Şimdi Ara

Ölüm anında ne hissedilir? (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
81
Cevap
0
Favori
5.587
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Hasbi 81


    Çünkü dünyada ortaya çıktığı zamanlarda hayatta kalabilmesi için yardımlaşması gerekiyordu.
    diyorsunuz...

    Bunu bir gereklilik olarak yani şart olarak görmeniz iyi…Farkında isen şuurlu bir hedeften sözediyorsun.
    Böyle bir hedef tesadüfen toplanmış bir madde yığınının hedefi ve düşünüşü olamaz.Onlar şart olan bir hedefi ayırtedip ona göre olamazlar.
    Oysa dediğin gibi bilinen bir hedefe bilerek yön veriliyor.
    Bu iş ve işleyiş tesadüfen olamaz.
    öyle olmasının nedeni yaratılışı ile ilgilidir.Çok aciz ve çok zayıf yaratılmıştır.
    Bu acizliği ona yardım elini uzatanın mükemmel tasarımını gösterir.Dünyaya yeni gelen bir yavru için annesinde süt hazırlayan, hazırlama mekanizmasını kuran ve çalıştıran,kalbine de o sütten daha güzel olan şefkati tam zamanında koyan ve çok zahmetleri tatlı fedakarlıklara dönüştüren bilerek işletmiyor diyemezsin!
    Yoksa bunlar tesadüfen mi rastgeliyor?


    Karşı cinse karşı hissettiği duygular da aynı sosyalliğin bir parçası. Ve eşiyle çocuklarını sevmesi, onları koruma ihtiyacı duyması (erkek için konuşuyorum) da geçmişten gelen içgüdülerinin eseri.


    Hedefi söylediğin şeyler olan, geçmişi olan iç güdü diye bir varlık yoktur.Sahi söyler misin nasıl bir varlık bu iç güdü?Böyle bir hedef gösteren bir mekanizma maddede yoktur.Maddi yapımızın içinde güden bir madde yığını olup gütmeyi mi biliyor? Ne diyorsunuz?Çünki madde karşı cinsi tanımaz.eşi ve çocuklarını sevme gibi bir hisse de sahip değildir.
    Fakat insan şeklinde toparlanan bir bütünlükte bu ilgi ve sevgi var.Maddesinde olmadığına göre başkası tarafından haricen konulduğu ,sonradan monte edildiği ...çok açık değil mi?Çünki sizin maddenizin doğasında böyle hisler yok.
    Yoksa madde çok hisli mi?

    Dolayısıyla insan öbür tarafta sevdiği insanla sonsuza kadar beraber olmayacağını bilse bile ...


    Sonsuza kadar ayrılığın olmayacağını …mekanizmalarımızı ilk yaratan , ikinci kez ve ebedi yapmasının kolay olduğunu açıklayarak giderirken ,kendini böyle sonsuz bir ayrılığın elemine gereksiz mahkum etmemeni öneririm.

    Sizin 'öcü ateistleriniz' böyle özverilerde bulunamazlar sansanız bile durum bu. Sonuçta hepimiz aynı temel içgüdülere sahibiz.

    Aynı isteklere sahib yartılmış milyarlarca insan..,O halde tek elden çıkmışız,yani ustamız bir.Yapanımız takanımız bir.Fakat tercihlerinizle kendinizi yanlışa adapte hakkınız saklıdır.Sonuçlar da sizin olur.
    Ayrıca bir daha sonsuz ayrılıkla görüşmeyeceği babasına kardeşine abisine…samimi fedakarlıkla ilgi, ihtiyarlık zahmetlerine katlanma ,yardım gibi duyguları taşırız iddiası tamamen yanlış bir ateist tezidir.Kesinlikle samimi değildir.
    Öyle olamazlar,olamıyorlarda..hem olmaları mümkün değildir. Çünki herşeyi maddede arayanlar madde kadar hissizleşiyorlar.
    Çok örneklerine tanık oldum.


    Ona bakarsanız ahirete inanmayan birinin yapacağı en mantıklı hareket intihar etmektir. Ne de olsa eninde sonunda ölecektir, geciktirmenin anlamı ne? Yaşamın anlamı ne? Ama yapmaz. Çünkü içinde ona yaşamasını öğütleyen bir ses vardır her insanda olduğu gibi.

