Şimdi Ara

Mimar Sinan Mucizesi (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir (1 Mobil) - 3 Masaüstü1 Mobil
5 sn
43
Cevap
0
Favori
29.839
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: haldun77

    mimar sinan çok büyük bir mimardır ve eserleri günümüzde bile hayret verici özellikleri barındırmaktadır. fakat mimar sinan'ı putlaştırmaya gerek yok. yazılan çoğu şeyin doğru olmadığını anlamak için, bı konularda çok fazla bilgili olmaya bile gerek yok.

    1) Bu kilit taşı değiştirilmesi hikayesini bende duydum ama açıkcası şu ana kadar doğruluğunu ispatlayacak hiç bir somut bilgiye ulaşamadım. Benim duyduğum hikaye yine önemli bir Osmanlı mimarı ve bir köprü üzerineydi.

    2) Bahsi geçen Temel atlarında kullanılan raylı sistemler, özellikle depremden sonra herkesin dilinde. fakat bildiğim kadarıyla Türkiye de yapılmış hiç bir yapıda böyle bir sistem kullanılmamıştır. Bir kaç ülke de deney amaçlı kullanılan bu tip sistemler oldukça maliyetli oldukları için terkedilmişlerdir. Ayrıca Süleymaniye ile Sultanahmet camileri gevşek zemin üzerinde değildirler.Yapı imalinden hiç anlamıyor olsanız bile hikayenin Japonlarla ilgili olması zaten yeterince şüphelenmenize yetiyor. Bu tip hikayelerin başrolünde nedense hep japonlar var.

    3) Yatay vaziyetteki japon, eğer söylediği gibi mühendisse bir kubbe için bu kadar şaşırmaması gerekirdi. zira bir kubbe yapmak için mühendislikde bilinen bir çok teknik vardır ve sözü geçen kubbelerin hiçbiri, şu andaki tekniklerle yapılamaz değildir (ayasofyanın ki dahil).

    4) Anlamadığım bir nokta ise Mimar Sinan gibi teknik bir insan, anlatıldığı kadar mükemmel fantastik işler başarmışdırda, Yaptığı eserlerin tamamına yakınını gevşek zeminler üzerine kurmak kadar büyük bir hatayı nasıl yapmıştır (daha önce de söylediğim gibi bahsi geçen eserler, gevşek zemin üzerinde filan değildir). Yoksa zemin mekaniği bilmemektemidir. Mimarlık okurken bu derslere girmemişmidir yoksa.

    5) Bunca yıllık mühendisim, kelepçeyle temel sabitlemenin nasıl birşey olduğunu bilmiyorum. biri bana anlatabilirmi acaba?

    6) Hikayenin en çok hoşuma giden yeri ise, Selimiye cami'inin kubbe hesaplamalarında ortaya çıkan 13 bilinmeyenli(13? ) denklemin çözülmesi için bilinen 4 işlemi bırakıp beşincisinin icat edilmiş olmasıydı. Buna yorum bile yapamıyorum, çünkü şu an şaşırmakla meşgulüm.

    Üzgünüm ama hikaye yanlışlarla dolu. Dediğim gibi Mimar Sinan çok büyük bir mimardı ve eserlerini çok büyük bir incelikle işlemiştir. ama bu tip hikayeler onun mimari dehasına hiçbirşey katmıyor ve bu tip fantastik şeylere ihtiyacı yok. Daha ilk mesajımda bunu yapmak istemezdim ama insanları yanlış bilgilendirici bu tip hikayelere ve yazanlara



    alkışlayacağına herşeye karşı çıkmışsın ve bir çok mühendis olduğun halde bunlara inanmıyorsan bence sen boşu boşuna okumuşsun bence sen o diplomayı yırt at.

    Okul okumakla yada diploma almakla mühendis olunmaz.O kadar senelik mühendisim diyorsun şimdiye kadar ki en önemli eserini yada faaliyetini söylede mühendis olduğunu kabul edelim.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: haldun77

    mimar sinan çok büyük bir mimardır ve eserleri günümüzde bile hayret verici özellikleri barındırmaktadır. fakat mimar sinan'ı putlaştırmaya gerek yok. yazılan çoğu şeyin doğru olmadığını anlamak için, bı konularda çok fazla bilgili olmaya bile gerek yok.

    1) Bu kilit taşı değiştirilmesi hikayesini bende duydum ama açıkcası şu ana kadar doğruluğunu ispatlayacak hiç bir somut bilgiye ulaşamadım. Benim duyduğum hikaye yine önemli bir Osmanlı mimarı ve bir köprü üzerineydi.

