Küresel Isınma ve Sokak Hayvanları

Kuresel ısınma ile mücadele kapsamında insanlığa buyuk faydası olan milyonlarca inek, koyun ve tavuk gibi hayvanların beslenmesini durdurulması konusulurken aynı zihniyetin topluma ve insanlığa hiçbir faydası olmayan kedi ve köpek nufusunun patlama yapması için bunların halktan ve devlet kaynaklarından toplanan paralarla beslenip çoğaltılmasını savunması bir iki yüzlülük ve zararlı faaliyet değil midir?

Eğer küresel ısınma ile savaşacaksak inek, koyun ve tavuk gibi faydalı hayvanlardan önce kedi köpek gibi hiçbir halta yaramayan asalak türlerin azaltılması öncelikli olmalıdır.

Ayrıca bu durum insanoğlunun ikiyüzlülüğü ve nankörlüğüne güzel bir örnek. O kadar bize fayda sağlayan, etinden, sütünden, yününden faydalandığımız canlıları ilk olarak harcarken bize yaltaklandığı için hiçbir halta yaramayan canlıları ise baştacı ediyoruz.

Topluma yayılan bu akıldışılıkla mücadele bilim ve sağduyunun tekrar egemen olması için toplumsal algının tekrar doğru yöne kaydırılması gerekiyor.

Eften püften ideolojik saçmalıklarla nufus krizi, göç krizi, küresel ısınma, eşcinsellik ve fenisit woke saçmalıkları yerine evrim, iklim konularında gercek somut verilere dayanan bilim eğitiminin yaygınlaştıtılması konusunda çalışmamız gerekiyor.

Sözel disiplinlerden yayılan akıldışı teorilerin gercekliğinn en hafif tabirle şüpheli oldugunu unutmadan somut ve tarafsız bilginin nasıl edinileceğini bize dayatılan ideolojik safsata ile bilimsel bilginin nasıl ayırd edileceğini insanlara öğretmeniz gerekiyor. Anlamsız duygusallık yerine faydacı, sürdürülebilir ve sağduyulu olmanın önemini öğretmeniz gerekiyor.

Ağaçları kesip denize atacaklarmış, ineklerden çıkan metan gazı küresl ısınmaya neden oluyormuş... Deli saçmaları. Karbon çevrimi diye bir şey var. Ve bu deli saçması şehir, orman veya çiftlik hayvanları veya bitkiler için de aynı deli saçması. Sera etkisi istatistiksel veya deneysel en ufak bir ispatı yakalanamamış bir hipotez. Dünyanın ısısının arttığı dönemlerde bulut oranı da artıyor ve dünya daha yansıtıcı olup tekrar soğuyor.

İnsanlığın bu delirmeye nasıl geldiğini hatırlamak gerekiyor. Bir günde olmadı ve tabii bu delirmeyi kullanmak isteyenler de vardır. Poltikacılar politikacılık yapacak, işletmeciler de işletmecilik.

Bilimden önce müziği ve ritm duygusunu kaybettik. İnsanlar duygularını unuttukları için aptallaştılar. Duygudan sıyrılınca matematikle başlayıp avuçta aritmetik kaldı. Bilimi matematik veya anlamlandırmaya indirgeyince anlam da kalmadı. Çünkü anlam için karşıt olguya da ihtiyaç vardı. Duyguların ise anlamlı olmaları gerekmez, duygu olmalaır yeterli. Bunun sonucu, kibir, sevgi veya sanat olabilir. Ama bilim kurmunu ve sosyal altyapısını da görmek ve bu sonuçlara ihtiyacını olduğunu hatırlamak gerekiyor. Alkış yoksa, Nobel de yok.

Şehir hayvanlarının artması bu delirmeden kendilerini kurtarmak isteyenlerin bilerek veya bilmeden gösterdikleri talebin sonucu. Hayvanlar büyük sayıdaki şehir kalabalıkları için tabiat dialektini temsil edecek son temas noktası. Tabii aralarında hastalar veya istismar eden hasta ruhlular da var. Diğer şehirlileri taklit edenler, hayvan sahibi olmayı statü göstergesi olduğuna inandıkları için seçenler... Bunlar olacak ve engellemek mümkün değil (poltikacılar politikacılık yapacak, işletmeciler de işletmecilik). İstisnalar önemli değil. Ana resmi ve sebeplerini ise ıskalamamak gerekiyor.

Modernizm psikolojiyi, sosyal bilimleri ve sanatı dışlamıyordu, tersine sebepleri olmuş, gelişme zeminlerini hazırlamıştır. Endüstriyel ölçeklenme, yaşam için ağırlaşan ve mekanikleşen hayat nedeniyle modern olan herşeye itiraz edenler daha beterine neden oldular.

