Şimdi Ara

Sizin de Akrabalariniz Kötülüğünüzü İstiyor Mu ? (10. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
281
Cevap
8
Favori
46.038
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
208 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 89101112
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Akrabalık kan yoluyla bulaşan bir hastalıktır...
  • Bizim anne tarafı hep destek modundaydı valla. Ben de teyzemin oğullarına aynı desteği gösterdim ama baba tarafı hep kıskanç ve yapamazsın diyen taraftaydı. Mezuna kalmayı bırak okumayı boş gören adamlardı ben de he deyip geçtim. Mahalledeki bazı arkadaşlar da aynıydı. Ben mezuna kaldım sonra İstanbul Üniversitesine giderken adam Bayburt'u tutturup babasıyla bana akıl vermeye çalışıyordu.
  • ferit.izmir kullanıcısına yanıt
    Hocam bence aklına takma gerçi ben alıştığım için takmıyorum. Böyle dalga geçer gibi konuş sende gül falan muhtemelen onların sinirleri daha bozulur



    Bence değer verdiğimiz insanlar dışında kimse bize laf söyleyebilecek, tavsiye verebilecek konumda değil. Onlar kimler ki diye düşün

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İch hab keine lust kullanıcısına yanıt
    Hocam gerçekten en en güvendiğin dostun bile bir yerde sana zarar veriyor. Belki de çok fazla çıkarcı insan tanıdığımdan olsa gerek insanlara artık güvenmiyorum. Kimse sözünün arkasında değil. Alttan alınca da salak yerine koyuyor insanlar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Benim halalarım olmayan "hak" larını kanun açığı sayesinde varmış gibi diretip almaya çalışıyorlar, toprak-tapu meselesi..
    Kardeşine bile güvenmeyeceksin.. Böyle olacağını bilseler bilsek... Neyse.
  • hocam istisnalar kaideyi bozmaz ama inanın dayı yengeyi geçtim insanın aynı yerde yattığı kardeşi bile köstek olabiliyor.
  • sır tutmayı öğreneceksiniz fazla samimi olmayın, anneniz kardeşiniz haricinde kimse iyiliğinizi istemez yaşıyacağınız kötü durumlarda sevinirler içlerinde,

    aslında türk toplumunun genelide var konuyla ilgili çok örnek verilir ve yaşamayan kimse yoktur aksini iddaa eden kendini kandırıyordur,

    arkadaşlar tatile gidersiniz kıskanırlar, araç alırsınız kıskanırlar, ev alırsınız kıskanırlar,

    kimseden 1 şey ummayın ki mutlu olun , asla harcamalarınızı kontrol dışı yapıp muhtaç olmayın kimseye vede kimseye fazla değer vermeyin haketse dahi anneniz hariç ,

    her şeyinizi anlatmayın akrapalarınıza fazla gidip gelmeyin ki cıvığı çıkmasın
    çok önemli fazla gidip geldiğinizde ve herşeyinizi anlattığınızda pu sefer açığınızı aramaya doğru ivmelenirler gittiğinizdede çul çürütmeyin saatlerce oturmayın yada tersinin
    olmasına meydan vermeyin onlar geldiğinde yani

    para mevzularına hastalık ameliyat hariç girmeyin isteyenede illa verecekseniz yarısını verin paranızla kötü olmayın




  • Dedem babama 'bunun okuyacağı yok, tamirci yanına çırak verin bari bir iş öğrensin' derdi. Babama da garezleri vardı.

    Hasılı kelam sizi seven bir anne ve babanız varsa başınıza tac edin, onları gururlandırmak için elinizden gelenden fazlasını yapın, en büyük hazineniz onlar geri kalanı pek takmayın.
  • Yalnız değilsin.Akrabalar başa beladır.Ben hep böyle görmüşümdür.Çocukluğumdan beride pek fazla görüştüğümüzü görmedim.Malum babamın bazı yanlış hesaplarından dolayı baya bir borcun altındayız.Doğal olarak borç olunca ne arayan oluyor ne soran.Böylece yakından ''düşenin dostu olmazmış'' sözünü tecrübe ettim.Hayata dair,insanlara dair çok önemli şeylerde öğrendim.Şunu unutma bu Dünyada kendi ailenden yani çekirdek ailenden başkası senin iyiliğini istemez.Anan,baban ve kardeşlerin dışında geri kalan akrabaların boştur.Elbette iyi akraba ilişkisi olanlar vardır fakat genel olarak toplulumuz acımasız,gaddar.Bunu bilip buna göre hareket etmek gerekiyor.Akrabaların eğer seni kötülüyorsa onlara yolu göster.Eğer henüz bunu ekonomik bağımlılıktan dolayı yapamıyorsan (yani kendi ayakların üzerinde duracak ekonomik gücün şimdilik yoksa) zihninden onlara yol ver.Dediklerinin hiçbirini önemseme,mümkün mertebe konuşma,onlarla yapılan bir yere gitme,aranı tamamen soğut.Sürekli seni iğneleyen,seni küçük gören,aşağlayan insanlara kendi akrabaların olsa dahi katlanmak zorunda değil.Yol ver gitsin.İnan akrabalarından uzak kalmayı başarırsan çok rahat edersin.Ne sana laf sokmaya çalışan,ne seni takip eden,ne senin her işine çomak sokmaya çalışan kimse olmaz.Kendi halinle mutlu mesut yaşarsın ..




