Şimdi Ara

Türkler neden domuz eti yemiyor (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
905
Cevap
5
Favori
52.393
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: webbie


    quote:

    Orijinalden alıntı: lejyonerxx


    quote:

    Orijinalden alıntı: albati

    Arkadaşım asıl sen tekrar oku ya da ben sana alıntı yapayım:

    "Domuz eti yiyenlerde, kıskançlık hislerinin dumura uğradığı, namusunu kıskanmadığı tespit edilmiştir. Domuz yağı, E vitaminini birdenbire yok eder. İnsan, E vitamininden mahrum kalınca nesli söner, E vitamininin yokluğu sevgiyi, aşkı yok eder."

    Şöyle bir cümleyi hangi bilim açıklar? Nesli söner ne demek?
    Nasıl bir E vitaminiymiş bu , o zaman sevgisi azalan herkes gitsin E vitamini alsın sonra kırlarda elele koşalım, var mı böyle bişey?
    Nasıl bi alakasızlıkmış benimki anlayamadım, nerden yaklaşırsan yaklaş yazılanlar zırva.

    biyoloji kitabını aç bak E vitamini eksikliği kısırlığa neden olabilir yazıyor. yukarda nesli söner derken onu kastetmiş sanırım.
    tekrar ediyorum yukarda yazılanların doğru veya yanlış olduğunu bilmiyorum konuya yanlış yaklaşmışsın ben de onu belirttim.


    Arkadaşın avukatı değilim, ama uzattığınız konuda bence siz haksızsınız. Nesil sönmesi, yani kısırlık ile kıskançlık, aşk, sevgi, namus gibi kavramların alakası yoktur. Kısır olan bir insan aşık da olur, namuslu da olur, sevgi hissine de kıskançlık hissine de sahip olur.
    E vitamini desteği ile bir milleti namuslu ya da sevgi dolu yapmaz.

    ben daha ilk mesajımda alta not düşmüşüm yazılanların yanlış ya da doğru olduğunu bilmiyorum diye sanki savunuyormuşum gibi cevap yazmazsanız güzel olur.
    güzel üslubunuz için ayrıca teşekkürler



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi lejyonerxx -- 5 Kasım 2009; 3:00:48 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: albati

    Yazının üslubunu tam anlayamamışsınız.
    Yazıda kesin ifadeler var;
    Nesli söner
    çocuk düşürme hastalığı ortaya çıkar
    ölüme sebep olmaktadır.
    vs.
    vs.

    Hem bi yandan savunuyosun yazıyı, saçmalığını ortaya koyunca "doğru yanlış bilmiyorum" diyosun.
    Sen de haklısın, bi yandan domuz etinin haram olması bi yandan Harun yahya saçmalığı, çelişkiler yumağı.


    yazıyı savunduğum falan yok ilk mesajımı dikkatli okursan farkedersin.
    'doğru yanlış bilmiyorum' lafını daha ilk mesajımda yazmıştım alta not olarak yani sen bir şey ortaya koyduğun için geri adım atmış değilim.
    kesin üslup konusuna gelince... yine biyoloji kitabımızı açıp bakıyoruz
    A vitamini eksikliği gece körlüğüne neden olur.
    C vitamini eksikliği diş eti hastalıklarına neden olur. vs. vs.
    oradaki üslup kesinlik belirtmez, ortaya çıkabilecek durumu söyler.




  • "Biyoloji Kitabı" dediğiniz şey nedir? Herşeyden çok bunu merak ettim aslında.
    Ayrıca, domuz etinin E vitaminini eksilttiği ile ilgili de kaynak bu "Biyoloji Kitabı" mı?
    Domuz eti E vitaminini eksiltiyorken, diğer kırmızı et ürünleri eksiltmiyor mu? En azından bahsettiğiniz "Biyoloji Kitabı" bu konuda ne diyor?

    Ağız dalaşı yapmak için burada bulunuyormuş gibi bir haliniz var. Konunun ne olduğunu burada "Biyoloji Kitabı" açmamış insanlar bile anladı, ama siz inatla konunun ucundan tutup çekiştiriyorsunuz ve kelime oyunları yapmaya çalışıyorsunuz. Tartıştığımız konuya dönüp bir cevap verirseniz en azından tartışmaya faydanız olur.
  • Adam illa elim sende oynayacak, neyse ben yatıyorum iyi geceler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    "Biyoloji Kitabı" dediğiniz şey nedir? Herşeyden çok bunu merak ettim aslında.
    Ayrıca, domuz etinin E vitaminini eksilttiği ile ilgili de kaynak bu "Biyoloji Kitabı" mı?
    Domuz eti E vitaminini eksiltiyorken, diğer kırmızı et ürünleri eksiltmiyor mu? En azından bahsettiğiniz "Biyoloji Kitabı" bu konuda ne diyor?

