Şimdi Ara

Öleceğini bile bile nasıl yaşar insan?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
20
Cevap
0
Favori
706
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • İnsan sonunu bile bile nasıl devam ediyor?Hayattaki mana nedir?Günü güne devredip sonumuzu bekliyoruz.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >



  • İnsanın ebeveyn yonu var. Anne baba birleşip ortak bir kesişim kumesini yani evladı oluşturuyor.



    Şimdi evladın ayrılıp anne baba şeklinde gorulup sonra bu şekilde birleşip kendisini oluşturduğunu duşunelim.





    .........



    Yaşamın anlam ve amacı bakımından yaşam denen oğeyi kutsamayan varlığın anlamını yaratılış yortusuna veren bir meal yakaladık.





    Anne baba turedi evlat oldu veya evladı ikiye bölüp anne baba yaptılar ve kendisini dünyaya getirmesi sağlandı.



    Ortak şey yaşam denen şeyin mutlaklığı değil gibi.



    Önemli olan güven duygusunu oluşturmak.



    Evladın anne babadan gelen yapısı onun iradesini hiçe sayar. Sana doğmak isteyip istemediğini sormaz.



    Evladın anne babaya bolunup kendini halki ise irade bakımından dahi bu işin nedenini sorgulatırken evlat denen şeyi ozgur iradeli kılar.



    .............



    Toplamda kişide artan bir güven duygusu oluşmaktadır denebilir. Yaşamın anlam ve mealinin bu güven duygusunu hissettiği yerde tohum olup açtığını düşünmek olasıdır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Güven duygusunun artması mâna mıdır? Eğer mâna buysa sarsıntılar yıkım olurdu.Tohumun açtığı yeri anlamlandırmaktan bahsetmek isterim.İnsanın ruhu bedenine sıkışmış gibidir.Yapay ve geçici mutluluklar oluşturuyoruz.Bize gerçek mâna lazım.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: MDemirm

    İnsan sonunu bile bile nasıl devam ediyor?Hayattaki mana nedir?Günü güne devredip sonumuzu bekliyoruz.

    Allaha inanmadığınız için bu saçma soruyu sormuşsunuz cevap veriyorum : Sizi bilmem ama biz müslumanların dünyadaki işlerimiz herkesin gibi olsada asıl amacımız UKBA aleminde ALLAH'ın rızasını kazanıp CENNET'e girmektir

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Güzel Allah’ın rızası için günde kaç saat çalışıyorsun ibadetlerin dışında ki şunu da bil namazda bi rıza aracıdır ama asıl Rıza selamı verdikten sonra başlıyor.Saçma soru dediğin senin yaşamın kaynağını sorguluyor.Rabbimiz inanından çok sorgulayın diyor.Peki söyle gününü kaçta kaçını Rıza’ya harcıyorsun?Müslümanlığı keşke bu kadar basite indirgemeseydiniz.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Kuran’ın mealini okuyormusun hiç asıp kesen kardeşim müslüman değilim ya hani ben direkt noktayıda koymuşsun yazık..

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • MDemirm M kullanıcısına yanıt
    ilgi için teşekkürler.

    bir şeyin varlık kazanması ve o varlığa uygun mana-ruh ikilisine sahip olması için güven unsuru gerekiyor.

    afrikada açlık zamanında da insan var. X bölgesinde katliam zamanında da insan var. ancak güven unsuru var mı?

    açlık ve katliam insanı düşündürüyor ve en azından mana-ruh ikilisini içreye çekiyor. varlığı olan ancak kendisi olmayan-içi boş bireyler-anlayışlar türüyor. zombimsi bir varlık oluşuyor ve belki evrim denen şey bu aşamada gerçekleşiyor.

    evrim kötü bir şey olmayabilir ancak gerçekleşme şekli ve anı korkunç bir şey ki zaten evrimin özü varlık kazanma mücadelesinin de anlatımı. yaratılışın evrime göre üstünlüğü kolaylığı bilinebilirliği ve güven denen unsuru mevcut.

