Şimdi Ara

Pioneer Bass Exciter kulakiçileri: CL751 & CX8

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
21
Cevap
1
Favori
2.084
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • kulakiçi piyasasında varolmaya başladığımdan beri insanlar sık sık bana Pioneer'ın subwoofer havası verme iddiasındaki Bass Exciter üniteli ürünlerinin titreşim videolarını atıp soru soruyorlardı. ben ise Pioneer kulakiçilerine maalesef CL711 kepazesiyle başlamıştım ve firmaya bir buz dağı gibi soğuk duruyordum.

    sonunda almaya karar verdiğimde kafamda iki büyük soru vardı. acaba CL711 kepazesini üretmiş olan Pioneer'ın bu titreşimli duyuşum zamazingosu tamamen üçkağıt olabilir miydi. ikincisi ise sırf baslar güçlü diye ezbere hemen tizlere daldıkları her hallerinden belli olan incelemecibicili kardeşler hangi derecede saçmalıyordu. yoksa bozuk saatin günde bir defa doğruyu göstermesi gibi acaba doğruyu mu gösteriyorlardı. tabii her daim geçerli olan milli sorumuz Alp Er Tunga'nın ölüp ölmediğini de bir tarafa koyuyorum.








    ÖNCE BASS EXCITER ÜNİTESİNİ TANIYALIM

    Pioneer Bass Exciter kulakiçileri: CL751 & CX8

    yukardaki fotoğrafta da görüldüğü üzere bu kulaklıklar çift sürücülü olarak lanse edilmeseler de aslında iki ayrı parçadan meydana geliyorlar. arkadaki 20-30 mm boyutundaki eleman sadece bas titreşimlerini üretmekle görevli olan Bass Exciter sürücüsü veya Pioneer'ın deyimiyle "ünitesi". öndeki mavi olan ise maalesef 9.4 mm boyutundaki zavallı esas sürücümüz.

    bu kulaklığın neden çift sürücülü olarak anılmadığını işlemciler üzerinden anlatmak mantıklı olabilir. örneğin, içinde grafik ünitesi (GPU) yani paralel işlemci bulunan işlemcilere "çift işlemci" veya "çift çekirdekli işlemci" denmez. ancak gerçekte orada iki adet işlemci bulunmaktadır. her türlü işimizi görmesi için tasarlanmış işlemcilere "general purpose (genel amaçlı)" işlemciler denir. sadece grafik işlerimiz gibi özel amacı bulunan bir işlemci ise genel amaçlı olanla aynı işleri yapmadığı için onu çoklamış sayılmaz. dolayısıyla "çift işlemci" veya "çift çekirdek" tanımını kullanabilmek için aynı general purpose yapıdan birden fazla olması beklenir.

    çok sürücülü kulaklıklarda, mesela armatür ve dinamik sürücüleri bir arada içeren tasarımların açıklamalarında görürsünüz, firmalar bu durumu "tiz için size armatür koduk, bas için de alın size dinamik koduk, fiyatı da aha böyle koduk, tut ki eğer işine gelirse" şeklinde tanıtırlar. bu tasarımlarda kullanılan sürücülerin normal sürücülerden bir farkı yoktur ancak birisinden belli frekanslarda, diğerinden de başka frekanslarda performans bekleniyor olabilir. Bass Exciter ünitesininin ise sadece bas frekanslarını üretmesi hedeflendiğinden olsa gerek firmanın bu kulaklıkları çift sürücülü olarak nitelemediğini düşünüyorum ama neticede ha hasan amca, ha amca hasan yani.

    9.4 mm esas sürücüye neden zavallı dediğime gelirsek, Pioneer'ın eski ve böyyük bir firma olarak kendi teknolojisini kullanmak gibi bir takıntısı olabileceğini ve bu teknolojinin de en azından kulakiçinde pek gelişmemiş olabileceğini düşünüyorum. zira CL711 leşinde de yaklaşık olarak aynı sesi veren sürücüyü kullanıyorlardı. bu inadı bırakıp bir firmadan ucuza adam gibi bir sürücü temin etseler hepimiz için daha hayırlı olacak ama... bir de Aliexpress ATH'ları sahte diyen bir kitlemiz var :) yahu kim üretiyorsa şu sahteyi allah rızası için büyük firmalar parası neyse alıp monte etsinler de hepimiz kurtulalım şu orjinallerden.