    Ağız dalaşı yapmak için burada bulunuyormuş gibi bir haliniz var. Konunun ne olduğunu burada "Biyoloji Kitabı" açmamış insanlar bile anladı, ama siz inatla konunun ucundan tutup çekiştiriyorsunuz ve kelime oyunları yapmaya çalışıyorsunuz. Tartıştığımız konuya dönüp bir cevap verirseniz en azından tartışmaya faydanız olur.

    Bildiğiniz lise biyoloji kitabı canım başka ne olcak
    E vitamini ile ilgili söylediğim tek şey kısırlığa neden olur bu da bahsettiğim biyoloji kitabında yazar. diğer yazılanları ne zaman desteklemişim cidden merak etmeye başladım yazdığım mesajları tekrar tekrar okudum bulduğum şey şudur ki daha ilk mesajımda alta not düşmüşüm yazılanlara katılmıyorum konuya yaklaşım tarzınıza laf ediyorum diye.
    ağız dalaşı yapmaya çalışmıyorum desteklemediğim bir şeyi destekliyormuşum gibi cevap yazıyorsunuz ona cevap vermeye çalışıyorum sadece.
    asıl konu hakkında maalesef kesin bir bilgim yok şu şudur bu böyledir diyemem olsaydı yazardım merak etmeyin.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: albati

    Adam illa elim sende oynayacak, neyse ben yatıyorum iyi geceler.

    höh
    bana savunmadığım şeyleri savunuyormuşum gibi mesaj yazdınız ben de cevap verdim
    sanırım siz de ilk mesajıma baktınız ve 'aaa bu adam bunları savunmadığını daha en başından belirtmiş ne cevap yazayım şimdi' durumuna düştünüz.
    haklısınız en iyisi yatın size de iyi geceler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lurtz
    Domuz şeridi [tenya], mide ve barsak yolu ile kana geçerek, göz, beyin gibi önemli organlarda ağır hastalıklara, hatta ölüme sebep olmaktadır.

    Çiğ köfte ve suşi (yani çiğ et) yiyenlerde de bu sorunlar olabilmektedir. Sadece domuza özel bir durum değil.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Computeus

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lurtz
    Domuz şeridi [tenya], mide ve barsak yolu ile kana geçerek, göz, beyin gibi önemli organlarda ağır hastalıklara, hatta ölüme sebep olmaktadır.

    Çiğ köfte ve suşi (yani çiğ et) yiyenlerde de bu sorunlar olabilmektedir. Sadece domuza özel bir durum değil.


    Kaynağı malum saçmalık, yeterli sürede 70 derecede domuz etini ısıtmak dahi trişini öldürür! Kaynağı şudur-budur diyeceğimize Yemeklerimizi hijyenik ve doğru dürüst hazırlamayı öğrenelim!
    Oldsalt; ilginç görüşler ve sanırım Metalok 3 sayfada ilk defa ilgisini çeken görüşler buldu!
    .taneR; ben resmi ciddiye aldım! Sana çok ciddi tavsiyem vede ricam burada yazılanlara bakıp görüşlerini değiştirmemen ve onlardan vazgeçmemendir! Ayrıca lütfen resim koyma!




  • Noemmy, eski Türklerde domuzun diğer hayvanlara göre daha verimsiz olması yüzünden tercih edilmemesi göçebe yerleşik çatışması görüşünden daha mantıklı duruyor.
    3 sayfa boyunca bir ara konu tamamen domuza odaklanmıştı.
    Neyse yazıyı alıntılayan arkadaş bizi gene konunun özüne yönlendirdi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi metalok -- 5 Kasım 2009; 14:51:14 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: metalok

    Noemmy, eski Türklerde domuzun diğer hayvanlara göre daha verimsiz olması yüzünden tercih edilmemesi göçebe yerleşik çatışması görüşünden daha mantıklı duruyor.
    3. sayfa boyunda bir ara konu tamamen domuza odaklanmıştı.
    Neyse yazıyı alıntılayan arkadaş bizi gene konunun özüne yönlendirdi.