    Evet…bir şeyin farkındasınız ve itiraf ediyorsunuz…her vicdan yok olmaya gitmeyi kabullenmez.Her kim uyanık vicdanını dinlese ebed ebed sesini işitecektir.Demek ki herkese verilmiş…Ebedi hayatı vermek isteyen ,onu istemeyi vermiş.yoksa vücudunuzu oluşturan trilyonlarca atom ve molekülünüzün ortak aldıkları bir karar değildir bu…Onlar karar veremez ,öyle de olamazlar.Çünki cansız,kör,akılsız ve bilinçsizdirler.
    Yoksa aksine bir gelişmemi var.!. …
    hele hele her insanda aynı şeyleri hissetme ittifakını, her atom herşeyi bilir gibi bir düşünce ile mi açıklarsınız?
    Bunlar tesadüfçülerin iddiası olamaz.
    Bir Sonsuz ilmi ve Kudret i olan bir Allah'ı kabullenmede zorlan...ancak atomlar adedince herşeyi bilen sonsuz sayıda atom ilahını kabul et...Bu olacak iş değil...

    Ayrıca Yeraltından Notlar'ın da dediği gibi, ahirete inanmayan birisinin her türlü özverisi bugün içindir, ileriye yatırım değildir. İnanan birisi sevdiği kişi için canını verirken "ne de olsa diğer tarafta tekrar birlikte olacağım" umudunu taşıyabilirken, inanmayan kişi yokolacağını düşündüğü için bunu yapmak tam anlamıyla sonsuz bir özveri gerektirir. Ve durum öyle gerektirirse, bu kararı almak için gözünü bile kırpmaz.


    Bir üst paragraftaki düşünceleriniz ile çelişmişsiniz.Tam bir kafa karışıklığı...Bunun böyle olmadığını pekala biliyorsunuz.Evli olmayana eşini boşamak kolay gelirmiş...

    Çünkü insanlık inançta değil, DNA'larımızdadır. Tıpkı her türlü hayvanlığımızın da olduğu gibi.


    insanlık DNA larındaki bilinçsiz maddelerde değil ...iradenle aklınla şuurunla yani ruhunla yaptığın tercihlerindedir..Kabiliyetli ve donanımlı yapılışındadır.
    Yoksa projen binan demek değildir.

    Hem acı bir sigara dahi ikram edene teşekkür gerektiriken…paketi ,kağıdı ,şekli ve içeriği sizi bilen birinin tercihleri olduğunu haykırır iken…
    Kimin merhametiyle böyle organlarım vücut azalarım amaçlı faydalı yapılıyor idare olunuyor?
    Kimin ikramlarıyla böyle şefkatle terbiye olunuyorum?
    Nasıl birisinin nimetleriyle böyle nazeninâne besleniyorum ve idare ediliyorum?"
    düşünülmez mi?

    Düşünmemekle bilinen bişey...deyince, akla insan gelmez!
    bilip gereğini yapmaz ise akıl da kullanılmamış olur .
    Demek ki insanlık vereni bulmakla bilmekle başlar…Biz buna ‘’iman’’ diyoruz.

    Burada şunu demeden geçemiyeceğim.
    Müslüman olmayan insanlar ateist te olsalar,kemalata medar bazı güzel ahlak onlarda bulunabilir …müslümanda öyle değil! Nedenleri var.
    Süt bozulsa peynir olur.Yağ bozulsa zehir olur!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi akarahmet -- 16 Ocak 2008; 21:34:49 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: akarahmet

    Sizin 'öcü ateistleriniz' böyle özverilerde bulunamazlar sansanız bile durum bu. Sonuçta hepimiz aynı temel içgüdülere sahibiz.

    Aynı isteklere sahib yartılmış milyarlarca insan..,O halde tek elden çıkmışız,yani ustamız bir.Yapanımız takanımız bir.Fakat tercihlerinizle kendinizi yanlışa adapte hakkınız saklıdır.Sonuçlar da sizin olur.
    Ayrıca bir daha sonsuz ayrılıkla görüşmeyeceği babasına kardeşine abisine…samimi fedakarlıkla ilgi, ihtiyarlık zahmetlerine katlanma ,yardım gibi duyguları taşırız iddiası tamamen yanlış bir ateist tezidir.Kesinlikle samimi değildir.
    Öyle olamazlar,olamıyorlarda..hem olmaları mümkün değildir. Çünki herşeyi maddede arayanlar madde kadar hissizleşiyorlar.
    Çok örneklerine tanık oldum.


