Şimdi Ara

Shakespeare in Müslüman Olduğu Gerçek mi? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
34
Cevap
0
Favori
9.044
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Torlak Kemal kullanıcısına yanıt
    bende kuyruk acısı yok sanırım kuyruğuna basmış olmam sende acıya sebeb olmuş..kimin kin biriktirdiğini bu konuya yazdığın 2. cevapta son paragfarfda görülmekte kimin kindar olduğu ve kinini nasıl kustuğu kusarken nasıl riyakarane tavır takındığı açık değil mi..

    işlediği cürümleri şaşılacak bi aymazlıkla bana yamamaya çalışan sana seviyeden dem vurmak pekde yakışmıyor..kişilik sorunu kimde var daha net anlaşılıyor..

    iyi geceler yat uyu
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sabah Yıldızı

    evet 2. bil vakası torlak 3 seferdir çarpıtma-gizleme-yalan -mantık dışı - "içerikli" cevaplarına şahit oluyorum..ilki cebraili kim gördü ile başlayan din eleştirisi.. bu konuya sonra döneriz..belki başka bir başlıkta ..tam anlamı ile facia

    bilgiç bir eda ile araştırmacı "entel"lektüel rollerinde atıp tutuyorsun ..tıpkı bu konuda yaptığın gibi..eh koyunun olmadığı yerde "keçiye" ne derler atasözünden yola çıkarak yaş ortalaması 15-25 arası topluluğun takıldığı bi mekanda onların bu toyluğundan kurnazca faydalanman bu yolla egonu tatmin etmen şişinip böbürlenmen ardı sıra "riyakarlık ve yalan-dolanda" üstad mertebesinde ehliyete malik olduğun son derece aşikar iken ..imalı göndermeler eşliğinde laf sokuşturma çabaları..ve acemice aynı zamanda son derece yapmacık şekilde nezaket duruşu ..nasıl desem akışlanmalı aslında



    quote:

    Öyleyse Sufilerle ilgili bilgiyi nereden edindi? Onun yaşadığı tarihlerde İngiltere’de müslüman olmadığı da biliniyor. Belki ticaret yapan bir kaç gemici, gelip gidiyor, o kadar…



    1 elizabet dönemi hk gereği gibi araştırma yapmamışsınız.." claire chambers ın " 2016 mayısında kaleme aldığı makale ..islam dünyası ile ilişki ve iletişimin oldukça sağlamlaştırıldığı bizzat kraliçenin teşviki ile ingilizce metinlerin arapçaya arapça metinlerinden ingilizceye çevrildiği ..ayrıca osmanlı fas ve iran ile ticaretin alıp başını yürüdüğü bir dönem olarak belirtiliyor..hatta fas elçisi al annuri 6 ay boyunca londrada hayat sürmüş tüccar diplomat ve alimleri saymıyorum

    neden yalan söyledin ..dur yoksa söylemedin mi..tabi ya cruei olayında benim düştüğüm hataya düşmüş olmalısın derinlemesine araştırma yapmadan gogılladakılarını işine geldiği gibi aktardın sanırım

    ama bu halde bile benim tutumuma yaklaşamamışsın ..zira ben ilgili konuda endülüs-islam medeniyeti alimlerinin batı uygarlığına katkıları noktasında zaten aded olarak çok fazla bilim insanın endülüs-islambilim insanlarına haklarını teslim ettiği övüp yücelttiği cümlelere şahidim

    hatta oldukça dikkat çekici bi isimden "bertrand" denen elemandan "deneysel bilim geleneğinin islam alimleri -medeniyeti ile başladığı" ifadesinide aktarmış olayım..
    eh burada duramam tabi atomun parçalanması konusuna da değinmek şart ..atomun parçalanabilir olduğu öngörüsü için szilard - ottoya gerek yok cabir bin hayyan'a bakmanız yeterli olur..

    ayrıca prof matthew dimmock da enteresan tespitleri var ..müslümandı demiyor ancak islam olmasaydı şekspir olmazdı diyor ..

    şekspiri tanımayı entellektüel karizma belirtisi olarak gören sen !! prof dimmock un tespitleri ışığında islamı nereye oturtuyorsun


    şimdi gelelim asıl noktaya ..şekspir müslümanmıydı değilmiydi..türünden bir soru ..kesin olarak cevaplanamaz..ama islamdan oldukça etkilendiği ve eserlerinde önemli yer tuttuğu su götürmez gerçek ..

    gelelim martin lings 'e

    hrıstiyan olarak gömülmekten kastın ne ? hrıstiyanlığı mı seçmiş ..yoksa defin işlemi hrıstiyan adetlerine göre mi gerçekleşmiş..üstü kapalı şekilde "muğlak ifadeler ile" yanar döner bi profili ona yamamaya çalışman hangi amacı taşımakta..

