Şimdi Ara

Ş İ K E Topiği

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
39
Cevap
0
Favori
960
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Fenerbahçe şike yapmış !

    Bahçe’nin 2000-2001 yılında kazandığı şampiyonlukta teşvik primi verdiği ortaya çıktı.20 Temmuz 2006 16:43

    Fenerbahçe'nin 2000-2001 sezonu kazandığı şampiyonlukta teşvik primi ortaya çıktı. O sezon Ankaragücü'nün teknik direktörlüğünü yapan Yanal herşeyi birbir itiraf etti.

    Tarih: 15 Kasım 2004... Yer: Milli Takım'ın kamp yaptığı Polat Renaissance Oteli'nin lobisi... Milli Takım, 2 gün sonra Servet'in Shevchenko kabusu yaşadığı Ukrayna maçına çıkacak.

    Vatan Spor Servisi Müdürü İbrahim Seten kampı ziyaret ediyor. Seten, Ersun Yanal, zaman zaman menajer Can Çobanoğlu ve mentör Turgay Biçer'in de katıldığı sohbet saat 22.00 sularında başlıyor, bittiğinde saatler 2.00'yi gösteriyor. O sıralarda Beşiktaş-İstanbulspor maçında teşvik primi gönderildiği söylentileri var. Seten bu konudaki bilgileri Yanal'a anlatıyor. Yanal, "Bak birader" deyip söze giriyor. "Benim başımdan öyle bir şey geçti ki, senin anlattıkların solda sıfır. Türkiye'de bu iş bitmiş. Sana bunları anlatırım ama bana söz ver, eğer bir gün Türkiye'de bu işlerin temizlenmesiyle ilgili bir kamuoyu oluşursa bunu kullan. Yoksa bizi kimseye kurban etme."

    Ve bizzat yaşadığı teşvik skandalını başlıyor anlatmaya:

    "2000-2001 sezonu... F.Bahçe ile G.Saray kıran kırana bir şampiyonluk yarışı içinde. G.Saray, üst üste 5. şampiyonluğa koşuyor. F.Bahçe ise Mustafa Denizli ile onlara yetişmeye çalışıyor... G.Saray puan kaybetmezse de F.Bahçe'nin şansı hiç yok... Son haftalara girildikçe, bizim gibi (teknik direktörü olduğu AGücü'nü kastediyor) takımlarla iki kulübün oynadığı maçlar önem kazandı...

    13 Mayıs'ta, yani ligin bitmesine 3 maç kala G.Saray ile Ali Sami Yen'de karşılaşacağız. Hafta boyunca bana F.Bahçe Kulübü'nden bizim futbolculara teşvik primi gönderileceği yolunda duyumlar ulaştı... Takımı toplayıp sert bir konuşma yaptım:

    'Teşvik primi alanı bu takımda yaşatmam. Helal olmayan bir parayı almak, insanın ailesini satmasıyla eş anlam taşır. G.Saray'ı yenmek için F.Bahçeliler'in sizinle bağlantı kurmaya çalıştığı dedikodusu ayyuka çıktı. Sakın bu yollara girmeyin, primi alanı affetmem. Hepiniz ayağınızı denk alın.'

    Johnson-Kennedy bağlantısı

    Tabii bu konuşma oldu ama ben hepsini sonradan öğreniyorum, 2 takım futbolcuları kendi aralarında işi pişirmişler. Mesela o sırada F.Bahçe'de oynayan Johnson, A.Gücü'nün yabancılarından Kennedy ve Augustine'le konuşmuş, onlar para konusunda anlaşmışlar. Bu ikisi takımdaki diğer yabancılar kaleci Da Silva ve stoper Rogerio'yu da ayarlamışlar. Yani zaten 4 oyuncu teşvik primine kendiliğinden 'okey' vermiş. Cafer'le ayrı bağlantı kurulmuş, Hakan Keleş'le ayrı... Takım, kendi kendine F.Bahçeliler'den teşvik alma konusunda uzlaşma sağlamış.

    Ben maçtan önce soyunma odasında yaptığım konuşmada herkesi son defa uyardım. Neyse sahaya çıktık, olağanüstü oynadık. Hakem Bülent Uzun da bize yardımcı oldu, diyebilirim. (İşte burası çok önemli) 10. dakikada Faruk ilk golü attı, 1-0 öne geçtik. G.Saray ilk yarıda Okan Buruk kırmızı kartla atılınca 10 kişi kaldı ve paniğe kapıldı. Rogerio, 61. dakikada durumu 2-0 yaptı. Hasan 63'te skoru 2-1'e getirdi ama yetmedi, biz maçı kazandık, F.Bahçe Erzurum'u 2-1 yenip büyük avantaj sağladı.

    Ne güvenilir taksiymiş ama

    Esas bomba maçtan sonra patladı. Malzemecimiz 'Hocam, bir taksi şoförü bunu size vermemi söyledi F.Bahçeti yönetici.. (İsmi bizde saklı) yollamış' diyerek soyunma odasına bir çanta getirdi. Çantayı açınca beynimden vurulmuşa döndüm. F.Bahçeli yöneticilerden birinin bize yolladığı çantanın içinden dolarlar fışkırıyordu. Soyunma odasında birden hareketlenme oldu, nerdeyse bıraksam herkes çantanın üstüne atlayıp paraları orada paylaşacak. Hepsine çok ağır hakaretler ederek çantayı kapattırdım.

    Malzemeciye emanet ettim ve 'Hayatımda böyle işlerin içinde olmadım. Sizin sayenizde geldiğimiz noktaya bakın. Bizim şerefimizin satılık olmaması gerekirdi. Ama madem bu para geldi, en azından bunun dağıtımının nasıl olacağını ben belirleyeceğim. Herkes duşunu alsın ve benden haber beklesin' deyip kapıyı vurup çıktım.

    Neyse, Ankara'ya döndük. Çantadaki para sayıldı, içinde 300 bin Amerikan doları vardı. 3 gün sabahlara kadar uyumadan ne yapacağımı düşündüm. Aklımdan parayı alıp federasyona gitmek ve herşeyi anlatmak da geçti. Ama cesaret edemedim.

    Al parayı, at imzayı!

    Sonra 300 bin doları nasıl dağıtacağımın yöntemini buldum. Beyaz bir dosya kağıdı aldım. Madem böyle bir şerefsizliğin içindeydik, gelen paradan gariban çaycının bile faydalanmasını sağlayacak bir metot geliştirdim. Sayfanın başına 'Teşvik primi alanlar' diye yazdım ve her futbolcunun adını alt alta sıraladım. Ben ve antrenörlerim bu paraya hiç dokunmadık ama malzemeciye, masöre, çaycıya, tesislerdeki bekçiye varıncaya kadar herkesi bu işten nasiplendirmeliydim. Futbolcuları teker teker evime çağırdım ve paylarını dağıttım. Adam başı 15 bin dolar civarında bir para düşüyordu. Parasını her alan, kendi adının yanındaki boşluğa imzasını attı. Mesela Cafer 'Ben o şerejsizin evine gidip para almam. Hakkımı yollasın' demiş, onunkini de takım arkadaşlarından biri götürdü. Ama yine ona da imzayı attırdım. Bu parayı son dolarına kadar dağıttım, sonra da beyaz dosya kağıdını evimde sakladım.

    Bu 'beyaz dosya kağıdına imza attırma işi'ni niye yaptım biliyor musun? Teşvik primine madem benim dahlim olmadan karıştılar, ben de onları yakacak bir belgeyi elimde sigorta olarak tuttum."

    İşte Telegol'ün geçen yıl Cafer Aydın'ı konuşturarak başlattığı teşvik primi skandalının gerçek perde arkası bu...

    300 bin dolarlık teşvik primini yollayan F.Bahçeli bir yönetici...

    Alan ve aldıkları paranın karşılığında boş bir kağıda imza atan A.Güçlü futbolcular...

    Ve bu belgeyi o günden beri saklayan teknik direktör Ersun Yanal...

    O sezonla ilgili daha pek çok hikaye var ama hepsi sırayla...

    Nefesinizi tutun ve bekleyin...

    Şansal Büyüka (LİG TV Yönetim Kurulu Üyesi)

    İtalya'daki cezalar Türkiye'de verilemez

    İtalya'da verilen futbol dünyasının belki de en ağır cezalarının Türkiye'de uygulanma şansını şu şartlarda göremiyorum. Hiçbir dönemi hedef almadan, genel anlamda söylüyorum. Türkiye'de gelmiş geçmiş futbol federasyonu üyelerinin üzerinde takım formaları var. Hukuk kurulları, disiplin kurulları, tahkim kurulları üyelerinin üzerinde takım formaları var. Maalesef bu formaları üzerilerinden çıkartamıyorlar, maalesef kararlara kuralllar, yönetmelikler değil, forma renkleri egemen oluyor. Bölgecilik ön plana çıktığı için ilgili idari amirler, gereken girişimi yapmak yerine görev yaptıklatı bölgenin takımını korumayı tercih ediyorlar. Bütün bunlar bizim temiz futbol adına gerçekçi ve radikal kararlar almamızı engelliyor. Yıllarca uğraşıp henüz tribünlerdeki küfürü kesemeyen bir ülkeden bu konularda karar almasını beklemek hayalcilik olur.

    Onun için Türkiye'de hızla, hiç zaman yitirmeden özgürce karar alabilecek, uzmanlaşmış Spor Mahkemeleri'ne ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Yıllarca sürmeden, 2-3 celsede karara bağlanacak olaylar Türkiye'de ciddi bir caydırıcılığı da yanında getirir. Spor Mahkemeleri kurulmaz, mevcut düzen devam ederse, yeni teşvikleri, yeni şikeleri, yeni danışıklı dövüşleri konuşmaya devam edem.

