Bugün 3 Doktor İntihar Etti (4. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: NuTeRX

quote: Orijinalden alıntı: babasayfa Başkasının hayatında neler yaşadığını bilmeden boş konuşmayın. Ben maaş konusundan ve yaşam standartları konusundan bahsediyorum. Anlaşılan burası doktorlar konusu olmuş. Hemen tiribe giriyor bazılar. Her işin zorluğu var. Yiyemeyeceğin yemeğin önüne oturmayacaksın. Herkes okudu, okul bitirdi. Çalışma hayatında da var. Ülke olarak dipte olma sebebimiz bence herkesin kendi işini ilahlaştırması. Maaş karşılığı iş yapman seni işinin ilahı yapılmaz. Doktor kutsaldır, öğretmen kutsaldır, hakim kutsaldır, polis kutsaldır, vekil kutsal, bekçi kutsal, vali kutsal, mühendis kutsal, pilot kutsal vs tüm memuriyetler kutsal oluyor. Ama 1400 maaş alan işçi hiç kutsal olmuyor, nedense? Ülkenin yarısından fazlası asgari ücretle çalışmak zorunda. Asıl kutsal olan o insanlardır.

Söylemek istediğim sadece şu; madem öyle kolay bölümler seçsinler demişsin ya onu açıkladım. Zaten kolay bölümlere yöneliyorlar. Cildiye, fizik tedaviye tıpta uzmanlık sınavında 1. olan doktorlar gidiyor. Kardiyovasküler cerrahi, kadın doğum, genel cerrahiye ise barajı geçen doktorlar gidiyor veya gitmiyorlar bazen boş kalıyor. Dolayısıyla bugün yarın annemiz babamız hastalansa bypass yapacak kalp cerrahı bulamayabiliriz. Bazı büyük şehirlerin üniversite hastanelerinde bile bypass yapılmıyor şuan. Bu iş doktorları etkilediği kadar normal halkı da etkiliyor. İlerleyen yıllarda etkisi daha da belirgin olacak.

Peki bu kontenjanları yabancılar mı dolduruyor? Hayır. Yabancıların kontenjanları ayrıdır. Onlar çok daha düşük puanlarla yine cildiye ve fizik tedavi gibi bölümlere yerleşiyorlar. Yani açığı da onlarla kapatmış olmuyorsun. Onlar için açılan kardiyovasküler cerrahi, beyin cerrahi gibi bölümler yine boş kalıyor.

Kimsenin kutsal olduğunu vs. düşünmüyorum. Herkesin hakkını almasından yanayım. 6 sene tıp eğitimi + 4 sene uzmanlık eğitimi alıyor bu insanlar. Ben tusa çalışacağım diye ailemin yanımda duracağıma gittim başka şehirde tek başıma duruyorum çünkü dikkatim dağılıyor. Millet öğlene kadar derse girip sonrasında gezerken biz eve gelip harıl harıl ders çalışıyoruz. İntörnken 36 saat nöbet tutup gidebilirsek dershaneye gitmeye can atıyoruz. Bunlar hep emektir. Emeğin karşılığı her zaman verilmeli. Asgari ücretle çalışıyor dediğin adam büyük ihtimalle (istisnalar hariç) ders çalışacağına gezen adamdır. Onun eğitime harcadığı emekle benim harcadığım emeği bir tutamazsın.

quote:

