Şimdi Ara

Tanrının tanrısı (31. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
709
Cevap
9
Favori
9.852
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
26 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 2930313233
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Degistirelen Tevrat ve incili, nasil, Kuran la bir tutarsiniz?
    Hepiniz akilli gecinen insanlarsiniz..
    Tevrat ve incil, vahiy youlyla degil tamamen rivayet ve anilar uzerine yazilmistir..

    Kuran ayetleri inerken, Hz.Muhammed (s.a.v) bu ayetleri kendine saklamiyordu. Hemen muslumanlara ilan ediyordu. Zaten pek cok ayetde muslumanlara soru - cevap olarak inmistir.. Bu cevaplari alan muslumanlar veya ayetleri dinleyenler.. Kitap haline getirilmis Kuran i gorunce aradaki celiksi ve farkliliklara tepki gostermeyecekmiydi?


    Tamam, inanmiyorsunuz Allah a.. Fakat en azindan surada tartisirken, ciddi birseyler ileri surun.. Laf olsun diye konusmayin.
  • Kurani Kerim in harfinin bile degistirilemeyecegine Herseyin Sahibi (CelleCelallahu) kefil...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Anarşist69

    yalan söylemeyin lütfen kuranın mushaf haline gelişi hz ebubekir döneminde olmuştur..


    beyler ateistlerin ifade ettikleri görüşleri mutlaka ama mutlaka araştırın ..çoğunlukla kasıtlı şekilde yalan söylerler..bu üyeye dikkat edin yalan söylüyor..



    20 yerine 200 yazmışım düzelttim.Lütfen yalan ithamında bulunmayalım hocam
  • Mephalay M kullanıcısına yanıt
    Hakkında çok konuşulan, din düşmanları tarafından istismar edilen bu konu hakkındaki görüşümü kısaca açıklayacağım. Öncelikle temel yöntemimi ortaya koymalıyım.
    Bu konuyu Kuran temelli ele alıyorum (Hadislerde bu konu hakkında birçok uydurmalar -mevzu hadisler- olduğu kanaatindeyim). Bu söylediğimin açılımı şudur: Bu konuda Kuran’ın söylediği doğru, Kuran’la çelişen yanlış, Kuran’da açıklanmayan mümkün kategorisindedir. İşin doğrusu, bu konuda, birçok başka konuda olduğu gibi, en temel sorun, bu metodun geçerliliğini anlamayla ilgilidir.
    Şimdi bunlara dayanarak şu soruya cevap verelim: Kuran’da cennette cinselliğin olup olmayacağı, ya da nasıl olacağı veya hurilerin cinsel bir ödül olduğuna dair açık bir ifade var mı? Bu sorunun cevabı açıkça “Hayır”dır. Yani Kuran’da ahirette cinsel yaşamın detayları olmadığı gibi olduğuna veya olmadığına dair açık bir ifade de yoktur. Bu açıdan bakıldığında ahirette cinselliğin olması “mümkün” kategorisindedir. Ahirette insan nefsinin istediklerinin karşılanacağını söyleyen ayetlere (41-Fussilet-31ve 43-Zuhruf-71) binaen, ahirette cinsellik olacağı beklentisi, bence makul bir beklentidir. Fakat orada, insanın, yeni bir şekilde yaratılacağını ifade eden ayetlere (Bakınız: 56-Vakıa-61) binaen, açıkça belirtilmeyen bu hususu “mümkün” görmeme rağmen, bu yeni yaratılışta böyle bir şeyi arzu edip etmeyeceğimizi bilemeyeceğimizi saptamakta fayda var. Cennetteki insanların hoşuna gidecek birçok nimetin gerçek vasıflarını hiç kimsenin bilmediğini söyleyen 32-Secde-17 ayeti, bu konuda olması gerekli zihinsel tavra ışık tutmalıdır.

