Şimdi Ara

Prof. Roger Penrose: Hayat oluşturacak bir evrenin tesadüfen oluşma ihtimali 10 üzeri 10 üzeri 123'te 1 (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
76
Cevap
0
Favori
9.375
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kaplan1222

    Şimdi güzel kardeşim, adam demiş ki evrende hayat oluşması ihtimali 1/[10 ^(10^123)] tür demiş. Gayet güzel de söylemiş. Ama evrende hayat oluşma ihtimali bu ihtimalden bilmem kaç milyon kat daha küçük bir ihtimal de olabilirdi. Kimse buna hayır demiyor. Ancak sonuç şu ki şuan için ben dünyadayim ve yaşıyorum. Bu ihtimalin ne veya bilmem kaç da kaç olduğu beni ilgilendirmiyor.



    Demem o ki, evrende yaşam oluşmamış kaç büyük patlama (big bang) veya kaç milyar patlama olduğu beni ilgilendirmiyor. Evrendeki madde veya ışığın yaşı bilinenin aksine katrilyon üstü katrilyon yaşında da olabilir bu da beni ilgilendirmiyor. Şuan belki de evren 10^(10^123) üncü patlamasının etkisindedir. Bu da beni ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren şuan ben bu evrendeyim ve varım dusunebiliyorum. Ha peki olmasaydı ne olurdu? Şuan bunu düşünecek bu yazıyı yazacak bir ben bunu okuyacak bir sen sizler olamazdınız. Herşeyi dini boyuta bağlamanın bir alemi yok.

    Uzun lafın kısası, sen yoksan geçen zamanın senin için hiçbir önemi yok. Sen ölünce geçen zamanın tıpkı sen yokken geçen zaman gibi senin için hiçbir önemi olmayacak. Çünkü sen varsan evren vardır yoksan evren yoktur. Evren bizizdir. Eğer ben öldüysem evren ölmüştür. İşi geride kalanlara(aile vs.) bağlamak ise işin etik boyutudur. Oraya karismayalim.

    Sizin de işinize gelen ilgilendiriyor, işinize gelmeyen ilgilendirmiyor. Dünya size güzel.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 4harf

    Ben sadece bi soru sorup gideyim.



    Hayat oluşturacak bir evrenin tesadüfen oluşma ihtimali 10 üzeri 123'te bir ise;



    Bu evreni oluşturacak bir yaratıcının yaratılmadan var olma ihtimalini hesaplayabilecek olan var mı?





    İmkansızı yaratan Allah'ı kimse yaratmamıştır. Sen 10 üzeri 10 üzeri 123 rakamından Allah'ın kudretini gördüğün anda bu soruyu zaten sormayacaksın.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: high speed dirt


    quote:

    Orijinalden alıntı: Puantum


    quote:

    Orijinalden alıntı: high speed dirt


    quote:

    Orijinalden alıntı: Puantum

    Kardeş saol müslüman oldm

    Evrenin tesadüfen oluşması ihtimali imkansız oğlu imkansız, kalemi havaya attığında dik durma ihtimalinden bile imkansız.yani bir irade olduğu çok açık, ister inan ister inanma, bu iş çocuk oyuncağı değil ama bunu da unutma.

    Hocam demekki böyle bir ihtimal var ve olmuş . Milyonlarca yıl geçiyor . Bu yazdığınız ihtimal fazladır bile belki . Bu oranı zamana yaymak lazım . Bana bir yaratıcının olması herşeyi yaratması falan daha saçma geliyor açıkçası . Bu benim görüşüm

    Ayrıca söylediğin çelişkili. Demişsin ki bir yaratıcının herşeyi yaratması bana saçma geliyor. Yaratıcı zaten yaratır, adi üstünde, yaratıcının yaratması saçma olamaz. Yani bir silginin yazıyı silmesi sana saçma gelir mi, gelmez, çünkü silgi yazıyı siler. Neye istiyorsan ona inan ama cümlelerini yazarken biraz düşün.

    Kardeşim neden kelime oyunu yapıyorsun ki yaratıcı zaten yaratır mış . Tanrı diyeyim o zaman için rahat etsin .

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Puantum


    quote:

    Orijinalden alıntı: high speed dirt


    quote:

    Orijinalden alıntı: Puantum


    quote:

    Orijinalden alıntı: high speed dirt


    quote:

    Orijinalden alıntı: Puantum

    Kardeş saol müslüman oldm

    Evrenin tesadüfen oluşması ihtimali imkansız oğlu imkansız, kalemi havaya attığında dik durma ihtimalinden bile imkansız.yani bir irade olduğu çok açık, ister inan ister inanma, bu iş çocuk oyuncağı değil ama bunu da unutma.

    Hocam demekki böyle bir ihtimal var ve olmuş . Milyonlarca yıl geçiyor . Bu yazdığınız ihtimal fazladır bile belki . Bu oranı zamana yaymak lazım . Bana bir yaratıcının olması herşeyi yaratması falan daha saçma geliyor açıkçası . Bu benim görüşüm

    Ayrıca söylediğin çelişkili. Demişsin ki bir yaratıcının herşeyi yaratması bana saçma geliyor. Yaratıcı zaten yaratır, adi üstünde, yaratıcının yaratması saçma olamaz. Yani bir silginin yazıyı silmesi sana saçma gelir mi, gelmez, çünkü silgi yazıyı siler. Neye istiyorsan ona inan ama cümlelerini yazarken biraz düşün.

    Kardeşim neden kelime oyunu yapıyorsun ki yaratıcı zaten yaratır mış . Tanrı diyeyim o zaman için rahat etsin .

    Dostum kelime oyunu yok, sen Yaratıcının yaratması bana saçma geliyor demedin mi. Yaratıcının yaratması nasıl saçma geliyor? Zaten Yaratıcı diyorsun, Yaratıcı zaten yaratan'dır adı üstünde.. Tanrı desen de aynı, Tanrıı derken de Yaratıcı'yı refer ediyorsun zaten. İnancının sebebini açıklarken cümleleri dikkatli kullanmalıyız.

    İmkansız yaratılmış, matematiksel olarak olmayacak oğlu olmayacak şey olmuş. Bu mutlaka bir iradeyi işaret eder. Neye istersen inan ama inanırken bunları da hesaba kat.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Dostum, evreni canlılığı vs vs... bunları tesadüfle hiçlikle açıklamak bana görede çok güç.

    Ancak;

    Evrenin oluşumunu, matematiksel bişeyle açıklamak mantıklı gelmiyor bana...

    Bu yapılan hesab için referans olarak ne alındı mesela?

    Aydınlatırsan sevinirim.



    Öte yandan "yaratılış" bilimsel olmadığı için ateist arkadaşlar bu önermeyi sevmez, kısmen haklılar. Ama benzer yanlışı onlardan bazıları da yapıyor, bol sallamasyona bilim diyorlar.

    Nedeni ateist argümanlarına ters olması!

    Aynı hatayı "yaratılışçılar" da yapıyor.



    İnancımız bilimin önüne geçiyor...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • high speed dirt kullanıcısına yanıt
    2 trillion galaksi biliyoruz. yani iki trilyona göre düşünmelisin. 2,000,000,000,000 ki bu sayı artacaktır biz yeni teleskoplar geliştirdikçe. Ayrıca kepler452b Gliese 581g gibi gezegenler de keşif ettik ki bu gezegenlerde yaşam olma olasılığı oldukça yüksek. Daha keşif edemediğimiz nice gezegen var.



    matematiksel olarak olmayacak oğlu olmayacak şey olmuş evet, bak bu dediğim galaksilere ki göremediğimiz daha nice galaksi var.



