Şimdi Ara

nVidia GeForce 8800 Hakkında (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
48
Cevap
0
Favori
1.268
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: daemonica

    quote:

    Konuşma problemim var. O yüzden diğer insanların hakim olamadığı bir konuyu anlatmak istiyorum. Böyle bir konuda soru gelme olasılığı çok az.

    çok yanlış düşünüyorsun tuğer'in yazdığıda çok fazla teknik terim var. sen insanlara kartın teknik özelliklerini sayacaksın, eğer biri çıkar sana "rop nedir?" ya da "doku adresleme birimi nedir?" diye sorarsa ne yapacaksın? (ben de bilmiyorum şahsen bunların ne olduğunu ) o yüzden, madem böyle bir konu seçtin, eğer güzel bir iş yapmak istiyorsan, yukarıya yazdığımı tekrar düşün. önce ekran kartları ve nasıl çalıştıkları hakkında genel bir bilgi ver. insanlar neyin ne olduğunu bilsin. ondan sonra istediğin kartı tanıt. "konuşamıyorum" falan gibi bahanelerin arkasına da sığınma.

    Öneriniz için çok teşekkürler ama bunu sunmaya kararlıyım.




  • ben palit 8800gt kullanıyorum performans süper amacrysis ve rainbow six vegas 2 hariç bütün oyunları full çalıstırıyor birde arkadaslarla yaptıgımız testlerde power ın rolü çok büyük 430 watt kesinlikle yetmiyor aynı ek kartı oyunları 430 wattlık powerle full grafik acamıyor çalısıyor ama acamıyor 500watt oda kaliteli olması lazım bilinen marka tt ocz fsp tagan coolermaster falan bilginiz olsun diye yazıyorum. daha önce 2600xt gddr4 ek kullandım görüntü olarak ati daha önde bunu her kosulda kabul ederim cünki bizzat yasadım atide medium ayarlarda aldıgınız görüntü kalitesini nvidiada full grafikle anca alıyorsunuz bende kabullenmek zorunda kaldım buolayı ayrıca atinin aa kenar yumusatma olayı nvidiadan katkat üstün bence ben performans takılmalar falan olmasın diye degiştirip 8800 gt aldım memnunum nede olsa oyunlar nvidia destekli görüntü diyorsanız eger kesinlikle %100 ati kimse inkar etmesin



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dost1984 -- 14 Eylül 2008; 5:15:04 >




  • Bu sunumu hangi derste yapacaksın?Bilim ve Teknoloji gibi bişeyler gelmiş sanırım bu yıl.Müfredat değişmiş.O mu?
  • Sunumu yaptınız mı @baykagan?



    quote:

    tuğer'in yazdığı yazıda çok fazla teknik terim var. sen insanlara kartın teknik özelliklerini sayacaksın, eğer biri çıkar sana "rop nedir?" ya da "doku adresleme birimi nedir?" diye sorarsa ne yapacaksın?


    O da kolay.

    Örneğin "ROP nedir?" diye sordu. Cevaben:

    " 'ROP', yani raster operations pipeline veya render output unit, render çıktı birimi şeklinde yarı Türkçeleştirilebilecek olan ROP, bir 'huni' gibidir. Belli seviyenin üstündeki bir sayıda/güçte olduğu sürece, belirleyici olmaz. 1920x1200 gibi yüksek bir çözünürlükte, AA açınca önemi artabilecek bir birim. Belki 'iş' miktarı yükseldiğinden.
    'İş' sonlandırma birimi gibi bir şey. 'Emeğin' 'meyvesini' toplama, diyebiliriz."

    Ne güzel, gayet anlaşılır bir şekilde. "Huni" demek, başlangıç fikrini veriyor.

    Yoksa, "ROP, 'pixel'(görüntü noktası?) ve 'texture element'\texture pixel(texel) (doku öğesi) bilgilerini alarak bunları işleyip, belli yöntemlerle 'pixel' ve 'depth'(derinlik) değerleri hâline sokar", " ROP, yerel bellekte(ekran kartı belleği) ilgili tamponların(ara bellek) işlerini halleder ve aynı zamanda onları karıştırır, 'harmanlar'('blend') " dersek boş boş bakarlar. Ki gayet sade bir tanım olsa gerek, sonrası uzmanlara kalır.


