Şimdi Ara

oksijenin oluşumu üzerine bir konu... (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
40
Cevap
0
Favori
3.761
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Cevaplarınız için teşekkürler.
    @Mualla Lahuti Efendi
    @fauconni
  • Başka elementlerle uygun ortamda canlılık oluşabilir.
    Mantıklı. ama çok zor bir ihtimal.

    Hidrojenden kurşuna kadar radyoaktif olmayan maddeler belli.

    Oksijen yanıcı madde veya oksitleyici.
    Oksitleyebildiği maddeleri tek tek hatırlayamayacağım. Saymayada gerek yok.
    Hidrojenle yaptığı birleşik örneğine benzer 0.0 ppm Sudan başka bir madde yok.

    Tek hücreli canlıların haricinde diğer canlılığın gelişebilmesi için sudan başka ne olabilir.
    Su olmadan hiçbir şekilde canlılığın tek hücreden öteye gidip, dünyadaki gibi çeşitlilik gösterebileceğini düşünemiyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mhmt042

    ben sayıya bakmam yazılana bakarım aşağıdaki yazına cevap verdim ciddiyetsiz mi oldum cevap istemiyorsanız din konusunu açmayın bu kadar basit

    Metafizikçiler yaratırlar tanrı bi ol der . Bi bakmışın kurşun eriyiğinin 350c da içinde hayat oluşu vermiş.
    Neye bakarsan bak. Topiğin konusunun dinle alakası ne ????
    Sazan gibi yeme atladın.

    Komik durumlara düşüyorsun. Sana kurşun eriyiğinin içinde iyi uykular ve yaşamlar .
    Öteki dünyanda Kurşun içinde Cennetlere kavuşursun. Amen




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mfselektronik

    Başka elementlerle uygun ortamda canlılık oluşabilir.
    Mantıklı. ama çok zor bir ihtimal.

    Hidrojenden kurşuna kadar radyoaktif olmayan maddeler belli.

    Oksijen yanıcı madde veya oksitleyici.
    Oksitleyebildiği maddeleri tek tek hatırlayamayacağım. Saymayada gerek yok.
    Hidrojenle yaptığı birleşik örneğine benzer 0.0 ppm Sudan başka bir madde yok.

    Tek hücreli canlıların haricinde diğer canlılığın gelişebilmesi için sudan başka ne olabilir.
    Su olmadan hiçbir şekilde canlılığın tek hücreden öteye gidip, dünyadaki gibi çeşitlilik gösterebileceğini düşünemiyorum.
    Bunu bilebilmek için evrendeki yaşam olan (varsa) bütün gezegenleri gezip bütün yaşam formlarını incelemek gerekir ki mümkün değil. Bunu yapsak bile durumun henüz gerçekleşmemiş bir evrim olarak hala bekliyor olma ihtimali de bir köşede saklı duracaktır. Biz suyun böylesine bir evrim sürecine sebep olabildiğini kendimizden bildiğimiz için su olan yerleri canlılığa daha müsait görüyoruz. Bu yüzden radyo teleskoplarımızdan "waterhole" denen frekansları dinliyoruz. Yalnız bu bizim bilgisizliğimizden kaynaklanan bir durum. Yalnızca su ve oksijen sayesinde tek ya da çok hücreli yaşam oluşabilir şeklinde bir yorum yapmayı çok doğru bulmuyorum. Yalnızca bilmiyoruz.

    Mesela Satürn'ün en büyük uydusu Titan'ın atmosferinde değişik kimyasal reaksiyonlar gerçekleştiğinden haberdarız. Buralarda hücre zarı malzemesi olmaya müsait "akrilonitril" isimli moleküller bulundu. Bu moleküllerin bir araya gelerek "azotozom" adı verilen içi boş metan-etan bazlı hücre yapıları oluşturabileceklerini teorik olarak bilmekteyiz. Gelecekte Titan üzerinde yapılacak gözlemler bize Titan'ın metan göllerinde su bazlı olmayan yaşam formları oluşabildiğini gösterebilir.




  • Hocam sizin söylediklerinizde mutabıkız.

    Sonsuz boşlukta dahi bir meteor üzerindede canlılık şu veya bu şekilde oluşabilir.
    Buna itirazım yok.

    Ben sadece su olmadan gelişmiş formların oluşamayacağı düşüncemde ısrarcıyım.
    Sizde söylüyorsunuz.
  • Nerelerdeydin kardeş, foruma küstüğünü düşünmüştüm, sanırım tepecikli sayesinde 30 gün ban yedin ama sonra geri de dönmedin. Neyse tekrar hoş geldin
  • Konuda birçok kişinin yaptığı bir yanlışı düzelteyim. Belki ironi yapıyorlardır bilmiyorum ama...