    Kuran’da, cennetteki nimetlerin gerçek vasıflarını kimsenin tam olarak bilemeyeceği belirtildiğine göre, Kuran’ın bu nimetleri anlatmasının tek yolu “benzetmelerle anlatım” (teşbih) yapmaktır (3-Ali İmran Suresi-7. ayet Kuran’da “benzetmeli anlatım”ın –müteşabih- önemini göstermektedir.) Diğer yandan Kuran’dan, ahirette, dünyadan daha çok nimetin, büyük bir saltanatın (76-İnsan Suresi-20) olduğunu öğreniyoruz; kısacası Kuran’da tüm detayların değil, bilakis sadece bazı kesitlerin anlatılması kaçınılmazdır. Sonuçta Kuran’da, ahirette olanların “benzetmeli anlatım” ve “bazı kesitleri aktarmak” suretiyle aktarıldığını hep aklımızda tutmalıyız. Bu ise Kuran’da anlatılanların cennetteki nimetlerin tam olarak aktarılması olmadığı (çünkü benzetme tam aktarma değildir), fakat orda olanları anlamamız için ipucu niteliğinde olduğu; ayrıca Kuran’da haberi verilmeyen birçok nimet olduğu, anlatılanların var olanların ufak bir kısmı olduğu anlamına gelir.

    Gelelim cennette cinsellik olduğunu ifade ettiği düşünülen ayetlerin ve huri meselesinin incelenmesine. Bu konuda önemli gördüğüm şu birkaç hususu ilgili ayetlerle beraber kısaca inceleyeceğim:

    1- HURİLER ERKEKLERE VERİLEN BİR ÖDÜL MÜ?

    Arapça’da, başka birçok dilde olduğu gibi, erkek-kadın karışık topluluklara ve sırf erkeklerden oluşan topluluklara kullanılan fiiller ortaktır. Sonuçta cennetlikler için bu tip fiiller kullanıldığı gibi cehennemlikler için de aynı fiiller kullanılır. Bu ödül veya cezaların sırf erkeklere mahsus olduğunu düşünemeyeceğimiz gibi “hurilerin” sırf erkekler için bir ödül olduğunu düşündürecek bir Kurani ifade de yoktur. Bu konuda tefsirci Prof. Dr. Mehmet Okuyan şöyle demektedir: “Kur’ân’da eğer kadınlarla ilgili çok özel bir mesele gündeme getirilecekse, onlara ait dişi zamirler veya kullanımlar devreye sokulur. Eğer önemli bir fark yoksa o zaman cümlelerin içerisinde erkek ve kadın ayırımı yapılıyorsa da sonuçta tek sığa tercih edilir ki bu da müzekker, yani erkek sığadır.”

    Burada dikkat çekilmesi gerekli husus “huri” kelimesinin Arapçada dişi veya erkek bir kelime olmadığıdır. Bu kelime “gözünün beyazı bembeyaz, tertemiz, güzel” gibi anlamlara gelmektedir. Kuran’da hurilerin insanlarla “eşleştirileceği” (zevvecnahum) ifade edilmektedir (Bakınız: 44-Duhan Suresi-54, 52-Tur Suresi-20); fakat bu eşleştirmede cinsellik olduğu şeklinde bir beyan yoktur. Nitekim Kuran’da nefislerin eşleştirilmesi için (Bakınız: 81-Tekvir Suresi-7), ahirette insanların gruplar şeklinde birleştirilmesi için (Bakınız: 56-Vakıa Suresi-7) de aynı kelime (zevc) geçmekte, fakat buradaki “eş, grup olma” anlamındaki “zevc” kelimesinden kimse cinsel ilişkili bir eşleştirmeyi anlamamaktadır. Peki niteliği bilinmeyen bir varlığın insanlarla buluşturulmasından ne hakla kesin şekilde cinsellik anlamını, hem de sadece erkekler için çıkarmaktayız, üstelik kelimenin kendisi bir dişi kelime bile değilken? Cennet nimetleri, bu dünyada yapılan iyiliklerin ve Allah’ın hem erkeklere hem kadınlara rahmetinin bir sonucuyken, bu şekilde bir tefsirin, erkek merkezli ve Arap zihniyeti merkezli bir tefsir anlayışından kaynaklandığını düşünmekte haksız mıyız? Kuran’da bahsedilen hurilerin, cennete girecek insanların arkadaşları veya hizmetçileri veya rehberleri gibi bir vazifeleri olabileceğini de düşünmek pekala mümkünken, neden onların “cinsel partner” olduğunda ısrar edilmektedir? İşin en iyisi, Kuran’da anlatılan kesitte hurilerin fonksiyonunun anlatılmadığını saptayarak, “fonksiyonları nedir” sorusuna “bilmiyoruz” cevabını vermektir.

