Şimdi Ara

### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
41
Cevap
0
Favori
31.169
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • ben zaten inanamıyorum arabaya benzin koymadıklarına.
  • Erbakan İTÜ ye 1. olarak girip 1. olarak bitiren tek kişi.Süleyman Demirel için sınavlarda kopya çekerdi demiş hatta.Türk mühendisleri arasında seçkin bir yere sahiptir.
    Milli Görüşü kurmuş ve hala da savunmaktadır.Siyasi fikrine katılmayabiliriz ama siyasette de kendi akımını kuran ve kendi akımı ile iktidara dahi gelmiş bir liderdir.Hem mühendis olarak hemde siyasetçi olarak Türkiye ye damgasını vurmuş bir kişiliktir.
    Ayrıca DEVRİM arabalarının üretilmemesi ayrı bir rezalet zaten.
  • Bence;" Ulu önder " ' den sonra gelen en iyi devlet adamı ve beyindi ,ama maalesef dinci çıktı.Keşke rejim karşıtı düşünce ve savları olmasa idi,Türkiye çok daha iyi bir ülke olabilirdi,maalesef yönetim;şimdiki replika Abd ve Yahudi uşaklarına emanet edilmezdi.
  • Millet yakında uzaya çıkıcak yakında arabayla , biz hala devrim arabasını tartışıyoruz
  • Film 69 salonda gösterime girmiş, geçen hafta sonu sadece 12.425 kişi izlemiş, yine çok az...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi OnuR -- 10 Mayıs 2009; 17:53:14 >
  • Erbakan bugün aktif siyaset yapıyor olsa, onu alkışlayan ve 'ulan büyük adamdı' diye söylenenler, muhtemelen ona sövmekle meşgul olurdu.

    Kör öldü, badem gözlü oldu muhabbetine dönmüş bu başlık.
  • ben inanmıyorum benzini bitti yolda kaldı olayını, tamamen sanayini gelişimini engellemek için yapılmış bir olaydır bu aynı şekilde o senelerde uçak fabrikalarıda dışardan daha ucuza getirecez laflarıyla kapatılmıştır. kim bilir belki şimdiye bir dünya markası bir otomobil olabilirdi. HEMDE YERLİ YAPIM
    elin gevuruna para vermez kendi arabamıza binerdik, şimdi millete yalvarıyoruz gel burda üret die.
  • "Kayıp trilyon davasını" bazı arkadaşlar unutmuş gibi görünüyor.Ne yapıp edip,zamanaşımından yırttı.

    Sonra ceza aldı,ev hapsine çevirdiler.Çok hasta,yürüremiyor diye Abdullah Gül hapis cezasını kaldırdı.Hocası ya,kıyak yaptı.

    O da ne,bir anda iyileşti adam,mitinge gitti,kongreye gitti.


    Adam zeki mi?KESİNLİKLE EVET;ama yanlış bir yolda gitti.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: OnuR

    Film 69 salonda gösterime girmiş, geçen hafta sonu sadece 12.425 kişi izlemiş, yine çok az...

    Çünkü kim mikrofonu görse BELGESEL izliyorum der ama izlemez.Yalanlarla yaşayan bir milletiz maalesef.Türk halkı cahil diyen kesim ki sinemaya genelde okumuş-yazmış kişiler gider ama sinemada belgesel olunca bu OKUMUŞ kesimde gitmez ne hikmetse
  • Dikkat Bu resimleri görebilmek için kotanızdan 30 MB gidecek, istemiyorsanız hemen durdurun !

    Devrim Yeniden !!!

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA

     ### Necmettin Erbakan Devrimi !!! DEVRİM ARABALARI 1 MAYISTA TEKRAR VİZYONDA


    arkası yarın




  • Konuyu tekrar canlandırmak istedim..

    İlgili sinema filmini bu gün tekrar izledim ve o günlerin yokluğu ile bu günlerin varlığını karşılaştırdım... Karşıma şöyle bir tablo çıktı.. O günlerin toplu iğne üretemeyen memleketin evlatları 129 günde eğerki 2 adet otomobil (prototip) üretebilmişse bu günün evlatları çok daha iyi şeyler üretebilir.. 1961 deki o mühendisleri düşününce şimdi kendime ve diğerlerine bakıp , o mühendislere layık bir evlat olabilmek için elimden geleni yapacağım diyorum. Söz ...

    Not: Çok duygusal yazdığımın farkındayım ama hakikat ortada...

    Saygılarımla
  • ılk cktgnda ızlemstım flmı de bence Türk sınemasının en ıyı fılmlerınden bırısıdır o olaylar o sekılde olmasaydı belkı bı ferrarı klası kadar olmasda audı klasında arabalarımız olablrdı blkde daha ıyılerı cok yazık olmus cook ekonomımzde bu sekıl olmazdı zaten ah guzel ulkem
  • quote:

    Orijinalden alıntı: utuman

    Arkadaşlar Devrim Arabaları projesinde Necmettin Erbakan'ın uzaktan yakından alakası yoktur.2 gün önce üniversitemizde 1000 kişilik güzel bir katılımla Devrim Arabaları filmi gösterimi gerçekleşmiştir;ve yönetmen Tolga Örnek gösterimden sonra bizlerin sorularına cevap vermiştir.Bir arkadaş neden devrim arabaları filminde Erbakanın isminin neden geçmediğini sordu;bunun üzerine yönetmen Tolga Örnek çok sinirlendi ve Erbakanın bu projede uzaktan yakından alakası olmadığını;sadece o iktidara gelmeden önce birçok köşe yazarları tarafından böyle söylentilerin yayıldığını söyledi;o dönemde de Erbakan araç yapımı üzerinde çalışıyormuş ama projede görevlendirilen bir mühendis olmamış.Bu bilgiyi de devrim arabalarının yapımında emeği geçen mühendislerin(maalesef şu anda sadece 4ü yaşıyormuş);kızları ve oğulları desteklemiştir.Lütfen bilgi karışıklığı olmasın...

    *Devletimizde laik düzeni beyhude çabalarla değiştirmeye çalışan ardından da ağzının payını alan Erbakan hakkında 'Hangi Erbakan' adlı kitabı okumanızı da tavsiye ederim.Zekasının nelere işlediğini görmeniz için... *


    Ben de aynı filmi izledim ve konuyu da araştırmıştım. Necmettin Erbakan'la alakalı en ufak bir şey yoktu. Kendisini yıllarca da şöyle iyi mühendis böyle iyi mühendis diye tanıttılar öyle bir yönünü de göremedim ki iyi bir mühendis olması iyi bir devlet adamı olabileceği anlamına gelmiyordu ve bence olamadı da...




  • geç oldu msj dursun sonra okuruz
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mthan


    quote:

    Orijinalden alıntı: utuman

    Arkadaşlar Devrim Arabaları projesinde Necmettin Erbakan'ın uzaktan yakından alakası yoktur.2 gün önce üniversitemizde 1000 kişilik güzel bir katılımla Devrim Arabaları filmi gösterimi gerçekleşmiştir;ve yönetmen Tolga Örnek gösterimden sonra bizlerin sorularına cevap vermiştir.Bir arkadaş neden devrim arabaları filminde Erbakanın isminin neden geçmediğini sordu;bunun üzerine yönetmen Tolga Örnek çok sinirlendi ve Erbakanın bu projede uzaktan yakından alakası olmadığını;sadece o iktidara gelmeden önce birçok köşe yazarları tarafından böyle söylentilerin yayıldığını söyledi;o dönemde de Erbakan araç yapımı üzerinde çalışıyormuş ama projede görevlendirilen bir mühendis olmamış.Bu bilgiyi de devrim arabalarının yapımında emeği geçen mühendislerin(maalesef şu anda sadece 4ü yaşıyormuş);kızları ve oğulları desteklemiştir.Lütfen bilgi karışıklığı olmasın...

    *Devletimizde laik düzeni beyhude çabalarla değiştirmeye çalışan ardından da ağzının payını alan Erbakan hakkında 'Hangi Erbakan' adlı kitabı okumanızı da tavsiye ederim.Zekasının nelere işlediğini görmeniz için... *


    Ben de aynı filmi izledim ve konuyu da araştırmıştım. Necmettin Erbakan'la alakalı en ufak bir şey yoktu. Kendisini yıllarca da şöyle iyi mühendis böyle iyi mühendis diye tanıttılar öyle bir yönünü de göremedim ki iyi bir mühendis olması iyi bir devlet adamı olabileceği anlamına gelmiyordu ve bence olamadı da...



    keske dogru olsa ama milli gorusculer iste :) gene tutmuslar bi hurafe atip tutuyorlar. Keske Erbakanin 1 gr dahi Turk makina sanayine katkisi olsaydi. Kendisi alman makina sanayine yaptiklarinin 1/10'ini yapsaydi. Nato muhendisliginde yaptigi soylenmekte...