    Sizin 200 yüz yıl önce yaşamanız lazımdı kilisede filan iş bulabilseydiniz inanan çıkabilirdi ama şimdi zor üzgünüm

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Survival

    2 trillion galaksi biliyoruz. yani iki trilyona göre düşünmelisin. 2,000,000,000,000 ki bu sayı artacaktır biz yeni teleskoplar geliştirdikçe. Ayrıca kepler452b Gliese 581g gibi gezegenler de keşif ettik ki bu gezegenlerde yaşam olma olasılığı oldukça yüksek. Daha keşif edemediğimiz nice gezegen var.



    matematiksel olarak olmayacak oğlu olmayacak şey olmuş evet, bak bu dediğim galaksilere ki göremediğimiz daha nice galaksi var.



    Sizin 200 yüz yıl önce yaşamanız lazımdı kilisede filan iş bulabilseydiniz inanan çıkabilirdi ama şimdi zor üzgünüm



    Roger Penrose bunu beğenmedi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • SIR ROGER PENROSE TANRIYI ISPATLADI MI?

    Şu Penrose bahsini kapatmak üzere son bir şeyler karalayayım. Konuyu açan arkadaşa da teşekkürler, Sayesinde Penrose ile ilgili bilgilerimi tazelemiş ve yeni şeyler öğrenmiş oldum. Geçmişte Penrose’un kısa biyografisini okumuştum, Hawking ile birlikte kaleme aldıkları kara delik ışımasını da biliyordum. Son zamanlarda fizikle ilgili enteresan şeyler söylemeye başladığının da farkındaydım ama döngüsel evren kuramlarından/hipotezlerinden birinin sahibi olan Penrose ve ekibinin kozmik arka plan mikro dalga örüntüsünde Big Bang öncesinin yankılarını tespit ettiklerini iddia ettiklerini bilmiyordum.

    Öncelikle biyosunu okumuş biri olarak Penrose ortodoks bir ateisttir, yani katı bir ateisttir. Bunu bir kenara yazalım. Bu da çok şaşırtıcı değildir, fizik camiasındaki bilim adamlarının %95’inden fazlası dinsizdir (deist, ateist, agnostik, panteist vb.). Dünyada 480 bin akademisyeni kapsayan 2001 yılı Gallup çalışmasını bulursanız orada detayları vardır. Penrose’un bu şablonun dışında olması bana göre şaşırtıcı olurdu çünkü kendisinin çalışma arkadaşları da ateisttir (Hawking, Gurzadyan, Turing vs.)

    Peki bir ateist olarak kendisi 1x 10^10^123’de bir bilinçli hayat (insan ve hayvan bilinci) yaratan bir evren oluşma olasılığını hesaplarken tanrıyı bulmayı mı umuyordu? Elbette hayır. Onun yapmaya çalıştığı şey bilinç üzerine kendi fikirlerine destek aramaktı. Penrose mevcut kuantum fiziği ve klasik fiziğin bilincin ortaya çıkışını açıklamada yetersiz kaldığını iddia ediyor ve quantum fiziğinin barındırdığı “randomness”e karşı çıkmak için bu hesabı kullanıyor. Penrose, açık bir şekilde çoğu çoğu fizikçinin aksine deterministik bir evrene inanıyor. Hatta bu amaçla Turing’in bilgisayar biliminde kullanılan “duraksama problemi”nin bir varyantını kullanarak, algoritmik olmayan bir sistemin deterministik olabileceğini göstermeye çalışmıştı (1). Aslında bu olasılık hesabının arkasında yapmaya çalıştığı şey evrenin içkin olarak bilinci içerdiğini, böyle algoritmik olmayan determinist süreçlerle kuantum dalga fonksiyonunu bilinci açıklayacak şekilde revize ederek göstermeye çalışmak.

    Penrose çoğu ateistin aksine bilince aşkın bir anlam veriyor ve böylece yapay zekanın bilincin yerini alamayacağını iddia ediyordu. Bu iddiası fizik ve matematik camiası tarafından çok eleştirilmiş ve kabul görmemiştir.

    Şimdi gelelim asıl noktaya...

    Bir ateist olarak Penrose evrenin aşkın bir kudret tarafından yaratıldığına inanmıyor. Bunun en büyük delili Vahe Gurzadyan ile birlikte geliştirdikleri “Conformal Cyclic Cosmology” Kısaca CCC olarak bilinen bu döngüsel evren hipotezi, bir dizi diğer döngüsel evren modellerinden biri. Bu modele göre evren her biri yeni bir Big Bang ile sonuçlanan sayısız çevrimden geçiyor. Haliyle bu modelde bir tanrı yok. Bu modelle ilgili detay arayanlar Penrose’un 2010 yılında yayınladığı makalesinden (2) ya da makalesini ele alan diğer yayınlardan (3-4-5) öğrenebilirler.

    Penrose’un döngüsel evrenini kozmolog olmayan bizlerin anlaması zor çünkü Penrose’un bir matematik dahisi olduğunu düşünürsek, öncelikle yüksek matematik ve fizik bilmek gerekiyor hipoteze hakim olabilmek için. Ama yine de ben bir özet yapmaya çalıştım:

    Hipoteze göre (6) Evren, bir önceki evrenin zamanımsı (timelike infinities) sonsuzluğunu (7) şimdiki evrenin Big Bang’indeki tekilliğine eklenmiş olarak her defasında yeniden ve yeniden başlıyor. Her Big Bang tekilliği bir önceki evrenin uzay-zamanının yansımalarını içeriyor ve böylece deneysel olarak da Big Bang öncesi gösterilebilir oluyor. Model FLRW metriğindeki uzay zamanı kullanıyor. Her bir uzay zamanı bir Big Bang ve onu izleyen sonsuz gelecek genişlemesi izliyor. Bunun nasıl olduğunu Penrose anlatıyor ama aşırı teknik olduğu için anlamak ve anlatmak çok zor çünkü devreye "conformal boundry” gibi, "Minkowski uzayı" gibi matematik kavramlar giriyor. Bizim bilmemiz gereken Big Bang bir başlangıç değil, bir önceki evrenin uzay-zamanının "konformal olarak yeniden ölçeklendirilmesi". Bir başka deyişle sonsuz sayıda Big Bang var ve biz onlardan birinin yarattığı bir evrendeyiz.

    Pensore ve Gurzadyan, WMAP uydusundan ve güney kutbunda yapılan Boomerang deneyinden elde edilen CMB verilerinde bunun delillerini gördüklerini iddia ettiler. Verilerde Standart Lambda-CMB modeline göre yapılan simülasyona kıyasla 6 sigma hassasiyetinde bir konsentrik çember fazlalığı olduğunu, bunun da konformal döngüsel evrenin kanıtı olduğunu iddia ettiler. Yani, evrenin ısı haritasında bazı bölgeler olması gerekenden çok daha küçük ısı sapmaları içeriyor ve bu ısı sapmaları kozmik şişme ile açıklanamıyor.

    Bu iddia ne durumda bilmiyorum. Araştıracağım.

