Şimdi Ara

### PS2 Final Fantasy XII ###

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
4
Cevap
0
Favori
311
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  •  ### PS2 Final Fantasy XII ###


    İşte benim son hayalim olabilecek oyun...

    'Abi kaç gile satıyorsun bu cipsi? Benim daha experience'im düşük, pek gilim de yok yani buna bağlı olarak. Hadi bir kıyak geçiver de ver. Daha yeni SeeD sınavına girdim, veriver şu cipsi 3 gile abi. Zaten babam da Chocobo'yu yasakladı, durumum sıkışık yani. Abi???'

    Sanırım onlarca saat süren senas sonunda, Final Fantasy'nin başından yeni kalkmış birisinden rahatlıkla duyabileceğiniz şeylerdir bunlar. Chocobo, SeeD, experience, gil bu seri içinde adından sık sık söz edilen şeyler olsa gerek. Alışverişe çıkarken çantanıza para atmak yerine gil atmak, motosiklet yerine Chocobo kullanmak, güçlenmek için materia tüketmek tüm FF'cilerin hayali sanırım. İlk çıktığında bizi o 'üstten görünüşlü' oyunlarıyla büyüleyen devrim zinciri Final Fantasy, hala 2D hayranlarını kaybetmiş değil. Neden mi dersiniz... Bir oyunun içinde özgünlük, bununla beraber üstün hayal gücünün meyveleri, harika bir senaryo, mükemmel karakterler ve aşk olursa, eski kuşak hayranlarının da tükenmemesi oldukça mantıklı bir açıklamaya sahip oluyor.

    Biraz Geriye Dönüş... Biraz da Temel Bilgiler...

    Konuyu biraz açıp geriye döndüğümde, 1987 yılından bu yana, birçok konsolda karşımıza çıkan oyunlarıyla, bunun yanı sıra bizi büyüleyen filmleriyle Final Fantasy, bize ilkleri yaşatmayı çok seviyor. Bu bir gerçek. SquareSoft'u iflastan döndüren bu oyunun çıktığından beri firmayı nerelere getirdiğine bir bakıldığında dudak uçuklatıcı rakamlar görülebilir. Özellikle bu yıl Advent Children, Final Fantasy 13 'altılaması', yeniden düzenlemeler, firmanın gerek Tokyo Game Show'da, gerek E3'te yayımladığı videolar gerçekten kelimelerin kifayetsiz kalacağı derecede güzeldi. Gerçi Dirge Of Cerberus ile biraz duvara toslamış olsalar da, az sonra okuyacağınız şeyler size bu kazayı kesinlikle unutturacaktır. Eğer elinizde bir DS varsa, o zaman 3. oyunun yeniden yapımını ve temeli Final Fantasy 12 olan Revenant Wings'i beklemeye başlayın. Ancak bu zaman diliminde hiç sıkılmayacaksınız, çünkü PlayStation 2 platformunda bir şaheser sizinle beraber olacak; Final Fantasy 12.

    Aslında 12. oyunun çıkış hikayesini anlatmak, yılan hikayesini anlatmaktan farklı olmaz sanırım. Yanlış anlamayın, tarihlerden bahsediyorum. 2003 yılında, ilk kez 'Final Fantasy XII' diye bir şey duymanın sevincini yaşamıştık. Ancak Square Enix, oyunun bir yıl sonra çıkacağını bildirince, 'Olsun, FF olsun yeter ki, bekleriz' diyerek beklemeye koyulduk. Gelenek o ki, her Final Fantasy bizi fazlasıyla bekletiyor ancak üzerine harcanan emeğe bakılırsa bu gayet normal bir zaman dilimi. Ancak 2005 yılında firma size oyunun çıkış tarihini 2006 olarak açıklıyorsa, hem sabır sınırınız biraz zorlanmış, hem de merak kat sayınız kaçınılmaz bir şekilde artmış oluyor. (ki onu bana sorun. Japonlar NTSC modelini bitirmişken, PAL versiyonunun demosunu oynamış ve tam hali için yedi ay beklemiş biriyim).