    Bu bahsettiğin siyanobakteriler oksijeni yoktan varetmiyor ya da proton,nötron, elektron gibi parçacıklardan oksijen atomu üretmiyor. Doğada bileşikler içinde bulunan oksijeni fotosentez ile havaya O2 olarak salıyor.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 112600

    Nerelerdeydin kardeş, foruma küstüğünü düşünmüştüm, sanırım tepecikli sayesinde 30 gün ban yedin ama sonra geri de dönmedin. Neyse tekrar hoş geldin
    30 günlük uzaklaştırmayı kendim vermiştim forumdan uzaklaşmak adına. Tepecikli'ye "pedofil" dediğim için uzaklaştırılmam ondan önceydi (ki öyle olduğunu kanıtlayıp hesabını da süresiz çizdirdim, hala utanmadan yazıyor White Eagle 26 adıyla).

    Benim asıl derdim "kendi" cenahımlaydı. Haksıza haksız, aptala aptal diyemeyen; bu yetmezmiş gibi bir de bunların sularına giden kimselerleydi. Yine de dönüş yaptım sayılmaz. Anca arada bildiğim bir konu denk gelirse müdahil olurum diye düşünüyorum.
  • Ben eksikliğini hisseden bir insanım emin başka arkaşlarda vardır. Bilgin ve bakış açın ile bir şeyler katıyorsun.

    Kullandığın nickler bile bir şeyler öğretiyor.

    Gene de seni görmek güzel

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hoş geldin. fazla uzaktutma arayı. Burada kalite kayda değer ölçüde düştü, Senin gibi çıtayı yükseltenler de giderse, iyice tatsız-tuzsuz bir yer olacak burası.

    Konuya gelirsek; suyu ben de önemsiyorum. Moleküllerin oluşabilmesi için viskozitesi çok düşük sıvı bir ortama daha doğrusu elementleri sürekli birbirine temas ettirecek bir arka plana, bir sahneye ihtiyaç var. Aksi halde elementler kendiliklerinden birbirlerini bulup kararlı moleküller oluşturmuyorlar. Su bu iş için biçilmiş kaftan. Sürekli devinim halinde ve içindeki elementleri birbirleri ile sürekli çarpıştırıyor, yani reaksiyona zorluyor. Üstelik kendisi görece nötr, her reaksiyona girmiyor. Dahası sadece belli bir sıcaklığı tutuyor, üst limiti var.

    Başka şeyler de sayarım ama sanırım vermek istediğim mesaj için bu kadarı yeter. Su veya benzeri nitelikleri haiz bir sıvı olmadan da hayat yeterince süre verilirse kendine bir yol bulabilir ama burada anahtar kelime "yeterince süre". Yıldızının ömrü 10 milyar yıl olan bir gezegenin hayatın oluşmasını beklemek için bu kadar süreye tahammülü yoktur. Su içinde hayat 1-2 milyar yılda başlıyorsa susuz mesela kuru ya da katı bir ortamda mekanik kısıtlar (sürtünme vb.) elementlerin serbest dolaşımını ve birbiriyle sık sık karşılaşmasını kısıtlayacaktır ve bu nedenle belki de 10 milyar yıl gerektirecektir. Oysa örneğimizdeki gezegenin bu kadar süresi yok. Bu nedenle suyu hayatın başlaması için çok önemsiyorum. Suyun ayrıca kimyasal süreçleri hızlandıran kataliz etkisini de unutmayalım...




  • Nazik yorumlarınız için teşekkür ediyorum. Hoş bulduk
  • Hocam aslında biz oksijenden daha çok azota göre evrimleştik .. Havanın %78'i azottan oluşuyor ve sadece %21'lik kısmı oksijen . Oksijen seviyesi biraz artsa bile oksijen zehirlenmesi yaşamaya başlıyoruz ve hücrelerimizi bir nevi yakarak paslandırıp bizi öldürüyor ..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Irishman

    Hocam aslında biz oksijenden daha çok azota göre evrimleştik .. Havanın %78'i azottan oluşuyor ve sadece %21'lik kısmı oksijen . Oksijen seviyesi biraz artsa bile oksijen zehirlenmesi yaşamaya başlıyoruz ve hücrelerimizi bir nevi yakarak paslandırıp bizi öldürüyor ..
    Pek öyle değil esasen. Basınç kontrol altında tutulduğu takdirde %100 oksijenle dahi yaşamımızı sürdürmemiz (en azından teorik olarak) mümkün. Örneğin; NASA astronotları bazı uzay görevlerinde haftalarca düşük basınçlı saf oksijenle hiçbir sorun yaşamadan seyahat ettiler.

