Şimdi Ara

ölünce uyanmak

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
30
Cevap
1
Favori
1.328
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • bilindiği gibi rüyalarımıda ölüme 1 saniye kala uyanırız. Bir rüyanın ortasından uyanmamızı sağlayan şey ya çok kötü bir kâbustur ya da ölmektir.

    peki ya bu bir işaretse? yani ne var ki ölüp sonra rüyamızda kişiden kişiye degismekle birlikte ahiret hayatına ya da inandığınız başka bir yere de gidebilirdiniz. mesela ben rüyamda cennete gittiğimi görmüştüm tabi bunun cennetle bi alakası yok tamamen benim bilinçaltımın oluşturduğu bir şey. ama ölünce başka bir şey görmüyoruz.

    peki bu nasıl bir işarettir?

    belkide hayatımız bir rüya ve ölünce uyanacağız.

    dine inananlar buna evet işte çok basit ahirete gideceğiz diyebilir. ancak ya inanmayanlar bunu nasıl yorumlamalı?

    kimisi bu dünya bir simulasyon der. kimiside ölünce tekrar bu dünyada dirileceğimizi savunur. hatta bazısıda hiç din olmadan biyolojik olarak başka bir evrene gideceğimizi savunur.

    peki sadece bu işaret mi var?
    hayır. bunu bana düşündüren bir şey daha var.
    bilinç.

    bilinç nedir? bilinç topladigimiz bilginin son olarak degerlendirildigi yerdir. ancak bu yer hâla beynin neresinde bulunamamistir bahsettigim sey beyindeki üst beyin beyincik falan değil evet bilgiler buraya iletilir ama bilinçten kastım bu değil. neden ben dünyayı bu vücuttan görüyorum neden bir başkasının vucudundan degil neden bu beden? yani dinlerin ruh diye tanimladigi seyden bahsediyorum. buna bilinc diyorum.

    bu sizcede acayip degil mi? yani bilinc hâla bulunamadıysa 2017 yilindan sonrada bulunması pek olası gelmiyor. yani eğer 10 yil sonra biri cikip bilincimiz bir enerjiden birer dalgadan ibaret demesse. ama bu bir organ olamaz .

    iste bu yuzden cogu insan bunun yanitini bilincimiz bu dunyada degil. olunce asil bedenimize bilincimizle gidecegiz. bedenimiz olsede bilincimiz olmeyecek der.

    yorumlamayı size birakiyorum.

    edit: cevaplarım okunmuyor buraya anlatmak istedigimi yaziyorum

    homo sapiens sapiens farkındalığının farkında olan insan demek. evet kediler de etrafta olanın farkında ve algılayabiliyor. Ancak farkındalığının farkında olması insanın özelliğidir.

    yoksa bilgiyi aldın beyne ilettin falan bunlar zaten bilinen şeyler. ancak burada ki soru ben dedigim şey ne yani neden senin vucudunda hissettiklerini degilde kendi vucudumdakileri hissediyorum. Bu cumledeki "kendi" dedigim kelime nedir? asıl soru bu.

    Şoylede ornekleyebilirim bir robota gerekli kodlamaları yaparsanız onun teknolojisine gore ona komut verdiginizde bunu algilar. ama ona bilinç(ruh) verirseniz algılayabildiğini algılar ve aslında çok düşük zekalı bir insan olur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi GerçekçiAdam -- 14 Temmuz 2017; 15:45:11 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Ruh diye bir şey yok, bilinç beynimizin bir ürünü, şimdiye kadar bulunamayan pek çok şey gelecekte bulunacak.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AsterixOburix -- 5 Temmuz 2017; 23:15:3 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Rüyamda ölüp ahirete gitmiştim. Beklediğim gibi değildi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    peki ya bu bir işaretse?

    Ya değilse?

    quote:

    yani bilinc hâla bulunamadıysa 2017 yilindan sonrada bulunması pek olası gelmiyor.

    Bilinçte neler var? Görme gibi duyular, muhakeme, empati ve hatırlama gibi şeyler. Görmenin de, düşünmenin de, empatinin ve hatırlamanın da beyinde nereleri aktive ettiğini, deney ve gözlemden ilerigelen beyin taramalarıyla hep görüntüledik. Bunların toplu algısına bilinç diyoruz. Keşfedilmeyi bekleyen noktaların sayısı her yeni araştırmayla, bir bir azalıyor.

    Yazdıkların tatlı da olsa, sadece bir hayal görünümündeler. Bu arada henüz denk gelmediysen, Waking Life filmini çok beğenebilirsin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-73A8A7D1E -- 6 Temmuz 2017; 4:0:38 >
  • Bilinç, klasik tanımı ile aslında “yok”
    Olmadığı için ne olduğu bulunamıyor.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Rüyalarımızda bildiğimiz şeyleri farklı halleriyle göryoruz. Daha hiç ölmediğimiz için rüyada da öldükten sonrasını göremiyoruz. Öleceğimizi düşünmek de sadece tahmin zaten.