    ....................

    başka teville bu evrim değil yaratılış diyelim. açlık katliam yaratılışın bir gereği ve insanımsıyı insan eden oluşumlar olarak kabul edilsin. bu kere de kişi cenneti vaad eden bir anlayış olsa o anlayışa karşı dünyalık talebinden başkasını ileri sürmemeye başlıyor. ilahi kudrete inanıyor ancak dünyalığı(rızkı-elde ettiği değer) kadar inanıyor. deist veya ateist olamayacak kadar dini ve yaratıcıyı tanıyan ancak kendisinin deist veya ateist olarak tanımlanmasını isteyen insan tipi ortaya çıkıyor.

    bu durum, toplamda haksız da sayılmayacak ve azımsanmayacak bir çoğunluğu oluşturabilir.

    ...................

    bu açıdan adına ne denirse densin yaratılış denen şeye güven duymak, belirlenebilir olmasını sağlamak, aynı şartta aynı sonucu vereceğine inanç ile varoluşu anlamlamak şarttır.

    yaşamak istemeyen bir organizmayı cennette de yaşatamazsınız. muhabbeti-geyiği ayrı bir konu ancak, insanın 3 kuruşa veya kadına kıza veya villaya arabaya meyletmesi başkadır bu değerleri ileri sürüp satın alınabilir-kullanılabilir bir değer olmayı kabul etmemesi hali başkadır. insan özünde saygıdeğer bir oluşumdur.

    aşı eşi işi az olsun ancak kendisine ait olsun ve güven içinde barınabileceği bri ortam bulsun. bu durum saygıdeğer bir durumdur ve insanımsı denen şey bu saygıdeğer tutumu gördüğü yerde varoluşa-değişime!!! açık ve uygun hale gelir. aynı şekilde davranıp arasında fark var diyeceğimiz mesela bakteri gibi davranıp türeyen insanımsı şekli ile türeme göstererek amacı olan insanın, üreten- ekosistemi koruyan insan görüntüsü arasındaki farkı bana göre güven unsuru oluşturuyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 19 Nisan 2018; 17:25:39 >




  • Olecegiz diye öldurelim mi kendimizi..hadis ne diyor hiç ölmeyecek gibi dunya her an ölecek gibi ahiter icin çalışın.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Basari, sonunda ulastigin nokta degil; o noktaya varirken takip ettigin yoldur. Sonunda ne olacagini bilmek seyehatini daha anlamsiz hale getirmiyor.



    Titanigin battigini bilsen de filmini izliyorsun. Mesele filmin sonunu bilmek degil cunku.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bakış ve teorem.



    İnsanın içresinde yaşama duygusuna sahip bir oluş var.



    İnsanın dışından yapılan gözlem bu varlığın oleceğini bilebilir halde iken insanın içerisinde olup da olumu bizzat yaşayacak şey bu durumu bilse idim bu bedende olmazdım demesi farklı bakış açılarını gerektirmekte.



    İnsanın sonunun ne olduğunu bilen yaşama duygusu o sona tabi olup içselleştiğinde bilseydim bu bedende hayat bulmazdım demesi farklıdır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • HADO77 kullanıcısına yanıt
    Dayatılmış inançlarının kölesi olmuş, inançlarını sorgulamaktan bile korkan insanın özünde bile olsa saygıdeğer olması gerçekten mümkün mü
  • kamucan kullanıcısına yanıt
    insan zorunlu bir sonuçtur. bir sebeble dünyaya getirildik ve bu durum bize sorulmadı.

    bu varlık özünde saygıdeğerdir.

    yaşamın bir yere sürüklediği hayat hikayeleri mevcut. bu kişilere de bu saygıdeğer anlayışla bakış açısı oluşturulmalı.

    ...................

    bir kişinin toplam insan anlayışından ayrıksı bir inanca sahip olması mümkün değil. bu kişi bir şekilde toplam insan inançlarından farklı bir inanca sahip olmuşsa o kişi kayda değer bir düşünüşün sonucudur denmeli. bu durum mucizevi bir haldir.

