Şimdi Ara

Müslüman birisinin kasıtlı olarak günah işlemesi inançsızlığının göstergesi midir? (2. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
48
Cevap
2
Favori
1.241
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Heykel ikiz kule put gibi kavramların yaratıcıyla ilgisi yok.

    Put puttur. Tapınılan varlık. Diğerleri sanat siyasetin konusu.

    Benim dunyevi goruşum şu ateistin teisti bir şey yapmış bunun dinle ilgisi var doğru mu?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yanlış anlaşılma olmasın diye tekrarlayayım ateist bir din tanımlamış ve o diyne inananı teist ilan edip kavgaya tutuşmuş.



    Tesis ettiği diyne de inanamamış. Doğru mu? Kendi kendine husnu kuruntu yapmış.
  • Dikkat edilirse ateizm baba anne ve evlattan oluşan ve aileye giren ( evlilik) kişi ile kutsal ruhu oluşturan isevi kişiyi tanımlar.



    Şimdi ateist adı altında iş gören her kurumun aslında isevi olduğunu soylersek yani ateizm isevilerin inananları inançsızlığa suruklemek için kendilerinin bile inanmadığı bir kurum dersek bunun islam tanımı nasıl olurdu.



    Mesela ateist orgutlenmelerin de aslında diyn olarak hristiyanlığı kabul ettiğini de söyleyebilir miyiz?



    Ateizmin diyni varken neden diynsizim diyor o da ayrı bir konu.



    Burada ateist olduğunu soyleyen arkadaşlar hakkaten ateist mi merak ettim şimdi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 9 Aralık 2016; 18:37:35 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Schwartzenius

    Gayrimüslim birisi, İslam'a göre ne kadar iyilik yaparsa yapsın, sırf imanı olmadığı için sonsuza kadar cehenneme gidecek. Yaşamı boyunca birçok kötülük işlemiş; insanları öldürmüş, hayvanları öldürmüş, çalmış, yıkmış, dökmüş, müslüman olarak varsayılan birisi ise belirli bir süre boyunca cehennemde yanacak ve güya imanı olduğu için tanrı onu cennetine alacak ama o gayrimüslimin yaptığı iyilikler tanrının umrunda değil, onu sonsuza kadar yakacak.

    Sen insanı yaratmışsın ama sormamışsın "seni yaratayım mı? dünyada yaşamak ister misin? sınavlarıma tabi olmak ister misin?" diye. Sadece yaratmışsın ve koymuşsun bir yere. Ya bir hıristiyanın yanına, ya bir musevi, ya bir müslüman ya da herhangi bir ailenin yanına, kültürün içine, dinin berisine işte... Sonra demişsin ki "bak, araştır bul.. Her koyun kendi bacağından asılır" diye. "Bana inanırsan yerin güzel. garanti. Rahat edersin ahir hayatında. Ama bir şeytan var. Ona uyarsan seni cezalandırırım" diye de devam etmişsin.

    E hani nerede? "ben senin ne cennetine gitmek istiyorum ne de cehennemine" dediğim zaman neden beni illa cehenneme tıkmak istersin ki?

    "Sen bana seçme hakkı tanımadın ki... Ben sana neden yargılama hakkı tanıyayım?" diye sorduğum zaman neden ısrarla beni yargılamak istersin ki?



    ben müslüman doğdum her haltı yerim sonunda da cennete gidecem diyenler konusundan başlarsak , şu ayete dikkat edin derim:

    ankebut suresi 2. ayet:

    İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece "İman ettik" demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?


    müslüman ülkede doğan kişiye göre kafir bir toplumda doğan insanın ne suçu var konusuna gelince:

    bir şey soracağım

    peygamber efendimizi (hz Muhammed S.A.V.) daha önce hiç gördün mü?

    1500 yaşında falan değilsen muhtemelen görmemişsindir?

    Ben gördüm mü?
    hayır tabiki , ama Kur'an ve islama sonuna kadar inanıyorum ve elhamdülillah müslümanım.

    Ebu talip'i tanıyormusun ? peygamber efendimizin amcası ,

    O'nun amcası olmasına rağmen müslüman olmadı ?

    düşün beraber yaşamışlar?

    Hz Nuh'un oğlu? babası peygamber olmasına rağmen o na inanmadı?

    Hz LÜT'ün karısı? kendi eşine inanmadı?

    peki sormazlar mı adama benim günahım neydi de ''SAHABELER'' döneminde doğmadım o muhteşem ortamda olsaydım mutlaka daha iyi müslüman olurdum? bu haksızlık değil mi o zaman? ama birde bakıyorsun ki o dönemde de inanmayan isyan eden kafirler var

    sen BEDİR savaşını UHUD savaşını bilirmisini? burada iki ayrı ülke savaşmadı, babalar ve oğullar , amcalar ve yeğenler savaştı , aynı anneden doğan iki evlat savaştı.

    bu verdiğim örnekler ''ŞANS'' faktörlerini çürütüyor dikkat edersen



    müslüman bir ülkede doğmak dini açıdan şans, müslüman olmayan ülkede doğmak şansızlık buda adaletsizlik demişsiniz ?