    EYVAH! BAS KULAKLIĞI!

    hiiii! hemen yorumlara bakıyoruz ki tizlerden şikayet edenler var. eyvah ki ne eyvah... bas kulaklığı olduğu için tabii tizlerinin olmaması gerekiyor. tabii bas olunca baslar diğer sesleri yutuyordur yılan gibi. bu da var. zaten resimden de anlaşıldığı kulaklıkta pek yer yok (!) o yüzden daha ne yapsınlardı yani de falan da filan da, sonra da filan falan işte... zaten bas kulaklığı diye birşey yoktur, basları olan ve olmayan kulaklıklar vardır. neyse sinirlerimize hakim olmaya çalışalım.

    gerçekte evet Pioneer tiz kralı değil bu doğru, akustik paşası da olmadığı gibi. ancak bu konularda listenin tam dibinde de yer almıyor. yani ondan daha kötü olmasına rağmen f/p kralı diye şişirilen ürünler bile bulabilirsiniz. esas mesele Bass Exciter ünitesi içermeyen CL711 örneğinden de anlaşıldığı gibi Pioneer kulakiçi sürücülerinin verebildiği ses kalitesi bu kadar. dolayısıyla CL751'in verdiği sesin Bass Exciter ünitesiyle zerre zıkkım alakası olmadığı ortadadır. olması da teknik olarak mümkün değildi zaten ama ille de bas olunca diğer şeylerin olmayacağına inanan insanların neden Bass Exciter sürücüsü içermeyen CL711'in daha iyi bir ses vermediğine kafa yormasını beklerim.








    BASS HEAD (BASKAFA) DİYE BİRŞEY VAR MI ?

    kafayı baslara takmış ve ses dünyasıyla ilgili algısının yarısı baslarla mücadele şeklinde geçen kitlenin en çok sevdiği tanımlamadır bu. genellikle aşağılama olarak kullanılır ancak günümüzde geniş kitlelere kendini medeni gösterme çabaları yükselişte olduğundan baskafa olmak yada olmamayı tercih meselesi olarak işaret ederler. yani yaptığın düşük birşey ama senin özgür bir birey olarak kalitesiz olma hakkın da var gibi birşey denmiş oluyor.

    tabii ki insanların böyle şeyler düşünme ve dile getirme hakları da var ki ben kendim de çeşitli konularda böyleyimdir. ancak işin ilginç tarafı bunlar dürüstçe bunu söylemiyorlar. ikiyüzlülük var yani. bu da haliyle herkesin kafasını karıştırıyor. buna uyanamayan birçok insan kendilerini baskafa olarak tanımlayabiliyorlar ve bundan gocunmuyorlar. gerçekten mantıklı bir tanımlamaysa biz de kullanalım ama öyle mi ? bana göre gerçekten baskafa diye birileri olabilir çünkü normalde müzikle pek alakası olmasa da arabasına ses sistemi döşetip dım tıs müziği dinleyen bir kitle var ve bunların müzik zevkinin olmadığını söylemek serbest olmalı. müzik zaten çok çeşitli birşey ve herhangi bir türü dinleyenler başka türleri dinleyenleri aşağılama hakkını kolayca kendilerinde görebilir.

    benim dikkati çekmek istediğim kısım bu kavramın tam olarak bu şekilde kullanılmadığı. burada bir ekipmanın baslarının güçlü olup olmadığı ile dinleyicinin baskafa olup olmadığı arasında doğrudan bir bağ kuruluyor. yani siyasetçiler çok uçağa biniyor diye hızlı bir uçağa sadece siyasetçilerin ilgi göstereceği gibi bir çıkarım düşünün. uçağın iyisini istemek için çok sık veya sadece uçakla seyahat ediyor olmak gibi bir zorunluluk düşünülmez. ha öneri olarak sunulur mu sunulur ama bu kadardır. burada öyle değil. baskafa değilsen basları olmayan bir kulaklığı da alırsın yada ancak baskafaysan güçlü baslı bir kulaklık alırsın gibi çıkarımlar yapılıyor yani çok keskin bir şekilde bu iki kavram birleştiriliyor.

    bas dediğimiz şeyler ritim dediğimiz ve aslına bakarsanız müzik dediğimiz şeyin temelidir. bu yüzden çoğu şarkıdan bası kaldırdığınızda tadın tuzun kalmadığını görürsünüz. bu kadar önemli bir etmen günümüzde adeta şeytanlaştırılmaktadır. sen biraz daha az bas vurgusu seversin, bir başkası daha fazlasını sever. bu ayrı bir konudur ancak kimse düşük bas kullanan insanların anormal olabileceğini düşünmezken, basları daha iyi duymak isteyen kesime etiket yapıştırılıyor. bu takıntı öyle bir hal almıştır ki basları kişisel görüşleri falan bırakın artık normal akıllı herhangi bir insana kesinlikle yeterli falan gelemeyecek derecede bassız yani bildiğin sakat kulaklıklara bile "kayıttaki bası veriyor", "çok kararında bas veriyor" falan diye yeşil ışık yakan insan evlatları türemiştir.

