Şimdi Ara

ölüm üzerine yazılan şiirler!!! (önemli) (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir (2 Mobil) - 2 Masaüstü2 Mobil
5 sn
66
Cevap
1
Favori
172.650
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: laleman

    Sessizce Ölmek
    Doğarken mi başladı benim son yolculuğum
    Ondan mı öyle geçti o garip çoçukluğum
    Masallarla düşlerle beni hep aldattılar
    Yaşadığım;en büyük yalandı biliyorum
    Boşluğu kucaklardım uzatsam ellerimi
    Düşşem diye beklerdi pusuda bir uçurum
    Kol gezerdi çevremde acılar ölüm gibi
    Ben ondan böyle kaldım,ondan karardı ruhum
    Yağmur mu yağmazdı ne,tarlalar mı çoraktı
    Neden hiç yeşermedi serptiğim onda tohum
    Şimdi ölen bir şey var içimde azar azar
    Ha söndü ha sönecek yıllar önce yanan mum
    Susmayın biliyorum,ben bir yalan dünyada
    Gürültülü yaşadım,sessizce ölüyorum


    Ümit Yaşar Oğuzcan

    Alıntıları Göster
    Ölüm...



    Ölüm kime ne ifade edr ki
    bazen sonsuz bir karanlık kimine göre bitmeyen acıların sonu
    kimi zaman ise ufacık bi sercenin göz yaşı
    ne farkeder ki ölüm işte
    herkesin bir gün soğuk nefesini ensesinde hissedeceği ÖLÜM
    azrail denen acımasız celladın
    bedeninizden ruhunuzu söküp alması
    peki ölüm bir son mu?
    en önemlisi seni bana unutturur mu?
    ben yaşasam sen beni hatırlar mısın?
    ne ölüm seni bana unutturur
    ne de sen beni bu dünyada hatırlarsın
    imkansız bir aşkın kollarında
    sobası yanmayan buz gibi bir odada
    sigaramın son nefesinde, son nefesimde
    belki seni unuturum ümidiyle
    AZRAİL'i bekliyorum





  • quote:

    Orijinalden alıntı: laleman

    Sessizce Ölmek
    Doğarken mi başladı benim son yolculuğum
    Ondan mı öyle geçti o garip çoçukluğum
    Masallarla düşlerle beni hep aldattılar
    Yaşadığım;en büyük yalandı biliyorum
    Boşluğu kucaklardım uzatsam ellerimi
    Düşşem diye beklerdi pusuda bir uçurum
    Kol gezerdi çevremde acılar ölüm gibi
    Ben ondan böyle kaldım,ondan karardı ruhum
    Yağmur mu yağmazdı ne,tarlalar mı çoraktı
    Neden hiç yeşermedi serptiğim onda tohum
    Şimdi ölen bir şey var içimde azar azar
    Ha söndü ha sönecek yıllar önce yanan mum
    Susmayın biliyorum,ben bir yalan dünyada
    Gürültülü yaşadım,sessizce ölüyorum


    Ümit Yaşar Oğuzcan

    Alıntıları Göster
    bak şu dünyanın türlü türlü haline
    hiç kimseler çare bulmaz ölüme
    ne gelirse haktan gelir kuluna
    sabredelim gönül elden ne gelir

    ne gelirse kuluna ALLAH' tan gelir


    ---------------------------------------------

    ÖLÜM HER AKLINA GELDİGİNDE AH EDİP,VAH EDİP İNLEME
    BU HALİNLE TANRIYI İNCİTMİŞ OLACAKSIN
    ECEL KAPINI ÇALDIGI ZAMAN EVİ TELAŞE VERME
    O GELDİĞİ ZAMAN SEN GİTMİŞ OLACAKSIN




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ge©eKu$u

    Ölüm...



    Ölüm kime ne ifade edr ki
    bazen sonsuz bir karanlık kimine göre bitmeyen acıların sonu
    kimi zaman ise ufacık bi sercenin göz yaşı
    ne farkeder ki ölüm işte
    herkesin bir gün soğuk nefesini ensesinde hissedeceği ÖLÜM
    azrail denen acımasız celladın
    bedeninizden ruhunuzu söküp alması
    peki ölüm bir son mu?
    en önemlisi seni bana unutturur mu?
    ben yaşasam sen beni hatırlar mısın?
    ne ölüm seni bana unutturur
    ne de sen beni bu dünyada hatırlarsın
    imkansız bir aşkın kollarında
    sobası yanmayan buz gibi bir odada
    sigaramın son nefesinde, son nefesimde
    belki seni unuturum ümidiyle
    AZRAİL'i bekliyorum



    Alıntıları Göster
    Vakit



    Mevsim döngüsüdür hızlanan..
    Kalp çarpıntıları gibi
    İflah olmaz artık..
    Geriye dönüşler
    Nafile bir arayıştan öte
    Müktesepleşir hayatında..
    Derin girdapların da..
    Kırık kanatlı kuş muzdaripliğinde;
    Sende sensizliğin duruşu,
    Sende umutların yok oluşu,
    Ölüm bizi ayırana kadar
    yalanı saklı...
    Zamandaysa zamansızlığın gizi var.
    Vakit ölüm ayırma vakti değil,
    Vakit yarın yok vakti...
    Yarının asla kimsenin olmadığı,
    Belkide olmayacağı vakittir.
    Vakit aslında vakitsizlik zamanıdır.
    Kimse kimseye ait değil,
    Ölüm ayırana kadar hiç değil.
    En azından yalan değildir.
    Ne sen, nede SEN...
    Hiç birisi ben ve BEN..
    Bencilleştiren zaman ve zamansızlıktır.
    Sonsuzluğun da sunulan
    Bedeninden keşfedilenler gibidir.
    Yüzünü ıslatan göz yaşlarından,
    Arındıran saklayan zaman...
    Vakit veda vaktidir.
    Yaşananlara, yalınlığa..
    Platonikliğin merceğinde büyütmeye;
    Vakit ayrılığın son çalışları saatinde;
    Vedaların körleştiği zifirilikten,
    Ay ışığıyla kurtuluşlarıdır.
    Son deminden, gem vuruluşlarına,
    Dokunuşlarını gizemlerle ayrıştırmaktır,
    Belkide vakitsizlik.
    Vakit vakitsizlik zamanıdır.
    İşte o an ölüm anıdır.
    Vakit yok, zaman hiç yok.
    Saatin son vuruşudur, o andır.
    Son bulan ölüm sessizliğidir.
    Önemsizdir her şey...
    Biten bitmiştir.
    Toprağın kucağında mutludur, vakitsizliğiyle....