    'Çürük elmaları' temizlediler!

    Hükümet destekli Levent Bıçakçı federasyonu göreve gelir gelmez, ilk iş olarak "Temiz futbol" için çalışmalara başladı. Federasyonun her kuruluyla ayrı ayrı toplantı yapan başkan Levent Bıçakçı ve başkanvekili Hasan Doğan, son sıraya Merkez Hakem Kurulu üyelerini bıraktılar. Bu toplantıya MHK Başkanı Sabri Çelik ve eski MHK başkanı Ahmet Güvener özel olarak hazırlandılar. Hasan Doğan toplantıda genel konuları geride bıraktıktan sonra ağzındaki baklayı çıkartıp soruyu patlattı: "Beyler aranızda çürük elmalar var mı? Eğer varsa isimlerini söyleyin, hemen onlarla yollarımızı ayıralım." Sabri Çelik ve Ahmet Güvener zaten bu soruya hazırlıklı oldukları için isimleri tek tek saydılar... Mutlu Çelik, Bülent Uzun ve Çetin Sarıgül... Kara listede olan hakemlerdi. Gerçekten de bu hakemlerin geçmişlerine bakıldığında hep 'karanlık maçlar' ortaya çıkıyordu.

    MHK, federasyon destekli olarak bu temizliği yaptıktan sonra, diğer hakemleri de takibe aldı. Hepsinin banka hesapları, mal varlıkları, telefonları takip altındaydı. Bir gece genç ve gelecek vadeden hakemlerden Oktay Demiray saat 01.30'da Mutlu Çelik'i arayınca kara listeye çok yaklaştı.

    Telefon takibi...

    Yapılan telefon takibi sonucu Demiray'ın, Çelik ile görüştüğü tespit edilirken bu durum büyük rahatsızlık yarattı. Çünkü Çelik 'güvenilmezler' listesinde bir numaraydı. Demiray da kara listeye yakın bir noktaya geldi. Kendisi uzun bir süre özel takibe alındı. Fakat sonunda Çelik ile 'iş' ilişkisine girmediği kararına varılarak yeniden maçlara atanmaya başlandı.

    Vatan

    http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=142094




    İşte teşvik belgesi


    http://www.milliyet.com.tr/2005/02/10/spor/aspo.html

    Şike Tahkik Kurulu'nun, İstanbulspor - Altay maçında Selçuk Şahin, Mehmet Yozgatlı Musa Kuş'un teşvik primi aldıklarını belirlemesine rağmen, 2 yıl cezayı gerektiren bu suçla ilgili resmi işlem yapılmadığı saptandı

    Milliyet'ten çarpıcı dosya

    ÖZEL HABER / CEMAL ERSEN


    Türk futbolunda son yıllarda doruğa çıkan teşvik primi iddialarının ilk kez resmi olarak kanıtlandığı, ancak Şike Tahkik Kurulu raporunun Haluk Ulusoy başkanlığındaki Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu tarafından "hasıraltı edildiği" ortaya çıktı.
    Şike Tahkik Kurulu'nun, 2002-2003 sezonunun son haftasında oynanan İstanbulspor-Altay karşılaşmasında ev sahibi takım futbolcuları; Selçuk Şahin, Mehmet Yozgatlı ve Musa Kuş'un takımları dışında maddi menfaat temin ettiklerini belirlediği saptandı. Ayrıca Kurul'un, bu oyuncular hakkında Disiplin Kurulu Talimatı'nın 39. maddesine göre işlem yapılıp, 6 ay ile 2 yıl arasında ceza almalarını talep ettiği öğrenildi.

    Federasyon gizledi
    Avukat Erol Gönen başkanlığında Avukat Doğan Balkanlı, Avukat M.Emin Varol, Avukat Semih Güner ve Avukat Taner Ünlü'den oluşan 5 kişilik Şike Tahkik Kurulu, 25 Haziran 2003'de futbol tarihimizde teşvik primi alındığını ilk kez kanıtlayan raporunu federasyona sundu. Şike ve teşvik iddialarının gündeme geldiği bu dönemde rapor, Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu'nda tartışıldı. Hukukçular, raporda adı geçen Selçuk Şahin, Mehmet Yozgatlı ve Musa Kuş'un derhal Disiplin Kurulu'na sevk edilmesi gerektiğini savundu. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile o günlerde soğuk savaş yaşayan Federasyon, Sarı-Lacivertli kulübe transferleri söz konusu olan Selçuk Şahin ve Mehmet Yozgatlı'nın da aralarında bulunduğu üç futbolcu hakkında hiçbir işlem yapmadı. Ayrıca kamuoyuna, şike ve teşvik unsuruna rastlanmadığı, 1. Süper Ligi'nin tescil edildiği açıklaması yapıldı.

    Resmen teşvik
    Şike Tahkik Kurulu, yaklaşık 1 ay süren incelemesi sırasında İstanbulsporlu Selçuk Şahin, Mehmet Yozgatlı ve Musa Kuş'un, Yarın gazetesinde yayınlanan röportaj kasetlerini dinledi. Kurul, gazetede yayınlanan "Teşvik primi şike değildir" başlıklı haberdeki tüm ifadelerin aynen ses bandında kayıtlı olduğunu, hatta bir takım konuşmaların da habere konu yapılmadığını saptadı. Bu konuşmaların tümünün üç futbolcuya ait olduğu kanaatine de vardı.
    Kurul, o tarihte A Milli Takım'la birlikte Fransa'da bulunan Selçuk Şahin'in yazılı ifadesini alamazken, Musa Kuş ve Mehmet Yozgatlı ifadelerinde söz konusu röportajı inkar etmişlerdi.

    Menfaat sağlandı
    Şike Tahkik Kurulu, federasyona sunduğu raporunda üç futbolcunun maddi çıkar sağladığını aynen şu ifadelerde kayıtlara geçirdi:
    "Kurulumuz özellikle 31.05.2003 tarihinde İstanbulspor ile Altay arasında oynanan müsabaka sonrası futbolcuların para aldıkları şeklindeki iddialar karşısında soruşturmayı bu yönde derinleştirmiş, yapılan araştırmalar sonucu gerek dinlenen ses bandı, gerekse İstanbulsporlu oyuncuların kurulumuza verdikleri çelişkili ifadeler, oyuncuların müsabaka sonrası kendi kulüpleri dışında başka bir yerden maddi menfaat temin ettikleri kanaatine ulaşmıştır. İstanbulsporlu oyuncuların maddi çıkar sağlamış olmaları Futbol Disiplin Talimatı'nın 39. maddesinin ihlali niteliğinde düşünülebilir. Bu konuda karar vermek federasyonumuzun yetkisindedir."

    39. madde ne diyor ?

    Sair hallerde menfaat
    "Bir futbol müsabakasının neticesinden faydalanılması mümkün olan teşekkül ve kişilerden maddi menfaat temini suretiyle yarışanlar, bu suretle yarışanlara maddi menfaat adayanlar veya temin edenler 6 aydan iki yıla kadar müsabakalardan men cezası ile cezalandırılır. Bu fiili işleyenlere 500 milyar liraya kadar para cezası verilir"

    TBMM GÜNDEMİNDE

    Şike Araştırma Komisyonu, teşvik raporu ile ilgili ifade almaya başladı. İstanbulsporlu eski 3 oyuncu da Ankara'ya çağrılacak

    Komisyon ifade aldı
    SPORDA şike, teşvik ve şiddet olaylarını araştırmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde kurulan Araştırma Komisyonu da "teşvik belgesini" gündemine aldı. Komisyon ilk olarak Futbol Federasyonu Başkanvekili Şekip Mosturoğlu ve Genel Sekreter Lutfi Arıboğan'ın ifadelerini almıştı. TBMM'de iki saat süren toplantı sırasında Komisyon Başkanı Ankara milletvekili Haluk İpek'in iki yöneticiye, Şike Tahkik Kurulu tarafından hazırlanan raporla ilgili neden işlem yapılmadığını sorduğu bildirildi.

    Oyuncular çağrılacak
    ŞEKİP Mosturoğlu'nun geçmiş yönetimi ilgilendiren bu raporun kamuoyuna duyurulmamasının sorumluluğunun kendilerinde olmadığını, komisyon talep ederse federasyon arşivlerinde bulunan tüm belgelerin incelemeye sunulabileceğini söylediği kaydedildi. Araştırma Komisyonu'nun iki yıl sonra ortaya çıkan bu raporda adı geçen üç futbolcuyu, ifadelerini alınmak üzere, Ankara'ya çağıracağı öğrenildi. Ayrıca Haluk Ulusoy ve o dönemdeki yöneticilerin de görüşlerine başvurulacağı ifade edildi.

    Altay'ın iddiası

    Altay Başkanı Ahmet Taşpınar, iddialarını federasyona şöyle iletmişti: "25.05.2003'teki Elazığspor-İstanbulspor maçında İstanbulsporlu futbolcular hiç mücadele etmedi. 31.05.2003'teki Diyarbakırspor - Elazığspor maçında şike iddiaları ayyuka çıktı. Diyarbakırsporlu yöneticiler, futbolcularını silahla tehdit etti. Teknik Direktör Ümit Kayıhan, TRT'deki konuşmalarında şike konusundaki iddiaları dile getirdi. İstanbulspor-Altay maçı sonunda İstanbulsporlu oyuncuların teşvik primi aldıklarına dair ses bantları bulundu."