    Özetle; Penrose’un olasılık hesabının amacı Tanrıyı bulmak değil, Penrose’a göre bir tür “irade” olan non-algoritmik determinist süreçlerin evrenin yapısında içkin olarak bulunduğu iddiasına destek aramaktı.

    Penrose’un zeka ve bilgi düzeyinin hayli uzağındaki insanlar, yeteriz bilgiyle de birleşince bunu tanrının kanıtı sandılar. Aslında bir bakıma tanrıya kanıt olarak değil ama “karine” olarak kullanmak mümkün. Ne var ki aynı verileri, döngüsel evren modellerini, Multiversi, simülasyon evren konseptini, evren dışı üstün/aşkın uygarlık fikrini desteklemek için de kullanabiliriz.

    Her neyse, sözüm size teistler... Tanrıyı bir şekilde kanıtlamış olsanız bile (ki bu imkansızdır, fizik araçlarla fizik ötesi kanıtlanamaz), bu sizin dininizin ispatı olmuyor ki! Olsa olsa, pek pek tanrıyı kanıtlamış olurdunuz ki ateistler o zaman da deist olur, yine müslüman-hristiyan-yahudi olmazdı.

    Müslümanlığı ayrıca ispatlamanız gerekiyor. Mesela melekleri, cinleri, Ademi, cenneti, cehennemi, ölümden sonra hayatı, kıyameti, Nuh tufanını, Sodom ve Gomorreyi, Musa ve diğer peygamberlerin gerçekten yaşadığını ve bu tanrı tarafından resul tayin edildiğini, Süleyman'ın tapınağını, Mısır'dan Çıkışı, Ayın yarılmasını, Zülkarneyni vs. vs. birer birer ispatlamanız gerekiyor. Uzun iş, bence vazgeçin...

    KAYNAK:
    (1)https://en.wikipedia.org/wiki/Roger_Penrose#Physics_and_consciousness
    (2)https://arxiv.org/abs/1011.3706
    (3)http://www.preposterousuniverse.com/blog/2010/12/07/penroses-cyclic-cosmology/
    (4)http://www.ideasroadshow.com/issues/the-cyclic-universe-part-i
    (5)https://www.researchgate.net/publication/282010229_Roger_Penrose_the_Quantum_Big_Bang_of_Creation_and_the_Holographic_Universe
    (6)https://en.wikipedia.org/wiki/Conformal_cyclic_cosmology
    (7)https://en.wikipedia.org/wiki/Penrose_diagram




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Torlak Kemal

    SIR ROGER PENROSE TANRIYI ISPATLADI MI?

    Şu Penrose bahsini kapatmak üzere son bir şeyler karalayayım. Konuyu açan arkadaşa da teşekkürler, Sayesinde Penrose ile ilgili bilgilerimi tazelemiş ve yeni şeyler öğrenmiş oldum. Geçmişte Penrose’un kısa biyografisini okumuştum, Hawking ile birlikte kaleme aldıkları kara delik ışımasını da biliyordum. Son zamanlarda fizikle ilgili enteresan şeyler söylemeye başladığının da farkındaydım ama döngüsel evren kuramlarından/hipotezlerinden birinin sahibi olan Penrose ve ekibinin kozmik arka plan mikro dalga örüntüsünde Big Bang öncesinin yankılarını tespit ettiklerini iddia ettiklerini bilmiyordum.

    Öncelikle biyosunu okumuş biri olarak Penrose ortodoks bir ateisttir, yani katı bir ateisttir. Bunu bir kenara yazalım. Bu da çok şaşırtıcı değildir, fizik camiasındaki bilim adamlarının %95’inden fazlası dinsizdir (deist, ateist, agnostik, panteist vb.). Dünyada 480 bin akademisyeni kapsayan 2001 yılı Gallup çalışmasını bulursanız orada detayları vardır. Penrose’un bu şablonun dışında olması bana göre şaşırtıcı olurdu çünkü kendisinin çalışma arkadaşları da ateisttir (Hawking, Gurzadyan, Turing vs.)

    Peki bir ateist olarak kendisi 1x 10^10^123’de bir bilinçli hayat (insan ve hayvan bilinci) yaratan bir evren oluşma olasılığını hesaplarken tanrıyı bulmayı mı umuyordu? Elbette hayır. Onun yapmaya çalıştığı şey bilinç üzerine kendi fikirlerine destek aramaktı. Penrose mevcut kuantum fiziği ve klasik fiziğin bilincin ortaya çıkışını açıklamada yetersiz kaldığını iddia ediyor ve quantum fiziğinin barındırdığı “randomness”e karşı çıkmak için bu hesabı kullanıyor. Penrose, açık bir şekilde çoğu çoğu fizikçinin aksine deterministik bir evrene inanıyor. Hatta bu amaçla Turing’in bilgisayar biliminde kullanılan “duraksama problemi”nin bir varyantını kullanarak, algoritmik olmayan bir sistemin deterministik olabileceğini göstermeye çalışmıştı (1). Aslında bu olasılık hesabının arkasında yapmaya çalıştığı şey evrenin içkin olarak bilinci içerdiğini, böyle algoritmik olmayan determinist süreçlerle kuantum dalga fonksiyonunu bilinci açıklayacak şekilde revize ederek göstermeye çalışmak.

    Penrose çoğu ateistin aksine bilince aşkın bir anlam veriyor ve böylece yapay zekanın bilincin yerini alamayacağını iddia ediyordu. Bu iddiası fizik ve matematik camiası tarafından çok eleştirilmiş ve kabul görmemiştir.

    Şimdi gelelim asıl noktaya...

    Bir ateist olarak Penrose evrenin aşkın bir kudret tarafından yaratıldığına inanmıyor. Bunun en büyük delili Vahe Gurzadyan ile birlikte geliştirdikleri “Conformal Cyclic Cosmology” Kısaca CCC olarak bilinen bu döngüsel evren hipotezi, bir dizi diğer döngüsel evren modellerinden biri. Bu modele göre evren her biri yeni bir Big Bang ile sonuçlanan sayısız çevrimden geçiyor. Haliyle bu modelde bir tanrı yok. Bu modelle ilgili detay arayanlar Penrose’un 2010 yılında yayınladığı makalesinden (2) ya da makalesini ele alan diğer yayınlardan (3-4-5) öğrenebilirler.

    Penrose’un döngüsel evrenini kozmolog olmayan bizlerin anlaması zor çünkü Penrose’un bir matematik dahisi olduğunu düşünürsek, öncelikle yüksek matematik ve fizik bilmek gerekiyor hipoteze hakim olabilmek için. Ama yine de ben bir özet yapmaya çalıştım:

    Hipoteze göre (6) Evren, bir önceki evrenin zamanımsı (timelike infinities) sonsuzluğunu (7) şimdiki evrenin Big Bang’indeki tekilliğine eklenmiş olarak her defasında yeniden ve yeniden başlıyor. Her Big Bang tekilliği bir önceki evrenin uzay-zamanının yansımalarını içeriyor ve böylece deneysel olarak da Big Bang öncesi gösterilebilir oluyor. Model FLRW metriğindeki uzay zamanı kullanıyor. Her bir uzay zamanı bir Big Bang ve onu izleyen sonsuz gelecek genişlemesi izliyor. Bunun nasıl olduğunu Penrose anlatıyor ama aşırı teknik olduğu için anlamak ve anlatmak çok zor çünkü devreye "conformal boundry” gibi, "Minkowski uzayı" gibi matematik kavramlar giriyor. Bizim bilmemiz gereken Big Bang bir başlangıç değil, bir önceki evrenin uzay-zamanının "konformal olarak yeniden ölçeklendirilmesi". Bir başka deyişle sonsuz sayıda Big Bang var ve biz onlardan birinin yarattığı bir evrendeyiz.

