açık yüreklilikle söyleyeyim bu güne kadar izlediğim en kaliteli TÜRK YAPIMI filmdi. baştan sona mükemmel bir sürükleyiciliği var filmde çok ince moktalara değinilmiş.her yerden bi şeyler bulabiliyorsunuz. okul mafyası,bir komiserin hayatı,bir okulun müdürü,öğrencilik hayatı ve filmin konusu ÖSS. ÖSS sınavına giren öğrencilerin hayatını ve durumunu birebir anlatmış diyebiliriz film.çoğu sahnede gördüğümüz at yarışları ise inceden(hata kalından) dokunmuş ilgili yerlere. ÖSS başkanı olarak tahmin ettiğim kişinin ÖSS en iyi sistemdir demesi ise ilgili yerlere mesajı ulaştırmış yine filmde çoğu sahnede müzik kullanılıyor.dinlediğim kadarı ile göksel badem manga duman dikkat ettiklerim.müzikler bazen tam yerinde kullanılmış.mesela bademin sen ağlama şarkısı mert ile annesinin o ağlama sahnesine mükemmel uymuş.bir de havuz problemi şarkısı vardı o da gayet güzeldi. filmde farklı bir çekim tekniği kullanılmış sanırım.sahnelerin çoğunda özel görsel efektler vardı.bir anda geriye dönmeler geriyi hatırlamalar bir anda siyah beyaz ya da renkli olmalar hoş bir hava yaratmış. jan claude'nin performansı ise bildiğiniz gibi oldukça iyiydi.zaten filmde fazla görünmedi üç beş yerde konuştu o kadar ama karizması bile yetiyor diyebiliriz okan bayülgen ise seçilen rol için biçilmiş kaftan olmuş sanki.çok güzel oynamış kısa ama güzel olan rolünü en beğendiğim sahneler ise; kadir çöpdemirin önermeyi açıklama sahnesi:aslan kaplandır o zaman mertin annesi ile ağlama sahnesi. gizemin mertin annesinin kanser olduğunu öğrenme sahnesi şişko çocuğun(neydi adı) jan claude ile yarı inilizce yarı türkçe konuşma sahneleri(hi abi.) jan claude'nin uçaktan iniş sahnesi 69 rafet sahnesi. salon koptu bu sahnede ve bir sürü sahne filmin tek beğenmediğim yanı sonu idi.sonunu söyleyip hevesinizi kaçırmak istemem ama film hiç beklenmedik bi anda bitiyor ve bittiğinde ağzımdan elimde olmadan "hadi yaaa" nidası çıktı çünkü olacaklar daha merak ediliyordu.tamam az tahmin edebiliyorduk öyle bir şey olacağını ama son sahne gerçekleşince filmin hemen bitmesi pek hoş olmamış ama sanırım ayrı bir tat vermiş uzun lafın kısası film bugün kadar izlediğim en kaliteli TÜRK yapımı filmdi kim ne derse desin
Senin röntgen filmine gelince. Aslında filmin girişindeki kafatasındaki üç çatlak sahnesi oldukça profosyonel çekilmiş.hele ondan sonra gelen "ama ben 8 çatlak biliyordum" sahnesi ise izlediğim en başarılı sahneydi. kişiler rollerine çok iyi çalışmış.beyin beyinliğini beyincik beyincikliğini omurilik soğanı ise soğanlığını tam anlamıyla yerine getirmişler. yalnız hipofizin performansını beğenmedim.daha iyi olabilirdi. beynindeki nörünlar arası boşluğun fazla olmasından dolayı filmde biraz karelenmeler ve farklı efektler olmuş ve ayrı bir tat vermiş izleyiciye uzun lafın kısası doktormuyum len ben.gitsene doktora
quote:
Orjinalden alıntı: ned johnlansen
PHI bey gercekten cok guzel yorumlamissiniz tebrik ederim..
rica etsem benim rontgen filmimi de yorumlar misiniz ?
/>
doktor "kafatasinda 3 catlak, beyin hic yok.." seklinde yorumladi ama sinema anlayisi biraz kittir onun..
/>
sizin yorumunuzu da bilmek isterim..
Allahtan ümit kesilmezmiş
Fena değildi.Sonu pek olmamış.
quote:
Orjinalden alıntı: PHI
quote:
Orjinalden alıntı: ned johnlansen
PHI bey gercekten cok guzel yorumlamissiniz tebrik ederim..
rica etsem benim rontgen filmimi de yorumlar misiniz ?
/>
doktor "kafatasinda 3 catlak, beyin hic yok.." seklinde yorumladi ama sinema anlayisi biraz kittir onun..