    üstelik baslar sadece müziklerle de sınırlı olmayıp filmlerde ve oyunlarda da çok önemli bir yere sahiptir. patlama efektlerinden tutun ayak sesi, rüzgar uğultusu, kapı kapanması gibi birçok yerde kullanılır ve haliyle bas düşmanı kitlenin güya peşinde olduğu o "doğal" ses vermenin de bir parçasıdır. zaten bu yüzdendir ki çoğu ev sinema sistemi yanında dana gibi bir subwoofer ile beraber gelir. her önüne gelene baskafa diyip sakat kulaklıkları öven kişilerin her evde bir baskafa mı oturuyor da bu sistemlere woofer konuyor diye düşünmelidir. aynı şekilde herhalde sinemalar da o deli dana gibi sistemleri her gelen baskafa olduğu için yerleştirmiyorlar. ister kulakiçi kulaklık olsun ister masaüstü sistemi, görevi ses vermek olan bütün cihazlar eğer çok yüksek bas verebiliyorsa gerçekçiliğe bir adım daha atmış demektir.

    sonuç olarak baskafa tabiri gerçek olabilecek olsa bile olması gerektiğinden çok daha geniş anlamlı kullanılmakta ve belirli kafadaki bir kitlenin kendisini haksız yere değerli gösterme çabasına alet edilmektedir. piyasa algısı böyle olunca firmalar da buna uymuştur, bu yüzden Pioneer da ürünlerini normal birşeymiş gibi baskafa kulaklığı olarak reklam etmektedir.








    BASLAR ORJİNAL KAYITTA YOK MUDUR ?

    eleştirmekten bana gına gelen başımızın belası malum kitlenin iki ezberidir bunlar. birileri bunlara "bak oğlum bas falan çoluk çocuk işi bunlar" demiş öyle yuvarlanıp gidiyorlar. bunların yaşadığı kafaya göre normalde bas diye birşey yok. bunları kulaklıklar uyduruyor. yada bu beyefendilerin kafasındaki "makul bas oranı" neyse kayıtta da o kadar bas var :) o yüzden sık sık "kayıttaki kadar bas veriyor, ne fazla ne az" gibi tamamen uzay zırvası laf kuruları duyuyorsunuz.

    işin gerçeği kayıtta ne kadar bas olduğu göreceli bir konudur. çünkü sektörde standart eksikliği var ve bu eksikliğin yarattığı bir teorik üst sınır var. parçalar yapılırken nasıl dinleneceği de düşünülmek zorundadır. piyasaya bir albüm çıkarıyorsun, kaset mi, cd mi, dijital mi nasıl dağıtacağın var, radyoda çalınırsa var, televizyonda izlenirse var, internetten stream edilirse var, var oğlu var. şimdi sen kayda çok yüksek bas seviyesi koydun, basları yetersiz bir ekipmanda dinlendiğinde ne olacak ? o kayıt dinleyen tarafından bozuk kabul edilecek çünkü kayıttaki frekans ve desibel seviyesini veremeyen ekipman bozulma (distorsiyon) yapacak.

    bu yüzden ne yapıyorlar ? belli bir makul oran belirleyip ona göre basları yayıyorlar. bu makul oranı belirleyen çeşitli faktörler var, burada tabii ki elektronik standartlar var sadece her sorunu çözen geniş bir uzlaşma olmadığından/olamayacağından bahsediyorum. şarkıyı yapan şarkının bir bölümüne az, bir bölümü çok bas koyabiliyor mu ? koyuyor, nasıl koyuyor düşük bası mesela 5 db olarak yüksek bası da 10 db olarak koyuyor mesela. mamafih buradan anlaşılabilecek tek şey iki bas arasında iki kat fark olduğudur. bunun dışında bir manaya gelmez. kayıttaki değerlere birebir bakarak böyle dinlenmesi gerektiğini söyleyemezsin. aynısı volüm değerleri için geçerlidir. kayıt sana hangi volümde dinleyeceğini söyleyemez. sen bulunduğun ortama, ekipmanına ve kendi zevkine göre volümünü ayarlarsın.

