzerinde bulunduğu tuş sayısı kadar rastgele bassak her seferinde birbirinden farklı tuşa basmış olmamız mı tesadüf olur yoksa iki kere aynı tuşa basmamız mı tesadüf olur böyle düşünün bence.

    Bilmiyorum ki abi ilk defa sizden duydum böyle bir şey yine bizi ne ile şaşırtacaksınız acaba

    Ama onu araştırırken de bir şey buldum mesela sağ elimizdeki çizgilerde Arapça rakam ile ١٨ yani 18,sol elimizdekiler de ٨١ yani 81 yazdığını öğrendim.Bunların toplamı 99 yani Allah'ın isimlerine denk geliyor yani bu örnek Allah diyen aslan gibi bir şey oldu ama en azından Darwin yazan klavyeden daha çok imanımı arttırdı benim.

    Tesadüf konusunda koskoca konu açtım cilt cilt yazdım dostum bakmadın mı

    Edit: Şimdi gitmeye üşendim içeri ama yarın hatırlat mutlaka bakıcam Kitap da çook küçükken okuduğum bi kitap, Eğlenceli Bilgi diye bir seriden



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-0E184FE49 -- 27 Ağustos 2016; 2:04:21 >




  • Baktım ama benim o kadar konu arasında o konuya girmem de bir tesadüf olduğu için arkama bakmadan çıktım

    Estağfurullah abi zahmet etmeyin ben bulurum
  • quote:

    Orijinalden alıntı: semender96

    Baktım ama benim o kadar konu arasında o konuya girmem de bir tesadüf olduğu için arkama bakmadan çıktım

    Estağfurullah abi zahmet etmeyin ben bulurum

    Yav dostum sen de ona bakmadan çıkıyosun buna bakmadan çıkıyosun ondan sonra niye tasavvufa inanıyorum
  • Kuran Allah'in kelami cunku Peygamber oyle diyor.
    Peygamber Allah'in elcisi cunku Kuran oyle diyor.
    Siz bu kendi kendini kanitlayan donguyu delil olarak kabul ediyorsaniz ve bunda mantiksal bir celiski gormuyorsaniz yapacak bir sey yok; "kanit" ve "ispat" terimlerini tekrar incelemeniz gerekiyor.
    Inanc, zaten ortada somut bir kanit yokken ortaya cikar.
    Bir kuyu var ve icinde ne oldugunu bilmiyorsan o zaman "icinde canavar var" seklinde bir iddia "inanctir".
    Bir kuyu var ve kuyunun duvarlarinda pas ve küf görüyorsan, kuyunun içinde hala su kalmış olabileceğine bu bir "delil" dir ve kuyunun dibinde su olduğunu düşünmek bir hipotezdir, zorlama bir teoridir. Bu noktadan sonra inanç ortadan kalkar ve artık "kuyuda hala su olduğunu düşünüyorum" sınırına gelinir. Tartışılabilir, test edilebilir, bilimsel metod ile bir şeyler iddia edilebilir. Aksi halde kuyunun içindeki canavarın kaç tane gözü olduğuna dair ortaya atılan ayetin hiç bir "kanıt" değeri yoktur. Tartışılamaz, test edilemez, yanlışlanamaz.
    Bir tanrının varlığına kesin olarak emin olan kişi, yazının ilk başında yazdığım "circular reasoning" ile kendi kendine delil olan bir çıkmaza düşmüştür, ya da "kanıt" ve "ispat" ın ne olduğunu tam bilmiyordur.
    "İspat etmek", bilimsel kontekste kullanılıyorsa eğer Tanrı için kullanılamaz, çünkü Tanrı dediğin şey zaten bilim dışı bir olgu. Bilimin meselesi değil. Ben öyle bir tanrı tanımı yapabilirim ki hiç kimse olmadığını bilimsel metod ile ispatlayamaz.
    Yanlışlanamayan şey, bilimsel değildir. İspat endişesine girilmez. İnanç Kümesi ile İspat Edilebilenler Kümesi , hiç bir ortak elemanı olmayan iki farklı küme. Eğer ispat edilebilir bir şeyin varlığına inanılıyorsa, bu kuyudaki küf örneğindeki gibi aslında bir hipotezdir ve dini terimleri nitelerken kullandığımız "inanç" ile karıştırılmaması gereken bir olgudur.
    http://rationalwiki.org/wiki/Russell's_Teapot

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Tanrının varolup olmadığını ancak Tanrı bilir. Ne ispatı ne aksisi söz konusu olamaz. İnanmak ya da inanmamak, işte bütün mesele bu.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: J.Valjean

    Tanrının varolup olmadığını ancak Tanrı bilir. Ne ispatı ne aksisi söz konusu olamaz. İnanmak ya da inanmamak, işte bütün mesele bu.