    protestan iken ateist sonrada islamı seçmiş ve islam dini üzerine yaşamış aksi yönde ne fikir davranış ifade tutum sergilememiş biri hakkında neden belirttiğim türden imaj zedeleyici cümleler kurma çabasındasın..yoksa ateizmi terketmiş olması mı ..seni içten içe rahatsız etti..bi şekilde hıncınımı çıkarıyorsun

    son paragrafa gelince ..cehalet ala vezni rezalet içre sefalet artı riya maskeli yalan dizisi "üstte belirtiğim noktalar esas alındığında" kime daha çok yakıştığı sadedinde aklıma 2 isim geliyor ..senin gibi entel bi arkadaş sanırım bu iki ismi rahatlıkla tahmin etmiştir..


    cevabımın başında keçi göndermesi vardı ..bizzat şahsını hedef alan

    meşhur kıssadır bilirmisin koyun ve keçinin dereyi geçme çabası hk..koyun ve keçi beraber yolculuk ediyorlarmış..dereye rast gelmişler ..keçi demişki ilk önce sen atla ..koyunda peki demiş ve bi sıçrayışta karşıya geçmiş..keçi karşıdan başlamış gülmeye..

    ahaha bak kıçı açıldı ahahahahah malum koyunların kurukları kıçlarını örter sıçrama anında açılıvermiş

    koyun ise gülümsemiş demiş ki..seninki sürekli açıkta kıssadan hisse işte




    Evet, fırsat bulup yazdıklarını dikkatlice okudum. Girişte yazdığın karakter tahlili kabilinden zırvalarına cevap verecek değilim. Benim seninle kişisel derdim yok.

    Gelelim yazdıklarına

    quote:


    1 elizabet dönemi hk gereği gibi araştırma yapmamışsınız.." claire chambers ın " 2016 mayısında kaleme aldığı makale ..islam dünyası ile ilişki ve iletişimin oldukça sağlamlaştırıldığı bizzat kraliçenin teşviki ile ingilizce metinlerin arapçaya arapça metinlerinden ingilizceye çevrildiği ..ayrıca osmanlı fas ve iran ile ticaretin alıp başını yürüdüğü bir dönem olarak belirtiliyor..hatta Fas elçisi Al Annuri 6 ay boyunca londrada hayat sürmüş tüccar diplomat ve alimleri saymıyorum


    Demişsin. Gereği gibi araştırmak şöyle dursun, hiç araştırmadım. Araştırsam zaten Fas elçisi Al Annuri’den haberim olurdu. Sayende kendisinden haberdar oldum ve hakkında biraz da malumat edindim. Mesela 1600 Ağustosunda gelmiş İngiltereye ve 6 ay kalmış. Kraliçe ile 2 kez görüşmüş. Konuştuğu berberi dili dışında biraz İspanyolca biliyormuş. Kendisine İtalyanca bilen bir Berberi tercüman ile küçük bir tüccar grubu eşlik ediyormuş Zaten grup ticaret amacıyla Halep’e gitmek üzere yola çıkmış ve El Mansur’un talebiyle Londra’ya İspanya’ya karşı birlikte savaşma önerisini götürmek üzere uğramış. Kendisine İtalynca bilen Endülüslü bir tercüman eşlik etmiş fakat tercüman da İngilizce bilmiyormuş. Dolayısyla Kraliçe ile görüşürken 2 tercüman kullanmak gerekmiş, falan filan. İngiltere’de kaldığı 6 ay boyunca ne yaptığına ilişkin az çok bilgi var. Kaldıkları ev biliniyor. Westministers Strand caddesinde bir evde kalmışlar, Bölge insanları kendilerine garip gelen kıyafet ve tavırları olan bu insanları biraz da korku ve ilgiyle izlemişler vs. Al Annuriyi ilginç kılan ve kraliçenin kendisinden şüphe etmesine yol açan ise kendisinin İspanya doğumlu bir müslüman olması, sonra, zorla hristiyan yapılması ve Fas’a gittiğinde tekrar müslümanlığı seçmesini öğrenmiş olmasıymış. Zaten kraliçe kendisine tekrar hristiyan olmasını teklif etmiş. Al Annuri bu teklifi şiddetle reddetmiş. Şimdi; Al Annuri ile olan sorun şu:
    1.Bu şahıs hiç Shakespeare ile karşılaştı mı? Hayır, buna dair bir belge veya kayıt yok. Dahası, Al Annurinin Londra’da olduğu tarihlerde Shakespeare Londra’da olmayabilir bile. Çünkü Shakespeare kendi kumpanyası ile sürekli olarak İngiltere içinde turnelere çıkıyor.
    2.Al Annuri Sufilik konusunda uzman biri midir? Buna dair de bir kayıt bulamadım.

