Şimdi Ara

Para basmak hakkında (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
64
Cevap
1
Favori
31.017
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Para ülkede bulunan gerçek malın (yani mülkler, ürünler, işgücü vb) sanal-yazılı bir karşılığıdır.

    İşi basitleştirelim. AOE dünyası gibi sadece 4 çeşit malın (25 gıda, 25 ağaç, 25 taş, 25 altın) bulunduğunu ve karşılığında da 100 birim para olduğunu varsayalım.

    Şimdi canımız çekti diye 100 birim daha para basarsak ne olacak. Mevcut gerçek mal hala aynı, değişmedi ama karşılığında olan para iki kat arttı. Yani bastığımız sanal değer olan paranın gerçek bir mal karşılığı yok. Unutmayalım ki para mal değildir, sadece değiş tokuşu kolaylaştıran bir araçtır. Olmasaydı bir manto almak için yarım inek filan vermek gerekebilirdi. :)) Kısaca para mal değil, gerçek malların bir ifadesidir.

    Şimdi ise aynı miktar gerçek mala karşılık iki katı sanal malımız (para) var. Bunun sonucu ise aynı mala daha çok para vermek yönünde olacaktır, bu da enflasyon demektir. Enflasyon ise istenen bir durum değildir. Mal aynı, para iki kat ama alım gücü yarı yarıya oldu. Gerçekte değişen bir şey olmadı ama kısır bir döngüyü tetikledik. 100 birim mal 100 birim para varken alım gücü 1 idi, şimdi 100 birim mal 200 birim para var ama alım gücü 0,5 oldu. Parayı basmamız karşılık vermedi ve iki kata çıkarmak için yeniden basmak lazım, yeniden alım gücü düşecek demektir.

    Bu yüzden para piyasadaki gerçek mal (mülk, ürün, hizmet) arttıkça (milli hasıla) buna oranlı biçimde basılır. Devletler de karşılıksız parayı (ve enflasyonu) engellemek için piyasadaki para miktarına sürekli müdahale edip birim paranın birim malı alma gücünü dengede tutmaya çalışır. Bunu yapmak için piyasadan para çeker. (bono, tahvil, faiz, munzam karşılık vb)

    Karşılıksız paranın sadece kısa vadede olmak üzere işe yarayacağı tek dönem piyasada nakit dönüşünün sıkıntılı olduğu durgunluk dönemidir. Bu dönemde piyasaya nakit sürülür (emisyon artışı) ki para dönmeye başlasın. Karşılığında da vadeli geçici mallar yaratılır. (tahvil vb) İstenen sonuç alınınca da bu geçici mallar ortadan kaldırılarak para geri çekilir.




  • lirayı dolar kadar değerlendirmek için ne yapmamız gerekir, mesela arabistan sürekli petrol üretip satıyor ama dolardan üç kat değersiz, yurtdışından ithalat yapmasak liramız değer kazanır mı ? gürcistan ne yaptı ki liradan daha değerli larisi var ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ahm3tt

    arkadaşlar sistem faiz üzerine kurulu

    yani birileri eşşekler gibi çalışarak para kazanacak

    birileri de oturduğu yerde skepilasyon :) ile para kazanacak

    elinde telefon bir aşşağı bir yukarı

    abi işsizlik yükseldi faizleri düşürelim

    abi enflasyon arttı fazileri yükseltelim şeklinde

    çok fazla dinamik var ama işin kilit noktası FAİZ

    sen para bas faizler yükselsin

    millet çalışsın yatan para kazansın

    bknz: ülkemizde emeğin vergisi %35

    faizin vergisi %20


    Mesaj eski fakat yazayım. Faiz olmazsa sanayi ve üretim namına da bir şey olmaz yalnız bunu unutmayalım.

    Paranın değerini nasıl şekillendiğini anlamak için örnek verelim;

    Kadın ve erkek , yatırım/sermaye ve çalışan olarak düşünelim. Para nedir değerli kolay taşınabilir aktarılabilir emeği temsil eden dijital - somut bir birimler sınıfı-kümesi.

