Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
önceki
|
Bildirim
Tanrıya tek bir soru sorma hakkınız olsa (2. sayfa)
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Campout Katlanır Lüx Sandalye, Dayanıklı Kamp Ekipmanları, Kamp Aksesuarları, Açık Hava Sporları, Doğa Sporları, Yürüyüş, Sırt Çantasıyla Seyahat : Amazon.com.tr: Spor ve Outdoor
https://www.amazon.com.tr/dp/B0B15LX2FN?ref_=ppx_hzsearch_conn_dt_b_fed_asin_title_1
2 sa. önce paylaşıldı
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az 
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
quote:
Orjinalden alıntı: C4
quote:
Orjinalden alıntı: Lacrima
yazılarınları okudum da, genelde sorudan çok istekler var.
ya konu başlığında sorulan istekler değil,
ben tanrıya ne sorardınız onu merak ediyorum.
misal;
kaldıramayacağın ağırlıkta taş yaratabilir misin ?
hayır, biz sormayız böyle şeyler. en azından ben sormam. var mı gereği böyle bir soruyu sormanın sana göre?
yukardaki soru , paradoksların nasıl çözüleceğine bakmak için sorulabilir
yazılanlarda çoğu kişinin aklıma soru gelmiyor demiş.
düşünün şimdi merak ettiğiniz her konuya net cevap verecek bi muhattap buluyosunuz.
bu durumda ne sorardınız ? yani en çok neyi merak ediyosunuz.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lacrima -- 10 Nisan 2006; 0:16:33 >
-
quote:
Orjinalden alıntı: Lacrima
yazılarınları okudum da, genelde sorudan çok istekler var.
ya konu başlığında sorulan istekler değil,
ben tanrıya ne sorardınız onu merak ediyorum.
misal;
kaldıramayacağın ağırlıkta taş yaratabilir misin ?
yani böyle bir imkanın olsa sen bunu mu sorardın?
insan nasıl bir cevap bekleyerek bu soruyu sorar ki? -
@Lacrima
Benim sorumu okuyabilmiş miydin? Ben bu dünyada olmasaydım değişen birşey olur muydu diye sık sık düşünürüm.
Kelebek etkisi bir gerçekse, acaba benim varlığım neleri etkiledi diye düşünürüm.
Aslında dediğim gibi benim aklıma bir sürü soru geliyor ama haddimi aşma korkusu var. İyisi mi o sorularım içimde kalsın.
Bu arada kaldırılmayacak taş yaratma durumu sanırım paradoks oluyor.
Kare biçiminde bir daire çizme durumu da var tabii
-
Asal sayıların genel formülünü sorabilirdim. Çok merak ediyorum.
-
quote:
Orjinalden alıntı: emell
quote:
Orjinalden alıntı: Lacrima
yazılarınları okudum da, genelde sorudan çok istekler var.
ya konu başlığında sorulan istekler değil,
ben tanrıya ne sorardınız onu merak ediyorum.
misal;
kaldıramayacağın ağırlıkta taş yaratabilir misin ?
yani böyle bir imkanın olsa sen bunu mu sorardın?
insan nasıl bir cevap bekleyerek bu soruyu sorar ki?
sorabilirim, merak ediyorum paradoks nasıl çözülecek.
hatta burada öğrendiğim taktikle tüm paradokslar çözer, dünyada efsane olurum.
@su*fi
sorunu görmüştüm, o da ilginç. mesela ben olmasaydım. herhalde pek bi değişiklik olmazdı. yani ben zaten olmadığımdan kimse yokluğumun farkında olmazdı.
ayrıca soru sorunca niye haddini aşmış olacaksın ki, tanrı zaten senin merak ettiğin soruları biliyodur.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lacrima -- 10 Nisan 2006; 0:33:50 >
-
quote:
Orjinalden alıntı: Lacrima
yukardaki soru , paradoksların nasıl çözüleceğine bakmak için sorulabilir
Allah'ın ilminde ve işinde paradoks olmazki çözümü olsun.
anlatılırki, iblis bir gün köşebaşını tutmuş gelene "bir şey sorabilirmiyim kafam karıştı da, acaba Allah deveyi küçültmeden yumurtayı da büyütmeden deveyi yumurtaya sokabilir mi?" diye sorarmış. sorulan da kafası karışarak gidermiş. birisi gelmiş, aynı soruyu buna da sormuş o da" ne bileyim kardeşim, onun işine aklım ermez, ben şimdi sana ne diyeyim, zamanı zamana, mekanı da mekana sokan, deveyi de yumurtaya bir şekilde sokar herhalde" demiş, iblis sinirlenerek köşebaşını terk etmiş
yani soru var öğrenmek içindir, soru var kafa karıştırmak içindir. şimdi Allah'a ne sorardınız derken, ben aklıma bir şey gelmiyor dedim, çünkü her şey anlatılmış açıklanmış. bunun haricinde benim aklıma sorabilecek bir şey gerçekten gelmedi.
