Şimdi Ara

Sıcak bir temmuz akşamıydı...

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
10
Cevap
0
Favori
221
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Sıcak bir Temmuz akşamıydı. Susuzluktan dolayı çok bitkindim.Ama bulunduğum mekan bir şey içmem için elverişli değildi. Bakkalı örümcek ağları kaplamıştı.Mahalleye açılan büyük market, bakkalın gelirini azaltmış ve sonunda kepenklerini indirtmişti. 21 saattir bu bakkalda kapana kısılıydım, hemen çıkmam lazımdı.Etrafta dolaşırken bir ses duydum. Bu ses yakın zamanda borçtan ölen bakkalın tabutunun oradan geliyordu.Bakkalın yeni sahipleri tabutu yemek masası olarak kullanıyorlardı. Tabutun kapağını açtıklarında içeride cesede bağlanmış benim gibi rehin alınmış birisi vardı. Her yer karanlık olduğundan cebimde kalan 3 kibrit ile olanları seyrediyordum. Rehin alınmış kişiye sordum: Ne yapıyorsun burada?
    Uzun süre beklememe rağmen hiçbir cevap gelmemişti çünkü ağzını bağlamış olmalıydılar. Yarım metre uzaktaki anahtarlara erişebilseydim buradan kurtulabilirdim.Kaçış planları kurarken bir ses:Hey buraya bak,dedi. Bu ses ise plazma ekrandan geliyordu.Ses çok tanıdık gelmişti. Dikkatle dinlediğimde her akşam izlediğim dizinin açık olduğunu anladım. Gözlerini ayırmadan diziye odaklanıyorlardı. Peki kimdi bunlar?
    Yüzlerini ayırt etmeye çalışırken bir kişinin ayakta durup diğer rehineleri gözlediğini farkettim. Sonra bana baktı ve yanıma yürümeye başladı. Cebimdeki kibritlerden biri aniden tutuştu. Etraf birden aydınlandı ve ben de o korkunç sahneyi görmüş oldum. Sağ tarafımdaki ceset torbaları ilk farkettiğim şeyler olmuştu. Bana doğru gelen adam: "Korkma, seni kurtarmaya geldim." dedi.Hala bacağım yandığı için sadece "İMDAT!" diyebilmiştim."Bağırma yoksa plan suya düşer"diye fısıldayarak ayağımdaki kelepçeleri çözmeye koyuldu.Yanan bacağımı görmezden gelirken ateş kendi bacağına sıçramıştı.Gömleğini çıkararak ateşi söndürdü.Elindeki balyozu kelepçeye indirecekken bir el onu tuttu.Ellerin güzelmiş diyerek sırıttı ve kısa sürecek,endişelenme deyip beni teselli etti.İkinci denemede yine balyozu kaldırdı bu sefer başardı.Ayaklarım yürüyemeyeceğim kadar çok acıyordu.Bunun nedeni buraya gelmeden önce aldığım kas gevşetici ilaç olmalıydı.Yabancı"istersen sırtıma çık ben seni taşırım "dedi.Ama bir şart koşmuştu tabuttaki rehineyi kurtarmak.Onu kurtaramazdım hem çok tehlikeli hem de çok sıkıcıydı."Sıkıcı mıkıcı burdan kurtulmamın tek yolu bu" diye düşündüm.Tabuta doğru sürünmeye başladım.Süründükçe süründüm.Tam tabuta ulaşmışken tabutun boş olduğunu farkettim ve pat!!!