    şu örnekle başlayım : müslüman demek eline imkan verilen ama onu kullanırsa başarıya ulaşacak olandır

    iki tane teknik drektör var:


    birisi adanaspor takımında teknik drektör olmuş ( bu müslüman olmayan ülkede doğan kişi olsun) ,
    diğeri fenerbahçe'de ( bu müslüman doğan)

    Adanaspor'u şampiyon yapamayanı kovmazlar değil mi? ,ligten düşmesin,iyi bir mücadele sergilesin yeter derler ligi 5. sırada bitirirse ödül bile verirler çok başarılıydık diyerek.

    fenerbahçe'yi şampiyon yapamayan ligi 5. bitiren teknik drektörü ne yaparlar peki?



    yani neye göre şans? neye göre adaletsizlik?


    kur'an da yüce Allah ne buyurmuş peki:


    isra suresi 15. ayet

    Kim doğru yola gelirse sırf kendi iyiliği için gelir. Kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapar. Hiçbir günahkar başkasının günah yükünü çekmez. Biz bir Peygamber göndermedikçe, hiç kimseye azab edecek değiliz.

    ayetin son kısmı gayet açık galiba ?


    ''Biz bir Peygamber göndermedikçe, hiç kimseye azab edecek değiliz''


    yani olayın gerçeği mesela ALLAH'dan habersiz güneşe tapan kendisine tebliği ulaşmayan bir toplumda doğan çocuk müslüman olmadığı için islami farzlardan değil itikattan sorumludur (doğruluk- dürüstlük- iyilik vs-vs) yüce Allah daha iyi bilir fakat fikrimce bu kısaslara göre yargılanır ,

    kitap ehli bir toplumda doğmuşsa mesela hristiyan- musevi gibi bu defada allah'a inanmak ve yine diğer itikadi durumlardan sorumlu olacaktır.

    aslında işin gerçeği müslüman ülkede doğmak şans değil yükümlülüktür , bu yükümlülükleri yerine getirirsen namazlarını , oruçlarını faizi , haramı hepsine özenle dikkat edersen tabiki Allah daha iyi bilir o zaman cenneti hakedersin , bu yükümlülükleri yerine getirmezsen diğer kafir memlekette doğan insandan daha ağır cezaya çarptırılacaksın belki?

    zümer suresi 71:ayet:



    "Kâfirler bölük bölük cehenneme sürülürler.Nihayet oraya geldikleri zaman kapılar (cehennemin yedi kapısı) açılınca cehennem bekçileri (azarlayarak) onlara şöyle sorarlar:

    - Size, içinizden Rabbinizin âyetlerini okuyan ve Allah’ın huzuruna çıkacağınız bu günü bildirerek, sizi uyaran elçiler (peygamberler) gelmediler mi?

    - Onlar: Evet geldiler, ama kâfirler hakkında azap hükmü kesinleşti, şimdi ne desek boş! derler."


    ayrıca kur'an da geçen bir çok cennet ve cehennem ile ilgili ayetlerde bir çok defa biz kimseye haksızlık yapmayız ve kimseye zülmetmeyiz buyurur yüce ALLAH.





    sonuç olarak tebliğ sana ulaşmıssa başka sorumluğun var ,ulaşmamışsa başka sorumluluğun var bunu anlamayacak ne var?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi fakir-bir-kul -- 10 Aralık 2016; 11:52:3 >




  • fakir-bir-kul F kullanıcısına yanıt
    Nedir uhud orneğini şöyle duzenleyebiliriz. Kuranın retoriğinde ey iman edenler Allahu zul şana iman edin der. Sizler sadece inandınız iman etmediniz der.

    Bu açıdan mesela protestanla katoliğin savaşı neyse musluman denen(gerçek iman eden kişi) kimse bu olayda yoktur. O sınıf daha oluşmamıştır. Bu sınıf diyn savaşlarındaki tarafları algılayabilir.

    Mesela katoliğin(ateizmn) zorla protestan ettiği kişiye namaz kılmıyorsun diye diynsizlikle suçlaması gibi absurd bir diyn savaşı duşunun. Butun kitapları tek çatı altına toplamak isteyen bir anlayışın mesela kuranı da protestocu yapmak için çıkardığı savaşları görün.

    Diyn savaşı musluman(gerçek iman sahibi için) zorlamalı bir kavram. Irzını nefsini korumak için savaşır.bu kadar diyn adına değil. Belki başka ırzları ve nefisleri korumak için de savaşır. Fena adamlar değişHa adamlar illa ki ırzsız nefissiz şeyediyordur veya şeyetmek istiyordur karışmaz. Ama bu şeyetme olayını kutsal ruh yapıyor derse veya sen yap deniyorsa bu kere belki diyn adına savaşır. İşte bu savaştaki adam diyndar olabilir. O da belki ben nebiliyim ne olduğunu. Ben bu tur bir savaşı da tavsiye etmezdim. Kendiliğinden duşerler zaten. O yüzden nedir uhud diyn savaşı ise tarafları ve nedenleri iyi anlamak lazım. Toprak için para için kardeş kardeşe dediğiniz savaşlarda diyn miyn olmaz. Vardır bir keramet


    Ancak para kazanmak toprak almak için savaşmaz musluman denen kişi unutmamak lazım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 10 Aralık 2016; 9:33:49 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • asderty A kullanıcısına yanıt
    Ama paran olmasin safalet ve adaletsizle yasa iman et cenneti kap.Bu dunyada gun yuzu gormedin ama obur tarafta kralsin.