    İşte sonunda oyun çıktı! İlk gözümüze çarpanlar, on ikinci durağımızda birçok yeniliğin görüldüğü gibi, tüm Final Fantasy'lerde çalışmış ancak ilk kez serinin bu oyununda eksikliği hissedilen kişilerin de var olması. Alıştığımız üzere karakter tasarımları Tetsuya Nomura tarafından değil, Akihiko Yoshida tarafından yapılmış. Bu durum kesinlikle hayal kırıklığı olmamalı, çünkü karakterlere ve üzerinde harcanan emeğe bakılacak olursa gerçekten iyi iş çıkartmış Yoshida (Dış görünüş açısından bir örnek; Ashe karakterinin posterine sahip olup da asmayan tek kişi tanımıyorum!). Diğer bir farklılık ise, bestecinin Nobuo Uematsu değil de Hitoshi Sakimoto olması. Oyunda Uematsu imzasını taşıyan eser ise tema müziği olan ve Angela Aki'nin seslendirdiği 'Kiss Me Good Bye'.

    Prenses, Hırsız ve Sömürge

    Şimdi biraz öyküye ve karakterlere değinelim. Dünyamızın adı Final Fantasy Tactics'ten hatırlayacağımız 'Ivalice' ve Archadia İmparatorluğu'nun sömürgesi olan Dalmasca Krallığı ise tüm olayların başladığı yer. Burada yaşayan Penelo ve hayallerini hava korsanlığı süsleyen hırsız genç Vaan, tarafsızlıklarını her zaman için koruyan eşler Fran ve Balthier, hain damgası taşıyan Basch ve ona nefret duyan Ashe oyundaki önemli karakterler.

    Öyküye gelirsek, bir süre önce sömürgesine saldırı düzenleyen Archadia İmparatorluğu, bir önceki paragrafta sözü geçen Vaan ve Penelo'nun ailelerini bu işgal ile şehit vermesine sebep olmuştur. Ayrıca saldırı sırasında Dalmasca kralı da öldürülür. Ölen Dalmasca kralının kızıysa tahtın tek varisi Ashe'dir. Bu güzeller güzeli prenses, halkını özgür bırakabilmek adına imparatorluğa direnir ancak gün geçtikçe işler kötüye gitmektedir.

    Tüm karakterlerinin kaderlerinin kesiştiği yer, Vaan'ın ailesini kaybetmesine sebep olan imparatorlukta, yani Archadia sarayında hırsızlık yapmasıyla ve burada Fran ve Balthier ile karşılaşmasıyla başlar. Fakat üçü de yakalanıp hapse atılır. Buradan kurtulmak için Ashe'nin hem babasının öldürülmesinden sorumlu tutulan, hem de Nalbina savaşında eşine iyi bir korumalık yapamadığından onun hayatını kaybetmesine sebep olan Basch'tan yardım almaları şart olmuştur. Beraber kaçmayı başarırlar ve Penelo'yu da yanlarına alırlar fakat tekrar yakalanırlar, işte bu sırada prenses Ashe ile karşılaşırlar. Bununla beraber takım kurulmuş olur.

    Pirincin Taşlarını Ayıklıyoruz...

    Oyunun iç yüzüne biraz daha büyüteç tutalım; büyüler, çağırılan yaratıklar, iksirler? Bunun yanında harika bir harita, yepyeni bir savaş sistemi, 'gambit' özelliği, hedefler... Bir saniye, harika bir harita mı? Bu sıfatı kullanmamın sebebi, haritanın yaratıkları göstermesi! Artık bir yere giderken aniden çıkan yaratıklardan kurtuldunuz. Eğer zor durumdaysanız yapmanız gereken tek şey düşmanın hedef alanına girmeden oradan sıvışmak. Şimdi gelelim hedef alanına, yani 'target' denilen özellik. Düşmana yeterince yaklaştığınız zaman onun can seviyesini görebiliyorsunuz ve hedefinize almış oluyorsunuz. 'Attack' komutunu verdiğinizde, mavi bir çizgi düşmana doğru uzayacak. Eğer düşman size hedef alırsa göreceğiniz şey size doğru uzayan kırmızı bir çizgi, büyü yapma durumundaysa büyü yapmak istediğiniz kişiye doğru yeşil bir çizgi göreceksiniz. Bu özellik size saldırma hedefini, büyü ve hedef olma durumunu ayırt etme olanağını tanıyor.

