Şimdi Ara

Madde bilinçli midir, Farkındalığı var mıdır,bilinçli seçimler yapmış mıdır? (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
69
Cevap
0
Favori
2.388
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kutbulmus

    Merhaba arkadaşlar, sizlere bir sorum var, atomları oluşturan elektron, proton ve nötronlar hatta onları oluşturan kuarklar bilinçli olabilirler mi,dolayısıyla bilinçli iseler muhtemelen bir yerden bir yere gidebilme yetisi de olacaktır, madde enerjiden ibaret olduğu için enerji bilinçli ise onlarda mı bilinçli oluyorlar, ben bilinçli olduklarını düşünüyorum, çünkü bilinçsiz olsalardı hayatın oluşması sırasında her biri kendi pozisyonlarını nasıl alacaktı? Eğer madde bilinçli değilse dünyadaki sistematik düzenin kurulabilmesi için maddeye güç yetirebilme yetisi olan başka güçlerin olması gerekir, dolayısıyla maddeye güç yetirebilen başka güçlerin olması münasebetiyle bazı yerlerde "bir büyü" bir "harikuladelik" var.

    Forumdaki bir arkadaşımız kuantum fiziği üzerine çalışan laboratuvarlarda atom altı parçacıklarının nasıl inisiyatif alıp fizik kurallarını çiğnediğini şöyle anlatıyor:

    Bugün kuantum üzerine çalışan her labaratuvarda , hergün fizik ötesi mucize yaşanıyor.Atom altı bir parçacığın hem sağa hem sola gittiği , hem sağa hem sola döndüğü , hem var olup hem yok olduğu , hem heryerde hem de hiçbir yerde olduğu , her gün gözlemleniyor.

    Bu konu aşağıdaki linkde de konuşuluyor:

    http://www.felsefe.net/genel-tartisma-alani/75701-madde-bilincli-midir.html#post141945

    Sorunu yeni gördüm ancak sana sormam gereken bir soru var, bilinci açıklayabilir misin? Bilinç hakkındaki görüşlerini merak ediyorum :)
    Bilincin "farkındalık" olduğunu düşünüyorsan buyur:
    http://www.evrimagaci.org/makale/46



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-01F00DCFE -- 21 Haziran 2016; 0:01:49 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gokhankocmarli

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kutbulmus

    Merhaba arkadaşlar, sizlere bir sorum var, atomları oluşturan elektron, proton ve nötronlar hatta onları oluşturan kuarklar bilinçli olabilirler mi,dolayısıyla bilinçli iseler muhtemelen bir yerden bir yere gidebilme yetisi de olacaktır, madde enerjiden ibaret olduğu için enerji bilinçli ise onlarda mı bilinçli oluyorlar, ben bilinçli olduklarını düşünüyorum, çünkü bilinçsiz olsalardı hayatın oluşması sırasında her biri kendi pozisyonlarını nasıl alacaktı? Eğer madde bilinçli değilse dünyadaki sistematik düzenin kurulabilmesi için maddeye güç yetirebilme yetisi olan başka güçlerin olması gerekir, dolayısıyla maddeye güç yetirebilen başka güçlerin olması münasebetiyle bazı yerlerde "bir büyü" bir "harikuladelik" var.

    Forumdaki bir arkadaşımız kuantum fiziği üzerine çalışan laboratuvarlarda atom altı parçacıklarının nasıl inisiyatif alıp fizik kurallarını çiğnediğini şöyle anlatıyor:

    Bugün kuantum üzerine çalışan her labaratuvarda , hergün fizik ötesi mucize yaşanıyor.Atom altı bir parçacığın hem sağa hem sola gittiği , hem sağa hem sola döndüğü , hem var olup hem yok olduğu , hem heryerde hem de hiçbir yerde olduğu , her gün gözlemleniyor.

    Bu konu aşağıdaki linkde de konuşuluyor:

    http://www.felsefe.net/genel-tartisma-alani/75701-madde-bilincli-midir.html#post141945

    Sorunu yeni gördüm ancak sana sormam gereken bir soru var, bilinci açıklayabilir misin? Bilinç hakkındaki görüşlerini merak ediyorum :)
    Bilincin "farkındalık" olduğunu düşünüyorsan buyur:
    http://www.evrimagaci.org/makale/46

    Hocam verdiğiniz yazıyı okudum, anladığım kadarı ile daha çok canlılardaki bilinç üzerinde duruyorlar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Efsue

    madde kesin bir saklanmisliga sahip, kisisel kanaatim maddenin makro bilince mikro bilincsislige sahip oldugudur

    Maddenin kesin bir saklanmışlığa sahip olduğunu belirttiniz, gerçekten maddedeki bu gizem hayatın en-ilk başındaki canlının niteliği-gücü hakkındaki büyüyü ve harikuladeliği büyütüyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Efsue

    Kisisel kanaatim maddenin makro bilince mikro bilincsislige sahip oldugudur

    Hocam yukarıdaki ifadenizi biraz daha açıklayabilir misiniz?
  • Hocam bu yazıyı göndsrdim çünkü arada bağlantı kurmanızı istedim.