-
quote:
Orjinalden alıntı: Lacrima
ayrıca soru sorunca niye, haddini niye aşmış olacaksın ki, tanrı zaten senin merak ettiğin soruları biliyodur. içinde tutmana gerek yok ki.
elbette içimizdekileri ve hatta içimizde olacakları bilen Allahtır.
soru sormakla bazen haddinizi aşarsınız ve karşılığında sorduğunuz kişilerden sert tepkiler alırsınız bence bu durum soru sorduğunuz merciyle aranızdaki bir durum yanılıyormuyum?
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi emell -- 10 Nisan 2006; 0:47:01 > -
bazan öyle adamlar yaşamıştır ki, halleri bazılarınca küfür olarak vasıflandırılmıştır.
ismini unuttuğum bir evliya birgün bir yerde dinlenirken bir tantanayla rahatsız olur ve bakar ki bir çok insan geliyor, yağmur duasında bulunuyorlar.
evliya zat sinirlenerek çıkıyor oradan," ey Allah'ım, yağmurun mu tükendi, rahmet hazinelerin mi bitti? ne uğraştırırsın bunları böyle? baksana hallerine, ver şunlara yağmuru da gitsinler şuradan, işlerine güçlerine baksınlar, baksana adamı nasıl rahatsız ediyorlar" der. hocalar hemen bunu yakalar, "ne diyorsun sen be adam" diye azarlarlar. birisi çıkar, "yahu tanımadınız mı felan zattır yapmayın" der. akabinde de yağmur yağar
-
@C4,
Ben de Rabia'nın hayatını okuduğumda zaman zaman tuhaf hislere kapıldım. Öylesine emin ki bazı şeylerin gerçekleşeceğine...
Onun kabir sorgusunu okumuştum bir yerde. (Biri rüyasında mı gördü yoksa bir rivayet midir sadece bilemiyorum) "Senin Rabbin kim?" sorusuna verdiği cevap ürpertmişti beni. "Gidin kendisine sorun, benim yıllardır iman ettiğim zat, benim kime iman ettiğimi hala bilmiyorsa..." mealinde bir cümleydi okuduğum.
Allah öyle güzel imanlar, yürekler nasip etsin...
Ya ne güzel dualarla geçiriyoruz bu mübarek geceyi...
Devam etsem silerler mi acaba?
Allah cümlemizin beraatini, biz öldükten sonra da amel defterlerimize salih ameller yazılmasını, hayırlı, mü'min evlatlar yetiştirmemizi, ele güne, evlatlarımıza dahi muhtaç olmayacak hayırlı bir ömür geçirmemizi, son nefesimizde kelimei şehadet, tevhit nasib etsin inşallah.
Amin.
-
quote:
Orjinalden alıntı: su*fi
Allah cümlemizin beraatini, biz öldükten sonra da amel defterlerimize salih ameller yazılmasını, hayırlı, mü'min evlatlar yetiştirmemizi, ele güne, evlatlarımıza dahi muhtaç olmayacak hayırlı bir ömür geçirmemizi, son nefesimizde kelimei şehadet, tevhit nasib etsin inşallah.
Amin.
amin inş. su*fi yüreğine sağlık..
Allah hayırlı şeyleri istememizi nasip etsin ve istediklerimizi hayra çevirsin..
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi emell -- 10 Nisan 2006; 1:05:56 > -
soracak bişey yok kendi, kanaatimce... hiç yoktan bize bunca nimeti bahşeden bir yaratıcının hikmetinden sual olunmaz diyorum 
-
quote:
Orjinalden alıntı: su*fi
Allah öyle güzel imanlar, yürekler nasip etsin...
Ya ne güzel dualarla geçiriyoruz bu mübarek geceyi...
Devam etsem silerler mi acaba?
Allah cümlemizin beraatini, biz öldükten sonra da amel defterlerimize salih ameller yazılmasını, hayırlı, mü'min evlatlar yetiştirmemizi, ele güne, evlatlarımıza dahi muhtaç olmayacak hayırlı bir ömür geçirmemizi, son nefesimizde kelimei şehadet, tevhit nasib etsin inşallah.
Amin.
lacrima ya teşekkür etmek lazım konuyu açtığı için, bak hayırlara vesile oldu. gerçi konusu arada kaynadı ama idare edecek artık
rabia, behlül, hasan basri gibi isimler tasavvufta "üns" olarak tabir edilen hale ulaşmış ve Allah ile hasbıhal edecek noktaya gelmişlerdir. tabi bunların hallerine ulaşamayıp bunları taklit edenler zarara uğramıştır o da ayrı mesele.
ünsiyet, kelime manasıyla alışma, kaynaşma anlamına gelir. yani derdin zorun tüm gayen Allah ise ve bazı eğitimlerden de geçmişsen öyle bir hal alırsın ki, Allah'ı bir Tanrı değil de bir arkadaş, bir dost, bir yaren gibi görürsün, onunla sohbet edersin. ama bu hali yakalamak imkansıza yakın zor iştir. çok kişi bu hali yakalamadan bu davayı güderek zındık olmuştur.
olayı en güzel şekliyle gazali ihya'sında üns bölümünde açıklar.