    Domuzun aynı ağırlıktaki bir koyundan kat kat daha kalori depo ettiğini duymuştum.Gerçek değil mi acaba?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DarMaNietz


    quote:

    Orijinalden alıntı: metalok

    Noemmy, eski Türklerde domuzun diğer hayvanlara göre daha verimsiz olması yüzünden tercih edilmemesi göçebe yerleşik çatışması görüşünden daha mantıklı duruyor.
    3. sayfa boyunda bir ara konu tamamen domuza odaklanmıştı.
    Neyse yazıyı alıntılayan arkadaş bizi gene konunun özüne yönlendirdi.

    Domuzun aynı ağırlıktaki bir koyundan kat kat daha kalori depo ettiğini duymuştum.Gerçek değil mi acaba?


    Eski Türklerin kalori hesabı yapabileceklerini sanmıyorum.
    Verilen emeğe karşı alınan et miktarı, süt miktarı, derisinin kullanım miktarı/şekli vs. konularında hesap yapabileceklerdir.
    Gerçekten domuz yetiştiriciliği bu konularda koyun, inek gibi hayvanların yetiştiriciliğinden daha verimsiz ise Türklerin tercih etmemesi çok olası görünüyor.
    Yazıda verilen değerler de zaten domuzun diğer hayvanlara oranla verimsiz olduğunu gösteriyor.




  • Biraz da kültür ve alışkanlık işi.. Çinliler nefes alan her canlıyı yiyorlar.. Kedi, köpek, timsah,vs.. Orta Asya türklerinde at eti makbul et.. Hatta fransada bile at eti geleneksel ve nadide et türü.. Damak zevki, göçebelik, daha iyi alternatiflerin olması, veya şamanizmden gelen bir tabu neden olmuş olabilir.. İslamiyet sonrasın ise tartışmaya gerek yok.. Haram kılınmış, belki zararlı diye belki imtihan amacıyla..
  • Merhaba arkadaslar. Beni tanimayanlar icin kisaca Almanya'da domuz ve sigir agirlikli calisan bir büyük hayvan kliniginde calisan veteriner hekim oldugumu söyleyerek söze baslamak istiyorum. Bugün bir arkadasimdan bir posta aldim. Asagida yazisini paylasacagim bir profesörün yazisini göndermis ve yorumlarimi merak etmis. Kisaca yaziyi ve nacizane yorumlarimi aynen sizinle de paylasacagim.

    quote:

    Domuz eti niçin haramdır?

    --------------------------------------------------------------------------------

    Bir şeyin helal veya haram olması, Allah'ın emrine tabidir. Allah bir şeye "helal" derse helal, "haram" derse haram olur. Yani din bir imtihandır, insanlara yapılan bir tekliftir.

    Cenab-ı Hak, cennete layık bir duruma getirmek için, insanları imtihana tabi tutuyor. Bu sebeple, bazı emir ve yasaklar koymuştur. Esas olan da bu emir ve yasaklara uymaktır.

    Bu prensiplerin gerek insanın şahsi hayatına, gerekse cemiyet hayatına pek çok faydaları vardır. Dolayısıyla bunlar, o emir ve yasağa daha şuurlu olarak riayet etmemizi sağlıyor.

    Dinimizin yasakladığı hususlardan birisi de, domuz etidir. Bu yasaklamanın, pek çok hikmeti vardır. Biz, burada sadece birkaçına işaret etmeğe çalışacağız.

    - Domuz eti çok yağlıdır. Yenildiği takdirde, bu yağ kana geçer. Böylece kan, yağ tanecikleriyle dolmuş olur. Kandaki bu fazla miktardaki yağ atar damarların sertleşmesine, tansiyon yükselmesine ve kalb infaktüsüne sebep olur.

    - Ayrıca, domuz yağı içerisinde "sutoksin" denilen zehirli maddeler mevcuttur. Vücuda giren bu zehirli maddelerin dışarı atılması için, lenf bezlerinin fazla çalışmaları icap eder. Bu durum, bilhassa çocuklarda lenf düğümlerinin iltihaplanması ve şişmesi şeklinde kendini gösterir. Hasta çocuğun boğaz bölgesi anormal bir şekilde şişerek, adeta domuza benzer. Bu sebeple, bu hastalığa "domuz hastalığı" (skrofuloz) adı verilir. Hastalığın ilerlemesi halinde, bütün lenf bezleri cerahatlenerek şişer. Ateş yükselir, ağrı başlar ve tehlikeli bir durum ortaya çıkar.