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ge©eKu$u

    Vakit



    Mevsim döngüsüdür hızlanan..
    Kalp çarpıntıları gibi
    İflah olmaz artık..
    Geriye dönüşler
    Nafile bir arayıştan öte
    Müktesepleşir hayatında..
    Derin girdapların da..
    Kırık kanatlı kuş muzdaripliğinde;
    Sende sensizliğin duruşu,
    Sende umutların yok oluşu,
    Ölüm bizi ayırana kadar
    yalanı saklı...
    Zamandaysa zamansızlığın gizi var.
    Vakit ölüm ayırma vakti değil,
    Vakit yarın yok vakti...
    Yarının asla kimsenin olmadığı,
    Belkide olmayacağı vakittir.
    Vakit aslında vakitsizlik zamanıdır.
    Kimse kimseye ait değil,
    Ölüm ayırana kadar hiç değil.
    En azından yalan değildir.
    Ne sen, nede SEN...
    Hiç birisi ben ve BEN..
    Bencilleştiren zaman ve zamansızlıktır.
    Sonsuzluğun da sunulan
    Bedeninden keşfedilenler gibidir.
    Yüzünü ıslatan göz yaşlarından,
    Arındıran saklayan zaman...
    Vakit veda vaktidir.
    Yaşananlara, yalınlığa..
    Platonikliğin merceğinde büyütmeye;
    Vakit ayrılığın son çalışları saatinde;
    Vedaların körleştiği zifirilikten,
    Ay ışığıyla kurtuluşlarıdır.
    Son deminden, gem vuruluşlarına,
    Dokunuşlarını gizemlerle ayrıştırmaktır,
    Belkide vakitsizlik.
    Vakit vakitsizlik zamanıdır.
    İşte o an ölüm anıdır.
    Vakit yok, zaman hiç yok.
    Saatin son vuruşudur, o andır.
    Son bulan ölüm sessizliğidir.
    Önemsizdir her şey...
    Biten bitmiştir.
    Toprağın kucağında mutludur, vakitsizliğiyle....


    Alıntıları Göster
    Bacıma Ağıt



    Bu ne acele bu ne telaş sende?
    Siyah saçın, hani akmı ki bacım?
    Düşmüşsün dermansız olan bir derde
    Tabiplerde çaren yokmu ki bacım?

    Senin de el gibi bir yuvan vardı.
    Hemencik canını Azrail aldı.
    Acımadı bile dört yavrun kaldı
    Bu yaşında ölüm hakmı ki bacım?

    Yavruların hepsi sana muhtaçlar
    Derdine çaresiz kaldı ilaçlar
    Bekçindir mezara dikilen taşlar
    Yaşın otuzbeştir çok mu ki bacım?

    Sen hakkını helal ettin mi bana?
    Cenneti ihsan etsin yaratan sana
    Vicdansız Azrail kıyıyor cana
    Vefasızın karnı tok mu ki bacım?

    Genç ölüm acıdır herkes biliyor
    Açsana kolunu yavrun geliyor
    Karnı büyük toprak seni yiyor
    Doymamış mezarın aç mı ki bacım?

    Dinecek mi sandın benim bu acım?
    Sürüp gidecektir çaresiz acım
    Beni de kovacak burada hancım
    Ebedi yaşamak var mı ki bacım?

    Medine’n Rabiyye’n her gün feryatta
    Beyhan’ın Ahmet’in taze hayatta
    Sen kara toprakta onlar yatakta
    Sana yorgan,yoksa kar mı ki bacım?

    ŞÜKÜRCAN’ım ahlar çekip ağlarım
    Döktü yaprağını taze bağlarım
    Coşkun sular gibi durmaz çağlarım
    Geçeceğin köprü dar mı ki bacım?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ge©eKu$u -- 16 Ağustos 2006; 17:34:45 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ge©eKu$u

    Bacıma Ağıt



    Bu ne acele bu ne telaş sende?
    Siyah saçın, hani akmı ki bacım?
    Düşmüşsün dermansız olan bir derde
    Tabiplerde çaren yokmu ki bacım?

    Senin de el gibi bir yuvan vardı.
    Hemencik canını Azrail aldı.
    Acımadı bile dört yavrun kaldı
    Bu yaşında ölüm hakmı ki bacım?

    Yavruların hepsi sana muhtaçlar
    Derdine çaresiz kaldı ilaçlar
    Bekçindir mezara dikilen taşlar
    Yaşın otuzbeştir çok mu ki bacım?

    Sen hakkını helal ettin mi bana?
    Cenneti ihsan etsin yaratan sana
    Vicdansız Azrail kıyıyor cana
    Vefasızın karnı tok mu ki bacım?

    Genç ölüm acıdır herkes biliyor
    Açsana kolunu yavrun geliyor
    Karnı büyük toprak seni yiyor
    Doymamış mezarın aç mı ki bacım?

    Dinecek mi sandın benim bu acım?
    Sürüp gidecektir çaresiz acım
    Beni de kovacak burada hancım
    Ebedi yaşamak var mı ki bacım?

    Medine’n Rabiyye’n her gün feryatta
    Beyhan’ın Ahmet’in taze hayatta
    Sen kara toprakta onlar yatakta
    Sana yorgan,yoksa kar mı ki bacım?

    ŞÜKÜRCAN’ım ahlar çekip ağlarım
    Döktü yaprağını taze bağlarım
    Coşkun sular gibi durmaz çağlarım
    Geçeceğin köprü dar mı ki bacım?


    Alıntıları Göster
    Uyuyorum



    uyuyorum
    ne olacağını bilmeden
    uyanır mıyım, uyanmaz mıyım
    açılır mı gözlerim tekrar
    bu çirkin dünya yansır mı merceklere
    ya da mercek yansıtır mı
    o görmeyen gözlere

    uyuyorum
    zehirlenir miyim sobadan bu gece
    ölürsem uyanır mıyım
    ya da uyanırsam ölür müyüm

    uyuyorum
    karabasanlar ziyaretime geliyor
    ben daha korkunç rüyalar görüyorum
    kimse beni dürtmüyor
    ben de dünyadan bağımsız, bakımsız
    uyuyorum

    uyuyorum
    kaygısız ve hazırlıksız bir yolculuktur uyumak
    nasılsa kalkacaktır uyuyanlar
    ölüm onlara uzaktır
    uyku yaşama garantisidir
    nefes alıyorsundur nasılsa
    bu yaşama belirtisidir
    ama unutabilir bir hain eli
    o el belki uzanır sırtını dayadığın yastığa
    ve bitirir garantideki nefesini
    ya da sobadan sızan gaz kümesi
    ya da sobada yanan kömür esmerliği

    uyuyorum
    ben ölümü biliyorum
    ve her uykuya ölecek gibi dalıyorum




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ge©eKu$u

    Uyuyorum



    uyuyorum
    ne olacağını bilmeden
    uyanır mıyım, uyanmaz mıyım
    açılır mı gözlerim tekrar
    bu çirkin dünya yansır mı merceklere
    ya da mercek yansıtır mı
    o görmeyen gözlere