    'Hepsi yalan'

    İddiaları reddettiler
    DİYARBAKIR - Elazığspor ve Elazığ - İstanbulspor maçlarıyla ilgili kulüp yetkililerinin şike ve teşvik iddialarını reddettikleri de gizlenen raporda yer aldı. Diyarbakırspor Başkanı Mücahit Can savunmasında, silah çekilerek futbolcuların tehdit edildiği iddialarının yalan olduğunu, kümede kalmayı garantileyen takımlarının psikolojik olarak müsabakayı rahat şekilde oynadığını ifade etti. Elazığspor Başkanı A.Baki Aydın ise kulüplerinin hiçbir çirkin oyun içine girmediğini ve şaibeye karışmadığını belirtti.

    Hakemlere sorun
    AYDIN, İstanbulspor maçında iddia edildiği gibi olsa, maçın hakemi FIFA kokartlı Mustafa Çulcu'nun müdahale edip kaptanları uyaracağını, Diyarbakırspor karşılaşmasını da bir başka FIFA kokartlı hakem Ali Aydın'ın yönettiğini ve maçın nizami geçtiğini, ev sahibi takım oyuncularının kümede kalmalarından dolayı rehavet içinde olabileceklerini söyledi. İstanbulspor A.Ş. İdari Menajeri Sinan Dinler de savunmasında özetle, Elazığ maçında futbolcuların mücadele etmediği yolundaki iddiaları reddetti.

    Temize çıktılar

    ALTAY Kulübü Başkanı Ahmet Taşpınar'ın anlaşmalı maç oynandığı şeklindeki iddiaları arasında yer alan Diyarbakır-Elazığ ve Elazığ - İstanbulspor müsabakalarıyla ilgili olarak raporda "Şike yapıldı" denilemedi. Söz konusu raporda "Kurulumuz yaptığı inceleme ve araştırma sonunda adı geçen maçlarda, tarafların müsabakanın sonucu üzerinden anlaşma yapmadıkları kanaatine ulaşmıştır" ifadeleri kullanıldı. Böylece kamuoyunda çok tartışılan iki maç "temize çıkmış" oldu.





    Hortum raporu

    Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından İstanbulspor'a el konulmasının ardından hazırlanan raporda, profesyonel futbolcu satışlarında usülsüzlük yapıldığı vurgulandı. F.Bahçe'den gelen 600 milyar liranın kayıtlara girmediği kaydedildi.


    Yeni Şafak, spor kulüplerini karıştıran, TMSF tarafından el konulan İstanbulspor Kulubü ile ilgili inceleme raporunu açıklıyor. Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörleri tarafından hazırlanan raporda, İstanbulspor'un futbolcu satışlarında usulsüzlükler tespit edildiği belirtilerek, Fenerbahçe Kulubü tarafından İstanbulspor'a verilen 600 milyar liralık kaynağın, kulüp kayıtlarında yer almadığı vurgulandı. Geçen hafta Fenerbahçe Kulubü'nün, İstanbulspor'a 600 milyar liralık teşvik primi verdiği ve bu paranın kayıtlara işlenmediği iddia edilmişti. Fenerbahçe Kulubü Başkanı Aziz Yıldırım, İstanbulspor'a 600 milyar liralık teşvik primi verilmesine ilişkin iddialarına tepki göstererek, bunların doğru olmadığını öne sürmüştü. Yeni Şafak, Fenerbahçe Kulubü'nden İstanbulspor'a 600 milyar liralık kaynak aktarılmasını da içeren, inceleme raporunu ele geçirdi.

    RAPOR NEDEN HAZIRLANDI?

    TMSF, İmarbank operasyonu kapsamında, İstanbulspor Spor Faaliyetleri ve Ticaret A.Ş.'yi, 22 Haziran 2004 tarih ve 310 sayılı karar ile el koydu. Yönetim ve denetimine yeni üyeler atadı. İstanbulspor'a el konulmasının ardından, Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörleri, şirketin tüm kayıtlarını incelemeye aldı. Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörleri'nin, 1 Ocak 2003 ve 22 Haziran 2004 tarihleri arasındaki incemelerinde, İstanbulspor'un kayıtlarında, Selçuk Şahin'in Fenerbahçe Spor Kulubü'ne 2 trilyon 860 milyar 198 milyon liralık satışına ilişkin evrak bulundu. Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörleri bunun üzerine, İstanbulspor'da 2003 ve 2004 yılında yapılan tüm profesyonel futbolcu satışlarını incelemeye aldı. İncelemeyle ilgili soruşturma raporu, 17 Eylül 2004 tarihinde tamamlanarak işleme konuldu. Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörlerinin, ayrıca İstanbulspor'un 2003 yılından önceki hesaplarıyla ilgili incelemeleri de devam ediyor.

    HANGi FUTBOLCU KAÇA SATILDI?

    Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörlerinin, İstanbulspor'daki futbolcu satışlarına ilişkin hazırladığı raporda, Berk Yusuf Yıldız'ın, İsmail Özbilgir'in, Abdul Latif Hamid'in, Onur Tuncer'in, Haluk Güngör'ün, Tolga Doğantez'in , Gürkan Demirci'nin, Saidou Alıoum, ve Elvir Boliç'in kulüpten bedelsiz olarak ayrıldığı vurgulandı. Raporda, İstanbulspor futbolcularından, Bekir Gür'ün, 75 milyar lira karşılığında Elazığspor'a, Ali Uyanık'ın 40 milyar lira karşılığında Konyaspor'a, Fazlı Ulusal'ın 60 milyar lira karşılığında Antalyaspor'a satıldığı kaydedildi. Kontrolörlerin raporunda, Selçuk Şahin'in 2 trilyon 860 milyar lira karşılığında Fenerbahçe Kulubü'ne satıldığı belirtilirken, yine futbolculardan Iyavlo R. Petrkov ile Mehmet Yozgatlı'nın Fenerbahçe Kulubü'ne satıldığı ancak bu futbolcuların satış bedeli ile ilgili tutarların tespit edilemediği vurgulandı.

    600 MiLYARLIK ÖDEME

    Raporda, futbol kulüpleri arasında tartışma konusu olan Fenerbahçe Kulubü'nden İstanbulspor'a aktarılan, 600 milyar liralık ödemeye de geniş yer verildi. Raporda, Fenerbahçe Kulubü'nden İstanbulspor'a aktarılan 600 milyar liralık kaynağın muhasebe kayıtlarına girmediğini belirtilerek, 600 milyar lirayla ilgili İstanbulspor görevlilerinin açıklamalarına yer verildi. İstanbulspor görevlilerinin olayla ilgili yanıtları şöyle:

    -Kontrolör: Kulubün kayıtlarında yer almayan 600 milyar liralık ödemeyle ilgili bildiklerinizi anlatın?

    -İstanbulspor'un fİnansman sorumlusu İlksen Sözer: "Petkov 2003-2004 sezonu ilk yarısında Çuykur Rizespor maçından sonra kadromuzda yer almamış. Bu tarihten sonra Fenerbahçe Kulubünde oynamaya başlamıştır. Petkov'un gidişiyle ilgili Adnan Sezgin'den duyduğum şuydu. Petkov'un sözleşmesi devam ettiğinden Fenerbahçe Kulübü'ne geçişinden dolayı kulübe 600 milyar lira para geldi. Bu para Petkov adına Fenerbahçe Kulubü'nden alındı ve futbolculara dağıtıldı. 600 milyar liranın kasaya girişi yapılmadı. Aynı şekilde futbolculara ödendi ve kasadan çıkışı yapılmadı. Bu paranın girişini nasıl yapacağımızı sorduğumda, Adnan Sezgin, bu paranın Petkov'dan geldiğini ve müşavirler ile konuşularak kayıtlara gireceğini söyledi."

    İstanbulspor altyapı idari işlerde görev yapan Ahmet Coşkun'un ifadesi

    "Petkov için Fenerbahçe Spor Külübü'ne fesihname yapmak için gittim. 4 adet çeki Adnan Sezgin cebine koyarken gördüm. Mehmet Yozgatlı için 15 gün süren bir süreç geçti. Yukarısı Mehmet Yozgatlı'nın parasını istemiş. Kulüpteki beklenti Mehmet Yozgatlı satılıp transfer taksitlerini alacaklardı. En sonunda Mehmet Yozgatlı, Adnan Sezgin safdışı edilerek satıldı. Abdullah İnan ve Serdal Öcal notere gelip fesihnameleri ve çekleri imzaladılar. İş bitti."

    SORULAR VE CEVAPLAR
    -Soru: Bu satışla ilgili Fenerbahçe Kulubü'nden fatura düzenlendi mi?
    -İLKSEN SÖZER: Hayır herhangi bir fatura düzenlenmedi.
    -Soru: Fenerbahçe Kulübü'nden sağlanan gelir hangi kanallar ile kulübe girmiştir?
    -İLKSEN SÖZER: Fenerbahçe Kulübü'nden nakit olarak alındı.
    -Soru: Hangi tarihlerde ve kim tahsil etti?
    -İLKSEN SÖZER: Ağustos 2003 tarihinden itibaren tahsilat elemanı Tolgay Karaagöz, ben ve Adnan Sezgin tarafından tahsil edildi.
    -Soru: 600 milyar liranın kayıtlara alınmaması için talimatı kim verdi?
    -İLKSEN SÖZER: Petkov'dan gelen para parça parça alındı. Bu paranın ne ile ilgili olduğunu başlangıçta ben bilmiyordum. Dağıtılan makbuzları Adnan Sezgin, çok iyi saklamamı ve işlemin daha sonra müşavirler ile konuşularak yapılacağını söyledi.
    -Soru: Bu işlem Adnan Sezgin'in talimatı doğrultusunda mı yapıldı?
    -İLKSEN SÖZER: Petkov'dan gelen paranın girişinin yapılmaması ve dağıtılan paranın girişinin yapılmaması Adnan Sezgin'in talimatı ile yapıldı.
    -Soru: Petkov'un satışıyla ilgil iherhangi bir tahsilat makbuzu düzenlendi mi?
    -İLKSEN SÖZER: Bildiğim kadarıyla herhangi bir tahsilat makbuzu düzenlenmedi.
    -Soru: Bu işlem Adnan Sezgin'in talimatı doğrultusunda mı yapıldı?
    -İLKSEN SÖZER: Petkov'dan gelen paranın girişinin yapılmaması ve dağıtılan paranın girişinin yapılmaması Adnan Sezgin'in talimatı ile yapıldı.