    Araya bir de Z-Buffer(Depth Buffer) falan karıştırılır, ayrıntıymış gibi:

    "Grafik işlemci, çokgenleri çizer, onları kaplar(texturing) ve aydınlatır, sonra Z-Buffer düzeniyle çokgenlerden hangisinin, hangisinin önünde durduğu hesaplanarak onlara 'derinlik' verilir ve böylece sahne görünür kılınır" vs vs. En fazla "bu ne?" diye soran biri için bunlar gayet yeterli olur. Daha ne soracak?


    Bir de üstte sahne falan denmiş. Ben de bir şey sorayım gelmişken:

    Bellek bant genişliği yetersizliği yaşayan bir GTS G92 için (aslında soracağım şey, bildiğimiz anlamda bant genişliği sorunu yaşamayan kartlar[200 serisi üyeleri, gibi] için de geçerli), 1680x1050 - 4x AA (AF kendiliğinden açık) ile çalıştırılmış şu UT3 sahnelerinden hangisinde, bellek bant genişliği daha çok darboğaz yapar?(Olan boğazın darlaşması:). Yani, hangi durumda, sadece bellek hızını arttırmak daha çok getiri sağlar:

    1:
     nVidia GeForce 8800 Hakkında


    2:
     nVidia GeForce 8800 Hakkında



    Not: Neden belirterek yapın lütfen, yorumunuzu(amacım o nedenleri görmek zaten). Yani, size o görüşü veren şey nedir? (Teknik[x - y'li, 0'lı 1'li] şeyler istemiyorum tabii. Ben de anlamam o işlerden.)

    Not2: Bu sahneleri bellek hızını arttırarak, ne kadar önemli olduğunu bizzat deneyerek görmüş kişiler cevap vermeyecek. Sadece sahneyi görüp, tahminde bulunacaksınız(oyunu açıp denemek falan yok yani). Ben zaten biliyorum, sorunun cevabını.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi False King -- 18 Eylül 2008; 8:22:56 >




  • Sadece tahmin istemiştim ama
  • Öğretmen erteledi sunumları. Daha sonra mutlaka bu sunumu yapmaya çalışacağım.

    @ murtix7, TM öğrencisiyim, bildiğim kadarıyla ''Bilim ve Teknoloji'' ilk ve orta okullarda var. Sunumu Dil ve Anlatım dersinde yapacağım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bidesen -- 18 Eylül 2008; 20:13:15 >
  • Tuğer sen insanmısın

    Bu kadar şeyi para kazanmak amacıyla yazsan şaşırmam ,ama burası altı üstü bir forum sitesi
    Kabaca anlatsan yeterlidir.

    Akıl sağlığın için bu kadar gereksiz detaylara inmemeni öneririm.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: baykagan

    Öğretmen erteledi sunumları. Daha sonra mutlaka bu sunumu yapmaya çalışacağım.

    @ murtix7, TM öğrencisiyim, bildiğim kadarıyla ''Bilim ve Teknoloji'' ilk ve orta okullarda var. Sunumu Dil ve Anlatım dersinde yapacağım.

    Bence senin açindan isabet olmuş, o denli spesifik bir konuyu derste kimse dinlemez, 5 dakikadan sonra herkes başka şeyle ilgilenmeye başlar, bu tip bir konuyu meraklısı bile zar zor dinler, örnek olarak Tuğer'in yukarıya yazdığı güzel makaleyi kaç kişi okumuştur acaba.
    Sınıfınızda herhalde kızlar da vardır onların 8800 gts'nin 8800 gt'ye göre bant genişlik farkına ilgi duyacaklarını hiç ama hiç düşünmüyorum , eh bir sunum da 15 dakikanın altına zor düşeceğine göre bayağı başarısız bir sunum olacaktır, bu da senin açında derste negatif bir puan olur.
    İlgiyi devam ettirebilmek için başka atraksiyonlar yapman gerekir , nvdianın ekran kartında hemde bir modelinde bunu başarmak ilginç bir deneyim olsa gerek? Ne yapacaksın bu kart bu videoları en iyi oynatabilen karttır diyerek erotik klip mi yayınlayacaksın? Bir sunumun başarısının %60ı anlatandaysa %40 da sunuma katılarak konuyu zenginleştiren aktif dinleyicedir. Bence kendine daha özelliği az ama anlatımı kolay konu bul.