    Pensore ve Gurzadyan, WMAP uydusundan ve güney kutbunda yapılan Boomerang deneyinden elde edilen CMB verilerinde bunun delillerini gördüklerini iddia ettiler. Verilerde Standart Lambda-CMB modeline göre yapılan simülasyona kıyasla 6 sigma hassasiyetinde bir konsentrik çember fazlalığı olduğunu, bunun da konformal döngüsel evrenin kanıtı olduğunu iddia ettiler. Yani, evrenin ısı haritasında bazı bölgeler olması gerekenden çok daha küçük ısı sapmaları içeriyor ve bu ısı sapmaları kozmik şişme ile açıklanamıyor.

    Bu iddia ne durumda bilmiyorum. Araştıracağım.

    Özetle; Penrose’un olasılık hesabının amacı Tanrıyı bulmak değil, Penrose’a göre bir tür “irade” olan non-algoritmik determinist süreçlerin evrenin yapısında içkin olarak bulunduğu iddiasına destek aramaktı.

    Penrose’un zeka ve bilgi düzeyinin hayli uzağındaki insanlar, yeteriz bilgiyle de birleşince bunu tanrının kanıtı sandılar. Aslında bir bakıma tanrıya kanıt olarak değil ama “karine” olarak kullanmak mümkün. Ne var ki aynı verileri, döngüsel evren modellerini, Multiversi, simülasyon evren konseptini, evren dışı üstün/aşkın uygarlık fikrini desteklemek için de kullanabiliriz.

    Her neyse, sözüm size teistler... Tanrıyı bir şekilde kanıtlamış olsanız bile (ki bu imkansızdır, fizik araçlarla fizik ötesi kanıtlanamaz), bu sizin dininizin ispatı olmuyor ki! Olsa olsa, pek pek tanrıyı kanıtlamış olurdunuz ki ateistler o zaman da deist olur, yine müslüman-hristiyan-yahudi olmazdı.

    Müslümanlığı ayrıca ispatlamanız gerekiyor. Mesela melekleri, cinleri, Ademi, cenneti, cehennemi, ölümden sonra hayatı, kıyameti, Nuh tufanını, Sodom ve Gomorreyi, Musa ve diğer peygamberlerin gerçekten yaşadığını ve bu tanrı tarafından resul tayin edildiğini, Süleyman'ın tapınağını, Mısır'dan Çıkışı, Ayın yarılmasını, Zülkarneyni vs. vs. birer birer ispatlamanız gerekiyor. Uzun iş, bence vazgeçin...

    KAYNAK:
    (1)https://en.wikipedia.org/wiki/Roger_Penrose#Physics_and_consciousness
    (2)https://arxiv.org/abs/1011.3706
    (3)http://www.preposterousuniverse.com/blog/2010/12/07/penroses-cyclic-cosmology/
    (4)http://www.ideasroadshow.com/issues/the-cyclic-universe-part-i
    (5)https://www.researchgate.net/publication/282010229_Roger_Penrose_the_Quantum_Big_Bang_of_Creation_and_the_Holographic_Universe
    (6)https://en.wikipedia.org/wiki/Conformal_cyclic_cosmology
    (7)https://en.wikipedia.org/wiki/Penrose_diagram


    Seninde yazdığın gibi, iddia ettiği fikirler, birçok fizikçi ve matematikçi tarafından kabul görmemiş.

    Olabilir.

    Ben kabul görmediği için bu adam dikkate alınmamalı demiyorum, sonuçta bu muazzam evren çok karışık çok değişken, bilinmeyenlerle ve ilginç fizik yasalarıyla dolu. Evren ile ilgili konularda birçok bilim insanı kendi görüşleri doğrultusunda araştırma yapıyor. Bigbang'ten önce de evrenler olabilir demiş, olabilir, kimse Bigbang öncesini kanıtlayamadı, buna Penrose da dahil. Genel görüş; veri olmadığı için bilinmezlik üzerine, yani bilinmez bir ortamda patlayan Bigbang. Bigbang'den önce evrenler olmuş olabilir, sonra bu evrenler enerjisini yitirip çökmüş, tekrar, tekrar, patlamış olabilir fakat bu bizi sonsuz evrene götürmez. Bu şekilde döngüsel bir patlama bir süre sonra enerjisini yitirip bir evren oluşturamayacaktır, bu da sonsuz evren modelini yanlışlar.

    Yazmıştım, tekrar yazıyorum. Kimse Allah'ı ispat etmek için bu bilimsel çalışmaları veya Allah'ı inkar için bu çalışmaları yapmıyor. Şu andaki genel kabul görmüş fikir evrenin Bİgban ile oluştuğu. Sırf bunun üzerine CERN'de milyon eurolar harcanarak deney yapıldığı gibi bilimsel kanallar ve organizasyonlar Bigbang üzerine onlarca simüulasyon bile hazırladı. Youtube'ta hepsi mevcut.



    Allah'a inanan için kanıt her yerde var. Sinekte böcekte güneşte, doğada, tabiatta..Bigbang olmadan önce de biz bu evreni Allah yarattı diyorduk, hala da diyoruz. Geldiğimiz noktada şaşırdığımız, yanlışlandığımız hiçbir durum yok. Allah'a inanmak için illaki evrenin oluşmasının tesadüf olma ihtimali 10 üzeri 10 üzeri 123 bilgisine veya varsayımını bilmemiz gerekmiyor. Bunu birisinin söylemesine de gerek yok.

    Penrose ateist olabilir, yarın teist, öteki gün de müslüman olursa ne olacak, ne diyeceksiniz. Geçmiş yıllarda ünlü ateist Antony Flew "Yanılmışım Bir Tanrı Varmış" diye kitap yazıp teist olmuş hırıstiyan olmuştu, o da cenneti, cehennemi, melekleri ispatlamadı ama sonuçta ateizmden vazgeçti.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Torlak Kemal

    Roger Penrose ateisttir. Alıntıladığın fikirleri tanrıyı kanıtlamak için öne sürmemiştir. Kendisinin ateist olduğuna dair bilgilere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsin:

    http://nautil.us/issue/47/consciousness/roger-penrose-on-why-consciousness-does-not-compute

    http://www.toughquestionsanswered.org/2011/02/18/atheist-physicist-roger-penrose-on-reality/

    https://en.wikipedia.org/wiki/Roger_Penrose#Religious_views

    Evet, Penrose bir ateisttir ancak bilinç ve yaşam içeren evrenin oluşma olasılığı üzerine öne sürdüğü görüşler matematik kullanılmış olsa dahi akademik olmaktan çok kişiseldir. Her şeyden önce Penrose bir matematikçi olarak bilinç üzerine kendi disiplini olmadığı için ancak kişisel fikirlerini açıklayabilir. O da öyle yapmıştır.

