Bildirim
satış mühendisi nedir? ne yapar?
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az 

2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü,
1 Mobil


Giriş
Mesaj
-
-
Ota çaputa "... mühendisi" deme modasının bir ürünüdür. Bildiğin tezgahtar işte. Yok bir numarası. -
pazarlamacılık yapanlara sanırım satış mühendisi diyorlar. onlar 2 yıllık pazarlama bitiriyorlar -
mühendislik eğitimi almış olup satış-pazarlama yapan elemana satış mühendisi denir...
İşin tekniğini bildiğinden daha iyi satış yapabilir. Birşeyler üretmek önemlidir. Ama daha önemlisi doğru sahaları bulup bunun satışını yapabilmektir.
umarım anlaşılabilir olmuştur... -
mühendislik okumuşsan ağzın da iyi laf yapıyosa direkt başvur. En çok parayı kazanan meslek grubudur satış özellikle de mühendisler. Piyasada fazla bulunmadığından(hem müh hem ağzı iyi laf yapan adam) en çok parayı bunlar alır. Kendine güveniyosan hiç durma başvur. İşe göre fazlaca yurt içi yurtdışı seyahat olabilir.. -
quote:
Orjinalden alıntı: tumra
Ota çaputa "... mühendisi" deme modasının bir ürünüdür. Bildiğin tezgahtar işte. Yok bir numarası.
Kesinkikle katılmıyorum tumra arkadaşım. Satılacak ürün teknik bişeyse(makina, tıbbi cihaz vs) bunları elektronik mühendisleri en iyi pazarlar. -
quote:
Orjinalden alıntı: kimkibudeli
mühendislik eğitimi almış olup satış-pazarlama yapan elemana satış mühendisi denir...
İşin tekniğini bildiğinden daha iyi satış yapabilir. Birşeyler üretmek önemlidir. Ama daha önemlisi doğru sahaları bulup bunun satışını yapabilmektir.
umarım anlaşılabilir olmuştur...
Mühendislik eğitimi almış olanlara mühendis denir. Bunların arasında satış yapmayı becerebilenlere satıcı denir. Satış mühendisliği diye bir şey olmaz. Mühendis adam hesap yapan adamdır. Ha, mühendislik okudun, hiç bir şey kazanmadın, ama pazarlama konusunda beceriklisin; o zaman "pazarlamacıyım" demezsin de "satış mühendisiyim" dersin. O ne demek? "Bir halt olamadım, buralarda bu ürünleri satıyoruz size" demek. "Ama hor görmeyin beni" demek. "Bakınız, tamam, şu anda pazarlamacılık yaparak aldığım eğitimi hak etmediğimi gösteriyorum. Ama biraz saygı duyunuz, zira o kadar kopyayı boşuna çekmedik her halde, değil mi?" demek.
Herhangi sattığı malı bizzat kullanan adam da aynı işi yapabilir. Satış konusunda yetenekli olan mühendis elbette savunduğu malı iyi savunacaktır, iyi sunacaktır. Malın mantıklı ya da iyi tasarlanmış olduğunu anlatabilir. Ancak zaten günümüzde bir malın alınmasını sağlayan şey o malın iyi olması değil iyiymiş gibi takdim edilmesidir. Müşteriye duymak istediğini söylemeniz o malı satmanız için kâfidir. Bu bağlamda iyi olmayan bir malı da satabilirsiniz. Hem de iyi olan maldan daha kolay satabilirsiniz. Ağzı iyi laf yapan, kelime oyunları yapan, şakacı her insan mühendis olamaz ama malı mühendisten iyi satabilir. Mühendisin bu işletmedeki görevi, malı satmak olmasına gerek yoktur, zira patron malı satmak istiyorsa iyi bir satış elemanı arasa yeterdir. Yok eğer patron iyi bir malı satmak istiyorsa malın tercih edilmesinde mühendis görev alır, satışını yine satıcı yapar. Mühendis üretim adamıdır. Bunca senelik emek, "bir satıcı parçası olmak için" değildir. Eğer mühendislik eğitimi almış adam, aldığı eğitimi gereken yerlerde kullanmayıp böyle şekillerde ziyan ediyor, aldığı eğitimin sorumluluğunu taşıyamıyor da satıcı oluyorsa ona "satıcı parçası" denir. Bu vatanı satıcılar değil mühendisler kurtaracak, daha iyi günlere götürecektir. İimeefee'ye olan borçlar satış yaparak değil üretim yaparak ödenebilir, bunu da zaten gerçekten mühendislik yapan adamları "çok para" vaadiyle satışta kullanmak bilinçli katliamdır. Adam gibi üretim yapınız, sizlerin (mühendislerin) işi satış yapmak değildir. Satış yapılır. Sen mühendis ol, ondan sonra "bu malı alabilirsiniz, bu mikroişlemcinin kaydedicisinde yeni teknoloji olan hede tabakalı transistörler kullanılmaktadır" diyerek müşteri tavlamaya çalış. Bre onu anlayacak mı her müşteri?
