Şimdi Ara

Rus Maria’dan Darwin’e dava (3. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
86
Cevap
0
Favori
1.847
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: nakka

    Tamam evrim yok ! kısa süreliğine en keskin taraftarı bile tamam diyor evrim yok. Peki ne var? gelin bu topicte izah ediverin lütfen (kaçmak yok öyle)

    http://forum.donanimhaber.com/m_6345314/tm.htm

    Evet kimse evrimin yerine hiçbir şeyi koyamıyor olmalı ki izah getirememiş?
  • Arkadaşlar size hep olumsuz hep sınırlayıcı ve suçlayıcı olacak değilim ya.

    Tebriklerimi sunuyorum ki daha öncekilere hiç benzemeyen bir evrim tartışması izliyorum. En ufak bir kişisel sürtüşme yok. Teşekkür ederim.

    Gördüğünüz gibi birbirinizle sorun çıkarmadığınız sürece ben izlemede olacağım. Dedidğim gibi aslında biz yönetim olarak her türlü fikri tartışmayın diye var değiliz. Bu konuda önünüzü tıkayan çoğunlukla sizler oluyorsunuz ondan. İnşallah bu mesajımı yazdıktan sonra mahcup olacağım mesaj atılmaz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hare Rama -- 21 Mart 2006; 15:03:03 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: the_point

    teori:hipotezin farklı, yeni bulgularla desteklenmeye devam etmesi ve üzerinden uzun bir zaman geçmiş olmasıdır. kısaca teori "kökleşmiş hiptozdir" diyebiliriz. yani teorilerde tıpkı hipotezler gibi zamanla değiştirilebilir. everim teorisi doğru veya yanlış bunu tartışmıyorum ama şunu söylemeliyim ki teorinin iyi bir teori olabilmesi için laboratuvar ortamında ispatına ya da inkarına yönelik deneyler yapılabilmeli ve matematiksel olarak sonuçlar elede edilebilmelidir. yani bir teorinin sağlam olabilnmesi için tersinin ispatlanmasına yönelik deneylerin kurulabilir olması gerekir. (bu deneyler olumlu yada olumsuz sonuç verebilir. bunun konumuzlada bir ilişkisi yok zaten) yani everim teorisi için bir deney düzeneği kurulması imkansızdır. sadece bazı genel kabullenmeler üzerine kurulu bir teoridir. evrim teorisi sırf bu yüzden sağlam bir teori değildir. teorinin barındırması gereken önemli özelliklerden birinden yoksundur.

    bunun yanında evrim teorisi türkiye'de ve dünyada ideolojiler çatışmasına dönüşmüş haldedir. işin içine ideoloji girincede bilimsel değerlendirilmesi gereken bir konu farklı iki dünya görüşünün çatışma alanına dönüşmüştür.(burdaki tartışmayı ve tartışan arkadaşları tenzih ediyorum.) sonuçta bilim dışı tartışılan bu konu iyice saptırılmış ve kendi doğrusunu ispata çalışan insanların ego tatminlerine kadar gitmiştir. kanımca evrimin var olması demek allahın olmadığı anlamına gelmez. allah herşeyi yaratmışsa evrimde onun isteğiyle oluyordur. evrim yoksada "aman ateistlik elden gitti" naraları atmakta yanlıştır. evrimin dünya görüşünden ayrılarak düşünülmesi gerektiği kanaatindeyim..


    Bir teorinin deneyle kanıtlanması gerekmez. Daha ikincil sayılabilecek gözlemsel veriler teorilerin kanıtları olabilir. Örneğin bigbang teorisini kanıtlamak için kimse deney yapmaya kalkmaz. Kimse dünyada nötron yıldızı oluşturup 10^12 Gauss'luk manyetik alanlarını ölçmeye ya da oluşturmaya kalkmaz. Ya da Güneş'in merkezinde termonükleer füzyon var olduğunu göstermek için kimse Güneş'in kopyasını laboratuvarda yapmaz. Dolayısıyla evrim teorisini ispatlamak için laboratuvarda deney yapılmalıdır diye bir gereklilik yok.

    Ayrıca evrim teorisinin geçerliliği ya da geçersizliğinin inançlarla ilgisi nedir anlamadım?

    Yani evrim iyi teoriyse Tanrı yoktur diyen birileri mi var?

    Ben Tanrı'nın varlığına inanıyorum.