    Allah isteseydi, Kuran’da cinsellik için kullanılan “lamese” gibi kelimelerle, hurilerle cinselliğin olacağını açık bir şekilde beyan edebilirdi; böylesi açık bir beyan yokken, cenneti daha çok erkekler için hazırlanmış bir alan gibi gösteren ve insanlara (sadece kadınlara veya sadece erkeklere değil) yaptıklarının karşılığının verileceğini söyleyen Kuran ayetlerinin ruhuna ters bu anlayışı reddetmeli, Kuran’da anlatılmayan detayları “bilmiyoruz” demeyi bilmeliyiz. Bunların cinsel tatminle ilgili ilgili bir fonksiyonları varsa bile, mevcut Kuran ayetlerinden hareketle bunun kesin bir şekilde ifade edilmesi mümkün değildir.

    2- KURAN’DA CENNETTEKİ BAKİRE KADINLARDAN BAHSEDİLİYOR MU?

    Kuran’da bakireliğe atıf olduğu, böylece cennette cinselliğe atıf yapıldığı söylenmiştir. Bu konuda üç ayet gündeme getirilmiştir: 55-Rahman Suresi-56, 74 ve 56-Vakıa Suresi-36. ayetler. Şimdi bu ayetleri sırasıyla inceleyelim:

    55-Rahman Suresi-56. ve 74. ayetlerde, daha önce insanların ve cinlerin onlara dokunmadıkları, temas etmedikleri geçmektedir (Lem yatmishunne insun kablehum ve lâ cânn). Fakat Kuran’da başka hiçbir yerde, bu ayette “yatmishunne” ifadesiyle belirtilen “temas, dokunma” cinsel ilişki için kullanılmamış; “lamese” (5-Maide Suresi-6), “eta” (2-Bakara Suresi-222), “messe” (2-Bakara Suresi236, 237), “başera” (2-Bakara Suresi-187) tipi fiiller cinsel ilişki için kullanılmıştır. O zaman Rahman Suresi 56 ve 74’ten “kimsenin önceden sahip olmaması, kimsenin dokunmamış bile olması” gibi bir anlamı anlamak daha doğru değil midir? Burada açıkça cinselliği ifade eden bir anlam yoktur. Üstelik eğer bu ayetlere bazılarının yaptığı gibi “insanların ve cinlerin hurilerin bakireliğini önceden bozmadığı” gibi bir anlam verilirse, insanlarla cinlerin aynı tip bir varlıkla cinsel ilişkiye girebilme ihtimalini düşünmek gibi bir zorluk da ortaya çıkmaktadır.

    56-Vakıa Suresi-36. ayetine ise “o hurileri bakireler kıldık” anlamı verilmiştir. Oysa ayette “huri” diye bir ifade yoktur. Önceki ayetlerde birçok cennet nimetlerinden bahsedildikten sonra 34. ayette “yükseltilmiş oturma alanlarından” bahsedilir, 35. ayette “onların yeni bir şekilde oluşturulduğundan” bahsedilir, 36. ayette geçen “ve cealna hunne ebkaran” ifadesini o zaman “daha önce onları hiç kimse kullanmamıştır” şeklinde çevirmek daha uygundur. “Onları” ifadesini ise ayette ve ayetin yakınlarında bir yerde hiç olmayan “huri” ifadesine yollamak yerine, ayetin en yakınında, 34. ayette bahsedilen “oturma alanlarına” (furuşin) göndermek dilbilim açısından en uygunudur. 37. ayette geçen “Uruben etraba” ifadesini ise “uruben” kelimesini “kusursuz”, “etraba” kelimesini ise “uyumlu, denk” olarak yani “kusursuz, uyumlu” şeklinde çevirmek uygun olacaktır.