Çok ciddi ihalelere katılınacağını düşün. Arada bir böyle ihalelerde görev almak için o müesseseye "satış mühendisi" sıfatıyla katılman gerekmiyor. Mühendis olarak katılır, arada bir de bu işlerle ilgilenirsin. Bu "satış mühendisliği" lafından anladığım, sabahtan akşama kadar "kime ne satabilirim acaba" diye düşünen (ve düşünmesi istenen) adamdır.
Bu yüzdendir ki satış mühendisi olmaz. Mühendis olur, satıcı olur. Bu ikisi ayrı insanlardır ve öyle de olmalıdır.
-
tumra arkadaşıma katılıyorum, durumu çok güzel açıklamış artık gülermiyiz ağlarmıyız bilemiyorum ama mühendislerimizin durumu ortada -
eh işte özenme davası
herhangi bir muhendis gidip işletmedende lisans alır ve lisans birleştirme sınavına girerse işletme mühendisi ünvanını alır
millet meslek uyduruyor
mağaza satış sorumlusu = tezgahtar
mağaza satış müdürü = kasiyer
güzellik uzmanı = berber
estetisyen = manikürcü-ağdacı -
quote:
Orjinalden alıntı: tumra
Mühendislik eğitimi almış olanlara mühendis denir. Bunların arasında satış yapmayı becerebilenlere satıcı denir. Satış mühendisliği diye bir şey olmaz. Mühendis adam hesap yapan adamdır. Ha, mühendislik okudun, hiç bir şey kazanmadın, ama pazarlama konusunda beceriklisin; o zaman "pazarlamacıyım" demezsin de "satış mühendisiyim" dersin. O ne demek? "Bir halt olamadım, buralarda bu ürünleri satıyoruz size" demek. "Ama hor görmeyin beni" demek. "Bakınız, tamam, şu anda pazarlamacılık yaparak aldığım eğitimi hak etmediğimi gösteriyorum. Ama biraz saygı duyunuz, zira o kadar kopyayı boşuna çekmedik her halde, değil mi?" demek.