-
üns ve zındık olmak??
bana yabancı kavramlar.
Bunları açabilir misin C4, istersen p.m. at. -
quote:
Orjinalden alıntı: C4
olayı en güzel şekliyle gazali ihya'sında üns bölümünde açıklar.
biraz konu dışı olacak ama bu konuya bugünler de çok sık rastlıyorum gazali hakkında olumsuz düşünce içindekiler mi çoğaldı anlamadım..
eserlerinin islam tarihinde es kaza yer aldığını düşünenler ne derece haklı?
C4 eğer seni meşgul eden ve gereksiz bir konuysa cevap vermeyebilirsin senin bilgin vardır düşüncesi içinde soruyorum.. -
emell,
gazali hakkında atıp tutanlar gazali nin eserlerindeki tutarsızlıkları gözler önüne sermelidir ki böyle bir şey yok. gazali, son zamanlarında tasavvuf üzerine yoğunlaşmıştır. bu da bir çoğunu haliyle rahatsız eder. gazali'nin selçuklu veziri nizamül-mülk ile nasıl bir çalışma içerisine girerek islam alemini okullarla donattıkları, buralarda insanlara zahiri ve batıni ilimleri zamanın büyük alim, filozof ve bilim adamlarıyla elele vererek öğrettikleri bilinen şeyler. zaten bu miras selçukluyu selçuklu, osmalıyı osmanlı yapmıştır.
şimdi bu kişi hakkında atıp tutanlar ellerini vicdanlarına koysun ve söylesinler. gazali nerede yanlış yapmıştı? gazali, kendi devrinde de bir çoğu tarafından reddediliyordu. tasavvufi tabirlerini anlamayan ve kabul etmeyen alimler onu reddetmiştir. ama bu gazali'ye has bir şey değil. reddedilen sadece o değil. hüseyin hallac-ı mansur, muhyiddin arabi gibi derin mutasavvıflar da asıldılar. bu gün dahi tasavvufu reddeden ve tasavvufi düşüncelere sahip olanları yerden yere vuran alimler var. gazali'ye yüklenenler de bunlar zaten.
muhyiddin arabi şam'da asıldıktan sonra mezarı dahi işaretsiz bırakıldı. mezarını yavuz selim şam'ı fethettiğinde bulmuştur. şamı fethettiklerinde yavuzun has adamlarından büyük alim ahmed paşazade, yaklaşık 500 sene önce muhyiddin arabi'nin bir kitabı ile yavuza gelir ve der ki,
" bak 500 sene önce burada ne yazmış: sin, şına girince mim ortaya çıkar".
yavuz selim, "peki bundan ne anlamalıyız" diye sorar. ahmed paşazade,
"sin sensin, yani selim. şın şamdır, mim ise muhyiddin'dir. mezarını sen bulacaksın" der.
yavuz "tamam da nasıl bulacağım" der. o gece muhyiddin arabi rüyasında görünür ve mısır fethini müjdeler, sabah siyah bir ata binmesini, atın kendisini mezara getireceğini söyler. kendisine bir cami, medrese ve imarethane yapmasını ister. yavuz sabah siyah bir ata biner, atı başıboş bırakır, at gider kenar mahallerde mezdahin diye adlandırılan bir beldeye, orada ön ayağıyla yere vurur. kazılır ve mezar taşı çıkar. üzerinde arapça muhyiddin'in kabri yazmaktadır. hemen ortam temizlenir, cami medrese ve imarethane temelleri atılır.
bu zat dahi tekfir edilmiş ve asılmıştır ki kaldı ki gazali'ye yüklenilmesi normaldir.
gazali'nin eleştirildiği bir başka nokta, zayıf hadislere eserlerinde bolca yer verdiği, gereken özeni göstermediği şeklindedir. ama hadislerin zayıf oldukları da ispatlanamamaktadır.
-
quote:
lacrima ya teşekkür etmek lazım konuyu açtığı için, bak hayırlara vesile oldu. gerçi konusu arada kaynadı ama idare edecek artık
rica ederim C4. ne demek.
neyse sorulacak sorulara devam edelim;
tanrı olduğunu nasıl farkettin ? -
quote:
Orjinalden alıntı: C4
gazali'nin eleştirildiği bir başka nokta, zayıf hadislere eserlerinde bolca yer verdiği, gereken özeni göstermediği şeklindedir. ama hadislerin zayıf oldukları da ispatlanamamaktadır.
işte tam bu noktada eleştiriler ve seninde belirttiğin söylemler..
açıklamalar için teşekkürler.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi emell -- 10 Nisan 2006; 1:52:58 > -
quote:
Orjinalden alıntı: Lacrima
tanrı olduğunu nasıl farkettin ?
insanlığın görevidir bunu bilmek, doğru yolda olduğunuza eminmisiniz?
çünkü gideceği yeri bilmeyen için gidilecek bir yol dahi yoktur.. -
Tek bir soru hakkım olsa onu şöle kullanırdım!
Size bir soru sorabilirmiyim?
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