    Simdi inanca bir saldirim yok ama bu menfaatcilik degil mi?Eger cennet vaat edilmeseydi insanlar iman eder miydi?Yoksa ceza ve odul oldugu icin mi?Cogu dinde olan bir unsur konusunda kesin konusmak ne kadar dogru?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • darklord1905 kullanıcısına yanıt
    Ateizm ana materyalden çoğalmayı diyn etmiş bir şey.

    Bu ensest bir yapı. Hangi aklı başında ilah bu kavrama gel bana iman et der. Bu şeye sadece ceza vardır. Diyn savaşı en azından muslumanın çıkardığı savaş bu yüzden yok işte. Cennet cehennem var olabilir ancak derdini çekin denen bir varlık ummet var mıdır yok mudur bilemeyiz?

    Avukatsın diyelim. Adam kızına tecavuz etmiş.( bu olay ve buna benzer olayları varsayalım ki var yok demiyoruz var yani) Aklınıza bu adamı iman ettirin mi geliyor.Ateizm hukuku kanunu unutup bunu mu iddia ediyor? Yargılama ve ceza buna göre yapılır. Tam o sırada Allahın indirdiğiyle hukmetmeyen .... Diye biri gelir.

    Nasılsa Allah yok ya. Ateistin yatacağı toprak yok valla. Ne biliyim toprak bile bir hoş oluyordur. Adam olurken bile sexsi oluyor. Sonra cennette huri verecekler diyor ya. Ne musluateist bir şeyiz be.

    Edit
    Diyn değil. Yanlış söyledim. Bu bir ayin aslında.

    Gör ki istemem ay in. Şeklinde mealsel bir tutumun ifadesi. Buradaki ay in ayrı yazılır. Çocuk denen nesneyi, ayın ikiye yarılmasını, kadının ay hali geçirip doğurgan olmasını isteyen bir tur ne iduğu belirsiz bir ritüel. Size buyuk tavsiyesi. Çoluk çocuğa inanıyorsanız bu ne iduğu belirsiz şeyden korunun. İnsi şeytan yapmak için yapılan bir şey olduğu düşünülüyor. Zorno morno falan da değil. Apayrı bir şey. Bir kadın(duacı)denen kimsenin kız(hayır beklenen evlat) ve baba ( hayrı tahmil eden) denen iki ayrı kavram için yaptığı anormal akıl almaz ve bence akıl dışı bir seromoni.

    Ateistle isayla musayla da ilgisi yok. Anormal otesi bir hal.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 10 Aralık 2016; 11:21:55 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • silindi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi fakir-bir-kul -- 11 Aralık 2016; 1:13:59 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Schwartzenius

    Gayrimüslim birisi, İslam'a göre ne kadar iyilik yaparsa yapsın, sırf imanı olmadığı için sonsuza kadar cehenneme gidecek. Yaşamı boyunca birçok kötülük işlemiş; insanları öldürmüş, hayvanları öldürmüş, çalmış, yıkmış, dökmüş, müslüman olarak varsayılan birisi ise belirli bir süre boyunca cehennemde yanacak ve güya imanı olduğu için tanrı onu cennetine alacak ama o gayrimüslimin yaptığı iyilikler tanrının umrunda değil, onu sonsuza kadar yakacak.

    Sen insanı yaratmışsın ama sormamışsın "seni yaratayım mı? dünyada yaşamak ister misin? sınavlarıma tabi olmak ister misin?" diye. Sadece yaratmışsın ve koymuşsun bir yere. Ya bir hıristiyanın yanına, ya bir musevi, ya bir müslüman ya da herhangi bir ailenin yanına, kültürün içine, dinin berisine işte... Sonra demişsin ki "bak, araştır bul.. Her koyun kendi bacağından asılır" diye. "Bana inanırsan yerin güzel. garanti. Rahat edersin ahir hayatında. Ama bir şeytan var. Ona uyarsan seni cezalandırırım" diye de devam etmişsin.

    E hani nerede? "ben senin ne cennetine gitmek istiyorum ne de cehennemine" dediğim zaman neden beni illa cehenneme tıkmak istersin ki?

    "Sen bana seçme hakkı tanımadın ki... Ben sana neden yargılama hakkı tanıyayım?" diye sorduğum zaman neden ısrarla beni yargılamak istersin ki?

    Öncelikle dalga geçmeden durumu ifade ettiğiniz için teşekkürler. Ben inançı bir insanım ancak bu soruları benim haddime değil sormak ama sizinde haddinize değil diyemem. Zira toplumda her birey zamanı gelince kendini bazı sorularla iç içe bulur. Emin olun bu soruları sormak yanlış değil sadece cevap nasıl olmalı.