Herhangi sattığı malı bizzat kullanan adam da aynı işi yapabilir. Satış konusunda yetenekli olan mühendis elbette savunduğu malı iyi savunacaktır, iyi sunacaktır. Malın mantıklı ya da iyi tasarlanmış olduğunu anlatabilir. Ancak zaten günümüzde bir malın alınmasını sağlayan şey o malın iyi olması değil iyiymiş gibi takdim edilmesidir. Müşteriye duymak istediğini söylemeniz o malı satmanız için kâfidir. Bu bağlamda iyi olmayan bir malı da satabilirsiniz. Hem de iyi olan maldan daha kolay satabilirsiniz. Ağzı iyi laf yapan, kelime oyunları yapan, şakacı her insan mühendis olamaz ama malı mühendisten iyi satabilir. Mühendisin bu işletmedeki görevi, malı satmak olmasına gerek yoktur, zira patron malı satmak istiyorsa iyi bir satış elemanı arasa yeterdir. Yok eğer patron iyi bir malı satmak istiyorsa malın tercih edilmesinde mühendis görev alır, satışını yine satıcı yapar. Mühendis üretim adamıdır. Bunca senelik emek, "bir satıcı parçası olmak için" değildir. Eğer mühendislik eğitimi almış adam, aldığı eğitimi gereken yerlerde kullanmayıp böyle şekillerde ziyan ediyor, aldığı eğitimin sorumluluğunu taşıyamıyor da satıcı oluyorsa ona "satıcı parçası" denir. Bu vatanı satıcılar değil mühendisler kurtaracak, daha iyi günlere götürecektir. İimeefee'ye olan borçlar satış yaparak değil üretim yaparak ödenebilir, bunu da zaten gerçekten mühendislik yapan adamları "çok para" vaadiyle satışta kullanmak bilinçli katliamdır. Adam gibi üretim yapınız, sizlerin (mühendislerin) işi satış yapmak değildir. Satış yapılır. Sen mühendis ol, ondan sonra "bu malı alabilirsiniz, bu mikroişlemcinin kaydedicisinde yeni teknoloji olan hede tabakalı transistörler kullanılmaktadır" diyerek müşteri tavlamaya çalış. Bre onu anlayacak mı her müşteri?
Çok ciddi ihalelere katılınacağını düşün. Arada bir böyle ihalelerde görev almak için o müesseseye "satış mühendisi" sıfatıyla katılman gerekmiyor. Mühendis olarak katılır, arada bir de bu işlerle ilgilenirsin. Bu "satış mühendisliği" lafından anladığım, sabahtan akşama kadar "kime ne satabilirim acaba" diye düşünen (ve düşünmesi istenen) adamdır.
Bu yüzdendir ki satış mühendisi olmaz. Mühendis olur, satıcı olur. Bu ikisi ayrı insanlardır ve öyle de olmalıdır.
Doğru söylüyorsun ama ideal şartlarda. Ben de böyle olmasını isterdim keşke dünya böyle olsa. Çünkü ben de mühendisim. Satış yapmıyorum, üretim hatlarında makinalarla iç içe harbi mühendislik yapıyorum. mikroişlemciyle sistem de tasarladım o konularda da parmağım var. Bilmiyorum bir şirkette çalışıyor musun ama şu anda çalıştığım 4. şirket bu ve harbi mühendislere verilen değeri de biliyorum satışçılara da. İnsanlar bir şekilde ürünün tasarlanıp üretileceğini düşünüyor, o mühendis yapmazsa diğeri yapar diyor maalesef genel düşünce bu şeklide. Ve harbi mühendislik yapacak personelin piyasa fiyatı(alacağı maaş) aşağı yukarı bellidir. Satışçılar için durum farklı pazarlık şansı var. Ve pazarlamacılar(yada mühendis satıcılar), harbi mühendislerden her zaman daha çok kazanıyor maalesef.
Öte yandan malını yaratıcı bir şekilde pazarlayıp satamazsan firma batıyor harbi mühendisler de işsiz kalıyor ve ben bunu yaşladım.
Bu yüzden sıradan pazarlama elemanlarını değil mühendisleri tercih ediyolar satış için; güvendikleri bişeyler var herhalde bizlerde.
O yüzden satış işlerini böyle "satıcı parçası" , "tezgahtar" gibi aşağılamayın harbi zor iştir bir insanı ikna edip malını satmak.
Saygılar
-
sanırım teknik malzeme sattırıyorlar aletin teknik özellikleri sorulduğunda yamulup kalmasın diye mühendislerden seçiyorlar satış yapacak olan elemanlarıda ben böyle biliyorum -
tumra arkadaş çok haklı,
hukuk mühendisi, edebiyat mühendisi, sosyo-mühendis olmadığı gibi satış mühendisi de olmaz. Mühendis arapça bir kelimedir ve aslen hendesadan geliyor. Mü nereden geliyor bilmiyorum ama uzman benzeri bir anlamı var. Aynı mü mütehassıs'da da var. Kısaca, hendesa bilmeyen mühendesa olamaz.