    TMSF KONTROLÖRÜ
    SORU: 600 milyar liranın kayıtlara alınmamasının talimatını kim verdi?
    iLKSEN SÖZER
    CEVAP: Adnan Sezgin, makbuzları iyi saklamamı ve işlemin daha sonra müşavirler ile konuşulaarak yapılacağını söyledi.
    TMSF KONTROLÖRÜ
    SORU: Petkov'un satışı ile ilgili tahsilat makbuzu düzenlendi mi?
    iLKSEN SÖZER
    CEVAP: Makbuz düzenlenmedi.
    TMSF KONTROLÖRÜ
    SORU: F.Bahçe'den sağlanan gelir, hangi kanallarla kulübe girmiştir?
    iLKSEN SÖZER
    CEVAP: F.Bahçe Kulübü'nden nakit olarak alındı.

    TMSF KONTROLÖRÜ

    SORU: Fenerbahçe'den verilen ve İstanbulspor Kulübü'nün kayıtlarında yer almayan 600 milyar liralık ödemeyle ilgili bildiklerinizi anlatın.
    CEVAP: 600 milyar liranın kasaya girişi ve çıkışı yapılmadı. Adnan Sezgin, müşavirlerle konuşularak kayıtlara gireceğini söyledi.

    F.Bahçe'nin savunması

    Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörleri'nin raporunda, Fenerbahçe Spor Kulubü'nün, ödemelerle ilgili savunmasına da yer verildi. Raporda, Fenerbahçe Spor Kulübü Hukuk İşleri Müdürü Metin Özer'den bir yazı geldiği belirtillerek, "Yazıda, Mehmet Yozgatlı'nın transferi ile ilgili olarak bir protokol yapıldığı ve prokole istinaden Marmara Kurumlar vergi Dairesi Başkanlığı'na ciro edilen 270 bin dolarlık çek verildi. Petkov ise kulübümüze serbest oyuncu statüsü ile gelmiştir. Bu nedenle eski kulübüne ödeme yapma zorunluluğu yoktur ifadelerine yer verilmiştir" denildi.


    ÖZEL HABER: HÜSEYIN ÖZAY

    http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2005/ocak/11/s01.html




    Kazıdıkça çıkıyor!

    http://www.milliyet.com.tr/2004/11/03/spor/spo05.html


    İstanbulspor'da yapılan incelemelerde taraftarlara para ödendiği ortaya çıktı. Fenerbahçe Başkanı Yıldırım, Yozgatlı ile Petkov'un transferiyle ilgili ellerinde resmi belge olduğunu bildirdi


    Kasa bomboştu
    MİLLİYET'in dünkü manşetinde yer alan "Teşvik primi izleri" başlıklı ve İstanbulspor'daki yolsuzlukları belgeleyen haber ortalığı karıştırdı. Sarı - Siyahlı kulübün Denetim Kurulu üyelerinin yaptıkları incelemeler sonucunda, kasanın bomboş olmasına rağmen Beşiktaş'ı yendikleri maçtan bir hafta sonra futbolculara dağıtılan primlerle, Mehmet Yozgatlı ve Petkov'un transferinden elde edilen gelirin defterlerde kayıtlı olmaması şüphe çekmişti.

    Fatura yoktu
    FENERBAHÇE Başkanı Aziz Yıldırım, Yozgatlı ve Petkov'un transferiyle ilgili kayıtlarının resmi olduğunu ve istenen belgeleri yolladıklarını belirtti. Yıldırım, "Bu belgelerdeki rakamlar dışında İstanbulspor'a bir ödememiz olmamıştır" dedi. Ancak İstanbulspor tarafından muşavirliğe ibraz edilen belgelerde bu transferlere ilişkin Fenerbahçe A.Ş'den tahsil edilen bonservis bedelleriyle ilgili herhangi bir faturaya rastlanmadığı açıklanmıştı.

    Taraftara ödeme
    İSTANBULSPOR üzerinde yapılan incelemelerde, şirketin özellikle iç sahada yaptığı futbol maçları ile ilgili olarak Ali Ak ve Ümit Ayrışın isimli şahıslara gider pusulusı düzenlemek suretiyle muhtelif tutarlarda "Taraftar organizasyon bedeli" açıklamasıyla düzenli ödemeler yapıldığı da tespit edildi. Bu ödemelerin 2003'te maç başına 1 ile 2 milyar arası yapıldığı da ifade edildi. Ali Ak'in sahte belge düzenleme işini organize ettiği de anlaşıldı.

    'Güven meselesi'

    Başkan uyardı
    FUTBOL Federasyonu Başkanı Levent Bıçakcı, Türkiye'de futbolun öncelikli konularının başında, yiten güveni yeniden kazandırmanın geldiğini belirtti. Başkan, "Futbol, Batı ülkelerinde olduğu gibi saygınlığı, kalitesi ve güçlü ekonomisi ve sağlıklı yapılaşması ile değer bulmak zorunda. Kulüp yapılarını ne denli çağdaş kılabilirsek, o ölçüde hedefe ulaşmakta hız kazanacağımızı biliyoruz. O nedenle kulüplerimize özel bir önem veriyoruz" dedi.

    "Olumlu sonuçlar"
    BIÇAKCI, hakemlerle, gözlemci ve temsilci müesseselerini ayırmanın olumlu sonuçlarını almaya başladıklarını ifade etti ve şunları söyledi: "Hakem konusundaki tartışmaların giderek azalması, bu kurumun doğru yolda olduğunun göstergesidir. Kulübü, yöneticisi, teknik adamı, oyuncusu, hakemi, gözlemcisi, temsilcisi, seyircisi ve medyasıyla, biz bu ülkenin en güçlü ailelerinden biriyiz. Ele ele verip, aile için sorunları zaman içerisinde aşacağız".




    Hakem... Küm!

    Bir haftadır nezleyim; ama şu hakem tiyatrosundaki yanık kokusunu duyabiliyorum.
    Evet... Bence "belgesel unsurlar" da katılmış başarılı bir oyundu Sadık İlhan'ın Telegol fantazisi.
    Neden mi? Çünkü yargı kararı ile Türkiye'nin gelmiş geçmiş "en namuslu hakem"i olduğu kesinleşen bu mağdur vatandaşımız, henüz ekrana çıkmadan alt yazılarda patlayacak bombanın fitili gösteriliyordu.
    "O konuşacak, yer yerinden oynayacak."
    Belli ki, mapuslara düşmüş hakemin hangi merkezi kanırtacağı, kimi hedef alacağı bal gibi biliniyordu.
    Oysa Sadık İlhan, 2002 tarihli Samsunspor - Trabzonspor maçında MHK Başkanı tarafından Trabzonspor lehine şikeye zorlandığını açıkladığında - üstün görev anlayışı ve vazife namustur bilinciyle, emre kayıtsız şartsız uyduğunu söylüyor - stüdyodakiler hayretler içindeydi.
    "Dur bir dakika Sadık, ciddi olamazsın"...
    Söylesenize, Sadık İlhan'ın açıklamalarında Bülent Yavuz isminden başka bilinmedik hangi bomba vardı?
    Hakemlere para teklif edildiğini Sadık İlhan'dan çok daha güvenilir bir hakem figürü olarak Ahmet Çakar defalarca dile getirmişti. Hakemlere ricalarda bulunulması kaçınılmaz alaturkalıklarımızdan biriydi ve alış veriş ettikleri marketten, bindikleri taksinin şöförüne kadar herkes "aman hocam, bizim takıma torpil geç" diyebilmekteydi. Eh, Sadık İlhan'ın kumar, mafya işlerine karışmadığı da zaten mahkeme tarafından belgelenmişti. Başka bomba var mıydı Allah aşkınıza?

    'Şikecinin tetikçisi'
    Bomba eksikliğini Sayın Çakar da hissetmiş olmalı ki, Sayın Ali Şen'e durduk yerde saldırıp reytingi arttırma yolunu seçti. Kendisini cesareti yüzünden kutlayanlar olabilir, ama ben bir izleyici olarak sorunlarını Sayın Ali Şen ile başbaşa halletmesini tercih ederdim.
    Bir medya mensubu olarak ise dehşet içindeyim. Bilemiyorum; ben de boynuma stetoskop takıp, beyaz önlük giysem ve doktor ayaklarında birkaç hastayı hacamat etsem, hastanelerin sağına soluna kusup tükürsem, doktorlar adına televizyondan tüm hastaların sülalesine küfretsem Sayın Çakar alınır mıydı acaba?
    Neyse, Sadık İlhan'ın "parfümlü" bombasına dönelim. Star gazetesinde yazdığına göre, esas bombaları saklamış sütten çıkmış hakemimiz.
    Söyleyememiş... Her halde içi elvermemiş. Malum, Samsunspor'un "yediği" penaltısı yüzünden 1.5 yıldır gözüne uyku girmeyecek kadar hassas bir insan kendisi. Ve en güzeli, hakemlerin mal beyanında bulunmasını istemiş habere göre...
    Ya sabır! Telefon dökümlerini falan unuttuk. Ama en azından ve şayet bu kez dedikleri doğru ise, şike yaptığını kendisi açıkladı işte. "Baş şikeci" Bülent Yavuz "Trabzon kazansın" demiş, o da Samsun'un penaltısını vermemiş.
    Mantıksal olarak şikecinin tetikçisi konumunda bu zat. Değil televizyona çıkmak, sokakta dolaşmak bile zor gelmeli kendisine...
    Ama hakkıdır; burası Türkiye... Türkiye'de mahkeme kararı ile en namuslu hakem kendisi. Diğer arkadaşlarından şüpheleniyor şimdi.
    Hadi git işine!
    Hakemlerden şikayet eden herkese bir uyarım var. Aman maçlarınızı yöneten hakemlerin ufak tefek hatalarını görmezden gelin. Büyütmeyin... Hele düdüğü bırakmalarını falan asla istemeyin. Ne yapacakları belli değil. Yorumcusu var, itirafçısı var, iftiracısı var... En iyi hakem faal hakem; kıymetini bilin.