    - Domuz etinde bol miktarda bulunan sümüksü bağ dokusu, kükürt yönünden çok zengindir. Bu sayede, vücuda fazla miktarda kükürt alınmış olur. Bu fazlalıksa; kıkırdak, kas ve sinirlere oturarak eklemlerde iltihaplanma, kireçlenme ve bel fıtığı gibi çeşitli hastalıklara yol açar. Domuz eti devamlı yenirse, vücuttaki sert kıkırdak maddesinin yerini, domuzdan geçen sümüksü bağ dokusu alır. Bunun sonucu olarak, kıkırdak yumuşar; vücut ağırlığına tahammül edemeyerek altında ezilir. Böylece, eklemlerde bozulmalar meydana gelir. Domuz eti yiyenlerin elleri pelteleşir, yağ tabakaları teşekkül eder. Mesela yiyen kimse sporcuysa; yorgun, tembel ve az hareketli olur.

    - Domuzda, büyüme hormonu da çok fazladır. Doğduğu zaman birkaç yüz gram olan domuz yavrusu, altı ayda yüz kiloya erişir. Bu kadar süratli gelişme, büyüme hormonunun fazlalığı sebebiyledir. Domuz etiyle fazla miktarda alınan büyüme hormonu, vücutta doku şişliklerine ve iltihaplanmalara yol açar. Burun, çene, el ve ayak kemiklerinin anormal bir şekilde büyümesine ve vücudun yağlanmasına sebep olur. Büyüme hormonunun en etkili yönü, kanserin gelişmesine zemin hazırlamasıdır. Nitekim domuz kesim işiyle uğraşanlar, erkek domuzların belli bir yaştan sonra mutlaka kansere yakalandıklarını ifade ederler.

    - Domuz etinin ihtiva ettiği histamin ve imtidazol denilen maddeler, deride kaşıntı hissi uyandırır. Ekzama, dermatit, nörodermatit gibi iltihabi deri hastalıklarına zemin hazırlar. Bu maddeler ayrıca; kan çıbanı, apandisit, safra yolları hastalıkları, toplar damar iltihapları gibi hastalıklara yakalanma ihtimalini artırır. Bu sebeple doktorlar, kalp hastalarına kesinlikle domuz eti yememelerini tavsiye ederler.

    Alman hekimi Prof. Reckeweg, "Domuz Eti ve İnsan Sağlığı" adlı eserinde bir hatırasını şöyle anlatır:

    "Tedavi maksadıyla, bir çiftçi ailesinin biraz sapa yörede bulunan çiftliğine gitmiştim. Babada, müzmin antroz (dejeneratif eklem hastalığı) ve kalça eklemi iltihabı vardı. Ayrıca, karaciğerinden de rahatsız idi. Annenin, bacaklarında varis ve eziyet verici kaşıntısı olan ekzama vardı. Ailenin kızları ise, kalp yetmezliği ve romatizmadan şikayetçi idi. En sağlıklıları görünmesine rağmen oğulları da, anjin sonrası kalp yetmezliğinden ve kan çıbanından müşteki idi. Evin öbür kızı ise, müzmin bronşitten muzdarip idi. Oğullarından bir diğeri de, domuz kıllanması ve müzmin plörite yakalanmış olup, devamlı tekrar eden fistül ifrazatından şikayet etmekte idi.

    Yukarıda sakinlerin hastalıklarından uzun uzadıya bahsettiğim çiftlik içinde, muayene sırasında garip bir olaya şahit oldum. Ailenin arasında, iri cüsseli bir domuz hiç istifini bozmadan, aşağı doğru sarkan kalın bir ağaç dalına abanarak sırtını kaşıyordu.

    Hastalara, "Oradaki domuzu görüyor musunuz? Onun kaşınmasına ve iltihaplara yol açan maddeleri, etiyle beraber siz de yiyorsunuz. İşte bu maddeler, sizdeki hastalıkların yegane sebebidir" dedim. Yukarıda kendilerinden bahsettiğim, Kara Ormanlar havalisinde oturan benzeri çiftlik sahiplerinden verdiğim nasihati dinleyenler, domuz eti yemekten vazgeçerek hastalıklarının çoğundan kurtuldular. Şimdi o çiftliklerin etrafındaki otlaklarda, İslam ülkelerinde olduğu gibi küçük koyun sürüler yayılıyor."