    "Tanrının varolup olmadığını ancak Tanrı bilir. Ne ispatı ne aksisi söz konusu olamaz. "

    Hocam nereden biliyorsunuz ancak tanrının bilebileceğini? Belki tanrı vardır, varlığını ispatlamıştır da siz bilmiyorsunuzdur? Bu kadar kesin konuşmak yanlış. Burada çok ağır bi fanatizm/dogmatizm kokusu alıyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: John Wick

    quote:

    Orijinalden alıntı: J.Valjean

    Tanrının varolup olmadığını ancak Tanrı bilir. Ne ispatı ne aksisi söz konusu olamaz. İnanmak ya da inanmamak, işte bütün mesele bu.

    "Tanrının varolup olmadığını ancak Tanrı bilir. Ne ispatı ne aksisi söz konusu olamaz. "

    Hocam nereden biliyorsunuz ancak tanrının bilebileceğini? Belki tanrı vardır, varlığını ispatlamıştır da siz bilmiyorsunuzdur? Bu kadar kesin konuşmak yanlış. Burada çok ağır bi fanatizm/dogmatizm kokusu alıyorum.

    Belkilerle, ihtimallerle iş yürümez. Akıl ve mantık, bulunan kanıtlar bunu gösteriyor, uzayda ya da dünyada Tanrı'ya dair bir iz olmadığı gibi olmadığına dair de bir kanıt söz konusu değil. Yoktan var olmanın imkansız gelmesi mantıklı geldiği için Tanrının olabileceğini varsayıyoruz, diyelim ki Tanrı'nın olması mantığa uygun. Bir şey sırf mantığa uygun diye olmak zorunda değildir, mantığa uygun olabilir ama kanıtlamak başka bir boyut.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: J.Valjean


    quote:

    Orijinalden alıntı: John Wick

    quote:

    Orijinalden alıntı: J.Valjean

    Tanrının varolup olmadığını ancak Tanrı bilir. Ne ispatı ne aksisi söz konusu olamaz. İnanmak ya da inanmamak, işte bütün mesele bu.

    "Tanrının varolup olmadığını ancak Tanrı bilir. Ne ispatı ne aksisi söz konusu olamaz. "

    Hocam nereden biliyorsunuz ancak tanrının bilebileceğini? Belki tanrı vardır, varlığını ispatlamıştır da siz bilmiyorsunuzdur? Bu kadar kesin konuşmak yanlış. Burada çok ağır bi fanatizm/dogmatizm kokusu alıyorum.

    Belkilerle, ihtimallerle iş yürümez. Akıl ve mantık, bulunan kanıtlar bunu gösteriyor, uzayda ya da dünyada Tanrı'ya dair bir iz olmadığı gibi olmadığına dair de bir kanıt söz konusu değil. Yoktan var olmanın imkansız gelmesi mantıklı geldiği için Tanrının olabileceğini varsayıyoruz, diyelim ki Tanrı'nın olması mantığa uygun. Bir şey sırf mantığa uygun diye olmak zorunda değildir, mantığa uygun olabilir ama kanıtlamak başka bir boyut.

    Belkilerle ihtimallerle iş yürümez diyor laflara bak ya

    Birader sen YOK diyosun, ben VAR demiyorum, ben bilmediğimi söylüyorum. Bir iddiada bulunuyorsan ispatlaman gerekir, benim inanmak için hiçbir nedenim yok o yüzden inanmıyorum demek başka, YOK demek başka.

    Kanıtın olmadığını nereden biliyorsun? Kanıtın olmadığını ispatlayabilir misin?

    Yani felsefe bölümünde bu kadar boş konuşanlara rastlamak bana çok komik geliyor




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.