    3- HURİLERİN “İNCİ”YE BENZETİLMESİ CİNSEL BİR İMA MIDIR?

    Huriler Kuran’da “inci”ye (56-Vakıa Suresi-23) benzetilmektedir. Bu benzetmeyi bile bir cinsel ima olarak değerlendirenler olmuştur. Oysa Kuran’da ahiretteki çocuklardan (vildan) bahsedilirken bunlar da inciye benzetilmektedir (76-İnsan Suresi-19). Kuran’da “vildan” ifadesinin “çocuklar” anlamında kullanıldığı 4-Nisa Suresi-75, 98, 127. ve 73-Müzemmil Suresi-17. ayetlerden de anlaşılmaktadır. Herhalde çocuklar için “inci” benzetmesi var diye çocuklarla cinsel ilişkiye girildiğini düşünebilecek kimse yoktur! Aynı şekilde Kuran’daki “genç” anlamına gelen “gılman” için de 52-Tur Suresi-24’te “inci” benzetmesi yapılmaktadır; fakat bundan da cinsellik anlamı çıkarılmamıştır. Peki o zaman huriler için böylesi tanımlamalar olmasından hareketle hangi hakla bu ifadenin kesin bir şekilde cinselliği kastettiğini söyleyebiliriz? (55-Rahman Suresi—58. ayetteki “yakut” ve “mercan” benzetmeleri de bu çerçevede düşünülmelidir.)

    4- KURAN’DA AHİRETTE “GÖĞÜSLERİ YENİ TOMURCUKLANMIŞ DİLBERLER”DEN BAHSEDİLİYOR MU?

    78-Nebe Suresi-33. ayetteki Arapça “kevaıbe etraben” ifadesine birçok Türkçe mealde “göğüsleri yeni tomurcuklanmış yaşıt kızlar” anlamı verilmiştir, hatta bazıları “dilberler” diye bile çeviriye ilave yapmıştır. Burada “etraben” ifadesi “uyumlu, denk” anlamına gelmektedir; “kevaıbe” kelimesi ise “göğüsleri yeni tomurcuklanmış (dilber) kızlar” olarak çevrilmiştir. Oysa ayette ne “dilber” vardır, ne “göğüs” vardır, ne de “tomurcuklanma” vardır. Öncelikle şunu belirtelim Arapça’da “kevaıbe” kelimesinin de “etrab” kelimesinin de dişili erkeği aynıdır; yani bu kelimeler dişilik ifade etmemektedir. Prof. Dr. Mehmet Okuyan “kevaıbe” kelimesine, bu kelimenin anlamlarından olan “kaliteli, değerli” anlamlarının verilmesini uygun görmektedir; buna göre bir önceki ayette (32. ayet) belirtilen “bahçeler, üzüm bağlarının” veya genel olarak cennet nimetlerinin “kaliteli ve (insanların kullanımına) uygun” olduğu bu ayetten anlaşılır. Eğer bazılarının verdiği anlam olan “genç” anlamı bu ayete verilirse; “erkeklerde bıyıkların terlemesi” ve “kızlarda göğüslerin tomurcuklanması” gençlik alametidir, fakat genç erkeği belirtmek için çeviride genç erkeğin alameti üzerinden “bıyıkları yeni terlemiş” diye çevirirseniz kimse bundan bir cinsel içerik anlamayacakken, genç kızlığın alameti alan “göğüsleri yeni tomurcuklanmış” ifadesiyle çevirirseniz nasıl cinsel çağrışımlar yapacağı açıktır. (Bu tarz çevirileri ateistlerin ve İslam düşmanlarının nasıl istismar ettiğini hatırlayalım.) Dişil bir yapısı olmayan “kevaıbe” kelimesinin, bu ayette “genç kız” olarak çevrilmesi yerine -Okuyan’n yaptığı gibi- “kaliteli, değerli” anlamında alınmasını daha uygun buluyorum ama bu kelimeyi “genç kız” anlamında alanların da, hiç olmazsa, bu kelimeyi bu temel anlamıyla “yaşıt gençler” veya “yaşıt genç kızlar” şeklinde çevirmesi ve ayetin ne öncesiyle ne sonrasıyla ne mantıkla bağdaşmayacak şekilde bu cinsel içerikli çağrışımı yapmamaları gerekirdi.