    Geldik saldırmaya hazırlanma aşamasına; ?Attack? komutunda olduğunuzu biliyorsunuz. Sağ alt köşede küçük bir bar çıkıyor ve bu bar dolduktan sonra saldırmaya geçebilirsiniz. Bu da yeni bir özellik, size 'biraz bekle, sonra hurraa' diyor sanki :) Bu bar dolduğu sırada saldırı değiştirmek istiyorsanız iki seçeneğiniz var. Birincisi barın dolduğu yerden devam etmesiyle yapılan saldırı, ikincisi ise barın en baştan dolmasıyla yapılan saldırı ve büyüler. Sanırım komut değiştirmeyecekseniz sizin tercihiniz birinci seçenek olacaktır. Bunun için saldıracağınız düşmanı 'O' tuşuyla hedefe almalısınız. Yok, barın tekrar dolmasını istiyorum diyorsanız, 'X' tuşunu kullanın. Eğer büyü yapmaksa hedefiniz, o zaman göstergenin sıfırlanmasına engel olamıyorsunuz, yani tekrar dolmasını bekliyorsunuz. Dikkatimize çarpan konuysa savaş sisteminin oldukça yenilendiği. 12. oyunda savaş sistemi, yerini çok daha aksiyon olan bir hadiseye bırakmış. Ancak bu aksiyona bir özelliğin daha eklenmesi gerekiyor sanırım. Gambit! Karakterlere verdiğiniz çeşitli emirleri, zamanı geldiğinde otomatik olarak yapmalarına yarayan sistem. Örneğin, siz bir düşmana saldırıya geçeceğiniz zaman, Gambit özelliği 'On' olan karakter, eğer saldırıya komutlandıysa, sizinle beraber direkt atağa geçecektir.

    Savaşırken bazen oyun kurtaracak kadar önemli olan iki seçeneğimiz vardı, biri çağırılan yaratıklar, diğeri 'Escape' yani 'Savaştan Kaçma' özelliği yine iyilik meleği olarak yanımızda. İlk önce çağırılan yaratıklara kısaca değinmek istiyorum. Bildiğiniz üzere 10. oyuna kadar sizin bu yaratıkları yönetme yetkiniz yoktu. Ancak 10 numaralı bölümde, yaratıkları siz kontrol edebiliyordunuz. 12. oyunda yine bu farklılıktan kopulup eski düzene, yani 'yaratığı özgür bırakma' düşüncesine geri dönülmüş. Şah şalı çağırılma kesitinden sonra yaratık sizin yerinize otomatik olarak savaşmaya başlıyor ve size onu izlemek kalıyor. Bir önceki başlığa dönelim ve 'Escape' yani 'Savaştan Kaçma' özelliğine gelelim. R2 tuşuna basılı tutun, kaçın. Yalnız sabırsız olmayın. Eğer düşmanlardan tamamen uzaklaşmadan tuşu bırakırsanız, onlara yem olabilirsiniz.

    Ruhsatım Var Kardeşim!

    Hatırlar mısınız, Final Fantasy 10'daki Sphere Grid özelliğini? Aslında tanıdığım birçok kişi daha görünüşünden soğumuş ve sevmemiştir bu özelliği. Ancak ben zevkle yerleştirirdim o bulduğum sphereleri. Yine buna benzer bir bölüm var 12. durağımızda, 'License'. Ancak Sphere Grid'e nazaran çok daha basit. Burayı kullanmadan önce bazı kavramları bilmenizde fayda var. Örneğin artık her yaratığı öldürdüğünüzde bir miktar License Point (Ruhsat Puanı) kazanıyorsunuz. Bu kazandığınız ruhsat puanlarını birimler olarak License Board?a (Ruhsat Tahtasına) yerleştiriyorsunuz. Sonra da bunlar size aksesuar, büyü yetenekleri, silah, kalkan, Mist Knack (Diğer bir deyişle Limit Break ? Overdrive ? Trance) olarak geri dönüyor. Mist Knack ruhsatı aldığınız zaman, satın aldığınız karakterin MP (Mana Point ? Büyü Puanı ? Gücü) barı bir kademe artıyor. Ayrıca Ruhsat Tahtası üzerinden esper'ları da inceleyebiliyorsunuz. Hangi karaktere esper ruhsatı aldıysanız, yalnızca o karakter yaratığı çağırabiliyor. Yani kısacası, istediğinizi elde etmek için ruhsatını alıp birimini tahtada aktif etmeniz gerekiyor. Ancak büyü yeteneği kazanmak için sadece büyü birimlerini tahtaya yerleştirmek yeterli olmuyor. Artık o büyüyü satın almanız da gerekli. (Gil kazanmak çok kolay sanki bu devirde!)