    Şimdi esas kısma gelelim. Ben ne demişim: “Onun yaşadığı tarihlerde İngiltere’de müslüman olmadığı da biliniyor. Belki ticaret yapan bir kaç gemici, gelip gidiyor, o kadar… ” Al Annuri haricinde söylediğim doğru. Zaten o da kalıcı değil, sadece 6 ay kalıp gitmiş. Londrada mukim bir müslüman nüfus söz konusu değil. Ticaret amacıyla gelip giden gemiciler ve tüccarlar var.

    Peki sen ne demişsin: “ ..islam dünyası ile ilişki ve iletişimin oldukça sağlamlaştırıldığı bizzat kraliçenin teşviki ile ingilizce metinlerin arapÇaya arapça metinlerinden ingilizceye çevrildiği ..ayrıca osmanlı fas ve iran ile ticaretin alıp başını yürüdüğü bir dönem olarak belirtiliyor..hatta fas elçisi al annuri 6 ay boyunca londrada hayat sürmüş tüccar diplomat ve alimleri saymıyorum.”

    Metinlerin diller arası çevrilmesi ve ticaretin artmış olması tartışma eksenimizin dışında. Tartıştığımız şey İngilterede müslüman varlığı. Buna ilişkin sen tüccar diplomat ve alimleri saymışsın. Tüccarları geçelim, onların isimlerini zaten veremezsin ama ya diplomat ve alimler? Bana şu diplomat ve alimlerin isimlerini verir misin? Kimmiş bunlar? Hangi müslüman diplomatlardan söz ediyorsun? Hangi islam ülkesine ait bu diplomatlar? Ben araştırdım. Ve bir kayıt bulamadım. Neden? Çünkü kalıcı elçilik Avrupada 1600’lerin ortalarından itibaren yaygınlaşmaya başlıyor. Bunun İtalyanın komşu ülkelerde açtığı elçilikleri gibi bir kaç istisnası var elbette. Ancak 1600’lerde Londra’da islam ülkelerine ait elçilikleri bana sayarsan sevinirim. Osmanlı Londrada elçiliğini ilk kez 1793 yoılında açmış ve Yusuf Agah Efendiyi elçi tayin etmiş (http://london.emb.mfa.gov.tr/MissionChiefHistory.aspx).

    Dikkat! 1600’lerin başları Osmanlının en güçlü olduğu yüzyıla denk geliyor. Ekteki haritada görüleceği üzere Osmanlı büyük bir bölgeyi ve neredeyse tüm islam coğrafyasını domine etmiş ama Londrada bir elçiliği yok çünkü elçilik müessesi henüz belirgin bir biçimde ortaya çıkmamış. Öyleyse 1600’lerde hangi islam ülkelerinin diplomatları Londrada ikamet ediyor, sayıver bir zahmet.

    Gelelim Shakespeare’e…

    İlk oyununu 1589’da yazmış, toplam 38 kadar oyun yazmış. Bu oyunların 23 tanesi Al Annuri Londraya gelmeden önce yazılmış. Bunların arasında ünlü oyunu Macbeth de var. 1600 öncesi yazdığı bazı oyunlarında Shakespeare müslüman karakterleri zaten kullanmış. Mesela Titus Andronicus (c1594) oyunundaki şeytan Aaron karakteri ile Venedik Taciri (1596)’ndeki Fas prensi karakteri. Daha Al Annuri Londraya gelmeden önce 60 kadar farklı yazarlara ait oyunda müslüman karakterler yer almış (1590-1600 arası). Bunlardan biri Marlowe’nin Büyük Timurlenk oyunu. İlginç olan o dönemin ingilizcesinde islam ve müslüman kelimeleri yok. Bu nedenle karakterler Faslı, Saracen, Türk veya Pers olarak geçiyor. Müslüman ve islam kelimeleri ingilizceye 17. yy ortalarında giriyor. 1604’de Shakespeare meşhur Othello’sunu yazıyor. Othello karakteri ile Al Annuri arasında paralellik kuranlar var çünkü bazı benzer özellikler taşıyorlar. Mesela ikisi de d***** d***e, hristiyan toplumuna gelen bir **b**** vs. Vs. Buna karşın ilgisi olmadığını savunanlar da var ve çoğunluktalar. Othello oyunda “k****-d****”, ”y*** ka** k**”, “b****** b******” gibi sıfatlarla anılıyor ve oyunun sonunda ******* e****r. Bu nasıl müslüman bir karakterdir ki, ******* e****r?

    Uzatmak mümkün ama uzatmayacağım. İnternette yeterince kaynak mevcut, dileyen araştırır. Zaten bir kaç oyununu izlemiş birisi, oyunlardaki müslüman karakterlerin zorlama ve çok gerçekçi olmadığını fark edecektir.