    SONUÇ

    Sonuçta Kuran’da, ahirette cinsel bir yaşamın olduğu veya olmadığına dair açık bir ifade olmadığı gibi, “hurilerin” erkeklerin cinsel partnerleri olduğuna dair bir ifade de yoktur. “En çok salavat getirene ahirette en çok huri verilecektir” gibi, metinlerinden uydurma olduğu rahatlıkla anlaşılabilecek hadislere bu yazıda yer verilmedi, merak edenler, Kuran’da olmayan huri algısının nasıl oluştuğunu, uydurma olduğunu düşündüğümüz bu hadisleri okuyarak öğrenebilirler.

    Ahirette insanların canının istediği birçok nimet olacağı Kuran’da belirtildiğine göre (41-Fussilet-31, 43-Zuhruf-71, 76-İnsan Suresi-20) ahirette cinsellik beklentisi kanaatimce normal bir beklentidir. Fakat bilemediğimiz konuda “Bilmiyoruz” demeyi bilmeli ve cennetteki nimetlerin gerçek vasıflarını kimsenin bilmediğini söyleyen 32-Secde-17. ayeti bu tip konular gündeme geldiğinde hatırlamalıyız. Ayrıca 9-Tevbe Suresi-72. ayette dendiği gibi Allah’ın rızasının tüm Cennet nimetlerinin üstünde olduğunu da hep aklımızda tutmalıyız.


    http://www.canertaslaman.com/2014/01/cennette-cinsellik-ve-huri-meselesi/




  • quote:

    Orijinalden alıntı: choyrn

    quote:

    Orijinalden alıntı: Anarşist69

    yalan söylemeyin lütfen kuranın mushaf haline gelişi hz ebubekir döneminde olmuştur..


    beyler ateistlerin ifade ettikleri görüşleri mutlaka ama mutlaka araştırın ..çoğunlukla kasıtlı şekilde yalan söylerler..bu üyeye dikkat edin yalan söylüyor..



    20 yerine 200 yazmışım düzelttim.Lütfen yalan ithamında bulunmayalım hocam

    düzeltme benim sizin yalanınızı alıntılamam sonrası gerçekleşmiş..

    dolayısıyla hataen yazıldı bahanesi anlamlı değil çocuk yok karşınızda..alıntım 3 cevap üstte




  • 20 yerine bir sıfır fazladan basmışım.Ayrıca ben Kuranın değiştiğine inanmıyorum ama ufak ta olsa böyle bir ihtimal var
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ayato Kirishima

    Nerede vermiş? Bana yaşamak veya yaşamamayı istediğimi sormadı. Nerede doğacağımı,hangi aileyi seçeceğimi, imtihana girmek istediğimi Sorabilirdi ama sormadı. Yaptığı tek şey ne biliyor musun? Önüme sonsuz sayıda olasılık koyuyor ve bana diyor ki arasından bir tanesini seç doğru olanı seçemezsen sana sonsuza kadar işkence edicem. Gelmiş bana özgür irade var diyor bir de :D :D

    iyi de sana zorla beğen diyen yok ki
    ama hem beğenmeyip ,hemde sonsuza kadar ceza görmeyi kabul etmemek biraz tuhaf olmuyor mu ?
    özgür iraden olmasa sen şimdi gelip dinle dalga geçebilir miydin ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: choyrn

    20 yerine bir sıfır fazladan basmışım.Ayrıca ben Kuranın değiştiğine inanmıyorum ama ufak ta olsa böyle bir ihtimal var

    bu ihtimal..elinizde erken döneme ait bir nüsha bulunması ve bu nüshada ..günümüzdeki mevcut nüshalardan eksik yada fazla ayet bulunması ile anlamlı olur..

    oysa bu mümkün değil..varmı somut kanıt..yok..