    2) Bahsi geçen Temel atlarında kullanılan raylı sistemler, özellikle depremden sonra herkesin dilinde. fakat bildiğim kadarıyla Türkiye de yapılmış hiç bir yapıda böyle bir sistem kullanılmamıştır. Bir kaç ülke de deney amaçlı kullanılan bu tip sistemler oldukça maliyetli oldukları için terkedilmişlerdir. Ayrıca Süleymaniye ile Sultanahmet camileri gevşek zemin üzerinde değildirler.Yapı imalinden hiç anlamıyor olsanız bile hikayenin Japonlarla ilgili olması zaten yeterince şüphelenmenize yetiyor. Bu tip hikayelerin başrolünde nedense hep japonlar var.

    3) Yatay vaziyetteki japon, eğer söylediği gibi mühendisse bir kubbe için bu kadar şaşırmaması gerekirdi. zira bir kubbe yapmak için mühendislikde bilinen bir çok teknik vardır ve sözü geçen kubbelerin hiçbiri, şu andaki tekniklerle yapılamaz değildir (ayasofyanın ki dahil).

    4) Anlamadığım bir nokta ise Mimar Sinan gibi teknik bir insan, anlatıldığı kadar mükemmel fantastik işler başarmışdırda, Yaptığı eserlerin tamamına yakınını gevşek zeminler üzerine kurmak kadar büyük bir hatayı nasıl yapmıştır (daha önce de söylediğim gibi bahsi geçen eserler, gevşek zemin üzerinde filan değildir). Yoksa zemin mekaniği bilmemektemidir. Mimarlık okurken bu derslere girmemişmidir yoksa.

    5) Bunca yıllık mühendisim, kelepçeyle temel sabitlemenin nasıl birşey olduğunu bilmiyorum. biri bana anlatabilirmi acaba?

    6) Hikayenin en çok hoşuma giden yeri ise, Selimiye cami'inin kubbe hesaplamalarında ortaya çıkan 13 bilinmeyenli(13? ) denklemin çözülmesi için bilinen 4 işlemi bırakıp beşincisinin icat edilmiş olmasıydı. Buna yorum bile yapamıyorum, çünkü şu an şaşırmakla meşgulüm.

    Üzgünüm ama hikaye yanlışlarla dolu. Dediğim gibi Mimar Sinan çok büyük bir mimardı ve eserlerini çok büyük bir incelikle işlemiştir. ama bu tip hikayeler onun mimari dehasına hiçbirşey katmıyor ve bu tip fantastik şeylere ihtiyacı yok. Daha ilk mesajımda bunu yapmak istemezdim ama insanları yanlış bilgilendirici bu tip hikayelere ve yazanlara


    BRAVO efsaneye gerçek bilimsel tarihe alkış




  • Arkadaşlar olaylara bilimsel yaklaşmak gerek tavsiyesinde bile bulunurken artık utanmaya başladım... Mimar Sinan'dan bahsederken bile ayagının tozu olamayız, elini öpebilsek gibi muhabbetler zaten onu anlamadığımızın ıspatıdır yada anlamak zor geldiği için efsaneleştirerek kolayına kaçmaktır. Bizim millet olarak koca Sinan'la övünmek mutlaka hakkımız ona sonsuz saygım ve destegim var ama madalyonun öbür yüzü!!!!! Sinan o eserleri vererek eldeki imkanlarla neler yapılabileceğini zaten ıspatlamıştır ama bizler günümüze kadar üstüne katamayıp geliştiremeyip birde nasıl yapılmış diye hayret ediyorsak ağlamalı değilmiyiz... Resmen unutmuşuz... Aaah o madalyonun öbür yüzüne bakmadiğimizdan zaten başkaları bakmaya zorlamıyormu!? Bence o eserler '' Bakın beni 300 küsür yıl evvel bir ademoğlu dikti, o ademoğlu senin dedendir, bundan böyle sana düşen onu geçmek ve onu geçerek ona olan minnetdarliğını ortaya koymaktır. Tıpkı onun yaptığı gibi. Hadi durma çalış...'' diye bağırıyor... Tıpkı Gazi'nin ''Türk övün çalış güven'' diye haykırması gibi... Tarih haykırıyor arkadaşlar artık bu sesi duyalım. Artık bırakalım kavgalı tartışmaları ve üzrimizdeki zehirli tesirleri silkinip atarak kendimize gelelim. Tarihin fevkine çıkalım, külleri arasında boğulmayalım diyorum.
    Türk tefekkür iklimini geliştirmek ve muasır medeniyetleri geçmek?! İşte bütün meselelerin kesişim noktası bu.




  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.