    uyuyorum
    zehirlenir miyim sobadan bu gece
    ölürsem uyanır mıyım
    ya da uyanırsam ölür müyüm

    uyuyorum
    karabasanlar ziyaretime geliyor
    ben daha korkunç rüyalar görüyorum
    kimse beni dürtmüyor
    ben de dünyadan bağımsız, bakımsız
    uyuyorum

    uyuyorum
    kaygısız ve hazırlıksız bir yolculuktur uyumak
    nasılsa kalkacaktır uyuyanlar
    ölüm onlara uzaktır
    uyku yaşama garantisidir
    nefes alıyorsundur nasılsa
    bu yaşama belirtisidir
    ama unutabilir bir hain eli
    o el belki uzanır sırtını dayadığın yastığa
    ve bitirir garantideki nefesini
    ya da sobadan sızan gaz kümesi
    ya da sobada yanan kömür esmerliği

    uyuyorum
    ben ölümü biliyorum
    ve her uykuya ölecek gibi dalıyorum


    Alıntıları Göster
    Bu Meleklerin Yazdigi Bir Hasrettir



    Sen ufkumda dogup da günün birakdigi aksamsin bende
    Yilan gibi kivrilip hasretimin koynuna girensin
    Bir gece yildizdan kalma isiklar yansiyinca yüzüne
    Topragin icine düsüpde kaybolan hasretsin bende

    Yanaklarimdan süzülüpde ellerime düsen damlalar bilir
    Sevginle hasretiyin anilarindan kalan dokunamadigim sensin
    En sessiz dakikalarda bile hayal ettim seni
    Ucunda ölüm bile olsa seni günahimdan kalma sevgimle sevdim

    Hesabini tutamadim üstüme dogan günesin kac gecesi var diye
    Belki yildizi günesden daha cok gördüm seni seviyorum deyince
    Bir mahkum yüregi ile ayni safta hasretiyin cenaze namazini kildim
    O günden sonra bir delikanli hüzünle yürüdüm sensiz kaldigim sevgine

    Yagmuru bekleyen bir tastan kalma hasret düser yüregime
    Dayanamam budana hersey `an´olur icimde hepside güler bana
    Bu dakikalarin icinde bogulan aklim kaderine boyun egdi ayni kiblede
    Simdi ben hasretin cenaze namazini kiliyorum musalla tasinin önünde

    Ruhum yagmalandi sensiz gecen günlerin birakdigi izlerden
    Basimi kaldiripda bakamam bulutlar andirir seni
    Sen ki bir günün birakdigi aksam yanisin
    Yanlizligim avereligine vermis kus bakisi bakiyorum kendime

    Kainati var eden ben dogmadan yazdirmis sensizligi
    Dokunamam artik yagmurun rahmetine onlar icimden gecer
    Bir gün dile gelirse bu hasret o zaman yazilir
    Mürekkebi yagmur olan meleklerin kaleminden

    Aynalardan kalma gölgemdir üflersen bütün anilarim silinir
    Artik anilarin alevden bir kivilcim sensiz yüregime
    Bu can bu hasretten düserse topraga yagmur damlasi gibi düser
    Ben onlarla ayni kitapdayim
    Bu meleklerin yazdigi bir hasrettir




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ge©eKu$u

    Bu Meleklerin Yazdigi Bir Hasrettir



    Sen ufkumda dogup da günün birakdigi aksamsin bende
    Yilan gibi kivrilip hasretimin koynuna girensin
    Bir gece yildizdan kalma isiklar yansiyinca yüzüne
    Topragin icine düsüpde kaybolan hasretsin bende

    Yanaklarimdan süzülüpde ellerime düsen damlalar bilir
    Sevginle hasretiyin anilarindan kalan dokunamadigim sensin
    En sessiz dakikalarda bile hayal ettim seni
    Ucunda ölüm bile olsa seni günahimdan kalma sevgimle sevdim

    Hesabini tutamadim üstüme dogan günesin kac gecesi var diye
    Belki yildizi günesden daha cok gördüm seni seviyorum deyince
    Bir mahkum yüregi ile ayni safta hasretiyin cenaze namazini kildim
    O günden sonra bir delikanli hüzünle yürüdüm sensiz kaldigim sevgine

    Yagmuru bekleyen bir tastan kalma hasret düser yüregime
    Dayanamam budana hersey `an´olur icimde hepside güler bana
    Bu dakikalarin icinde bogulan aklim kaderine boyun egdi ayni kiblede
    Simdi ben hasretin cenaze namazini kiliyorum musalla tasinin önünde

    Ruhum yagmalandi sensiz gecen günlerin birakdigi izlerden
    Basimi kaldiripda bakamam bulutlar andirir seni
    Sen ki bir günün birakdigi aksam yanisin
    Yanlizligim avereligine vermis kus bakisi bakiyorum kendime

    Kainati var eden ben dogmadan yazdirmis sensizligi
    Dokunamam artik yagmurun rahmetine onlar icimden gecer
    Bir gün dile gelirse bu hasret o zaman yazilir
    Mürekkebi yagmur olan meleklerin kaleminden

    Aynalardan kalma gölgemdir üflersen bütün anilarim silinir
    Artik anilarin alevden bir kivilcim sensiz yüregime
    Bu can bu hasretten düserse topraga yagmur damlasi gibi düser
    Ben onlarla ayni kitapdayim
    Bu meleklerin yazdigi bir hasrettir


    Alıntıları Göster
    son yazdığınız şiir kime ait?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: laleman

    son yazdığınız şiir kime ait?

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: laleman

    son yazdığınız şiir kime ait?


    Hüseyin Kırkgeçit e ait..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ge©eKu$u

    quote:

    Orjinalden alıntı: laleman

    son yazdığınız şiir kime ait?


    Hüseyin Kırkgeçit e ait..