    doğruluğu yanlışlığı tartışılabilir ancak çok özel bir hal olduğu da kabul edilmeli.
  • bu soru hayatın her yönüne uygulanabilir

    acıkacağını bilen insan niye yemek yer

    kirlenecek olan oda veya tabak niye temizlenir

    harcanacak olan para niye kazanılır

    yıkılacak olan bina niye yapılır vs

    hayata gelirken bize sorulmadı gideceğimizde de sorulmayacak insanın huzuru bulması hakikatleri, değiştiremeyeceği şeyleri kabul etmesine bağlı

    hayattaki mana kişinin bakış açısıyla şekilleniyor hikayelendirilmiş şekliyle yatalak hasta duvara bakarak orada dünyanın bütün güzelliklerini gözünde canlandırır anlatır ve kendine de yanındakilere umut olur karşısındaki hasta o arkadaşın yatağına geçince karşılaşır buz gibi duvarla

    hayata nasıl bakarsanız onu görür onun karşılığını alırsınız başka bir şey değil
  • HADO77 kullanıcısına yanıt
    Düşünce eşittir içinde bulunduğun toplum anlayışı aynı zamanda kişinin birey olması ile tezat bir durum değil mi. En azından birey toplumdan ( özellikle inanç yönüyle ) farklı düşündüğü zaman toplumun verdiği tepkiler çoğu zaman bireyi sindirmeye yönelik değil mi.

    Genele fikrini kabul ettirebilen insanların varlığını kabul etmekle beraber bireyin toplumda belli bir gücü ve konumu olmadıktan sonra farklı düşüncenin mucizevi bir hal olmasının bir önemi kalıyor mu
  • kamucan kullanıcısına yanıt
    İlk kısım açısından şunu soyleyebiliriz. İnsanı tanıyan ve ona karşı, karşı tez uretebilen bir kişiliğin toplumsal mekanizmada zannedildiği gibi ezildiğini zan etmiyorum.



    Çoğu zaman bakış açılarının yanlış kanıları mevcuttur. İnsanın tureme yolu ile anne ( tanım sorunu) dediği kavramı bile tanımadan başka birisini tanıdığını ve hakkında verdiği kanaat çerçevesinde doğrular oluştuğuna bırakın inanmayı komedi parodisi olarak düşünmek olası.



    .....



    Meselenin ikinci yonu ise şu. Ayı boldum elimden su akıttım nili asamla ayırdım.



    Şimdi siz bu olaylara taraf olmadan orada olsa idiniz bunlar yerine 400 milyon doların olsaydı daha iyi olurdu dersiniz ve doğrudur.



    Avrupalılar 100 yıl öncesine göre binlerce mucizevi hale imza attı. Açlığımız mı bitti. Aile sorunları ortadan kalktı mı? Vs.



    Önemli olan mucize yapmak değil önemli olan dahil olmak parçası olabilmektir. Yoksa şunu diyeyim bir adam gokte uçuyormuş denizde yuruyormuş da bana neden ote bir anlayış oluşmaz.



    ............



    Diyeceksiniz ki bu mucizeler olmasa ilahiyat anlamında insanlar yokluğa cehenneme suruklenirdi. Buradaki hata şu mucize inana inanç katar yoksa mucize zalim olana yoneliktir. Firavuna mucize gelmiş ve zulmetme denmiş inanan içinse bu durum inancını perçinlemiş.





    Yani mucizevi idealar ideaya inananı anlamlandırmaya yatarken hedefi o kişi değildir.



    ........



    Firavunu ikna etmeyen mucizenin anlamı yoktur. Bu açıdan guç kuvvet denen dengede sizin ideallerinize inananın değil ikna edilmesi gereken bir gucun varlığı duşunulur ve zenginliğin o turlusunun yerle yeksan olduğu bildirilir.



    Ben de zengin olmak isterim ancak mucizevi idealara inanmak zorunda bırakılanın ki gibi değil. İnandığım ideaların desteklendiği bir anlam karmasına dayalı olarak isterim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ölüm hepimizin karşılaşacağı doğa olayı.

    Belki yatalak olursun 15 sene yakınlarına bakımına maruz kalırsın.
    Belkide bir kaza sonucu hayatının kaybedersin. ve tüm acıların diner.

    Ölüm korkulacak bir şey değildir.
    Sen ölünce ne olacağım ne olurum korkusunu yaşıyorsan bu içi boş korku. Öldükten sonra yok olup gideceksin.