    Gil kazanmaya geldi sıra işte bu dediğimden sonra. FF 12'yi ilk oynamaya başladığım sıralar, oldukça sıkışık bir durumda olduğumu ve nasıl iksir alacağımı kara kara düşündüğümü hatırlıyorum. Ancak menüdeki terimlerden birisi bildiğiniz üzere 'Sell' yani 'Satmak' komutuydu, gözüme çarptı, gözlerim parladı. Fakat açıkçasını söylemek gerekirse şu ana kadar ne kadar Final Fantasy oynadıysam oynayayım hiç eşyalarımı satmaya girişecek kadar kendimi fakir hissetmemiştim. Ama bu sefer hissetmeseniz bile gelir kaynağınız ticaretten gelecek size. Öldürdüğünüz yaratıklardan çeşitli eşyalar kazanacaksınız ve bunları satarak gilleri cebe indireceksiniz. Bir diğer zengin olma hayali ise 'Chain' yani 'Zincir ? zincirleme' özelliğinden geçiyor. 'Nedir bu zincirleme?' derseniz, tanımım yine öldürdüğünüz varlıklardan kazanacağınız eşyalara, yani satma komutuna gidiyor (tüccar olmak ne güzel). Zincirleme özelliğinden, art arda yaratık öldürerek yararlanırsınız. Aynı türden 2 yaratık öldürürseniz, ekranın sağ alt köşesinde '2 Chain' yazdığını görürsünüz. Üçüncü bir yaratıkta bu mantıken 3 oluyor ve siz öldürdükçe artıyor. Zincirinizi kıran durum ise farklı tür bir yaratık öldürmeniz. Bu aşamadan sonra tekrar 0'dan başlıyorsunuz.

    Veda Mitingi

    Final Fantasy XII... Yepyeni bir dünya gördüğünüz gibi. Size bu dünyayı yeterince açıklamaya çalıştım, umarım başarılı bir iş çıkarmışımdır. Ancak benim son sözüm, PS2'de liderliği hala Final Fantasy X'un koruduğu. Ama bu demek olmuyor ki FF12 kötü bir oyun, aklımın ucundan bile geçmez zaten. Muhteşem grafikleriyle sizi büyülemesi şaşırtıcı olmamalı. Oyunu oynarken gözünüze kötü görünen tek bir bölge bile yok, bazı 'iç içe geçme' durumları dışında. İstisnalar kaideyi bozmuyor tabii ki. Size eşlik eden mekana uygun müzikler de oldukça hoş. Belki özel olarak dinlemediğinizde Uematsu'nun bestelerini biraz aratıyor ama, mekanlarla oldukça iyi bütünleşmiş haldeler. İnanın, oynadıkça keşfedeceğiniz daha çok şey var. Eğer harika ara sahneleri, çevreleri, Topkapı Şapkası'nı, döneri, (Türk kültürünü yansıtan öğeler de bulunuyor) profesyonel bir şekilde kurulmuş senaryo üzerine oluşturulmuş bir oyunu kaçırmak istemiyorsanız, alın Final Fantasy XII'yi. Pişman olmayacaksınız.

    Resimler:

     ### PS2 Final Fantasy XII ###


     ### PS2 Final Fantasy XII ###


    Not: Kendi Arşivimdendir.
    Not2: Bilgiler ve Resimler Oyunla İlgili Sitelerden Alıntıdır.
    Not3: Devamı Gelicek

    İstediğiniz Oyun İncelemesi Varsa Pmden Yazın Açayım Konuyu.


    PS2 Ölmemeli







  • Hocam gece gece ne bu hız, süper konularla doldu ortalık. Seviye birden yükseldi. Son fantazya serilerinin en sağlam ayaklarından biri dir bu oyun. Square en iyi yaptığı şeyi yapmaya devamediyor.
  • Teşekkürler Sıkıldım Aynı Konulardan. Birden Değiştirdim Forum Ortamını
    Bana Bi Bölüm Yapılsa 1 Haftada Tüm PS Oyunlarını Yıkarım DH'ye
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Proud2BeTurk

    Teşekkürler Sıkıldım Aynı Konulardan. Birden Değiştirdim Forum Ortamını
    Bana Bi Bölüm Yapılsa 1 Haftada Tüm PS Oyunlarını Yıkarım DH'ye


    Ona hiç şüphem yok. Neden olmasın.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Final Fantasy 7 Remake PS5
    3 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.