    Mesajının uzunluğunu görünce büyük bir umutla başladım okumaya ama tam anlamıyla dumura uğradım... Sana tek söyleyebileceğim şey: OKU! Belki bu kelimeyi başka biryerden de duyduğun için kaale alırsın. Çünkü anladığım kadarıyla algıların oradan ibaret.

    Ve sana tavsiyem, işe önce psikolojiden, sosyolojiden ve fizyolojiden başla. Maalesef bilim dünyasında herşey tek kitaptan yürümüyor. 'Azıcık' araştır
    Ama kaale alıp cevap vereceğim tek kısım yukarda alıntı yaptığım yerdir. Herşeyi doğrudan, bazılarının yaptığı gibi lafı evirip çevirmeden yapacağım (zira böylesi hiç tarzım değil): Sen kimsin ya? Sen kimsin de benim özverili bir insan olup olamayacağımı sorgulayabiliyorsun? Beni ne kadar tanıyorsun da beni o çok tanıdığını düşündüğün kişilerle aynı kefeye koyuyorsun? Biz herşeyi maddede arayıp hissizleşiyoruz... Samimi değiliz, olmamız da mümkün değil... Sen çözmüşün olayı ya. Helal olsun valla, ne diyim.

    İster inan ister inanma (senin gibilerin fikri gerçekten umrumda değil, ben senin nezninde beni anlayabilecek kapasitede olanlara konuşuyorum) ben bu dünyada tanıdığım insanların içinde en az 3 kişi için hiç düşünmeden canımı veririm. Şu anda bir sevgilim yok ama olsa onun için de veririm, çünkü canımı vermeyeceğim biriyle birlikte olmam.

    Veya boşver ya... Ne de olsa hepsi yalan...




  • Konuya NOKTA adlı konudan devam ediyorum. Asıl yeri orası.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: feylesof


    quote:

    Orjinalden alıntı: karantekyıl

    Gercek, yaratici bir tanri yoktur, olsa bile olumden sonra cennet/cehennem gibi sacma kriterleri olusturacak kadar insansal dusuncelere sahip degildir.



    Cennet - Cehennem gibi kavramları "İnsansal düşünceler" şeklinde tanımladığına göre kafanda varsayımsal bir Tanrısallık kriteri mevcut. Nedir mesela bir Tanrının varlığı kabul etsek bile Tanrısal olmayı gerektiren şeyler?


    Iste dostum ben onu anlatmaya calisiyorum size.
    Insan beyni misallerle isler, algilamadigi/gormedigi birseyden bahsetmesi olanaksizdir.
    Neden kutsal kitaplarda insansi seyler yazildigini anlayabiliyormusun simdi?
    Tanrinin iki elir vardir,gucenir,uzulur.konusur,belli surelerde yaratir,yarattigi kaynagi belirtir...
    Yani ben simdi sana tanri olmanin kriterleri su su su desem yine insansal seyler olucak.
    Bunlar tanidik gelmiyormu sanada?
    Bunlar sence tanrinin sozlerimi, insan sozlerimi?
    Dikkat ettiysen yine celiskiye dustum!
    Sana tanrinin sozleri olup olup olmadigini sordum!
    Verecegin cevaplar yine insansal olucaktir.

    Bilmem anlayabildin mi?




  • Bu tamamen teveccühtür. Bizim anlamamız için kullanılan tabirlerdir.
    Ne bekliyordun ya? Yıldızlarla Göklere "Lailahe illallah" mı yazsaydı? Veya sadece kendisinin ve Peygamberlerin anlayacağı şekilde mi olsaydı? O zaman bu kitabı kimler alıp okurdu? Okuyabilirdi?

    Maksat duvar örmekten başka birşey değil. Elbette senin anlayacağın dilden konuşması gerek ki sen anlayabilesin. Sen 3 yaşındaki bir çocukla bir konuş bakalım. Onun anlayacağı dilden konuşmazsan ne oluyor?
  • Bu bilgiler ölüm anında hissedilen bilgiler olamaz. Bu bilgilerin toplanma süreci ölümden dönen hastalarla yapılan incelemelere dayanmaktadır. Bu durumda o insan ölüm anını tadamamıştır yani ölümden dönmekle ölmek aynı şeyler değil diye düşünüyorum.