    Asıl konuya gelicek olursak, "bilinç" insanın uydurduğu bir saçmalık. Bilinç ile içgüdüyü anlatmak isteriz normalde. Yazıda da bahsedldiği gibi yaptığımız her şey içgüdüdür. Ve bütün canlıların iç güdüleri vardır.

    Burdan iki sonuç çıkarabiliriz:

    a) Eğer içgüdüyü doğal hareketler olarak düşünürsek, evet maddelerin kendi içgüdüleri vardır. Ancak bu içgüdü değişemez. Eğer proton, elektronları çekiyorsa bunun sebebi protonun davranışıdır ve bir gün bunu tersine çeviremez. İçgüdü veya bilinç farkındalık değildir.

    b) Eğer içgüdüyü farkındalık(!) olarak görüyorsak, ki bunun içgüdü ile alakası sıfır çünkü farkındalık diye bir şey yoktur, maddelerin farkındalığı(!) yoktur.

    Bu birazcık dogmatik (b) düşünce ile yeniliğe açık bilimsel düşünce (a) arasındaki farkla alakalı. İstediğinize inanabilirsiniz, inanmak her zaman ücretsizdir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gokhankocmarli

    Hocam bu yazıyı göndsrdim çünkü arada bağlantı kurmanızı istedim.

    Asıl konuya gelicek olursak, "bilinç" insanın uydurduğu bir saçmalık. Bilinç ile içgüdüyü anlatmak isteriz normalde. Yazıda da bahsedldiği gibi yaptığımız her şey içgüdüdür. Ve bütün canlıların iç güdüleri vardır.

    Burdan iki sonuç çıkarabiliriz:

    a) Eğer içgüdüyü doğal hareketler olarak düşünürsek, evet maddelerin kendi içgüdüleri vardır. Ancak bu içgüdü değişemez. Eğer proton, elektronları çekiyorsa bunun sebebi protonun davranışıdır ve bir gün bunu tersine çeviremez. İçgüdü veya bilinç farkındalık değildir.

    b) Eğer içgüdüyü farkındalık(!) olarak görüyorsak, ki bunun içgüdü ile alakası sıfır çünkü farkındalık diye bir şey yoktur, maddelerin farkındalığı(!) yoktur.

    Bu birazcık dogmatik (b) düşünce ile yeniliğe açık bilimsel düşünce (a) arasındaki farkla alakalı. İstediğinize inanabilirsiniz, inanmak her zaman ücretsizdir.

    Maddenin farkındalığı yoksa maddeye doğal hareketlerini- iç güdülerini yaptıran, maddeyi kendi kanunlarına uymaya mecbur eden, maddeye sirayet edebilen bir güç-kuvvet olmalı. Eğer bu seçenek yanlış diyorsanız madde hakkında şu sonuca ulaşırız:

    Madde bu-halihazırdaki kanunları ile hep vardı, madde bu kanunları ile ezeli ve ebedidir dememiz gerekiyor,çünkü maddenin evrendeki kanunları ile en baştan beri var olmadığını söylemek maddenin kendi kanunları ile var olmadan önce ona bir bilincin müdahale ettiği sonucuna bizi ulaştırır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AlbatrosD.IIIFazılBey -- 21 Haziran 2016; 15:57:08 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Efsue


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kutbulmus

    quote:

    Orijinalden alıntı: Efsue

    Kisisel kanaatim maddenin makro bilince mikro bilincsislige sahip oldugudur

    Hocam yukarıdaki ifadenizi biraz daha açıklayabilir misiniz?

    yani einstein'in bu gorusune gore madde tumden bilinclidir ve insanlar icin kader ve secimler soz konusu degildir, sadece kodlanmis olan kuantum zamanin icinde lunaparkta onceden gidecegi yon cizilmis trenler gibiyiz

    Cevap için teşekkür ederim, değerlendirilmeye ve düşünülmeye açık.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AlbatrosD.IIIFazılBey -- 21 Haziran 2016; 21:02:14 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Efsue


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kutbulmus

    quote:

    Orijinalden alıntı: Efsue

    Kisisel kanaatim maddenin makro bilince mikro bilincsislige sahip oldugudur

    Hocam yukarıdaki ifadenizi biraz daha açıklayabilir misiniz?

    madde makro bilince sahip dedim cunku, down deneyinde dogrulandigi gibi gozlemciye gore davranislarini degistirebilecek kadar zeki, ve bilinci , aynı zamanda kendi basina bir harekete, gelecege sahip olamayacak ve yonlendirmeye muhtac olacak kadar mikro bilince sahiptir,

    Bu cevap için de teşekkür ederim, değerlendirilmeye ve düşünülmeye açık.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AlbatrosD.IIIFazılBey -- 21 Haziran 2016; 21:02:43 >




  • Atom ve onun bileşenlerinin canlı organizmalar oluşturabileceği tezi yok olan kavramla ilgili olmalı.

    Bence yokluk olarak tanımlanan bölgede her bir noktasal gerçeğe çarpan makas benzeri bir yapıcı oluşturucu güç var. Bu açıdan nokta kadar madde ya da adı her neyse varlık alemine geçerken o şeyin yarısı diyebileceğimiz maddesel oz varlığa diğer yarısı da bulunduğu mekana atılıyor.

    Eş iki varlık var ancak bunlardan biri diğerini tanımlayamıyor. Teorik olarak varlığa geçen nesnenin bir şeyin sebebi gibi olduğu düşünülebilir.

    Mesela varlık aleminde bir kız çocuğu var. Yokluktan gelen şey bunun sebebi olan baba kavramı gibi duşunulsun.


    Kız ne demek? Diyelim ki kendisinde hayır umulan varlık. Baba ne demek? Bir hayrı tahmil eden.

    Şimdi hayır umulan her olaya bunun sebebi yani buna hayrı tahmil eden şey yokluktan gelsin. Buna göre bir şeyin baba fonksiyonu kızı varken yoktur.

    Kız varken gelen şey ise baba olmak zorundadır.

    Bu iki sebeb ve sonuç diyebileceğimiz aslında diğerini hayırla dolduran kavram aynı mekanda bulunamazken kız olan bu kavrama zaman fonksiyonu tanıyarak buluşmayı gerçekleştirebilir.


    Zaman fonksiyonu olmadan bu mekanın anlamı olmayacaktır diyobiliyorsak bir takım sonuçlar çıkar.

    Şayet mekan zorunlu olarak oluşturulmuşken zaman fonksiyonu da oluşturulacak ise mevcutta var olan kişinin tanıdığı zaman kızı olarak babasına tanıdığı zaman baba kavramı yokluktan geldiği için çoktan bitmiştir.

    Baba kavramı hazırda bir kız bulacaktır.

    Bu açıdan yokluktan gelen kavram zaman denen kavramın bitmiş olduğunu görür. Sırf bir mekan vardır. Mekan kavramı kız çocuk olduğundan baba yani bir hayrı tahmil eden zaman kavramını algılayabilmek için bu kavramın içine oturur.

    Dikkat edilecek olursa nedensellik bağı varların aleminde en başından beri vardır zira var olduğunu düşünen zaman unsuruna sahiptir.

    Noktasal değeri ikiye bolerken bir kavram varlığa geçmiş diğeri yokluğa geri atılmıştı.

    Varlığa geçen baba kavramı kız kavramının mekanına oturunca varların dunyasındaki sebeb sonuç ilişkisi adına öncelikli olarak oluşması gereken kavramın baba unsuru olduğunu gördü.

    Mekanımız tamam manada baba unsuruyla da dolunca zaman ve mekan baba kavramıyla anılacaktır.

    Baba kavramının kızı kavramını kendi zaman ve mekanından farklı bir zaman ve mekana atabilmesi için bu noktada yokluktaki kavramdan bir anne çıkarması lazım.

    Anne bir hayrı devamlı indiren olsun.

    Bu kavramın mevcut zaman ve mekana karşı tavrı mekanın olmadığı yonunde olacaktır. Zira baba kavramı kızı ile aynı zaman ve mekandadır. Bu açıdan baba kız varken anne kavramına mekan (gerek) kalmamıştır.

    Bu açıdan baba kavramı anne kavramına karşı mekansızlığı oluşturmak ister. Bu ise birbirini gormesi imkansız olacak şekilde birim mekana sıkıştırılmış ansal bir durumu anlatacaktır.

    Kısaca zaman ve mekan unsurundaki canlılık oluşturabilecek haller bakımından.

    Anne baba kız gibi 3ayrı oluşumda baba ve kız babayı zaman ve mekan yaparken anne denen kavram babayla bir olabilmek için mekansız olan ve anın mevcut bulunduğu bir halde karşılaşacaktır.

