Mit Tarafından Takip Edilme

Her şey 2019 yılı başında milli istihbarat teşkilatı sitesinden online olarak istihbarat uzmanlığına başvuru yapmam ile başlıyor. formu doldurup gönderdikten yaklaşık 1 ay sonra tanımadığım bir numaradan telefon aldım. telefondaki kişiyi ilk başta tanıyamadım, sonradan farkettim ki benim 10 senedir görmediğim, numaramı daha önce hiç vermediğim okuduğum üniversiteden birisi. sadece 1-2 kere selamlaşmamız, çok az bir muhabbetimiz var o kadar. kendini tanıttıktan sonra bana üniversitede çok başarılı birisi olduğumu, şuan ne yaptığımı, nerede çalıştığımı ve yaşadığımı, evlenip evlenmediğim gibi soruları sorguya çeker vaziyette sordu. ben nispeten soruları cevapladım fakat bir anlam veremediğim için gayet soğuk konuştum. akabinde benimle konuşmak çok istemiyorsun galiba dedi ve telefonu kapattı. bu telefon konuşmasından bir süre sonra kendisine mesaj atarak neden beni aradığını 10 yıl sonra nereden telefonu bulduğunu sordum, ve kaçamak cevaplar verdi, geçiştirdi. bu noktada kurum içerisinden beni tanıyan birine beni aratmış olabilirler mi diye düşündüm, farkındayım çok uç bir düşünce ama benim aklıma bu şekilde geldi nedense.

zamanında doğuda emniyet istihbaratta çalışmış bir arkadaşı aradım ve böyle bir şey olabilir mi diye anlattım. olabilir seni tanıyan birisi varsa aratmış olabilirler dedi. bu bahsettiğim emniyetten olan arkadaşım bu anlatacağım olaylar yaşanırken beni 4-5 kere hal hatır sormak için aradı. sonrasında başkalarıyla telefon konuşmaları yaptığımda derinden bir ses yankı yapıyor ve sanki birisi telefonumu dinliyor gibi gelmeye başladı. bariz bir şekilde eski telefon görüşmelerim ile o zamanki telefon görüşmelerimin kalitesi arasında fark vardı.

1-2 gün sonrasında uyku tutmadı ve balkonda sigara içiyorum, balkonun aşağısından geçmekte olan site güvenliklerinden tanıdığım birisi uyku tutmadıysa gel muhabbet edelim dedi ve ben de aşağıya indim. içeride iki kişi vardı, birini dediğim gibi tanıyorum diğerini ilk kez gördüm. tanıdığım güvenlik ben devriye atmaya gidiyorum dedi ve diğer tanımadığım arkadaşla çay ve sigara yaparak 1 saat kadar muhabbet ettik. işin ilginç yanı ben daha doğru düzgün bir şey söylemeden askerliğinden bahsetmeye başladı, ve üst rütbeli generallerle olan fotoğrafları, kendi üniforması ve fotoları, bu işlerin çok ciddi olduğu , aşırı mükemmelliyetçi olduklarını, çok sert bir düzen olduğunu, aziz yıldırım ve sedat peker hakkında da değişik bilgiler vererek durmadan devamlı anlattı. diyorum bana bunları neden anlatıyorsun durmadan konuşuyor, bunlar seni zorlamaz mı falan diyor. en sonunda ben dinlemekten yoruldum ve eve geçiyorum artık dedim. gösterdiği fotoğraflar shoplu değildi, bayağı da bir şey anlattı, üniversite bölüm birinciliği, yurtdışında gittiği ülkeler ve hatta adam portekizce konuştu. ne alaka diyeceksiniz ama ben hayatımda ilk kez portekizce bilen bir güvenlik görevlisi görmüş oldum..