    Bu konu o kadar genişki yazmaya başlasak hangisine değinmeli ama kısa kısa soru cevap şeklinde yapabiliriz. bende size sorabilirim zira mutlaka benden daha iyi bildiğiniz konular vardır.

    Öncelikle siz mühendis olun ve eşiniz benzeriniz olmayan bir sanat eseri çıkartın ortaya ( Sanat eserinden kastım mesleğinizle alakalı bir alet olabilir) Bu cihazı ben kullanayım ama işleyişini sizin kadar bilemem. Bir sorun çıktı veya ben sorun olduğunu sandım kullanma kılavuzuna bakmadım. Bir tarafını gerçekten bozdum. Siz bana dersinizki kardeşim hiçbirşey bilmiyorsan bir sor. Buradan yola çıkarak Allah insanı yaratmış ve Tabiri caiz ise Kuran ile kullan demiş. Şimdi tanımak için uğraşmaz isek bu başta sorduğunuz sorular ile daha fazla iç içe bulacağız kendimizi. Bakın Bilim Allah ın sanatının tecellisidir. Bilimsel sanattan yaratıcıyı çekip çıkartmamız bizimde birşeyler yapamamamız demektir. Sizin başta yaptığınız cihaz bir elden çıkarken ki sorun çıkartabiir. Kainat sistemi nasıl sahipsiz olsun. Ha asıl soruya gelirsek neden bana sormadı. Ben sizin başta yaptığınız makinayı kullansam övsem sizin hoşunuza gitmezmi ve yaratılmış olmanın bir zevki yokmu. Allah ın İsimleri ve bu kainatta tecellileri vardır. Bİlimin Allah ile bağlantısız olduğunu düşünmek zaten bir boşluğa iter insanı.

    Cennet cehennem de bir sorudur ve bu soruya verilen cevaptan dolayı insan kırgınlığa veya bir kızgınlığa düşübilir. Ama Cehenneme girmekte kolay değildir deyip bu açıdan bakmak lazım. bir dahakine daha kısa yazmaya çalışırım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neuro


    quote:

    Orijinalden alıntı: Schwartzenius

    Gayrimüslim birisi, İslam'a göre ne kadar iyilik yaparsa yapsın, sırf imanı olmadığı için sonsuza kadar cehenneme gidecek. Yaşamı boyunca birçok kötülük işlemiş; insanları öldürmüş, hayvanları öldürmüş, çalmış, yıkmış, dökmüş, müslüman olarak varsayılan birisi ise belirli bir süre boyunca cehennemde yanacak ve güya imanı olduğu için tanrı onu cennetine alacak ama o gayrimüslimin yaptığı iyilikler tanrının umrunda değil, onu sonsuza kadar yakacak.

    Sen insanı yaratmışsın ama sormamışsın "seni yaratayım mı? dünyada yaşamak ister misin? sınavlarıma tabi olmak ister misin?" diye. Sadece yaratmışsın ve koymuşsun bir yere. Ya bir hıristiyanın yanına, ya bir musevi, ya bir müslüman ya da herhangi bir ailenin yanına, kültürün içine, dinin berisine işte... Sonra demişsin ki "bak, araştır bul.. Her koyun kendi bacağından asılır" diye. "Bana inanırsan yerin güzel. garanti. Rahat edersin ahir hayatında. Ama bir şeytan var. Ona uyarsan seni cezalandırırım" diye de devam etmişsin.

    E hani nerede? "ben senin ne cennetine gitmek istiyorum ne de cehennemine" dediğim zaman neden beni illa cehenneme tıkmak istersin ki?

    "Sen bana seçme hakkı tanımadın ki... Ben sana neden yargılama hakkı tanıyayım?" diye sorduğum zaman neden ısrarla beni yargılamak istersin ki?

    Gayrimüslim birisi, İslam'a göre ne kadar iyilik yaparsa yapsın, sırf imanı olmadığı için sonsuza kadar cehenneme gidecek.

    İmzası :
    Çağımızın en büyük sorunu; akıllılar hep kuşku içindeyken aptallar küstahça kendinden emindir.

    Son yazdığınız gerçekten çok enfes güzel bir söz. bazı noktalarda kuşkulanmalı ki daha güzel bakabilmeli. Ancak sorgu mekanizması bulmayamı yönelik olmalı çürütmeyemi yönelik olmalı. Ben yapıcı olmak taraftarıyım. Yani Ben Allaha inanıyorum ama inanmaya sürekli sorgulayan insan olumsuzdur demek yanlıştır. Zira ben olumlu taraftan gitmeye çalışırım. Unutmamak gerekirki İnsanoğlunun bugünü ve gelişmişliği kuşkulanan insanlar sayesindedir.