    Turk lirasinin rahatsiz edip , yerine "dinar" getirecegim diyen basbakandi sonucta.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Bluedevil86


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mthan


    quote:

    Orijinalden alıntı: utuman

    Arkadaşlar Devrim Arabaları projesinde Necmettin Erbakan'ın uzaktan yakından alakası yoktur.2 gün önce üniversitemizde 1000 kişilik güzel bir katılımla Devrim Arabaları filmi gösterimi gerçekleşmiştir;ve yönetmen Tolga Örnek gösterimden sonra bizlerin sorularına cevap vermiştir.Bir arkadaş neden devrim arabaları filminde Erbakanın isminin neden geçmediğini sordu;bunun üzerine yönetmen Tolga Örnek çok sinirlendi ve Erbakanın bu projede uzaktan yakından alakası olmadığını;sadece o iktidara gelmeden önce birçok köşe yazarları tarafından böyle söylentilerin yayıldığını söyledi;o dönemde de Erbakan araç yapımı üzerinde çalışıyormuş ama projede görevlendirilen bir mühendis olmamış.Bu bilgiyi de devrim arabalarının yapımında emeği geçen mühendislerin(maalesef şu anda sadece 4ü yaşıyormuş);kızları ve oğulları desteklemiştir.Lütfen bilgi karışıklığı olmasın...

    *Devletimizde laik düzeni beyhude çabalarla değiştirmeye çalışan ardından da ağzının payını alan Erbakan hakkında 'Hangi Erbakan' adlı kitabı okumanızı da tavsiye ederim.Zekasının nelere işlediğini görmeniz için... *


    Ben de aynı filmi izledim ve konuyu da araştırmıştım. Necmettin Erbakan'la alakalı en ufak bir şey yoktu. Kendisini yıllarca da şöyle iyi mühendis böyle iyi mühendis diye tanıttılar öyle bir yönünü de göremedim ki iyi bir mühendis olması iyi bir devlet adamı olabileceği anlamına gelmiyordu ve bence olamadı da...



    keske dogru olsa ama milli gorusculer iste :) gene tutmuslar bi hurafe atip tutuyorlar. Keske Erbakanin 1 gr dahi Turk makina sanayine katkisi olsaydi. Kendisi alman makina sanayine yaptiklarinin 1/10'ini yapsaydi. Nato muhendisliginde yaptigi soylenmekte...

    Turk lirasinin rahatsiz edip , yerine "dinar" getirecegim diyen basbakandi sonucta.

    İlk fikri İ.T.Ü. Motor Kürsüsü öğretim üyesi Necmettin Erbakan tarfından ortaya atılan Devrim otomobili Cemal Gürsel'in konuyu dikkate almasıyla, ordunun binek otomobil ihtiyacını karşılamak amacı da güden, ilk yerli ve seri üretim hedefiyle başlanan otomobil projesi, dönemin rakamlarıyla 1.400.000 TL'ye malolmuş ve 4.5 ay gibi kısa bir süre içinde tamamlanmıştır.

    Otomobil dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'i Cumhuriyet bayramına götürerek hem tanıtımını hem ilk vazifesini gerçekleştirecek iken benzinin bitmesi nedeniyle sadece 100 metre gidebilmiştir. Cemal Gürsel tarafından "Garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk" mizahi tabirine de konu olmuştur.

    İşin aslında, Eskişehir'den Ankara'ya tren ile taşınan devrim otomobillerine benzin konulmamıştır. Çünkü trende oluşabilecek bir tehlikede otomobillerin en az zararla kurtarılması düşünülmüş ve araçların ihtiyacı benzinin de Ankara'da konvoy yolunun üzerinde bulunan bir Mobil istasyonundan alınması, ve buraya kadar aracın ihtiyaç duyacağı benzinin mühendisler tarafından trene koyulması dahi mühendislerin en ince detayları dahi ne kadar düşündüğünü ve planladığını gösterir. Trenden indirilen arabalara çok daha sonradan Cumhurbaşkanı binmeden önce yapılan hazırlıklar sırasında neden benzin ikmali yapılmadığı bugün dahi bilinmez. Ancak konvoy Mobil istasyonuna uğrayıp vakit kaybetmek istemez ve böylelikle arabalar benzinsiz kalır. Gri olanda benzin vardır Cumhurbaşkanı gezisini bununla sürdürür. Anıtkabir'e ve tören alanına gider. Fakat gazeteler o zaman da ülke adına yapılan bu işin aleyhinde yayın yapmayı seçmiştir..

    Teknik Ekip

    Makina Yüksek Mühendisi Devlet Demiryolları Fabrikaları Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu başkanlığında ve Necmettin Erbakan'ın katkılarıyla, Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve mühendislerinden oluşan bir teknik ekip ve çalışma mekanı olarak da Eskişehir Demiryol Fabrikaları'nda dökümhane olarak yapılıp kullanılmayan bir bina seçilmiştir...


    Tasarım ve yapım
    Devrim'in özellikleriMotor modeli eski bir 6 silindir Chevrolet motorundan değiştirilmiştir. İki silindiri kesilip dört silindire indirilmiş, daha sonrada bundan kalıp yapılarak, üretilen yerli yapım diğer arabalara monte edilmiştir.


    İki farkli renk otomobil götürülmüştür. Bej renk Devrim ve Siyah (Makam Aracı modeli) Devrim. Siyah olana Cemal Gürsel bindirilmiş ve 100 metre gidebilmiştir. Geçen sürede Bej renkli olanın benzin ihtiyacı karşılanıp, Cemal Gürsel siyahtan indirilerek Bej renkliye bindirilmiş ve o gün belirlenen tüm güzergahları ve izleyen gunlerdeki makam otosu görevlerini başarıyla tamamlamışlardır.



    Devrimin o dönemde makine mühendisliği ve yerli ağır üretim endüstrisi alanında Türkiye için gerçekten bir devrim başlangıç unsuru olabileceği düşünülüp adı bu yüzden Devrim konulmuştur. Projenin, bağımsız ulusal ordu kara tasima, hava ve zırhlı savaş araç kademeli üretim sanayilerine kıvılcım olabileceği hususunda başarılı bir yetenek ispatı aşamasından hemen sonra neden aniden rafa kaldırıldiğı halen açıklık kazanmamıştır. Eğer Devrim dört arabayla kalmasaydı, şu anda Türkiyenin dünyanın en büyük makine sanayilerinden birini kurmuş olabileceği yönünde fikirler mevcuttur. Devrim'in önemi, Türk elinden ilk üretilen araba olması ve Türk mühendisliğinin bir şeyler yapabileceğini, başarabileceğini göstermiş olmasıdır. Ayrıca benzin, yağ, hız gibi göstergelerin Türkçe ikazlarla belirtilmesi de buna eklenebilir.

    Bej renkli bir kopyası Eskişehirde TÜLOMSAŞ bahçesinde özel bir müzede sergilenmekte ve hala çalışır halde tutulmaktadır.

    Beş yıl sonra, 1966 da Anadol, Ford ve Koç Holding ortaklığı Otosan tarafından üretilerek pazara sürülmüştür.



    BİR DEVRİ DEVİREN DEVRİM



    1960’lı yılların başında dünya yeni teknolojik gelişmelere sahne olmaktaydı.


    --------------------------------------------------------------------------------

    Almanya’da Wolkswagen fabrikalarının akarbandında bugünün bilgisayarlarının babası delikli kart tekniği deneniyor; jet uçakları sivil havacılığa adım atıyor; ABD’de renkli televizyonlar, siyah beyaz cihazları piyasadan çıkartıyordu. Türkiye’de ise aynı tarihlerde yerlisi kaliteli olmadığı için toplu iğne dışarıdan ithal ediliyordu.

    27 Mayıs 1960’ta yönetime müdahale eden askeri idare, 22 Nisan 1961 günü 18—1959 sayılı ve çift aylı, “çok gizli” damgasını taşıyan bir Başbakanlık yazısını Ulaştırma Bakanlığı’na iletti. Yazıda şöyle deniyordu:

    “Memleketimize has bir binek otomobil motoru imali ve örnek olarak da bir yerli otomobil numunesinin vücut bulmasını müteakip, diğer memleketlerin en iyi evsaftaki otomobilleriyle mukayesesinin yapılarak hatalarının da tesbiti suretiyle bu otomobilin zamanla tekamül ettirilmesi mevzuunun ivedilikle tetkiki...”