    Bir örnek daha kolay anlatacak sanırım;

    Şimdi bayılmış bir insana bayılma hislerini sorabilirsiniz ifade edebilir ancak bayılmaktan dönmüş bir insan bunu nasıl ifade etsin ?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: s£stavina

    Bu bilgiler ölüm anında hissedilen bilgiler olamaz. Bu bilgilerin toplanma süreci ölümden dönen hastalarla yapılan incelemelere dayanmaktadır. Bu durumda o insan ölüm anını tadamamıştır yani ölümden dönmekle ölmek aynı şeyler değil diye düşünüyorum.


    Bir örnek daha kolay anlatacak sanırım;

    Şimdi bayılmış bir insana bayılma hislerini sorabilirsiniz ifade edebilir ancak bayılmaktan dönmüş bir insan bunu nasıl ifade etsin ?



    bir amerikan filminde, avukatın tanığa sorusu:

    - cesedi gördüğünüzde sorguladınız mı? yoksa o ölmüş müydü!

    devamı şöyle olmalıydı: "cesedi gördüm ve sorguladım avukat bey. bana, nasıl öldüğünü ve ölürken neler yaşadığını anlattı. sonra öldü..."




  • quote:

    Orjinalden alıntı: narada


    quote:

    Orjinalden alıntı: s£stavina

    Bu bilgiler ölüm anında hissedilen bilgiler olamaz. Bu bilgilerin toplanma süreci ölümden dönen hastalarla yapılan incelemelere dayanmaktadır. Bu durumda o insan ölüm anını tadamamıştır yani ölümden dönmekle ölmek aynı şeyler değil diye düşünüyorum.


    Bir örnek daha kolay anlatacak sanırım;

    Şimdi bayılmış bir insana bayılma hislerini sorabilirsiniz ifade edebilir ancak bayılmaktan dönmüş bir insan bunu nasıl ifade etsin ?



    bir amerikan filminde, avukatın tanığa sorusu:

    - cesedi gördüğünüzde sorguladınız mı? yoksa o ölmüş müydü!

    devamı şöyle olmalıydı: "cesedi gördüm ve sorguladım avukat bey. bana, nasıl öldüğünü ve ölürken neler yaşadığını anlattı. sonra öldü..."



    Sanırım ifade edemedim birşeyin olması ile olmaktan dönmesi arasında çok fark var ölüm anında hissedilenlerin asla tahmin edilemeyeceğini düşünüyorum.
    Burda cesetin anlattığı ölüme yaklaştığı andaki duygulardır öldüğü yani o anı yaşadığı anda belki çok başka şeyler anlatacaktı.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: s£stavina


    quote:

    Orjinalden alıntı: narada


    quote:

    Orjinalden alıntı: s£stavina

    Bu bilgiler ölüm anında hissedilen bilgiler olamaz. Bu bilgilerin toplanma süreci ölümden dönen hastalarla yapılan incelemelere dayanmaktadır. Bu durumda o insan ölüm anını tadamamıştır yani ölümden dönmekle ölmek aynı şeyler değil diye düşünüyorum.


    Bir örnek daha kolay anlatacak sanırım;

    Şimdi bayılmış bir insana bayılma hislerini sorabilirsiniz ifade edebilir ancak bayılmaktan dönmüş bir insan bunu nasıl ifade etsin ?



    bir amerikan filminde, avukatın tanığa sorusu:

    - cesedi gördüğünüzde sorguladınız mı? yoksa o ölmüş müydü!

    devamı şöyle olmalıydı: "cesedi gördüm ve sorguladım avukat bey. bana, nasıl öldüğünü ve ölürken neler yaşadığını anlattı. sonra öldü..."



    Sanırım ifade edemedim birşeyin olması ile olmaktan dönmesi arasında çok fark var ölüm anında hissedilenlerin asla tahmin edilemeyeceğini düşünüyorum.
    Burda cesetin anlattığı ölüme yaklaştığı andaki duygulardır öldüğü yani o anı yaşadığı anda belki çok başka şeyler anlatacaktı.







    doğru düşünüyorsun. ben de zaten, New Scientist dergisiyle dalga geçmek için yazmıştım...




