Şimdi Ara

Plastikler(zararlı olanları) ve Geri dönüşüm hakkında

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
0
Favori
4.811
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Biraz önce radyum kızları konusuna tekrar baktım ve bilmeden kimbilir ne kadar zararlı ürünler ile haşır neşir bir hayat sürüyoruz diye aklımdan geçirdim. Geçenlerde tv de itü proflarından birisi kullandığınız polimerlere dikkat edin etrafınızda ps yi yani polistireni uzak tutun mümkün olduğunca pp ürünler kullanın(polipropilen) diyordu, her ne kadar dikkat edilmesede tüm plastiklerin üzerinde numaraları yazıyor dikkat etmek lazım.Endüstriyel ürünler heryerde , sentetik ürünlerden kanser olmamız an meselesi.

    Benzen kansorojendir , benzene metil bağlı olan yapıda toluendir oda kansorojendir. Toluen harika bir organik çözücüdür genelde laboratuvarlarda su deterjan ile uğraşmamak için 5-10sn içinde asetonla beraber deney tüplerini yıkardık. Ben bir süre eldiven takmadan(eldivende beybi nin eldiveni zaten toluen onuda çözüyor) yıkama işlerini yaptım o zaman o kadar bilinçli değildik , şimdiki aklım olsa elimi bile sürmezdim, polistiren köpük işinden cilt kanseri olanları duyduktan sonra biraz dikkat etmeye başladım, tabi o staj zamanlarında polimer dersini daha almamış ve de organik bilgim çok olmadığı için böyle bir cahillik göstermiştim, şimdilerde etken maddesi toluen olan derby/bally e bile yaklaşmıyorum.

    Bazı polimerlerde bisfenolA üretiminde kullanılır, özeillikle biberon şişelerinde(polikarbonat) kansorojendir. tolore edilcek miktarın 4 katı alınırsa zararlı kabul edilir fakat yapısı bozunmuş plastikle(ısı gibi bir etken ile) yeterince zararlı olabilir. Altta genel plastik sınıflandırması ve hatırladığım kadarı ile zararlı olanları yazdım (tam emin olamamıştım arama motorundanda birkaç yere baktım)

     Plastikler(zararlı olanları) ve Geri dönüşüm hakkında
    1.pet: polietilen teraftalat , güvenlidir kansorojen değildir (yinede uzun süreli kullanımdan uzak durulabilir)
    2.yype: yüksek yoğunluklu polietilen, güvenlidir. toplanan mavi su şişesi kapakları bundandır.(mikrodalga fırında kullanılabilir , ısı etkisiyle yapı bozunması ve kansorojen etki olmaz anlayacağınız)
    3.pvc: polivinilklorür: herkesin bildiği polimer yiyeceklerde asla kullanılmaz, zararlıdır
    4.aype: alçak yoğunluklu polietilen , zararsızdır , poşet ve gıda filmlerinin hemen hepsi bundan yapılır (mikrodalga kullanılabilir)
    5.pp: en güvenli plastik kabul edilir, aklıma gelmişken tupperware kaplar güvenlidir kapaları pe ,gövdeleri ise pp imiş. pp en hafif plastiktir (mikrodalga kullanılabilir)
    6.ps: polistiren , zararlıdır . benzen bulunur yapısında , otobuslerde dağıtılan bardaklar ve fındık , kahve kapları gibi bazı ürün kabı olarak kullanılır. tehlikelidir uzak durun tercih etmeyin.
    7.bu yukardaki 6 olmayan diğerleridir, bpa içermez ibaresi yoksa gıda ürünlerinde kullanılmamalıdır. sert parlak dayanıklı bir plastikse muhtemelen içeriyordur.

    İşin özeti 3-6-7 den uzak durmamız gerekli

    Bunların yanında konuya değinmişken geri dikkat ettiyseniz plastik numaralarının etrafında dönel üçgen bulunmaktadır. Bu "geri dönüşüm" anlamındadır. wikipediden numaraların olduğu kısma baktım aynen buraya ekliyorum
     Plastikler(zararlı olanları) ve Geri dönüşüm hakkında

    Bizim ilkokul öğretmenimiz 1den 5 e kadar okutan mükemmel insan , bu konuda bilinçlendirmek için elinden geleni yapmıştı, okula plastik/cam/tetrapak(meyve suyu okulda çok içiliyor) için çöpleri ayırtmıştı. O zamanlarda çocukken sadece denileni yapıyorduk, yıllar sonra onun bize kazandırmaya çalıştığı bilincin ancak farkına varabiliyoruz.