    Bilinç de ayrı bir şey. Bilinç yok diyesim geliyor ama o zaman gözümün önündeki bu algı nasıl oluşuyor, bu görüntüyü algılayan ben neyim?
  • Açıkçası, gerek reenkarnasyon gerek cennet cehennem inançlarının insan denen türün yaşamsal fonksiyonlarını yitirdiğinde hiçliğe gideceğini toprağa karışıp bir bitkinin yetişmesine yardımcı olmaktan başka fonksiyonu olmayacağını kendisine yediremediği ve yaşarken yaptığı şeylerin kendisine bir şekilde dönmeyeceğine inanmak istemediği için düşündüğünü ihtimalini hayli yüksek buluyorum.

    Ölünce ne olacak bunu ancak o zaman göreceğiz ama bu ihtimalin varlığını yadsıyamam kendi adıma
  • ana rahmine düştüğümüzde nasıl haberimiz yoksa, ölünce de aynısı olacak.
  • eofdred E kullanıcısına yanıt
    Bilinç yoksa ismi neden var?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • eofdred E kullanıcısına yanıt
    Bilinç dediğin şey, beyin fonksiyonları yardımıyla etrafımızda olan şeylerin farkında olmak değil mi ? yani görmek duymak bunları değerlendirmek buna göre hareket etmek vsvs
    felçli biri nasıl kolunu hareket ettiremiyorsa beyin fonksiyonları duran biri de bilincini kaybetmiş olur doğal olarak
  • bilindiği kadarıyla rüya görmek ve rüyadan uyanmak için canlı diri bir beyin gerekir
  • Rüyalar bilinç altının yansımalarıdır.
  • Hiçlik olucak ölümden sonra hiçilk ne sevap için teraziye bakmak ne mahşer gününü beklemek ne sırat köprüsü tamamen bir hiçlik ile bir bilinmezlik saten hayat bir bilimzelikti ölümden sonra bilimezlik devam edecek



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi yorgan -- 7 Temmuz 2017; 20:4:50 >
  • soylediklerinizin hicbiri benim neden algilarımın bu bedende oldugunu aciklamiyor. yani ben dedigim sey ne?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hayat bana göre bi kimsenin beklediği veya istediği bi fikir birlikteliği duşuncesi. Canlı beden bi şekilde yaşıyor ancak bu boyutuyla fikir birlikteliği olmadan anlam kazanmıyor.



    Bu durum duşunseldir. İnsanlar zan edildiği kadar bencil olabilir ancak insanın bi mesele hakkında talep eden makamında bulunup oğrendiği bi şeyler var.



    O kısım bakımından kişi aynı duşunceyi paylaşacağı kimseleri arar. Bu arayışın fiil ile olduğu yani somuta indirgendiği zaman hayal bi düşünce tahayyul olmaktan çıkar.



    Bana göre bu birlikteliklerin asgari şartları bakımından kişinin doğru tevhidler araması gerekiyor. Fikir ideoloji klan klik adı ne olursa olsun basit de olsa karma da olsa önemli olan bu toplumdaki arayışın şekli bakımından ortak duşuncedir.



    Herkes bi taleple gelmiş ve bu talep de ortaklaşmışsa orada hayalden bahsedilemez diye düşünüyorum.



    Salt hayali ancak fiilsiz birliktelikler ise duşsel bi alemi kurgular.



    Bu nedenle kişinin ortak kanı oluşturabileceği ortak amaç çerçevesinde birleşirken sanki dua eden gibi acziyeti mevcut bi haldeki arayışı hayatın en yakın ve gerçek tanımıdır.



    Diğer bakışla bi kimse tevhide yani fikir birlikteliğine ihtiyaç duymayabilir. Bu açıdan bu kişinin amaç denen şeyi tek başına yapabildiği duşunulur. Bu kimseler için ise kendisi ve fikir birlikteliğine vardığı kimse dışındaki her şey hayaldir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: .Smooth.

    soylediklerinizin hicbiri benim neden algilarımın bu bedende oldugunu aciklamiyor. yani ben dedigim sey ne?

    Dinlerin ruh diye tanımladığı şeyden bahsediyorsan bunun farkındalıkla alakası olduğunu düşünmüyorum hatta öyle birşey olduğundan da emin değilim kendi adıma. Neden bu vücutta görüyorsun zira gözlerin bu vücutta, hatıralarının bir hdd gibi toplandığı gördüğün duyduğun şeyleri değerlendirmeni sağlayan beynin bu vücutta. Doğdun duyu organların işlev kazanmaya başladı anne ve babanı gördün hdd e kaydettin ,anıların yaşadıkların sana söylenenleri kaydettin vs.

