Şimdi Ara

Şamanizm gelenekleri Anadolu’da hala yaşıyor

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
6
Cevap
0
Favori
2.740
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Türk toplumu, İslamiyet öncesi Türkler’in inandığı Şamanizm’in geleneklerini hala yaşatıyor. Peki bunlar neler?

    Türk toplumu, İslamiyet öncesi Türkler’in inandığı Şamanizm’in geleneklerini hala yaşatıyor. İslamiyet’in yayılmasıyla birlikte Müslümanlığı kabul etmiş olan Türkler'in günümüzde de halen süregelen kimi geleneklerinde Şamanizm izlerine sıkça rastlanıyor.

    Günlük hayatta sıkça karşılaşılan ve insanların kaygılarını gidermeye yönelik olan bu gelenekler Türkler’in uzak tarihine kadar dayanıyor. Anadolu’da varlığını sürdüren bu geleneklere; düğün, doğum, cenaze gibi sosyal olaylarda sık sık rastlanabiliyor.Bu inançlar, yüzlerce yıldır kötü ruhlardan korunmak, korkuları ve endişeleri gidermek için, dilek ve beklentilerine ulaşmada bir araç olarak kullanılıyor. Anadolu’da yaşayan birçok gelenek, Şamanizm üzerine yazılan eserlerle karşılaştırıldığında farklılıklarının olmadığı görülüyor. Şamanizm, Orta Asya, Altay yöresi ve Sibirya dolaylarında yayılmış, İslam öncesi Türklerin, Moğolların ve diğer bazı kavimlerin dini.

    Türbelere çaput bağlamak Şaman kökenli

    İslam dinini kabul etmiş olan Türkler ve diğer kavimler eski dinlerinden kalan birçok inanç, gelenek ve ayinleri yeni dinlerine sokmaya muvaffak olmuşlar. ‘Tarihte ve Bugün Şamanizm’ kitabının yazarı Abdülkadir İnan, Şamanizm geleneklerinin çoğunun güya İslamın talimatı ondanmış gibi yüzyıllar boyunca sürüp geldiğini belirtiyor. Oğuzların torunları olan bugün ki Anadolu Türklerinde de eski inanç ve göreneklerin derin izlerine rastlandığını yazan İnan, folklorcularımızca tespit edilen alkarası (albastı) efsanesinin, uzun ömürlü olması için çocuklara Yaşar, Durmuş, Satılmış, Satı... gibi adlar vermenin Şamanizm kökenli olduğunu yazıyor. Abdülkadir İnan ayrıca; türbelere ve kutlu ağaçlara, çalılara paçavra parçaları bağlamanın, hastalık dolayısıyla çocuğun adının özel bir törenle değiştirmenin, kötü ruhlardan korunma maksadı ile 'iyi saatte olsunlar' demek gibi adetlerin hepsinin Şamanizm kökenli olduğunu yazıyor.

    Doğum ve Ölümde Şamanizm kalıntıları

    Doğum ve ölüm seremonilerinde de Şamanizm kökenli inançlara sıkça rastlanıyor.
    Anne ve bebeğini, albız denilen hayali kötü varlıktan korumak için yastıklarının altına soğan kabuğu ile bıçak, eğe, makas, çivi gibi metallerin konulması geleneğini bunlardan biri. Doğum hastanelerine giderken bunlar halen götürülüyor. Anadolu'nun bazı yerlerinde makas ve bıçak gibi demirden yapılan ev aletlerinin elden alınmıyor, bunun soğukluk getireceğini düşünülüyor. Bu inanışta Şamanizm dininden kalma. Defnedilmeyi bekleyen ölülerin üzerine, şişmesin diye demir parçası konulması, günümüzde kullanılan, ‘Ocağı sönmeyesice’ gibi olumsuzdan olumlu yapılan ifadeler,
    İnsanın üzerinden kedi atlamasının uğursuzluk sayılması ve eğer ölünün üstünden kedi atlarsa onun hortlayacağına inanılması hep Şamanizm kökenli inançlar olarak karşımıza çıkıyor. Anadolu’nun bazı yörelerinde evden ölü çıkarsa ev süpürülmezmiş ve yemek pişirilmezmiş, aksi yapılırsa günah olacağı sayılırmış. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde ölünün çıktığı yere, odaya, ertesi sabaha kadar yanan bir mum veya gaz lambası yakılır. Cenaze, gece evde kalma zorunda ise bu işlem yine yapılır ve ölü karanlıkta bekletilmez. Ölü hastanede beklemek zorunda kalırsa orada da karanlıkta bırakılmaz. Bu inanç ölümden sonra ruhun gezmesi, dolaşması ile ilgili. Işık onun gezip görmek istediği şeyleri bulmasında, yol almasında yardımcı olacağına inanılıyor.
    Bazı yerlerde ise çok ağlayan çocuğun babasının ölümüne sebep olacağına inanılır. Bu yüzden ağlayan çocukları analar, 'yaşın başın yesin' diyerek babalarının ölmesini önlediklerine inanırlar. Bütün bu batıl inanışlar ata dininin kalıntıları olarak adlandırılıyor.

