Rock Zircon: Şişirme rüzgarında son perde

quote:

Orijinalden alıntı: vaziyetu

sahne-akustik kavramının bununla sınırlı veya sadece bununla belirlenemeyecek olmakla birlikte fiziksel boyutla ilgisi var, ben bunu çeşitli yerlerde dile getirdim. illa kulaküstü ile kıyaslamak gerekmiyor, kulakiçilerin kendi içinde de boyutu büyük-küçük olanlar var. Sennheiser CX serisi ve benzerleri gibi küçük kulaklıklar arasında hiç tam anlamıyla yeterli olanına rastlayamadım. Rock Zircon da küçükler arasındadır.

zırva yorumculardan genellikle boyutla ilgili birşey duyamıyoruz çünkü bu çıkarımı yapabilmek için önce diğer konuları tutturmak lazım. adam gerçek f/p kulaklığı alıp beğenmiyor, uyduruk kulaklığa f/p diyorsa bu çıkarımı nasıl yapacak ? akustik mafişi, minnacık birçok kulaklık piyasada sahnesi havadar diye övülüyor. küçük kulaklıkta herşeyin az olmasının bilimsel sebepleri var. bir kere bunlar mekanik yapılar, nereye kadar küçülteceksin ? ancak burada bu hadiseyi abartmamak lazım, neticede araba almıyoruz. kulaklık küçük de kulak çok mu büyük ? hoparlörü alıp kulağına dayayınca da sesin iyi gelmediğini unutmayalım, yani herşeyin her koşulda en büyüğü makul değil.

sahne-akustik dediğimiz şey zaten sesin "boyutuyla" ilgili tamamen ve dikey-yatay olmak üzere 2 parametreden oluşuyor. frekans-enstrüman ayrımı dediğimiz seslerin birbirinden ayrışması mevzusu, aslında sağ ve sol yani stereo seslerin kulağa olan uzaklığı yani mesafe algısıdır. böylece kayıtta değişen oranlarda sağ ve sol ağırlıklı kaydedilmiş enstrümanlar 180 derece açıda daha geniş alana yayılmış olur. bunu oluşturmak yani sağ ve sol kulaklıktan gelen sesleri kulağın uzaktan duyması için de belirli bir tasarıma ihtiyaç duyuluyor ki kasa ve/veya sürücüler fiziksel olarak büyümüş oluyor. aynı şey dikey boyut yani sesin daha büyük çıkması için de geçerli. daha büyük alana yaymak istiyorsan daha büyük cihaz kullanacaksın. kulağa soktun diye fizik kurallarını değiştiremezsin.

senin cümlen biraz tersten görür gibi olmuş. yani kulakiçi ne kadar gelişirse gelişsin olmaz gibi bir anlam çıkmış. halbuki kulakiçinin adam olması için gelişmiş olması lazım demen lazımdı. anlatmaya çalıştığım üzere boyutun etkisine katılıyorum, ancak kulaküstü için işler daha kolayken, kulakiçide tasarımın zorlaşması biri adam olur biri olmaz çıkarımına değil model dikkatli seçilmeli ve balonların üstüne atlanmamalı çıkarımına götürmeli. Audio-Technica'nın birçok modeli, Pioneer Bass Exciter serisi gibi kendi alanında başarılı ve rakiplerine göre fark yaratabilen ürünler kulakiçinde teknik bir engel olmadığını gösteriyor ve bunlar genelin aksine büyük kasalı ürünler. bazı şeyler elbette ki tesadüf değil. buraya kadar gelindiyse istenirse daha da ilerisine gidilebilir ama istenirse...

piyasada benimle dalaşan kitle sürekli minnacık kulaklıkları birbiriyle kıyaslayıp sahnesi öyle sahnesi böyle deyip duruyorlar. ben bunların bir dönem her övdüklerini satın aldım ve bu çıkarımları yaptım. bunlar öncelikle duydukları şeyi doğru yorumlayamıyorlar. bu yüzden boyut mevzusu da onların algı dünyasına giremiyor. kulaküstünü kulakiçiyle kıyasladığı zaman kulaküstünü tercih eden başka insanlar da var ancak mevzu kulakiçilerin birbirleriyle kıyaslaması olunca sanki bu kavram yokmuş gibi davranıyorlar. bu konuyu çözecek yetenekleri olmadığı böylece ortaya çıkıyor.