    Derdimi daha iyi anlatabilmem için alıntı yapmam gerekiyor :

    Klasik bir tanım olacak ama bir sunumun başarısı için 5 ana unsuru vardır


    · Amacınızı belirleyin

    · Dinleyici kitlenizi analiz edin

    · İhtiyacınızı tanımlayın

    · Bilgilerinizi düzenleyin

    · İletişim yöntemlerinizi hazırlayın




    Başarılı bir sunum gerçekleştirmek için sunumun neyle ilgili olduğu konusunda net bir düşünceye sâhip olmalısınız. Konuyu tam ve doğru anlamalısınız. Eğer gerekliyse, amacı her yönüyle anladığınızdan emin olana kadar, bilgi edinmeye devam edin.

    Her sunumun bir nedeni ve ihtiyaçları vardır. Bu gereksinimi karşılayabilmek için sizin neye ihtiyacınız var? Bunu “gözü kapalı” yapabilir misiniz? Yoksa biraz araştırmaya ihtiyaç duyar mısınız?

    Fakat gerekli sonuca ulaşmak için sunuma hangi bilgiler dâhil edilmeli? Az bilgi verirseniz, sunum herkesin zamanını çalan bir olay haline gelir. Öte yandan çok fazla bilgi verirseniz, bilgilerin çoğu ertesi gün unutulur; yine herkesin zamanını çalan bir etkinlik olur.

    Eğer hedefinizi daha doğru biçimde tanımlarsanız, sunuma alınması ve dışarıda bırakılması gerekenleri belirlemek daha kolay olur.

    Hangi görsel yardımcıları (eğer varsa) kullanacaksınız? Sunum nerede gerçekleşecek? Sunumda ne tür bir yol izlenecek?

    Sunumunuzun çerçevesini planlayacağınız ve en önemli sorun üzerinde düşüneceğiniz yer burasıdır: Sunumunuz dinleyicileriniz tarafından nasıl algılanacak (Söylediğinizi ve demek istediğinizi anlayacaklar mı? Ne söylediğinizi düşünecekler? Ya da duyduklarını sandıkları şeyle neyi kast ettiğinizi düşünecekler?)

    Biraz kaygı hissettiğinizde, bu duyguyu “yeniden biçimlendirin.” Başınıza geleni, gerçekten başarılı bir performansı hızlandırma süreci olarak yorumlayın. Fazladan bir parça adrenalinin size “performans üstünlüğü” vereceğini kendinize hatırlatın. Sonra da en iyi sunumunuzu yapmak için gerekli olan şeylere yoğunlaşın.


    Nereye ulaşmak istiyorsunuz?

    Çalışma gününün belirli bir anında yapılmakta olan on binlerce sunumun çoğu, bir ürünü veya hizmeti satmayı, bilgi aktarmayı, düşünceleri açıklamayı veya yeni becerileri ortaya koymayı ve geliştirmeyi amaçlamaktadır.

    Herhangi bir sunumun tüm hazırlık sürecinin yedi temel adımı içerdiği varsayımına dayanır:

    1. Neye ulaşmak istediğine karar verme.


    2. Bu hedefe ulaşmanın en iyi yolunun resmî bir sunum olup olmadığına karar verme.

    3. Bir sunumla devam etmeye karar verdiyseniz, onun nasıl bir biçim alması gerektiğine karar verme.

    4. Bir metin hazırlama (ihtiyaçları en iyi karşılayacak bir biçimde).

    5. Görsel yardımcıları ve broşürleri tasarlayıp hazırlama.

    6. Ezberleme ve prova yapma.

    7. Gerçekleştirme.

    Zayıf bir sunum yapmanın garantili tek yolu, yetersiz hazırlıktır. En berbat sunumları yapan tecrübeli insanlar vardır; çünkü onlar birkaç temel beceri kazanmayı reddederler.

    İyi bir sunum, iki ya da daha çok kişi arasındaki etkili iletişimden daha öte bir şey değildir. Bu bir beceridir ve diğer beceriler gibi öğrenilebilir. Umut vaat etmeyen insanlar bile, kendi içlerindeki yeteneği açığa çıkarabilirler. Kekeleyip pepeleyen kişiler, yine kekeleyip pepeleyecektir; fakat buna rağmen, etkili biçimde sunum yapabilirler.