    şüphe yani başka deyişle zan gerçek karşısında bir şey ifade etmez..

    ayrıca bir konuda haklısınız 19 saçmalığının sahibi tam manası ile kaifirdir..amerikada sahte bir peygamberede iman etmiş onun mümini olmuştu bi ara..
  • Bu anlamda Peygamber-i Ekrem (s.a.a)'den diğer birçok hadis de nakledilmiştir. Hz. Ali (a.s)'ın Kur'an bilgisi sahabe ve dostlarının dillerinde de destanlaşmıştı. İbn-i Abbas şöyle diyor:

    "Halkın bilgisi beş kısma ayrılmıştır. Dört kısmı Ali’de, bir kısmı da diğer bütün insanlarda. Ayrıca Ali, o bir kısımda da onlara ortaktır ve hatta onlardan daha bilgindir."



    Hz.Ali (ra) Kuran kitap haline getirildikten sonra yaklasik 30 sene daha yasamistir. Bu 30 sene boyunca hic itiraz etmemistir. Fakat bugun hayatinda Kuran i bir kere bile okumamis insanlar, ahkam kesebiliyorlar.. Bu nasil bir cehaletin urunudur?
  • Dizzy24 D kullanıcısına yanıt
    Afrikalı çocuklar seninle aynı fikirde değil.. Bilim derken müslüman ülkelerin yaptığı çığır açan bir buluş gösterir misin? Petrol varken bazı kodamanlar aç halk ise hep fakir olacak.

    İslamın doğduğu ülkeyi bir incele.. Eşcinsellik çığırından çıkmış aslında, kadınlar erkekleri birbirine öcü gibi yetiştirmekten..
  • Mephalay M kullanıcısına yanıt
    daha sarih ifade et lütfen ..ve ifade ederken..Allah ve islam hk öze sadık kalarak yani varlığının nasıl kanıtlanacağını dini zeminde esas alarak yaz lütfen..

    deki ben islamda (özelde kuranda ) şunu görürsem iman ederim vb
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay


    quote:

    Orijinalden alıntı: thebancally

    Çoğu hikaye aynı olmasına rağmen "huri" kavramının hristiyan ve yahudicilerde hiç olmamasını nasıl açıklıyorsunuz?Böyle muhteşem bir vaadi silerek neyi amaçlamışlardır?

    Hristiyanlikta da cennet insanin fiziksel ihtiyaclarinin tatmin olunacagi bir ortam olarak tasvir ediliyor. Sevdigin insanlarla birlikte olabilecegin ve istedigini yapabilecegin seyler vaat ediyor. Ama Islam'daki gibi yalnizca kendini erkegi tatmin e adamis bir "huri" kavraminin olmayisi biraz pazarlama hatasi. Peki kadinlar ne olacak sorusunu sormayi gec akil etmeleri de insanlarin o donemlerin getirdigi bir algi problemi.

    ya arkadaş şu Huri meselesini anlata anlata dilimizde tüy bitti :)
    Huriler kıyamet zamanı yaratılacak ve tam olarak bilemediğimiz yardımcılar ,yani zannettiğiniz gibi bayanlar değil
    ona bakarsanız çoğu konu daha önceki kitaplarda geçmiyor ama olmayacağı anlamı da yok
    hatta daha bize hiç anlatılmayan kim bilir nelerle karşılaşacağız
    muhteşem vaad Huriler değil ki ? , onlar sadece bir tanesi




  • La İlâhe İllallah !!!!
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Rindaman

    Afrikalı çocuklar seninle aynı fikirde değil.. Bilim derken müslüman ülkelerin yaptığı çığır açan bir buluş gösterir misin? Petrol varken bazı kodamanlar aç halk ise hep fakir olacak.