    Tüm bunların kaynağı, 1580-1600 arası Kraliçe Liz I’in müslüman dünya ile daha çok temas kurması neticesinde, halkın kendisine son derece yabancı olan bu kültüre ilgi duyması ve oyun yazarlarının bu ilgiyi paraya dönüştürme isteği ile oyunlarının arasına müslüman karakterler serpiştirmesi. Shakespeare de bunlardan biri. Salt buna bakarak “Shakespeare müslümandı” demek için ancak cahil bir budala olmak gerekir. Bu cahil budalanın adı Kadir Mısırlıoğlu’dur. Kendisi müslüman olan sayılı Shakespeare uzmanlarından Dr. Lings bile bunu söylememiştir. Ondan başka kimse Shakespeare’nin müslümanlığını tartışmıyor. Kadir Mısırlıoğlu soytarısı Shakespeare soyadına bakarak asıl adının Şey Pir olduğunu iddia ediyor. Oysa bu cahil adam bilmiyor ki, Shakespeare’nin babasının soyadı da, dedesinin soyadı da Shakespeare ve bu onların aile soyadı. Shakespeare büyüyünce müslüman olup bu soyadını almış değil ki! Ayrıca bu ailenin katolik olduğu biliniyor (babasının katolik kilisesine bağlılığını belirten imzalı risalesi şimdi müzede sergilenmektedir ve annesinin katolik bir aileden geldiği bilinmektedir). Shakespeare’nin kendisi katolik midir belli değil çünkü o tarihte kataloklik İngiltere’de kabul gören bir inanç değildi. Ama kendisinin İngiltere kilisesine olan bağlılığı çok açıktır: İngiliz kilisesinde evlendi, orada çocuklarını vaftiz ettirdi ve oraya gömüldü (Holy Trinity Church). Şimdi sen kalkmış “müslüman mıydı, değilmiydi kesin olarak bilemeyiz” diyorsun. Neye dayanarak söylüyorsun bunu? Bir bilgin var da mı konuşuyorsun yoksa Kadir Mısırlıoğlu’na bakarak mı söylüyorsun?

    Shakespeare önemli bir insanlık figürü. Diğer önemli figürler gibi hakkında pek çok egzantirik rivayet var. Eşcinselliğinden, kadın oluşuna, gerçekte eserlerini birden çok kişinin yazdığına kadar.. Tabii bunlar edebiyat ve tarih bilimlerinin Shakespeare hakkındaki hakim görüşler değil. Bir kaç aykırı ses. Sundukları kanotlar sağlam olmadığı için edebiyat ve tarih dünyasının çok da önemsemediği görüşler… Müslümanlığı iddiası ise bu çerçeveye giremeyecek kadar bile zayıf bir iddia.

    Sonuç olarak, Al Annuriyi bilmiyordum, öğrendim. Ama onun dışında söylediğimin arkasındayım. 1600’lerin başında ticaret için gelip giden gemicilerin dışında İngiltere’de müslüman varlığı yoktur. Varsa, Al Annuriyi bulduğun gibi, bul getir önümüze koy. Biz de “yanılmışız” diyelim…

    Acaba kaç şeriatçı müslüman Shakespeare oyunu izlemiştir?..


    Evet şimdi de Dr. Martin Lings’ten bahsedelim. Kendisini aşağılamadım. Orada yukarıda kendisiyle ilgili 2 kez yazmışım. İlkinde şunları yazmışım:

    quote:


    Doğrudur, The Guardian'da 12 yıl once bir haber yer aldı. Ama o yazı William Shakespeare'in müslüman olduğunu değil, Sufilikten ve Sufizmden etkilendiğini iddia eden İngiliz akademisyen Dr Martin Lings'in görüşlerini anlatan bir haberdi. Dr Martin Lings o tarihte 96 yaşındaymış.1 yıl sonra vefat etmiş. Dr Martin Lings Sufilikten çok etkilenmiş ve hayatınmı Sufiliğe adamış bir akadermisyen ve yazar olarak tanınıyor. Uzun yıllar Kahire'de yaşamış, Arapca üzerine master yapmış ve 1983'de islam dünyasında çok tanınan "Muhammedin Biyografisi" isimli bir kitap yazmıştı.

    Kendisinin bir diğer özelliği ise William Shakespeare uzmanı olmasıdır. İddiası William Shakespeare'in yapıtlarının Sufilikten esinlendiği şeklindeydi. Bu iddia The Guardian'da yer alınca, islam dünyasından kimileri, elde kanıt olmaksızın William Shakespeare'in müslüman olduğunu iddia etmeye başladılar. Tipik şark soytarılığı…

    Ben yukarıda çok kısa olarak Dr. Lings'ten söz ettim. Aşağıdaki Viki linkinden kendisiyle ilgili daha fazla bilgi edinebilirler.

    https://tr.wikipedia.org/wiki/Martin_Lings



    Bunun neresinde Lings’i aşağılamışım?