Sınıfta süper bir kız vardı herkes peşinden koştu 4 yıl boyunca, o hiçkimseyi beğenmedi, sonunda okul bitince evine döndü, etrafında hiç de erkek kalmadı. Sonunda fırıncıyla evlenmiş ama fırıncı kelimesi nedense ona itici gelmiş, eşin ne iş yapıyor denince ilginç bir şey söylüyor, "Fırın işletmecisi" gibi bir şey tam hatırlamıyorum. Satış münehdisi de böyle bir şey herhalde.
Ali -
Kaldirim muhendisinin para kazanan versiyonu. -
ekşi sözlük gibi olmuş burası
geçen aylarda internet ortamından bizim yeni mezunlardan biri denk gelmişti(elektronik mühendisi).iddialı bir eşkilde "tipin düzgün olsun,ingilizcen iyi olsun,biraz ağzın laf yapsın"(pek bana uymayan özellikler) mezun olunca gel 2500YTL den başla işe demişti.biraz abarttı gibi geldi
ama o askere gitmeden bu işi bulabilmiş(pazarlama),eğer askere gitmediyse şu anda maaşı daha da fazladır...
-
Amor arkadaşım da beni doğruluyor.
Sanırım bu konudaki herkes ya öğrenci ya da yeni mezun.
Evet bu yaşlarda ben de tumra gibi düşünüyodum ama ortamı görünce işler değişti.
ArGe de çalışırken ODTU Elektronik Müh. mezunu bi eleman bana gelip konnektör tanıtıyodu ve ben de "sen git ODTU yü bitir sonra da burda konnektör satmaya çalış" şeklinde bi izlenime kapılıyodum. Meğersem adam benden çok daha fazla maaş alıyomuş ve olanakları da daha iyiymiş....
Başka ne diyeyim... -
Bu arada kelime anlamı olarak konuşursak arkadaşlar haklı Satış Mühendisi olmaz.
Ama pazarlamacı olarak mühendis işe alıyosanız, işe aldığınız eleman "MÜHENDİS" etiketini terk etmek istemeyeceğinden böyle bi kavram oluşmuş... -
quote:
Orjinalden alıntı: acoskan
tumra arkadaş çok haklı,
hukuk mühendisi, edebiyat mühendisi, sosyo-mühendis olmadığı gibi satış mühendisi de olmaz. Mühendis arapça bir kelimedir ve aslen hendesadan geliyor. Mü nereden geliyor bilmiyorum ama uzman benzeri bir anlamı var. Aynı mü mütehassıs'da da var. Kısaca, hendesa bilmeyen mühendesa olamaz.
Sınıfta süper bir kız vardı herkes peşinden koştu 4 yıl boyunca, o hiçkimseyi beğenmedi, sonunda okul bitince evine döndü, etrafında hiç de erkek kalmadı. Sonunda fırıncıyla evlenmiş ama fırıncı kelimesi nedense ona itici gelmiş, eşin ne iş yapıyor denince ilginç bir şey söylüyor, "Fırın işletmecisi" gibi bir şey tam hatırlamıyorum. Satış münehdisi de böyle bir şey herhalde.
Ali
mühendis : mühenni eden demektir yani birşeyi masa başında planlayan programlayan ölçen biçen kişidir
-
bi arkadaş sevgilisinin mesleğini ailesine söylemeye çekiniyordu. Kızın sevgilisi yarış atlarının sağlığıyla ilgileniyodu yani seyis gibi bişeydi. Bana sordu ne diyesim diye mesleğini
ben de "Yarış atı sağlık uzmanı" de dedim -
quote:
Orjinalden alıntı: tumra
quote:
Orjinalden alıntı: kimkibudeli
mühendislik eğitimi almış olup satış-pazarlama yapan elemana satış mühendisi denir...