    Alıntıları Göster
    ÖLÜM

    Ölüm! ...
    Dünyadaki her fani elbet ölecektir,
    Canlı dünyasının değişmez kaderidir,
    Allah Kur’an’ın’da da ölümü bildirir,
    Şu dünya denen alemden göçüştür ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Sağlam kaleler içinde saklansak bile,
    En güzel gıdaları alıp yesek bile,
    Tıp dünyasını emrimize alsak bile,
    Çare yok, her canlıya gelecek ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Ölümü unutan kalp, paslanmış sayılır,
    Dünya benim, ben ölmem diyen yanılmıştır,
    Her canlı mutlaka ölüme yakalanmıştır,
    İnsan için son değil başlangıçtır ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Yarın ölecekmiş gibi eceli bekle,
    Sen bunu yaparken de dünyadan el çekme,
    Dünya için ahiretini de yok etme,
    Ahiret dünyasının kapısıdır ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Ölümü unutan dünyada mutlu olamaz,
    Ruhu urba olan beden buna dayanmaz,
    Anatomik yapın ki, gün gelir kaldırmaz,
    Varlığın kıymetini bilmektir ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    En akıllı kul, ölümü fazla düşünür,
    En güçlü kul ölüme hazırlık görür,
    Muhammed işte ümmete böyle duyurur,
    Son değil bir başlangıç sayılmıştır ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Ölmek ki; insan için felaket değildir,
    Sonra olacağı bilmemek felakettir,
    Bunca mezar, bunca mevta da yol gösterir,
    Yeni dünyaya geçiş kapısıdır ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Ölümün bir adına da “Ecel” denilmiş,
    Ecelde; tayin edilmiş zaman bilinmiş,
    Her canlının sonunu da Allah bilirmiş,
    Allah’tan gayrisinin sonu denir ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Ölüm meleği, ne has kullar canı aldı,
    Bu ünlü, bu ünsüz, bu zengin aldırmadı,
    Görevi nedeniyle asla suçlanmadı,
    Sebeple bilinen dünya sonudur ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Yaşlı, genç, güzel, çirkin, zengin, fakir demez,
    Hakk’ın listesinde kim yazılı bilinmez,
    Ecel ki; torpille, rüşvetle engellenmez,
    Sala ile ilan edilmektedir ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Dünyaya gönül bağlayan sevmez ölümü,
    Ne çabuk unutur, az önce gördüğünü,
    Hakk yolda olanın o gün olur düğünü,
    Alimin de, cahilin de yoludur ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Ölüm için Yunus’um ne güzel demiş,
    “Ölenler ruh değil, ten ise hayvan imiş,”
    Ruhlar ki; dünyaya imtihan için gelmiş,
    Yok oluş değil başlangıç denilir ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Nasihatler istersen eğer ölüm yeter,
    Dünyaya gelen her canlı mutlaka gider,
    Akleden kul, Allah’ın sevdiğini sever,
    Okunası en güzel kitap denir ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Cansız bedeni görmedin mi musallada,
    O ölmeyecek gibi bakardı dünyada,
    Şimdi cansız, hareketsiz yatar orada,
    Liste olup sıra beklemeyendir ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Toprak kabulde arlı-arsız, kirli-kirsiz,
    Bağrına basmış hırlı-hırsız, denli-densiz,
    Hesaba kimse çıkamayacak deftersiz,
    Büyük yere geçiş kapısıdır ÖLÜM...

    Kabire azıksız girmek, sığmaz akıla,
    Hakk’a asi hayat sürmek yakışmaz kula,
    Her canlı doğdu ki, ölecektir Mutlaka,
    Aklı selim hayat yaşamalı yiğidim...

    Toprağa düşen her tohum yeşermedi mi?
    Topraktan gelen tekrar ona dönmedi mi?
    Sana mahşerde, dirilme var denmedi mi?
    Ölümü son görme başlangıçtır yiğidim...

    Her adım, her nefes, idrak edilmeli ki;
    Rahatça analiz et gelmişi, geçmişi,
    Ölüm alıp gitti, bilemezi bilmişi,
    Allah senin ameline bakar yiğidim...

    Allah; kulun ibadetine muhtaç değil,
    Her ibadet kurtuluş için bunu bil,
    Hem Allah, hem de şu kullar içinde sevil,
    Bu dünya bir imtihan yeridir yiğidim...

    Ölüm son dersen, iyi düşün, iyi bakın,
    Bilinmez ölüm, kime uzak kime yakın,
    Seninde birden duruverir hayat çarkın,
    Anın kıymetini bilmek gerek yiğidim...

    Çocuk yaşta ölene de bir yer olmalı,
    Yaşam denilen kutsalını yaşamalı,
    Erken ölene yoksa, güzel mükafatı,
    Bu dünyadan güzel yer olmalı yiğidim...

    Tevekkülü mevt ile hazırla kendini,
    Tez yapıver Allah’a kulluk görevini,
    Seni senden başkası bilmez, bil kendini,
    Allah’ın Peygamberi’ de ölmüş yiğidim...

    Ölüm var diye, sakın dünyayı terk etme,
    Dünya azık yeridir, kimseye zulmetme,
    Adın yaşasın yükselsin ilim ve de fende,
    Dünya ahiretin tarlasıdır yiğidim...

    Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ge©eKu$u

    ÖLÜM

    Ölüm! ...
    Dünyadaki her fani elbet ölecektir,
    Canlı dünyasının değişmez kaderidir,
    Allah Kur’an’ın’da da ölümü bildirir,
    Şu dünya denen alemden göçüştür ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Sağlam kaleler içinde saklansak bile,
    En güzel gıdaları alıp yesek bile,
    Tıp dünyasını emrimize alsak bile,
    Çare yok, her canlıya gelecek ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Ölümü unutan kalp, paslanmış sayılır,
    Dünya benim, ben ölmem diyen yanılmıştır,
    Her canlı mutlaka ölüme yakalanmıştır,
    İnsan için son değil başlangıçtır ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Yarın ölecekmiş gibi eceli bekle,
    Sen bunu yaparken de dünyadan el çekme,
    Dünya için ahiretini de yok etme,
    Ahiret dünyasının kapısıdır ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Ölümü unutan dünyada mutlu olamaz,
    Ruhu urba olan beden buna dayanmaz,
    Anatomik yapın ki, gün gelir kaldırmaz,
    Varlığın kıymetini bilmektir ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    En akıllı kul, ölümü fazla düşünür,
    En güçlü kul ölüme hazırlık görür,
    Muhammed işte ümmete böyle duyurur,
    Son değil bir başlangıç sayılmıştır ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Ölmek ki; insan için felaket değildir,
    Sonra olacağı bilmemek felakettir,
    Bunca mezar, bunca mevta da yol gösterir,
    Yeni dünyaya geçiş kapısıdır ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Ölümün bir adına da “Ecel” denilmiş,
    Ecelde; tayin edilmiş zaman bilinmiş,
    Her canlının sonunu da Allah bilirmiş,
    Allah’tan gayrisinin sonu denir ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Ölüm meleği, ne has kullar canı aldı,
    Bu ünlü, bu ünsüz, bu zengin aldırmadı,
    Görevi nedeniyle asla suçlanmadı,
    Sebeple bilinen dünya sonudur ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Yaşlı, genç, güzel, çirkin, zengin, fakir demez,
    Hakk’ın listesinde kim yazılı bilinmez,
    Ecel ki; torpille, rüşvetle engellenmez,
    Sala ile ilan edilmektedir ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Dünyaya gönül bağlayan sevmez ölümü,
    Ne çabuk unutur, az önce gördüğünü,
    Hakk yolda olanın o gün olur düğünü,
    Alimin de, cahilin de yoludur ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Ölüm için Yunus’um ne güzel demiş,
    “Ölenler ruh değil, ten ise hayvan imiş,”
    Ruhlar ki; dünyaya imtihan için gelmiş,
    Yok oluş değil başlangıç denilir ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Nasihatler istersen eğer ölüm yeter,
    Dünyaya gelen her canlı mutlaka gider,
    Akleden kul, Allah’ın sevdiğini sever,
    Okunası en güzel kitap denir ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Cansız bedeni görmedin mi musallada,
    O ölmeyecek gibi bakardı dünyada,
    Şimdi cansız, hareketsiz yatar orada,
    Liste olup sıra beklemeyendir ÖLÜM...