    Eklemek istediğim, plastiklerin bileşenlerinde dolgu maddesi olarak organik ve inorganik ürünler kullanılmaktadır, misal asbest/mika/talaş/demir tozu... gibi plastik ana bileşen polimeri zararsız dahi olsa , maliyet kaynaklı yada kısmen bağlayıcı özellik gösteren dolgu maddeleri ile doğaya inanılmaz zararlı hallerde fabrikadan çıkıp günlük hayatta kullanılabiliyor. Bunları farklı çöplere atmamız gerekirken geri dönüşüm hakkında birçoğumuzun en ufak bir bilgisi bile yok hatta bırakın çöpü her eline geçeni sokağa atan binlerce insan var.

    bir siteden kopyalama olarak doğada kalma süresi bazı sentetik ürünler var içinde:

    quote:

    Dikiş ipliği: 3-14 ay,

    Halat: 3-14 ay,

    Süt ve meyve suyu tetra kutuları: 5 yıl,

    Deri ayakkabı: 25-40 yıl,

    Naylon 6 iplikten elbise: 30-40 yıl,

    Plastik taşıma torbası: 15-1000 yıl,

    Biyolojik ayrışabilir plastik taşımatorbası: 9 ay-5 yıl,

    Alüminyum kutu: 80-100 yıl,

    Çocuk bezleri, diaper: 500-800 yıl,

    Cam şişe: 1 milyon yıl,

    Plastik şişeler ve kutular: yüzlerceyıl,

    Teneke kutu: 50-100 yıl,

    Gazete kağıdı: 25-50 yıl,

    Polistiren: Binlerce yıl,







  • Bilimsel bir yaklaşım olmuş.Ben kendi bildiğim yüzeysel bilgileri paylaşayım.

    Damacanalar,pet şişeler besin maddesiyle sıcaklık,uzun süre kulanım gibi etkilerle karışıyor.Birçok profesör söylüyor bunu.Hatta hatırladığım kadarıyla bir profesörün dediği "polimerize olmuş maddeler kimyagerler tarafından tehlikesiz kabul edilse de tamamen polimerleşmeyen bu maddeler zamanla suya karışıyor".Damacanalar için söylenmişti diye hatırlıyorum.

    Yine birçok onkolog da pet şişelerin uzun süre kullanımının zararlı olduğunu kesin bir dille belirtiyorlar.Fatih Altaylı'nın yazısında okuduğum kadarıyla bir onkolog pet şişelerin en uzun kullanım süresi için 14 gün demiş.14 günden fazla süre geçinde o pet şişedeki maddenin içine kimyasallar karışıyormuş.Tabi bu hangi sıcaklıkta geçerli onu bilmiyorum.
  • quote:

    polimerize olmuş maddeler kimyagerler tarafından tehlikesiz kabul edilse de tamamen polimerleşmeyen bu maddeler zamanla suya karışıyor

    polikarbonat damacanalar var yukarda tamda lafı geçiyor.

    bunun dışında diğer ürünler için
    polimerleşme yöntemiylede alakalı biraz tabi her polimerleşme yöntemiyle her polimer üretilemiyor, misal yığın polm de sıcaklık ve viskozite kontrolü zor olması sebebiyle polimerleşme idealden uzaklaşıp monomer sayısı artabiliyor, bunun önüne geçmek için çözelti polm kullanılıncada misal polistiren üretmek için kullanılan ara çözücüde kansorojen olabiliyor ayrıca birde bu polimerleştikten sonra kansorojen çözeltiyi uzaklaştırma zorluğu ve doğaya zamanla salınımı söz konusu, bununda önüne geçmek için süspansiyon ve emilsiyon polm kullanılıyor fakat onunlada her polimeri sentezleyemessiniz (kauçuk cinsi) ,bunu yanında elektrokimyasal ve ara yüzey polm gibi cinslerde var fakat bazılarının avantajları olduğu gibi kirlilik dezavantajları maliyetleri gibi etkenler söz konusu olabiliyor.
    Standartlara uygun kabul edilsede , her insan bu gibi konulara dikkat etmeli. standartlar bazı konularda uygunmu acaba orasıda ayrı bir tartışma konusu,




  • üçgen içindeki rakamlardan oluşan bu sembolleri görür ama ne olduklarını bilmezdim. işin içinde olanlar dışında kimse de bilmez zaten. son yıllarda özellikle televizyonlarda çıkan hocalardan dinlediklerimden sonra öğrenebildim bu konuyu. örneğin pet şişeleri olması gerekenden uzun kullanan birisiydim. kimbilir bedenimizi ne hale getirdik. artık hayati önem taşıyan her plastik malzemeyi inceliyorum.