    dikkat ederseniz ortalıkta hiç "kayıttaki volüm seviyesinde dinliyorum ne az ne çok" diyen görmüyorsunuz. hayırdır ? kayıttaki bas seviyesini bulabiliyorsun da volüm seviyesini bulamıyor musun ? bas seviyesi dediğin de neticede bir volüm seviyesi ve db ile ölçülüyor. böyle birşey söyleyen göremezsiniz çünkü bunun ne kadar saçma olacağını bilirler ancak aynı şeyleri baslar için düşünemiyorlar çünkü kafaları başka yerde. kaydı yapan aynı kaydı kendi güçlü ekipmanlarında belki 30 db bas seviyesinde dinliyor. dolayısıyla düşük baslar da 15 db seviyesinde çıkacak. sen adamın stüdyoda ne duyarak şarkıyı yaptığını bilemezsin. onun tercihiyle seninki farklı olabilir.

    bir an için konumuzun baslar değil volüm seviyesi olduğunu düşünün. adam şarkıyı kaydederken 160 db olarak kaydetmiş olsun, sen de kayda sadık kalabilmek için bu şarkı yüksek seste dinlenmeli diyip kulağını haşat ediyorsun. şimdi bunun mantıklı bir tarafı olabilir mi ? sanane abicim adam hangi seviyede kaydetmiş ? dinleyici ben kısık seste dinlerim arkadaş diyorsa orada tartışma biter. bunun kaydı kuydu olmaz. rüşvetin belgesi olmadığı gibi. volüm kontrolü bize niye verilmişse bas seviye ayarları ve EQ özellikleri de bize bunun için veriliyor. yani ortada herkese uyan bir standart olmaması her zaman kötü veya eksik birşey olmak zorunda değil. bazen gereken ve faydalı birşeydir.

    bir şarkıdaki doğru, yeterli, kararında bas oranı nedir ? şarkıyı dinlerken sana hangi oran öyle geldiyse odur. burada benim nereye itiraz ettiğime dikkat edin, maksimum bas doğrudur demiyorum. sadece bazı insanların düşük bası kayda sadık olarak, kayıttakini çalmak olarak niteleyip kendi doğrularını sahte bir standart, kabul görmüş doğru olarak sunduğuna dikkat çekiyorum. gerçeklerle ilgili değiller, böyle yapınca kaliteli oğdüyofayl, bilinçli hayfaycı gibi birşey olduklarını düşünüyorlar. ben buna kısa yoldan elit olma çabası diyorum. doğrular yüzlerine çarpılmasına rağmen ısrarla dönmeyip burunları havada dolaşmaya devam edenlerin sorununu daha da derinde aramak gerekiyor.








    KULAKLIĞA GEÇELİM Mİ YAVAŞ YAVAŞ ?

    ben bu piyasada yola çıkarken kulakiçi ürünlerde yeterli seviyede bas bulamadığımdan dolayı öncelikli hedefim sağlam baslar bulmaktı ve özellikle son derece ucuz masaüstü hoparlör sistemlerinde bile bulunabilen subwoofer seviyesinde bas verebilen bir kulakiçi kulaklığın artık üretilmiş olması gerektiğini düşünüyordum. malum piyasa kitlesinin çarpık anlayışlarından dolayı da "subwoofer gibi bas veriyor" denilen alakasız modellerle debelenip duruyordum. bu yüzden Pioneer Bass Exciter serisinden de incelemeciler yada firmalar aracılığıyla değil bana gelen mesajlar sayesinde tesadüfen haberim oldu.

    dolayısıyla bu ürünle ilgili en büyük sorumuz öncelikle piyasada bulunması zor bir özellik olan woofer seviyesinde bas verip veremediğidir. bu soruya benim cevabım evet oldu. piyasadaki gerçek manada subwoofer etkisi verebilen tek teknolojiyi Pioneer ihtiva ediyor ancak bu yine de takar takmaz kulağınızda bir masaüstü subwoofer bulacağınız anlamına gelmiyor. masaüstü sistemler birbirlerinden fiziksel olarak çok ayrıktır bu yüzden EQ ayarsız da olsalar basların farkını hemen hissedersiniz. ancak kulaklıklarda durum biraz daha farklı ve düzgün EQ ayarıyla bas frekans dengesini doğru kurmak çok önem taşıyor. düzgün kullanılmadığı zaman Bass Exciter kolayca göz boyama amaçlı titreşim yaratan nesne muamelesine uğrayabilir.