    İkincisinde ise şunları yazmışım:

    quote:


    “İddia sahibi Dr. Lings zaten islami çevrelerde bilinen biri, kendisi hristiyanlıktan ateizme, ordan müslümanlığa savrulmuş ve yanılmıyorsam hristiyan olarak gömülmüş biri. Yani inanç yolculuğunda epey durak bulunan istikrarsız biri.

    Elbette bu durum onun çalışmalarını küçük görmemize yol açmamalı, kendisi İngiltere’nin en önde gelen Şekspir uzamnlarından. O kadar ki, Şekspir müzesinin müdürlüğünü yapmış galiba uzun yıllar.


    Peki burada nerede aşağılamışım? Hristiyanken ateist olan, sonra müslümanlığı seçen ama garip bir şekilde müslüman adetleriyle gömülmeyen biri için istikrarsız dememin nesi yanlış? İnanç dünyasında istikrarlı birinin profili mi bu? Peki sen neden rahatsız oldun? “Ateistlikten müslümanlığa geçmiş olması seni rahatsız etmiş” derken neyi kastediyorsun? Ateist olduğuma dair bir beyanım mı var? Nerenden uydurdun bunu?

    Kaldı ki, Dr. Lings tüm müslüman dünyasının muteber saydığı biri değil. Aşağıda verdiğim linke bak. Bazıları onu ve onun gibilerini islama sokulan ajan-provakatör ve hain olarak görüyor. Bunlardan biri de Shakespeare konusunda referans aldığın Kadir Mısırlıoğlu soytarısı.
    http://www.ihvanlar.net/2014/02/16/ebubekir-siraceddin-martin-lings-desifresi/

    Evet, benimle olan derdin nedir? Neden benle ilgili içinde bu kadar kin biriktirdin? Bunu bir sorun olarak görüyor musun? Ben din propagandası yapan, dini kişisel ideolojisi haline getiren, dini siyasallaştırıp onu bir inanç meselesi olmaktan çıkararak dünyevi bir meseleye dönüştüren insanlardan hazzetmem. Sen onlardan biri misin bilmiyorum. Onlardan biriysen senden de hazzetmem. Benzer şekilde, dünyaya kötülük saçan tüm ideolojilerden hazzetmem. Kamboçyanın Kızıl Kmerleri de, Moskovanın Stalini de, Türk milliyetçisi ve Alman faşisti de benim onayladığım tipler değildir. Dinleri de inandırıcı bulmam. Siyaset bilimine göre dinler birer ideolojidir. İdeolojilerin takipçileri vardır ve bir de militanları. Aynı şey dinler için de geçerlidir. Dinlerin militanları - hangi din olduğu önemli değil - propaganda amacıyla gerçekleri sürekli çarpıtmışlardır. Son dönemde bunu islamin militanları yapıyor. İşte Shakespeare’nin müslüman olduğu iddiası da böyle çarpıtılmış bir iddiadır. İslamiyeti güya yüceltmek istiyorlar. Dünyaca ünlü önemli şahsiyetleri müslüman yaparlarsa islamiyetin yüceleceğine inanıyorlar belli ki. Ancak böyle yaparak islamiyeti yüceltmek yerine küçültüyorlar çünkü yalanları ortaya çıkıyor.

    Bu nedenle, siyasal islamcıları aşağılayan sözler de sarf etmişimdir. Burada islamdan başka konu açılmadığı için ister istemez sanki hep islamcılara çatıyormuşum hissi edinmiş olabilirsin. Ama kişisel olarak sana karşı hasmane bir tutum içinde değildim. Zaten bu yüzden de şahsına yönelik aşağılayıcı hiç bir sözüm yoktur. Ben belli bir grubu aşağılamışımdır. Belli ki sen kendini onlardan biri olarak görüp üzerine alınmışsın. Alın, iyi güzel de, ben böyle biriysem, sen niye beni taklit ediyorsun? Ben boktan biriysem, benim yolumdan gidip niye boktanlaşıyorsun? Niye yazdıklarımı kişiselleştiriyorsun? Senin bir kişilik sorunun olduğu belli değil mi? Neden insanlara böyle hastalıklı bir şekilde kinleniyorsun?