    http://www.milliyet.com/2003/10/23/spor/yguven.html



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Negatiwe -- 6 Ekim 2006; 23:16:21 >







  • BUDUR
  • quote:

    Orijinalden alıntı: BJK

    BUDUR
    oyyy oyy oyyyyyy
  • quote:

    Orijinalden alıntı: BJK

    BUDUR
    Ne çabukta okudun
  • quote:

    Orijinalden alıntı: BJK

    BUDUR
    @electra Mesaj gönderilme saati: 21:55:29

    @BJKKKKK Mesaj Cevaplanma saati : 21:57:58

    İnsanüstü bir varlık mısın sen?2.5 dakikada bunu okuyacak insan olduğunu sanmıyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: They Will Return

    @electra Mesaj gönderilme saati: 21:55:29

    @BJKKKKK Mesaj Cevaplanma saati : 21:57:58

    İnsanüstü bir varlık mısın sen?2.5 dakikada bunu okuyacak insan olduğunu sanmıyorum.

    Alıntıları Göster
    hurraaa..
    şimdi de bu topiğe doluşun doluşun..
    ablacım kapı önünden çıkalım bi zahmet...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: header

    oyyy oyy oyyyyyy

    Alıntıları Göster
    Üşendim okumaya çok uzun ayrıca pek de işime geliyor değil
    Varsa vardır, dün başka bir konuda başkasının şikesinden bahsediliyordu her gün çıkıyo birileri, kaç tane düzgün şampiyonluk yaşandı acaba ligimizde




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ilkerinanç

    hurraaa..
    şimdi de bu topiğe doluşun doluşun..
    ablacım kapı önünden çıkalım bi zahmet...

    Alıntıları Göster
    Bi kişi özetini çıkarsın, İngilizce bilen biri çevirsin o özeti. Bende Fifaya mail atıyim.

    Ya bişey olacağı yok, 3-5 gün konuşulur o kadar. Hiçbirimiz masum değiliz lafını söyleyende fenerlidir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: crunch_xxx

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    Hadi bu size göre ispatlandı, bayram ilan edin çıkın sokaklara çılgınlar gibi eğlenin....
    E be kardeşim BJK-GS ve diğerleri yaw siz ne zaman vaz geceksiniz şu AK KAŞIK tavırlarınızdan...
    Daha dün ALATTİN ÇAKICI -SİNAN ENGİN mevzuları TV lerde yayınlandı.. O zaman neden böyle çılgınlar
    gibi ABD yi yeniden keşif etmiş gibi sevinmiyordunuz...
    Şu TR liginde dönen nanelerden neden hep kendi takımızı daima AK KAŞIK mış gibi görüyorsunuz...
    FB şike yapmışsa ben emininki GS ve yan sanayisi BJK FB den daha çok şike yapmıştır.....
    GS 4 sene üst üste şampiyon olurken neredeydi BU BJK li vatandaşlar nerdeydi...
    Bir allahın kulu BJK çıkıpta konuşmadı....

    Neyse ben sizin eğlencenizi bozmayım size iyi bayramlar...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Negatiwe

    Bi kişi özetini çıkarsın, İngilizce bilen biri çevirsin o özeti. Bende Fifaya mail atıyim.

    Ya bişey olacağı yok, 3-5 gün konuşulur o kadar. Hiçbirimiz masum değiliz lafını söyleyende fenerlidir.

    Alıntıları Göster
    Vayy Vayy Vayy
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Negatiwe

    Ne çabukta okudun

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: electra

    Ne çabukta okudun





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Negatiwe

    Bi kişi özetini çıkarsın, İngilizce bilen biri çevirsin o özeti. Bende Fifaya mail atıyim.

    Ya bişey olacağı yok, 3-5 gün konuşulur o kadar. Hiçbirimiz masum değiliz lafını söyleyende fenerlidir.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: electra

    Bi kişi özetini çıkarsın, İngilizce bilen biri çevirsin o özeti. Bende Fifaya mail atıyim.

    Ya bişey olacağı yok, 3-5 gün konuşulur o kadar. Hiçbirimiz masum değiliz lafını söyleyende fenerlidir.


    İngilizceye çevirin bende atayım Hergün 100 Tane atarım bu dava için



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi *MelaNKoliK* -- 6 Ekim 2006; 22:20:17 >




  • Hürriyetten Alıntı...(Lucescunun Dedikleri Çok Önemli..)
    2003-04 sezonunda Ç.Rizespor-Beşiktaş maçı için yapılan şike konuşmaları polis kayıtlarında olmasına rağmen, savcılık suç duyurusunda bulunmadı. Milliyet Gazetesi'nde Lube Ayar imzasıyla bugün başlayan "Örtbas Edilen Şike Belgeleri" yazı dizisinin ilkinde, iki sezon önce oynanan Ç.Rize-Beşiktaş maçıyla ilgili olarak, dinlemeye takılan "şike konuşmaları" yer aldı.

    'Bursa, Beşiktaş'a prim gönderecek'

    Mayıs 2004. İddiasını kaybeden Beşiktaş'ta başkan Serdar Bilgili, teknik direktörü Mircea Lucescu. Beşiktaş, son maçında kümede kalmak için mutlaka 3 puana ihtiyacı olan Rizespor'la oynamaya hazırlanıyor. 15 Mayıs'taki maç için Rizespor son kozlarını oynuyor. O günlerdeki telefon konuşmaları, Sedat Peker'e yönelik "Kelebek operasyonu" için yapılan teknik takibe takılıyor. Telefon kayıtlarında "evladımız" sıfatıyla anılan Sergen, maça çıkmıyor. Emre Aşık, kötü oynuyor, Tümer 78. dakikada oyundan alınıyor. Serdar Topraktepe, "müsait" bir pozisyonda geri dönerek olası bir golün önüne geçiyor! Ve Beşiktaş, Rize'ye verilen "ilginç" bir penaltıyla maçı 1 - 0 kaybediyor. Sonuçta Rizespor 42 puanla 1. Lig'de kalıyor. 40 puanlı Bursaspor ise küme düşüyor.

    'Canlı para getir, sorumlusu benim'

    'Çıkar amaçlı suç örgütü lideri' olduğu iddiasıyla yargılanan Rizeli Sedat Peker'in abisi Vedat Peker, maç için gerekli girişimlere başlıyor. O dönem Rizespor'un futbol şube sorumlusu olan Peker, kendisine "Başkanım" diyerek hitap eden ve kayıtlara 'X Bay' olarak geçen kişiye "canlı para getirmesini ve elinden geleni yapacağını" söylüyor.

    10 Mayıs 2004 (Saat: 13.15)
    ...
    VP: Şimdi prim de yollanacak herkese.
    X: Göndeririz ya!
    VP: Bursaspor, Beşiktaş'a prim yollayacak.
    ...
    X: Başkanım sana geleceğim, beni reise götüreceksin.
    VP: Gel. Ama reis yok, problem var biliyorsun. Telefonla elimizden geleni yaparız.
    X: İnşallah! Onun selamı yeter.
    VP: Hayır! Prim yolluyorlar.
    X: Baba yolluyorlar da! Sergen'i çağıracaksın, iş bitecek da! Sergen bizim evladımız değil mi? Gerçi ha reis, ha sen fark etmez. Baba yanına geleceğim.
    VP: Para al gel, para! Anladın mı? İsteyene prim falan yollamayın, para getirin. Prim var! Söylemiştim sana, anlıyorsun değil mi? Canlı para getir. Sorumlusu benim paranın.
    X: Canlı olmaz da, tamam hallederiz.

    Çok koşan Sinan'a küfür!

    "Gereğinden fazla koşan" Sinan'a öfkelenen Vedat Peker, kimliği açıklanmayan bir kişiyle şunları konuşuyor:

    15 Mayıs 2004 (Saat: 19.33)
    VP: 11 numara Sinan var ya!
    X: Abi, o özellikle koştu, abi biraz koşması lazımdı.
    VP: Yok yok, .... çocuğu gol atmak için oynadı.
    X: Yok abi! Sergen konuşmuş şimdi abi. Yemin ediyor öyle bir şey yok.
    VP: Sergen mi diyor?
    X: Evet.
    VP: Ne dedin Sergen'e? .... edecek Vedat abin dedin mi?
    X: Evet abi. Hiç koşmasak olmaz!
    VP: Tamam onu da kaybetmeyelim! Hepsine teşekkür et, Sergen'le konuş. Hepsiyle konuş, hepsine teşekkür et.
    X: Konuşacağım tabii abi!
    VP: Uçakta beraber olacağım zaten hepsiyle ya!

    Kafanı takma

    Rizespor Futbol Şube Sorumlusu Peker, maç günü 0543 334 34.. numaralı hattı arıyor. Dosyada hattın sahibi belirtilmiyor. Aldığımız bilgilere göre, numara o tarihte Sergen'e aitti.