    Bu yazı aslında bir emirdi. Askeri yönetim dönemlerinde ise “emir demiri keserdi”. O yüzden her şeyiyle yerli bir otomobil üretmek gibi bir düşünce, tartışılmaksızın uygulamaya konuldu.

    O dönemde böylesi bir projeyi geliştirebilme imkânı yalnızca Devlet Demir Yolları’nda vardı. DDY’nin Eskişehir cer atölyesi merkez seçildi. Ankara, Sivas ve Adapazarı DDY fabrikaları da aynı proje kapsamında görevlendirildi.

    16 Haziran 1961 günü Devlet Demiryolları’nın 23 mühendisi Ankara’da bir araya geldiler. Herbiri kendi dalında uzman, her biri Berlin, Dresden, Zürich, New York, Detroit üniversitelerinde eğitimlerini tamamlamış, “iyi” değil “çok iyi” derecelerde diplomalara sahip 23 mühendis. Toplantı açıldı. Ulaştırma Bakanlığı’ndan gelen yazı okundu. Motoru dahil tümüyle yerli bir binek otomobil üretmekle görevlendirilmişlerdi.

    Üç gün sonra, Eskişehir’de yeniden bir araya geldiler. Otomobili olanlardan, yanlarında arabalarını da getirmeleri istenmişti. Fakat otomobil yapmaya gelen mühendislerin çoğu ömründe direksiyona oturmamıştı.

    Önce kullanım dışı kalmış dökümhane hangarı badana edildi. Zemini, kullanılmayan lokomotif saclarıyla kaplandı. Bir gezer vinç, tezgah niyetine birkaç uzun masa, bir de toplantı masası yerleştirildi. Bir çay ocağı konduruldu.

    BİR OTOMOBİL DOĞUYOR

    İlk olarak iş bölümü yapıldı. Yönetici grubu TCDD Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu başkanlığında TCDD Fabrikalar Dairesi Başkanı Orhan Alp, Cer Dairesi Başkanı Hakkı Tomsu, Cer Dairesi Başkan Yardımcısı Nurettin Erguvanlı, Eskişehir DDY Fabrikası Müdürü Mustafa Ersoy, Adapazarı DDY Fabrikası Genel Müdürü Celal Taner, Ankara DDY Fabrika Müdürü Mehmet Nöker oluşturdular.

    Üretimin çeşitli kademelerinde çalışacak kişiler de belirlendikten sonra, ilk Türk otomobili Devrim’in temel özellikleri belli olmaya başladı: Motor 1000 – 1100 kilo ağırlıkta, dört zamanlı, dört silindirli ve 50 – 60 beygir gücünde olacaktı. Ön takımların süspansiyonunda “Mc Phearson” sistemi kullanılacak; debriyaj diskli, frenler hidrolik yapılacaktı. 50 beygir gücündeki motorun dakikada 3600 devir yapması öngörülmüş; 3 ileri, bir geri olmak üzere direksiyondan komuta edilen bir vites düzenine karar verilmişti.

    Otomobilin tavanı, motor kapağı, kapılar, çamurluklar, bagaj kapağı sactan üretilecekti. Ama her biri “bombeli” olarak. Bunun içinse özel kalıplar ve uygun presler gerekliydi. Karoser ekibi zaten “problem çıksa da çözsek” derecesinde hırslı. Önce otomobilin bire on ölçeğinde maketi yapıldı. Bunun ayrıntıları üzerinde çalışıldı.

    Yüksek Makine Mühendisi Salih Kaya Sağın “Daha çizimler sırasında problem çıkıyordu. Çiziyoruz, bir biçim veriyoruz. Bir bakıyoruz, Ford’un bilmem ne modeline benzemiş. Bir tane daha üretiyoruz. Olmadı, bu da Opel’i andırdı. Haydi o da çöpe. Sonunda tümüyle bizim olan bir biçim üretmeyi başardık” diyerek anlatıyor Devrim’in model tespitini.

    Sonunda otomobilin modelinde karar kılınmış ve bire bir alçı kalıbı yapılmıştı. Sıra uygulamaya gelmişti. Fakat ne o kapasitede büyük preslerimiz vardı ne de pres kalıplarını üretecek zaman. Kalıplar bahçede betondan döküldü. Altına hidrolik krikolar yerleştirildi. Otomobilin tavan sacı beton kalıbın üstüne konulup uçlarından yere bağlandı. Kalıplar krikolarla yukarı doğru itilerek bombeli tavan elde edildi.

    Bu sırada arabanın motor bloğunu Ankara Motor Fabrikası’nda dökmek üzere Şecaattin Sevgen ve Mehmet Nöker Ankara’ya gitmişlerdi. Ankara’daki çalışmalar da Milli Birlik Komitesi’nin yakın gözetiminde gerçekleştirildi.

    ARABALAR VAGONA BİNDİRİLİYOR

    Sonunda Devrim’lerin ilk örnekleri ortaya çıkmıştı. Bej renkli otomobil Cumhuriyet bayramına bir hafta kala güç bela yol tecrübesine hazırlandı. Ardından ikinci araba da tamamlanarak daha resmî görünsün diye siyaha boyandı. Ama onun yol tecrübesi için vakit yoktu. 28 Ekim günü gün batımında, iş bırakıldı. Arabalar vagonlara yüklendi. Siyah renkteki Devrim’in son kat boyasının pasta ve cilası da trende yapıldı.

    Buharlı lokomotiflerle çekilen trende bacadan kıvılcım sıçrama ihtimaline karşı benzin depoları boşaltılmıştı. Ankara’ya gelindiğinde arabalara, bir iki kilometre ötedeki Mobil istasyonuna gitmeye yetecek kadar benzin konuldu. Ancak bürokratların acele etmesi ve konvoya eşlik eden motosikletli polis eskortlarının zamanında uyarılmaması sebebiyle benzin istasyonuna uğrayamadan TBMM’nin yolu tutuldu.

    Devrimler TBMM’ye geldiğinde Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in siyah arabaya bineceği söylendi. Bunun üzerine alelacele bir bidon benzin bulunarak getirildi. Bu sefer de huni yoktu. Otomobili imal eden mühendislerden Kemalettin Vardar ile Rifat Serdaroğlu bir gazeteden huni yaptılar ama gazete kâğıdı hamurlaştı. Kemalettin Vardar avuçların huni gibi kıvırarak “Dök şunu Rifat. Geliyor adam, dök şunu” dedi. Ancak benzin depoya değil yere dökülmüştü. Serdaroğlu çaresizlik içerisinde benzinden sırılsıklam olan ellerini pantolonuna silip direksiyon başına oturdu. Bu sırada Gürsel Paşa da arabadaki yerini almıştı. Serdaroğlu arabayı çalıştırdı, 200 metre gitti ve durdu. Cemal Gürsel’in “Ne oldu?” diye sorması üzerine Serdaroğlu, her zamanki sakinliğiyle, “Benzin bitti paşam” diye cevap verdi. işte o zaman Gürsel tarihî sözünü söyledi: “Batı kafası ile otomobil yaptık. Şark kafası ile benzin koyduk!”.

    Bu sırada Nurettin Erguvanlı, Şecaattin Sevgen ve Mehmet Nöker bej Devrim’e benzin ikmali yaparak Gürsel’i bu araca aldılar. Direksiyonun başına da yüksek mühendis Şecaattin Sevgen oturdu.

    Sevgen, “Zamanın Ulaştırma Bakanı, DDY ve köşkten ilgililer benim kullandığım bej Devrim’e bindikleri sırada Cemal Gürsel, “Senin araban da benzinsiz olmasın” dedi. Bir miktar ikmal yaptığımı söyledim. Siyah arabanın benzininin bitmesini, ‘Aceleye geldi ve göstergelerle şamandra konumu arasında ayarsızlık olabileceği için arkadaşımız yanılmış olabilir’ şeklinde açıkladık. Doğrusu daha serin kanlı olmak ve aksiliğin üstesinden gelmek yerine Gürsel Paşa’nın bu büyük teessürü beni yadırgatmıştı” sözleriyle hatırlıyor o gün arabanın içinde geçen konuşmaları.

    Meclis’ten ayrılan konvoy, Ankara sokaklarında halkın coşkusu içerisinde önce Anıtkabir’e, oradan da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerinin yapılacağı hipodruma gittiler.

    Bu sırada siyah Devrim’e de benzin ikmali yapıldı ve o da bej Devrim’le birlikte geçit törenine katıldı. Ve 4,5 ay süren macera bitti.