Orijinalden alıntı: neutumn

quote: Orijinalden alıntı: NuTeRX quote: Orijinalden alıntı: babasayfa Başkasının hayatında neler yaşadığını bilmeden boş konuşmayın. Ben maaş konusundan ve yaşam standartları konusundan bahsediyorum. Anlaşılan burası doktorlar konusu olmuş. Hemen tiribe giriyor bazılar. Her işin zorluğu var. Yiyemeyeceğin yemeğin önüne oturmayacaksın. Herkes okudu, okul bitirdi. Çalışma hayatında da var. Ülke olarak dipte olma sebebimiz bence herkesin kendi işini ilahlaştırması. Maaş karşılığı iş yapman seni işinin ilahı yapılmaz. Doktor kutsaldır, öğretmen kutsaldır, hakim kutsaldır, polis kutsaldır, vekil kutsal, bekçi kutsal, vali kutsal, mühendis kutsal, pilot kutsal vs tüm memuriyetler kutsal oluyor. Ama 1400 maaş alan işçi hiç kutsal olmuyor, nedense? Ülkenin yarısından fazlası asgari ücretle çalışmak zorunda. Asıl kutsal olan o insanlardır. Söylemek istediğim sadece şu; madem öyle kolay bölümler seçsinler demişsin ya onu açıkladım. Zaten kolay bölümlere yöneliyorlar. Cildiye, fizik tedaviye tıpta uzmanlık sınavında 1. olan doktorlar gidiyor. Kardiyovasküler cerrahi, kadın doğum, genel cerrahiye ise barajı geçen doktorlar gidiyor veya gitmiyorlar bazen boş kalıyor. Dolayısıyla bugün yarın annemiz babamız hastalansa bypass yapacak kalp cerrahı bulamayabiliriz. Bazı büyük şehirlerin üniversite hastanelerinde bile bypass yapılmıyor şuan. Bu iş doktorları etkilediği kadar normal halkı da etkiliyor. İlerleyen yıllarda etkisi daha da belirgin olacak. Peki bu kontenjanları yabancılar mı dolduruyor? Hayır. Yabancıların kontenjanları ayrıdır. Onlar çok daha düşük puanlarla yine cildiye ve fizik tedavi gibi bölümlere yerleşiyorlar. Yani açığı da onlarla kapatmış olmuyorsun. Onlar için açılan kardiyovasküler cerrahi, beyin cerrahi gibi bölümler yine boş kalıyor. Kimsenin kutsal olduğunu vs. düşünmüyorum. Herkesin hakkını almasından yanayım. 6 sene tıp eğitimi + 4 sene uzmanlık eğitimi alıyor bu insanlar. Ben tusa çalışacağım diye ailemin yanımda duracağıma gittim başka şehirde tek başıma duruyorum çünkü dikkatim dağılıyor. Millet öğlene kadar derse girip sonrasında gezerken biz eve gelip harıl harıl ders çalışıyoruz. İntörnken 36 saat nöbet tutup gidebilirsek dershaneye gitmeye can atıyoruz. Bunlar hep emektir. Emeğin karşılığı her zaman verilmeli. Asgari ücretle çalışıyor dediğin adam büyük ihtimalle (istisnalar hariç) ders çalışacağına gezen adamdır. Onun eğitime harcadığı emekle benim harcadığım emeği bir tutamazsın.

Yazdıklarını okurken gözüm kanadı, üstelik kalın puntolarla yazmışsın. Konuda da bir üyeye "Türkçe öğrenmelisin" demişsin ama okurken birçok imla hatana ve anlatım bozukluğuna rastladım. Hiç önemli değil, burası dil bilgisi kurallarına göre tartışılan bir platform değil.



Gelelim meselemize, hiç kusura bakma arkadaşım ama o kadar emek verip asgari ücretle çalışan insandan farklı şekilde çok daha fazla paralar kazanmayı vizyonerlik olarak görüyorsan, hele de böyle bir meslekte, ağır olacak ama şu an kendini ciddi bir şekilde sorgulamalısın. Yukarıda bir metin yazmıştım, tam olarak seni de tanımlayan cümleler bulunuyor, okumanı öneririm.



Derslere çalışmak ve doktor, avukat, mühendis olmak bir hayat felsefesi değildir. Birileri, ders çalışmayıp gezip tozarken sen evden çıkmayıp derse gömüldün ve sonunda asgari ücretle çalışandan birkaç kat daha fazla kazanıp daha fazla saygınlık görme niyetinde oldun; bu durumda seni doktor olarak görmem çok zorlaşır.



Bir kere etik düşünceler içinde değilsin, emekten bahsedip asgari ücretle çalışan insanları ders çalışmakla tartıyorsun, tamamen çalışma şartlarının daha iyi olmasını umuyor ve onca yılın emeğinin cebine dolmasını istiyorsun. Doktorluğu, emek sonunda elde edilmiş bir kazanç olarak görüyorsun, bu mesleği metalaştırmışsın.



Sevmediğin bir meslekte, çalışma şartlarının verilen onca emeği karşılamadığını belirtiyorsun ama çok önemli bir kıstası atlıyorsun. Doktorluk, para ve statü tekkesi değildir, cesarettir, elini taşın altına koymaktır, bir tebessüm yaşatmaktır, insanlığı taşımaktır. Ay sonunda cebine girecek maaşı bekleyen birinden tıp alanında bir çalışma yapmasını ve mesleğine aşık olmasını bekleyemezsin.