İşin tekniğini bildiğinden daha iyi satış yapabilir. Birşeyler üretmek önemlidir. Ama daha önemlisi doğru sahaları bulup bunun satışını yapabilmektir.
umarım anlaşılabilir olmuştur...
Mühendislik eğitimi almış olanlara mühendis denir. Bunların arasında satış yapmayı becerebilenlere satıcı denir. Satış mühendisliği diye bir şey olmaz. Mühendis adam hesap yapan adamdır. Ha, mühendislik okudun, hiç bir şey kazanmadın, ama pazarlama konusunda beceriklisin; o zaman "pazarlamacıyım" demezsin de "satış mühendisiyim" dersin. O ne demek? "Bir halt olamadım, buralarda bu ürünleri satıyoruz size" demek. "Ama hor görmeyin beni" demek. "Bakınız, tamam, şu anda pazarlamacılık yaparak aldığım eğitimi hak etmediğimi gösteriyorum. Ama biraz saygı duyunuz, zira o kadar kopyayı boşuna çekmedik her halde, değil mi?" demek.
Herhangi sattığı malı bizzat kullanan adam da aynı işi yapabilir. Satış konusunda yetenekli olan mühendis elbette savunduğu malı iyi savunacaktır, iyi sunacaktır. Malın mantıklı ya da iyi tasarlanmış olduğunu anlatabilir. Ancak zaten günümüzde bir malın alınmasını sağlayan şey o malın iyi olması değil iyiymiş gibi takdim edilmesidir. Müşteriye duymak istediğini söylemeniz o malı satmanız için kâfidir. Bu bağlamda iyi olmayan bir malı da satabilirsiniz. Hem de iyi olan maldan daha kolay satabilirsiniz. Ağzı iyi laf yapan, kelime oyunları yapan, şakacı her insan mühendis olamaz ama malı mühendisten iyi satabilir. Mühendisin bu işletmedeki görevi, malı satmak olmasına gerek yoktur, zira patron malı satmak istiyorsa iyi bir satış elemanı arasa yeterdir. Yok eğer patron iyi bir malı satmak istiyorsa malın tercih edilmesinde mühendis görev alır, satışını yine satıcı yapar. Mühendis üretim adamıdır. Bunca senelik emek, "bir satıcı parçası olmak için" değildir. Eğer mühendislik eğitimi almış adam, aldığı eğitimi gereken yerlerde kullanmayıp böyle şekillerde ziyan ediyor, aldığı eğitimin sorumluluğunu taşıyamıyor da satıcı oluyorsa ona "satıcı parçası" denir. Bu vatanı satıcılar değil mühendisler kurtaracak, daha iyi günlere götürecektir. İimeefee'ye olan borçlar satış yaparak değil üretim yaparak ödenebilir, bunu da zaten gerçekten mühendislik yapan adamları "çok para" vaadiyle satışta kullanmak bilinçli katliamdır. Adam gibi üretim yapınız, sizlerin (mühendislerin) işi satış yapmak değildir. Satış yapılır. Sen mühendis ol, ondan sonra "bu malı alabilirsiniz, bu mikroişlemcinin kaydedicisinde yeni teknoloji olan hede tabakalı transistörler kullanılmaktadır" diyerek müşteri tavlamaya çalış. Bre onu anlayacak mı her müşteri?
Çok ciddi ihalelere katılınacağını düşün. Arada bir böyle ihalelerde görev almak için o müesseseye "satış mühendisi" sıfatıyla katılman gerekmiyor. Mühendis olarak katılır, arada bir de bu işlerle ilgilenirsin. Bu "satış mühendisliği" lafından anladığım, sabahtan akşama kadar "kime ne satabilirim acaba" diye düşünen (ve düşünmesi istenen) adamdır.
Bu yüzdendir ki satış mühendisi olmaz. Mühendis olur, satıcı olur. Bu ikisi ayrı insanlardır ve öyle de olmalıdır.