    DEVRİM'İN ÖLÜM FERMANI

    30 Ekim sabahı yayınlanan gazeteler, ağız birliği etmişçesine “Devrim yolda kaldı”, “Devrim’in benzini bitti”, “Devrim ancak 200 metre yürüdü”, “Şarklı kafasıyla otomobil yaptık” başlıklarıyla çıktılar. 129 gün önce tohumu atılan Devrim, 29 Ekim 1961 günü doğmuş ve o gün ölmüştü.

    Devrim’in defterinin dürülmesi hakkında “Basın olayı bu kadar olumsuz işlemeseydi çok daha farklı sonuçlar alınabilirdi. O günlerde gazetelerde bir de fotoğraf yayınlanmıştı. İngiltere Kraliçesi’nin limuzini yolda kalmış. Lordlar arkadan itiyorlar. Limuzin de yolda kalabilirdi, denenmemiş Devrim de” diyor Rifat Serdaroğlu.

    “Basının büyük bir güç olduğu ve aralarında uzun vadeli çıkarları gözetenlerin pek ender bulunduğu kanısına varmıştım. Biz seri üretime uygun bir otomobil yapmadık. Bir prototip yaptık. Şayet ilk imalat problemsiz olursa daha kötü olur, eksikler geliştirilemez. İşte bu anlaşılamadı” diyen Şecaattin Sevgen ise olaya farklı bir yönden yaklaşıyor.

    Devrim otomobilleri için söylenen olumsuz sözler sadece “yürüdü, yürümedi” noktasında yoğunlaşmamıştı. O dönemde bir ithal otomobil 500 bin liraya satılırken, Devrim'in üretimi için “tahsis” edilen 1 milyon 600 bin lira da dile düşmüştü.

    Salih Kaya Sağın’ın bu konuda söyledikleri ilginç: “Bize 1 milyon 600 bin lira tahsis edilmişti. Aynı yıl orduda süvari birlikleri kaldırıldığı halde Tarım Bakanlığı bütçesine “at neslinin ıslahı” için konulan 25 milyon lira ödenekten kimse söz etmiyordu. Hâlâ merak ederim, at neslinde o günden bu yana bir gelişme sağlanmış mıdır?”

    Görevlerinin Türkiye’de motoruyla birlikte bir otomobil yapılacağını kanıtlamak olduğunu, sıfırdan başlayarak bunu ispatladıklarını belirtiyor Sağın. “Otomobilin motorunu çalıştırdığımız gün Cemal Gürsel’le birlikte görmeye gelen bir bakan, “Motor çalışıyor da; iktisadi olur mu?” diye soruyordu. Tebrik ederiz, iyi olmuş demediler de, ekonomik olur mu dediler. O an için ekomomik olmayacağı son derece doğal. Çünkü zaten prototipti. Bakanın bu sözü hepimizi cidden çok üzmüştü. Bir ülke düşünün ki “Motor yapılamaz” densin. İmkânsız bir sürede motor yapılsın ve küçümsensin. Bu otomobil yürüdü ve hâlâ yürüyor. Biz kendi Amerika’mızı keşfettik, ama otomobile bir ruhsat bile alamadık” derken yaptıklarının anlaşılmamasından duyduğu hüznü yansıtıyor.

    Gerçekten de Salih Kaya Sağın dediği gibi ruhsat bile alınamamıştı kendi otomobilimiz için. Eskişehir İl Trafik Müdürlüğü’ne bir kaç kez tescil, ruhsat ve plaka için başvurulmuş ancak, “Menşe şehadetnamesi olmadığından ruhsat verilmesine imkân bulunmadığı tesbit edilmiş olup bilgi edinilmesi...” diye başlayan resmi yazılarla cevap gelmişti.

    BAŞBAKAN ERBAKAN: SANAYİ ADINA ÖNEMLİ BİR ATILIMDI

    Konuyla ilgili olarak Aksiyon’un sorularını cevaplayan Başbakan Erbakan şunları söylüyor: “Biz o sıra Gümüş Motor’u kurmuş, su motoru imal ediyorduk. Her şeyiyle yerli bir motordu bu. Ve o zamanın şartlarına göre sanayileşme adına çok önemli bir atılımdı. Ürettiğimiz motorları bir sanayi kongresinde devletin üst kademedeki bakanlarına ve bürokratlarına gösterdik. Dedik ki; “Bakın herşeyiyle yerli bir motor yaptık. Bu yapılabiliyorsa kendi otomobilimizi de hayli hayli yapabiliriz. Türkiye bir an evvel otomobil imalatına başlamalıdır.” Bu tekliflerimiz çok büyük ilgi gördü ve o zamanki Milli Birlik Komitesi bizden bir rapor istedi. Biz de bir rapor hazırlayıp yetkililere taktim ettik.

    Devrim otomobillerinin kendi tavsiyeleri üzerine yaptırıldığını söyleyen Başbakan Erbakan “Bu otomobilin benzininin yeteri kadar konmamış olmasını, yıllarca aleyhte bir mesele gibi kullanmaya çalışmışlardır. Bu onların kıymetini gösterir. Devrim otomobili çok büyük bir başarıdır. Bugün Türkiye’de otomobil yapılıyorsa o otomobillerin yapılmış olmasıyla bu adımlar atılmıştır. Fakat asıl önemli olan hiç bir ülkede olmayan menfi güçlerdir. Devrim otomobili konusunun aslı budur.”

    ŞANSI YOKTU

    Dönemin Ulaştırma Bakanı Orhan Mersinli’ye görücüye çıktığında emme manifoldu kapakçığının kapatılması unutulmamış olsaydı; Ankara’da Cemal Gürsel’e sunulmaya götürülürken deposuna benzin doldurulsaydı; TBMM önüne giderken ‘Yolda Mobil’e uğrar benzin alırız’ denip benzin istasyonuna giriş, kalabalık ve aceleci polis eskortları tarafından engellenmeseydi; Devrim’i yapan mühendisler, Ankara programını bilseler ve ‘Nasıl olsa yalnızca gösterilecek’ diyerek henüz denenmemiş ‘siyah’ Devrim’i Ankara’ya götürmeselerdi; Cemal Paşa’nın canı o anda ‘bej’ Devrim yerine ‘siyah’ Devrim’e binmek istemeseydi ve hepsinden önemlisi basın olayı bu kadar çarpıtıp, büyütmeseydi... Bütün bunlar olsaydı yine de bugünlerde ülkemizin yollarında Devrim’ler dolaşıyor olur muydu bilinmez.

    Ama Devrim’in şansı yoktu!..


    http://www.milligorus-forum.com.tr/devrim_otomobili_ve_erbakan-t13692.html?t=13692&highlight=erbakan+proje