    Ölüm! ...
    Toprak kabulde arlı-arsız, kirli-kirsiz,
    Bağrına basmış hırlı-hırsız, denli-densiz,
    Hesaba kimse çıkamayacak deftersiz,
    Büyük yere geçiş kapısıdır ÖLÜM...

    Kabire azıksız girmek, sığmaz akıla,
    Hakk’a asi hayat sürmek yakışmaz kula,
    Her canlı doğdu ki, ölecektir Mutlaka,
    Aklı selim hayat yaşamalı yiğidim...

    Toprağa düşen her tohum yeşermedi mi?
    Topraktan gelen tekrar ona dönmedi mi?
    Sana mahşerde, dirilme var denmedi mi?
    Ölümü son görme başlangıçtır yiğidim...

    Her adım, her nefes, idrak edilmeli ki;
    Rahatça analiz et gelmişi, geçmişi,
    Ölüm alıp gitti, bilemezi bilmişi,
    Allah senin ameline bakar yiğidim...

    Allah; kulun ibadetine muhtaç değil,
    Her ibadet kurtuluş için bunu bil,
    Hem Allah, hem de şu kullar içinde sevil,
    Bu dünya bir imtihan yeridir yiğidim...

    Ölüm son dersen, iyi düşün, iyi bakın,
    Bilinmez ölüm, kime uzak kime yakın,
    Seninde birden duruverir hayat çarkın,
    Anın kıymetini bilmek gerek yiğidim...

    Çocuk yaşta ölene de bir yer olmalı,
    Yaşam denilen kutsalını yaşamalı,
    Erken ölene yoksa, güzel mükafatı,
    Bu dünyadan güzel yer olmalı yiğidim...

    Tevekkülü mevt ile hazırla kendini,
    Tez yapıver Allah’a kulluk görevini,
    Seni senden başkası bilmez, bil kendini,
    Allah’ın Peygamberi’ de ölmüş yiğidim...

    Ölüm var diye, sakın dünyayı terk etme,
    Dünya azık yeridir, kimseye zulmetme,
    Adın yaşasın yükselsin ilim ve de fende,
    Dünya ahiretin tarlasıdır yiğidim...

    Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan


    Alıntıları Göster
    Yavaş Yavaş



    İşte geldik gidiyoruz,
    Çok şikayet ediyoruz
    Dostlara selam diyoruz,
    Yol görünür yavaş yavaş

    Nice badireler aştık,
    Çok yer gördük çok dolaştık
    Nihayet sona ulaştık,
    Çöl görünür yavaş.

    Soyunur sırtlardan kaput,
    Sarar bedeni çul çaput,
    Bekliyor tahtadan tabut,
    Sal görünür yavaş yavaş.

    Daha dün oynardık misket,
    Bilmem futbol, bilmem basket,
    Başımızdan düştü kasket,
    Kel görünür yavaş yavaş.

    Al tası, tarağı hac et,
    Ölümü başına taç et,
    Artık doktora ne hacet,
    Hal görünür yavaş yavaş.

    Her gelen bir gün gidiyor,
    Ölüm; “gerçek benim” diyor
    Dil ifade edemiyor,
    Lal görünür yavaş yavaş,

    Adı ölümle anılan,
    Hiç gelmeyecek sanılan,
    Şol Meleku’l-Mevt denilen,
    Kul görünür yavaş yavaş.

    Ha durdu duracak yürek,
    Dört arşın yer kazmak gerek,
    İşte kazma işte kürek,
    Bel görünür yavaş yavaş.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ge©eKu$u

    Yavaş Yavaş



    İşte geldik gidiyoruz,
    Çok şikayet ediyoruz
    Dostlara selam diyoruz,
    Yol görünür yavaş yavaş

    Nice badireler aştık,
    Çok yer gördük çok dolaştık
    Nihayet sona ulaştık,
    Çöl görünür yavaş.

    Soyunur sırtlardan kaput,
    Sarar bedeni çul çaput,
    Bekliyor tahtadan tabut,
    Sal görünür yavaş yavaş.

    Daha dün oynardık misket,
    Bilmem futbol, bilmem basket,
    Başımızdan düştü kasket,
    Kel görünür yavaş yavaş.

    Al tası, tarağı hac et,
    Ölümü başına taç et,
    Artık doktora ne hacet,
    Hal görünür yavaş yavaş.

    Her gelen bir gün gidiyor,
    Ölüm; “gerçek benim” diyor
    Dil ifade edemiyor,
    Lal görünür yavaş yavaş,

    Adı ölümle anılan,
    Hiç gelmeyecek sanılan,
    Şol Meleku’l-Mevt denilen,
    Kul görünür yavaş yavaş.

    Ha durdu duracak yürek,
    Dört arşın yer kazmak gerek,
    İşte kazma işte kürek,
    Bel görünür yavaş yavaş.


    Alıntıları Göster
    Bir Akşam Üstü



    Sensizliğin ardından ölüm gelir aklıma,
    Ölümü düşünür,
    Ölümü yaşarım,
    Ölüm yanıbaşımda,
    Ölüm başucumda,
    Ha sensizlik ha ölüm,
    Yaşamaktan kaçarım,
    Beyaz kefen sarılır bedenime,
    Sen yoksan,
    Ölümüm senin elinden olsun isterim,
    Uzak noktalara gözümü dikip,
    Seni ararken,
    Ya ölümü isterim,
    Yada seni isterim,
    Mezarlar gelir aklıma ıssız karanlık,
    Yada yanı başımdaki ölüm,
    Her akşam üstü,
    Azrail yanımda çığlığımı duy,
    Seni ölümüm ağlatmasın,
    Bir akşam üstü.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ge©eKu$u

    Bir Akşam Üstü



    Sensizliğin ardından ölüm gelir aklıma,
    Ölümü düşünür,
    Ölümü yaşarım,
    Ölüm yanıbaşımda,
    Ölüm başucumda,
    Ha sensizlik ha ölüm,
    Yaşamaktan kaçarım,
    Beyaz kefen sarılır bedenime,
    Sen yoksan,
    Ölümüm senin elinden olsun isterim,
    Uzak noktalara gözümü dikip,
    Seni ararken,
    Ya ölümü isterim,
    Yada seni isterim,
    Mezarlar gelir aklıma ıssız karanlık,
    Yada yanı başımdaki ölüm,
    Her akşam üstü,
    Azrail yanımda çığlığımı duy,
    Seni ölümüm ağlatmasın,
    Bir akşam üstü.