    Uyandığımda tabutun içindeydim ve tabut sallanıyordu."Asmak,kesmek,kelle uçurmak...." şarkısı eşliğinde halay çekiyorlardı.Kafalarında da içinde bulunduğum tabut vardı.Tabutun kapağını açtım ve şarkıya katılıp kafaüstü break dans yapmaya başladım.Dışardan sesleri duyan insanlar bakkalın önünde toplandılar.İçlerinden biri diğerlerine bakarak binaya molotof attı."Açıl kepenk açıl" diyince kepenk cevap verdi."Ray malifalitiko" ve açıldı.2 rekat şükür namazı kıldım.Ordan yuvarlanarak uzaklaştım.Saatteki hızımı ölçmek için Almanya'dan bilim adamı getirdiler. Her tarafıma garip aletler soktular.Aletlerini çıkarmaya çalıştım. Fakat sıkışmıştı ve çıkmıyordu.Herkes etrafıma toplanmıştı. Suratlarına kalas geçirip koşarak uzaklaştım umarsızcasına."Dur bacım gitme"diyerek arkamdan hayıflandılar. M4A1'lerini çıkarıp ateş etmeye başladılar.Birden yanıma bir kamyonet yanaştı.İçinden iki kişi çıktı.beni kolumdan tutup kamyonetin arkasına attılar...
    Uyandığımda soğuk ve loş bir odadaydım.Etrafımda ninja kaplumbağaların olduğunu farketmem fazla zaman almadı.Sanki ölene kadar cirit atacaklar gibi hiç durmuyorlardı. Dalgınlıklarından yararlanıp havalandırma deliğinden kaçmaya başladım."leavemealone" şifresi işe yaramadı hala peşimdeydiler.havalandırmanın içine yürüyen merdiven sistemi kurmuşlardı hemen düğmesine bastım. "sv_gravity" işe yaradı artık uçuyordum."Herkes pıçak alsın"diye bağırdım. Havalandırmada ilerllerken aşağıya baktığımda yeniçeri temalı bir oda gördüm. "The bomb has been planted." diyerek odaya atladım.Sis bombası atarken heyecanlanmıştım.Çıldırdım ve öldüm sandım. Duvarda oluşan boşluktan kendimi aşağıya attım.Boşluk karadelikmiş.sonra içeri doğru sürekli düştüm.
    Kendimi paralel evrende buldum.Hemen bir dik kenar çizdim.Bulunduğum yer sovyetler dönemindeki bir rehabilitasyon binasıydı. Asansörde adam tepiniyordu, bende onu hapsettim.Nükleer çalışmalarıma hız vermem gerekliydi.Şempanzelerle yaptığım deney işe yaramalıydı.Ancak adam kaçmıştı ve yeni bir karadelik açılmıştı.Kara kaşlım al yanaklım türküsünü patlatıverdim. Çünkü karadelik sadece bir pikosaniye açık kalmıştı.ben de 50 metre/pikosaniye hızla karadeliğe yetiştim.Karadeliğin tekerinden yakaladım ve egzosa basarak yukarı tırmandım. Karadelik aslında bir kamyonetti ve göstergelerini saniye yerine pikosaniye yazmışlardı.Gördüğüm ise bir hayalden ibaretmiş.Birden bir ıslaklık hissettim. Yağmur yağıyordu.Kafama düşen su damlaları bir çin işkencesi altında olduğumu gösteriyordu. Kafamı hareket ettirip damlayan sulardan içmeye başladım.Birden vücudumun yandığını hissettim. Ateşim çıkmıştı.Suyun zehirli olduğunu nasıl olmuştu da anlayamamıştım. Bağlı olan ellerimi çözmeyi başardım ve yerdeki cam parçasıyla önümdeki bekçinin boğazını kestim. Ses:"Bekçi yanılsama"dedi. Sesin de boğazını kestim.Frekanslarını avucumun içinde hissediyordum. Bunca yaşadığım acı bana sese hükmetme yeteneği vermişti.Ses imparatorluğu kuracak ve bütün sesleri kendime hizmetkar yapacaktım. İlk iş olarak beni kaçıranların beynine ses dalgaları göndererek onları etkisiz hale getirdim. Sesleri karargahtan yönetiyordum ve onlara hilal taktiğiyle saldırmalarını emrettim. İnsanların seslerini çalmak çok zevkli bir işti. Sesler bu zafere karşılık benden bir şey istediler. Boşluğun yok olmasını çünkü boşlukta ilerleyemiyorlardı.Boşluğu yenmek zor bir işti ama nasıl yapacağımı çok iyi biliyordum. Karşıya baktığımda korktuğum başıma geldi, fanusta