    İkincisi, Penrose olasılık hesaplarını tanrıyı kanıtlamak için değil, güncel fiziğin bize tam resmi vermediğini, gerçeğin kendisine ulaşmaktan henüz çok uzak olduğumuzu göstermek için yapmıştır. Ona göre ortada bir “irade” vardır ama bu dinlerin tanrısı değildir. Elde yeterli veri olmadığı için bu iradeyi henüz tanımlamak imkansızdır.


    İkincisi, Penrose bu hesapları yapalı çok zaman oldu. Ancak sen yeni keşfediyorsun anlaşılan. Penrose'un güncel fikirlerini öğrenmek istiyorsan şurayı okumalısın:

    http://physicsworld.com/cws/article/news/2010/nov/19/penrose-claims-to-have-glimpsed-universe-before-big-bang

    (Penrose burada Wmap verilerinin kendisinin olan "conformal cyclic cosmology" fikrini desteklediğini iddia ediyor. CCC ne dersen bir tür sonsuz kere olan Big Bang olduğunu söyleyebiliriz. Detayları şurada:
    http://physicsworld.com/cws/article/news/2010/nov/19/penrose-claims-to-have-glimpsed-universe-before-big-bang

    Yani Penrose senin sandığın gibi düşünmüyor. Aksine Evrenin sayısız Big bang çevrimleriyle sonsuz kere yeniden var olduğunu iddia ediyor.)


    Penrose burada (bu olasılık hesabıyla) hem Panteizme hem de aşkın bir uygarlığın evreni yarattığı fikrine hem de evrenimizin bir simülasyon olduğu iddialarına da hem de kendi CCC kuramına kapı aralamaktadır.

    Öte yandan, Penrose’un olasılık hesabının problemi şurada: İstatistiki açıdan evrenin olasılığını hesaplamak anlamsızdır çünkü bundan başka bildiğimiz bir evren yok. Olmadığı için de Penrose’un hesabı test edilebilir ve dolayısıyla yanlışlanabilir ya da doğrulanabilir değildir. Bilimsel açıdan bir hipotez bile değildir. Evrenin ilk andaki parametreleri göz önüne alınarak yapılmış bir hesaplamadır.

    Ayrıca Penrose son yıllarda tuhaf fikirleriyle bilinen biridir ve kuantum fiziğinin dahi yanlış olduğunu iddia etmektedir:

    http://discovermagazine.com/2009/sep/06-discover-interview-roger-penrose-says-physics-is-wrong-string-theory-quantum-mechanics

    Kuşkusuz misyoner dindar tayfası mal bulmuş mağribi gibi bunu kendine yontmakta hiç gecikmedi. Ama bence utanmalılar. Tanrının var olduğunu kanıtlamaya çalışırken bir ateiste başvurmak olsa olsa bir utanç vesilesi olurdu.

    Bunlar bir yana, Stephen hawking de dinsizdir, cennet-cehennem, ölümden sonra hayat gibi şeylere inanmaz. The Guardian gazetesinin kendisiyle yaptığı söyleşide bunları açık açık dile getirmiştir:

    https://www.theguardian.com/science/2011/may/15/stephen-hawking-interview-there-is-no-heaven

    Buradan da teyit edilebilir:
    https://en.wikipedia.org/wiki/Stephen_Hawking#Religion

    Burada da kendisinin ateist olduğunu açık açık beyan etmiş:
    https://www.nbcnews.com/science/space/im-atheist-stephen-hawking-god-space-travel-n210076

    Buralardan da teyit edebilirsin:
    https://www.nbcnews.com/science/space/im-atheist-stephen-hawking-god-space-travel-n210076

    http://www.telegraph.co.uk/news/religion/7979211/Has-Stephen-Hawking-ended-the-God-debate.html

    Hatta Hawking 2010 yılında evrenin var olması için bir tanrıya ihtiyaç yok diyerek dikkatleri üzerine çekmiş, bizim televizyonlarda muhtelif tartışma programlarında da eleştirilmişti. Hala hatırlarım. O günkü gazeteleri tararsan, bu haber bizim gazetelerde de çıkmıştı.
    İlaveten Hawking Penrose’un bu görüşlerine katıldığını nerden çıkardın? Hawking açık açık Big Bang’in bir tanrıya ihtiyaç duymadığını söylüyor:
    http://www.zmescience.com/space/stephen-hawking-caltech-speech-054364/

    Kısacası tanrıyı kanıtlamak için ateistlere sığınman ne türden bir ironidir bilemiyorum. Herhalde absürt komedi dedikleri bu olsa gerek..

    Tanrı vardır ya da yoktur, bilemeyiz... Ancak onu kanıtlama çabaları gerçekten gülünç bir hal almaya başladı...

    Roger Penrose isimli bilim adamını tanımıyorum lakin siz anlatınca gördüm ki ilginç bir şekilde düşünceleri benim düşüncelerime yakın. kendi düşüncelerim şöyle

    1)bir irade var ve biz bu iradeye Tanrı diyoruz.

    2) bu Tanrı asla ve asla dinlerin Tanrı'sı değil. diğer bir deyişle özellikleri dinlerde anlatıldığı gibi değil.

    3)Tanrı muhtemelen Panenteizm'de iddia edilene benzer bir şekilde bir çeşit Doğa Ana Tanrı yani özelliklerini doğaya ve bizlere aksettiren bir Tanrı. Bunun yanısıra Panteizm' deki gibi Doğa Tanrı veya Deizm'deki gibi Kişisel Tanrı olma ihtimalleri de az da olsa var.

    4)Kuantum teorisi bence de büyük ihtimalle yanlış. çünki Doğa yasaları büyük ihtimalle Tanrı'nın doğaya aksettirdiği kendi özellikleri.

    Ayrıca bilim adamları kuantum teorisini test ederken deneyi nasıl yaptıklarını net bir şekilde açıklayamıyorlar.

    Ha küçük bir ihtimalde olsa Tanrı' nın olaylara kolay müdahale etmek için atomaltı parçacıklara farklı özellikler koyup kullanma ihtimali var. Lakin bu durumda kuantum teorisi doğru olur ve olay ya Panteizm' deki gibi Doğa Tanrı ya da Deizm'deki gibi Kişisel Tanrı' ya döner.

    Lakin dediğim gibi bu küçük ihtimal ve ben bilim adamlarının bu konuda yalan söylediklerini ve Einstein' ın Gizli Değişkenler Teorisinin doğru olduğunu düşünüyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-1135B01C2 -- 8 Eylül 2017; 21:50:3 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ya kardeşim, sen bana allahın varlığını akla mantığa sığar bir biçimde kanıtla ben de şehadet getirip müslüman olacağım. Olmazsam en adi şerefsizim. Ama benim aklima mantığıma yatacak. Bir tanrı varlığı demiyorum Allahın varlığını kanıtla diyorum. Bana ordan burdan duyduğun şeyleri değil, seni Allahın var olduğuna inandıran şeyleri söyle. Sinekle böcekle gelme bana. Sen sineğe bakar dersin" Allah nelere kadir! " ben derim" Vay be evrime bak. Acaba bunun zayıf versiyonu nasıldı ve daha güçlüsü nasıl olacak? " Yani bakış açımız tamamen farklı. Bana daha akılcı şeylerle gel. Ne bileyim gerçekten cenneti cehennemi göster bana. Veya metafizik varlıkların (cin, şeytan, melek, mabel matiz v.s)varlığını kanıtla.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kaplan1222

    Ya kardeşim, sen bana allahın varlığını akla mantığa sığar bir biçimde kanıtla ben de şehadet getirip müslüman olacağım. Olmazsam en adi şerefsizim. Ama benim aklima mantığıma yatacak. Bir tanrı varlığı demiyorum Allahın varlığını kanıtla diyorum. Bana ordan burdan duyduğun şeyleri değil, seni Allahın var olduğuna inandıran şeyleri söyle. Sinekle böcekle gelme bana. Sen sineğe bakar dersin" Allah nelere kadir! " ben derim" Vay be evrime bak. Acaba bunun zayıf versiyonu nasıldı ve daha güçlüsü nasıl olacak? " Yani bakış açımız tamamen farklı. Bana daha akılcı şeylerle gel. Ne bileyim gerçekten cenneti cehennemi göster bana. Veya metafizik varlıkların (cin, şeytan, melek, mabel matiz v.s)varlığını kanıtla.