    Fakat belirli bir basınç değerinin üzerinde dediğiniz gibi oksijen zehirlenmesi, hücre hasarları ve ölümleri görülüyor tabii ki. Serbest radikallerin artışı zararlı sonuçlar doğuruyor. Yine de enerji üretim mekanizmalarımızın temelinde oksijen bulunuyor. Şu anda Dünya üzerinde yaşayan canlılar için mevcut hava konsantrasyonu uygundur diyebiliriz fakat azota göre evrimleştiğimizi söylemenin pek de doğru olmadığını düşünüyorum.




  • O zaman oksijen, basıncının asgari olduğu yerlerde yakıcılık özelliğini yitiriyor denebilir .. Zaten oksijenin verdiği zararın temelinde yakıcılık olduğu için dediğiniz mantıklı .. Uzay o sorunu hallediyor sağolsun :)



    Fakat dünya şartlarında ve basıncın bol olduğu yerlerde azot kesinlikle daha önemli .. Eksikliğini kapatıyor .. Zaten karbon , su ve oksijenle birlikte en önemli yaşam kaynağımız azot ..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: BalıkYiyin

    Konuda birçok kişinin yaptığı bir yanlışı düzelteyim. Belki ironi yapıyorlardır bilmiyorum ama...

    Bu bahsettiğin siyanobakteriler oksijeni yoktan varetmiyor ya da proton,nötron, elektron gibi parçacıklardan oksijen atomu üretmiyor. Doğada bileşikler içinde bulunan oksijeni fotosentez ile havaya O2 olarak salıyor.
    Yanlış anlamışsın. Hiç kimse siyanobakterilerin veya diğer bakterilerin oksijeni yoktan varettiğini söylemiyor.

    Fotosentez yolu ile veya VB yollarla sudaki ve diğer ortamlardaki bileşimde bulunan oksijenin açığa çıktığı bilindiği için değinilmeye gerek görülmemiştir.

    Başkaca bir düşünce yok. Aksine düşüncede kimse olduğunu düşünmüyorum.
  • Dediğim düşüncede olan bir yorum gördüğüm için böyle bir açıklama getirdim. Sen biliyorsan görmezden gelerek devam edebilirsin. :)

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Doğada kısaca ne bulduk kullanarak evrimleşmişiz.

    Doğada bol kurşun olsa idi onuda hücrelerimizdeki mineraller içine katabilirdik.
    Bize belkide mineralli vitamin haplarının içine kurşun takviyesi yapabilirlerdi.

    Demir çabuk oksitlendiği ve doğada bol bulunduğu için kanımızdaki alyuvarlar oksijeni demirli bileşiklerle taşıyorlar.

    Bu alüminyumda olabilirdi. O halde 15 milyar yıl evrimleşmemize yetermiydi ona kararı bilim adamları versinler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F01EF196D

    30 günlük uzaklaştırmayı kendim vermiştim forumdan uzaklaşmak adına. Tepecikli'ye "pedofil" dediğim için uzaklaştırılmam ondan önceydi (ki öyle olduğunu kanıtlayıp hesabını da süresiz çizdirdim, hala utanmadan yazıyor White Eagle 26 adıyla).

    Benim asıl derdim "kendi" cenahımlaydı. Haksıza haksız, aptala aptal diyemeyen; bu yetmezmiş gibi bir de bunların sularına giden kimselerleydi. Yine de dönüş yaptım sayılmaz. Anca arada bildiğim bir konu denk gelirse müdahil olurum diye düşünüyorum.

    Alıntıları Göster
    Hocam geldiğinize bende sevindim, şöyle düşünün Atatürk zamanında dinci hainler var diye ülkeyi düşmanın eline vermek ne kadar saçmaysa, sizinde forumdaki troller yüzünden bırakmanız saçma bence.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: HIGHER

    Hocam geldiğinize bende sevindim, şöyle düşünün Atatürk zamanında dinci hainler var diye ülkeyi düşmanın eline vermek ne kadar saçmaysa, sizinde forumdaki troller yüzünden bırakmanız saçma bence.

    Alıntıları Göster
    Troller yüzünden değildi, onlarla uğraşmaktan hiç bıkmam. Benim derdim akıldan yana, bilimden yana görünüp de bunlara karşı olanların suyuna giden kişilerin peyda olmasıydı. Hala buralardadırlar şüphesiz ama n'apalım




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F01EF196D

    Troller yüzünden değildi, onlarla uğraşmaktan hiç bıkmam. Benim derdim akıldan yana, bilimden yana görünüp de bunlara karşı olanların suyuna giden kişilerin peyda olmasıydı. Hala buralardadırlar şüphesiz ama n'apalım

    Alıntıları Göster
    Anladım, takmayın hocam.
    ''Körler sağırlar birbirini ağırlar'' deyin geçin




  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.