    Nazar boncuğu da Şamanizm'den geliyor

    Çeşitli kaynaklarda, nazara karşı tahtaya vurmak ve nazar boncuğu takmak da Şaman gelenekleri arasında zikrediliyor. Hastalık dolayısıyla çocuğun adının özel bir törenle değiştirmek ve ölen kimsenin ayakkabılarını evin dışında bırakmakta Şamanizm kökenli inanışlar. Bunun yanında, gelinin eve girişi sırasında bazı yörelerde, erkek tarafı muhtelif saçılar dağıtıyor. Kurban kesmek, çerez dağıtmak, ve benzeri saçılar, eve giren gelin ile güveyin birleşmesine mani olma ihtimali olan cinler, iyeler için bir tedbir almak, onları memnun ederek uzaklaştırmak amacıyla yapılıyor. Bu saçılar sayesinde gelin ile güveyin birleşmelerinin kazasız sağlanmış olacağına inanılıyor. Orada saçı dağıtılırken her ikisi de, kaptığı saçıyı uğur ve bereket getireceği inancı ile saklıyor. Saçının burada da bereket getireceğine inanılıyor. En mühimi de gelin ile güveyin nesillerinin sürdüreceği, çocuk sahibi olmalarını sağlayacağına inanılıyor. Türk inançları arasında saçının bu fonksiyonları çok eskilere dayanıyor. Düğünlerde bereket getirmesi için gelin ve damadın başına atılan buğday taneleri ile ''darısı başına'' tabirinin, yine bu inancın yaşayan örneklerinden olduğu dile getiriliyor.

    Bu inançlar rahatlama sağlıyor

    Konu ile ilgili görüşlerini aldığımız Selçuk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yasin Aktay, bu inanışların İslam inançlarıyla bağlaşmadığını, fakat insanların bunu bildiğini, psikolojik olarak rahatlama sağladığı için inanmaya devam ettiklerini belirtiyor. İnsanların psikolojik rahatlama sağladığı için bu tür gelenekleri devam ettirdiklerini özellikle vurgulayan Aktay; ''İnsanlar için alimlerin muhayyelesi fazla entellektüeldir. İnsanlar genellikle bu tür inançların İslam dini ile bağdaşmadığını biliyorlar. Bu tür inançları rahatlama olarak günümüze kadar yaşatıyorlar. Hakiki bir din tasavvurunuz varsa bu gibi inançlar zarar verebilir” diyor. Şamanizm geleneklerinin hala günümüzde hüküm sürmesinin Türklülük bilincini kuvvetlendirenden etkenlerden biri olduğuna da değinen Yasin Altay, bu tür inanışları yerine getirmeyenlerin bir yaptırımla karşılaşmadığını, bütün dinlerin bu gibi geleneklerden etkilendiklerini belirtiyor.