  • akrabalar akrepten daha beter. benimkiler de öyle. içlerinde bir tane iyi insan yok.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Burada akrabalardan şikayet edenler de birilerinin akrabası.

    Bu genellemeye göre onlar da birileri için şöyle böyle insanlar oluyorlar.

    Ya da şansa her sülaleden istisna olan çok iyi 1 insan bu foruma gelmiş aralarında muhabbet ediyorlar vay bee



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Akhunturk -- 20 Temmuz 2018; 6:37:8 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bizde de aynı hocam.Agabeyim Ergenekon davasinda gorevden alinip hayati mahfolunca hic biri aramaz sormaz oldu.

    Akraba falan hikaye.Bana gore insanin ailesi disinda kimse derdine ortak olmuyor daha da kostek oluyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Emin olun hayatınızda daha pek çok kez bu durumla karşılaşacaksınız. Zor, acı ama maalesef gerçek.

    Ben akrabalarımdan fazla hoşlanmam. O yüzden ilişkilerimi de lise yıllarımın sonunda, üniversite yıllarımın başında kopardım neredeyse hepsiyle. Şimdi büyük, isimli bir firmada güzel bir işim var. Bunun yanında ufaktan ufaktan anne-babamın da destek verdiği kendi şirketim var. Riske girdim ve kendi işimi kurmak istedim. Annemin babamın da iş hayatı çok başarılı geçmiş. Bu yüzden onların da ufak destekleriyle hem onlara emekliliklerinde biraz meşgale olsun diye bir iş kurduk küçük sermayeli. Başında onlar duruyor vakit öldürmek adına ama tüm yönetim kararlarında son söz benim. Buna saygı duyuyorlar. Ben de onların tecrübelerine saygı duyuyorum. Üstelik yaşım 28 daha. Başarılı da oldum şimdilik. Kısa vadeli hedeflerimi tutturdum. Önümde de çok yol var. Daha büyük hedeflerim var, planlarım var. Ama bunları ancak ben başarabilirim. Sizin de bu inanca sahip olmanız gerekli.

    Unutmayın koşulsuz şartsız bir tek anneniz sizin başarılı olmanızı ister, güçlü olmanızı diler. Bir tek anne evladından hiçbir karşılık beklemez. Bakın baba bile diyemiyorum. Sadece anne. Bunu hiç unutmayın ve her türlü planınızı buna göre yapın. Bir gün bir hata yaparsanız, teselliyi veya bu hatanın neden gerçekleştiğini asla başkasına danışmayın. Zayıf tarafınızı kimseye göstermeyin. Bırakın başkaları size ketum desinler. Ya hatanızı kendiniz bulun ya da size hatanızı gerçekten gösterecek tek kişiye gidin. Benimki tecrübe ile sabit, o yüzden anne kavramı üzerinde bu kadar durdum.

    Akraba konusuna gelirsek, insan doğası bu. Herkes kendi çocuğunun en iyi yerlere gelmesini ister. Haliyle akrabalarımızın da çocukları var. Siz bir şeyler başardığınızda kıskanır, başaramadığınızda ise üzülür numarası yapıp, içten içe sevinirler. Kan bağı denen şey bu noktada yetersiz kalıyor maalesef. Sırf aynı ailedensiniz diye asla onlardan hep size destek olmalarını veya öyle davranmalarını beklemeyin çünkü durum aslında çok daha karmaşıktır.