    Seninle sidik yarıştıracak değilim. Bu yazı ile cevabımı verdim. Muhtemelen seni bloklarım. Seni takip etmeye, seninle atışmaya niyetim yok. Çünkü ilgi alanlarımız farklı. Benim dinle ilgim yoktur, senin de belli ki bilimle ilgin yok. Ortak yanımız pek yok. Dolayısyla “2.. Bill” vb. gibi çocukça ve zeka pırıltısı göstermeyen nitelemelerinle seni fazlaca ciddiye almam mümkün değil. Tartışmaktan keyif alacağım biri değilsin. Din dışındaki alanlarda nitelikli bilgiye sahip olduğunu düşünmüyorum. Onun için sana bir daha cevap vermeyeceğim, sidik yarışına dönmesin. Bu forum bilgi edinme yeri olarak kalsın, kişisel takıntılarımızı tatmin ettiğimiz bir tür terapi yeri olarak değil…


    Edit: Othello'dan bahseden kısım kitabı okumaya niyeti olanların talebi üzerine karartılmıştır.



     Shakespeare in Müslüman Olduğu Gerçek mi?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Torlak Kemal -- 28 Mart 2017; 18:15:54 >




  • cevabın karışmış biraz editle ondan sonra cevap vereyim
  • quote:

    Klinik belirti ve bulgular
    Düşünce akışı ve içeriği ile ilişkili belirti ve bulgular: Şizofrenide düşünce içeriği ile ilişkili olarak ortaya çıkan belirtilerin en önemlisi hezeyanlardır. Hezeyanlar aksine kanıtlarla ve mantık yoluyla çürütülmesine rağmen kişinin inanmayı sürdürdüğü, kişinin kültürü, dini ve eğitimi ile ilişkili olarak normal kabul edilemeyecek türden yanlış inanışlardır. Şizofrenide ortaya çıkan hezeyanlar arasında referans (üzerine alınma), etkilenme, kıskançlık, perseküsyon (kişiye zarar verileceği), büyüklük, erotomani (başkalarının kendisine aşık olduğu), düşüncelerinin değiştirildiği, çalındığı veya yayınlandığı temalı olanlar sayılabilir. Düşüncenin oluşturulması ve akışındaki değişiklikler arasında düşüncelerde azalma, düşünce blokları (düşünce akışının aniden kesintiye uğraması), çağrışımlarda dağınıklık, konuşma yapısının tümüyle kaybolması gibi belirtiler bulunur.




  • pisikologcum sen çık aradan
  • quote:

    1.Bu şahıs hiç Shakespeare ile karşılaştı mı? Hayır, buna dair bir belge veya kayıt yok. Dahası, Al Annurinin Londra’da olduğu tarihlerde Shakespeare Londra’da olmayabilir bile. Çünkü Shakespeare kendi kumpanyası ile sürekli olarak İngiltere içinde turnelere çıkıyor.
    2.Al Annuri Sufilik konusunda uzman biri midir? Buna dair de bir kayıt bulamadım.



    annuri ile alakalı bilgiyi neden verdiğim gayet açık değil mi !! neden şekspir ile direkt ilişkilendirmediğim halde annuri üzerinden sorular yöneltiyorsun..amaç ne ?

    quote:

    Metinlerin diller arası çevrilmesi ve ticaretin artmış olması tartışma eksenimizin dışında.


    neden ? ben belirtmiş olmasam bu gelişmeden haberin yoktu..çevirilen eserlerin önemi çok büyük tartışmamızda ayrıca eserlerden (islamdan) esinlenme idaası bana ait değil ki..prof.dimmock ait bu sebeble beni değil onu sorgulaman lazım ..ilgili çalışmasına ise çok rahat şekilde ulaşır islam olmasaydı şekspir olmazdı" kanaatini neden hangi gerekçeler ile geliştirdiğini ona sor bana değil


    bunları belirtmiş olmama rağmen neden hala kadir ağa üzerinden ve açılmamış elçilikler bahanesi ile sanki şekspir kesin müslümandı tarzında bir ifadem olduğunu ima yollu dikte etmeye çalışıyorsun

    yoksa durr dur bakim sen şekspirin son nefesine mi yetiştin ..nereden bileyim hrıstiyan mı müslüman olarak mı can verdiğini ..dimmocka göre islamdan çok etkilenmiş..ve "son nefes " kavramından din ile ilgisiz oluşun sebebiyle haberinin olmamasınıda gözönüne alarak diyorum ki ne bileyim imansız yani hrıstiyan olarak öldüğünü veya müslüman olarak can verdiğini..



    dimmock 'un şekspir ve eserleri konusunda senden daha yetkin biri olduğuna şüphe yok ..o yüzden lütfen algı ile oynamaya çalışma ..bunu geçtim daha beterini yapıyorsun

    hem eksen dışında diyorsun hemde

    quote:

    Tüm bunların kaynağı, 1580-1600 arası Kraliçe Liz I’in müslüman dünya ile daha çok temas kurması neticesinde, halkın kendisine son derece yabancı olan bu kültüre ilgi duyması ve oyun yazarlarının bu ilgiyi paraya dönüştürme isteği ile oyunlarının arasına müslüman karakterler serpiştirmesi.Shakespeare de bunlardan biri.