  • Yer altından notlar;
    Sizler sevap hanenize +1 puan girsin yada cennete girme ihtimalim artsın diye düşeni kaldırıyorsunuz bizse içimizden geldigi için kaldırıyoruz.Aramızdaki en basit fark bu.Siz mi samimisiniz yoksa bizmi.Bana sorarsan inananın inancıda kendi kadar sahte.
    ----
    Tamaiyle katılıyorum
    ;---
    30 mikrogram lsd. (pardon mikro evet) (Halsünasyon görmek için)
    Captain Black içmek. (Sigara'nın nasıl birşey olduğunu öğrenmek için)
    Gün Batımını izlemek.
    Kuzenimle Sohbet etmek.
    Bir kıza tutkulu bir şekilde aşık olmak.

    Bu beşini yapmadan hayatımı yaşadım diyemem.Ateistlik midir bilmiyorum , ama şunu biliyorum ki cennet cehennem benim için değil(Varsa cehennem benim içindir) ..Şu hayatımın son 1 haftasında nelerle mutlu olunabilineceğini öğrendim ..



    Ölüm anı;

    Kişi uyuşturucuyu alır , damarlarına paralel şekilde bileğini keser...küvete atlar biraz bekledikten sonra eğer ölmeyecek gibiyse fön makinesini suya atar...Sonsuz huzura ve mutluluğa o an ulaşmıştır.(Nasıl hissettiğimi buraya yazarım)

    ----
    Burnuna biber spreyi sıkmak...Ölümden daha beter insanı direk camdan attırır...Burnunu kestirir ...beyne silah dayattırır...Havada 5 takla atttırır..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bosbardak -- 19 Ocak 2008; 19:12:07 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Adolf Hitler
    Yer altından notlar;
    Sizler sevap hanenize +1 puan girsin yada cennete girme ihtimalim artsın diye düşeni kaldırıyorsunuz bizse içimizden geldigi için kaldırıyoruz.Aramızdaki en basit fark bu.Siz mi samimisiniz yoksa bizmi.Bana sorarsan inananın inancıda kendi kadar sahte.
    ----
    Tamaiyle katılıyorum


    Bu konuya NOKTA adlı bölümden devam edilse iyi olur.

    İnanmayan birisi için inanan ile inanmayanın metabolik farkı yoktur. Dolayısıyle sizin içgüdüye, insanlık'a verdiğiniz davranışlar inananda da mevcuttur.

    Fakat bir müslüman düşene el uzatma imkanı var iken yapmazsa günahtır. Haksızlık olduğu zaman müdahele etmek zorundadır. İçinden gelse veya gelmese her yıl zekat vermek zorundadır. Kurban kesip muhtaçlara dağıtmalıdır. Harb ederken kadınlara, çocuklara, yaşlılara, ağaçlara, hayvanlara ve masumlara zarar verirse günahtır. .... Bu liste uzayıp gider. Ve bunlar müslümanın içinden gelsin veya gelmesin yapması gerekir. Yapmazsa içi burkulur, günah hanesine yazılır, pişmanlık duyar, Ahirette yapmadığı için karşısına çıkacağını bilir ve ömür boyu unutmaz. Bir daha yapmamak üzere karar kılar.

    Ama inanmayan birisi bunları içinden gelirse yapar. Yapmazsa içi burkulur. Bir süre sonra unutur gider.

    quote:


    ;---
    30 miligram lsd. (Halsünasyon görmek için)
    Captain Black içmek. (Sigara'nın nasıl birşey olduğunu öğrenmek için)
    Gün Batımını izlemek.
    Kuzenimle Sohbet etmek.
    Bir kıza tutkulu bir şekilde aşık olmak.

    Bu beşini yapmadan hayatımı yaşadım diyemem.



    Teşekkürler, beni doğruluyorsun...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Adolf Hitler



    Yer altından notlar;
    Sizler sevap hanenize +1 puan girsin yada cennete girme ihtimalim artsın diye düşeni kaldırıyorsunuz bizse içimizden geldigi için kaldırıyoruz.Aramızdaki en basit fark bu.Siz mi samimisiniz yoksa bizmi.Bana sorarsan inananın inancıda kendi kadar sahte.
    ----
    Tamaiyle katılıyorum
    ;---
    30 miligram lsd. (Halsünasyon görmek için)
    Captain Black içmek. (Sigara'nın nasıl birşey olduğunu öğrenmek için)
    Gün Batımını izlemek.
    Kuzenimle Sohbet etmek.
    Bir kıza tutkulu bir şekilde aşık olmak.