    Birbirini çekmesi beklenen anne baba kavramı mekan oluşturmaz ve zamanı andan meydana getirir.

    Birbirinin neden sonucu olacak baba kız kavramı ise sonuç unsurundan eksilerek neden unsurunu zaman mekan olarak oluşturur.

    Baba kız çekimsel olarak farklı kutuplarda olmalı iken -+ gibi her ikisi de baba unsuruna zaman mekan lazandırdığında tek bir kutup gibi hareket eder.(- veya+)

    Bu açıdan babanın yukune göre anne kavramına mekan tanımadığından onu çekeceğinden (- veya + olmasına bağlı olarak) anna kavramı da zıt veya aynı kutuplu olacaktır.

    Bu kavramların birbiri ile olan çekim itim kuvvetlerinin atomun zaman ve mekanı oluşturması esnasında şekillendiği soylenebilir.

    Zira kız çocuğu baba kavramının toplam gucunun eksilmesi iken anne kavramına göre duruma göre yuksuzdur.(felsefi olarak)

    Bu açıdan atom altı parçalar kişinin anne baba kız gibi oluşumlarında yuk olarak anlam kazanmış olabilir.

    Kendi çıkarımlarımdır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Tabiki maddenin kanunları en başından beri vardı hocam, niye bir tanrı arama ihtiyacına girdiniz ki

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-01F00DCFE

    Tabiki maddenin kanunları en başından beri vardı hocam, niye bir tanrı arama ihtiyacına girdiniz ki
    Maddenin kanunları en baştan beri vardı, madde kanunları ile birlikte ezeli idi dedik,peki arkadaşlar maddeye bilinç vermezsek evrimi nasıl açıklayacağız;çünkü madde bilinçli seçimler yapmasaydı insanoğlu oluşabilir miydi?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AlbatrosD.IIIFazılBey -- 23 Haziran 2016; 10:49:16 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kutbulmus

    Maddenin kanunları en baştan beri vardı, madde kanunları ile birlikte ezeli idi dedik,peki arkadaşlar maddeye bilinç vermezsek evrimi nasıl açıklayacağız;çünkü madde bilinçli seçimler yapmasaydı insanoğlu oluşabilir miydi?

    hhahah hocam üzgünüm ama evrimi çok yanlış anlamışsınız :)

    evrim bir anda ahanda şöyle yaparsam böyle de yaparsam bide bunu ekliyim insanı oluştururum tarzı bir sistem değil.

    milyonlarca ihtimal, milyonlarca mutasyon oluştu ve bunlara ek olarak milyonlarca tür doğal seleksiyondan yaşamını yitirdi.

    siz bir zarı sürekli attığıınızı düşünün, her zaman bir sayı gelir. ancak her zaman gelen sayı işinize yaramayabilir. size belli bir numara gelene kadar atmaya devam edersiniz ve o numara geldiğinde yeni bir tür oluşmuş olur (Doğal seleksiyonu atlatan).

    tarihten önrek veririsek
    Eskiden bizden daha büyük beyinlere sahip ancak bizden daha az sayıda olan bir başka homo türü vardı. Ancak zamanla homos sapiens, daha çok aptal olmalarına karşın, büyük beyinli homo türünü çoğunluluktan dolayı yendi. Eğer büyük beyinli homo türünden olan primatlar daha çok olsaydı inan ki bu sefer de biz olmayacaktık.

    Eğer daha detaylı bilgi istersen her an göndermeya hazırım :) NOT: Kendime evrim bilimi araştırmacısı diyebilecek kadar iyi biliyorum :D




  • Madde elbette bilinçli. Bak mesela yemeğe tuz atıyoruz, tuz hemen çözünüyor. Eğer çözünmeseydi biz tuz tadını alamazdık. İşte yüce yaradan tuza akıl vermeseydi o da çözünmezdi, en üstün canlı olarak yaratılan insana olan secdesini yerine getiremezdi. Demek ki tuz ve tüm diğer maddelerde bir biliç varmış. Başka bir örnek te mesela çaya atılan şeker. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Siz de akliniza gelen örnekleri yazın ki forumun başlığındaki bilim kelimesini tamamen katledelim arkadaşlar. Ha gayret.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bir insan eli düşünün. Bu el insana baktığında kendi başına bilinçli değildir. Ama sadece eli gördüğünde hücrelerin birbiryle bağlantısı ve hareketleri bilinçli gelir.

    Diğer hücreleri görmeden tek bir hücreye baktığında da o hücernin içinde bilinç varmış gibi görünür. Sonra bu atom altı dünyaya doğru uzar gider. Elektronlara bilinç yüklersin quarklara vs..