o gecenin sabahında arkadaşımla koşuya gidecektik ve erken kalktık. 4 kişiyiz ikisi arkadaşım biri ilk kez gördüğüm benden yaşça büyük birisi(40lı yaşlarda). bizim sitede oturuyormuş o da koşuya gelmek istemiş. neyse arabadan indik ve ormandaki koşuya hafiften başladık. o tanımadığım kişi yanımda yürüyor ve başladı askerliği nerede yaptın, hangi ilçesinde neler yaptın hangi görevdeydin vs. ben de anlatıyorum, muhabbet ediyoruz. bu arada belirteyim askerliğimi doğuda yapmıştım. akabinde daha koşunun başlarında biraz yorgun düştüm ve ben devam edemeyeceğim dedim. ben geri dönerim siz devam edin dedim. grup olarak devam ettiler, ben tek kaldım ormanın girişine yakın bir yerde. tam geri dönmeye hazırlanırken 5-6 tane köpek sesi geldi gideceğim yerden. sokak köpeklerinden biraz tırsarım, dedim ne yapacağım baktım arkadan iki kişi geliyor. hemen yaklaştıklarında sordum geri döneceğim de bayağı bir köpek sesi geliyor beraber gitsek olur mu diye. hayır dediler gruba yetişmemiz lazım. 1-2 dakika sonra 50-60 yaş arası bir adam daha göründü yolun başında. ona da aynı şekilde bana eşlik edebilir misiniz dedim gel yürüyelim dedi. birlikte ikimiz yürümeye başladık. bana neden zamanında polis olmadığımı, beni bir süredir takip ettirdiğini, sabah telefon geldiğini ve apar topar kalkıp buraya benim için geldiğini, sana silah vereyim mi kullanabilir misin, sen boş değilsin gibi şeyler söyledi. yaklaşık 20 dakika boyunca ormanda yürüdük ve sonlara doğru hayırlısı olsun dedi. ne için hayırlı olsun dedim zamanı gelince anlayacaksın dedi. eğer merak ettiklerini öğrenmek istiyorsan haftaya bugün bu saatte burada beni bekle dedi. bir kahvaltı yaparız sana bilmen gereken her şeyi anlatacağım dedi. ben de lafı uzatmadan peki geleceğim dedim, ve bu sırada başlangıç alanına dönmüştük, arabada arkadaşlarımın dönmesini bekledim. şimdi bu noktada hala düşünüyorum bunun acaba bir yanılsama olup olmadığını fakat her şey net olarak hala aklımda. bu adam ile konuşmaya başlamamız, yürüdüğümüz yol, bahsettikleri vs..

biraz gerginleştim ve bu ormandaki son olay hariç düşündüklerimi babam ile paylaştım. hata burada işte neden paylaşıyorsam.. gerçeklerle bağdaştırmadı ve bunların hayal ürünü olduğunu söyledi. inanıp inanmaması benim için çok problem değildi, bir şeyler hissedip yaşıyordum ve kafam karışıktı. akabinde işyerinden bir sürelik izin aldım kafamı toparlamak adına ve aynı şehirdeki amcamlara gittim. amcama bu düşüncelerimi söyledim. olabilir de olmayabilir de dedi kesin bir yorum yapmadı. sabah kalktık amcamla bir yerlere gideceğiz, arabam sitenin içindeki açık otoparkta. apartmandan çıktık ve bir ekip otosu- bir polis ve bir zabıta- benim arabanın karşısında. günaydın falan dediler. amcama soru sormaya başladılar. nerelisin, mesleğin nedir, ne zamandır burada yaşıyorsun vs vs. bana herhangi bir soru yok. en sonunda biz de bu sitede oturuyoruz öyle denk geldi sizi gördük dediler ve gittiler. ben yine kıllandım tabii ulan ne alaka şimdi bunlar sabah sabah diye. durduk yere sitenin otoparkı içinde bir ekip otosu gelip siz nerede oturuyorsunuz vs. demez, en azından benim hayatımda bu sadece bir kere burada oldu. biz de arabaya bindik ve bir kafeye oturduk. bir süre geçti, kafenin önüne sigara içmeye çıktım, yanıma 20li yaşlarda bir arkadaş geldi ve abi bir şey soracağım sana ismin kürt kökenli ailende sempatizanlık var mı dedi. yok ya ne alakası var bir gazetede görüp beğenmişler dedim. tamam abi dedi, 1 dakikaya yakın sigarasını içti, görüşürüz abi dedi gitti. sormadım evet neden bana bu soruyu sorduğunu. o an aklımdan geçen bana beni takip ettiklerini hissettirip, gergin bir ortamda nasıl davranacağımı gözlemlemek olduğunu düşündüm.