    Tip tip akraba vardır. Kimi sizin anlattığınız gibi kendi çocuğu pek bir şey başaramadı diye sizin yaptıklarınızı küçümser. Ya da yapamadıklarınızla alay eder. Kimisi de vardır, sizin başarınıza sevinir gibi görünür ama aslında ileriye yatırım yapıyordur. Kendi oğlunu, kızını sizin yanınıza vermeyi planlıyordur. Sizin yanınızda gibi görünürse ona maddi-manevi sahip çıkmanızı planlıyordur. Herkesin bir hesabı vardır kısaca. Kalabalık ailelerde bu çok daha karmaşık hale gelebilir.

    Tüm bunlara verilecek cevap sizde. Çünkü sizin başarınız ailedekilerin iki dudağı arasında değil. Çalışırsanız, hırslanırsanız başarırsınız. Hepsine de en güzel cevabı verirsiniz. Bu da tecrübe ile sabit.

    Kendimden kısa bir hikaye anlatayım. Sene 2009 Lise sondayım. Başarılı da bir öğrenci sayılırdım takdir falan alırdım ama asla sınıfın çalışkanı veya üniversite sınavında derece getirecek bir adam olmadım. Hala öyle mi bilmiyorum ama o zamanlar TM-MF-TS vardı. Ben MF (Matematik-Fen) çıkışlıydım. Üniversite sınavında da ortalama bir puan aldım. 45000 civarı bir sıralamadaydım. Annem de babam da ileri görüşlü insanlardır ve bana seçimlerim konusunda hiç baskı yapmadılar. Ama uyardılar. Üniversitenin adına değil, bölümüne doğru karar ver dediler. Dinlemedim. En büyük hatamdı. Özellikle annemin beni benden daha iyi tanıdığını da o günden sonra anladım. Bizim zamanımızda ortak alan vardı. MF-TM öğrencileri İşletme gibi bölümlere kendi alan puanlarından girebiliyorlardı. Annem bugünleri görecek olmuş ki, "oğlum sen ne kadar mf öğrencisi olsan da tarzın, kararların bu bölüme uygun değil, sen eline tornavida alıp adı her ne kadar mühendislik adı altında hesap kitap işi olsa bile bu tip işleri yapacak adam değilsin, gel ortak alandan işletme-iktisat benzeri bir bölüm seç" dedi. Aslında haklıydı. Küçüklükten beri iş adamı olabilmek, yönetim ve strateji alanlarında çalışmak hep güzel gelirdi bana. Bana hep büyüyünce ne olacaksın diye sorduklarında ben patron olacağım derdim :). Her ne kadar prestijli ve güzel meslek olsa da herhangi bir mühendislik ya da Fizik-Kimya-Biyoloji gibi teorik alan bölümleri benlik değildi. Ama lisede MF tercih etmiştim. Sadece ezberciliği sevmediğim için. O edebiyat, tarih bana hep boş gelirdi. Uzatmadan devam edeyim, dinlemedim annemi. Gidip en iyi özel üniversitelerden birinin Fizik bölümünü seçtim. Hem ortamı güzel olsun hem üniversite adı iyi olsun diye. Kimseye de yük olmadım, burslu girdim. Malum bu tip bölümlerin puanları düşük. Burslu girmek de kolaydı. İngilizce hazırlık kısmı için zaman kaybı diyemem asla ama üniversite 1. sınıfın 2. döneminde tak etti artık. Olmuyordu bir türlü. Derslerimi versem de, iyi sonuçlar alsam da ısınamıyordum bölüme bir türlü. Sıkkınlık, bıkkınlık, bezmişlik vardı daha ilk seneden üstümde. Üstelik yine çoğu notum 75-90 aralığındaydı. O tükenmişlikle tüm derslerimi geçiyor hem de başarılı bir şekilde geçiyor gibi görünmeme rağmen 2. dönemin ortalarında Mart gibi bıraktım bölümü. Önümde 3 ay vardı ve tekrar sınava girmek istediğime karar vermiştim. Olabilecekleri öngördüğümden ötürü sene başında tekrar üniversite sınavı için başvuru yapmıştım bile. Bu önümdeki 3 ayı ise hayatımda yok sayacaktım. Öyle de yaptım. Başka insanların 2-3 sene hazırlandıkları sınava 3 ayda onlardan daha iyi şekilde hazırlandım. Sonucunda da aynı kalitedeki belki de daha iyi bir özel üniversitenin İşletme bölümüne tam burslu girdim. Burada da annemin yönlendirmesi ile özel üniversite tercih ettim. Kısacası bu cümlenin özeti, iyi ki geç de olsa annemi dinlemişim olacaktı. Fakülte 2.si ve bölüm 1.si olarak mezun oldum. Bölüm başkanımızın tavsiyesini de dinledim bu esnada. İşletme'nin yüksek lisansı olmaz derdi hocam hep. MBA vs hikaye, işletmenin masterı piyasadır derdi. Onu da ekledim tavsiyeler listeme ve bir an önce iş hayatına atılıp yukarıda bahsettiğim şeyleri gerçekleştirdim.