    Gayrimüslimin cehenneme girmesi bile farklı bir noktadır. Yani Allah ın söylediği gibi kul olamamak elbette bir sonucu getirecektir. Ancak insanlara faydası olan insanların hakkında elbet Allah ın takdiri vardır. Bu nokta biraz karışık zira yazdıklarım iki taraftada yanlış anlaşılabilir. Ama kısaca belirteyim. Allah iyilik için uğraşan bir insanın kalbini kötülük ile doldurmamıştır diye düşünüyorum




  • quote:

    Orijinalden alıntı: darklord1905

    Ama paran olmasin safalet ve adaletsizle yasa iman et cenneti kap.Bu dunyada gun yuzu gormedin ama obur tarafta kralsin.

    Simdi inanca bir saldirim yok ama bu menfaatcilik degil mi?Eger cennet vaat edilmeseydi insanlar iman eder miydi?Yoksa ceza ve odul oldugu icin mi?Cogu dinde olan bir unsur konusunda kesin konusmak ne kadar dogru?

    Öncelikle büyük konuşmak doğru değil belki ama benim asıl merak ettiğim ebedi cennetten daha çok bu sanatı yaratan dünyayı yaratan yaratıcıyı yani Allah ı görmek. Sanat buysa yaratan kimbilir nasıl. Cenneti ve cehennemi küçümsemiyorum asla.

    Başta dediğiniz noktaya değinirsek İnanın fakirlikte zenginlikte zorludur. zengin olup azmak fakir olup unutmak veya umursamamak. Hangisi daha iyi bilmek zor Allah ikisi ilede sınamasın. yani öbür tafafta kral olmak veya olmamak direk zenginlik veya fakirlikle alakalı değil. Mesela haşa neden fakir yarattın beni diyede isyan edebilirim değilmi.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84


    quote:

    Orijinalden alıntı: neuro


    quote:

    Orijinalden alıntı: Schwartzenius

    Gayrimüslim birisi, İslam'a göre ne kadar iyilik yaparsa yapsın, sırf imanı olmadığı için sonsuza kadar cehenneme gidecek. Yaşamı boyunca birçok kötülük işlemiş; insanları öldürmüş, hayvanları öldürmüş, çalmış, yıkmış, dökmüş, müslüman olarak varsayılan birisi ise belirli bir süre boyunca cehennemde yanacak ve güya imanı olduğu için tanrı onu cennetine alacak ama o gayrimüslimin yaptığı iyilikler tanrının umrunda değil, onu sonsuza kadar yakacak.

    Sen insanı yaratmışsın ama sormamışsın "seni yaratayım mı? dünyada yaşamak ister misin? sınavlarıma tabi olmak ister misin?" diye. Sadece yaratmışsın ve koymuşsun bir yere. Ya bir hıristiyanın yanına, ya bir musevi, ya bir müslüman ya da herhangi bir ailenin yanına, kültürün içine, dinin berisine işte... Sonra demişsin ki "bak, araştır bul.. Her koyun kendi bacağından asılır" diye. "Bana inanırsan yerin güzel. garanti. Rahat edersin ahir hayatında. Ama bir şeytan var. Ona uyarsan seni cezalandırırım" diye de devam etmişsin.

    E hani nerede? "ben senin ne cennetine gitmek istiyorum ne de cehennemine" dediğim zaman neden beni illa cehenneme tıkmak istersin ki?

    "Sen bana seçme hakkı tanımadın ki... Ben sana neden yargılama hakkı tanıyayım?" diye sorduğum zaman neden ısrarla beni yargılamak istersin ki?

    Gayrimüslim birisi, İslam'a göre ne kadar iyilik yaparsa yapsın, sırf imanı olmadığı için sonsuza kadar cehenneme gidecek.

    İmzası :
    Çağımızın en büyük sorunu; akıllılar hep kuşku içindeyken aptallar küstahça kendinden emindir.

    Son yazdığınız gerçekten çok enfes güzel bir söz. bazı noktalarda kuşkulanmalı ki daha güzel bakabilmeli. Ancak sorgu mekanizması bulmayamı yönelik olmalı çürütmeyemi yönelik olmalı. Ben yapıcı olmak taraftarıyım. Yani Ben Allaha inanıyorum ama inanmaya sürekli sorgulayan insan olumsuzdur demek yanlıştır. Zira ben olumlu taraftan gitmeye çalışırım. Unutmamak gerekirki İnsanoğlunun bugünü ve gelişmişliği kuşkulanan insanlar sayesindedir.

    Gayrimüslimin cehenneme girmesi bile farklı bir noktadır. Yani Allah ın söylediği gibi kul olamamak elbette bir sonucu getirecektir. Ancak insanlara faydası olan insanların hakkında elbet Allah ın takdiri vardır. Bu nokta biraz karışık zira yazdıklarım iki taraftada yanlış anlaşılabilir. Ama kısaca belirteyim. Allah iyilik için uğraşan bir insanın kalbini kötülük ile doldurmamıştır diye düşünüyorum

    Söz bana ait değil. Alıntı yaptığım kişinin imzası. Adamın imza/mesaj uyumunu göstermek için yazdım. Adamın attığı mesaja bak bir de imzasına bak...

    Şüphe konusuna gelirsek; Bakara 62 tam da senin düşündüğün şeyi söylemiş aslında.

    Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükâfat vardır; onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır”

    Ama diğer yandan şöyle bir ayet daha var :
    Ali İmran 85 :
    Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.

    Şimdi hangisine inanalım? Süphe edeceksek hangisinden edelim hangisinden etmeyelim?

    Bence Kuranda istiyor şüphe etmemizi.

    Benim ayetim bile olsa şüphe et diyor. Ben bugün böyle söylerim yarın başka bir şey söylerim diyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neuro -- 12 Aralık 2016; 11:58:5 >




  • neuro kullanıcısına yanıt
    Ayetler konusunda değil belki ancak ayetlerin bize hitap ettiği konusunda ciddi şüphelerim var.

    Bir ilah varsa( bence var) bu ilah ayet gondermişse( bence sadece bir huruf gönderdi)bunu mutlaka ehline gondermiştir. Ehil geniş bir kavramdır ve ilahimakamın ehli çok farklı yaratılıştaki varlıklardır.

    Benim kanatimce okunuşu ratku olan(elim lam ra, kaf ha ya ayn sad gibi huruf olan) tek bir hal vardır.

    Bize gelen ilahi ses sadece bu kadar olmalıdır. Bu değişebilir silinebilir ancak hal bence budur.

    Ratku bir huruf yani karanlıkta kalmış kor olmuş bir kimsenin oluştuğunu gorduğu bir haldir. Bu durum bize elif lam mim gibi hurufların aydınlık ve nurda kalana gösterilen bir şey olduğunu duşunduruyor.

    Şimdi biz bir kitap var dersek ve okursaksadece ratku denen hurufun açıklamalarını goruruz.

    O zaman ratku nedir? Nasıl oluştu? Bize neden böyle hitap edildiyi anlamadan kitabı anlayamayız.

    Saygılarımla...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Anne- ilah kavramı konusunda bir şeyin soyuthalinin somuta donuşurken aldığı şekiller olarak başlangıç yapabiliriz. Biz soyut duşunceyi esasen somutlaştırma adına bir kavramı tanımlarken tanım hatasına duşeriz.

    Anne beni doğuran ben ateistim o halde anne benim ilahım. Dikkat edilirse soyut ilah kavramının tanımı olan halin sorunlu olduğu an ilahikudretin varsayımsal tanımı kusurlu eksik adaletsizdir.

    Siz annem ve ilahım derseniz bunlardan biri yoksa ilahi kudret varsa da yoktur dersiniz.

    Benim ilahım ... İsimli kadındır ve o benim (artık-bundan sonra) annem değildir. Burada ise somut değerin ilah olması anne denen bireyi soyutlaştırır ve ilah kavramı aynileşerek donguye girer.

    Bir kimse aynı zamanda hem ilah hem de gorunen bir şey olamaz. Veya bir ilah gozuktuğu anda diğer ilah yok olur. Bu tevhid prensibidir.

    Ateist ( isevi) felsefenin aslında olduğu hal bu. Ancak bu durum muslumanın iddiası gibi görünüyor. Yani meali iseviler ya da ateistler yapmış sonucu çıkıyor ki böyle olmalı da. Bu yüzden meal denen halin otesi denen ruh aranmalıdır. Peki ruh melek midir? Buna da kız denen kavramla cevap vermişler. Kendisinden hayır umulan varlık. Meleğin ruhsal boyutuise daha önce anlattığımdan kısaca 2. Bir ilahın yani yeni bir doğumun habercisi olmasıyla anlamlıdır. Kız anne yani ilah yani o varken oolmayan olacaktır. Peki o kimdir? Burada gizli özne o kadını dolleyip hamile bırakandır. Bu da baba denen kavram.


    Toparlarsak ateizmin ilahı açıktır ancak gorunemez olunca baba denen nesneye evrilir.

    Bu donguseldir. Asli amaç kadın denen oğenin devamlı surette kullanıma açık bırakılması halidir. Dna ureyemez. Kopyalanır. Bu kısır olduğunu gostermekte.

    Total manada dollenmiş yumurtanın spermi kabul etmeyen halini düşünürsek aslında bu kadının doğumunu yaptığı varlık eğer ki kopya değil evlatsa baba denen kavramı başka bir zattır. İslami manada kutsal ruhun kabulu. Buna cebrail deniyor. Yalnız bu kavram ateiste gore yani babalı doğuma göre kurulduğundan yanlıştır. Muhammed hem ayet hem inşa hem rasul olacaksa bu kişi cibrildir ve melekler evlenmez. Bu da islami literaturun tamamen adem oğullarıca değil israil veya tanri oğullarınca anlatıldığını gösterir.

    Subhana muhammedurrasulullah sadagallahussalau

    Bu subhana aminiyne ve abdullahi sadagallahussalau ayetinin çocuğu değildir.


    İslami literatur ateizme kutsal ruh baba anne ikileminde bir şey anlatır. Siz çocuğu cebraile isnat ediyor ve butun rasullerievli sayıyorsunuz ancak isa bekardı diyerek kirli bir diyn algısı oluşturuyorsunuz.