    - Domuz eti ile insana bulaşan tehlikeli hastalıklardan birisi de, trişin hastalığıdır. Domuzlar bu hastalığı, trişinli fare yemek veya trişinli domuz
    eti ile beslenmekle alırlar. Fakat trişin, domuzlarda ağır bir hastalık yapmaz. Halbuki insanlarda, çok tehlikeli ve öldürücü bir hastalık meydana getirir.

    Domuz etiyle alınan trişin kurtçuklar, mide-barsak yoluyla kana geçer. Böylece de, bütün vücuda yayılırlar. Trişin kurtçukları özellikle çene, dil, boyun, yutak ve göğüs bölgelerindeki kas dokularına yerleşirler. Çiğneme, konuşma ve yutma adalelerinde felçler meydana getirirler. Yine kan damarlarında tıkanıklığa, menenjit ve beyin iltihabına sebep olurlar. Bazı ağır vakalar, ölümle sonuçlanır. Bu hastalığın en kötü tarafıysa, kesin bir tedavi şeklinin olmamasıdır.

    Trişin hastalığı, bilhassa Avrupa ülkelerinde yaygındır. Sıkı veteriner kontrolleri yapılmasına rağmen, İsveç, İngiltere ve Plonya'da trişin salgınları görülmektedir.

    Yurdumuzdaysa, yerli Hıristiyanların dışında hiç bir müslümanda trişin hastalığı görülmemiştir. Çünkü, ülkemizde Hıristiyanlar dışında kimse domuz eti yememektedir. İnsan ve hayvanlar, yedikleri gıdaların az-çok tesirinde kalırlar. Mesela kedi, köpek, aslan gibi et yiyen hayvanların yırtıcı; koyun, keçi, deve gibi ot ile beslenen hayvanlarınsa daha uysal ve yumuşak huylu oldukları malumdur.

    Bu durum, insanlar için de geçerlidir. Nebati gıdalarla beslenenlerin, genellikle halim-selim; et ve et ürünleriyle beslenen insanların ise daha sert mizaçlı oldukları tespit edilmiştir.

    - Domuz, dişisini kıskanmayan bir hayvandır. Domuz eti ile beslenen insanlarda, kıskançlık hissinin zayıfladığı veya dumura uğradığı gözlenmiştir.

    Fransız filozoflarından Savorin de beslenmenin mizaç üzerindeki bu tesirine çok önem vererek, "Bana ne yediğini söyle, senin ne olduğunu haber vereyim" demiştir.

    Yüce Rabbimiz, istifademiz için pek çok gıda yaratmıştır. Bunun yanında, bazı zararlı şeylerin yenilip içilmesini yasaklamıştır. Çünkü O, sonsuz şefkat ve merhamet sahibidir. Kullarına, taşıyamayacakları yükleri yüklememiştir. Emir ve yasakları, insanların rahatlıkla altından kalkabilecekleri şeylerdir.

    Acaba insan içki içmeyince, domuz eti yemeyince ne kaybeder?

    Bir makinenin mühendisi, o makinenin hangi şartlarda ve nasıl çalışacağını da belirtmiştir. Mesela kataloğunda, bir makinenin 220 voltta çalışabileceği yazıyor. Bizse, daha iyi çalışabileceğini düşünerek, 500 volta takmış olalım. Bir anda, makinenin ne hale geleceği malumdur...

    İşte insan vücudu da, Cenab-ı Hakk'ın yarattığı mükemmel bir motor ve harika bir makinedir. Bu makinenin en iyi nasıl çalışacağını da, elbette yapan bilecektir. Madem ki Allah'ımız domuz etini haram kılmıştır, öyleyse yememiz mahzurludur...

    Selahattin Salimoğlu ( Prof. Dr.)


    P - Domuz eti çok yağlıdır. Yenildiği takdirde, bu yağ kana geçer. Böylece kan, yağ tanecikleriyle dolmuş olur. Kandaki bu fazla miktardaki yağ atar damarların sertleşmesine, tansiyon yükselmesine ve kalb infaktüsüne sebep olur.