    Bana ne senin şerefinden ya adama bak

    Allah'ın varlığını akla mantığa sığdırmak..Daha ne olsun şu muazzam evrenin kainatın içinde yaşıyorsun, her taraf akıl, her taraf mantık, her taraf fizik kanunu, her taraf denklem. Bunca şey tesadüfen olamaz bak yazdığın konu bu, bu evrenin tesadüf olması imkansız oğlu imkansız konusuna yazıyorsun.

    Sinek demişsin, binlerce sene önce de sinek diyorduk sen tesadüf diyordun, o zaman evrim masalı da yoktu üstelik.

    Cennet, cehennem bu boyutta olan şeyler değil, bunlara inanırsın, kanıtlanmaz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Adam demek istiyor ki yaşamın ve ekosistemin bu raddeye ulaşması eşsiz bir mucize, o yüzde dini doğmaları bir kenara bırakın ve tüm canlıların yaşam hakkına saygı duyun, ayılık yapmayın adam olun.
  • Torlak Kemal kullanıcısına yanıt
    Son paragrafı pek tekin bulmadım açıkçası... Din adına söylenmiş her şey rasyonel düzlemde kanıtlanması zorunlu olan şeyler değildir. Allahı ispat girişimleri olabilir ama kıyameti aklen kanıtlamaya kimse uğraşmaz çünkü Kuran a inandığınızda diğer her şey arkasından geliyor. Kurana inanma gerekçeleri tartışılabilir ancak, zaten diğer yazılanlar Kuranın bildirdiği şeylerdir. Bir tanrıyı aklen kanıtlamak dahi zorunlu değildir.



    Konuyu açan arkadaşım, sana da tavsiyem bu gibi bilimi tanrıyı kanıtlamaya alet etme durumlarından vazgeçmen. Tebliğ değil yaptığın, çünkü sen de biliyorsun ki ancak deizme çekebilirsin birini bu söylediklerinle. Penrose un dedikleri ve islam arasındaki uzaklık çok büyük.

    Yani yaptığın şeyler sevap veya din adına iyi bir şeyler vs. diyemeyiz. Bunlarla uğraşmak yerine mesela islam ulemasını falan okusan, insanlara onu anlatsan daha iyi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: LePortaBim

    Son paragrafı pek tekin bulmadım açıkçası... Din adına söylenmiş her şey rasyonel düzlemde kanıtlanması zorunlu olan şeyler değildir. Allahı ispat girişimleri olabilir ama kıyameti aklen kanıtlamaya kimse uğraşmaz çünkü Kuran a inandığınızda diğer her şey arkasından geliyor. Kurana inanma gerekçeleri tartışılabilir ancak, zaten diğer yazılanlar Kuranın bildirdiği şeylerdir. Bir tanrıyı aklen kanıtlamak dahi zorunlu değildir.



    Konuyu açan arkadaşım, sana da tavsiyem bu gibi bilimi tanrıyı kanıtlamaya alet etme durumlarından vazgeçmen. Tebliğ değil yaptığın, çünkü sen de biliyorsun ki ancak deizme çekebilirsin birini bu söylediklerinle. Penrose un dedikleri ve islam arasındaki uzaklık çok büyük.

    Yani yaptığın şeyler sevap veya din adına iyi bir şeyler vs. diyemeyiz. Bunlarla uğraşmak yerine mesela islam ulemasını falan okusan, insanlara onu anlatsan daha iyi.

    Bilim Tanrıyı kanıtlamaya alet etmek, diye bir ifade yanlış. Bu kainatı incelediğimizde insanın aklına kim yarattı sorusu geliyor ister istemez, çünkü devasal ve muzzam bir şey. İşte bu noktada din işin içine karışıyor, zorla karıştırılmıyor, ister istemez bunları kim ne yarattı sorusu geliyor.

    Penrose'un vardığı bilimsel sonuçlardan sonra inanç noktasından yola çıkarsak islam dini ile arasında hiçbir uzaklık yok, yeri göüğü evreni kaniatı yaratan Allah'tır diyoruz 1400 yıldır, işte kendi açımızdan kanıtı, 1400 yıldır hiçbir şekilde yanlışlanamadığımız gibi her bilimsel bulgu bizi Allah'a götürüyor. Penrose'ub dediklerinin islam arasındaki uzaklık nerde belirtebilir misin?



    Ben bilimle uğraşıyorum, bilimle uğraştığımda Allah'ı tanıyorum, bundan rahatsız mısın hayırdır? Bu evrenin bir hayat oluşturma olsaılığının imkanszı oğlu imkansız olduğuna dair kaynak göstermem seni neden rahatsız ediyor?

    "bunlarla uğraşma, din islam uleması oku" size ne? sizi rahatsız eden ne? bilimin evrenin kainatın Allah'ı refer etmesi mi? İtiraf edin şurda biz bize konuşuyoruz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • high speed dirt kullanıcısına yanıt
    İtiraf niye edeyim yahu Allaha Kitaba inanıyorum ben.



    Evet insanların aklına çevresini incelediğinde "Kim var etti bunları" sorusu gelebiliyor. Buna itirazım yok. Bunun sebebi aklımızın alışkanlık olarak olayların arkasında hep bir özne araması. Ancak zihnin işleyiş alışkanlıkları üzerinden kanıt sunulmaz. Ayrıca bu kim yarattı sorusunun ortaya çıkması için bilimle uğraşmak da gerekmiyor. Çünkü ilkokul mezunu insanlar bile bu akıl yürütmeyi yapabiliyorlar. Yani bu sorunun ortaya çıkması bilimle olan bir şey değil.



    Penrose un dediklerinden ancak "bu evreni var eden bir güç var" sonucuna ulaşılabilir belki. Bu islamda tanımladığımız Allah ile aynı şey mi sence? Sadece evrenin sebebi olma özelliği aynı Allah ile. Bu evrenin sebebi olan "kanıtlanmış" varlıktan nasıl inancımızdaki Allaha geçiş yapacağız? Sen bir insana Kurana inanmak için gerekçeler sunmadığın sürece sunduğun hiç bir kanıt İslama götürmez.