  • Devrim Otomobili Gerçeği Ve Erbakan Hoca SİZE BİR ŞEY SÖYLİYEYİM Mİ; YERYÜZÜNDE HİÇ BİR MİLLET YOKTUR Kİ , MİLLETİMİZ KADAR; ATASINA , CEDDİNE , DEĞERLERİNE BU KADAR DÜŞMAN VE BU KADAR NANKÖR OLSUN.
    BENİ BAĞIŞLAYIN SÖZÜM SİZE DEĞİL; BİZLERİ BU KAMPLARA BÖLEN, CEDDİMİZLE ARAMIZI AÇAN , VE BATI ÖZENTİSİYLE DEĞERLERİMİZİ SAVUNMAYI GERİCİLİK İLAN EDEN, JÖN TÜR KAFALI, İTTİHATCI ZİHNİYETİN ABZORBE ETTİĞİ MASONİK VE SİYONİST EMELLERİN ÜLKEMİZDEKİ UZANTISI UŞAKLARINADIR.
    AMMAAA ; İNANIN İÇİMDEN FERYAD EDESİM, HAYKIRASIM GELİYOR, NASIL OLUYORDA, NE KADAR ACI VE BİR OKADARDA İNSANI DERİNDEN YARALAYAN, BU SÖZÜM ONA CAHİLCE, BİLGİSİZCE, KORKAKCA, ALÇAKCA, KAHBECE, BU MİLLETE HATTA TÜM DÜNYAYA MAL OLMUŞ EŞSİZ VE MÜCEHHEZ BİR ŞAHSİYET İ(ONUN GİBİSİ BİR DAHA GELİR Mİ BİLİNMEZ) FÜTURSUZCA ALAYA ALINARAK, HAKETMEDİĞİ MUAMELELERE TABİ TUTUYORLAR. BİZİM MİLLETİMİZ GERÇEKTE ÇOK AMA ÇOK DEĞERLİ VE BİR O KADARDA HAK İÇİN ÇALIŞAN VE HAKKI ÜSTÜN TUTAN BİR MİLLETTİR . ANCAAAAAAAAAAK NE ACIDIR Kİ YABANCILARDA GÖRDÜĞÜMÜZ KÖTÜDE OLSA BU BİZİM İNSANIMIZ DEDİKLERİ KENDİ VATANIDAN OLAN ,KENDİ HALKINA ZULMETSE DAHİ EZDİRMEDİKLERİ AMA KENDİ İÇERİSİNDE ERİTEREK HAKLININ HAKKINI VERDİKLERİ BİR DÜNYADA, MAALESEF İNSANLIKTAN NASİBİNİ ALMAMIŞ BAZI YANLI VE TARAFLI, NEİDÜĞÜ BELLİ OLMAYAN, KÖKENİNİN NEREYE BAĞLI OLDUĞU BİLİNMEYEN, ASLI ASTARI OLMAYAN , İÇİMİZE SONRADAN GİRMİŞ BAZI MİHRAKLARIN OYUN VE HİLELERİNE BAKMADAN, KAYNAĞINI ARAŞTIRMADAN, SÖYLEDİKLERİ VE KALEME ALDIKLARI YAZILARI; HİÇ Mİ HİÇ ACABA BUNUN ASLI NEDİR, GERÇEKTEN HABERİN KAYNAĞI ONU GETİREN KADAR ÖNEMLİ DEĞİMİDİR DİYE SORMADAN YAZAR VE ÇİZERLER. EL İNSAAAF. MESELA SİZE BİR ÖRNEK ANLATAYIM;
    Belki konu ile alakası yok ama Buhari Hz leri bir gün duyar ki bir aylık yaya yürümek suretiyle birinden hadis nakletmek için o zata yaklaştığında şahsın elini avuçlayıp avluda dolaşmak üzere olan Atı yakalamak için kandırdığını fark edip de bu adam avucunda bir şey olmadığı halde atı kandırmak istiyor; Ya beni de yanlış bir sözle YANILTIR diye hadisi nakletmeden oradan geri dönüyor.
    KARDEŞLERİM size birisi bir şey söylediği zaman o haberi araştırın; demiyor mu Efendiler Efendisi (sav) .Eee size ne oluyor da sağdan soldan duyduğunuz her şeyi anlatıyor sunuz. Belki sizin yazınızı okuyarak bilgisinden istifade edecek nesiller o yoldan gidecek yanlışı halinde vebal altında kalmayacak mısınız.
    NEYMİŞ EFENDİM DEVRİM OTOMOBİLİ CEMAL GÜRSELİN KAFASINDA BİRDEN BANA ARABA YAPIN EEEE SORADA BİR KAÇ MÜHENDİS TOPLANDI EEEE BİRDEN BU GÜNE KADAR HİÇ BİR İCADI OLMAYAN ADAMLAR EEEE OTOMOBİL YAPIVERDİLER DE EEE YEMEZLER SİZİN O YALAN DOLANLARINIZI KARGALKAR BİLE GÜLMEZ BUNA , BİZ HADİ KUŞ BEYİNLİYİZDE SİZE NE OLUYOR DEMEZLER Mİ HAYVANCAĞIZLAR.
    AKIL VAR MANTIK VAR, ADAM DÜNYA TARİHİNDE EŞİ VE BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR ZEKAYA SAHİP MUHTEREM HOCAMIZIN OKULLARIN 1. SINIFLARINI ATLAYARAK DİREK 2. SINIFTAN (ÜNİVERSİTE DAHİL) BAŞLAMIŞ VEDE HEPSİNİ BİRİNCİLİKLE BİTİREN TRİHTE EŞİ GÖRÜLMEMİŞ REKORLA MEZUN OLMUŞ , 1956 DA TÜRK TARİHİNİN İLK MOTORUNU İCAT EDEN VE ARDINDAN 200 GENERALE BİRİFİNK VEREN, GÖZÜ YAŞLI GENERALLERİN AĞLAYARAK İZLEDİĞİ BU DURUM KARŞISINDA ŞİMDİ HEDEFİMİZ İLK TÜRK OTOMOBİLİNİ YAPMAKTIR DİYEN ; ZAT I MUHTEREM ONDAN BAŞKASI NASIL OLABİLİR. BUNUN ÜZERİNE CUMHURBAŞKANINI İKNA EDİP RAPOR VEREN HOCA; 1961 de ÖZEL YETKİYLE GÖREVLENDİRİLİP EMRİNDEKİLERLE BU OTOMOBİLİ YAPMIŞTIR. ANCAK TAKDİR EDERSİNİZ Kİ MEMLEKETİMİZİN TAM BAĞIMSIZLIĞI HALA DA TARTIŞILIRKEN OZAMANLARIN CUNTA Hükumeti ve MASONİK odaklar bunu engellemek için ellerinden geleni yapmışlardır. (Gayet tabi bilinir ki 1960 ihtilalin de o zaman hükümette Milli birlik komitesi vardır) yazımın bu kısmında size bir Gazeteci yazarımız Serpil Yılmaz Sobe Hanımefendinin KALEMİNDEN :
    TÜSİAD’ın otomobille imtihan’dan süzülen yazısında şunları kaydeder:
    Başbakan Erdoğan bir toplantıda tam karşısında kendisini dinleyen Rahmi Koç’un gözünün içine bakarak “Artık soyadınız gibi bir marka ile şurada biz yerli otomobilinizi üretelim ve dünyaya diyelim ki, bak bu da artık bizim otomobilimiz ” cümlesini ettiği sırada hemen gözlerini salon da otomotiv sektöründe yer alan diğer sanayicilerin üzerinde gezdirerek: “Şu anda otomotiv sektörü içinde olan babalar burada... Bu işi halledin. Kendiniz mi yaparsınız, yok ben bunu kendim de yaparım mı dersiniz, nasıl arzu ederseniz...” sözleriyle, yıllardır TÜSİAD ve devlet arasında yarım kalan otomobil öyküsünü çekmeceden çıkardı.”

    Serpil hanım bu ifadeden sonra; Devrim arabalarının yapılış öyküsüne gider.
    Bu arada 27/ Mayısçıların; Sanayii bakanlığına Şahap Kocatopçu’yu getirdiklerini yazar. Oradan da “Devrim nasıl yolda kaldı?’ (Mevzuuna geçerSes tanıdık geldi kulaklara, İTÜ’den izin alıp, 1956 yılında Gümüş Motor fabrikasını kuran Necmettin Erbakan,“Yüzde 100 yerli dizel motoru yapıyor”...

    1960 yılında Ankara’da Sanayi Kongresi toplanıyor. Aynı zamanda İTÜ Motor Kürsüsü öğretim üyesi olan Prof. Dr. Necmettin Erbakan “Türkiye’nin kendi yerli otomobilini yapabileceği fikrini ortaya atıyor. Bunun üzerine ihtilal yönetimi Erbakan’a Eskişehir Demir Yolları CER fabrikasını teslim ediyorlar. Buradaki mühendislerle “Devrim” otomobili yapıyor... Bu öykünün 2008 yılında vizyona giren “Devrim Arabaları” filmindeki versiyonunda “Erbakan” adı anılmıyor...Diyor yazar.
    Efsane Başbakan Necmettin Erbakan Hoca tarafından, dönemin devlet başkanı Cemal Gürsel'in ikna edilmesiyle, yani tam 47 yıl önce yapımı tamamlanıp 29 Ekim 1961 günü Cumhuriyet Bayramı törenlerine hazırlanan... Ama Masonik mihrakların özel hıyaneti ve güya ihmal neticesi, benzin konmadığı için bir müddet yürüyüp duran... Oysa bugün bile hala çalışır vaziyette bulunan, ilk yerli ve milli Türk otomobili "Devrim Arabaları" Tolga Örnek tarafından sinema filmine aktarıldı.. Aynı tarihi ve talihli süreç TRT 2'de Prof. Dr. Muhittin Şimşek'in danışmanlığında gerçekleşen "Devrim Otomobili" adlı belgesele de konu yapılmıştı.