    Bir bölge düşünün yetişkin kadın nüfusu 1000, yetişkin erkek nüfusu 10 olsun. Bu bölgede ne olur erkekler inanılmaz değerli olur. Neden ? Çünkü her kadının cinsel hazlarını ve duygusal ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar erkek yoktur. Ne olur hormonal olarak bu yetişkin kadınlarda ve yetişkin erkeklerde cinsel isteksizlik problemi yoksa erkekler doğal harem sahibi olur. Kadınlar 10 erkeğe kendini beğendirmek ve tatmin olup tatmin etmek için birbirleriyle yarışırlar ve o erkekler diğer bir çok ülkedeki kadın triplerinin çoğunu yaşamazlar. Bu tripler kadınlara özgü değildir dengeler değeri yitirir eşitler ve erişilmezliğini ortadan kaldırır.

    Sevdiklerimiz bizim için neden değerli? Bize iyilik yaptıkları için mi? Ailemiz,yakınımız oldukları için mi? Doğurdukları,doyurdukları,iyilikleri için mi? Hayır. Ölümlü oldukları için. Ölüm olmasa insanların aileleri insanlar için bu kadar önemli olmayacaktı. Zira ölüm olmasa yaşam bile önemli olmayacaktı sizin için yaşamak bile haliyle ailelerin ve diğer bireylerin hiçbir önemi olmayacaktı.

    Paranın değeri de böyledir. Bir ülkenin parasının değerlenmesi için o ülkenin parası belli olmalıdır. Ülke içerisinde kendi parasını kullanmalı ve uluslararası ticaretlerde de kendi parası ile ürünlerini satmalıdır. Diğer ülkelerdeki tüccarlara kendi para birimlerini kullandırmak için küçük torpiller yapmalıdır. Halkını kendi parasına muhtaç etmelidir. En büyük,en çok ve en faydalı vergiyi ülkenin parasını biriktererek harcayarak kabul ederek ödersin.

    Türkiye'de yaşayıp dolar biriktirmek ne demek açıklayayım izninizle; Ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde yaşıyorum. Emeğimi ve hayatımı burada sürdürüyor harcıyorum ama ben Türkiye Cumhuriyeti Devletine güvenmiyor Amerika Birleşik Devletleri'ne güveniyorum onun güvencesi altında basılan emek birimini tercih ediyorum demektir. Bu meseleden sonra en önemli mesele ilgiyi kendine çekebilmek. Ülkenin insanlarını,ülkenin toprağını,şehirlerini o 10 erkek gibi hint kumaşı gibi zor bulunan hale getireceksin ki diğer ülkelerdeki yatırımcılar parasını Türkiye'de işe yatırmak için yanıp tutuşsun. Bunu nasıl sağlayacaksın. Bakın ben çok kararlıyım görüyorsunuz bu özgürlükçü ve denetimli düzeni sağlamak için sağlam adımlar attım ve atacağım. Türkiye ekonomisi gelişmemiş bir ülke henüz yolun başında tren kalkıyor gelip önlerden bir vagon alırsan tren daha boşken trene ilerde talep artar boş koltukları kaç milyon liradan karaborsa usulü satarsın deli para kazanırsın demedi deme.

    Dünyadaki yatırımcılar böyle düşündüğü anda koş abi koş diyecekler.

    Şimdi faiz bizim ülkemizde pek kötü gözle bakılıyor. Arkadaşlar keşke faize para koymak her gün artsa. Faiz diye güçümsenen günah diye ötekileştirilen şey parayı işletmek olmamalı. Faizde kötü gözle bakılacak şey az riske rağmen çok yüksek kâr beklentisine yani uçuk faizlere olmalı.

    Faiz nedir biliyor musunuz. Stabilite ve garantidir. Asgari ücretli günde 8 saat mesai şartları içerisinde her hangi bir ön şart bilgi biriksinimi gerektirmeyen garsonluk vb. iş yapan bir kişi de aslında iki türlü faizden faydalanmaktadır. Çalışanlar her ay iş verene ne kadar lira fayda veya zarar sağlıyorlarsa ona göre mi maaş alıyorlar? Hayır.