    Alıntıları Göster
    Bizim İçin Düşündüler Ölümü



    Gün görmemiş derinliği zindanın
    Azap dolu, ölüm dolu her an’ın
    Yaslansan duvara tutulur yanın

    Buz dağına döndürdüler ölümü
    Bizim için düşündüler ölümü…

    Suçumuz; bayrağı taşımak burca
    Yurdumun üstünde coşturmak hürce
    Göz yaşım döküldü kuruyan harca

    Sığ betona döndürdüler özümü
    Bizim için düşündüler ölümü…

    Taktılar kollara paslı zinciri
    Kan kıran yaptı pranganın kiri
    Nereden aldınız siz bu sihiri

    Çıkmazlara döndürdüler çözümü
    Bizim için düşündüler ölümü…

    Öyle muhtacız ki, kutlu bayrağa
    Kavuşmayı görev bildik otağa
    İdam sehpasında düştük toprağa

    Kan gölüne döndürdüler uzvumu
    Bizim için düşündüler ölümü…

    Dün vatan üstünde açan gülüdük
    Atıldık zindana, nemde çürüdük
    Yılmadı yürek Hak için yürüdük

    Kaf dağına döndürdüler yolumu
    Bizim için düşündüler ölümü…

    Bu devleti sevdik, yaptılar suçlu
    Karşımıza çıktı devletten güçlü (!)
    Sandık ki, sefer düzenliyor haçlı

    Aşk gölünde söndürdüler közümü
    Bizim için düşündüler ölümü…

    “Türküz” dedik, yedik “ırkçı” damgası
    Ekmeğe kattılar odun yongası
    Özel hazırlanmış “ölüm mangası”

    Zehir katıp çürüttüler gönlümü
    Bizim için düşündüler ölümü..

    Yaprak yaprak açın takvimi bakın
    Her sayfada yazar Hak için akın
    Lakin kaş üstüne göz yapma sakın

    Atom bombası sandılar sözümü
    Bizim için düşündüler ölümü…

    Özütürk der, ilk ben uğradım hınca
    Ezdiler, devleti baba bilince
    Haddimi aşmışım vatan sevince

    Yine sevdim, korkutamaz gözümü
    Bizim için düşündüler ölümü…




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ge©eKu$u

    Bizim İçin Düşündüler Ölümü



    Gün görmemiş derinliği zindanın
    Azap dolu, ölüm dolu her an’ın
    Yaslansan duvara tutulur yanın

    Buz dağına döndürdüler ölümü
    Bizim için düşündüler ölümü…

    Suçumuz; bayrağı taşımak burca
    Yurdumun üstünde coşturmak hürce
    Göz yaşım döküldü kuruyan harca

    Sığ betona döndürdüler özümü
    Bizim için düşündüler ölümü…

    Taktılar kollara paslı zinciri
    Kan kıran yaptı pranganın kiri
    Nereden aldınız siz bu sihiri

    Çıkmazlara döndürdüler çözümü
    Bizim için düşündüler ölümü…

    Öyle muhtacız ki, kutlu bayrağa
    Kavuşmayı görev bildik otağa
    İdam sehpasında düştük toprağa

    Kan gölüne döndürdüler uzvumu
    Bizim için düşündüler ölümü…

    Dün vatan üstünde açan gülüdük
    Atıldık zindana, nemde çürüdük
    Yılmadı yürek Hak için yürüdük

    Kaf dağına döndürdüler yolumu
    Bizim için düşündüler ölümü…

    Bu devleti sevdik, yaptılar suçlu
    Karşımıza çıktı devletten güçlü (!)
    Sandık ki, sefer düzenliyor haçlı

    Aşk gölünde söndürdüler közümü
    Bizim için düşündüler ölümü…

    “Türküz” dedik, yedik “ırkçı” damgası
    Ekmeğe kattılar odun yongası
    Özel hazırlanmış “ölüm mangası”

    Zehir katıp çürüttüler gönlümü
    Bizim için düşündüler ölümü..

    Yaprak yaprak açın takvimi bakın
    Her sayfada yazar Hak için akın
    Lakin kaş üstüne göz yapma sakın

    Atom bombası sandılar sözümü
    Bizim için düşündüler ölümü…

    Özütürk der, ilk ben uğradım hınca
    Ezdiler, devleti baba bilince
    Haddimi aşmışım vatan sevince

    Yine sevdim, korkutamaz gözümü
    Bizim için düşündüler ölümü…


    Alıntıları Göster
    Su Gibidir Ölüm



    SU GİBİDİR ÖLÜM

    Su gibidir ölüm, renksiz, kokusuz ve berrak.
    Ecel dolunca her nefis, ölümü tadacak mutlak.

    Su gibidir ölüm, temiz, saf, elzem ve aziz.
    Ölüm meleği ayrım yapmaz, dinlemez siz-biz.

    Su gibidir ölüm, hayatın içinde ama çok farklı.
    Ölümden kaçış yok, ister garplı ol, ister şarklı.

    Su gibidir ölüm, hep bize, hep bize doğru akar.
    Bütün yolların sonu yalnız, yalnız ölüme çıkar.

    Su gibidir ölüm, kurumuş toprağa can verir.
    Bütün canlar, ancak öldükten sonra dirilir.

    Su gibidir ölüm, su gibidir ölüm, su gibidir.
    Malına, evladına güvenme, hepsi gidicidir.

    Su gibidir, su gibidir, Müslüman için ölüm.
    İşte bu yüzden, bebekler gibi hoştur gönlüm.

    Su gibidir ölüm, şehâdetle ecel şerbeti içenlere.
    Din-i Mübin-i İslam için kendinden geçenlere




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ge©eKu$u

    Su Gibidir Ölüm



    SU GİBİDİR ÖLÜM

    Su gibidir ölüm, renksiz, kokusuz ve berrak.
    Ecel dolunca her nefis, ölümü tadacak mutlak.

    Su gibidir ölüm, temiz, saf, elzem ve aziz.
    Ölüm meleği ayrım yapmaz, dinlemez siz-biz.

    Su gibidir ölüm, hayatın içinde ama çok farklı.
    Ölümden kaçış yok, ister garplı ol, ister şarklı.

    Su gibidir ölüm, hep bize, hep bize doğru akar.
    Bütün yolların sonu yalnız, yalnız ölüme çıkar.

    Su gibidir ölüm, kurumuş toprağa can verir.
    Bütün canlar, ancak öldükten sonra dirilir.

    Su gibidir ölüm, su gibidir ölüm, su gibidir.
    Malına, evladına güvenme, hepsi gidicidir.