    Hayret, ne Tolga Örnek'in filminde ne de Prof. Dr. Muhittin Şimşek'in belgeselinde, Devrim otomobillerinin;
    -- Hem fikir olarak gündeme getirilmesinde
    -- Hem en yetkili ve etkili makamdaki Cemal Gürsel'in ikna edilmesinde
    -- Hem de gerekli ve yeterli projelerinin üretilmesinde, ilk adımı atan Erbakan Hoca hiç hatırlanmamıştı.
    Ve Erbakan'ın eski talebesi hatta siyasi varisi olduğu söylenen AKP devri hükümetinde Bay Boşbakanın BOP eşbaşkanı olan zat'ın damat Beyinin, yeğenlerinin ve yarenlerinin şirket paralarıyla palazlanan bu Tolga Örnek'in, şu meşhur Ergenekon davasının temel dayanağı: "Darbeci generallerin günlüğünü" tutan, ama değil tutuklanmak, tanıklığına bile başvurulmayan E. General Özden Örnek'in oğlu olması da ayrıca kafa karıştırmaktadır..

    Binmişiz bir alâmete
    Sayın Yazar; Sobe hanım kızımız devam ediyor:

    16 Haziran 1961’de Cemal Gürsel, Türk insanının makûs talihine karşı meydan okuma olarak algısını kırmak istiyor ve “29 Ekim’e yüzde 100 yerli otomobil üretimi yetişsin” diyor. CER fabrikasının mühendisleri yani Erbakan’ın ekibi 28 Ekim 1961 sabahı TB MM binası önüne götürdükleri “Devrim” arabasını Cemal Gürsel’e takdim ediyor. Gürsel ertesi günkü kutlamalarda Meclis bahçesinde Devrim”in keyfini sürüyor. Bununla da yetinmiyor, Atatürk de “Devrim” i görsün diye Anıt Kabir’e direksiyon kırıyor ama araba 100 metre sonra stop ediyor. Şöför “Benzin bitti” diyor...

    Arabaya benzin konulmasının unutulduğunu öğrenen Gürsel şu sözü tarihe geçiriyor: “Garp kafası ile otomobil yaptık, Şark kafasıyla ikmali unuttuk!”
    İlki 1960-61, ikincisi 1980-81 döneminde olmak üzere iki kez Sanayi Bakanlığı yapan Kocatopçu’yu ilk göreve çağıran Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel olmuştu. (Peki, bu Kocatopçu kimdi? Mustafa Akkoca cevaplıyor. Şahap Kocatopçu Türkiye'nin çok önemli ve kıdemli MASONları arasındadır. 1916 doğumlu üç defa 1960, 1971 ve 1980’de sanayi bakanlığı yaptı. Berhayattır. M.H)
    Az önce okuduğunuz “Devrim” arabası deneyini Kocatopçu’dan dinlediğim bir öyküyle birleştirerek burada paylaşmanın sırası geldi, diyor Yazar Sobe hanım:”Kocatopçu’ya “1960 darbe yönetimi ile ancak bir yıl çalışabildiniz; Neden?” diye sormuştum. Yanıtını vermekte zorlandığı bir konuya temas ettiğim belliydi. Ancak daha önce bahsettiğim “Devrim” arabası öyküsü ile Kocatopçu’nun istifası arasında önemli bir bağ olduğu anlaşılıyordu. Zira “Devrim” arabasının üretim sürecinde, Sanayi Bakanı’nın istifa etmesi çok normal sayılabilecek bir gelişme olamazdı.
    Ekonomik değil gerekçesi

    Kocatopçu isteksizce de olsa anlattı... Bana yerli otomobil üretilmesi talimatını verdi(Cumhurbaşkanı Gürsel’i kast ediyor M.H). Ben de Amerika’da, Avrupa’da konuyu araştırdım ve uzmanlardan aldığım bilgiler ışığında “Efendim biz yerli bir marka üretemeyiz, çünkü pazar sorunu olur” raporunu verdim... Bunun üzerine askerler “Bizim bunu üretecek adamlarımız var” dediler, sonra baktık ki Erbakan’ın ekibi görevlendirilmiş, ben de istifa ettim.” Diyor.
    (Düşünün hiçbir siyasi düşünce serdetmeyen Hoca’yı ve onun ekibini bilen adam bu Kocatopçu,bu ekibin ve ekip başının dindar ve milli olduğunu biliyor ve belki de bunlar teke’den süt sağarlar deyip,çareyi istifada buluyor. Pazar meselesini birinci sıraya ko yan mustafi bakan o kadar kabiliyetli olduğuna göre en azından iç pazarın bu imalatı kaldırabileceğini düşünmesi gerekirdi. Nerden bakılsa batı sanat âleminde var olan sendikalizm, işçiyi sömürtmemiş, ülkelerinde bir emek-sermaye dengesi tesis etmiştir. Otomotiv dünyasının emekçileri her zaman ülkelerinin işverenle tatsızlık çıkarılmayacak bir ücret/emek dengesinde olmuşlardır. Ülkenin geldi ği binek araba rakamının neler olabileceğini bu pazarın Devrim’in prototiplerinin Koç’ların çıkardığı Anadol’dan daha pahalıya olmayacağı da düşünülebilirdi. Aslında Ülkemiz de, araba montajcılığı Osmanlı devletinin son yıllarında daha sonraları yani 1960’lardan sonraki kurulduğu Ankara asfaltına Haydarpaşa’dan girerken sol da, geniş bir arazi olan ve otosan denilen mevkide kurul muştu. Bunu da bu arada hatırlatmış olalım. M.H)
    Krem renkli Devrim-1 ve siyah renkli Devrim-2 araçları 29 Ekim 1961 günü Ankara'da devlet başkanına sunulmuştur. Direksiyonunda yüksek mühendis Şecaattin Sevgen'in oturduğu bej renkli Devrim-1 Ankara caddelerini, halkın alkış ve gözyaşları arasında aşıp, önce Anıtkabir'e oradan da geçit töreninin yapılacağı Hipodrom'a gitmiş ve geçit törenine katılmıştır. Gürsel o gün yaptığı konuşmada "Bir aşağılık duygusu ile biz de otomobil yapılamaz diyenler utansın!" demiştir. Ki bunun ilk muhatabı Erbakan ekibinin vazifelendirilmesiyle bakanlıktan istifa eden Şahap Kocatopçu olmalı..
    Ne büyük bir ilahi Adalet tecellisidir ki, bir dönemler Erbakan Hoca'nın fikir babalığını yaptığı Devrim otomobilini engelleyen Siyonist mihrakların bugün bütün dev firmaları bir bir iflas edip kapanıyor.

    Devrim Otomobili Teknik Ekibi Ve Erbakan Hoca:
    Hocamızın Ruhu şad olsun. Mekanı Cennet olsun. Allah Cc. lühü onun gibilerini tekrar ümmetimize kazandırsın inşaallah. Değerini hala anlayamadığımız yüce ve büyük bir insandır. Siyasete girmesinin nedeni ;
    Büyük Projelerinin hayata geçirilmesinin tek yeri Hükümet olup yeterli kanunları çıkartmak gerekli pazarın oluşturulması zaruretinden dolayıdır. Onu Dünya çok iyi tanıyor ama maalesef ülkemizde hala kısır çekişmeler, senci benci kavgaları yüzünden anlaşılamamaktadır. Bu yüzdende getirdiği fikrin babası olarak Bilinen Milli görüşü Yani Milletin Kendine ait, Yerli düşünceyi temsilen; Öncesi Ahlak ve maneviyat olan, Ceddimiz, Alparslanlar’ın Osmanlımızın Hz. Fatih’in, Kanuni’nin savunduğu İslami değerlere saygılı Kendi MİLLETİMİZİN görüşüdür.
    Selam Ve dua ile Allah’a emanet olunuz.