  • güzel paylaşım teşekkürler
    islam öncesi türk yaşamı hep ilgimi çekmiştir.
    bende farkında olmadan şamanizm'in bazı ritüellerini yerine getiriyormuşum demekki
    küçüklükten kalma bir alışkanlıkla yastığın altına çakı bırakırım
  • quote:

    Orijinalden alıntı: pcgamebeer

    güzel paylaşım teşekkürler
    islam öncesi türk yaşamı hep ilgimi çekmiştir.
    bende farkında olmadan şamanizm'in bazı ritüellerini yerine getiriyormuşum demekki
    küçüklükten kalma bir alışkanlıkla yastığın altına çakı bırakırım




    Bu bir gerçek, Bastırılmış inançlar ne kadar bastırılırsa bastırılsın.. daima özümüzde yaşar...Türklerin Nasıl İslamiyeti Kabul ettiği keşke objektif olarak öğretile bilse..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CoMMaNDeRCX


    quote:

    Orijinalden alıntı: pcgamebeer

    güzel paylaşım teşekkürler
    islam öncesi türk yaşamı hep ilgimi çekmiştir.
    bende farkında olmadan şamanizm'in bazı ritüellerini yerine getiriyormuşum demekki
    küçüklükten kalma bir alışkanlıkla yastığın altına çakı bırakırım




    Bu bir gerçek, Bastırılmış inançlar ne kadar bastırılırsa bastırılsın.. daima özümüzde yaşar...Türklerin Nasıl İslamiyeti Kabul ettiği keşke objektif olarak öğretile bilse..

    islam dini içeirğiyle türk toplumunun dikkatini çekmiş ve hesp birden müslüman olmaya karar vermişler.. futbol takımını değiştir desen kimse değiştirmez.. ölürümde gene fenerden geçemm falan derler..ama en büyük toplumsal tabu olan din olgusu cok ilginç bir sekilde bırakılmış ve rahat bir sekilde sevine sevine islam geçmiş türk toplumu... hemde toplu halde...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: popeye85


    quote:

    Orijinalden alıntı: CoMMaNDeRCX


    quote:

    Orijinalden alıntı: pcgamebeer

    güzel paylaşım teşekkürler
    islam öncesi türk yaşamı hep ilgimi çekmiştir.
    bende farkında olmadan şamanizm'in bazı ritüellerini yerine getiriyormuşum demekki
    küçüklükten kalma bir alışkanlıkla yastığın altına çakı bırakırım




    Bu bir gerçek, Bastırılmış inançlar ne kadar bastırılırsa bastırılsın.. daima özümüzde yaşar...Türklerin Nasıl İslamiyeti Kabul ettiği keşke objektif olarak öğretile bilse..

    islam dini içeirğiyle türk toplumunun dikkatini çekmiş ve hesp birden müslüman olmaya karar vermişler.. futbol takımını değiştir desen kimse değiştirmez.. ölürümde gene fenerden geçemm falan derler..ama en büyük toplumsal tabu olan din olgusu cok ilginç bir sekilde bırakılmış ve rahat bir sekilde sevine sevine islam geçmiş türk toplumu... hemde toplu halde...


    buna bir itirazımız yok :)
    ancak islamın yanı sıra Türkler hristiyanlık, maniheizm ve yahudilik gibi dinleri de benimsemişlerdir,
    buradan birkaç sonuç çıkarılabilir

    göçler türklerde inanç sistemini etkilemiştir buna muhtemelen iki etken zemin hazırlar:

    birincisi türkler, göçler ve kültür etkileşimleri sonrasında zamanla kendi dinlerini unutup yeni bir din arayışına geçtiler.
    ikincisi etraftan yoğun bir şekilde misyonerlik faaliyetleri yapılmaktaydı.

    biz türkler, dinden önce, vicdana ve ahlaka önem veren bir yapıya sahibiz. yani biz insana değer veren hümanist bir toplumuz.
    kanaatimce vicdanen, ahlaken benimsediğimiz bir fikri kabullenmekte güçlük çekmiyoruz. bu bizim genlerimizde olan bir yapı




  • quote:

    Orijinalden alıntı: popeye85


    quote:

    Orijinalden alıntı: CoMMaNDeRCX


    quote:

    Orijinalden alıntı: pcgamebeer

    güzel paylaşım teşekkürler
    islam öncesi türk yaşamı hep ilgimi çekmiştir.
    bende farkında olmadan şamanizm'in bazı ritüellerini yerine getiriyormuşum demekki
    küçüklükten kalma bir alışkanlıkla yastığın altına çakı bırakırım




    Bu bir gerçek, Bastırılmış inançlar ne kadar bastırılırsa bastırılsın.. daima özümüzde yaşar...Türklerin Nasıl İslamiyeti Kabul ettiği keşke objektif olarak öğretile bilse..

    islam dini içeirğiyle türk toplumunun dikkatini çekmiş ve hesp birden müslüman olmaya karar vermişler.. futbol takımını değiştir desen kimse değiştirmez.. ölürümde gene fenerden geçemm falan derler..ama en büyük toplumsal tabu olan din olgusu cok ilginç bir sekilde bırakılmış ve rahat bir sekilde sevine sevine islam geçmiş türk toplumu... hemde toplu halde...

    Göbek ata Göbek ata deseydin tam olurdu..İyi araştır.. Türklerin çoğu nasıl katledildi, Nasıl eziyet edildi.. Buhara'nın Talan Edilmesi....Talkan Katliamı...Curcan Katliamı...Hakan Sulu'nun Ölümü ve Cuzcan Beyinin ihaneti...Kur-Sul'un Ölümü ve Türk Ordularının Dağılması.....devam eder

    Taberi Anlatımları

    Aşağıdaki pasajlar doğrudan Taberinin anlatımından alınmıştır.

    Tarih-i Taberi / Cilt 3/(Syf-343)

    Her kim Türk’lerden baş getirirse yüz dirhem vereceğim. İmdi müslümanlar bir bir Türk’lerin başını kesip getirip 100 dirhemi aldılar.Ve Türk’leri dağıtıp hesapsız kırdılar ve mübaleğa ile mal ve ganimet alıp yine dönüp Merv’e geldiler.
    Yaz gelince Kuteybe Horasan şehirlerine nameler gönderip asker topladı. Sonra göçüp Talkan’a vardı. Şehrek ki Talkan meliki idi. Neyzekle müttefik idi. Kuteybe’nin geldiğini işitince kaçtı. Kuteybe Talkan’a girdiği vakit hükmetti ki ahalisini kılıçtan geçireler. Nekadar kırabilirlerse kıralar. Bunun üzerine Kuteybe’nin askeri orada hesapsız adam öldürdü.
    Rivayet ederler ki 4 fersenk yol iki taraftan muttasıl ceviz ağacı dallarına adamlar asılmış idi. Oradan göçtü. Mervalarüd’e kondu. Oradaki melik kaçtı. Kuteybe onun da iki oğlunu tuttukta kalan şehrin beyleri itaat edip istikbale geldiler.(Syf-344)
    Kuteybe dedi: - Vallahi eğer benim ömrümden üç söz söyleyecek kadar zaman kalmış olsa bunu derim ki (Uktülühü uktülühü uktülühü). ( Hepsini öldürün, hepsini öldürün, hepsini öldürün )
    Bunun üzerine Neyzek’i ve iki kardeşi oğulları ki biri Sol ve biri Osman’dır. Ve yine o kendisi ile mahsur olanların hepsini öldürdüler.hepsi 700 adam idi. Buyurdu başlarını kesip Haccaca gönderdiler.(Syf-347)
    Kuteybe deve palanı demek olur.(Syf-351)
    Ganimet malının beşte birini Haccac’a gönderip Semerkant’ın fethini de ilan etti. Haccac da bu haberi işitip sevindi. Kuteybe tekrar Merv’e döndü. Kardeşi Abdullah’ı Semerkant’a emir yaptı. Askerlerinin bir miktarını onun yanında bıraktı ve lüzumu kadar harp aleti verip, Abdullah’a dedi: Kafirlerden hiç kimseyi Semerkant’a girmeye bırakma, ancak eline bir parça balçık ver ve o balçığın üzerine mühür vur.(Syf-353)




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.