    Aslında olan şey bu madde veya enerjinin çevre koşullarının etkisiyle birbiriyle etkileşip çıkardığı sonuçtur.

    Ben o elektrona gidip "kardeş sen böyle dönüyorsun ya hani işte böyle böyle oluyor ve bunun sonucu olarak bir insanın parçasısın" desem "yok abi benim öyle bir niyetim yok benim özelliğim bu çekirdek beni çekiyor bende dönüyorum. Aslında başka bir çekirdekteydim ben bir şey geldi yörüngem saptı ben bu çekirdeğin etrafına düştüm" der büyük ihtimalle:)

    Yere saçılmış taşların konumu nedeniyle akan suyun bir bitkinin köküne tesadüfen gidip o bitkinin büyümesi sonucu oluşan tohumun rüzgarla başka bir yere taşınıp o gittiği yerde büyüyünce bir canlıya yem olması tesadüfle açıklanabilir. Bunu kaba bir biçimde söyleyebiliyoruz. Ancak katrilyonlarca bileşenin bir o kadar kompleks etkileşim sonucu 1 cm3 alanda yaptığı etkiyi açıklamak zor olduğundan bunu bilinç diye adlandırmak tabiki daha kolay.

    Katrilyon*katrilyon*katrilyon kadar bir alan var dünyada 1cm3 olarak böldüğünde dünyayı. Test sayısı bu kadar büyük olunca olasılık ta bir o kadar büyüyor.

    Kısacası evrende madde yada enerjinin kendi mekaniğinden kaynaklanan oluşmuş şartlar var. Bu akıl almaz sayıda etkileşimin milyarlarca yılda doğurduğu sonuçların bugün bakıldığında bilinçliymiş gibi görünmesi doğal.

    Bilinçli olmadığını ispatlamak ise sonsuz etkileşim sayısını ve milyarlarca yılı aşama aşama geriye sarıp göstermek şeklinde olabilir ki bunu istemek insafsızlık olur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Drazy -- 30 Haziran 2016; 14:24:15 >




  • 1800'lerde en küçük yapı taşı olarak görülen atomun içinde pozitif, negatif ve nötr parçacıklar ortaya çıktı bitmedi kuarklar ortaya çıktı, atomun içinde koskoca bir evren var.
    Bilincin olup olmaması karışık bir konu.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Mephalay M kullanıcısına yanıt
    Delil ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: malofix

    Delil ?

    Neye delil istiyorsun ?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Mephalay M kullanıcısına yanıt
    Kaos :)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bionic1

    Madde elbette bilinçli. Bak mesela yemeğe tuz atıyoruz, tuz hemen çözünüyor. Eğer çözünmeseydi biz tuz tadını alamazdık. İşte yüce yaradan tuza akıl vermeseydi o da çözünmezdi, en üstün canlı olarak yaratılan insana olan secdesini yerine getiremezdi. Demek ki tuz ve tüm diğer maddelerde bir biliç varmış. Başka bir örnek te mesela çaya atılan şeker. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Siz de akliniza gelen örnekleri yazın ki forumun başlığındaki bilim kelimesini tamamen katledelim arkadaşlar. Ha gayret.
    Hiç kimse yazmamış. Determinizm'i araştır. Ufkunu açacaktır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hgwxx/7

    Hiç kimse yazmamış. Determinizm'i araştır. Ufkunu açacaktır.

    Alıntıları Göster
    Bende maddenin bilinçli olduğuna inanıyorum.Hatta şöyle bir teorim var biraz uçuk olabilir.Şimdi çift yarık deneyini bilenler bilir. Gözlemci olduğu zaman elektron olması gereken gibi davranıp duvarda 2 yarık oluşuyor ama gözlemci olmadığı zaman duvarda girişim modeli oluşuyor. Buna dayanarak şöyle diyebiliriz biz insan olarak etrafımızı gözlemlediğimiz(duyu organları ile) alan maddesel olarak oluşuyor gözlemleyemediğimiz yerler karanlık. Yani sen şu an bu yazıyı okurken maddesel olarak gözünle görüyorsun ama arkanı gözlemleyemediğin için orası nasıl bilmiyorsun karanlık.Daha açıklayıcı olması açısından şöyle örnekte verebilirim bilgisayarda FPS türünde oyun oynarken mouse yi ne tarafa çevirirsen orası oluşturulup sana gösteriliyor ama diğer görmediğin kısımlar karanlık
    Çift yarık deneyini araştır istersen



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi **Nightmare** -- 6 Temmuz 2016; 0:27:54 >




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.