ertesi gün sabah amcam bir iş görüşmesine gidecek onu götürmeye gittim. aşağıda kurumun önünde sigara içiyorum. kurumun önünde konuşan 3-4 kişi var, konuyu tam net hatırlamamakla birlikte konuşmalarına dahil oldum, ve içlerinden birisi olayları çok deşiyorsun, kendini çok yorarsın böyle, bırak kendiliğinden gelişsin bazı şeyler minvalinde bir şeyler söyledi. ben de uzatmadım, anladım dedim.

buradan çıkıp başka bir akrabamızın yanına gittik, kendisi özel bir kurumda güvenlik müdürü idi. burada kritik bir konu var aslında, ama bunu burada paylaşamıyorum özel bilgi olduğu için, sadece bu akrabamın emekli olmadan önce, çok çok önemli görevlerde devletle işbirliği içinde olduğunu belirteyim.

bu akrabamız yanıma geldi, selamlaştık ve bazı şeylerin allah vergisi olduğunu, doğuştan getirdiğim bazı yetenekler sonucunda bunların geliştiğini falan söyledi, bunları bana söylüyor, fakat sanki ceketinin içindeki bir alıcıya konuştuğunu hissettim. ki biz bunları konuşurken 10-15 metre uzakta 2 erkek ve 1 kadının bizi izlediğini farkettim, ve hemen yan tarafta plakasız zırhlı bir araç ile bir passat -bagajında uzun namlulu silah olan bir koruma aracı- vardı.

bu olaylardan sonra ben iyice gerildim ve bir psikiyatriste gidip ne var ne yok her şeyi anlattım. bipolar bozukluk teşhisi kondu, tedaviye başlandı.

yukarıda paylaştığım ormanda konuştuğum kişiyle 1 hafta sonra buluşacaktık ya ona da gidemedim tabii.

sizinle bunları neden paylaştım derseniz kafamda hala bazı sorular var. bir insan bu kadar olayı kendi kafasında canlandırmış olabilir mi? hepsi mi beynin bir oyunu, bunca hikaye sadece bir senaryodan mı ibaret..?

bu arada, işinde gücünde ve aktif iş yaşantısı olan biriyim, mühendislik fakültesi mezunuyum.

bu son paragrafta bahsettiğim yakın akrabamız ile babam yaklaşık 1.5 senedir konuşmuyor. araları çok çok iyi olan bu iki yakın kişinin bir anda konuşmayacak kıvama gelmesi.. bambaşka bir sebep olabilir, babama sordum neden konuşmuyorsunuz diye, konuşmaya değmeyecek bir olaydan dolayı gönül koydum dedi. konuşmaya değmeyecek bir olay olsa zaten konuşmayacak hale gelmezsin değil mi..

bu anlattıklarımın hepsi bir hayalin ürünü müydü yoksa benim düşündüğüm gibi yaşandı mı inan hiç emin değilim

Daha bugün ekşide okudum

Bu anlatılanlar gerçek olsaydı anlatan şansını kaybetmiş olurdu. Böyle kişiliğe sahip birini istihbarat için almazlar çenesi çok düşük, tırsık, pek becerikli değil.

onlar şizofren ama inandıramıyoruz bende de aynı durumlar var ama sahte olduğunu biliyorum bunlar sahte olduğunu bilmiyor azıcık akılları olsa bu hale gelmezler

Trol başlıklar ekşideki gibi tutmuyor burada