Yakın bir gelecekte Türkiyenin en büyük sorunu su kıtlığı olacak. Kuraklığın da etkisi var ama en önemli sebep tarımda kullanılan vahşi sulama. Cahil çiftçiler su kaynaklarını öyle bir tüketiyor ki ne göl bıraktılar ne dere. Bizim burada baraj suyunu şimdiden tarıma kapattılar. Kaç haftadır yağmur yok.

Dediklerinize gerçekten inanmak istiyorum. Ama Anadolu'daki tehlikeli bir kuraklık yaşandığına dair belirtileri yoksaymamız mumkün değil.

Yıllara göre tuzgolunum durumu bu şekilde. Benzer biçimde pekcok golumuzde günümüzde tamamen kurudu .

Ayrıca dediğiniz gibi doğada bir karbon döngüsü olması mümkün ancak gecmis dönemlerin aksine insanoğlunun doğanın bağrına depoladığı karbon kaynaklarını ( Petrol , Kömür, Dogalgaz vb vb yoğun madencilik faaliyetleri ) çıkartıp yapay biçimde atmosfere bıraktığını görüyoruz.

Doğal olarak insanların bu kadar aktif biçimde dogaya müdahil olduğu günümüzde herseyi eski döngülere benzer biçimde düşünmek ne kadar doğru.

Bu arada küresel ısınma karşıtı başvurduğunuz kaynakları paylaşabilirseniz gerçekten okumak isterim çünkü bu konu küresel ısınmadan en kotu biçimde etkileneceği varsayımlan Akdeniz havzasında bulunan ülkemizde yaşayan bir insan olarak benim en çok endişe ettiğim konu .

Toplumsal delilik sürecine gelirsek. Dediğiniz gibi insanların neden çocuklarından yada birbirlerinden kaçıp çareyi kedi ve köpek gibi canlılarda aradığının nedenlerini bulup bunları çözmeden sadece kedi köpek sayısını azaltmak bir çözüm uretmeyecektir.

Kedi köpek hayranlığı, hayvanlarla beraber ayni evde yaşamak gibi aykırı davranışlar içinde bulunduğumuz toplumsal hastalığın kaynağı değil belirtilerinden sadece biri.

Modernizmin , aydınlanmanı , akilciligin ve sağduyunun ölümü ve günümüzde egemen olan sağduyu karşıtı görüşlerin neden ve nasıl türediği konusu çok karmaşık ve boyutlu bir mesele.

Nitekim Henry Kissenger gibi son döneme damgasını vurmuş bazı devlet adamlarının kitaplarını okuduğunuzda aydınlanmaci ve bilimsel düşüncenin totaliterizme giden yolu açtığı, insanın gecmiste dinden kaynağını bulan özel ve değerli bir canlı olduğu ve hayatının kutsal olduğu düşüncesinin aydınlanmacı ve bilim temelli yaklaşımlar ile yerlebir edildiği ve bunun sonucu olarak insanın hayvan ile aynı statüye düşürülmesinin insanlığa karşı işlenen suçlar konusundaki ahlaki kalkanları yokettigi gibi buna gerekçe bile yaratarak insanlığa karşı suçlar ve davranışları yayginlastirdigini söylemiştir.

Bu nedenle akilciligin ve bilimsel düşüncenin bastırılması, günümüzde Woke akımına kadar evrilecek laik bir mistizm ve algı inşa edilmesi gerektiğinden dem vurur.

Yani aydinlanma , bilimin egemenliği, akilcilik düşüncelerinin tehlikesi yokmuş gibi davranamayiz. Faşizm ve Komünizm gibi insanlığa karşı pekcok suç işlemiş ve adeta insanları bir besi hayvanı statüsüne kadar indiren akımların meşruiyetini bilimde aradığı gerçeğini de yoksayamayiz.

Ancak bir şekilde akılcı, bilim temelinde , sağduyulu dünyayı yeniden kurup bizi faşizm ve komünizm gibi akımlar getirmeyecek biçimde yeniden örgütleyen dışında bir şansımız yok . Sağduyuya ve akıla algı yoluyla açılan savaşın verdiği örtük zararlar artık tahammül edilemez noktalara ulaştı. Nitekim kendimizi postmodernistlerin iddia ettiği gibi gerçeği yoksaymaya ikna edersek gerçeğin yokolacagi safsatası günümüzde iflas ediyor ve sürdürülebilir bir gelecek sunmuyor. Geçmişe dönüp hatalarımızdan ders çıkartıp akilcilik , sağduyu ve bilim ile barışılması gerekiyor .

Umarım bunu yumurta kicimiza dayanıp da devrimler yolu ile çok acılı biçimde değil de hala zamanımız varken etraflıca düşünerek yapabiliriz.