    Bilimsel veriler ile Allaha inancını artırmana hiç lafım yok, güzel bir şey bu. Ama bunu diğer insanlara kanıt olarak sunduğunda işler değişir. Çünkü gerçek bir kanıt değil bu. Allahı kanıtlamayı geçtim, sonsuz gücü ve bilgisi olan bir tanrı fikrini dahi kanıtlamıyor bunlar. Evrenin sebebi var diyebilirsin ama bu sebebin sonsuz gücü olan sonsuz bilgisi olan mükemmel bir varlık olduğunu bu bilimsel verilerle kanıtlayamazsın.



    Belki dine inanıyor olmama rağmen niye bu konularda sana karşı çıktığımı soruyor ve samimiyetimi sorguluyorsun. Ben de bilimsel verilerle tanrıya ulaşılabileceğini düşünüp bunlara kafa yoruyordum bir aralar. Ama sonra fark ettim ki bu kanıtlar gereksiz ve anlamsız çünkü,

    1) Bilim sürekli değişir yani Allah inancımı bilimsel olan bir şeye bağlayamam. Eğer öyle yaparsam Allah inancımı belki de yarın bırakma durumunda kalabilirim. Demek ki ancak bilimle uğraşırken bir yandan Allaha kalben iman edersem doğru bir iş yapmış olurum. Her türlü inancım bilime bağlı olmayacaksa, yani bu kanıtlar olmadan da inanacaksam niye uğraşayım ki bunlarla?

    2) Bilimsel kanıt dediğimiz şey İslam medeniyetinde hiç bir zaman olmadı. Ne Kuranı bilimsel olarak tefsir ettik, ne Allahı bilim ile kanıtlamaya çalıştık. Taa ki 20. Yüzyılda pozitivizm patlak verene kadar. Pozitivizm yaygınlaşınca, islam dünyasında dini verileri bilimsel olarak açıklama ihtiyacı doğdu. Bilimi elinde tutan, bilimden başka şeyi tanımayan batı medeniyetinin paradigması altında ezilmemek için, allahı, kuranı bilimsel yollarla açıklama gereği duyuldu. Aşağılık kompleksi denir buna. Böyle şeylere gerek yok. Bu yüzden dedim islam ulemasını okumak daha iyidir diye. Çünkü islam düşünce geleneğinde bu tür çabalar yok.

    3) Bu tür kanıtlar ile kimsenin islama iman ettiğini ben daha görmedim. Tek tük vardır belki ama, genelde zaten inanmak istemeyenler bu kanıtlara bir şekilde karşı çıkarlar, inanmak isteyenler de zaten inanmak için bu kanıtlara ihtiyaç duymazlar. Bu yüzden pratikte faydası yok diyebiliriz.

    Her neyse fazla uzattım. Yazmayı unuttuğum şeyler olabilir ama yazıyı çok koyu bir katolik olan ünlü matematikçi Blaise Pascal'dan bir alıntı ile bitireyim,

    "Tabiattan Allahın varlığına dair deliller çıkarmak bir zayıflık alametidir."

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: LePortaBim

    İtiraf niye edeyim yahu Allaha Kitaba inanıyorum ben.



    Evet insanların aklına çevresini incelediğinde "Kim var etti bunları" sorusu gelebiliyor. Buna itirazım yok. Bunun sebebi aklımızın alışkanlık olarak olayların arkasında hep bir özne araması. Ancak zihnin işleyiş alışkanlıkları üzerinden kanıt sunulmaz. Ayrıca bu kim yarattı sorusunun ortaya çıkması için bilimle uğraşmak da gerekmiyor. Çünkü ilkokul mezunu insanlar bile bu akıl yürütmeyi yapabiliyorlar. Yani bu sorunun ortaya çıkması bilimle olan bir şey değil.



    Penrose un dediklerinden ancak "bu evreni var eden bir güç var" sonucuna ulaşılabilir belki. Bu islamda tanımladığımız Allah ile aynı şey mi sence? Sadece evrenin sebebi olma özelliği aynı Allah ile. Bu evrenin sebebi olan "kanıtlanmış" varlıktan nasıl inancımızdaki Allaha geçiş yapacağız? Sen bir insana Kurana inanmak için gerekçeler sunmadığın sürece sunduğun hiç bir kanıt İslama götürmez.



    Bilimsel veriler ile Allaha inancını artırmana hiç lafım yok, güzel bir şey bu. Ama bunu diğer insanlara kanıt olarak sunduğunda işler değişir. Çünkü gerçek bir kanıt değil bu. Allahı kanıtlamayı geçtim, sonsuz gücü ve bilgisi olan bir tanrı fikrini dahi kanıtlamıyor bunlar. Evrenin sebebi var diyebilirsin ama bu sebebin sonsuz gücü olan sonsuz bilgisi olan mükemmel bir varlık olduğunu bu bilimsel verilerle kanıtlayamazsın.



    Belki dine inanıyor olmama rağmen niye bu konularda sana karşı çıktığımı soruyor ve samimiyetimi sorguluyorsun. Ben de bilimsel verilerle tanrıya ulaşılabileceğini düşünüp bunlara kafa yoruyordum bir aralar. Ama sonra fark ettim ki bu kanıtlar gereksiz ve anlamsız çünkü,

    1) Bilim sürekli değişir yani Allah inancımı bilimsel olan bir şeye bağlayamam. Eğer öyle yaparsam Allah inancımı belki de yarın bırakma durumunda kalabilirim. Demek ki ancak bilimle uğraşırken bir yandan Allaha kalben iman edersem doğru bir iş yapmış olurum. Her türlü inancım bilime bağlı olmayacaksa, yani bu kanıtlar olmadan da inanacaksam niye uğraşayım ki bunlarla?

    2) Bilimsel kanıt dediğimiz şey İslam medeniyetinde hiç bir zaman olmadı. Ne Kuranı bilimsel olarak tefsir ettik, ne Allahı bilim ile kanıtlamaya çalıştık. Taa ki 20. Yüzyılda pozitivizm patlak verene kadar. Pozitivizm yaygınlaşınca, islam dünyasında dini verileri bilimsel olarak açıklama ihtiyacı doğdu. Bilimi elinde tutan, bilimden başka şeyi tanımayan batı medeniyetinin paradigması altında ezilmemek için, allahı, kuranı bilimsel yollarla açıklama gereği duyuldu. Aşağılık kompleksi denir buna. Böyle şeylere gerek yok. Bu yüzden dedim islam ulemasını okumak daha iyidir diye. Çünkü islam düşünce geleneğinde bu tür çabalar yok.

    3) Bu tür kanıtlar ile kimsenin islama iman ettiğini ben daha görmedim. Tek tük vardır belki ama, genelde zaten inanmak istemeyenler bu kanıtlara bir şekilde karşı çıkarlar, inanmak isteyenler de zaten inanmak için bu kanıtlara ihtiyaç duymazlar. Bu yüzden pratikte faydası yok diyebiliriz.

    Her neyse fazla uzattım. Yazmayı unuttuğum şeyler olabilir ama yazıyı çok koyu bir katolik olan ünlü matematikçi Blaise Pascal'dan bir alıntı ile bitireyim,

    "Tabiattan Allahın varlığına dair deliller çıkarmak bir zayıflık alametidir."