    aklın yolu bir olduğu için ben de başta bu hataya düştüm ve internette araştırdığım çoğu kaynakta da birebir aynı şeylerle karşılaştım. örnek: link. ilk başta herkes titreşimlerin göstermelik olacağı önyargısına teslim oluyor, daha sonra da sert baslar EQ ile yeterince düşürülmediği için oluşan hızlı titreşimlerin kulağa verdiği rahatsızlık hissi farklı uçlar deneme yöntemiyle çözülmeye çalışılıyor. herşeye rağmen kullanmaya çalışıldığında ise yüksek sese çıktıkça sert baslar daha da rahatsız edeceğinden "kulaklık sanki belli bir volüm seviyesinde çalışmak için üretilmiş, çok yükselince Bass Exciter devre dışı kalıyor gibi" şeklinde yorumlar yapılıyor. ben de şahsen birebir tüm bunları yaşadım ve başkalarıyla birebir aynı yorumları yaptım. ancak benim farkım EQ konusunda herkesten daha ileride olmam. bu yüzden gelişmiş EQ'larla sert basları kontrol altına aldığımda böyle sorunların da kalmadığını gördüm.

    cihazın baslardaki farkını tabii ki en çok film ve oyunlardaki efektlerde görüyorsunuz. masaüstü sistemler kullananlar bilirler, özellikle bas için yapılmış Axel Thesleff - Bad Karma gibi şarkılar haricinde müziklerde bu sistemler pek tat vermez çünkü baslar diğer seslerden yeterince ayrıştırılmadan verilir bu da woofer cihazının fazla kendi halinde takılarak şarkının doğal halinin dışına çıkmasına neden olur. ancak oyun ve filmlerde bas efektleri yüksek basların rahatça çıkış yapabilmesine uygundur bu yüzden woofer'a adını veren "woo" efektlerini diğer kulaklıklardan çok daha iyi şekilde duyabilirsiniz. bu woo efektlerinin iyi çıkmasının aslında özel bir sebebi yoktur. Bass Exciter ünitesi daha yüksek bas volümüne çıkabildiğinden daha önce daha düşük seviyede duyduğunuz bas kalıntılarını daha yüksek duyarsınız. bu yüzden meşhur "uzayan bas" efekti ortaya çıkar.

    gerçekte ise baslar inişi ve çıkışı olan vuruşlar şeklinde kaydedildiğinden bas vuruşu inişe geçtiğinde ardında bıraktığı db kalıntıları daha güçlü bas veren ekipmanda daha uzun süre duyulabilir. yani aslında woofer basları uzatmaz, olmayan bas eklemez. aksine woofer saymadığımız ekipmanlar olan basları duyulabilir seviyede veremedikleri için baslar olması gerekenden daha kısa sürede duyulmaz hale gelir. dolayısıyla Pioneer Bass Exciter serisi gerçek manada "tam" bas performansı sunuyor. bunun başka faydalarını da gördüm. bütün kulaklıklarımın çökerek distorsiyon verdiği bazı yerlerde Pioneer'ın pürüzsüz geçebildiğine tanık oldum. mesela dinlediğim parçalardan birinde bir gök gürültüsü giriyor ve burası yüksek seste tüm kulaklıklarımı perişan ediyordu. halbuki Pioneer bana mısın demedi. benzer bir durumu bir oyunda da yaşadım, basları ve ses seviyesini çok yükselttiğimde bir armor alımı sırasında çıkan efekt bütün kulaklıklarımı 2 saniyelik bir distorsiyon banyosuna sokarken Pioneer reis yine "sen kimsin ya ?" dedi.

    başta da anlattığım gibi Pioneer ürünlerinin genel ses kalitesi pek yüksek değil. bu yüzden akustik ve tiz performansında pek birşey beklememek gerekiyor. yine de dediğim gibi listenin tam dibinde yer alacak bir ürün olmaktan uzak. tizleri açıkça arızalı yada akustik alanı basbayağı kapalı kulaklıklar bile bugün f/p ürünü diye kapış kapış gidebiliyorlar. Pioneer en azından ne gerekiyorsa duymanızı sağlayabiliyor. sadece bunu çok iyi yapamıyor. ses konusunda ortalama başarısı daha yüksek olan ürünler müzikte iyi olsalar da aslına bakarsanız film ve oyunlarda çok bir fark yaratamazlar. orada daha çok orta frekanslar ve baslar geçerli olduğu için zillere basılması yada enstrümanların birbirine uzaklığı çok da fifi değildir. bu yüzden Pioneer'ın eksi taraflarını oyun ve filmlerde fazla hissetmiyorsunuz buna karşılık dana basları kesebiliyorsunuz.