    Bu beşini yapmadan hayatımı yaşadım diyemem.Ateistlik midir bilmiyorum , ama şunu biliyorum ki cennet cehennem benim için değil(Varsa cehennem benim içindir) ..Şu hayatımın son 1 haftasında nelerle mutlu olunabilineceğini öğrendim ..



    Ölüm anı;

    Kişi uyuşturucuyu alır , damarlarına paralel şekilde bileğini keser...küvete atlar biraz bekledikten sonra eğer ölmeyecek gibiyse fön makinesini suya atar...Sonsuz huzura ve mutluluğa o an ulaşmıştır.(Nasıl hissettiğimi buraya yazarım)

    ----
    Burnuna biber spreyi sıkmak...Ölümden daha beter insanı direk camdan attırır...Burnunu kestirir ...beyne silah dayattırır...Havada 5 takla atttırır..


    30 mikrogram demek istedin sanırım? 30 miligramla 30 kişiyi anında öldürürsün




  • @ Adolf Hitler

    Führer'cim. Senin yaşın bence bu tip konular üzerine kafa patlatmak için fazla küçük. Sen çık taze hava al, bak hava güzel gibi bugün. Kız arkadaşlarınla sinemaya falan git. Bu tip şeyleri de 5 yıl sonra falan düşünmeye ertele.

    Ayrıca mevzu çok kötü uyuşturucuya dönmeye başladı...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Algol

    @ Adolf Hitler

    Führer'cim. Senin yaşın bence bu tip konular üzerine kafa patlatmak için fazla küçük. Sen çık taze hava al, bak hava güzel gibi bugün. Kız arkadaşlarınla sinemaya falan git. Bu tip şeyleri de 5 yıl sonra falan düşünmeye ertele.

    Ayrıca mevzu çok kötü uyuşturucuya dönmeye başladı...

    izin verde hayatımın son 1.5-2 ayını yaşıyım ha? mezarda bunları düşünmek için bir bilincim olacağını sanmıyorum.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Adolf Hitler


    quote:

    Orjinalden alıntı: Algol

    @ Adolf Hitler

    Führer'cim. Senin yaşın bence bu tip konular üzerine kafa patlatmak için fazla küçük. Sen çık taze hava al, bak hava güzel gibi bugün. Kız arkadaşlarınla sinemaya falan git. Bu tip şeyleri de 5 yıl sonra falan düşünmeye ertele.

    Ayrıca mevzu çok kötü uyuşturucuya dönmeye başladı...

    izin verde hayatımın son 1.5-2 ayını yaşıyım ha? mezarda bunları düşünmek için bir bilincim olacağını sanmıyorum.


    Bu ne demek oluyor?
  • kastettiğiniz bilimin doruğundaki insanlardan albert einstain :"Tanrı zar atmaz" diyerek inançızlığı inanç haline getirmiş ve bunun farkında olmayan insanlara bir düşünme fırsatı vermiştir. ve halan inançlı arkadaşlara da imani meseleleri tartışmayın diiyorum. inanç içerdedir ve referansı yoktur. dünyadaki fizik kurallarının büyüsüyle mutlak inanç olmaz. dünyadaki inançsız insan sayısı inananların yaklaşık yüzde biridir. afrikadaki en ilkel kabilelerde bile adına Allah demedikleri kutsal güç vardır. gök gürlediğinde secdeye kapanmaları ondandır. Süper güç Amerikada Tanrı yoktur diye insanları etkilemeye çalışırsanız kapı dşarı edilirsiniz; çünkü onlar zaten misyonerlik faaliyetleri ile kutsal dinlerden olan hristiyanlığı yaymak için maddi manevi çaba içerisindedirler. konu dışı olsada oryantalizm ile de islam karşıtlığı yapmaktadırlar. tekrar söylüyorum iman ve inanç konuları tartışılmaz fizik kuralları ile lehte yada aleyhte açıklanmaya çalışılmaz. "Batılı tasfir saf zihinleri bulandırır..."