  • darwin teorisinde hiçbir şekilde doğruluk payı bulmuyorum. zaten geçmişimize baktığımız zaman fazla değil 1. ve 2. dünya savaşlarına gitseler göreceklerdir ki savaşı çıkaranların koyu darwinci oldukları görülecek. madem bu kadar geçerli bir kavram neden kendini kanıtlamak için milyonlarca insanın kanı üzerine inşa edilsin ki?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: trackfind500

    quote:

    Orjinalden alıntı: pacman

    quote:

    Trackfind:
    Bu arada bir örnek vermişsin mahalle arasında konuşanlara yönelik. Mesela senin evrim hakkında sahip olduğun hangi kesin bilgi seni mahalleliden uzak kılar? Senin şu an bilim dünyasının şu ana kadar ortaya çıkardığı verileri bizlerle paylaşmaktan öte evrim teorisine kazandırdığın şey nedir? Benim asıl tepkim teorileri ya da görüşleri kullanarak bunu kendi egolarımızı tatmin için kullandığımızdır. Belki ben de kendimi tatmin ediyorum farkında olmadan. Bir insanım ve bu da gayet doğal.



    Yahu ben bilim adamıyım demiyorum, bilim dünyasına birşey kazandırdım da demiyorum. Tek yaptığım şey bilimin ne olduğunu öğrenmek, gelişmeleri yorumları takip edebilmek. Ama şununda farkındayım ki "uzaylılar plutonda yaşıyor" gibi bir önermenin bilimsel anlamda bir teori olamayacağı. Evet bilimsel bir teorinin keisn doğruluundan söz etmez bilim adamı hep şüphe eder. Ancak bu "sözkonusu teori şüphe ediliyorsa kesin yanlıştır" demek değilki. Tam aksine onca tartışmalara rağmen hala geçerli ise sağlamdır.


    quote:

    Ayrıca bilimin kesin doğru ya da kesin yanlış ifadelerini kulanmadığını biliyorsun. Bilim sürekli ilerler. Bilim kesin yargılarda bulunmaz. Bilim "yanılabileceğini" de göz önüne alarak bir veriye teori, kuram veya hipotez adını verir. Bilim böyle bir şey ise senin "evrim teorisi günbe gün güçleniyor" diye bir yorum yapman bilimin neresine, hangi ilkesine sığıyor?


    Ben gelecek hakkında birşey söylemiyorum. Şimdiye kadar olan durumu anlatıyorum. Kim bilir gelecekte neler olur ben bilemem. Bilimin ilkeleri ile alakası yok yani durumumun. Genetik bilimi öncesi ve sonrasında evrim teorisinin durumuna bakarsan ban hak vereceğini düşünüyorum.


    Ben evrime inanmıyorum desem de bu bir yorum olur diye taa yukarıdaki yazıda yazmışım. Beni ilgilendiren bu değil. Beni şaşırtan şey burada "benim babam senin babanı döver tarzında" bir tartışma ortamı yaratmamız.

    Peki ben de bir soru sorayım o zaman? Sokatan bir adam olarak. Bilim cevap vermiyor. Dillerin kökeni nereye dayanıyor? Bu kadar sistematik olan bu dillerin evrim ile oluşması mümkün mü? Şu an bilimin kesin ve net bir cevabı yok dillerle ilgili. Niye yok? Bilim neden bunun yanıtını veremiyor? Maymunların konuşmalarını sağlayacak gırtlak bölgesindeki ses kutusunun olmadığı, maymunların bu yetiye sahip olmadıkları bilimsel bir ifade. O zaman bilim neden bir açıklama yapmıyor bir maymunun giderek nasıl ses tellerine ve konuşmaya uygun bir ses kutusuna sahip olduğunu? Ayrıca bu ses tellerine ve konuşma yapısına uyum sağlamakla birlikte konuştuklarını anlayacak bir beyne nasıl sahip olduklarını neden açıklamıyor bilim? İnsanda var olan dört tür iletişim yetisi konuşma, okuma, dinleme ve yazma nasıl hangi aşamalarla bir maymunda oluşageldi?

    Sokatan bir adam olarak siz bilim severlere soruyorum. Ve bunun cevabını tüm grafikleriyle, bilimsel açıklamalarıyla en ince ayrıntısına kadar istiyorum. Bunu bu sitede yayınlayın lütfen. Dillerin kökeni açıklayın, aklın kökenini açıklayın. Tüm bilimsel verileriyle? Belkiyorum. Benim gibi sokaktaki bir adamı tatmin edemeyecekseniz ben ne diye güveneyim Darwnizm'e?