    CX8'İN FARKLARI

    çok daha yüksek fiyatlı olan bu ürün aslında spesifikasyonlarının da biraz ele verdiği gibi CL751 ile ses bakımından yaklaşık olarak aynı ürün çıktı. en büyük özelliği ise çok daha ağır ve sağlam olan kasa yapısı. firmaların çok sevdiği bir davranıştır bu maalesef. birbiriyle çok yüksek fiyat farkı bulunan iki model çıkarırlar ancak ürünlerini doğru dürüst açıklamayı sevmedikleri/beceremedikleri için hangi ürün ne iştir ancak kullandıktan sonra anlarsınız.

    dolayısıyla herkesin kafasında belli bir beklenti vardır. aldıktan sonra ise ürün size değil siz ürüne uymak zorunda kalırsınız. zira siz alım kararını verirken daha da yüksek bas, daha gelişmiş tizler, biraz daha iyi akustik vs. mantıklı birşeyler bekliyorsunuzdur ama firmanın o modeldeki amacı bu değildir. bu durumda ben bu parayı niye verdim diye sorabilirsiniz. elbette bu kişiden kişiye göre değişen birşey. gerçeği duyduktan sonra bir insan beğenip farka değeceğini de düşünebilir. o da kişiye ve kullanışına göre değişen birşey. o yüzden uzatmadan ne farkı var anlatayım.

    CX8'in esas farkı kasa tasarımı demiştim. biliyorsunuz bu kulaklıklar hakkında "çok büyük, ağır, hareket halinde kullanılmaz" cart curt tarzı bir sürü şey duyarsınız. elbette kimsenin kulağını çekmek istemiyorum ama bu kulaklıklar göründüğü kadar kaba veya ağır değil ve herhangi bir ergonomi sorunları yok. sizin kulağınız yada kullanışınız sorunluysa bu da bizi (ne beni ne firmayı) ilgilendirmiyor. yani demek istediğim CL751 zaten oldukça hafif bir kulaklık ve ben kullanırken "yahu bu üç kat daha ağır ve biraz daha uzun olsaymış bile kulağımda rahat dururmuş" diyebiliyordum. CX8 zaten bunun bir ispatı gibi oldu zira neredeyse iki kat daha ağır bir alüminyum kasaya sahip, altındaki plastik de çok daha kalın. iki ürünü kıyasladığımda CX8'i kulakta daha stabil buldum ama bu düşüyor düşmüyor manasında değil.

    titreşimler sırasında CL751'in plastik ve çok hafif yapısı kulaklık yokmuş hissi veriyor yani kulağınızdan çıkacak hissi veriyor ama çıkmıyor elbette. bu hissin oluşmasının sebebi plastik ağırlıklı yapının fazla hafif kalıyor olması. dolayısıyla CX8 kulakta daha stabil, daha oturaklı duruyor. bu kasa yapısının bas hissinde çok ufak bir toparlanma hissi yaratmadığını söyleyemem ancak bu his o kadar düşük ki gerçekten var mı yok mu psikolojik de olabilir. sonuçta fiyat farkı 20-30 lira olsa bile ben yine büyük ihtimalle CL751 alırdım ancak benim biraz plastik sever olduğumu da not düşeyim, zira evde kullandığım herşey plastik (kanserojen bir yapım vardır).

    öte yandan CX8'in tiz tepkisinin 2-3 desibel daha düşük olduğunu gözlemledim, yani EQ'da tizleri biraz daha yükseltmek gerekiyor. modeller arasında böyle farklar revizyon farkları olabiliyor, çok önemli birşey değil dediğim gibi sonuçta %0'lı değerlerle ifade edebiliceğimiz belli belirsiz farklar dışında aynı kulaklıklar. sonuçta tercihinizi hangi kasa yapısını istediğinize ve fiyatına göre yapacaksınız. kulağınızda hafif duran, mikro ölçüde daha oynak, elinize aldığınızda "hello, i'm plastik" diyen bir yapı mı istiyorsunuz yoksa kulağınızda daha takım elbiseli duran, baba fason bir yapıyı mı elinize almak istiyorsunuz.






    CX9 TAHMİNLERİ

    CX9, Pioneer Exclusive "the zavallı" dinamik sürücü yerine başka bir armatür sürücü kullandığı için elbette seste bazı farkların olabileceğini düşünüyorum. ancak o da sonuçta benzer boyutta bir Pioneer sürücü olduğuna göre çok da fazla birşey beklememek lazım. ki zaten alanlar da pek iyi yorumlar yapamıyorlar bu ürün için, ödedikleri fiyatın da etkisiyle tabii.

    sonuçta önemli olan kim olduğu belirsiz "alanların" değil benim şahsi, gerçek ve muhteşem yorumum elbette ama ne bileyim ateş olmayan yerden duman bile çıkmıyor, Pioneer nasıl çıksın. açıkçası bu firmanın eski ve büyük bir firma olarak bu konuda inatçı olacağını, bu yüzden Pioneer'ın üst düzey bir kulakiçi sürücüsü üretmesini beklemekten ziyade Audio-Technica gibi firmaların Bass Exciter benzeri bir sistem üretmesini beklemek daha doğru bir yaklaşım olur gibime geliyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vaziyetu -- 9 Aralık 2017; 7:4:9 >