    Düz mantık gidersek ,insanoğlu bazı şeyleri kabul edemiyor öldükten sonra hayattayken yaptığı iyiliklerin çektiği çilelerin ödülünü almamayı kendisine yapılan kötülükleri yapanların da cezalandırılmasını bekliyor. Ölünce sadece bilincinin kapanacağını yaşamsal faaliyetlerinin sonlanacağı fikri hoş gelmiyor. E gözlemliyorsun biri öldüğünde bedeni bir yere kaybolmuyor o zaman ruh diye bir kavram ortaya atılmış olabilir. Bedenin burada kalıyor ama .... diye bir söylem oluşmuş olabilir yani. İnanç sistemlerindeki bir çok söylem bunun üzerine kurulu onu çektiğin zaman direk çöker zaten.

    Ancak şöyle de bir durum var amerikan patent dairesi başkanının 1950 lerde söylediği artık herşey icat edildi söylemindeki gibi komik duruma düşmemek için gene de bir açık kapı bırakmak gerek 2017 ye kadar ruh benen şeyin tespit edilmemiş olması yarın veya 200 yıl sonra net olarak tespit edilemeyeceği anlamına gelmez. Şu an ki fikrim bu yönde




  • lawbreaker kullanıcısına yanıt
    bu dediklerini biliyorum zaten ama benim anlatmak istedigimi anlamiyorsun. homo sapiens sapiens
    farkındalığının farkında olan insan demek. evet maymunlarda etrafta olanın farkında ve algılayabiliyor. Ancak farkındalığının farkında olması insanın özelliğidir.

    yoksa bilgiyi aldın beyne ilettin falan bunlar zaten bilinen şeyler. ancak burada ki soru ben dedigim şey ne yani neden senin vucudunda hissettiklerini degilde kendi vucudumdakileri hissediyorum. Bu cumledeki "kendi" dedigim kelime nedir? asıl soru bu.

    Şoylede ornekleyebilirim bir robota gerekli kodlamaları yaparsanız onun teknolojisine gore ona komut verdiginizde bunu algilar. ama ona bilinç(ruh) verirseniz algılayabildiğini algılar ve aslında çok düşük zekalı bir insan olur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi GerçekçiAdam -- 10 Temmuz 2017; 17:2:0 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • AsterixOburix A kullanıcısına yanıt
    yanılıyorsunuz yazdigim cevapları okuyun

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • başka bi şekilde düşünelim.

    insan kafası vucudu ile iki ayrı bileşke gibidir. bazen kalb kafayı bazen de tam tersi olarak kafa kalbi anlamaz ve zıtlığa düşer. kalbim yap beynim dur diyor. beynim yap kalbin dur diyor.

    insanın hafsalası anne denen şeyle doludur. buna karşı koyamaz. anne farklı bi şeydir. vucudu ise baba denen yapıyı anlamlandırır. durması gereken, bana ölüm acısını tattırmaması gereken şey benim vucud azalarımdır.

    ben doğuyorum amma beni mevcuda getirenlerin ölümü gördüğüm gibi her sevdiğim de ölecek. bunu bana yaşattırmaması gereken ancak beni de unutmayıp bu dünyanın güzelliklerini tahayyül ettiren biri vardı dense idi, ve insan sırf hayallerle yani düşünce ile anılacak olduğundan bana göre ölümde toprağa giren insanın anne düşüncesidir. baba denen düşünce toprak olur gider.

    kısaca ölünce insanın babası toprak olur ancak annesi ise kutlu bi alem gibi anılarda anılır. gerçekten de ölüme karşı yapılabilecek tek şey gerek bi dua olsun gerekse kalbten geçen bi sızı bi anıyı ve düşünceyi iktiza etmektedir.

    yukarıdaki esemede düşünce anneye(beyin) duygu babaya aitti( vucuttaki kalb) bu açıdan da toprağa girip de hesap vermesini istediğiniz kişiyi anlayabilirsiniz.

    düşünce dünyası sağlam kişi toprağa babasını gömer. duygusu yoğun olan bi kişi toprağa annesini gömer. gömülene sorgu varsa aslında bu sorgu kişinin artık değerinin görünümüdür.

    bazen kişi duygusu ve beyni düşüncenin altında ezilir ve anne babayı bırakır kendini gömer. o iki ebeveyn kutlu iki kimsedir denebilir.

    insan ebeveyni ile olan münasebette hesaba çekilecek kavramı beyan adına bu şekillerde davranabilir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: fretta

    Bilinç yoksa ismi neden var?

    Unicorn yoksa adı neden var?
    Ejderha?
    Anka kuşu?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.