Şimdi Ara

Sizi İçtenlikle Değiştiren, Hayata Karşı Olan Duygularınızı Etkileyen,Bir Eser Var Mı📓?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
4
Cevap
0
Favori
136
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Kuyucaklı Yusuf-Sabahattin Ali


    Annesi ve babasının eşkıyalar tarafından öldürülmesinin ardından Yusuf, Kaymakam Salahattin Bey tarafından evlatlık olarak alınır. Kaymakam Salahattin Bey’in karısı Şahinde bu “dağlı” yetimi evinde istemese de, Salahattin Bey ve kızları Muazzez kısa sürede Yusuf’u evin bir parçası olarak görmeye başlar.


    Sessiz, sakin ve içine kapalı bir çocuk olan Yusuf, haksızlığa ve ahlaksızlığa tahammül edemeyen bir karakter olarak yansıtılır. Bir gün Edremit kasabasının “serseri” gençlerinden Şakir’i Muazzez’e sarkıntılık ettiği için tartaklar ve kasabanın en zengin ailelerinden birine mensup olan Şakir bu durumu unutmaz.


    Yusuf, Şakir ve etrafındakilerin nasıl insanlar olduğunu, yaşadığı bir başka olayla daha iyi anlar. Başında durduğu zeytinliklere çalışmaya gelen Kübra ve annesi, perişan halde Şakir’in evinden kaçmıştır. Hikayenin ilerleyen noktalarında, Kübra’nın Şakir’in tecavüzüne uğradığı ortaya çıkar.


    Yusuf’tan intikam almaya çalışan Şakir, bunun için kapsamlı bir plan yapar. Babası Hilmi Bey, Salahattin Bey’i ciddi bir kumar borcuna sokup kızı Muazzez’i ister. Salahattin Bey’i bu durumdan kurtaran Yusuf olur, fakat bu parayı ödeyebilmek için arkadaşı Ali’den ciddi miktarda para alır ve karşılığında onun Muazzez ile evlenmesine izin verir.


    Ancak Muazzez’in gerçekten sevdiği tek kişi Yusuf’tur. Şakir’in bir düğün esnasında Ali’yi vurarak öldürmesi, Yusuf ile Muazzez’in ilişkisinin önünü açar ve ikili kimseye haber vermeden kaçıp başka bir köyde evlenir.


    Salahattin Bey’in ısrarlarıyla geri dönen Yusuf, hükümette katip olarak işe başlar ancak kısa süre sonra babasını kaybeder. Yeni atanan kaymakam, Yusuf’u vergi tahsildarı olarak görevlendirir ve Yusuf sık sık Edremit dışına çıkmaya, günlerce kasaba dışında kalmaya başlar.


    Bu arada, evdeki maddi durum da git gide kötüleşmektedir. Yiyecek bir şey bulmakta zorlanan Şahinde ve Muazzez, Şahinde’nin oyunları ile kasabada gezmelere, ziyaretlere gitmeye başlarlar. İçki içmeye ve bu partilerin “eğlencesi” haline gelmeye başlayan Muazzez’e takılan bilezikler ve yapılan yardımlar, ailenin maddi durumunu düzeltir, ama eve çok az ve çok yorgun halde gelen Yusuf da durumdan şüphelenmeye başlar.


    Sonunda, Muazzez’i kendi evinde böyle bir eğlence içinde basan Yusuf, etrafa tabancasıyla rastgele ateş açar, karısını alır ve Edremit’ten temelli olarak ayrılır. Ancak, karanlıkta sıkılan kurşunlardan bir tanesi Muazzez’e gelmiştir.


    Bu yaşam tarzından dolayı pişman olan ama annesinin baskıları nedeniyle bir türlü kurtulamayan Muazzez, Yusuf’un kollarında ölür. Karısını öldüğü yere gömen Yusuf, yeni bir hayata doğru yola çıkar.


    Kuyucaklı Yusuf Romanını Okuduktan Sonra Duygusal Açıdan Farklı Bir Kişiliğe Büründüm.Sıklık İle Yaptığım Hata Karşımdaki İnsanın Benim İle Aynı Olduğunu Düşünmem Olmuştur.Bu Fikir Nedeni İle Kendime Yakın Hissettiğim Kişiye;Güven,Umut,Sevgi,Karamsarlık Duygularını Kendi İstediğim Kadarını,Karşı Tarafta İster Düşüncesi İle Duygularımı Fazlası İle Belli Ediyordum,Kuyucaklı Yusuf Romanını Okuduktan Sonra,Beni Seven Kendisi Açılsın,Eğer Beni Sevmicek İse; Gittiği Kişi Benden Çok Sevicek İse Gitmekte Özgürdür,Yaklaşımına Büründüm.Umarım Bu Kitap Size,Hayata Olan Bakışınıza Bir Nebzede Olsa Yararı Dokunmuştur.


    Sizin İçin En Unutulmaz Eserler Hangisi;Okumak İçin Sabırsızlanıyorum.

    Sizi İçtenlikle Değiştiren, Hayata Karşı Olan Duygularınızı Etkileyen,Bir Eser Var Mı📓?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Sabahattin Ali yi severim, gerçekten muhteşem bir yazardır. Romanları bir kenara bırakırsak Cemil Meriç'in eserleri jurnaller ve bu ülke(tabiki diğer tüm kitaplarıda) muazzam eserlerdir. Cemil Meriç i anlatmak ve anlamak uzun yıllar alır. Eğer herkes ideolojilerini bir kenara bırakır ve tarafsız değerlendirme yaparsa entelektüel kişilik ve Türk sosyolojisi açısından tartışmasız ikinci bir kişi olmadan en büyük insanıdır.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tarkovski'nin Stanisław Lem'in 'Solaris' romanına dayanan aynı isimli filmi.


    Sekiz ya da dokuz defa seyrettiğim tek film. Beni değiştirdi mi... hayır, sanmıyorum. Verdiği his etkilemek veya değiştimek değil, belki de bu yüzden gençliğin ardından da seyredebiliyorum. Uyandırmak, aynaları karşlıklı tutmak, serbest düşüş verdiği hislere daha yakın.

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.