şu şarkıda şunu iyi duydum gibi şeyleri doğru bulmuyorum. eğer bir kulaklıkta bunu rahat duydum, bunu duyamadım diyorsan bunun sebebi EQ'dur. zira kulaklıkların frekans dengeleri arasında az yada çok farklar bulunur. ayrıntılı EQ kullanmayı öğrenir ve alışırsan kulaklık modellerine malettiğin birçok ses farkının frekans dengesinden kaynaklandığını görürsün. yani x kulaklığın x seslerde başarılı olması diye birşeyi ben kabul etmiyorum. kulaklıklarda belli bir standart vardır, keman istersin verir, flüt istersin verir, gitar istersin verir. bazı seslerdeki vurgu, ton farkı anlattığım frekans dengesi mevzusundan çıkıyor. bazı farklar da elbette bas-tiz başarı farkından kaynaklanıyor ancak bunlar belirli ve uç frekanslarda olur (30-60 hz baslar ve 14 khz şıkırdak tizler).

tabii akustik genişliği bazı sesleri daha iyi duymakla alakalı zaten, dolayısıyla ne duyduğuna doğrudan etki eder ama akustiği farklı kulaklık bunu zaten herşeyde gösterir, belirli bir şeyde değil. özellikle şu şarkıda şurayı daha iyi duydum denmesini kesinlikle kabul etmem. şu şarkı, şu enstrüman için şu kulaklık iyidir, bu şarkıda bunu beğendim öbür şarkıda şunu gibisinden çok uçurma vardır ancak bunların doğru olmadığını gördüm ve biliyorum. bu kulaklık teknolojisi böyle birşey değil. bunlar ya tamamen safsata çıkıyor ya da EQ farklarından yada bir kulaklığın uç bas-tiz frekanslarındaki performansından türüyor.

iki kulaklık arasında böyle farklardan bahsetmek, şu marka buzdolabı marulu daha iyi koruyor ama domasteslerde öbür markayı başarılı buldum demekten farksız. bu ben öyle istediğim için değil gerçek bu olduğu için böyle. kulaklıklar arasında böyle farklar yoksa ben ne yapayım ? insanlar ses konusu olunca şu kulaklık gitarları iyi versin, bu kulaklık şu müzik türüyle iyi gitsin diye baştan bir beklentiye giriyor. seslerin frekans olduğu, bu teknolojinin bir standardının olduğu, kulaklıkların birbirinden bu kadar farklılaşmayacağını istediğin kadar anlat, eğer kişi baştan hayır efendim ses konusu detaylıdır ben süpersonik kulaklarımla bu kulaklığı şu müzik türünde başarılı buldum demeye kendini sabitlemişse bunu değiştiremiyorsun.

para mevzusuna da yanlış girdiğini düşünüyorum. özellikle Aliexpress'teki kaynağı belirsiz ürünlerin ve bazı gerçek f/p ürünlerinin desteğiyle ucuz fiyata da iyi kulaklıklar bulunabiliyor. ayrıca kulaklık piyasası yüksek fiyata en çok çöp satılan piyasadır. hatta kazığın sihirli fantezi dünyasıdır. paran olsa ne yapacaksın ? gidip kazıkçı bir firmanın 10-20 dolarlık başarılı bir ürünle aynı sesi veren ürününe 600 dolar vereceksin. değişen tek şey senin algın olacak. Sennheiser CX serisi berbat, gerçek f/p kralları hem çok daha iyi ses veriyor hem de daha ucuza satılıyor. aynı firmanın yüzlerce dolarlık ürünleri de var. kıyaslamayı doğru yap, Sennheiser'ın ucuz ürünleri tam çöp ise, aşırı pahalı ürünleri sektörde tam olarak nereye oturur ? o zaman dediğimi anlaman lazım.

kulaklık piyasası aslında benzer fiyat aralığında çok fazla ürün dolaşarak anlaşılır. bunun başka bir yolu maalesef yok. benden tavsiye isteyip duranlara hep aynı şeyi söyledim bugüne kadar. yoksa param olsa da pahalı ürün kullanıp gerçek ses nasıl oluyormuş görsem diye birşey yok. o iş parayla olmuyor. Koss firması en ucuz ürünlerine bile kendi en yüksek teknolojisini koymaktan çekinmiyor. ayrıca dediğim gibi Aliexpress'te kazıkçılar için üretim yapan firmaların yan ürünleri dolaşıyor. neyin kaça olacağı piyasa şartlarına göre belirlenir. otomatik olarak çok param olsa da alsam dememek lazım. kapitalizm'de marka gerçeği vardır. maalesef bazı insanlar tüm gerçekleri reddedip bir markaya sırtını dayanamadan rahat edemiyorlar.

piyasada bilmiş konuşanların ortak özelliklerinden birisi ellerinde mutlaka yüzlerce dolarlık bir veya birkaç ürün bulunmasıdır. sonra da gidip çok konuşulan bir şişirme f/p ürününü alıp fiyatına göre iyi derler. çünkü baştan kendilerini fiyat algısına göre konumlandırmışlardır. kazıklandıklarından habersiz ellerindeki pahalı ürünü merkez aldıkları için piyasadaki rakip ürünleri doğru yerlere oturtamazlar. bu hadise öyle yerlere varıyor ki, 10 dolarlık bir kulaklıkla 300 dolarlık bir kulaklığı tak çıkar yaparak değerlendirirken 300 dolarlığın daha kötü veya aynı olduğunu sen görmene rağmen o görmeyebiliyor. gerçeklerle değil inançlarla yürüyen bir piyasada herşey olur veya hiçbirşey olmaz. bu yazıyı da böyle noktalarım. kaç nokta koyacağım tamamen benim tercihimdir. buyrun bakın; . . . . istediğim kadar koyarım.