Öyle meslek gruplarında çalışırsınız ki satış yapan elemanınız MÜHENDİS olmak durumundadır.
Hatta basit, kıytırık , bir mühendis bile olmamalıdır.
Açıkçası elektronikte belki sizin sözüne ettiğiniz gibi olabilir ama Makina üzerine olan konularda kesinlikle konu hakkında deneyimli, bilgili Mühendislere ihtiyaç vardır.
Pazarlamacı Mühendisler şirketteki herkesten çok para kazanırlar.Çünkü bütün bir firmayı çeviren satıştır.
İsterseniz dünyanın en güzel, en sağlam, en az enerji tüketen ürününü yapın pazarlayamadıktan sonra sonuç koca bir SIFIRDIR.
Artık firmalar ürünlerini kendi ülkelerinde bile üretmiyorlar, Çin'de işini hallediyor.
Türkiye'nin problemi üretmekte değil Türkiye'nin problemi PAZARLAMAKTA.
-
quote:
Orjinalden alıntı: Huhukomsu
Öyle meslek gruplarında çalışırsınız ki satış yapan elemanınız MÜHENDİS olmak durumundadır.
Hatta basit, kıytırık , bir mühendis bile olmamalıdır.
Açıkçası elektronikte belki sizin sözüne ettiğiniz gibi olabilir ama Makina üzerine olan konularda kesinlikle konu hakkında deneyimli, bilgili Mühendislere ihtiyaç vardır.
Pazarlamacı Mühendisler şirketteki herkesten çok para kazanırlar.Çünkü bütün bir firmayı çeviren satıştır.
İsterseniz dünyanın en güzel, en sağlam, en az enerji tüketen ürününü yapın pazarlayamadıktan sonra sonuç koca bir SIFIRDIR.
Artık firmalar ürünlerini kendi ülkelerinde bile üretmiyorlar, Çin'de işini hallediyor.
Türkiye'nin problemi üretmekte değil Türkiye'nin problemi PAZARLAMAKTA.
Sondan başlayalım:
quote:
Türkiye'nin problemi üretmekte değil Türkiye'nin problemi PAZARLAMAKTA.
Şimdi sen, sevgili arkadaşım, biz Türklerin hangi ürünlere çok para verdiğini ve bunların arasından hangilerini ürettiğimizi bana söyleyebilir misin? Madem sorun üretimde değil satmakta, o halde "şunları şunları üretiyoruz da satışı iyi yapamadığımız için maalesef yeterli hızla büyüyemiyoruz" deyiver.
Bana ülkemizde hangi bisiklet parçalarının üretildiğini söyleyiniz.
Bana hangi elektronik cihazın üretildiğini söyleyiniz.
Bana hangi ölçüm cihazı ve üretim cihazının üretildiğini söyleyiniz.
Bunların arasından malın 1. senesinin sonunda müşteri memnuniyeti vasatın üzerinde olanlar geçerli sayılacak, diğer çaputları "ahanda üretim işte" diye sunarsanız içimden küfür edeceğimdir.
Bana bu ülkede üretilen bilgisayar parçası ya da aksesuarı gösterebilir misiniz?
Vay bee... Ne kadar üretim yapılıyor da biz göremiyoruz, sonra da ağzımızı açıp laf ediyoruz. (Burada küçük bir not: Bu söylediğim ürünlerle ilgilendiğim için bu ülkede bu tür ürün üretimi yapılmadığını biliyorum. Son bir saatte üretim yapılmaya başlandıysa o ayrı.)
Gelelim ikinci noktaya: (Birincisiyle iç içe aslında. Birinciye karşı tez sunacaksanız bunu da göz önünde bulundurduktan sonra sunun.)
quote:
Pazarlamacı Mühendisler şirketteki herkesten çok para kazanırlar.Çünkü bütün bir firmayı çeviren satıştır.