    Evrim konusunda merak ettiğiniz (dilin evrimi de dahil) konular için şu kaynağa bakabilirsiniz:

    http://www.newscientist.com/channel/life/evolution

    Eğer evrim kötü bir teori diyorsanız, kanıtlarınız bilimsel olmalı. Dilin yaratılış hipoteziyle ilişkisini kuran ciddi bir bilimsel teori var mı?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: NeuROTIC

    darwin teorisinde hiçbir şekilde doğruluk payı bulmuyorum. zaten geçmişimize baktığımız zaman fazla değil 1. ve 2. dünya savaşlarına gitseler göreceklerdir ki savaşı çıkaranların koyu darwinci oldukları görülecek. madem bu kadar geçerli bir kavram neden kendini kanıtlamak için milyonlarca insanın kanı üzerine inşa edilsin ki?


    Kastettiğiniz sakın sosyal Darwinizm olmasın? Bunun biyolojideki evrim kuramıyla ne ilgisi var? Bu nasıl evrim kuramını yanlışlama yolu olabilir? Ben çözemedim bunu



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mfiz -- 21 Mart 2006; 15:28:44 >
  • @mfiz hocam;

    evrimin o kadar cevap verilemeyen soruları var ki

    bunu ben bile sorabiliyorsam neden bilim adamları kendine sormuyorlar ...

    varsa cevabı neden verilemiyor ...



    bir bilimsel teoriler desteklenmeli

    birinci olarak ilk hücrenin nasıl olduğu net bir şekilde açıklanmalı ve neden ilk hücreye benzer binlerce olmadığı izah edilmeli ...

    ikinci olarak cansızdan nasıl canlı olduğu izah edilmeli, deneyler ile desteklenmeli

    üçüncü olarak mutasyon neticesinde gelişme kaydeden canlılar deneyler ile desteklenmeli, labaratuarda canlılar mutasyona tabi tutulmalı (meyve sinekleri mesela) ve geçirdiği gelişim izah edilmeli

    dördüncü olarak bu mekanizma izah edilmeli ve milyonlarca yıldır değişmeyen canlıların neden değişmediği anlatılmalı




    bunlar şahsi itirazlarım

    din ile çelişen noktası da şudur ...

    evrim tesadüfi, rastlantısal, devinimsel bir gelişimi bahseder ancak din tesadüf veya rastlantı ile değil de Allah ın İradesi ile ortaya çıktığını anlatır ...




  • Arkadaşlar şu haberi tekrar bi okuyun derim

    quote:

    Orjinalden alıntı: Wyatt Earp

    Bide bunu okuyun bakalım...

    University of Washington öğretim üyesi Evan Eichler.


    ‘Evrim aşamalı değil, ani gerçekleşti’
    İnsanlardaki 2 numaralı kromozomu araştıran Evan Eichler, insan DNA’sındaki değişimlerin, sanıldığı gibi uzun sürece yayılmak yerine ani ve köklü değişimlerle meydana geldiğini savunuyor.



    NTV-MSNBC
    Güncelleme: 16:14 TSI 26 Haziran 2005 PazarSEATTLE - Aşamalı meydana geldiği düşünülen evrim sürecinin, kısa sürede meydana gelen köklü değişimlerle gerçekleştiği ortaya atıldı. Buna göre, köklü değişimler kısa zaman içinde ve hızla oluyor; müteakip uzun dönemde ise sadece ufak değişimler meydana geliyor. Bu tez evrimin sanıldığı gibi uzun sürede aşamalı olarak değil, daha çok ani sıçramalar şeklinde gerçekleştiğini gösteriyor.



    Evrim sürecindeki aşamalar, kromozomlardaki DNA serilerinden okunabiliyor. Kromozomlardaki değişimler de DNA parçalarındaki kopyalardan ya da DNA suretlerinden tespit ediliyor. University of Washington uzmanı Evan Eichler, 2 numaralı kromozomdaki kopya DNA serilerini, başka maymun türlerindeki muadilleri ile karşılaştırdı. Bilim insanları ilk etapta DNA’lardaki değişimlerin milyonlarca yıl üzerinde aşamalı olarak gerçekleşmiş şekilde çıkacağını tahmin ediyorlardı. Ama, beklenenin tam tersi bir sonuç çıktı.

    Tahlilde, büyük kopyaların kısa zaman aralıkları içinde meydana geldiği gözlemlendi. Köklü değişim sıçramalarının arasında uzun ve değişim olmayan dönemler tespit edildi.