    bu cümleyi sarfediyorsun ..olmuyor ama ilgi duyulan kültüre ait karakter serpiştirmeleri nasıl gerçekleşti.."eksenimiz dışında" olan metin çevirileri sayesinde olabilir mi ?

    quote:

    Sonuç olarak, Al Annuriyi bilmiyordum, öğrendim. Ama onun dışında söylediğimin arkasındayım. 1600’lerin başında ticaret için gelip giden gemicilerin dışında İngiltere’de müslüman varlığı yoktur. Varsa, Al Annuriyi bulduğun gibi, bul getir önümüze koy. Biz de “yanılmışız” diyelim…


    bu konuda da kaynak vermiştim bayan chambers işaret etmiştim..bi zahmet e mail at ve detaylı bilgiyi ondan talep et..

    https://postcolonialinterventions.files.wordpress.com/2016/01/1-chambers1.pdf

    quote:

    Acaba kaç şeriatçı müslüman Shakespeare oyunu izlemiştir?


    ben kenneth branagh imzalı yapım ki belagata sadık kalma konusunda ondan daha iyisine yakın dönemde rastlamadım ..üye olduğum islami forumda yıllar önce alıntılar yapmışlığımda vardır..ki aslen önemlide değil

    quote:

    Peki burada nerede aşağılamışım? Hristiyanken ateist olan, sonra müslümanlığı seçen ama garip bir şekilde müslüman adetleriyle gömülmeyen biri için istikrarsız dememin nesi yanlış? İnanç dünyasında istikrarlı birinin profili mi bu?


    inanç olgusunun çevresel -içsel şartlara göre değişebildiği vakıa kaldı ki inancı kalb -gönül ile ilişkilendirdiğimizde kalbin yapısı dikkate alındığında ..en azından inanç noktasında insanların arayışlarını tutarsızlık örneği olarak ele alamassın ..müslüman olduğu bilinen "aksi yönde " davranış tutum-söz sarfetmeyen birinin gömülmesini bahane ederek ayrıca savunmana delil olarak eklediğin islami forum alıntıların anlamlı değil..forum üyelerinin tamamen kişisel yorumları hele ..asla delil olamaz..islam dünyasının milyarda birine bile takabül ettiği de söylenemez

    müslüman olduğunu ifade eden birini islam dışına itecek durumlar belli ve lings den bunlar sadır olmadı..belirttiğim nedenlerden ötürü onu tutarsızlıkla suçlayamazsın..

    şekspiri kiliseye bağlı biri olarak tanımlarken üstüne basa basa dini tutumundan bahsederken neden bu hassasiyeti lings için göstermiyorsun



    quote:

    Evet, benimle olan derdin nedir?


    inanırları (müslümanları) kendi kafana göre bir kalıba hapsedip katogorize eden ideoloji eksende değerlendiren buda yetmezmiş gibi kızıl kımer veya staline eşitleyen ..müslümanlara keyfine göre adres ve mevki icad eden bilim maskesi altında yalanı dolanı sahtekarlığı türlü hakareti..sergilediği halde zürefadan takılan seninle derdim ne mi ?

    şaka yapıyorsun sanırım ..sen kimsin kim oluyorsun

    müslümanları sınıflara bölüyor evinde oturan etliye sütlüye karışmayan siyasete müdahale etmeyen koyun gibi güdülmeye müsait yıllardır çevirdiğinizi dalaverelere sergilediğiniz zülümlere sessiz kalan kalması umulan kimseler olarak bakman bile küstahlığın daniskası değil mi..

    neymiş efem hayalindeki müslüman : aktif olmayacak devlete hakim ideolojiye pompalanan küfre boyun eğecek ..

    bide kurnaz bide kurnaz ki olumsuz bi kaç örnek üzerinde aklı sıra tahakkümü arttırma çabasında ..kendisini haklı çıkaracak..hayalini kurduğun sistem ve pratiği çökeli 50 sene oluyor.. ayık artık..



    quote:

    Çünkü ilgi alanlarımız farklı. Benim dinle ilgim yoktur, senin de belli ki bilimle ilgin yok. Ortak yanımız pek yok


    ilgin ve bilgin olmayan din konusunda oldukça cesur şekilde atıp tutuyorsun ama...hemde siyasal islamcı olmayan forum müdavimleri şahsında ..sahi senin siyasi duruşun ne inanç noktasında neredesin

    insanları detaylı şekilde sınıflandırıyorsun ama "bilimci" biri olman dışında net bir şey söylemiyorsun



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Sabah Yıldızı -- 16 Eylül 2016; 1:47:47 >