O kadar emeği, sevdiğin bir alanda harcasaydın gene çok kazanacaktın ama bunun önemi olmayacaktı çünkü sevdiğin işi yapıyorsun ama sevmediğin bir işte kazanç çok önemli oluyor zira istemediğin bir emeğin işe yaramasını şart koşmuşsun.

quote:

Orijinalden alıntı: NuTeRX

quote: Orijinalden alıntı: neutumn quote: Orijinalden alıntı: NuTeRX quote: Orijinalden alıntı: babasayfa Başkasının hayatında neler yaşadığını bilmeden boş konuşmayın. Ben maaş konusundan ve yaşam standartları konusundan bahsediyorum. Anlaşılan burası doktorlar konusu olmuş. Hemen tiribe giriyor bazılar. Her işin zorluğu var. Yiyemeyeceğin yemeğin önüne oturmayacaksın. Herkes okudu, okul bitirdi. Çalışma hayatında da var. Ülke olarak dipte olma sebebimiz bence herkesin kendi işini ilahlaştırması. Maaş karşılığı iş yapman seni işinin ilahı yapılmaz. Doktor kutsaldır, öğretmen kutsaldır, hakim kutsaldır, polis kutsaldır, vekil kutsal, bekçi kutsal, vali kutsal, mühendis kutsal, pilot kutsal vs tüm memuriyetler kutsal oluyor. Ama 1400 maaş alan işçi hiç kutsal olmuyor, nedense? Ülkenin yarısından fazlası asgari ücretle çalışmak zorunda. Asıl kutsal olan o insanlardır. Söylemek istediğim sadece şu; madem öyle kolay bölümler seçsinler demişsin ya onu açıkladım. Zaten kolay bölümlere yöneliyorlar. Cildiye, fizik tedaviye tıpta uzmanlık sınavında 1. olan doktorlar gidiyor. Kardiyovasküler cerrahi, kadın doğum, genel cerrahiye ise barajı geçen doktorlar gidiyor veya gitmiyorlar bazen boş kalıyor. Dolayısıyla bugün yarın annemiz babamız hastalansa bypass yapacak kalp cerrahı bulamayabiliriz. Bazı büyük şehirlerin üniversite hastanelerinde bile bypass yapılmıyor şuan. Bu iş doktorları etkilediği kadar normal halkı da etkiliyor. İlerleyen yıllarda etkisi daha da belirgin olacak. Peki bu kontenjanları yabancılar mı dolduruyor? Hayır. Yabancıların kontenjanları ayrıdır. Onlar çok daha düşük puanlarla yine cildiye ve fizik tedavi gibi bölümlere yerleşiyorlar. Yani açığı da onlarla kapatmış olmuyorsun. Onlar için açılan kardiyovasküler cerrahi, beyin cerrahi gibi bölümler yine boş kalıyor. Kimsenin kutsal olduğunu vs. düşünmüyorum. Herkesin hakkını almasından yanayım. 6 sene tıp eğitimi + 4 sene uzmanlık eğitimi alıyor bu insanlar. Ben tusa çalışacağım diye ailemin yanımda duracağıma gittim başka şehirde tek başıma duruyorum çünkü dikkatim dağılıyor. Millet öğlene kadar derse girip sonrasında gezerken biz eve gelip harıl harıl ders çalışıyoruz. İntörnken 36 saat nöbet tutup gidebilirsek dershaneye gitmeye can atıyoruz. Bunlar hep emektir. Emeğin karşılığı her zaman verilmeli. Asgari ücretle çalışıyor dediğin adam büyük ihtimalle (istisnalar hariç) ders çalışacağına gezen adamdır. Onun eğitime harcadığı emekle benim harcadığım emeği bir tutamazsın. Yazdıklarını okurken gözüm kanadı, üstelik kalın puntolarla yazmışsın. Konuda da bir üyeye "Türkçe öğrenmelisin" demişsin ama okurken birçok imla hatana ve anlatım bozukluğuna rastladım. Hiç önemli değil, burası dil bilgisi kurallarına göre tartışılan bir platform değil. Gelelim meselemize, hiç kusura bakma arkadaşım ama o kadar emek verip asgari ücretle çalışan insandan farklı şekilde çok daha fazla paralar kazanmayı vizyonerlik olarak görüyorsan, hele de böyle bir meslekte, ağır olacak ama şu an kendini ciddi bir şekilde sorgulamalısın. Yukarıda bir metin yazmıştım, tam olarak seni de tanımlayan cümleler bulunuyor, okumanı öneririm. Derslere çalışmak ve doktor, avukat, mühendis olmak bir hayat felsefesi değildir. Birileri, ders çalışmayıp gezip tozarken sen evden çıkmayıp derse gömüldün ve sonunda asgari ücretle çalışandan birkaç kat daha fazla kazanıp daha fazla saygınlık görme niyetinde oldun; bu durumda seni doktor olarak görmem çok zorlaşır. Bir kere etik düşünceler içinde değilsin, emekten bahsedip asgari ücretle çalışan insanları ders çalışmakla tartıyorsun, tamamen çalışma şartlarının daha iyi olmasını umuyor ve onca yılın emeğinin cebine dolmasını istiyorsun. Doktorluğu, emek sonunda elde edilmiş bir kazanç olarak görüyorsun, bu mesleği metalaştırmışsın. Sevmediğin bir meslekte, çalışma şartlarının verilen onca emeği karşılamadığını belirtiyorsun ama çok önemli bir kıstası atlıyorsun. Doktorluk, para ve statü tekkesi değildir, cesarettir, elini taşın altına koymaktır, bir tebessüm yaşatmaktır, insanlığı taşımaktır. Ay sonunda cebine girecek maaşı bekleyen birinden tıp alanında bir çalışma yapmasını ve mesleğine aşık olmasını bekleyemezsin. O kadar emeği, sevdiğin bir alanda harcasaydın gene çok kazanacaktın ama bunun önemi olmayacaktı çünkü sevdiğin işi yapıyorsun ama sevmediğin bir işte kazanç çok önemli oluyor zira istemediğin bir emeğin işe yaramasını şart koşmuşsun.