kendini koruyan birisi vardı.Telekinezi yaparak adamı döndürdüm. Kazandığırdığım momentum sayesinde fanusu kırdım ve onun da sesini çaldım.Ama sesi o kadar kuvvetliydi ki bu,diğer ses yeteneklerimi kaybetmeme neden oldu. Benden neden kaçmaya çalıştığını şimdi anladım ama internetten öğrendiğim telekineziyle onu fanusun içinden çıkarıp sesini almayı başarmıştım. Şimdi sıra ilkokulda öğrendiğim en büyük hareketteydi:güç topu. Zaten iyi olan telekinezimle ses dalgalarını birleştirirsem bana karşı koyacak kimse kalmazdı. Tarih yine tekerrür etti ve uyandım. Evet benden daha güçlü, hızlı ve yenilmez bir şey vardı: ışık. Onu pıçaklamak suretiyle kestim. Lanet olası pıçaktan yansıdı. Işığı yenemezdim,o hem zeki hem de bencildi. Aklıma dahiyane bir fikir geldi: onu kara cisimin içine hapsetmek. Işık çağırdı"buraya gel". Geldim ve onu hapsettim fakat cisimden ışıma yaparak kaçtı. Işığın da dalga özelliği vardı sesin de demek ki ışığa aynı yöntemle hükmedebilirdim.Bunun içinışık hızına ulaşmam lazımdı bunun tek yolu da jüpiterin yörüngesine girip manyetik alan oluşturmaktı. Karadelik kamyonetim bunun için biçilmiş kaftandı.Göstergelerin belirli bir değeri göstermesi jüpitere ulaşabilmemin tek yoluydu fakat o değeri bilmiyordum.Çok güçlü bir roket ürettirip kendimi Alaska'dan fırlattırdım. Karadelik kamyonetimi de roketin arkasına zincirle bağladım.Bu sistemin çalışması için değil alaskadaki,bütün dünyadaki nükleer santrallerin çalışması gerekti.Hepsini çalıştırdım ve dünyayı da komyenetin yanına bağlayıp havalandım. Fakat güç aşırı geldi ve kendimi Andromeda galaksisinde buldum.
    Andromeda yolları taşlı türküsünü çığırdım. Cümle alem beni duydu. S567 yıldızının 3. gezegenine iniş yaptım. Burası doğup,üzerinde büyüdüğüm topraklara benziyordu. Tek farkı Şaypanın olmamasıydı.
    Herkes etrafımda toplanıp:utuppus dışı medeniyetten gelen yaratığa bakın!diye bağırıyordu.Onlara selam verdim ve yerel dili kullanarak:" Bana buranın reisini gösterin"dedim. Ortayaşlı biri geldi ve dediki: "Ben Loryopus. Buranın reyiziyim. Ne dediydin birader" dedi. Ben dünyadan geldim, dedim.ve benim ırkım üstün yeteneklerini kullanarak şaypa üretiyor siz de bunu yapabilecek akıl var mı dedim.Cebimden çıkardığım kırbaçla onlara vurmaya başladım ve:"Artık dünyanın ve benim mallarımsınız"dedim. "Ne diyon it" dediler ve kafama vurup zindana attılar. Orada paralax'lan tanıştım."hullo" dedim(utuppusca merhaba ).



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi GaripKuark -- 27 Temmuz 2013; 2:33:06 >







  • Olmamış

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Eskiden bu işin bir raconu vardı azizim. CSB yazdığını söylersen büyüsü bozulur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Capricia

    Olmamış

    madem öyle 2. partı hemen yayınlayayım zaten tutmayacak ama sen okur musun bari
  • CTRL + F = Zindan SUCCESS

  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ignite

    CTRL + F = Zindan SUCCESS


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Biz sizi ararız

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mücadelem

    quote:

    Orijinalden alıntı: Capricia

    Olmamış

    madem öyle 2. partı hemen yayınlayayım zaten tutmayacak ama sen okur musun bari

    Maalesef 2. Part ı da okudum :D

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • "Dur bacım
    gitme"diyerek arkamdan hayıflandılar.


    selam

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.