    Su gibidir, su gibidir, Müslüman için ölüm.
    İşte bu yüzden, bebekler gibi hoştur gönlüm.

    Su gibidir ölüm, şehâdetle ecel şerbeti içenlere.
    Din-i Mübin-i İslam için kendinden geçenlere


    Alıntıları Göster
    Ölüm zamanı



    Ecel gelip çalınca kapını
    Musalla taşına konduğun an
    Ecel gelip çalınca kapını
    Ne kıpranış, ne kalır can

    Götürüler seni dört kollu tabutla
    Vurursun başını o cismi tahtaya
    Gidiyorum öldüm ben deyip
    İmam'da kıldırır son namazı

    Tabuta konunca gelirsin kabristana
    Sadece bedeni bir kefen sarar
    Üstüne kara toprak yorgan olur
    Bir doğan ki ölümle son bulur

    Bırakıp giderler seni
    Rabbinle, sualle başbaşa
    Ölümden kaçış yok
    Doğarsın, yaşarsın ölürsün
    Sonunda kara toprağa gömülürsün

    Kim kaçmış ölümden gösterin
    Eğer dolmuşsa ecel defterin
    Ne bir an çok, ne bir an az
    Yaşarsın, fanisin ölürsün

    Bu aleme kimler kondu, kimler göçtü
    Fatihler,süleymanlar, osmanlar, aslanlar
    Dünya kurulalı aktı oluk,oluk kanlar
    İnsan ölüme yenik düştü
    Bu sonsuz bir göçtü

    Dağı devirdi ölümü gördü
    Demiri büktü ölümü gördü
    Kibiri çoktu ölümü gördü
    Kaçamadı, kaçamadı hiç kaçamadı

    Sevdi, sevildi ölümü tattı
    Açtı,toktu ölümü tattı
    Mala, mal kattı ölümü tattı
    Kurtulamadı ölümden, kurtulamadı ölümden

    O ulu Muhammed' ki dünyasını değiştirdi
    Bir çok islam talebesi yetiştirdi
    Ne uhudlar, ne bedirleri geçiştirdi
    Hakkına kavuştu ölümü buldu

    Ölüm ikinci yaşamdır bunu bilin
    Aklınızdan başka şeyleri silin
    Öbek, öbek gelen ölüm denen selin
    İnsan ölüme yenik düştü
    Bu sonsuz bir göçtü
    Sevabın var karşılığı orada
    Günahın karşılığı var orada
    Bir alem ki
    Ahiret, sonsuzluk orada




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ge©eKu$u

    quote:

    Orjinalden alıntı: laleman

    son yazdığınız şiir kime ait?


    Hüseyin Kırkgeçit e ait..

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: gecekusu084


    quote:

    Orjinalden alıntı: laleman

    son yazdığınız şiir kime ait?


    Hüseyin Kırkgeçit e ait..

    Teşekkürler




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ge©eKu$u

    Ölüm zamanı



    Ecel gelip çalınca kapını
    Musalla taşına konduğun an
    Ecel gelip çalınca kapını
    Ne kıpranış, ne kalır can

    Götürüler seni dört kollu tabutla
    Vurursun başını o cismi tahtaya
    Gidiyorum öldüm ben deyip
    İmam'da kıldırır son namazı

    Tabuta konunca gelirsin kabristana
    Sadece bedeni bir kefen sarar
    Üstüne kara toprak yorgan olur
    Bir doğan ki ölümle son bulur

    Bırakıp giderler seni
    Rabbinle, sualle başbaşa
    Ölümden kaçış yok
    Doğarsın, yaşarsın ölürsün
    Sonunda kara toprağa gömülürsün

    Kim kaçmış ölümden gösterin
    Eğer dolmuşsa ecel defterin
    Ne bir an çok, ne bir an az
    Yaşarsın, fanisin ölürsün

    Bu aleme kimler kondu, kimler göçtü
    Fatihler,süleymanlar, osmanlar, aslanlar
    Dünya kurulalı aktı oluk,oluk kanlar
    İnsan ölüme yenik düştü
    Bu sonsuz bir göçtü

    Dağı devirdi ölümü gördü
    Demiri büktü ölümü gördü
    Kibiri çoktu ölümü gördü
    Kaçamadı, kaçamadı hiç kaçamadı

    Sevdi, sevildi ölümü tattı
    Açtı,toktu ölümü tattı
    Mala, mal kattı ölümü tattı
    Kurtulamadı ölümden, kurtulamadı ölümden

    O ulu Muhammed' ki dünyasını değiştirdi
    Bir çok islam talebesi yetiştirdi
    Ne uhudlar, ne bedirleri geçiştirdi
    Hakkına kavuştu ölümü buldu

    Ölüm ikinci yaşamdır bunu bilin
    Aklınızdan başka şeyleri silin
    Öbek, öbek gelen ölüm denen selin
    İnsan ölüme yenik düştü
    Bu sonsuz bir göçtü
    Sevabın var karşılığı orada
    Günahın karşılığı var orada
    Bir alem ki
    Ahiret, sonsuzluk orada


    Alıntıları Göster
    Ölüm Dörtlüğü

    Ölüm her aklına geldiğinde ah edip vah edip inleme

    bu halinle tanrıyı incitmiş olacaksın

    Ecel kapını çaldığı zaman evi telaşa verme

    o geldiği zaman sen gitmiş olacaksın



    Yusuf HAYALOGLU



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Pckopatimben -- 16 Ağustos 2006; 20:27:05 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: laleman

    quote:

    Orjinalden alıntı: gecekusu084


    quote:

    Orjinalden alıntı: laleman

    son yazdığınız şiir kime ait?


    Hüseyin Kırkgeçit e ait..

    Teşekkürler

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: laleman


    quote:

    Orjinalden alıntı: gecekusu084


    quote:

    Orjinalden alıntı: laleman

    son yazdığınız şiir kime ait?


    Hüseyin Kırkgeçit e ait..

    Teşekkürler


    rica ederim.
    =================================================================
    Seninde mi Ellerin Ölümle Tutuşmuş



    bekliyorum
    dudaklarıma yapışmış dualarla
    bir düştü belki
    çocukluğumda kaybettiğim
    sevinçlerimdi iç benimde ağlayan
    her gece başka bir düşe çarpar yüreğim
    umutsuz bekleyişlerle avunurdu gözlerim
    seninde mi ellerin ölümle tutuşmuş
    bırakıp git çok bile kalmışsın
    bir sen kaldın giden gidene
    kayıp bir şehrin orta yerindeyim
    artık yapacak bir şey kalmadı
    uyandım rüyadan acıtsa da
    takıldı gözlerim gidenlerin peşine
    yine havada mı kalmış ellerim
    tut bırakma ellerimi ölüm meleği
    hey taktım maskemi gülüyorum
    kanıma karışıyor sessizce
    aldığım soğuk nefesin
    içime yine ölüm geliyor
    ü ş ü y o r u m
    galiba bende yavaş yavaş
    ö l ü y o r u m




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ge©eKu$u

    quote:

    Orjinalden alıntı: laleman


    quote:

    Orjinalden alıntı: gecekusu084


    quote:

    Orjinalden alıntı: laleman

    son yazdığınız şiir kime ait?