İsterseniz dünyanın en güzel, en sağlam, en az enerji tüketen ürününü yapın pazarlayamadıktan sonra sonuç koca bir SIFIRDIR.
Artık firmalar ürünlerini kendi ülkelerinde bile üretmiyorlar, Çin'de işini hallediyor.
Önemli olan kimin para kazandığı değildir. Bu konuda uzun konuşmayacağım. Bir araştırmaya göre ülkeyi ayakta tutanlar, o ülkede "enayi" diye adlandırılan kişilermiş. Bu bağlamda ben gerçekten "faydalı kişiler" ile ilgileniyor ve onları göz önünde bulundurarak konuşuyorum.
İstersek dünyanın en sağlam, en az enerji tüketen cihazını yapalım, bunu satamadıktan sonra anlamsızdır, evet. Peki ben de şöyle söyleyim: İsterseniz dünyanın en salak cihazını/ürününü yapın, çok elektrik tüketsin, çok kırılgan ya da bozulmaya müsait olsun. Bu ürünü satabilirsiniz. Satış yapmanın ürünün nitelikleriyle değil satıcının nitelikleriyle ilgisi vardır. Bakınız, koskoca Elbistan Termik Santralini sattılar bize. Peki niye aldık? Bizim o santrali çalıştıracak kömürümüz mü var? Hayır yok, hatta kömürler Afrikadan geliyor. Peki santrali biz mi yaptık? Hayır, bire bin katarak yabancılara yaptırdık.
quote:
Öyle meslek gruplarında çalışırsınız ki satış yapan elemanınız MÜHENDİS olmak durumundadır.
Hatta basit, kıytırık , bir mühendis bile olmamalıdır.
Açıkçası elektronikte belki sizin sözüne ettiğiniz gibi olabilir ama Makina üzerine olan konularda kesinlikle konu hakkında deneyimli, bilgili Mühendislere ihtiyaç vardır.
Bu bahsettiğin "öyle meslek grupları" nelerdir? Benim aklıma gelenler "üretim yapan firma için üretim yapan firmalar"dır. Yani malınızı alacak olan kişi yine bir mühendis olan firmalar... Bu durumda önceden söylediğim gibi "Şirkete bunun için girmenize gerek yoktur, mühendis olarak girip üretim yaparsınız, arada bir de bu işlerle ilgilenirsiniz." Mühendis adam sürekli satışa kafa yorarsa satıcı olur çıkar. Sonra o adamdan mühendislik beklemeyin. Eline bir kumpası aldığında nereye sokacağını şaşırır. Ama gerekiyorsa o kumpası satmasını bilir, o ayrı. O kumpası satmasını normal satıcı da bilir.
Sizler bu mühendisliği ne sanıyorsunuz? 4 sene okul okumak mıdır mühendislik? Ne demek şimdi bu? Bu salak ÖSS sisteminde sınavı yeteri puan alarak bir üniversiteye kapağı atıp, ardından kopyalarla, hocaları kafalamamalarla mezun olmak mıdır mühendislik? BENİM OKUDUĞUM OKULDA UTANÇ VERİCİ MÜHENDİSLER VAR. Bu adamlar 5V-3A'lik bir kaynağa 555 yongasını bağlamıyorlar. "Niye?" diyorsun "5V tamam da 3A kömür eder" diyor. Bu adam aramızda mühendis diye dolaşıyor EY İNSANLAR!!!