    Toplamda iddia ediyorum ki sizin muhammed dediğinizle kuran- ı hakimin muhammed dediği kişi zerre kadar alakasızdır.

    Zaten ateizm bunu da kullandı ve bu kişi daha gelmedi dedi. Bunlarda tartışılmıştı.

    İsevi(ateist-iptidai insan)baba anne kız denen kavramı baba oğul kutsal ruh diye çarpıttı.


    İlahi makamı gorup eksiltti. Tanınamaz hale soktu. Başka turlu cima edemiyordu.

    Kufur ya da kafir denen kesim aslında yoktur. Bu bir tur ritueldir. Daha önce de yazdım . Gorki istemem ay in şeklinde meallenen bir hal.

    Ratku. Ellizabet mağğara suh yağlem de bunların ayetleri olabilir.

    Bu varlık ya da düşünce ilahi makama cinsi birleşmeye izin vermediği(kızı, kutsal ruhu)koruduğu için duşmanlar. Dongusel alemde kendisinin kopyasına düşman insana donuşuyorlar.

    İslami duruş buradan kızı alır ve korur. İşte bu islami duruştur. Cariye yapmak kole etmek falan cinsi oğe taşıdıkça islami olmaz.

    Kişisel anlamda bu bir yardım çığlığı olarak okunmakta. Kız denen bireyin suistimalini engellemesi için diyn icadına icad edileni de cimasal faaliyete devamla ifsada neden olmakta.

    Saygılarımla...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 12 Aralık 2016; 14:43:56 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • konunun 2. kısmı ve bence metafizik olan kısmı ise şu olmalı.

    insan anne denen kavramı ilah olarak kabule zorlanırsa yani yaratıcıya iman etmez daha doğru ifadeyle yaratıcının kulluk talebi kendisine ulaşmazsa dünyaya getirdiği kız çocuğunun o kişinin anne kavramına denk gelmesi muhteldir. insan dnasal olarak bir kopyedir ve anne baba denen kavrama ilah derse bu 3 kavram aynı şekilde kutsal bir yaratıcı olur. doğan varlık anne değildir baba değildir ancak ikisi de olamamamktadır. bu kopya olmanın bedeli. bu şey aslında varken yoktur.

    ateizmin yokken var olduğu prensibi dnada işlemez. dnanın imanı denen süreçte o varken yok olduğunu görür. bu açıdan kendini gerçellemek için yani bir şeye isnat edebilmek için anne denen bağı kurması gerekir. dna da bu bilginin olduğu varsayılır. çok geniş bir bilgi kütüphanesi var. dnanın dikkat edin var olabilme yani yaşama güdüsüyle hareket ettiği ilk an anne denen bireyi oluşturması lazımdır. başka türlü çoğalamaz.

    bu açıdan dnanın türe yönelik eylemi kopyanın anne denen bireye ilk elden ulaşmasını sağlamak olmalıdır. bakınız yaratıcı kavramı yani ruhun ilmini kabul etmeden bunu yaptık. dnanın amacı çoğalmaktır. bunu gerçellemek için kopya olduğunu anladığı ilk anda oluşan bireyin ilk evladını yapabilmek için onu dişi ise anne denen erkek ise baba denen bireye evirir.

    oluşan evladın çocuğu anne ve babası olmak durumunda kalır. bu bize göre yani algımıza göre zamanda geri gitmektir. kainatın zamanı da buna uyumludur. kainata uyum sağlayabilmek için dna zamanda geriye doğru gitmeye çalışacaktır.

    benim kızım aslında benim annem olmak durumunda kalır. onu alacak adam benim babam mı olur?

    benim oğlum aslında babam! olmak zorundadır. onun alacağı kız annem mi olur?

    dikkat edilirse dna nın özünde çoğalmak için dişi bireye ihtiyacı olduğundan benim oğul bireyim erkek! denen dişil bir yapı olmak durumundadır. dna nın bunu neden yaptığı anlaşılıyor. aslında türün kopye özelliğini anlaşılmaz kılan şey eril bireydir. bu birey neden ve nasıl oluşmaktadır? bu bireyin aslında evlat denen kavram olduğu düşünülüyor. eril birey kız denen evladı başkasına eş etmek istemediğinden oluşan kız denen bireyi bu şekilde korumaktadır. evladı gibi sevdiği kavram kendisini erkek olarak ifade etmektedir. bu anne sevgisini de anlatır ve dna daki bu husus dikkat çekicidir. dna annesine el sürdürmemektedir.

    bu sorunu bir kenara bırakırsak benim kızımı alan adam benim babam olabilir mi? yukarıdaki esemeden anlaşıldığı gibi dna nın kız ya da erkek denen suretle sözleşmesel bağı dışında bir bağı yoktur. kız korunmalıdır zayıftır demez. erkek güçlüdür ayakata kalır demez. bunlar evrimin güçlü ya da uyumlu kavramlarına ters duruşlar. önemli olan dna nın anne denen kavramı koruma güdüsüdür. bu ateizmdeki zorunluluğun yani aynı kavramdan türeme zorunluluğundaki aranan anne sevgisi olmalıdır. eril bireye karşı anne demek durumunda kalır.