    SAYGILARIMLA ASLANGAZİ




  • Arabanın önden görünüşü gerçekten çok güzel. Eğer o arabada Cemal Gürsel değil de Atatürk olsaydı, kalkar benzini kendisi doldururdu. Bu kadar emeğin böyle basit bir şey yüzünden heba olması gerçekten çok üzücü. Bir de Vecihi Hürkuş var ilk Türk uçağını üreten kişi. Onun da benzer hikayeleri var.
  • Unutursak kalbimiz kurusun
  • quote:

    Orijinalden alıntı: aslangazi

    Devrim Otomobili Gerçeği Ve Erbakan Hoca SİZE BİR ŞEY SÖYLİYEYİM Mİ; YERYÜZÜNDE HİÇ BİR MİLLET YOKTUR Kİ , MİLLETİMİZ KADAR; ATASINA , CEDDİNE , DEĞERLERİNE BU KADAR DÜŞMAN VE BU KADAR NANKÖR OLSUN.
    BENİ BAĞIŞLAYIN SÖZÜM SİZE DEĞİL; BİZLERİ BU KAMPLARA BÖLEN, CEDDİMİZLE ARAMIZI AÇAN , VE BATI ÖZENTİSİYLE DEĞERLERİMİZİ SAVUNMAYI GERİCİLİK İLAN EDEN, JÖN TÜR KAFALI, İTTİHATCI ZİHNİYETİN ABZORBE ETTİĞİ MASONİK VE SİYONİST EMELLERİN ÜLKEMİZDEKİ UZANTISI UŞAKLARINADIR.
    AMMAAA ; İNANIN İÇİMDEN FERYAD EDESİM, HAYKIRASIM GELİYOR, NASIL OLUYORDA, NE KADAR ACI VE BİR OKADARDA İNSANI DERİNDEN YARALAYAN, BU SÖZÜM ONA CAHİLCE, BİLGİSİZCE, KORKAKCA, ALÇAKCA, KAHBECE, BU MİLLETE HATTA TÜM DÜNYAYA MAL OLMUŞ EŞSİZ VE MÜCEHHEZ BİR ŞAHSİYET İ(ONUN GİBİSİ BİR DAHA GELİR Mİ BİLİNMEZ) FÜTURSUZCA ALAYA ALINARAK, HAKETMEDİĞİ MUAMELELERE TABİ TUTUYORLAR. BİZİM MİLLETİMİZ GERÇEKTE ÇOK AMA ÇOK DEĞERLİ VE BİR O KADARDA HAK İÇİN ÇALIŞAN VE HAKKI ÜSTÜN TUTAN BİR MİLLETTİR . ANCAAAAAAAAAAK NE ACIDIR Kİ YABANCILARDA GÖRDÜĞÜMÜZ KÖTÜDE OLSA BU BİZİM İNSANIMIZ DEDİKLERİ KENDİ VATANIDAN OLAN ,KENDİ HALKINA ZULMETSE DAHİ EZDİRMEDİKLERİ AMA KENDİ İÇERİSİNDE ERİTEREK HAKLININ HAKKINI VERDİKLERİ BİR DÜNYADA, MAALESEF İNSANLIKTAN NASİBİNİ ALMAMIŞ BAZI YANLI VE TARAFLI, NEİDÜĞÜ BELLİ OLMAYAN, KÖKENİNİN NEREYE BAĞLI OLDUĞU BİLİNMEYEN, ASLI ASTARI OLMAYAN , İÇİMİZE SONRADAN GİRMİŞ BAZI MİHRAKLARIN OYUN VE HİLELERİNE BAKMADAN, KAYNAĞINI ARAŞTIRMADAN, SÖYLEDİKLERİ VE KALEME ALDIKLARI YAZILARI; HİÇ Mİ HİÇ ACABA BUNUN ASLI NEDİR, GERÇEKTEN HABERİN KAYNAĞI ONU GETİREN KADAR ÖNEMLİ DEĞİMİDİR DİYE SORMADAN YAZAR VE ÇİZERLER. EL İNSAAAF. MESELA SİZE BİR ÖRNEK ANLATAYIM;
    Belki konu ile alakası yok ama Buhari Hz leri bir gün duyar ki bir aylık yaya yürümek suretiyle birinden hadis nakletmek için o zata yaklaştığında şahsın elini avuçlayıp avluda dolaşmak üzere olan Atı yakalamak için kandırdığını fark edip de bu adam avucunda bir şey olmadığı halde atı kandırmak istiyor; Ya beni de yanlış bir sözle YANILTIR diye hadisi nakletmeden oradan geri dönüyor.
    KARDEŞLERİM size birisi bir şey söylediği zaman o haberi araştırın; demiyor mu Efendiler Efendisi (sav) .Eee size ne oluyor da sağdan soldan duyduğunuz her şeyi anlatıyor sunuz. Belki sizin yazınızı okuyarak bilgisinden istifade edecek nesiller o yoldan gidecek yanlışı halinde vebal altında kalmayacak mısınız.
    NEYMİŞ EFENDİM DEVRİM OTOMOBİLİ CEMAL GÜRSELİN KAFASINDA BİRDEN BANA ARABA YAPIN EEEE SORADA BİR KAÇ MÜHENDİS TOPLANDI EEEE BİRDEN BU GÜNE KADAR HİÇ BİR İCADI OLMAYAN ADAMLAR EEEE OTOMOBİL YAPIVERDİLER DE EEE YEMEZLER SİZİN O YALAN DOLANLARINIZI KARGALKAR BİLE GÜLMEZ BUNA , BİZ HADİ KUŞ BEYİNLİYİZDE SİZE NE OLUYOR DEMEZLER Mİ HAYVANCAĞIZLAR.
    AKIL VAR MANTIK VAR, ADAM DÜNYA TARİHİNDE EŞİ VE BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR ZEKAYA SAHİP MUHTEREM HOCAMIZIN OKULLARIN 1. SINIFLARINI ATLAYARAK DİREK 2. SINIFTAN (ÜNİVERSİTE DAHİL) BAŞLAMIŞ VEDE HEPSİNİ BİRİNCİLİKLE BİTİREN TRİHTE EŞİ GÖRÜLMEMİŞ REKORLA MEZUN OLMUŞ , 1956 DA TÜRK TARİHİNİN İLK MOTORUNU İCAT EDEN VE ARDINDAN 200 GENERALE BİRİFİNK VEREN, GÖZÜ YAŞLI GENERALLERİN AĞLAYARAK İZLEDİĞİ BU DURUM KARŞISINDA ŞİMDİ HEDEFİMİZ İLK TÜRK OTOMOBİLİNİ YAPMAKTIR DİYEN ; ZAT I MUHTEREM ONDAN BAŞKASI NASIL OLABİLİR. BUNUN ÜZERİNE CUMHURBAŞKANINI İKNA EDİP RAPOR VEREN HOCA; 1961 de ÖZEL YETKİYLE GÖREVLENDİRİLİP EMRİNDEKİLERLE BU OTOMOBİLİ YAPMIŞTIR. ANCAK TAKDİR EDERSİNİZ Kİ MEMLEKETİMİZİN TAM BAĞIMSIZLIĞI HALA DA TARTIŞILIRKEN OZAMANLARIN CUNTA Hükumeti ve MASONİK odaklar bunu engellemek için ellerinden geleni yapmışlardır. (Gayet tabi bilinir ki 1960 ihtilalin de o zaman hükümette Milli birlik komitesi vardır) yazımın bu kısmında size bir Gazeteci yazarımız Serpil Yılmaz Sobe Hanımefendinin KALEMİNDEN :
    TÜSİAD’ın otomobille imtihan’dan süzülen yazısında şunları kaydeder:
    Başbakan Erdoğan bir toplantıda tam karşısında kendisini dinleyen Rahmi Koç’un gözünün içine bakarak “Artık soyadınız gibi bir marka ile şurada biz yerli otomobilinizi üretelim ve dünyaya diyelim ki, bak bu da artık bizim otomobilimiz ” cümlesini ettiği sırada hemen gözlerini salon da otomotiv sektöründe yer alan diğer sanayicilerin üzerinde gezdirerek: “Şu anda otomotiv sektörü içinde olan babalar burada... Bu işi halledin. Kendiniz mi yaparsınız, yok ben bunu kendim de yaparım mı dersiniz, nasıl arzu ederseniz...” sözleriyle, yıllardır TÜSİAD ve devlet arasında yarım kalan otomobil öyküsünü çekmeceden çıkardı.”

    Serpil hanım bu ifadeden sonra; Devrim arabalarının yapılış öyküsüne gider.
    Bu arada 27/ Mayısçıların; Sanayii bakanlığına Şahap Kocatopçu’yu getirdiklerini yazar. Oradan da “Devrim nasıl yolda kaldı?’ (Mevzuuna geçerSes tanıdık geldi kulaklara, İTÜ’den izin alıp, 1956 yılında Gümüş Motor fabrikasını kuran Necmettin Erbakan,“Yüzde 100 yerli dizel motoru yapıyor”...

    1960 yılında Ankara’da Sanayi Kongresi toplanıyor. Aynı zamanda İTÜ Motor Kürsüsü öğretim üyesi olan Prof. Dr. Necmettin Erbakan “Türkiye’nin kendi yerli otomobilini yapabileceği fikrini ortaya atıyor. Bunun üzerine ihtilal yönetimi Erbakan’a Eskişehir Demir Yolları CER fabrikasını teslim ediyorlar. Buradaki mühendislerle “Devrim” otomobili yapıyor... Bu öykünün 2008 yılında vizyona giren “Devrim Arabaları” filmindeki versiyonunda “Erbakan” adı anılmıyor...Diyor yazar.
    Efsane Başbakan Necmettin Erbakan Hoca tarafından, dönemin devlet başkanı Cemal Gürsel'in ikna edilmesiyle, yani tam 47 yıl önce yapımı tamamlanıp 29 Ekim 1961 günü Cumhuriyet Bayramı törenlerine hazırlanan... Ama Masonik mihrakların özel hıyaneti ve güya ihmal neticesi, benzin konmadığı için bir müddet yürüyüp duran... Oysa bugün bile hala çalışır vaziyette bulunan, ilk yerli ve milli Türk otomobili "Devrim Arabaları" Tolga Örnek tarafından sinema filmine aktarıldı.. Aynı tarihi ve talihli süreç TRT 2'de Prof. Dr. Muhittin Şimşek'in danışmanlığında gerçekleşen "Devrim Otomobili" adlı belgesele de konu yapılmıştı.