    İslamın doğduğu ülkeyi bir incele.. Eşcinsellik çığırından çıkmış aslında, kadınlar erkekleri birbirine öcü gibi yetiştirmekten..

    hangi ülkeymiş bu eşcinselliğin çığrından çıktığı müslüman ülke ?
  • Rindaman kullanıcısına yanıt
    Dunyada sismanlik yuzunden olen insanlarin sayisi, aclik yuzunden olen insanlardan daha fazladir..

    Muslumanlarin bilime yaptigi katkiyi buraya yazsam cok uzun bir zaman alir..

    Sana sadece bir ornek verecegim:

    Ebu Abdullah Muhammed bin Cabir bin Sinan er-Rekki es-Sabi el-Battani

    Modern dünya, Battani'ye bilim dünyasına katkılarından dolayı hürmetini, saygısını göstermiş ve Ay'daki bir bölgeye Albategnius olarak ismini vermiştir.

    Sen musluman degilsin ya... Hani sen daha iyi, daha ileridesin.. Senin insanliga ne gibi bir katkin oldu, bahsette dinleyelim.
  • Doğru düzgün kadın görmemiş bedeviye kadın vaadinde bulunursan şehit olmak için herşeyi yapar.Ortalığı yıkar geçer tabiri caizse
  • choyrn kullanıcısına yanıt
    Bunu para icinde yapanlar var.. Mesela amerikan ordusunda bunlardan cokca bulabilirsin.. 12 yasindaki irakli kizlara tecavuz edenlermi dersin, insanlara iskence edip oldurenlermi.. Insan dogasi boyle. Bunun dinle bir ilgisi yoktur. Ayrica Kuran soyle der: musluman her amelinde Allah rizasini gozetmelidir....
    Kendi menfaat yada sehvetini degil..
  • İnandığınız dini savunucaksınız diye saçmalıyorsunuz. Zorla beğen diyen yok ki nasıl bir cümledir? Belki de bir tanrı beni dinle dalga geçmem için yarattı? Nereden biliyorsun özgür iradem olduğunu? Sırf inanmadı diye size göre bir insanın yakılması çok normal zaten. Cenneti kazanmak için aklını değil, insanlığını da kaybetmek gerekiyor galiba. Zira aklı başında bir insan böyle bir tanrıya inanabileceğini hiç sanmıyorum.
  • Allah, oyle soylemiyor... Sizler, pireye kizip yorgani yakanlar gibisiniz. Ustelik bu durumda sadece yorganda yanmayacak...


    " İşte bundan dolayı (Tevrat’ta) İsrailoğullarına şöyle yazdık; Kim bir kişiyi, bir kişi karşılığında olmaksızın veya yeryüzünde bir fesata karşılık olmaksızın öldürürse, muhakkak ki o bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de (bir kişinin hayatını kurtarmak suretiyle) yaşatırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur. Ve andolsun ki resûllerimiz onlara apaçık deliller ile geldi. Sonra da, şüphesiz onlardan birçoğu, bundan sonra gerçekten yeryüzünde aşırı giden müsrifler oldular." MAİDE Suresi 32. ayet
  • quote:

    Orijinalden alıntı: choyrn

    Doğru düzgün kadın görmemiş bedeviye kadın vaadinde bulunursan şehit olmak için herşeyi yapar.Ortalığı yıkar geçer tabiri caizse

    valla savaşan ve şehid olan sahabelerin nerdeseyse tümü evli idi.. ve çoğu birden çok eşe sahipti..doğru düzgün kadın görmeyen ifadesi..hayli tuhaf..

    yoksa bunuda kazara fazladan tuşa basarakmı yazdınız muhterem




  • 
Sayfa: önceki 2930313233
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.