    Okudugumda bunu gözümde cok akut bir sok durumu canlandi. Bir kere düsün, sefim 65-70 kilo ve sadece domuz eti yiyor. 47-48 yasinda ve "domuz gibi" saglikli. Smile Diger Almanlari düsün, sahsen ben "sadece domuz eti yedigi icin" obez olan ve damarlari tikanmis, akut infarktüs yüzünden kalp krizi geciren insanlarin oraninda bir yükseklik görmedim. Bizim yusyuvarlak top gibi gezen, hamurisinden sismis teyzelerin ne farki var? Smile

    Gelelim isin bilimsel kismina. Etin bilimsel karsiligi kas dokudur. Kas doku icinde ihtiva edilen yaga baktigimiz zaman domuz eti yagli degildir. Yag, vücudugn belli kisimlarina yayilmistir, ancak etteki orani sigir etinden yer yer azdir. Vücuttan normal bir kesit aldigin zaman yagi etten ayrilmis, resmen beyaz olarak görürsün. Laboratuvar incelemelerinde de dedigim gibi sigir ya da koyun etinden fazla yag oranina sahip degildir domuz eti. (Tavuk hepsinden daha az yag ihtiva eder.) Kisacasi yagini yemezsin, olur biter. Sanki kuzu sis yedigin zaman araya yag gelmiyor...

    Ikincisi kanin yagla dolmasi böyle birden olacak birsey degildir. Sen de okumussundur cogu kez, kirmizi et tüketiminin ihtiva ettigi yag ve yüksek enerji itibariyle seneler icinde kalp-damar hastaliklarina neden olma riskini artirdigini. Domuzu bu yüzden yememek gerekiyorsa vejeteryan olmak icap eder...

    P - Ayrıca, domuz yağı içerisinde "sutoksin" denilen zehirli maddeler mevcuttur. Vücuda giren bu zehirli maddelerin dışarı atılması için, lenf bezlerinin fazla çalışmaları icap eder. Bu durum, bilhassa çocuklarda lenf düğümlerinin iltihaplanması ve şişmesi şeklinde kendini gösterir. Hasta çocuğun boğaz bölgesi anormal bir şekilde şişerek, adeta domuza benzer. Bu sebeple, bu hastalığa "domuz hastalığı" (skrofuloz) adı verilir. Hastalığın ilerlemesi halinde, bütün lenf bezleri cerahatlenerek şişer. Ateş yükselir, ağrı başlar ve tehlikeli bir durum ortaya çıkar.

    Su sutoksin denilen sey de beni öldürecek gercekten. Reckeweg denilen bir adamin sadece teorisine bagli olarak ortaya attigi ve nedense sadece domuzda bu toksinin bulundugunu söylemesiyle kalmis bir olay. Homotoksikoloji teorisi icinde gecen örnekten baska bir yerde görmedigim (Almanya'dan satin aldigim toksikoloji kitabim dahil) bu toksinle ilgili yaziyi sen de okuyabilirsin. Bu yazida adamin söyledigi seyi sadece sana aktarayim, ciddiye alip almamasi sana kalsin:

    Bei regelmäßigem Verzehr von Schweinefleisch ersetze Gewebe des Schweins allmählich menschliches Körpergewebe. „Das von Reckeweg vorhergesagte Ergebnis: Schweinefleischesser werden im Laufe der Zeit den Tieren ähnlich, die sie verspeisen.“

    Düzenli domuz eti tüketiminde domuz dokulari insan vücudu dokularindan üstün tutulur. / Reckeweg'in önceden söyledigi sonuc ise: Domuz eti tüketicisi zamanla tükettigi hayvanla benzerlikler gösterir.

    Domuza benzeyen yahut dokularinda domuz eti yedigi icin domuz etine benzer degisikliklerin gözlendigi hastalar görmedim, simdi de arastirdim, bilgi bulamadim.

    Skrofuloz'a gelince; bu hastaligin adi domuz hastaligi falan da degildir. Günümüzde neredeyse görülmeyen alerjik bir hastaliktir. Domuzun d'siyle de alakasi yoktur. (Bu hokkabazlarda cidden, affedersin "bok at, izi kalsin" stratejisi en yaygin kullanilan...)

    http://de.wikipedia.org/wiki/Skrofulose

    Bu yazida da okudugunda göreceksin ki hastalik önceden Tüberkülozla iliskili tutulmus, ancak günümüzde alerjiyle baglantilandirilmis. Sutoksinle degil.

    - Domuz etinde bol miktarda bulunan sümüksü bağ dokusu, kükürt yönünden çok zengindir. Bu sayede, vücuda fazla miktarda kükürt alınmış olur. Bu fazlalıksa; kıkırdak, kas ve sinirlere oturarak eklemlerde iltihaplanma, kireçlenme ve bel fıtığı gibi çeşitli hastalıklara yol açar. Domuz eti devamlı yenirse, vücuttaki sert kıkırdak maddesinin yerini, domuzdan geçen sümüksü bağ dokusu alır. Bunun sonucu olarak, kıkırdak yumuşar; vücut ağırlığına tahammül edemeyerek altında ezilir. Böylece, eklemlerde bozulmalar meydana gelir. Domuz eti yiyenlerin elleri pelteleşir, yağ tabakaları teşekkül eder. Mesela yiyen kimse sporcuysa; yorgun, tembel ve az hareketli olur.