  • Shakespeare değil de goethenin İslama olumlu yaklaştığını okumuştum. Sanırım İslamı öven bir şiiri vardı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bansai! -- 17 Eylül 2016; 2:46:28 >
  • 1400 yıldır dünyayı müslüman yapamadınız allah bunun hesabını size soracak
  • Sanane?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >



  • < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi WILDBOYS -- 5 Ekim 2016; 0:20:12 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Gercekte boyle birisi varmi o bile tartisma konusu..
    İngilizce'nin en büyük yazarı ve dünyanın seçkin drama yazarı kabul edilen İngiliz şair, oyun yazarı ve oyuncu... diye kendisinden bahsediliyor.. Madem bu kadar buyuk bir sahsiyet ve adamin iside yazarlik, neden kendi hakkinda dogru durust yazili hicbir kaynak yok?

    Gerçek doğum günü bilinmemektedir, ancak geleneksel olarak 23 Nisan'da, Đurđevdan'da doğduğu söylenir.


    alinti:

    W. Shakespeare tüm zamanları gelmiş geçmiş en iyi hırsızı…

    Hamlet, Romeo ve Juliet gibi eşsiz oyunların ve muhteşem sonelerin yazarı Shakespeare diye biri yok deseler, tepkiniz ne olurdu?

    İngiliz edebiyatının en önemli ve şüphesiz en çok konuşulan isimlerinden birisidir Shakespeare. Kimisi ona dahi diyor, kimisi de bir hırsız. Bazılarına göre yaşadı bazılarına göreyse o hiç hayatta olmadı. Ya da sadece takma bir isimdi Shakespeare.

    Yazdıklarıyla, döneminde ve daha sonraki zamanlarda kitlelerin hayranlığını kazanmış, birçok takdire layık görülmüş Shakespeare hakkında herkes aynı düşünmüyor.

    Çağdaşı Robert Greene, ‘A Groatsworth of Wit’ adlı kitabında Shakespeare için ‘sahne sansar’ lakabını kullanıyor. Yazdığı öykülerde ise bir kargaya benzetiyor yazarımızı. Ona göre Shakespeare bir hırsız. Hatta cahil, köylü ve kendisini beğenmiş bir hırsız.

    Amerikalı yazar Mark Twain’se, kendi hayatını anlattığı otobiyografik eserinin ilk orijinal baskısında Shekaspeare için ayrı bir bölüm ayırıyor. Twain Shakespeare’i şeytanla eş tutuyor, Shakespeare isminin bir takma ad olduğunu öne sürüyor.

    Twain ilerleyen bölümlerde Shakespeare için farklı iddialarını sıralıyor:

    “Okuryazar olmayan, hatta bir imza bile atamayan çiftçi bir alinenin çocuğu olarak 23 Nisan 1564’te dünyaya geldi. Straford varoş, pis ve nüfusun büyük kısmının eğitimsiz olduğu bir köydü…

    Shakespeare ile ilgili tartışılan bir diğer nokta ise, Sheakspeare’nin vasiyeti. Vasiyetinde hiçbir kitabı hakkında bir bilgi vermemiş yazarımız. Oysa o dönemde kitap sahibi olmak en önemli şeylerden bir tanesiymiş. Ve yazarlar kitaplarını vasiyetlerinde bildirirlermiş. Twain’in bir diğer iddiasıysa, Shakespeare’in takma ad olduğudur. Peki Shakespeare takma adsa eğer kimdir gerçek kişi?




  • Şeyh-i Ekber İBN-İ ARABİ kullanıcısına yanıt
    bu önerme ile ilgili anonymus diye bir film de var
  • Macbeth'te Türk burnu kazana katıldı diye Türk'lere düşman mi olacak ? Türkler birkac farkli eserde geçiyor ama bizim de bildigimiz seyler disinda kotu seyler soylemiyor. Turklerin burnu zaten estetik degildir ve bundan gocunmamiza gerek yok.



    Kral Lear'da da herhangi bir asagilama yok. Kitapta Türk lafi bir kez geciyor ve orada ' Öyle bir eglenmeliyim ki Türk Sultanı bile kiskansin ' deniyor. Buna hakaret diyorsaniz daha cok okuyun belki anlama kapasiteniz artar.



    Konuya gelirsek, Shakespeare müslüman olsa da olmasa da özü oldukca dogru olan seyler soyluyor. Kitaplarini okurken oyle mesajlar veriyor ki acaba Shakespeare evliya miydi diye sordugum oluyor kendi kendime.



    Hamlet'te insanlari sorgulamasi, dunya yasamini yermesi bu dusuncemin baslangicina sebep oldu. Sonraki eserlerinde de oyle guzel mesajlar veriyor ki sadece edebiyat insani olmadigi acikca ortada.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.