  • sennheiser cx 300-II tarihin gördüğü en leş akustiğe sahip. frekans ayrımları sıfır noktasına yakın olup, tüm sesler iç içedir, bu yüzden de enstrüman detayları çok zayıftır. basları güçsüz değildir ama esas özelliği tizleridir. sağlam tiz deneyimi sağlar ama düşük akustik o bakımdan da bitirici olmasını engelliyor.

    pioneer baslarda rakip tutmuyor zaten. iki cihazın da mid-akustik başarısı zayıf ama pioneer yine de o daracık yapıya tercih edilir. tiz için yatak yorgan yakarım, ille de tiz olsun isterim, müziği tizli, yemeği tuzlu yerim. bol bol tuzlayarak yerim deniyorsa sennheiser alınmasında sakınca görmem. sakınca göreni de mümkünse görmemeye çalışırım. kazara görmüşsem de selam vermem.
  • 4. gün izlenimlerimi ekledim. sonuca doğru yaklaşıyorum. görüşlerim olumluya doğru kaydı diyebilirim tekrar :D
  • burn in yaptın mı değerlendiriyorsun?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tutankenshta

    burn in yaptın mı değerlendiriyorsun?

    tabutuna geri dön kardeş
  • vaziyetu kullanıcısına yanıt
    ne tabutu firavunlar tabuta konmaz tabuttakiler cezalandırılanlar ki canlı olarak mumyalanmıştırlar tabi tam mumyalama değil...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: vaziyetu

    quote:

    Orijinalden alıntı: tutankenshta

    burn in yaptın mı değerlendiriyorsun?

    tabutuna geri dön kardeş

    Kardeş sende hiçbir şey bilmiyorsun, kulaklığı 1 milyon yıl burn in'e bırak, bak nasıl oluyor kulaklık gör.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi GT_55 -- 2 Haziran 2016; 19:58:34 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • GT_55 kullanıcısına yanıt
    dalga geçiyoruz ama biz de böyle olsak hayat ne kadar kolay olacaktı... kulaklığı beğenmedin mi ? kolayı var: elli saat kısık ateşte pişir pişir ye... tizleri yok mu ? sıkıntı yok nasılsa sibilans da yoktur. akustiği yok mu ? önemli değil midleri öndedir. basları yoksa zaten kontrollüdür, yeri gelince leb demeden leblebiyi anlayıp kendini sahilde göbeğini saklayan erkek gibi geriye çekiyordur. eq kapat, bass boost kapat. "kayıtta ne varsa" onu çal (kayıtta bas olmuyor biliyorsun :D). bilgisayardaki ses çamur, kasadan etkileniyor çünkü (nükleer santral mübarek). iyisi mi yüzlerce dolarlık DAP'ları yut yut uyu.

    yani kısacası akıllıya her gün bayram arkadaş...
  • ön inceleme, incelemeye çevrildi. bi de CX8 eklendi. hayırlı işler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vaziyetu -- 16 Kasım 2016; 6:32:15 >
  • Ben önceden cks77 ile bass dinlediğimi zannediyordum. cl751 onun üstüne 2-3 tur bindirmiş adeta.Gerçekten o subwoofer etkisini sonuna kadar veriyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: GT_55

    Ben önceden cks77 ile bass dinlediğimi zannediyordum. cl751 onun üstüne 2-3 tur bindirmiş adeta.Gerçekten o subwoofer etkisini sonuna kadar veriyor.

    GT_55 de son yorumlarımdan sonra CKS77 yanına CL751 almaya karar verdi. yine benimle aynı görüşleri paylaşıyor. birileri hala her gördüğü ürüne f/p diye atlayadursun biz uğur babayla yola devam ediyoruz :D
  • quote:

    Orijinalden alıntı: vaziyetu


    quote:

    Orijinalden alıntı: GT_55

    Ben önceden cks77 ile bass dinlediğimi zannediyordum. cl751 onun üstüne 2-3 tur bindirmiş adeta.Gerçekten o subwoofer etkisini sonuna kadar veriyor.

    GT_55 de son yorumlarımdan sonra CKS77 yanına CL751 almaya karar verdi. yine benimle aynı görüşleri paylaşıyor. birileri hala her gördüğü ürüne f/p diye atlayadursun biz uğur babayla yola devam ediyoruz :D

    Valla bir kulaklıktan bu kadar iyi bass alacağımı zannetmezdim. Tavsiye için teşekkürler. Bu arada tavsiye ettiğin eko ayarları baya işe yaradı. Bass'lar derin ve güçlü.