    Hayret, ne Tolga Örnek'in filminde ne de Prof. Dr. Muhittin Şimşek'in belgeselinde, Devrim otomobillerinin;
    -- Hem fikir olarak gündeme getirilmesinde
    -- Hem en yetkili ve etkili makamdaki Cemal Gürsel'in ikna edilmesinde
    -- Hem de gerekli ve yeterli projelerinin üretilmesinde, ilk adımı atan Erbakan Hoca hiç hatırlanmamıştı.
    Ve Erbakan'ın eski talebesi hatta siyasi varisi olduğu söylenen AKP devri hükümetinde Bay Boşbakanın BOP eşbaşkanı olan zat'ın damat Beyinin, yeğenlerinin ve yarenlerinin şirket paralarıyla palazlanan bu Tolga Örnek'in, şu meşhur Ergenekon davasının temel dayanağı: "Darbeci generallerin günlüğünü" tutan, ama değil tutuklanmak, tanıklığına bile başvurulmayan E. General Özden Örnek'in oğlu olması da ayrıca kafa karıştırmaktadır..

    Binmişiz bir alâmete
    Sayın Yazar; Sobe hanım kızımız devam ediyor:

    16 Haziran 1961’de Cemal Gürsel, Türk insanının makûs talihine karşı meydan okuma olarak algısını kırmak istiyor ve “29 Ekim’e yüzde 100 yerli otomobil üretimi yetişsin” diyor. CER fabrikasının mühendisleri yani Erbakan’ın ekibi 28 Ekim 1961 sabahı TB MM binası önüne götürdükleri “Devrim” arabasını Cemal Gürsel’e takdim ediyor. Gürsel ertesi günkü kutlamalarda Meclis bahçesinde Devrim”in keyfini sürüyor. Bununla da yetinmiyor, Atatürk de “Devrim” i görsün diye Anıt Kabir’e direksiyon kırıyor ama araba 100 metre sonra stop ediyor. Şöför “Benzin bitti” diyor...

    Arabaya benzin konulmasının unutulduğunu öğrenen Gürsel şu sözü tarihe geçiriyor: “Garp kafası ile otomobil yaptık, Şark kafasıyla ikmali unuttuk!”
    İlki 1960-61, ikincisi 1980-81 döneminde olmak üzere iki kez Sanayi Bakanlığı yapan Kocatopçu’yu ilk göreve çağıran Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel olmuştu. (Peki, bu Kocatopçu kimdi? Mustafa Akkoca cevaplıyor. Şahap Kocatopçu Türkiye'nin çok önemli ve kıdemli MASONları arasındadır. 1916 doğumlu üç defa 1960, 1971 ve 1980’de sanayi bakanlığı yaptı. Berhayattır. M.H)
    Az önce okuduğunuz “Devrim” arabası deneyini Kocatopçu’dan dinlediğim bir öyküyle birleştirerek burada paylaşmanın sırası geldi, diyor Yazar Sobe hanım:”Kocatopçu’ya “1960 darbe yönetimi ile ancak bir yıl çalışabildiniz; Neden?” diye sormuştum. Yanıtını vermekte zorlandığı bir konuya temas ettiğim belliydi. Ancak daha önce bahsettiğim “Devrim” arabası öyküsü ile Kocatopçu’nun istifası arasında önemli bir bağ olduğu anlaşılıyordu. Zira “Devrim” arabasının üretim sürecinde, Sanayi Bakanı’nın istifa etmesi çok normal sayılabilecek bir gelişme olamazdı.
    Ekonomik değil gerekçesi

    Kocatopçu isteksizce de olsa anlattı... Bana yerli otomobil üretilmesi talimatını verdi(Cumhurbaşkanı Gürsel’i kast ediyor M.H). Ben de Amerika’da, Avrupa’da konuyu araştırdım ve uzmanlardan aldığım bilgiler ışığında “Efendim biz yerli bir marka üretemeyiz, çünkü pazar sorunu olur” raporunu verdim... Bunun üzerine askerler “Bizim bunu üretecek adamlarımız var” dediler, sonra baktık ki Erbakan’ın ekibi görevlendirilmiş, ben de istifa ettim.” Diyor.
    (Düşünün hiçbir siyasi düşünce serdetmeyen Hoca’yı ve onun ekibini bilen adam bu Kocatopçu,bu ekibin ve ekip başının dindar ve milli olduğunu biliyor ve belki de bunlar teke’den süt sağarlar deyip,çareyi istifada buluyor. Pazar meselesini birinci sıraya ko yan mustafi bakan o kadar kabiliyetli olduğuna göre en azından iç pazarın bu imalatı kaldırabileceğini düşünmesi gerekirdi. Nerden bakılsa batı sanat âleminde var olan sendikalizm, işçiyi sömürtmemiş, ülkelerinde bir emek-sermaye dengesi tesis etmiştir. Otomotiv dünyasının emekçileri her zaman ülkelerinin işverenle tatsızlık çıkarılmayacak bir ücret/emek dengesinde olmuşlardır. Ülkenin geldi ği binek araba rakamının neler olabileceğini bu pazarın Devrim’in prototiplerinin Koç’ların çıkardığı Anadol’dan daha pahalıya olmayacağı da düşünülebilirdi. Aslında Ülkemiz de, araba montajcılığı Osmanlı devletinin son yıllarında daha sonraları yani 1960’lardan sonraki kurulduğu Ankara asfaltına Haydarpaşa’dan girerken sol da, geniş bir arazi olan ve otosan denilen mevkide kurul muştu. Bunu da bu arada hatırlatmış olalım. M.H)
    Krem renkli Devrim-1 ve siyah renkli Devrim-2 araçları 29 Ekim 1961 günü Ankara'da devlet başkanına sunulmuştur. Direksiyonunda yüksek mühendis Şecaattin Sevgen'in oturduğu bej renkli Devrim-1 Ankara caddelerini, halkın alkış ve gözyaşları arasında aşıp, önce Anıtkabir'e oradan da geçit töreninin yapılacağı Hipodrom'a gitmiş ve geçit törenine katılmıştır. Gürsel o gün yaptığı konuşmada "Bir aşağılık duygusu ile biz de otomobil yapılamaz diyenler utansın!" demiştir. Ki bunun ilk muhatabı Erbakan ekibinin vazifelendirilmesiyle bakanlıktan istifa eden Şahap Kocatopçu olmalı..
    Ne büyük bir ilahi Adalet tecellisidir ki, bir dönemler Erbakan Hoca'nın fikir babalığını yaptığı Devrim otomobilini engelleyen Siyonist mihrakların bugün bütün dev firmaları bir bir iflas edip kapanıyor.

    Devrim Otomobili Teknik Ekibi Ve Erbakan Hoca:
    Hocamızın Ruhu şad olsun. Mekanı Cennet olsun. Allah Cc. lühü onun gibilerini tekrar ümmetimize kazandırsın inşaallah. Değerini hala anlayamadığımız yüce ve büyük bir insandır. Siyasete girmesinin nedeni ;
    Büyük Projelerinin hayata geçirilmesinin tek yeri Hükümet olup yeterli kanunları çıkartmak gerekli pazarın oluşturulması zaruretinden dolayıdır. Onu Dünya çok iyi tanıyor ama maalesef ülkemizde hala kısır çekişmeler, senci benci kavgaları yüzünden anlaşılamamaktadır. Bu yüzdende getirdiği fikrin babası olarak Bilinen Milli görüşü Yani Milletin Kendine ait, Yerli düşünceyi temsilen; Öncesi Ahlak ve maneviyat olan, Ceddimiz, Alparslanlar’ın Osmanlımızın Hz. Fatih’in, Kanuni’nin savunduğu İslami değerlere saygılı Kendi MİLLETİMİZİN görüşüdür.
    Selam Ve dua ile Allah’a emanet olunuz.


    SAYGILARIMLA ASLANGAZİ


    Duygulandirdin .

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.