    Buna birsey yazamiyorum artik. Sadece "arkadas fantastik roman yazmaya ne dersin?" diyebiliyorum... Cüs...

    - Domuzda, büyüme hormonu da çok fazladır. Doğduğu zaman birkaç yüz gram olan domuz yavrusu, altı ayda yüz kiloya erişir. Bu kadar süratli gelişme, büyüme hormonunun fazlalığı sebebiyledir. Domuz etiyle fazla miktarda alınan büyüme hormonu, vücutta doku şişliklerine ve iltihaplanmalara yol açar. Burun, çene, el ve ayak kemiklerinin anormal bir şekilde büyümesine ve vücudun yağlanmasına sebep olur. Büyüme hormonunun en etkili yönü, kanserin gelişmesine zemin hazırlamasıdır. Nitekim domuz kesim işiyle uğraşanlar, erkek domuzların belli bir yaştan sonra mutlaka kansere yakalandıklarını ifade ederler.

    Domuzun büyüme hormonu diger hayvanlara göre fazladir. Ancak bu onun dogal gelisimi icin gerekli olan seviyedir. Nasil ki bir filin büyüme hormonu ona göreyse, bir inegin de ona göre olacaktir. Domuzun da ona göredir. Bu büyüme hormonu da salinmaya devam ettigi sürece etkindir. Sirf büyüme hormonu yüksek diye büyümüyor hayvanlar, genetik yapilari buna izin verdigi icin büyüyorlar. Bu adam hayatinda hic domuz ciftligi ziyaret etmedigi icin bilmez, cesitli faktörlerle ufak kalan domuzcuklar olur. Onlarin da büyüme hormonlari yeterince salgilanmasina ragmen. 9 ay 10 gün gebelik süresi olan insan en fazla ortalama 3-4 kiloluk bir yavru dogurabilirken yine 9 ay 10 gün gebelik süresi olan bir inek 40 kilo dogum yapar. Insan 13-14 yasinda ergenlige erisirken inek 1. yasinda artik ergendir ve 2. yasinda ilk buzagisini dogurur. Sigir da yemememiz lazim o halde...

    Domuz 114 günlük gebelik süresinin ardindan 1,2 kilo olarak dogar. Kesim yasi 6 aylikken, yani 180 günlükkendir ve bu sürede 120 kilo agirliga ulasirlar. Bu ayni zamanda ergenliklerini de tamamladiklari yastir. 180 günlük yasta domuzlar ya kesime giderler, ya da genc domuzlar olarak tohuma ayrilirlar. Inek 1 yilda 400-450 kilo olur, tohumlanir, domuz 6 ayda 120 kilo olur tohumlanir. Arada fark göremiyorum ben...

    Kisacasi büyüme hormonunun kendi türü adina sigirinkinden bir fazlaligi ya da eksikligi yoktur. Hicbir domuz tüketicisinde de yukaridaki belirtiler yoktur...

    - Domuz etinin ihtiva ettiği histamin ve imtidazol denilen maddeler, deride kaşıntı hissi uyandırır. Ekzama, dermatit, nörodermatit gibi iltihabi deri hastalıklarına zemin hazırlar. Bu maddeler ayrıca; kan çıbanı, apandisit, safra yolları hastalıkları, toplar damar iltihapları gibi hastalıklara yakalanma ihtimalini artırır. Bu sebeple doktorlar, kalp hastalarına kesinlikle domuz eti yememelerini tavsiye ederler.

    Kalp hastalari icin doktorlar "kirmizi etten ve yagli yiyeceklerden uzak durulmasini" tavsiye ederler. Domuz etinden degil sadece...

    Arkadasimiz Alman Hekimi Reckeweg'in profesör olmadigini da bilmiyormus bu arada. Verdigi örnegi de ben bulamadim acikcasi. Diyecek söz bulamiyorum. Ben de bu türlü hikayeleri gercekten yasamis birinin adini kullanarak gayet rahat söyleyebilirim... Smile

    P - Domuz eti ile insana bulaşan tehlikeli hastalıklardan birisi de, trişin hastalığıdır. Domuzlar bu hastalığı, trişinli fare yemek veya trişinli domuz
    eti ile beslenmekle alırlar. Fakat trişin, domuzlarda ağır bir hastalık yapmaz. Halbuki insanlarda, çok tehlikeli ve öldürücü bir hastalık meydana getirir.