    Bu, aslında karşıdan bakınca yapılmayacak bir şey değil. Yaparken zor geliyor, yıpranıyorsunuz da. Millet mezun olunca işsiz geziyor kolay değil de diyebilir insanlar. Fakat isterseniz yapabilirsiniz. İsterse herkes yapabilir. Ama asıl soru şu. Siz gerçekten istiyor musunuz ?

    Eğer gerçekten istiyorsanız size bir tek naçizane tavsiyem olabilir. Bir daha o yaşadığınız durumu yaşamamak için sıkı çalışın. Sadece çalışmak yetmez. Bir de karakter oturtmanız lazım. Tam da o yaşlarda oturtmanız lazım. Size bir şey söyleyecekleri zaman, acaba ne tepki verir diye düşündürtmeniz lazım. Kısacası fiziki olarak değil, deli dolu kavgacı biri olmak değil, karakterinizden çekinmesi lazım insanların. Ben bu genç adama bir şey dersem acaba o bana ne der demeleri lazım. Bunu prensibiniz haline getirin. Bunu başardığınızda inanın okulun da anlamı yok. Çünkü doğru, sağlam ama biraz da keskin bir karakteri olan insan kendini saydırır. Saydırdığı zaman da okul iyi olsun olmasın, dersler iyi olsun olmasın fark etmez. Karakter sağlam olursa, başarıya giden yolda en büyük adım atılmış olur zaten.

    @TheLordMan



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Siannis -- 20 Temmuz 2018; 8:13:56 >




  • Hayatın süregelen yaşanmışlıkları arasına bu tür manzaraları daha çok ekleyeceksiniz. Normal şeyler bunlar. Hemen hemen her ailede görülebilen tipik kıskançlık ya da ne bileyim çekememezlik durumlarıdır. İyi bir yerde olmanız istenmez, kötü bir durumda olmanız ise dedikodu kazanına girmenize sebep olur.

    Sana kendimden örnek vereyim. 4 yıllık bir fakülte kazandım. Neredeyse herkes ne yapacak bu bölüm okunur mu ? Biraz da haylazdım açıkcası. Bu çocuk okumaz diyip geziyorlardı. Sonuç ne biliyor musun ? Kariyer sahibi biri olarak şu anda ...(ismim) bey olarak karşılanıyorum.

    Özetle takma geçer bunlar, kendini geliştirmeye bak.
  • Ya millet kiskancliktan coluk cocuk olduruyor amk. Asiri cahil, kiskanc akrabalar hepimizin ortak sorunu. 6apacak hicbir sey yok. Edindigim tecrubeyle size tavsiyem kesinlikle karsilarinda susmayin. Sizde onlari laflarinizla gömün. Susani ezik saniyolar siz konusunca kiskancliklari dillerine vuramiyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İch hab keine lust kullanıcısına yanıt
    Ohaa hocam yaa



    babanız neden terk etti

    Babanızı buldunuz mu sonra



    Kimle yaşiyorsunuz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • liseden mezun oldugum sene tercih yapmadım. Bir sene daha hazırlandım. Dayılarım annemleri ya kazanamazsa diye fişeklediler. Onlara göre girip bi yerde çalışmam gerekiyormuş. Babam da maddi durumumuzu bok ettiği yetmezmiş gibi bana da üniversiteyi bırakıp çalışmam gerektiğini söylemişti. Bunun gibi daha neler neler. Bugün hiçbirinin yüzüne bakmıyorum ve daha mutluyum. Herşeye rağmen annem hiçbir zaman ne maddi ne manevi desteğini eksik etmedi ve bugun bilgisayar mühendisiyim. Yani diyeceğim o ki baban da olsa kötülüğünü düşünüyorsa sikkktirrr et !

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Kıskanmayan akraba olur mu hiç. Yarın öbür gün dayın der ki niye beni arayıp sormuyosun yeğenim. Bağların ufak ufak kopar. Uzaklaştıkça rahatlarsın. Hiç takma kafaya. Sen yoluna bak.
  • Eğer bi düşüm hepsi üzerime çıkar zıplar ama konuşmalarına bakınca ağada benim paşada benim içleri almıyor bir çok şeyi,
  • Sıkıntılı tip onlar

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 89101112
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.