  • Ölümün hissettirdiklerini yaşayanların içinde en iyi tasvir edenler şairler olsa gerek..
    Yahya Kemal'in Sessiz Gemi'si harika..
    Allah kendisine de rahmet etsin..
    O gemi de yelken açtı sonsuzluğu...


    SESSİZ GEMİ

    Artık demir almak günü gelmişse zamandan

    Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

    Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;

    Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.

    Rıhtımda kalanlar bu seyahetten elemli

    Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,

    Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!

    Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

    Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;

    Bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

    Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,

    Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.

    Yahya Kemal




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Adolf Hitler


    quote:

    Orjinalden alıntı: Algol

    @ Adolf Hitler

    Führer'cim. Senin yaşın bence bu tip konular üzerine kafa patlatmak için fazla küçük. Sen çık taze hava al, bak hava güzel gibi bugün. Kız arkadaşlarınla sinemaya falan git. Bu tip şeyleri de 5 yıl sonra falan düşünmeye ertele.

    Ayrıca mevzu çok kötü uyuşturucuya dönmeye başladı...

    izin verde hayatımın son 1.5-2 ayını yaşıyım ha? mezarda bunları düşünmek için bir bilincim olacağını sanmıyorum.


    Şubat, Mart, Nisan! Nisan ayı bence intihar etmek için güzel bir ay değil. Bence Aralık veya Kasım daha uygun. Ama sen bilirsin yine de. Ama tabi bu bir varsayım. Neden hayatının son bir kaç ayı dedin, anlamadım. Görende 85 yaşında falan sanır...

    Merak etme. Kabirde her türlü konfor mevcut. Ayyaşlar bile kışın mezarların üstüne yatıp ısınıyorlar. Düşün ne kadar sıcak aşağısı...

    Yo. Bu son söylediğimde cehennem geyiği yapmıyorum. Cidden öyledir...




  • En iyi arkadaşım geçen kasım ayında intihar etmişti. 2 aydır görüşmüyorduk anlamsız bir nedenden bana küsmüştü.
    Ne gariptir o sıralarda bende intihar etme düşüncesine saplanıp kalmıştım. Hatta babamın silahını elime almıştım.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: aadnan

    kastettiğiniz bilimin doruğundaki insanlardan albert einstain :"Tanrı zar atmaz" diyerek inançızlığı inanç haline getirmiş ve bunun farkında olmayan insanlara bir düşünme fırsatı vermiştir. ve halan inançlı arkadaşlara da imani meseleleri tartışmayın diiyorum. inanç içerdedir ve referansı yoktur. dünyadaki fizik kurallarının büyüsüyle mutlak inanç olmaz. dünyadaki inançsız insan sayısı inananların yaklaşık yüzde biridir. afrikadaki en ilkel kabilelerde bile adına Allah demedikleri kutsal güç vardır. gök gürlediğinde secdeye kapanmaları ondandır. Süper güç Amerikada Tanrı yoktur diye insanları etkilemeye çalışırsanız kapı dşarı edilirsiniz; çünkü onlar zaten misyonerlik faaliyetleri ile kutsal dinlerden olan hristiyanlığı yaymak için maddi manevi çaba içerisindedirler. konu dışı olsada oryantalizm ile de islam karşıtlığı yapmaktadırlar. tekrar söylüyorum iman ve inanç konuları tartışılmaz fizik kuralları ile lehte yada aleyhte açıklanmaya çalışılmaz. "Batılı tasfir saf zihinleri bulandırır..."


    Sayın aadnan, "batılı tasvir saf zihinleri idlal eder" diyen Bediüzzaman Kur'anda bulunan ve kainattaki adetullah adı verilen tekvini ayetlere işaret etmiştir. İncire, deveye, arıya, güneşe, aya, yörüngelere... yüzlerce ayette kainata nazar etmiştir. Yani kainattaki Allah'ın faaliyetlerine.

    Sizin bahsettiğiniz yol tarikat yolu. Yani kainattan gözünü kapayıp kalp ayağıyla Allah'a ulaşma yolu. Ama Kur'an'daki kainata işaret eden ayetlere göz kapayamayız. O yüzden Bediüzzaman "zaman tarikat zamanı değil, hakikat zamanı." diyor.




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.