    20 İLA 10 MİLYON YIL ARALIĞI
    Evrim tarihinde canlılar arasında en önemli çatallanmanın 10 ila 20 milyon yıl önce yaşandığı anlaşılıyor. Araştırma insanoğlu, şempanze, orangutan ve gorillerin de aralarında bulunduğu maymun familyasının, diğer ilkel maymun türlerinden bu 10 milyon yıllık aralıkta ayrıldığını gösterdi. Ancak, 10 milyon yıl, evrim süreci için uzmanların daha önce tahmin edemeyecekleri kadar kısa bir dönem.

    Öte yandan, insanla diğer maymun türlerinin birbirinden ayrılması ise daha sonra gerçekleşti.

    SADECE 2 NUMARALI KROMOZOM İNCELENDİ
    Bilim ekibi, 2 numaralı kromozomdaki DNA değişimlerinin neden bu kadar kısa aralıklarla ortaya çıktığını şimdilik açıklayamıyor. Ancak bu çalışma, evrimin aşamalı ve dengeli gerçekleştiği tezini sorguluyor. Hatta evrim süreci içindeki bu sıçramaların beynin genetik gelişiminde etkili olduğu da düşünülüyor.

    Evrimin ritmiyle ilgili bu çalışmanın geçerlilik kazanması için, diğer bilim merkezlerinin onayından geçmesi gerekiyor. Araştırmanın kurama dönüşmesi için ise, diğer kromozomlarında incelenmesi gerekecek.

    Ayrıntılı bilgi için tıklayınız:www.gs.washington.edu/faculty/eichler.htm


    Kaynak: The NewScientist
    Not: Araştırmanın tam metni hakemli bilim dergisi Genome Research (Vol, 15)’te yayımlanmıştır.
    http://www.ntvmsnbc.com/news/329610.asp






  • quote:

    Orjinalden alıntı: Wyatt Earp

    Arkadaşlar şu haberi tekrar bi okuyun derim

    quote:

    Orjinalden alıntı: Wyatt Earp


    Evrimin ritmiyle ilgili bu çalışmanın geçerlilik kazanması için, diğer bilim merkezlerinin onayından geçmesi gerekiyor. Araştırmanın kurama dönüşmesi için ise, diğer kromozomlarında incelenmesi gerekecek.






    Şu kısma bakarsanız bu çalışmanın henüz tam olarak sonuçlanmadığı görünüyor. Bu çalışmanın devam etmesi ve yeni sonuçların yayınlanması çok iyi olur. Belki evrim beklediğimizden daha hızlı bir süreç. Belki mutasyonların mekanizmasıyla ilgili yeni teorilere ihtiyacımız olacak.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    @mfiz hocam;

    evrimin o kadar cevap verilemeyen soruları var ki

    bunu ben bile sorabiliyorsam neden bilim adamları kendine sormuyorlar ...

    varsa cevabı neden verilemiyor ...



    bir bilimsel teoriler desteklenmeli

    birinci olarak ilk hücrenin nasıl olduğu net bir şekilde açıklanmalı ve neden ilk hücreye benzer binlerce olmadığı izah edilmeli ...

    ikinci olarak cansızdan nasıl canlı olduğu izah edilmeli, deneyler ile desteklenmeli

    üçüncü olarak mutasyon neticesinde gelişme kaydeden canlılar deneyler ile desteklenmeli, labaratuarda canlılar mutasyona tabi tutulmalı (meyve sinekleri mesela) ve geçirdiği gelişim izah edilmeli

    dördüncü olarak bu mekanizma izah edilmeli ve milyonlarca yıldır değişmeyen canlıların neden değişmediği anlatılmalı




    bunlar şahsi itirazlarım

    din ile çelişen noktası da şudur ...

    evrim tesadüfi, rastlantısal, devinimsel bir gelişimi bahseder ancak din tesadüf veya rastlantı ile değil de Allah ın İradesi ile ortaya çıktığını anlatır ...