    15 Mayıs 2004 (Saat 12.37)
    VP: Sen oynamayacakmışsın, haberin olsun!
    X: Tamam abi. Merak etme abi.
    VP: Aman gözünün yağını ... seyirci var ya! Var ya kalbim durmaya başladı ya!
    X: Yok be, bir şey olmaz ya. Sen kafanı takma.

    'Reis olmasa bu takım küme düşmüştü'

    Sedat Peker'e yakın isimlerden Yaşar Durmuşoğlu'nun, maç akşamı Hasan isimli kişiyle yaptığı telefon konuşması, Rize'de yaşananların özeti gibi.

    15 Mayıs 2004 (Saat:22.29)
    YD: Baba böyle bir stres olmaz! Hiç oynamadılar abi, kaleye gidemiyorlar! Hakem bir penaltı verdi de, kurtardı bizi be. Ya reis olmasa, bu takım küme düşmüştü Hasan!
    H: Bir de pankart asmış, "Vedat Peker seninle gurur duyuyoruz" diye! Onu yazanı ...! Ulan bunun neresinden gurur duyuyorsunuz!
    YD: Vedat Peker diye bağırdılar desem, reis bunu...
    ...
    H: İyi ki sen kapışmadın onunla!
    YD: Benimle nasıl kapışacak? Görevli geldim buraya! .... onu vallahi billahi burada!
    H: Beni makaraya saracaktı, gelmemem iyi oldu değil mi?
    YD: Vallahi iyi oldu! Ama millet var ya, fino gibiydi be abi! Böyle süt dökmüş kedi gibi! "Kesin düştük" diyordu ya, bunu bir gördüler abi! Ama o Beşiktaşlı çocuklar var ya! Helal olsun! Ya o Serdar var ya! Seyrettin mi maçı?
    H: Seyrettim seyrettim...
    YD: Hasan, bu Rize takımı Fener'i nasıl yenmiş abi ya?
    ....
    H: Bursa yendi, Akçaabat yendi, İstanbul yendi!
    YD: Ya berabere kalsak var ya kesin düşüyor takım! Ulan bu reis var ya, büyük adam ya! Yok abi, reis olmasa vallahi gelmezdim. Takım harbi düşüyordu... Beşiktaş'a prim yollamış Bursa, çocuklar kabul etmemiş... O Serdar, Emre falan var ya! Ah be abi! Öyle bir şey olsa, kesin sahaya atlayacaktım.
    H: Ya Tümer var ya Tümer! Tümer'le telefonda konuştum. "Biz ..... bayıltırdık" diyor.
    YD: 5 yaparlardı bizi 5, 5!
    H: "Fenerbahçe'nin karşında bizim için oynadılar. Bizim için çalışan takımı kümeye göndermemiz ayıp olur" dedi.
    YD: O çocuklar, bizim evlatlar var ya! Onlardan Allah razı olsun, babaya da söyledim... Çocuklar bizi koridorda gördüler, hepsinin gözleri parlıyordu ya!

    Lucescu ne dedi?

    Lucescu, geçen günlerde Vatan gazetesine yaptığı açıklamada şunları söyledi:
    "Özellikle kariyerinin sonuna gelmiş oyuncularım resmen bana ve takıma ihanet ettiler. Başta Zago, Cordoba ve Ronaldo olmak üzere yabancılar iyice kenara çekildiler. Ama yöneticilere söylemiştim. Onlara kariyerinin sonuna gelmiş, para için oynayan futbolcuların, her şeyi deneyebileceğini anlatmıştım. Buna rağmen Beşiktaş yönetimi onların parasını vermedi. Onlara yol açtı. Boşluk bıraktı. Konya maçından sonra Cordoba'yı kenara çekip 'Maç sattın mı?' diye sordular... Geriye dönüp baktığımda, şüphelerimin yerine oturduğunu görüyorum. Şimdi kendime kızıyorum. Çünkü o zaman kötü adam ben olmuştum. Türkiye'deki sisteme karşı mücadele etmek çok zor."

    TENCERE YÜZÜN KARA SENİNKİ BENDEN KARA




  • quote:

    Orijinalden alıntı: aselsan11

    Hürriyetten Alıntı...(Lucescunun Dedikleri Çok Önemli..)
    2003-04 sezonunda Ç.Rizespor-Beşiktaş maçı için yapılan şike konuşmaları polis kayıtlarında olmasına rağmen, savcılık suç duyurusunda bulunmadı. Milliyet Gazetesi'nde Lube Ayar imzasıyla bugün başlayan "Örtbas Edilen Şike Belgeleri" yazı dizisinin ilkinde, iki sezon önce oynanan Ç.Rize-Beşiktaş maçıyla ilgili olarak, dinlemeye takılan "şike konuşmaları" yer aldı.

    'Bursa, Beşiktaş'a prim gönderecek'

    Mayıs 2004. İddiasını kaybeden Beşiktaş'ta başkan Serdar Bilgili, teknik direktörü Mircea Lucescu. Beşiktaş, son maçında kümede kalmak için mutlaka 3 puana ihtiyacı olan Rizespor'la oynamaya hazırlanıyor. 15 Mayıs'taki maç için Rizespor son kozlarını oynuyor. O günlerdeki telefon konuşmaları, Sedat Peker'e yönelik "Kelebek operasyonu" için yapılan teknik takibe takılıyor. Telefon kayıtlarında "evladımız" sıfatıyla anılan Sergen, maça çıkmıyor. Emre Aşık, kötü oynuyor, Tümer 78. dakikada oyundan alınıyor. Serdar Topraktepe, "müsait" bir pozisyonda geri dönerek olası bir golün önüne geçiyor! Ve Beşiktaş, Rize'ye verilen "ilginç" bir penaltıyla maçı 1 - 0 kaybediyor. Sonuçta Rizespor 42 puanla 1. Lig'de kalıyor. 40 puanlı Bursaspor ise küme düşüyor.

    'Canlı para getir, sorumlusu benim'

    'Çıkar amaçlı suç örgütü lideri' olduğu iddiasıyla yargılanan Rizeli Sedat Peker'in abisi Vedat Peker, maç için gerekli girişimlere başlıyor. O dönem Rizespor'un futbol şube sorumlusu olan Peker, kendisine "Başkanım" diyerek hitap eden ve kayıtlara 'X Bay' olarak geçen kişiye "canlı para getirmesini ve elinden geleni yapacağını" söylüyor.

    10 Mayıs 2004 (Saat: 13.15)
    ...
    VP: Şimdi prim de yollanacak herkese.
    X: Göndeririz ya!
    VP: Bursaspor, Beşiktaş'a prim yollayacak.
    ...
    X: Başkanım sana geleceğim, beni reise götüreceksin.
    VP: Gel. Ama reis yok, problem var biliyorsun. Telefonla elimizden geleni yaparız.
    X: İnşallah! Onun selamı yeter.
    VP: Hayır! Prim yolluyorlar.
    X: Baba yolluyorlar da! Sergen'i çağıracaksın, iş bitecek da! Sergen bizim evladımız değil mi? Gerçi ha reis, ha sen fark etmez. Baba yanına geleceğim.
    VP: Para al gel, para! Anladın mı? İsteyene prim falan yollamayın, para getirin. Prim var! Söylemiştim sana, anlıyorsun değil mi? Canlı para getir. Sorumlusu benim paranın.
    X: Canlı olmaz da, tamam hallederiz.

    Çok koşan Sinan'a küfür!

    "Gereğinden fazla koşan" Sinan'a öfkelenen Vedat Peker, kimliği açıklanmayan bir kişiyle şunları konuşuyor:

    15 Mayıs 2004 (Saat: 19.33)
    VP: 11 numara Sinan var ya!
    X: Abi, o özellikle koştu, abi biraz koşması lazımdı.
    VP: Yok yok, .... çocuğu gol atmak için oynadı.
    X: Yok abi! Sergen konuşmuş şimdi abi. Yemin ediyor öyle bir şey yok.
    VP: Sergen mi diyor?
    X: Evet.
    VP: Ne dedin Sergen'e? .... edecek Vedat abin dedin mi?
    X: Evet abi. Hiç koşmasak olmaz!
    VP: Tamam onu da kaybetmeyelim! Hepsine teşekkür et, Sergen'le konuş. Hepsiyle konuş, hepsine teşekkür et.
    X: Konuşacağım tabii abi!
    VP: Uçakta beraber olacağım zaten hepsiyle ya!

    Kafanı takma

    Rizespor Futbol Şube Sorumlusu Peker, maç günü 0543 334 34.. numaralı hattı arıyor. Dosyada hattın sahibi belirtilmiyor. Aldığımız bilgilere göre, numara o tarihte Sergen'e aitti.

    15 Mayıs 2004 (Saat 12.37)
    VP: Sen oynamayacakmışsın, haberin olsun!
    X: Tamam abi. Merak etme abi.
    VP: Aman gözünün yağını ... seyirci var ya! Var ya kalbim durmaya başladı ya!
    X: Yok be, bir şey olmaz ya. Sen kafanı takma.

    'Reis olmasa bu takım küme düşmüştü'

    Sedat Peker'e yakın isimlerden Yaşar Durmuşoğlu'nun, maç akşamı Hasan isimli kişiyle yaptığı telefon konuşması, Rize'de yaşananların özeti gibi.