Türkçe öğren derken demek istediğim yazım kuralları değildi. Ufak, tefek hatalardan dolayı burda tartışacak değilim. Bir şey söyledi ve yanlış olduğunu anlatınca lafı değiştirmeye çalıştı.



Kutsal meslek vs. gibi konuları aştığımızı düşünüyordum. Sonuçta hepimiz insanız. Yaptığımız işler ve düşüncelerimiz de insani. Azıcık psikoloji biliyorsak ne anlama geldiği açıktır.



Asgari ücretle çalışanı ders çalışmakla tartmak ile etiğin ne alakası var? Adam bazı konularda odaklanıp emek harcamamış (istisnalar hariç) ve sonuç olarak vasıfsız eleman olmuş. Bu bir tercihtir, saygı duyarım.



Asgari ücretliden fazla almayı vizyonerlik olarak görmüyorum. Hakkım olarak görüyorum. İşin vizyonla vs. bir alakası yok. Derdimiz de vizyon değil. Emek var ortada karşılığını istiyorum.


Senden ricam bir gün git 24 saat acilde dur. Gelen giden hasta yakınları seninle hiç alakası olmayan sebepten sana saldırsın, herkes sana nefret kussun. Yemek yiyeme, tuvalete gideme. Sonra gel konuşuruz, insanlara yardım etmenin kutsallığını. Durumu bilmediğin için kavrayamıyorsun.

quote:

Senden ricam bir gün git 24 saat acilde dur. Gelen giden hasta yakınları seninle hiç alakası olmayan sebepten sana saldırsın, herkes sana nefret kussun. Yemek yiyeme, tuvalete gideme. Sonra gel konuşuruz, insanlara yardım etmenin kutsallığını. Durumu bilmediğin için kavrayamıyorsun.

quote:

Orijinalden alıntı: mutalvarol

insaatta calisan ozel sektorde calisan kisiler ne yapsin gunluk 40 tl ye millet calisiyor hayata tutunmaya calisiyor turkiyedeki sartlar zor bunu kabul ediyoruz doktorlarin imkanlari cok fazla ben bu intiharlari mobbong calisma saatleri ilgisi yok tamamen inanc eksikligi Allah korkusu olan intihar etmenin kesinlkkle cehennemlik oldugu bilip yasalardi bugum bu duruma gelmezlerdi allah affetsin kimse bu dunyaya zevk iicn sefa icerisinde yasamasi icin gelmedi dunya imtihan dunyasi Ey müminler!)Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenlerin benzeri sizin de başınıza gelmeden cennet’e gireceğinizi mi sandınız?! Onlara yoksulluk ve sıkıntı öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki nihâyet peygamber ve beraberindeki müminler, “Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?” demişlerdi. İyi bilin ki, Allah’ın yardımı yakındır.” (Bakara, 2/214)

quote:

Orijinalden alıntı: mutalvarol

insaatta calisan ozel sektorde calisan kisiler ne yapsin gunluk 40 tl ye millet calisiyor hayata tutunmaya calisiyor turkiyedeki sartlar zor bunu kabul ediyoruz doktorlarin imkanlari cok fazla ben bu intiharlari mobbong calisma saatleri ilgisi yok tamamen inanc eksikligi Allah korkusu olan intihar etmenin kesinlkkle cehennemlik oldugu bilip yasalardi bugum bu duruma gelmezlerdi allah affetsin kimse bu dunyaya zevk iicn sefa icerisinde yasamasi icin gelmedi dunya imtihan dunyasi Ey müminler!)Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenlerin benzeri sizin de başınıza gelmeden cennet’e gireceğinizi mi sandınız?! Onlara yoksulluk ve sıkıntı öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki nihâyet peygamber ve beraberindeki müminler, “Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?” demişlerdi. İyi bilin ki, Allah’ın yardımı yakındır.” (Bakara, 2/214)