    @mfiz hocam;
    Daha önce fizikçi olduğunuzu söylemiştiniz. Benim de bir kaç sorum var.
    Öncelikle Kuntum Kuramına inanmıyorum(!). Aynı kaynaktan çıkıp farklı noktalara doğru giden iki elektron nasıl oluyorda aynı anda birbirlerinin aynısı tepkileri veriyorlar? Hadi bunun sebebini bana anlatın(!)
    Şahsen sıradan bir insan olarak, siz fizikçilerin yıllarca uğraşıp "1900'lerden beri labaratuvar deneylerinde gözlemlendi ve bütün deneylerden yüzünün akıyla çıktı" diye feveran ettiğiniz Kuantum Kuramı'na inanmıyorum. Neden mi? Çünkü benim mantığım (sokaktaki adam olarak) almıyor. Alın benden de size bir teori(!); elektronlar ve ışık dalga değil parçacık özelliği gösterir. Ayrıca, gravitonu da hiç kimse gözlemleyemeyecek çünkü zaten öyle bir şey yok. Bitmedi, dört kuvveti birleştirmeye çalıştığınız kuram da hayal mahsulü.




  • red hocam

    varsa cevabını alalım

    taklitçilik yapmayalım

  • quote:

    Orjinalden alıntı: pacman

    quote:

    Orjinalden alıntı: driver

    bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayalım topiğini hepberaber okuyalım arkadaşlar.

    teori olan birşey se evrim ve bu teori birçok delille çöktüğü halde birileri bunu ısrarla hortlatmaya çalışıyorsa -
    evrim teoriside evrim geçirip insanlara yaratıcıyı inkar noktasında fitne ve fesat tan öte bir malumat vermiyorsa-

    artık fikirlerimizi paylaşırken evrimle ilgili, ne düşünmemiz ne söylememiz gerektiğini siz tahmin edin.




    Driver bu mesajından hiç birşey anlamadım. Biraz daha özenli cümleler kurarmısın, Hangi cümlen nerede başlıyor nedemek istiyor nerede bitiyor. Ortada yazdığın şey alıntı mı yoksa kendi düşüncelerin mi. Orada evrim teorisinin çürütüldüğü bilgisi sana gökten mi indi yoksa Ord. Prof. Adnan Hoca'nın bilimsel! çalışmalarından mı etkilendin fikir sahibi olmak için bu bilgi sana yetiyor mu..



    bir kere biraz sakin ol..heyecanlanma..
    benim üstte yazdıklarımı anlayamaman normaldir.
    gizemi severim.anlayan anlamıştır sen hiç takma kafana.

    evrim teorisini bu kadar ateşli sahiplenmen benim fenerbahçeyi sahiplenmem gibi..
    şampiyon biziz yenilsekte yensekte taraftarın senle gibi.
    bu teori çürüdü bana göre sana göre çürümesi için ise bu teoriyi bir din fanatiği gibi sahiplenmek yerine daha objectif bakmalısın.
    vicdanının sesine kulak ver.hoş hiç bilimsel olmadı biliyorum ya..
    bu arada bu adnan hoca geyiği nedir anlamış değilim.
    bu forumda yüzlerce kez tartışıldı eski konuları okusran evrim teorisinin bu forumda çürütüldüğünü görebilirsin.
    seni çok üzebilir...




  • pacman hocam

    adnan hoca muhabbetlerine girmeyelim mümkünse



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Deep Impact -- 21 Mart 2006; 16:02:04 >
  • ‘Evrim aşamalı değil, ani gerçekleşti’


    İnsanlardaki 2 numaralı kromozomu araştıran Evan Eichler, insan DNA’sındaki değişimlerin, sanıldığı gibi uzun sürece yayılmak yerine ani ve köklü değişimlerle meydana geldiğini savunuyor.

    Evrim sürecindeki aşamalar, kromozomlardaki DNA serilerinden okunabiliyor. Kromozomlardaki değişimler de DNA parçalarındaki kopyalardan ya da DNA suretlerinden tespit ediliyor. University of Washington uzmanı Evan Eichler, 2 numaralı kromozomdaki kopya DNA serilerini, başka maymun türlerindeki muadilleri ile karşılaştırdı. Bilim insanları ilk etapta DNA’lardaki değişimlerin milyonlarca yıl üzerinde aşamalı olarak gerçekleşmiş şekilde çıkacağını tahmin ediyorlardı. Ama, beklenenin tam tersi bir sonuç çıktı.

    Tahlilde, büyük kopyaların kısa zaman aralıkları içinde meydana geldiği gözlemlendi. Köklü değişim sıçramalarının arasında uzun ve değişim olmayan dönemler tespit edildi.