    şimdi benim kızımı alan kişi bana baba olabilir mi konusuna dönelim. bana göre benim kızımı alan kişi anne dediğim kavramı oluşturamamaktadır. zira benim anne deyup koruduğum eril evlattı. bakınız dna burada soru işareti ile bir birey oluşturmuş ve buna cinsiyet tayini yapmamıştır. bu kavrama (yani kız çocuğuna) baba denmesi mümkün müdür? bu kız çocuğunun kopyaya neden olacağı diğer soyla olan munasebeti bakımından dna nın kendisine el sürdürmeyen yapısı burada da devreye girer. diğer 3. şahsın eril öğesine karşı kız çocuğu ilk ilişkideki gibi davranıp bir erkek yani anne denen kavramı oluşturana kadar kopya gibi davranır.

    dikkat edilirse dna nın kendisini korumak adına tür denen olguda üremeyi devam ettirme ve bu devamda aradığı bedeni kullanma ve bu kullanışta ilahi kudretin anlamına neden olan tavırları mevcuttur. insandaki dnanın ilahi kavramı oluşturma nedeni ne olabilir. bakınız tür bakımından erkek tohumu taşıyandır. kız ise elzem olandır. erkeği anne gibi korur dişiyi kopyalar ve evlat kavramı oluşturarak aslında kopyalar cennetini devamlı kılar. evlat denen algıyı oluşturur.

    dna nın bize yaptığı şey budur. evlat imajı oluşturmak için ilahi bir kavram yani sevgisel bir durumu oluşturmayı arzulamaktadır. bu şey yani dna aslında alien filmindeki yaratık gibi bir şey olmalıdır. zira totalde manasız iken mana kazanıp devamlı türeme olgusu oluşturmaktadır.

    bu olguyu erkek denen varlığı anne gibi değerli yapıp evlat statüsüne taşıyarak yapmaktadır.

    biraz bilim kurgu oldu. ancak dnanın yaşama güdüsü adına evladı ve kainatın zamanına uyumu sağlaması şarttı. bence dna şu dünyayı dizayn edecek kadar akıllı ise bu iki kavramla nasıl anlaşıp münasebet kuracağını da öğrenmiş olabilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 12 Aralık 2016; 20:39:25 >




  • Kim diyormuş cezayı çektikten sonra cennete gideceğini Allah'ın affedeceğinin garantisini kim veriyor o kanaate nerden varmış?

    Allah'ın kabul edeceği makbul tövbe neymiş açsında kur'an'a bir baksın bakıyım.
  • Nasıl hastalıklı bir düşünce aman yarabbi. Sonrada Müslümanlar "iyi".
  • ------------------------------



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dumprep -- 7 Mayıs 2020; 21:44:48 >
  • Schwartzenius kullanıcısına yanıt
    Yaratmadan nasıl soracak yaratayım mı diye?

    Kaldı ki kalu bela diye bir şey var. İslama göre ruhlara sorulmuş, sadece hatırlamıyoruz.

    Neden hatırlamıyoruz diye sorarsan hatırlasaydık bi anlamı olmazdı. Herkes bilirdi mutlak doğruyu.

    Gayrimüslimlerin yaptığı iyilikler konusunu bilmiyorum o yüzden bi şey yazamayacağım ama dediğiniz gibi olacağını sanmıyorum. Çok saçma. Ben inanayım, onun dışında hiçbir koşulu yerine getirmeyeyim ve kuralları çiğneyeyim bi süre sonra cennete gideyim. Diğeri inanmasın ama çok düzgün yaşasın sonsuza kadar yansın. Bunun yanlış olduğunu biz akıl edebiliyoruz Tanrılık vasıflarına sahip bir varlık edemeyecek mi?

    Ekleme :

    İnanç kalp ile olur. Dil her şeyi söyleyebilir. Tanrı her şeyi var eden, mutlak güç sahibi bir varlık olarak tanımlanır. İmanın altı şartından birisi "Peygamberlere inanmak"tır. Burada peygamber derken çoğul bahsetmiş. Hz.İsa da bir peygamber örneğin



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Gökbilge -- 17 Aralık 2016; 15:47:30 >




  • samimi dedikleri müslüman bilerek veya farkında olmadan bir yanlış yapabilr doğal olarak ama çok tehlikeli başka bir durum var.
    değişik tarifler var.darülharb,cihad,siyasal islamcı vs.kötülük dediğimiz şeyi bilerek yapıyor.çünkü kendisinin savaşda olduğunu düşünüyor
    savaşda da herşey serbest düşmana karşı.dolayısı ile yaptıklarını kendi kafasında aklamış oluyor
    henüz karmaşa içine düşmemiş toplumlarda cihadda olduğunu düşünen sıradan bir kişi bile günlük yaşantı içinde karsısındakini düşman
    görürse bilerek ona karşı kötü davranışlarda bulunablir.tabi her insan aynı olmaz.kişilik karakter yetişme şekli falan gibi bir sürü şeyde işin içine girer.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.