  • Arkadaşlar Sennheiser CX300 mü Pioneer mi ne dersiniz?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Scarface1987

    Arkadaşlar Sennheiser CX300 mü Pioneer mi ne dersiniz?

    sennheiser cx 300-II tarihin gördüğü en leş akustiğe sahip. frekans ayrımları sıfır noktasına yakın olup, tüm sesler iç içedir, bu yüzden de enstrüman detayları çok zayıftır. basları güçsüz değildir ama esas özelliği tizleridir. sağlam tiz deneyimi sağlar ama düşük akustik o bakımdan da bitirici olmasını engelliyor.

    pioneer baslarda rakip tutmuyor zaten. iki cihazın da mid-akustik başarısı zayıf ama pioneer yine de o daracık yapıya tercih edilir. tiz için yatak yorgan yakarım, ille de tiz olsun isterim, müziği tizli, yemeği tuzlu yerim. bol bol tuzlayarak yerim deniyorsa sennheiser alınmasında sakınca görmem. sakınca göreni de mümkünse görmemeye çalışırım. kazara görmüşsem de selam vermem.




  • Ateş etmişsin hocam sennheisere 😅
    Teşekkür ederim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Eko ayarları için ne önerirsiniz? Kulaklık geldi muazzam son ses açamıyorum titretiyor bass ağırlıklı şarkılarda.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Scarface1987 S kullanıcısına yanıt
    100hz civarı sert bas titreşimleridir rahatsız edenler. kullandığın equalizerın programlamasına göre çok değişiyor değerlerin etkileri. genel olarak konuşursak, işte 60hz'den başlayarak 500hz'ye kadar tüm frekanslara düşürüm uygulaman gerekebilir. burada oranlar parçaya göre de değişim gösterir. ayrıca kullandığın cihazın bas yüklemesi tam olarak nasıl ona göre de uygulayacağın oran değişir onu ancak kendin bilebilirsin.
  • Spotify kullanıyorum iphone7 cihazında. Allaha emanet kullanıyoruz :))

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Scarface1987 S kullanıcısına yanıt
    ios mu ne ondaki equalizerları deneyeceksin o zaman :D şunu bilmen gerekiyor bir equalizerla öbürü farklı olabilir. ikisinde de aynı değer yazıyor olabilir ama etkileri farklı olabilir. biri yazan değerden sola doğru ağırlıklı etki ediyordur biri sağa doğru, biri V şeklindedir biri dümdüz, birinin desibel sınırı 12'dir öbürünün 25, bu farklar böyle gider.

    üzerinde 125 yazıp 30-125 arasını komple götürenler var. üzerinde 125 yazıp aslında 250 olanlar var. 250 yazıp 60hz'yi kontrol edenler var. hiçbir equalizer birbirini tutmuyor nerdeyse... işini görene kadar uğraşacaksın. alternatif olarak şarkı editleme programıyla sorun olan şarkıyı açıp equalizer ayarı hardcode edebilirsin hem editleme yazılımı kullanırsan tam olarak şarkıda nereyi etkiliyorsun gözünle görme şansın olur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: vaziyetu

    ios mu ne ondaki equalizerları deneyeceksin o zaman :D şunu bilmen gerekiyor bir equalizerla öbürü farklı olabilir. ikisinde de aynı değer yazıyor olabilir ama etkileri farklı olabilir. biri yazan değerden sola doğru ağırlıklı etki ediyordur biri sağa doğru, biri V şeklindedir biri dümdüz, birinin desibel sınırı 12'dir öbürünün 25, bu farklar böyle gider.

    üzerinde 125 yazıp 30-125 arasını komple götürenler var. üzerinde 125 yazıp aslında 250 olanlar var. 250 yazıp 60hz'yi kontrol edenler var. hiçbir equalizer birbirini tutmuyor nerdeyse... işini görene kadar uğraşacaksın. alternatif olarak şarkı editleme programıyla sorun olan şarkıyı açıp equalizer ayarı hardcode edebilirsin hem editleme yazılımı kullanırsan tam olarak şarkıda nereyi etkiliyorsun gözünle görme şansın olur.

    Hocam senden Allah razı olsun , bu konunu okudum sonra pioneer cl751 almaya karar verdim iyi ki almışım gerçekten muhteşem

    gönlümde senin yorumlarınla cks77 almak vardı ama bulunmuyor

    ama bu kulaklıkta muhteşem resmen tekrardan teşekkür ederim , gerçekten bu işlerden çok iyi anlıyorsun




  • Dark Brotherhood kullanıcısına yanıt
    maşallah :D
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.