    20 İLA 10 MİLYON YIL ARALIĞI
    Evrim tarihinde canlılar arasında en önemli çatallanmanın 10 ila 20 milyon yıl önce yaşandığı anlaşılıyor. Araştırma insanoğlu, şempanze, orangutan ve gorillerin de aralarında bulunduğu maymun familyasının, diğer ilkel maymun türlerinden bu 10 milyon yıllık aralıkta ayrıldığını gösterdi. Ancak, 10 milyon yıl, evrim süreci için uzmanların daha önce tahmin edemeyecekleri kadar kısa bir dönem.

    http://www.ntvmsnbc.com/news/329610.asp

    saolasın wyatt rap

    red hocam gördüğün gibi sokaktaki insan olarak değil de bilerek karşı çıkıyoruz


    hadi buna ne diyeceksiniz ...?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Deep Impact -- 21 Mart 2006; 16:09:54 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: redstorm

    @mfiz hocam;
    Daha önce fizikçi olduğunuzu söylemiştiniz. Benim de bir kaç sorum var.
    Öncelikle Kuntum Kuramına inanmıyorum(!). Aynı kaynaktan çıkıp farklı noktalara doğru giden iki elektron nasıl oluyorda aynı anda birbirlerinin aynısı tepkileri veriyorlar?
    Hadi bunun sebebini bana anlatın(!)


    Kastettiğiniz EPR paradoksu denilen paradoks olmalı. Biri bir kuantum halinde diğeri başka bir kuantum halinde olduğu bilinen iki parçacığın birinin kuantum halini gözlemlersek ondan belli bir mesafedeki diğer parçacığın kuantum halini de bilmiş oluyoruz. Bu prensibi kullanarak uzak mesafelerde ışık hızından daha yüksek hızlarda veri aktarımı yapmak prensip olarak mümkün. Eğer gözlemezsek ne olur? O zaman iki parçacığın da o hal'lerden birinde olma ihtimali %50 oluyor. Bu neyle çelişiyor görünüyor: görelilik teorisiyle! Zaten şu an için genel görelilik teorisiyle kuantum teorisinin tam bir birleşmiş teorisi yok.



    quote:



    Şahsen sıradan bir insan olarak, siz fizikçilerin yıllarca uğraşıp "1900'lerden beri labaratuvar deneylerinde gözlemlendi ve bütün deneylerden yüzünün akıyla çıktı" diye feveran ettiğiniz Kuantum Kuramı'na inanmıyorum. Neden mi? Çünkü benim mantığım (sokaktaki adam olarak) almıyor.


    Kuantum kuramına inanmıyorsunuz ama kuantum teorisinin prensipleriyle yapılan elektronik devre elemanlarından oluşan bilgisayarı kullanarak bana mesaj atıyorsunuz İnanmamaya devam edin. Ama günlük hayatta kuantum teorisinin geçerli olduğunu gösteren örnekler o kadar fazla ki. Yıldızların ışımasından elektronik devre elemanlarına kadar.

    quote:


    Alın benden de size bir teori(!); elektronlar ve ışık dalga değil parçacık özelliği gösterir. Ayrıca, gravitonu da hiç kimse gözlemleyemeyecek çünkü zaten öyle bir şey yok. Bitmedi, dört kuvveti birleştirmeye çalıştığınız kuram da hayal mahsulü.


    Bu dediklerinizi ispatlarsanız büyük bir devrim olur fizikte. Ama unutmayın ki fizikteki devrimler böyle desteksiz deneysiz gözlemsiz olmaz. Örneğin Einstein görelilik kuramını, klasik mekanik, elektromanyetik ve matematikteki gelişmelerin bir sonucu olarak ortaya koyabildi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mfiz -- 21 Mart 2006; 16:18:38 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: mfiz

    Evrim konusunda merak ettiğiniz (dilin evrimi de dahil) konular için şu kaynağa bakabilirsiniz:

    http://www.newscientist.com/channel/life/evolution

    Eğer evrim kötü bir teori diyorsanız, kanıtlarınız bilimsel olmalı. Dilin yaratılış hipoteziyle ilişkisini kuran ciddi bir bilimsel teori var mı?


    Ben derdimi ifade edemiyorum sanırım. Bu tür siteleri incelemem benim Darwinizm'e bakış açımı değiştirecekse haklısın ancak değiştirmeyecek. Neden? Çünkü gerekli ve tatmin edici verilerden uzaklar. Neden uzaklar çünkü geçmişteki bazı verileri doğrudan analiz etmek mümkün değildir. Çünkü o dönemlerde bir kamera kaydı yoktu. Çünkü o dönemlerde bir ses kayıt cihazı yoktu. Örneğin verdiğin sitede:

    http://www.newscientist.com/channel/life/evolution/mg18825195.200-structure-exposes-the-evolutionary-roots-of-language.html

    Bu bölümü okudum. Ancak burada dahi yine bir araştırma havası seziyorum. Kesin ve net bir izah yok. Varsa ben de diyorum ki sizler şu an dillerin nasıl oluştuğunu, dillerin beyin denen et ile nasıl etkileşim kurduğunu, hatta bu etin sadece kelimeleri beyninde nasıl sınıflandırdığını değil gerekli aklı da nasıl buna entegre ettiğini kesin ve net ifadelerle açıklayın. Grafiklerle, adım adım (stepo by step) açıklayın. Bu teknik olarak mümkün değil.!