    Asıl zor olan öldükten sonra geride 6 aylık bir bebeğin kaldı ise onu düşün.
    Yazık değilmi 6 aylık bebeye ve annesine . Sen iş kazasında öleceksin . ve 900 sigortan yoksa ailen perperişan 6 aylık bebeğin belkide yetiştirme yurtlarında sürünecek.

    Bırakın kendinizi düşünmeyi. Birazda toplumu düşünün.
  • HADO77 kullanıcısına yanıt
    Bizim toplumun genelinde inancın ritüelleri ile alakası olmayanlar dahil olmak üzere geleneksel inançlara karşı tez üretenlere bırakın tepki vermemeyi yeri geldiğinde bu zındık deyip kafasını bile kopartırlar.


    Bundan 25 sene önce Filistin ve İsrail konulu bir muhabbetin içinde bilinenin dışına çıktığımda bana verilen ilk tepki " Sen kafir oldun, hemen tövbe et " olmuştur.

    Çünkü o insanlara tevrat, incil yada kuran farketmeden kafirin malı inananlara helal olduğunu, savaşta ele geçirilen kadına tecavüzün günah olmadığını, onların malının da inananlara helal olduğunu söylediğimde bekledikleri cevap bu değildi.

    O gün beni kafir ilan eden o insanlarla bir daha bu tip bir sohbete girmedim çünkü bir düşünce karşısında beni kafir ilan eden bu insanların beni dışlamak dahil neler yapabileceğini iyi kötü biliyordum.

    Anlatmak istediğim siz her ne kadar " İnsanı tanıyan ve ona karşı, karşı tez uretebilen bir kişiliğin toplumsal mekanizmada zannedildiği gibi ezildiğini zan etmiyorum " deseniz bile basitçe mahalle baskısı diye adlandırdığımız o dışlama özellikle Anadolu'nun bir çok yerinde mevcuttur.

    Adınız Celal Şengör değil de mıhtarın oğlu memmet ise her türlü papazı bulursunuz ki bu durum topluma göre katlinize fermana kadar gider.

    Sizin söyledikleriniz olması gereken olabilir ama toplumlar özellikle inanç konusunda kendi bile bilmediği inanca karşı saygı bekler. Aslında onların beklentisi kendisine bilmediği din hakkında bilgiler aktaranlara karşı saygıdır ve onların sözüne söz söylemek ağa b.ku üstüne b.k yapmak gibidir.

    Toplumsal inançlar bireysel sömürü haline getirilmediği sürece din dahil yararlı olduğuna inanırım. Çünkü bilinen hiç bir din kötü nasihatler vermez insanlara ama iş inanç üzerinden sınıfsal üstünlük sağlamak noktasına geldiği zaman birileri kalkıp Allah'a okeyde dördüncü mualemelesi yapmaya kadar gider ki insanlar için bu bile başlı başına mucize ve kutsaldır.

    Dediğiniz gibi mucizevi söylemlere inanmak zorunda değilim ama o iddaalara inanmaya içinde bulunduğum toplum tarafından zorlanan biriyim.

    Firavunu ikna edemeyen mucizenin bir anlamı olmadığı gerçektir ama bugün bizim toplumuza baktığında peygamberden fazla mucize (keramet ) gösteren şarlatanlar vardır ve o kimsenin görmediği keramet toplumun bir çok kesimi için varlığından bile önemlidir.




  • cahil olduğu için yaşar

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Mephalay M kullanıcısına yanıt
    Aynen öyle, sonunu bile bile tekrar okunan kitaplar, tekrar izlenen filmler, tekrar dinlenen müzikler aslında bu konuya en uygun cevap..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: MDemirm

    İnsan sonunu bile bile nasıl devam ediyor?Hayattaki mana nedir?Günü güne devredip sonumuzu bekliyoruz.

    Hayatın tek manası var oda Allaha kul olmak, onun yasakladıklarını yapmayarak ve ibadet ederek rızasını kazanmaktır gerisi yaratıcıya kalmıştır bizi Cennete veya Cehenneme sokmak onun takdiridir artı dünyaya gönderilen her canlı gibi ölmek için yaratıldık çünkü dünya bir misafirhanedir bir misafir misafir olduğu evde geçici olarak kaldığı gibi biz insanlada bu fani dünyada misafiriz gerçek evimiz ebediyyen kalacağımız UKBA alemi yani ahiret alemidir

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.