    herkesin öğrenmesi gereken bir konu.
  • İlkokul öğretmeninizi kıskandım doğrusu, benimkiler tam kazmaydı! ( epey eski tarihlerden 1965'lerden söz ediyorum, lütfen kimse şimdi alınmasın )
    Umarım forumda oda kapımda asılı olan ve üzerinde " 24 ay içinde doğada % 100 çözünür " yazan naylon torbamın niçin 5 senedir aynı yerde durduğunu Organik Kimya üzerinde uzmanlaşmamış birisinin anlıyacağı şekilde açıklayabilecek birisine rastlamışımdır. ( Genel hatlarını tahmin edebiliyorum zaten )!
  • bu konuda genel itibari ile birkaç şey diyebilirim fakat kesin konuşabilecek kadar bilgi sahibi değilim:
    TDPA poşetler deniyor ve temeli kontrollü olarak oksitlemeye dayanıyor.Poşetler plastikleşmeden önce yahut kalıplanmadan reçine halinde iken onları yükseltgeyecek(okside edecek yada diğer bir tabir ile yakacak) madde ekleniyor, plastikleşen malzeme yani polimer zincirleri arasında bulunan bu oksitleyici malzeme varlığında önce polimer zincirleri bölündükten sonra nem,ışık,ısı ve mikroorganizmalar yardımıyla bu küçülen moleküller h2o co2 yahut gübre oluyor.

    İlk olarak polimer zincirlerinin etki ile bölünmesi konusunda yanılgı olduğu için durum böyle, poşetin yapısının bozunması istenmiyor.
    Çünkü poşet olarak kullanılan malzeme yani poli-alken hidrofob(su sevmeyen) bir yapıya sahip , aksi halde taşınan gıda malzemesinin yapısını etkileyebilirdi. Bu sebeple poşetin özellikleri değişmesi istenmediği için kullanılan polimerin yapısına dokunması değil , yapısı bozunan polimerin yada plastiğin doğada erken bozunması sağlanıyor. Erken bozunma sağlanması ile yapısı bozunan maddenin doğal moleküllere çevirilmesi belki karıştırılıyor.
    Zaten söyledikleride aynen böyle:
    quote:

    Okso biyo-bozunurluk
    Okso biyo-bozunurluk, “Polimer zincirindeki kopmaların esas olarak yükseltgenmeye dayandığı biyo-bozunurluk” diye tanımlanabilir. “Yükseltgenme, canlı organizmalarla ilgisi olmayan kimyasal faaliyetler ya da mikroorganizmalar aracılığıyla ortaya çıkabileceği gibi; her iki faaliyetin bir araya gelmesiyle de oluşabilir.” Bu ifade, “Okso biyo-bozunur plastikler yükseltgenir ve bu tepkimenin ürünleri biyolojik bozunmaya uğrar,” tümcesinin süslü halidir.

    TDPA™ katkı maddeleri içeren poliolefinler okso biyo-bozunur plastiklerdir.


    bir diğer belirtmek istediğim şeyde ne kadar doğru bilmiyorum fakat bir blog daki yazıyıda aynen kopyalıyorum

    quote:

    Epi bir Kanada firmasıdır ve oxo-biyoçözünür katkı üretiminde en bilinen ve yaygın ürüne sahiptir. TDPA adındaki oxo-biyoçözünür katkısı patentli bir üründür. Polietilen ve polipropilen bazlı ürünler için çözümler sunmaktadır.
    Türkiye'de Triosel firması tarafından satış temsilciliği yürütülen Epi, TDPA ürünlerini Kanada'da üretir ve dünyanın dört bir yanına bu noktadan gönderir.
    Plastiklerin doğada kaybolması için kullanılan oxo-biyoçözünür teknolojileri ile ilgili standart olan ASTM D6954, oksidasyona uğrayıp parçalanan plastiğin en az %60'ının 2 yıl içinde bakteriler tarafından yenerek kaybolmasını şart koşar. Epi'nin ürünleri ile yapılan testlerde, kullanım dozajı %10-15 aralığında tutulmak koşulu ile, bu şart bazı numunelerde sağlanmış bazılarında ise başarısız olmuştur. Epi'nin, müşterilerine %2 oranında kullanım tavsiye ettiği düşünüldüğünde, Epi ürünleri ile üretilen plastiklerin standartlara uygun olarak doğada çözünmesi mümkün görünmemektedir.
    Aynı zamanda Epi, bu testlere ait bazı süreçleri akredite bir laboratuvara yaptırmak yerine kendi bünyesinde gerçekleştirdiği için resmi geçerliliğe sahip bir biyo-çözünme raporuna sahip değildir.


    Doğa şartları ve yaşlandırma; sıcaklık,uv,görünür ışık, nem ,toprak bileşenleri, bakteri miktarı mikroorganizmalar hepsi birbirine görece yüksek miktarda değişen etkiler.

    Not: Konu hakkında net olarak bilgim yok.Okudğum,gördüğüm,bildiğim kadarı söyledim. Eğer yanıldığım yahut eksik yazdığım nokta var ise kusurum affola :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ctauren -- 19 Haziran 2012; 4:53:30 >




  • Çok teşekkürler, yettide arttı bile!
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.