    Bir eylem planını savunan veya buna karşı çıkan, gerçekten çok inandırıcı sunum yapmışken, yine de kimsenin söylediklerinizden zerre kadar etkilenmemiş göründüğünü hissettiğiniz, hiç oldu mu?

    Sözgelimi, siz diğer insanları etkilemeye çalışırken, vücut dilinizin, sesinizi kullanma biçiminizin ve “tavrınızın” (“cazibe” veya “karizma” olarak da bilinen, tam tanımı yapılamayan kişisel özellik) ne kadar farkındasınız?

    Britanya’da ve ABD’de yapılan çalışmalar, diğer insanlar hakkındaki yargımızı, üç ana özelliğe dayandırma eğiliminde olduğumuzu gösteriyor:

    * Sözel (kelimeler)=%7

    * Vokal (ses tonu)=%38

    * Görsel (beden dili)=%55

    Dinleyenler için sesinizi ilgi çekici kılacak şekilde farklı ses tonlarını ve ses düzeylerini kullanıyor musunuz, yoksa (dürüst olun) uzun süre konuşmanız gerektiğinde (örneğin, 4 ya da 5 dakikadan fazla sürekli konuşunca) sesiniz monotonlaşma eğilimi mi gösteriyor?

    Vereceğiniz yanıt, diğer insanların size verdiği tepki konusunda oldukça açıklayıcı olabilir. Yavaş ve ortalamadan düşük tonda konuşan biri, genellikle güçlü ve saygın bir kişi olarak algılanır. Hızlı ve yüksek sesle konuşan kişi, heyecanlı, fakat ‘önemsiz’ ile ‘kesinlikle güvenilmez’ arasında bir kişilik olarak görünecektir.



    Peki ya vücut diliniz?

    Sözgelimi, pek nadir el-kol hareketi yapan bir kişi güçlü, ölçülü ve zeki olarak görünür. Sık sık ve heyecanlı el-kol hareketleri yapan bir kişi ciddiyetsiz, hâttâ sokak reklamcılığından öte iş yapamayacak biri olarak görünebilir.

    Kısacası, en parlak konuşmanın bile başarısı, sonuçta konuşmacının sunum tarzına bağlıdır; konuşmanın içeriğine değil. Hangi durumda olursa olsun, eğer sunum tarzınız dinleyicileri etkileyecek nitelikte değilse, içerik geçersiz hale gelmeye başlar.

    1960 yılında ABD başkanlık koltuğu için yarışmakta olan John F. Kennedy ve Richard M. Nixon arasındaki seçim öncesi tartışma, bu olgunun yaşanan çok güçlü bir örneği olarak sayılmalıdır. Bu tartışmayı yalnızca radyodan duyanlar, algılarında sözel içeriğe ve ses işaretlerine dayanmışlardı. Bu gruptaki insanların çoğu Nixon’ı daha iyi bir aday olarak değerlendirdi. Tartışmayı televizyonda gören; sözel içerik ile ses işaretlerini alan ve aynı zamanda iki konuşmacının vücut dilini gören insanların çoğunluğu, John F. Kennedy’yi çok daha güvenilir bir aday olarak algıladılar.

    Tarihin basit bir gerçeğidir; politikaları olan Nixon’dı, ama başkanlığı Kennedy kazandı! Dinleyicileriyle sıcak ilişki kurabilen sunumcu, bilinç ve bilinçaltı düzeylerinde etkili oluyor.


    En iyi sunumcular, planlama aşamasının başlangıcından itibaren iki temel soruya doğru yanıtı vermek için çaba gösterir:

    Sunumun neye ulaşmasını istiyorum?

    Ben hedeflediğim sonuca ulaştığımda, dinleyiciler nasıl davranacak?