    15 Mayıs 2004 (Saat:22.29)
    YD: Baba böyle bir stres olmaz! Hiç oynamadılar abi, kaleye gidemiyorlar! Hakem bir penaltı verdi de, kurtardı bizi be. Ya reis olmasa, bu takım küme düşmüştü Hasan!
    H: Bir de pankart asmış, "Vedat Peker seninle gurur duyuyoruz" diye! Onu yazanı ...! Ulan bunun neresinden gurur duyuyorsunuz!
    YD: Vedat Peker diye bağırdılar desem, reis bunu...
    ...
    H: İyi ki sen kapışmadın onunla!
    YD: Benimle nasıl kapışacak? Görevli geldim buraya! .... onu vallahi billahi burada!
    H: Beni makaraya saracaktı, gelmemem iyi oldu değil mi?
    YD: Vallahi iyi oldu! Ama millet var ya, fino gibiydi be abi! Böyle süt dökmüş kedi gibi! "Kesin düştük" diyordu ya, bunu bir gördüler abi! Ama o Beşiktaşlı çocuklar var ya! Helal olsun! Ya o Serdar var ya! Seyrettin mi maçı?
    H: Seyrettim seyrettim...
    YD: Hasan, bu Rize takımı Fener'i nasıl yenmiş abi ya?
    ....
    H: Bursa yendi, Akçaabat yendi, İstanbul yendi!
    YD: Ya berabere kalsak var ya kesin düşüyor takım! Ulan bu reis var ya, büyük adam ya! Yok abi, reis olmasa vallahi gelmezdim. Takım harbi düşüyordu... Beşiktaş'a prim yollamış Bursa, çocuklar kabul etmemiş... O Serdar, Emre falan var ya! Ah be abi! Öyle bir şey olsa, kesin sahaya atlayacaktım.
    H: Ya Tümer var ya Tümer! Tümer'le telefonda konuştum. "Biz ..... bayıltırdık" diyor.
    YD: 5 yaparlardı bizi 5, 5!
    H: "Fenerbahçe'nin karşında bizim için oynadılar. Bizim için çalışan takımı kümeye göndermemiz ayıp olur" dedi.
    YD: O çocuklar, bizim evlatlar var ya! Onlardan Allah razı olsun, babaya da söyledim... Çocuklar bizi koridorda gördüler, hepsinin gözleri parlıyordu ya!

    Lucescu ne dedi?

    Lucescu, geçen günlerde Vatan gazetesine yaptığı açıklamada şunları söyledi:
    "Özellikle kariyerinin sonuna gelmiş oyuncularım resmen bana ve takıma ihanet ettiler. Başta Zago, Cordoba ve Ronaldo olmak üzere yabancılar iyice kenara çekildiler. Ama yöneticilere söylemiştim. Onlara kariyerinin sonuna gelmiş, para için oynayan futbolcuların, her şeyi deneyebileceğini anlatmıştım. Buna rağmen Beşiktaş yönetimi onların parasını vermedi. Onlara yol açtı. Boşluk bıraktı. Konya maçından sonra Cordoba'yı kenara çekip 'Maç sattın mı?' diye sordular... Geriye dönüp baktığımda, şüphelerimin yerine oturduğunu görüyorum. Şimdi kendime kızıyorum. Çünkü o zaman kötü adam ben olmuştum. Türkiye'deki sisteme karşı mücadele etmek çok zor."

    TENCERE YÜZÜN KARA SENİNKİ BENDEN KARA
    Çok istikrarlısın be. Bugün kaçıncı nickin bu?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: They Will Return

    @electra Mesaj gönderilme saati: 21:55:29

    @BJKKKKK Mesaj Cevaplanma saati : 21:57:58

    İnsanüstü bir varlık mısın sen?2.5 dakikada bunu okuyacak insan olduğunu sanmıyorum.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: They Will Return

    @electra Mesaj gönderilme saati: 21:55:29

    @BJKKKKK Mesaj Cevaplanma saati : 21:57:58

    İnsanüstü bir varlık mısın sen?2.5 dakikada bunu okuyacak insan olduğunu sanmıyorum.



    güzel yakalamışsın tebrikler...
    Adamlar FB yazan bir yazı görsünler tamam yetiyo konusu ne olursa olsun yeterki FB yi kötülüsen...

    Bilmiyorum ama aynı konu fakat FB değilde yazı da
    GS yazmış olsaydı aynı kişiler yani BJK li arkadaşlar bu kadar
    flash bir şekil olay maline intikal ederlermiydi..!!!!!!!




  • quote:

    Orijinalden alıntı: _bertuğ_

    quote:

    Orjinalden alıntı: They Will Return

    @electra Mesaj gönderilme saati: 21:55:29

    @BJKKKKK Mesaj Cevaplanma saati : 21:57:58

    İnsanüstü bir varlık mısın sen?2.5 dakikada bunu okuyacak insan olduğunu sanmıyorum.



    güzel yakalamışsın tebrikler...
    Adamlar FB yazan bir yazı görsünler tamam yetiyo konusu ne olursa olsun yeterki FB yi kötülüsen...

    Bilmiyorum ama aynı konu fakat FB değilde yazı da
    GS yazmış olsaydı aynı kişiler yani BJK li arkadaşlar bu kadar
    flash bir şekil olay maline intikal ederlermiydi..!!!!!!!

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: chiller

    quote:

    Orjinalden alıntı: They Will Return

    @electra Mesaj gönderilme saati: 21:55:29

    @BJKKKKK Mesaj Cevaplanma saati : 21:57:58

    İnsanüstü bir varlık mısın sen?2.5 dakikada bunu okuyacak insan olduğunu sanmıyorum.



    güzel yakalamışsın tebrikler...
    Adamlar FB yazan bir yazı görsünler tamam yetiyo konusu ne olursa olsun yeterki FB yi kötülüsen...

    Bilmiyorum ama aynı konu fakat FB değilde yazı da
    GS yazmış olsaydı aynı kişiler yani BJK li arkadaşlar bu kadar
    flash bir şekil olay maline intikal ederlermiydi..!!!!!!!



    Konumuze Donelim




  • quote:

    Orijinalden alıntı: They Will Return

    @electra Mesaj gönderilme saati: 21:55:29

    @BJKKKKK Mesaj Cevaplanma saati : 21:57:58

    İnsanüstü bir varlık mısın sen?2.5 dakikada bunu okuyacak insan olduğunu sanmıyorum.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: They Will Return

    @electra Mesaj gönderilme saati: 21:55:29

    @BJKKKKK Mesaj Cevaplanma saati : 21:57:58

    İnsanüstü bir varlık mısın sen?2.5 dakikada bunu okuyacak insan olduğunu sanmıyorum.


    Valla bilmiyorumhaberin var mı , MBA masterı yaparken yöneticilerin vakitleri kısıtlı olduğu için, raporların nasıl okunması gerektiği anlatılıyor. Belirli yerleri okuyup, konuyu çok rahat anlayabiliyorsun ki, zaten konu şike ve fb olunca ortaya ana fikir çıkıyor, bilmem anlatabildim mi?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Negatiwe

    Çok istikrarlısın be. Bugün kaçıncı nickin bu?

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: electra

    Çok istikrarlısın be. Bugün kaçıncı nickin bu?

    YUKARIDA YAZILANA CEVAP VER FİLM YAPMA
  • quote:

    Orijinalden alıntı: header

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: header

    quote:

    Orjinalden alıntı: They Will Return

    @electra Mesaj gönderilme saati: 21:55:29

    @BJKKKKK Mesaj Cevaplanma saati : 21:57:58

    İnsanüstü bir varlık mısın sen?2.5 dakikada bunu okuyacak insan olduğunu sanmıyorum.


    Sen 20 kere oku yine de anlamican mesela...

    o da 2.5 dakika da okuyup anlayabiliyo işte fark burda

    mesajını editlesen iyi edersinn bjk li dahi olsan forumdan uzak kalmanı istemem hakaret içeriyo çünkü




  • quote:

    Orijinalden alıntı: oLiViaa

    quote:

    Orjinalden alıntı: chiller

    quote:

    Orjinalden alıntı: They Will Return

    @electra Mesaj gönderilme saati: 21:55:29

    @BJKKKKK Mesaj Cevaplanma saati : 21:57:58

    İnsanüstü bir varlık mısın sen?2.5 dakikada bunu okuyacak insan olduğunu sanmıyorum.



    güzel yakalamışsın tebrikler...
    Adamlar FB yazan bir yazı görsünler tamam yetiyo konusu ne olursa olsun yeterki FB yi kötülüsen...

    Bilmiyorum ama aynı konu fakat FB değilde yazı da
    GS yazmış olsaydı aynı kişiler yani BJK li arkadaşlar bu kadar
    flash bir şekil olay maline intikal ederlermiydi..!!!!!!!



    Konumuze Donelim

    Alıntıları Göster
    Şike iddialarına G.Saray'da bulaştı

    Sedat Peker, 'Bizimle beraber klişeleşmiş bir tespih' olarak tanımladığı altın tespihleri spor camiasında sevdiği isimlere gönderiyor. Telefon kayıtları da birçok ünlünün Peker'in 'altın tespih'i için talepte bulunduğunu ortaya koyuyor

    Örtbas edilen ŞİKE BELGELERİ - 4

    "Çete lideri" olduğu iddiasıyla 2 yıldır tutuklu yargılanan Sedat Peker'e yönelik "Kelebek Operasyonu" davasındaki belgeler, "şike" kadar "şikeye neden olan" ilişkileri de gözler önüne seriyor.

    Dosyadaki telefon kayıtlarına göre Peker, Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, eski Trabzonspor Başkanı Mehmet Ali Yılmaz, eski Fenerbahçe Başkanı Metin Aşık ve müzmin başkan adayı Sadettin Saran'ın aralarında bulunduğu çok sayıda isme uzanan geniş bir ilişki ağına sahip.
    Emniyetin Peker'in medya, borsa, bürokrasi, sanat, spor ve bilişim alanında ilişki kurduğu isimleri listelediği şemada ise Sergen Yalçın, Ali Eren, Hakan Şükür, Ümit Özat'ın isimleri bulunuyor. Bu da sürpriz bir durum değil. Çünkü Peker'in Hakan Şükür'le bir teknede çekilen fotoğrafları ve geçen yıl cezaevinde iken Ümit Özat'ın oğlunun sünnet düğününe gönderdiği devasa çelenk de basında yer aldı.