    Bilimsel işlerle uğraşma islam uleması oku, diyince seni yobaz ateistlerden biri sandım



    Penrose'un dediklerinden felsefi bir anlam çıkartmak istersek, bu evreni yaratan bir Güç yani Allah anlamını çıkartmak islamın Allah kavramı ile aynen bire bir ilişkilidir. Hatta birebir kendisidir. Şöyleki; evren dediğin şey bu hayatın temel çıkış noktası, senin klavyede bastığın tuş evren sayesinde, sen banyo yaparken duştan akan su da evren sayesinde var. Herşeyin çıkış noktası, başlangıç noktası, suyun, klavyedeki tuşun, ağacın böceğin temel çıkış "noktası" evrendir, evrenin yaratılmasıdır.

    İşte bu yüzden Penrose'un anlattıklarına felsefi olarak yaklaşırsak Penrose birebir islamın Allah'ını gösteriyor, O'nun yaratma sıfatında eksiklik olmayan, imkansız oğlu imkansızı bile bile yaratabilen herşeye gücü yeten, imkansız oğlu imkansıza dahi gücü yeten kudretli Allah.



    1- Bilim sürekli değişse de hiçbir bilimsel buluş veya teori Allah'ı yanlışlamadı.İnancı bilime bağlamak da yanlış, inanç biraz da vicdan işi, gönül işi. Penrose bu çalışmayı yapmasa bile biz zaten iman ediyorduk.



    2- Bilimsel kanıt islam medeniyetinde hiçbir zaman olamdı, demişsin, bence birazdaah araştır. Kuran'da bugünün bilim ile ilgili birçok ayet var. İSlam medeneyit derken kimleri referans aldın bilmiyorum tabi ama günümüzde özellike Caner Taslam'ın bu konuyla ilgili videolarını izleyebilirsin, fikrin değişebilir.



    3- Zaten ne kadar kanıt sunsan da adam inanmıyor, bunu da okusa inanmayacak adam. Ben bunları insanlar inansın diye koymuyorum. Bunlar doğru veya yanlış olabilen bilimsel araştırmalar. Bu rakam belki 10 üzeri 10 üzeri 100 de olabilirdi, veya 10 üzeri 10 üzeri 10 üzeri 100000000000000 de alabilirdi belki.

    Bu arada benzer şeyleri onlar da yapıyor. Evrim Teorisini Allah yok'a kanıt diye sunuyorlar. Sanki evrim olsa bile bu canlılığıevrim ile ortaya çıkaran bir Allah olamaz hayali görmeleri gibi.



    Son olarak Blaise Pascal'da saçmalamış. Biz tabiatta yaşıyoruz, bize inanmak farz olmuşsa bunu nereye bakarak göreceğiz, Andromeda Galaksisine bakara mı? Valal sağlam saçmalamış.

    Bir de böyle insanları kendine refer edip rehber alan insnaları da eleştiriyorum. Sene olmuş 2017, insanlar okuyor araştırıyor. Ben eminim Blaise Pascal'dan çok daha ileri görüşlü, çok daha bu hayata anlam katabilen insanlar var. Şu adamları fazla gözünüzde büyütmeyin. Aynı şeyleri Nietche için falan da söylerim, sene 2017, mlienyumdan 17 sene daha ilerideyiz, sen ateist de olsan Nietche den daha çok bilgin var, biraz kendin ol be adam, öyle değil mi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi high speed dirt -- 9 Eylül 2017; 12:27:41 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • LePortaBim kullanıcısına yanıt
    Bu arada insaf hocam, Bielse Pascal 1642'de yaşamış, sene 2017. Adama kalk senin Görelelik Kuram'ından, zamanın izafi olduğundan, ışık hızından, bigbang'den haberin var mı desen mal mal suratına bakar. 1642 'den bu yana felsefe bile değişti hocam artık şu hadi herif demeyeyim biraz saygımız olsun da artık şu adamları kendinize rehber almayın, sen bundan daha çok şey biliyorsun biraz kendine güven.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tesadüfü nasıl tanımlarsınız?
  • high speed dirt kullanıcısına yanıt
    Dün yoğundum biraz cevaplayamadım.



    Penrose un dedikleri allahı işaret etmiyor derken şunu kastettim, Allahın gaffar sıfatını penrose un dedikleriyle ispatlayabilir misin mesela? Tekrar ediyorum, sadece evrenin sebebi olan bir gücün varlığını belki ispatlayabilirsin. Peygamber gönderen, kullarını gözeten, merhametli, adil olan allaha ulaşamazsın bu bilimsel verilerle. Bu yüzden Allah ile Penrose un dedikleri arasında çok fark var diyorum.

    Bilim zaten Allahı yanlışlayamaz, yöntemi el vermez buna. Evreni Allahın var etmediği gibi bir veri ortaya çıksa bile onun nasıl var olduğu vs. sorulabilir mesela. Yani bilimin Allahı yanlışlamamasının sebebi, bilimin incelediği konuların Allahın varlığı ile alakalı olmaması. İslam medeniyeti derken müslüman coğrafyalardaki her türlü ünlü düşünürü kast ettim. 20. Yüzyıl öncesinde böyle kuranda bilimsel önermeler arayan yoktu diyorum, sen bana caner taslaman diyosun. Caner taslamanı uzun süredir takip ederim ve hatalı şeyler söylüyor bir çok zaman. 20. Yy öncesi ortaya atılmış bir bilimsel mucize iddiası var mı kuranla ilgili? Bulursan bana da söyler misin? Sadece fahreddin razi istisna olabilir bilimsel paradigmaya göre tefsir yapma konusunda ama o bile bilimsel mucize iddia etmemiş.

    3- Niye paylaşıyosun o zaman? Onu soruyorum işte. Şahsen ben de bunun gerçekten kanıt olduğunu düşünmüyorum. Penrose un kendi düşüncesi zaten big bang in sürekli döngü şeklinde gerçekleştiği. Yani kendi de tanrıya inanmıyor ki.



    "Onlar da yapıyor"daki "onlar" kim? Ateistler mi? Her ateist böyle yapmıyor çünkü. Ayrıca "onlar" kimse artık, onların yaptıkları hatalar şuan konumuz değil ki.



    Pascalın dediği şey "kanıt"tır. Pascal a göre inanan veya kalben iman etmiş olan birinin tabiata bakınca ilahi yaratımı görmesi değil sorun olan. Bu hassas ayar gibilerinin inanmayanlara kanıt olarak sunulması sorun. Yoksa kendisi de kuşların, gökyüzünün "işin ehline" net bir kanıtmış gibi gözüktüğünü söyler ki bu işin ehli dediği kişiler en azından öncesinde tanrıya inanmış kişilerdir. Yani kısaca tabiat delilleri ancak zaten inanmış olanlar için geçerli olabilir der Pascal. Ki haklı da bana göre.



    Eski düşünürlere bakış açın o kadar yanlış ki, fazla uzatmıcam. Tek sormak istediğim şu, milenyum çağına yakın zamanda yaşamış, Pascal ve Nietzsche den daha ileri görüşlü be bilgili düşünürler kimler? Yani düşünürlerden de fikri olarak etkilenmeyeceksek başka kimlerden etkilenebiliriz bilmiyorum. Nietzsche den daha çok bilgin var demişsin. Galiba bilimsel gelişmeleri kast ediyorsun bunu derken. İyi de bilimsel gelişmelerin nietzsche, pascal gibi düşünürlerin bize söyledikleri şeylerle ne alakası var? Kusura bakma ama yazdıkların Nietzsche, Pascal ve türevi düşünürleri hiç bir şekilde tanımadığını gösteriyor. Tanısan, okusan böyle demen mümkün değil.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.