    Bir sunumda asla yalnız olmazsınız, sâdece siz öyle hissedersiniz

    Bir telefon konuşması sırasında fiziksel, sözel olmayan işaretler bütünüyle devre dışıdır ve ipuçlarımızı diğer kişinin ses tonundan ve seçtiği kelimelerden almamız gerekir. Birçok kişinin hayli farklı bir “telefon tarzı”na sâhip olduğu bilinir; oysa bu sözel işaretler her zaman bütünüyle güvenilir değildir. Bazılarının önemli ve hassas konuları telefonla görüşmemeyi tercih etmesinin temel nedenlerinden biri budur.

    Mektup yazmaya gelince, bu iletişim yönteminde kuşkusuz hiçbir geribildirim almayız. Bu nedenle pek çok yetişkin, mektuplarını hemen hemen bir telgraf gibi net ve kısa yazma eğilimindedir.

    Sunum yapma,-alınan geribildirim anlamında-bir telefon görüşmesi ile mektup yazma arasında bir yerde yer alır.

    Önceden yaptığınız bir sunumu yeniden yapıyor olsanız bile, tüm materyalinizi gözden geçirin.

    Görsel yardımcılarınız olabildiğince net ve ilgi çekici mi? Sunumdaki “olgu”ların herhangi biri, en son sunum yaptığınızdan beri değişti mi? Yeni dinleyiciler için sunumu daha ilgi çekici, daha yararlı ya da daha uygun hale getirecek herhangi bir şey ekleyebilir, çıkarabilir ya da değiştirebilir misiniz?

    Dinleyicilerinizi tanıyın

    İnsanlar söylediğiniz her sözü otomatik olarak anlar mı? Böyle bir şansınız yok!

    Gerçek yaşamda daima bir “iletişim aralığı” vardır; söylemek istediğim, gerçekte söylediğim, sizin duyduğunuzu düşündüğünüz ve benim demek istediğimi sandığınız şeyler arasında fark vardır.

    Bu algı farkı, siz bir sunum yapıyorken daha da önemlidir. Her şeyden önce “dinleyici topluluğu” kolektif bir isimdir. Tekil gibi görünüyor, ama aslında dinleyici bireylerden oluşan bir çoğulluğu ifâde ediyor.

    Onlar sâdece kişiler de değildir, sizin söz etmek istediğiniz herhangi bir konu hakkında çok çeşitli görüşleri olan kişilerdir.
    Konuşmak yetmez, daha fazlası gerekli

    Çeşitli araştırmalara göre;

    * İşittiklerimizin yüzde 20’sini;

    * Gördüklerimizin yüzde 30’unu;

    * Hem işitip hem gördüklerimizin yüzde 50’sini;

    * Yaptıklarımızın yüzde 70’ini etkili biçimde hatırlayabiliriz.

    Mesaj açıktır: Gerçekten etkili olabilmesi için bir etkinliğin, dinleyicilerin görmesini, işitmesini, sunumcu ve sunum materyali ile etkileşim içinde olmasını sağlamak gerekir. Pratik olarak bir sunumda şunların yapılması gerekir:

    * Dinleyicilerin neyi bilmeye ihtiyaçları olduğunu onlara anlatmak;

    * Sözlü mesajınızı açıklamak, desteklemek ve etkisini artırmak için gereken miktarda materyali onlara göstermek;

    * Etkileşim için fırsatlar yaratmak; sorular için ayrılan zamandan daha fazlasını gerektirir.

    Çoğu yetişkin, 25 ila 30 dakika arasında bir süre boyunca dikkatini korur ve belirli bir süre içinde ancak 5 ila 9 bilgi kümesini zihinsel olarak işleyebilir. Çok fazla konuda bilgi içeren bir sunum, 15-20 dakika sürse bile, dinleyicilere çok uzun gelebilir. Eğer 45 dakikadan çok daha fazla konuşursanız, kaç konuyu ele aldığınız önemli değildir. Dinleyicilerinizin çoğu, konuşmanızı bitirdikten sonraki iki saat içinde söylediklerinizin hemen hepsini unutacaktır.
    Derleyen: Halit Yıldırım


    Bu kitabın ismi :

    Başarılı Sunum Teknikleri / Andrew Bradbury
    Successful Presentation Skills
    Çeviri: H. Elçi
    1. Baskı, Ekim 2006, İstanbul
    Resital Yayıncılık Eğitim Hizmetleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.

    Bence sunum yapacak her kişinin elinin altında bulunması gereken bir kitap.




  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.