    - Trisin gibi sigirlarin da bircok paraziti vardir, Cysticercus bovis gibi; ete yerlesir. Sigirlar da domuzlar da yetistiricilikleri süresince parazit tedavisi görürler. Gerek koruyucu gerek tedavi amacli. Bu tedaviler de genelde eriskin formlara yöneliktir. 75 derece ve daha sicakta pisirildikten sonra enfekte ette bile sorun kalmamaktadir.

    Kisacasi parazit riski her ette vardir ve yetistiriciligi hijyenik sartlarda yapilmayan her hayvan türü saglik icin tehdittir. Yukarida yazildigi gibi 100 komplo teorisini ben sadece sigir ve koyunlarin sahip olduklari parazitlerle ilgili yazabilirim...

    Müslümanlarda trisin görülmez, ama bol miktarda tenya görülür. Bu parazitler yüzünden zayif kalan, hatta ölen insanlara rastlanmakta. Vejeteryanlarda bu da görülmez. Et yemezler zira.

    P - Domuz, dişisini kıskanmayan bir hayvandır. Domuz eti ile beslenen insanlarda, kıskançlık hissinin zayıfladığı veya dumura uğradığı gözlenmiştir.

    HAHAHHAHAHAHAHAH



    Ekleme: Ayrica bu kisi yazisinda sporcularla ilgili söyle demis:

    quote:

    Mesela yiyen kimse sporcuysa; yorgun, tembel ve az hareketli olur.


    Ben de diyorum ki: E be profesörcük, hic mi düsünmedin dünyada en cok domuz tüketen memleket olan Almanya dünyaca basarili yüzlerce sporcuya sahip...

    Selamliyorum seni. Öpüyorum yanaklarindan...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Serdar -- 29 Mart 2010; 0:30:35 >




  • Amann, vatandaşın kullandığı cigaranın filtresi bile domuz kanından imal edilmiş, kanserden korunması için, ve kalbinden hastalansa domuz kalbi takılacak, hala ay domuz kötü diyorlar buna inanamıyorum valla!
  • Başlığı "Mümlümanlar neden domuz eti yemiyor?" diye algılayanlar sağolsun, şu günde bile yüzümü güldürdünüz.

    neommy binbaşı olmuşsun hayırlı olsun
  • @Darkness;
    Öyle anlaşılması Allahın emri! Bende zevkle öyle anladım!
    Teşekkürler. Böyle birşeyin tebrik edildiğini bilmiyordum. Yarbay tebrikleri gördüm forumda gerçi! Konu dışı ve müzik bölümündeki tek konumdan puan alıp normal zamanından en az 4-5 ay önce oldum böyle birşey. Komik olan 4-5 senedir Foruma girmememin nedeni askeri rütbe olayına şiddetli allerjimdir, birde tebrik alıyorum üzerine!
  • Yine de tebrikler
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    @Darkness;
    Öyle anlaşılması Allahın emri! Bende zevkle öyle anladım!
    Teşekkürler. Böyle birşeyin tebrik edildiğini bilmiyordum. Yarbay tebrikleri gördüm forumda gerçi! Konu dışı ve müzik bölümündeki tek konumdan puan alıp normal zamanından en az 4-5 ay önce oldum böyle birşey. Komik olan 4-5 senedir Foruma girmememin nedeni askeri rütbe olayına şiddetli allerjimdir, birde tebrik alıyorum üzerine!


    Allah daha yüksek rütbeler nasip etsin inşallah dostum

     Türkler neden domuz eti yemiyor




  • @bulantı;
    Seni çok eğlendirmişe benziyorum! Teşekkürler!
  • @neommy,

    Ilgili kisi sanirim domuz etiyle ilgili kaynak sorgulama isini bende yapmaktan imtina edecektir. Zira en azindan domuz eti ve yetistiriciligi, hayvanin yasam sekli ve davranislariyla ilgili verecegim bilgiler dogmalarla yasaklanilanlarin tam aksini göstereceginden endiseye mahal verebilir badem biyiklilarda...

    Bu arada, ben de tesekkür ederim...
  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.