    Anlatamıyorum derdimi. Niye? Ben evrim teorisi kötü bir teoridir diyor muyum? Böyle bir ifadem yok. Sadece teknik anlamda açıklık kazandıramıyor bilim her şeye ve bu açıklığı kesin ve net olarak açıklayamıyorsa neden güven duyayım? Bu da benim tercihim değil midir? Yok mu bir insan olarak buna hakkım? Üstelik bu bir teori. Teori olması bilimsel olmadığı anlamına da gelmiyor. Ancak bilim geçmişte neler yaşanmış ve bunlar nasıl olmuş adım adım izah edebiliyor mu? Ben sizin verdiğiniz siteye göz attım. Daha farklı bilgilere de göz attım ancak burada her şey bir "anlamsızlık" üzerine bina ediliyor. Nasıl bir anlamsızlık dersen şöyle ifade edeyim.

    Ben bir bilim adamını karşıma alsam ve sorsam ki insan akciğeri hava olmadan önce var mıydı? Ne cevap alırım? Ben insan akciğerinin havaya göre mi evrimleştiğini bir insan olarak merak edemez miyim? Hava olduğu için mi ciğerlerim oluştu yoksa ciğerlerim olduğu için mi hava evrimleşti. Arının balı kendisine hizmet ederken bir insana nasıl hizmet etmeye başladı? Balık olmadan önce su var mıydı? Su oluşunca mı balıklar da oluştu? Şimdi sen diyeceksin ki bunlar bilimsel sorular değil. Ancak ben de diyorum ki bir bilim adamı bu tür soruları sormuyor ise o zaman bilimin tek taraflı düşündüğü belirtilemez mi? Bir bilim adamı evrimleşmeyi, mutasyonu, seleksiyonu, seçilimi açıklıyor ama benim gibi bilim dünyasından olmayan bir insanın aklına getirdiği soruları bilim adamları akıllarına getirmiyorlar. İlginç. Bilim her şeyi bir anlamsızlık üzerine bina ediyor.
    Neden? Çünkü bilim diyor ki işte insan böyle bir rasgelelikten veya artık adına her ne denirse bu tür bir mekanizmadan doğmuştur. Anlam diye bir şey yoktur. Hepimiz tesadüfler zincirinin bir parçasıyız. Dillerimiz, aklımız, şu an kullanmakta olduğumuz kelimeler, okyanuslar, oksijen, hidrojen bunların hepsi "öylesine" oluşumlardır. Bilim adamları doğuştan hiçbir ücret ödemeden sahip oldukları aklı denen veriyi bile olasılıklar dünyasına hapsediyorlar ve kısacası kendi akılları da olasılıkların bir parçası haline geliyor.

    O halde biz insanların gelişimlerine öylesine bir yapı barındırıyor ise soruyorum ne diye merak ediyoruz geçmişimizi? Ne diye bilim yapıyoruz? Hepimiz öylesine bir yaşamın öylesine gelişmiş, öylesine ucubeleri iken neden bilim aşkı ve şevki? Ve ben bir insan olarak öylesine oluşan bir bilim dünyasına neden güven duyayım? Ben bir insanım ve benim duygularım var. Bunu bilim inkar etse de ben inkar etmiyorum. Bilimsel çalışmalar çok güvenilir ancak hepsi öylesine bir oluşumun bir parçası. Hatta bir zamanlar kafatasımızın içerisinde bulunan bu beyin daldan dala atlayan bir maymunun kafatasının içerisindeydi? Niye ben birdenbire insanlığa terfi etmek istedim ki? Terfi ettim ve gördüm ki bilim kendi aklını küçümser görmüş, bilim kendi aklını öylesine bir gelişim olarak algılamış. Ve ne garip bir tesadüftür ki bilim öylesine oluşan aklına, ille de bir anlam taşıması gerekmeyen aklına "güvenerek" bilime soyunmuş.