    Hüseyin Kırkgeçit e ait..

    Teşekkürler


    rica ederim.
    =================================================================
    Seninde mi Ellerin Ölümle Tutuşmuş



    bekliyorum
    dudaklarıma yapışmış dualarla
    bir düştü belki
    çocukluğumda kaybettiğim
    sevinçlerimdi iç benimde ağlayan
    her gece başka bir düşe çarpar yüreğim
    umutsuz bekleyişlerle avunurdu gözlerim
    seninde mi ellerin ölümle tutuşmuş
    bırakıp git çok bile kalmışsın
    bir sen kaldın giden gidene
    kayıp bir şehrin orta yerindeyim
    artık yapacak bir şey kalmadı
    uyandım rüyadan acıtsa da
    takıldı gözlerim gidenlerin peşine
    yine havada mı kalmış ellerim
    tut bırakma ellerimi ölüm meleği
    hey taktım maskemi gülüyorum
    kanıma karışıyor sessizce
    aldığım soğuk nefesin
    içime yine ölüm geliyor
    ü ş ü y o r u m
    galiba bende yavaş yavaş
    ö l ü y o r u m


    Alıntıları Göster
    Ölümü herkes tadar



    Sağlam,hasta, yatalak, farketmez genç ihtiyar
    Hayatın çilvesi bu, üzülür her bahtiyar
    Ne kadar da sevilse, terkedilir bu diyar
    Mutlaka öleceksin, yaşasan da bin sene

    Ölümü herkes tadar, ölür can da insan da
    Yüksek kaleye çıksan, sağlam yerde olsan da
    Gelip seni bulacak, beklemediğin anda
    Kaçsanda gizlensen de, ölüm konar ensene

    Yok bunun başka yolu, her lahza bitiyorsun
    Doğduğun günden beri, yoldasın gidiyorsun
    Gördüğün bir seraba, malım mülküm diyorsun
    Onlar seni kurtarmaz, Allah’a güvensene

    Fazla uzakta değil, son durak şu ilerde
    Yolculuk noktalanır, seçmediğin bir yerde
    Nerede annen baban, nice dostların nerde?
    Dostlarından bir çoğu burdaydı geçen sene

    Mikdat der en kötü şey, unutmaktır ölümü
    Ölümü unutanlar, mubah sayar zulümü
    Ölüm bağladı benim, ayağımı kolumu
    Ölüm seni kolluyor, sen de ona dönsene




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ge©eKu$u

    Ölümü herkes tadar



    Sağlam,hasta, yatalak, farketmez genç ihtiyar
    Hayatın çilvesi bu, üzülür her bahtiyar
    Ne kadar da sevilse, terkedilir bu diyar
    Mutlaka öleceksin, yaşasan da bin sene

    Ölümü herkes tadar, ölür can da insan da
    Yüksek kaleye çıksan, sağlam yerde olsan da
    Gelip seni bulacak, beklemediğin anda
    Kaçsanda gizlensen de, ölüm konar ensene

    Yok bunun başka yolu, her lahza bitiyorsun
    Doğduğun günden beri, yoldasın gidiyorsun
    Gördüğün bir seraba, malım mülküm diyorsun
    Onlar seni kurtarmaz, Allah’a güvensene

    Fazla uzakta değil, son durak şu ilerde
    Yolculuk noktalanır, seçmediğin bir yerde
    Nerede annen baban, nice dostların nerde?
    Dostlarından bir çoğu burdaydı geçen sene

    Mikdat der en kötü şey, unutmaktır ölümü
    Ölümü unutanlar, mubah sayar zulümü
    Ölüm bağladı benim, ayağımı kolumu
    Ölüm seni kolluyor, sen de ona dönsene


    Alıntıları Göster
    Baba



    Dünya ne, ben kimim, gün nere akar?
    Ölüm nerde saklı, ruh nasıl yaşar?
    Bu sevda sadece beni mi yakar?
    Tutuştu ocağım, toprağım, obam...
    SENİ arıyorum nerdesin BABAM? ..

    Her şey baş kaldırdı isyan var bugün...
    Konuşmak, ağlamak, gülmek ar bugün...
    Koca dünya bile bana dar bugün...
    Asi yüreğimi nasıl bastırsam...
    SENİ özlüyorum nerdesin BABAM? ..

    İhtiyar zamanı çeksem hesaba.
    Dayanmaz yüreğim bunca azaba,
    Komşu etsin MEVLA'm seni Ashab-a,
    Yüreğimi nasıl, nerde sustursam...
    SENİ anıyorum nerdesin BABAM?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ge©eKu$u

    Baba



    Dünya ne, ben kimim, gün nere akar?
    Ölüm nerde saklı, ruh nasıl yaşar?
    Bu sevda sadece beni mi yakar?
    Tutuştu ocağım, toprağım, obam...
    SENİ arıyorum nerdesin BABAM? ..

    Her şey baş kaldırdı isyan var bugün...
    Konuşmak, ağlamak, gülmek ar bugün...
    Koca dünya bile bana dar bugün...
    Asi yüreğimi nasıl bastırsam...
    SENİ özlüyorum nerdesin BABAM? ..

    İhtiyar zamanı çeksem hesaba.
    Dayanmaz yüreğim bunca azaba,
    Komşu etsin MEVLA'm seni Ashab-a,
    Yüreğimi nasıl, nerde sustursam...
    SENİ anıyorum nerdesin BABAM?


    Alıntıları Göster
    Ölüme Övgü

    Sen olmasan duyar mıydım gerçekten
    Özlem nedir acı nedir ayrılık ne
    Ölüm sana övgüler düzenleme
    Boynumun borcu olsun yürekten

    Ölüm seni seviyorum inan ki
    Hani alırsın diye sevdiğimi
    Hep korku hep tasa içindeyim
    Yani yaşamın daha içindeyim

    Ölüm seni seviyorum şaşma buna
    Sen olmasan bilir miydim hançeri
    Ölüm seni seviyorum yaklaş daha
    Yaşamın görünsün görkemli albenisi

    Ölüm seni duymasaydım derinden
    Düşünebilir miydim evreni
    Evren ki renk renk bin bir görünümde
    Saçılır şenlik fişekleri gibi

    Ölüm seni kucaklıyorum seviden
    Nelerle tanıştırmadın ki beni
    Sana borçluyum duyularımın keskinliğini
    Seni yaşadıkça varolduğumu yeniden


    Nahit Ulvi Akgün




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.