    Fenerbahçe tribünlerinde "Genç Fenerliler" adını taşıyan büyük bir grubun 'Sefa Reis' olarak hitap ettiği Nihat Özpolat da, Peker'in her duruşmasına kalabalık bir grupla geliyor. Telefon kayıtlarından Peker'in, bu isimlerin birçoğuna kendisinin "simgesi" olarak gördüğü ve tanesini 300 YTL'ye yaptırdığı, 22 gram ağırlığındaki ay - yıldız baskılı "altın tespihler"den hediye ettiği anlaşılıyor. Konuşmalar "altın tespihler"in sadece gruba çok yakın olan ve grubu "temsil" edebilecek kişilere verildiğini gösteriyor.
    Peker'in kurduğuwww.ozturkler.com adlı internet sitesinin açılışı için 2002'de Hilton Otel'de düzenlenen gece de, hafızalardaki yerini koruyor.
    Gecede eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Muhittin Fisunoğlu ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün yanı sıra, o dönemde Futbol Federasyonu Başkanı olan Ulusoy ve Trabzonspor Başkanı olan Mehmet Ali Yılmaz da Peker'i yalnız bırakmayan isimler arasındaydı.

    Saran da 'altın tespihli'

    Tahir Kıran, halen TFF Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Peker'le birlikte "çete üyesi" olmaktan yargılanıyor. Savcının 11 yıl hapis cezasına mahkûm edilmesini istediği Kıran'ın, Sadettin Saran'la yaptığı çok sayıda telefon konuşması da dosyada yer alıyor. Fenerbahçe'de muhalefetin güçlü isimlerinden olan Kıran'la, 2 Mart 2004'te yaklaşan kongre hakkında görüşen Saran, sohbet sırasında, "Şu tespihlerimizi de gönder, bak tespihim olmadığı için celalleniyorum" diyor. Kıran, "Senin ofise gönderdim. Ozan'ınki de vardı içinde" cevabını veriyor. Saran ise, "Allah razı olsun. Ama ona gönderme, dünya para kazanıyor, düşeriz biz onu" diye konuşuyor.

    Arkadaşlarına da istiyor!

    Sergen Yalçın, 8 Eylül 2004'te Beşiktaş'ta forma giydiği dönemde Sedat Peker'le yaptığı telefon konuşmasında, "Abi tespih lazımdı bize biraz. Benim arkadaşlarım var, rica ettiler. Ben de, 'Abiye bir sorayım' dedim" dediğini aktarıyor.

    Peker ise, "Kim ulan bunlar? Ben tanıyor muyum? İyi insanlar mı? Çünkü o tespih bizimle beraber klişeleşmiş bir tespih" diyor. Sergen, "İyi insan olmasalar ben sana söyler miyim abi?" deyince de Peker, "İlk üretimden sana hemen 4 tane yollatacağım kardeşim" cevabını veriyor.

    Peker'in temsilcisi!

    Peker'in en yakınındaki isimlerden olan Volkan Gezmiş, "Serhat" isimli bir kişiyle telefon görüşmesinde, "En yakın zamanda sana da tespih göndereceğiz, Bulgaristan temsilcimiz olarak" ifadesini kullanıyor. "Serhat" ise, "Bana söz vermiştin. Çünkü, biliyorsun sağda solda bazı şeyler oluyor. Biz de belli edelim kime yakın olduğumuzu. Gerçi şifahen söylüyoruz ama ne kadar olsa da..." diyor.

    Ulusoy'dan garip açıklama: Dedikodu

    Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, futboldaki şike belgeleri için dün Almanya'da ilginç bir açıklama yaptı. Frankfurt'ta oynanan Galatasaray- Beşiktaş Süper Kupa maçı öncesinde konuyla ilgili soruları yanıtlayan Ulusoy, "Konuşmaların hepsi dedikodudan öteye gitmiyor. Bu konuda bir belge varsa getirsinler, biz de gereğini yapalım. Ortada elle tutulur bir belge yok. O bunu demiş, o onu demiş" dedi.
    TBMM'de daha önce bir araştırma komisyonu kurulduğunu anımsatan Ulusoy, "Birçok kişi orada görüşlerini söyledi. Sonuç ortada. Biz federasyon olarak tüm adımlarımızı dün de atmıştık, bugün de atmaya devam ediyoruz. İtalya'da alınan kararlar sürekli gündeme getiriliyor. İtalya'da kurulmuş bir spor mahkemesi var. Kararı veriyor, federasyon da uyguluyor. Gelsinler, devlet büyüklerimiz bu spor mahkemesini kursunlar. Mahkeme kararı versin, biz de uygulayalım" diye konuştu.

    Gürsoy'dan Çakıcı'ya forma

    Emniyet Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan raporlarda da, Nesim Malki cinayetinin azmettiricisi olduğu iddiasıyla 34 ay hapis yatan Erol Evcil'in, Çakıcı'nın "güvenilir" dostlarının kimler olduğu konusunda sorulan bir soruya; "eski ANAP milletvekili Mehmet Kocabaş ile spor camiasının yakından tanıdığı Ergun Gürsoy" şeklinde cevap verdiği de belirtiliyor.
    Çakıcı'nın kardeşi Gençağa Çakıcı da, 28 Nisan 2004'te Sinan Engin'le yaptığı konuşmada, "Ergun Abi, ne yapmış biliyor musun? İki tane forma yaptırmış, benim ismimi birine de abimin ismini... Getiriyor Levent Tenis Kulübü'ne açıyor, herkese gösteriyor. Aldım formaları, nasıl gülüyorum biliyor musun?" diyor. Engin'in cevabı şöyle oluyor:
    "Bu sene Galatasaray'a çalışacağız artık."

    Çakıcı'yı kimler ziyaret etti?

    Dava dosyalarındaki belgeler, 2004'te bazı Beşiktaşlı futbolcuların spor ahlakına aykırı işlere kalkıştığı günlerde, Başkan Serdar Bilgili'nin Çakıcı'nın Yargıtay'daki dosyası için kulis yaptığını, Sinan Engin'in ise yurtdışına kaçması için "sahte pasaport" almasına yardım ettiğini ortaya koyuyor. Engin, bu suçtan dolayı halen yargılanıyor, iddiaları reddeden Bilgili'nin ise yargılanmasına gerek görülmedi. Çakıcı'nın şoförü Velit Yavuz Günerkan, polise verdiği ifadede, Çakıcı'yı kimlerin sık sık ziyaret ettiği şeklindeki soruyu şöyle yanıtlıyor:
    "Çakıcı, gazeteci 'Kör Refik' lakaplı Refik Bulutçu'nun Baltalimanı'ndaki evinde kalıyordu. Kadir İnanır, Yavuz Ataç, Ebru Gündeş, Sergen Yalçın, Galatasaraylı Ümit, Ergun Gürsoy, Beşiktaşlı Sinan Engin, Mete Has gibi ünlülerinde de bulunduğu birçok kişi ziyaretine gelip giderdi."

    Ellerinizden öpüyorum babacığım

    Bir tekneyle Boğaz'a açılan Sedat Peker, beraber tatil yapan menajer Stelyo Pipis, modacı Nur Yerlitaş, şarkıcı Seda Sayan ve Hakan Şükür'ün kardeşi ve Sayan'ın o dönemki sevgilisi Gökhan Şükür'le sırasıyla konuşuyor. O sırada okey oynayan grupta telefon en son Şükür'e verilince aşağıdaki konuşma gerçekleşiyor:

    29 AĞUSTOS 2004 (Saat: 14.13)
    Gökhan Şükür: Babacığım!
    Sedat Peker: Ne haber, ne yapıyorsun oğlum?
    GŞ: Babacığım, "Herhalde beni istemeyeceksiniz" dedim. Böyle bekliyorum kedi gibi.
    SP: İstemez miyim oğlum ya!
    GŞ: Nasılsınız babacığım, iyi misiniz?
    SP: Sen her ne kadar o gün teknede bana kelek yapsan da, biz kelek yapmayız oğlum!
    GŞ: Yok babacığım! Sizi çok seviyorum vallahi babacığım. Sizi çok seviyorum öyle bir şey olabilir mi? Ya işte ya...
    SP: Olmaması lazım.
    GŞ: Hiç öyle bir şey olabilir mi reisim?
    SP: Olmaması lazım bu hususta.
    GŞ: Burda mısınız babacığım?
    SP: Yok İstanbul'dayım ben. Adalar'dayım. Döndüğün zaman beni ara. Hem abinle görüşecektim, onu da bir şey yapalım, tamam mı oğlum?
    GŞ: Tamam babacığım.
    SP: Allah seni korusun.
    GŞ: Allah razı olsun babacığım, ellerinizden öpüyorum.

    Metin Başkan için devredeler!

    Fenerbahçe'nin eski başkanı Metin Aşık'ın, Peker'in "Bağdat Caddesi" sorumlusu olarak bilinen Boğaç Kaan Murathan'la bir arsanın satışıyla ilgili olarak yaptığı birkaç telefon konuşması da bulunuyor. Murathan, "Abi 450'ye sattık, senet yapalım en kısa zamanda" deyince, Metin Aşık, "Evrak yapıp da, işi resmiyete dökmek istemiyorum!" diyor.

    http://www.internetspor.com/v3/futbol/haber.php?haberID=30275




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.