Mühendis, "kafası basan adam" dır. "Kafası basan her adam mühendis olur ama kafası basan her adam o aptal ÖSS'de başarılı olmak zorunda değildir. Aynı kafası basan her adam iyi bir satıcı olabilir. Satış, müşteriye duymak istediğini söylemektir. Müşteriler bir dizüstü bilgisayar alırken kafadan "en incesini", "en pahalısını", "en güzel görünenini" istiyorsa istediğin kadar sağlam üretim yap, satamazsın. Hafif yapacaksın, ince yapacaksın, dandik yapıp pahalı satıp teknik desteği iyi vereceksin. Bu işler böyle arkadaşlar. Ama ülkeyi bunlar kurtarmaz. Ülke üretim ister, dışarı satmak ister. Bunun için marka olmak ister. Marka olmak acımasızlık ister, sağlam satış stratejileri ister. Sen 4 seneni hesap kitap yapmaya adamış olmakla bu işlerin altından kalkabileceksin diye bir kaide yoktur. Sen satış uzmanın dediği , tesbit ettiği özelliklerde ürün ortaya çıkaracak insansın. Sen bu işe yararsın. Yoksa elinde diploma olmayan adamı hor görmeyin, size papucunuzu ters giydirebilir. Ben elektrik elektronik mühendisliği 4. sınıf öğrencisiyim. Ne öküzler mezun oluyor bizim okuldan, aklınız durur. Ayrıca makina mühendisleriyle bir konu hakkında konuşurken adamların ne kadar bilgisiz ya da yetersiz olduğunu (kültürsüz olduğunu diyelim isterseniz) görebiliyorum. Bu adam sıksan bana mal satamaz. Sıkamaz çünkü. Ben daha iyi sıkarım. Niye? Çünkü kafam basıyor. O adam ÖSS'yi geçmiş, dersleri de vermiş ama kafa basmıyor. Olmaz o.
İlk mühendisler neler yaptı? Mesela kumsala dev çanak aynalar koyarak gemileri yakan bir adam vardı? Kimdi o, hatırlamıyorum şimdi. Bir filozof. Evet, felsefe derslerinde o adamı görüyorduk ama adamlar bilim adına mühendislik adına bir çok şey yaptı. Bu adamların ne ellerinde mühendislik diploması vardı, ne de mühendis sıfatları... Bu adamlar etraflarında en iyi olasılıkla filozof, genel olarak da deli olarak nitelenen insanlardı. Peki şimdi biz bunlara mühendis demeyecek miyiz? (Bu paragrafı "eee? ne dedi şimdi bu?" diyenler için açıklıyorum: Bir mühendis, kafası basmayan ama elinde mühendislik diploması olan biri, alelade denk gelmiş her adama malı satamaz, onu ikna edemez. Mühendis diploması olmayan mühendisler de vardır. Bazen bu adamlar tekniker ya da teknisyen sıfatı alabilir, bazen bu sıfatları da alamazlar. Önemli olan sıfat değil kafanın basmasıdır. Mühendis efendimiz bu adama malı satamayabilir, adamın soruları karşısında dut yemiş bülbüle dönebilir. Ağlaya ağlaya bir hal olabilir. O yüzden bir malı bir insanın mühendis olduğu için mühendis olmayandan daha kolay, çok, ya da iyi satabileceği bile muallakta iken; bu mühendis ağabeyimizin bu malı alelade denk gelen bir insana kesin olarak satabileceği da meçhuldür.)
Lafı uzatmadan şuraya bağlayım: Ürünü üretecek insan mühendistir, satacak olan da satıcıdır. Malı satmasını bilen mühendise "satış mühendisi" denmez. O anda satıcılık yapmaktadır, ancak mesleği yine mühendisliktir ve vaktini mühendislik yaparak değerlendirir. Malı ne kadar iyi ya da kötü ürettiğiniz önemli değildir, malı satmayı bilen satıcı, o malı her türlü satar. İyi mal üretirseniz iyi malı satar, kötü mal üretirseniz kötü malı satar. İyi malı ürettiğinizde iyi malı satarsa marka, kötü malı ürettiğinizde kötü malı satarsa üç günlük firma olursunuz, tek fark bu olur.
Saygılar, sevgiler, bol güneşli günler.
(Not: Küfretme konusunda ciddi değildim)
Benzer içerikler
- fişi prize takınca neden kıvılcım çıkar
- powerbank neden şişer
- şerit led neden sönük yanar
- televizyon neden kendi kendine kapanır
- audio diafon kırmızı ışık sürekli yanıyor
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X