    Sistemden komple faizi çıkartırsak kimse aynı düzeyde maaşları alamaz aynı zamanda işletmeleri döndürecek para olmaz piyasada. Bugün faiz yasaklansın yarın serbest ekonomi çöker. Keşke faize talep artsa faiz oranları düşse evlere yatırım yapılacağına yatırımlar bankalara likit,para olarak yapılsa da evlere gereksiz talep olmasa herkes oturacağı kadar 1 adet ev alsa. Bankalardaki mevduat hesapları ile artan net sermayelerin artması ile bankalar çok daha düşük faizlerle (faize olan talepten de dolayı düşen faizlerle) krediler dağıtabilse ve bu krediler ile evleri olmayan insanlar ev alsa, insanlar iş kursa, fabrika kursa,mağaza açsa.

    Günah diye bankaya faize para yatırmayıp ev alan kişi esasında ne yapıyor biliyor musunuz? Bir yandan aslında evet o evin yapımında çalışan işçiye de para kazandırıyor,elektrikçiye de , devlete de , müteahhite de, usta başınada. Fakat insanlar ev almayı ticari bir yatırım aracı olarak gördüklerinde ne oluyor aslında o ustayada elektrikçiye aynı zamanda kötülükte ediyor çünkü o işçi nasıl bir ev alacağım diye düşünürken evlere olan taleplerden dolayı artan fiyatlarla beraber insanlar oturmadıkları evleri satın alıp kiraya vererekte faiz sistemine girmiş oluyorlar fakat en düşük oranlı faize giriyorlar bu hem ev fiyatlarının ve kâr oranlarının artmasına hemde durumu iyi olmayan insanların kredi çekememesine (faiz için sermaye sıkıntısı) hemde müteahhitlerin fiyat ve kâr marjı kırmamasına sebep oluyor.

    200 bin TL'lik evin aylık kirası yaklaşık 1000 TL. Evden rant ile enflasyona yenik düşmeden para kazanmak istiyorsanız. Gelişmemiş bir semtten ev alırsınız veya gelişmekte olan bir semtten henüz gelişmeden bir ev alırsınız ve o semt bulunduğunuz mahalle veya caddede marketler,bakkallar,mağazalar açılır ulaşım-alışveriş inanılmaz kolaylaşır çevreniz gelişir evinizin değeri gerçekten artar. Enflasyondan dolayı arttırdığınız fiyatları kâr olarak saymayın. Siz evi alırken semtin,ilçenin nüfusu 5000 iken sonradan 50.000 - 100.000 olduysa ve bu nüfusdan fazla ev inşaa edilmediyse hatta bölgede ev kıtlığı varsa deli gibi fiyata satarsınız. Fakat nüfusta ciddi artış yok ilçede,bölgede ilerleme yok ben 250'ye aldım 300'e sattım kâr yaptım. Kullandığın para birimin %10 değer kaybettiyse eğer aldığın gün ile sattığın gün arasında 5 bin lira kâr etmişsindir net gerçek olarak. Eğer %12 değer kaybetmişse 0 kâr 0 zarar etmişsin maddi olarak. (Ki aslında 0 kârda bir zarardır orası ayrı konu eğer ev kiraya verilmemişse tabi ev kiraya verilmiş olursa aylık getiri de kârdır her ne kadar düşükte olsa)

    Çoğu kişi araba alıp satarken 60'a aldım 63'e sattım iyi kâr yaptım 3 sene kullandım diyor. E be abicim sen kâr yapmadın ki 2-3 senede türk lirası o kadar değer kaybettiği için alan adamda o fiyata aldı senden.

    Şimdi diyebilirsiniz 200.000 TL'yi Türkiye'de bu şartlarda türk lirası olarak faize koymak akıl işimidir? Haklsınız derim ev yine satın alındığında ne kadar para değer kaybederse kaybetsin siz enflasyon farkını evin fiyatına satarken koyarsınız. Parayı bankaya koyduğunuzda kırılgan bir ekonomi de bunun için kendiniz farklı birimlerde yatırım yaparak farklı ülkelerde güvencesi yüksek değeri erimeyen ülkelerde kendinizi ve yatırımınızı koruyabilirsiniz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bilgisayar Bağımlısı -- 24 Mart 2017; 3:21:3 >




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.