    Ben evrime kötü bir teori demiyorum. Ben kesinlik istiyorum. Ben bir insan olarak bir anlamımızın olduğuna inanıyorum. Ancak sizin değerleriniz öylesine oluşmuş ise ve bir amaç da taşımıyorsa o halde bu görüşlerinizi niye savunuyorsunuz ki? Nasıl olsa anlamsızlık diyarının kestirilemeyen, tahmin edilemeyen, öylesine elenmiş, öylesine seçilmiş, öylesine mutasyona uğramış ve olasılıkların aklı almaz öteliğinde gelişmiş rasgeleliklerin kölesi olan bu "aklımıza" nasıl oluyor da güveniyorsunuz ona şaşıyorum. Hepimizin peri bacalarının oluşumundan bir farkı yok ise niye sidik yarıştırma ki? Garip. Ben insanım ve “anlamdan” yanayım. Buna hakkım var. Kimse benim gibi düşünmek zorunda değil.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    saolasın wyatt rap



    Sende sağol hocam...
  • yıl ya 2003 dü ya 2004 10 sayfa sürdü..maymundan mı geldik diye bir topik vardı..heyy gidi günlerr.
  • @trackfind hocam

    sen evrimini tamamlayamamışsın henüz

    evrim seni öyle bir evirecek ki evrim konusunda herhangibir tereddüdün kalmayacak


    arkadaşlar gelecekte evrim öyle bir işleyecek ki aksine inanan hiçkimse kalmayacak

    sabredin belki 100 belki 200 yıl sonra

  • quote:

    Orjinalden alıntı: mfiz

    quote:

    Orjinalden alıntı: redstorm

    @mfiz hocam;
    Daha önce fizikçi olduğunuzu söylemiştiniz. Benim de bir kaç sorum var.
    Öncelikle Kuntum Kuramına inanmıyorum(!). Aynı kaynaktan çıkıp farklı noktalara doğru giden iki elektron nasıl oluyorda aynı anda birbirlerinin aynısı tepkileri veriyorlar?
    Hadi bunun sebebini bana anlatın(!)


    Kastettiğiniz EPR paradoksu denilen paradoks olmalı. Biri bir kuantum halinde diğeri başka bir kuantum halinde olduğu bilinen iki parçacığın birinin kuantum halini gözlemlersek ondan belli bir mesafedeki diğer parçacığın kuantum halini de bilmiş oluyoruz. Bu prensibi kullanarak uzak mesafelerde ışık hızından daha yüksek hızlarda veri aktarımı yapmak prensip olarak mümkün. Eğer gözlemezsek ne olur? O zaman iki parçacığın da o hal'lerden birinde olma ihtimali %50 oluyor. Bu neyle çelişiyor görünüyor: görelilik teorisiyle! Zaten şu an için genel görelilik teorisiyle kuantum teorisinin tam bir birleşmiş teorisi yok.



    quote:



    Şahsen sıradan bir insan olarak, siz fizikçilerin yıllarca uğraşıp "1900'lerden beri labaratuvar deneylerinde gözlemlendi ve bütün deneylerden yüzünün akıyla çıktı" diye feveran ettiğiniz Kuantum Kuramı'na inanmıyorum. Neden mi? Çünkü benim mantığım (sokaktaki adam olarak) almıyor.


    Kuantum kuramına inanmıyorsunuz ama kuantum teorisinin prensipleriyle yapılan elektronik devre elemanlarından oluşan bilgisayarı kullanarak bana mesaj atıyorsunuz İnanmamaya devam edin. Ama günlük hayatta kuantum teorisinin geçerli olduğunu gösteren örnekler o kadar fazla ki. Yıldızların ışımasından elektronik devre elemanlarına kadar.

    quote:


    Alın benden de size bir teori(!); elektronlar ve ışık dalga değil parçacık özelliği gösterir. Ayrıca, gravitonu da hiç kimse gözlemleyemeyecek çünkü zaten öyle bir şey yok. Bitmedi, dört kuvveti birleştirmeye çalıştığınız kuram da hayal mahsulü.


    Bu dediklerinizi ispatlarsanız büyük bir devrim olur fizikte. Ama unutmayın ki fizikteki devrimler böyle desteksiz deneysiz gözlemsiz olmaz. Örneğin Einstein görelilik kuramını, klasik mekanik, elektromanyetik ve matematikteki gelişmelerin bir sonucu olarak ortaya koyabildi.


    Yanlış anlaşıldım galiba...




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.