Şimdi Ara

kuantum fiziği (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
56
Cevap
0
Favori
2.168
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
Öne Çıkar
0 oy
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • kantum cin alimiymiş?
    _____________________________
    Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser.
    Tek rakibim kangal.
  • yazılanların hepsini okumama rahmen hiç bişey anlamadım...(bi şu matrix benzetmesini az biraz anladım oda kuantumun bu hikayenin neresinde ne için işlediğini anlamadım)kuantum fiziği nedir sorusuna basit bi cevap yok sanırım.yoksa varmı belki bu soru bana dağa yardımcı olur.Kuantum fiziği neyle ilgilidir???
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: bkarabulut4

    Kuantum fiziği neyle ilgilidir???


    Atom altını açıklamaya yarayan bir kuram. Atomdan daha küçük, maddenin yapı taşlarının özellik, hareket ve davranışlarını açıklamaya çalışan bir kuram. Klasik fiziğin bu ölçekte çoğu zaman yetersiz kalmasından dolayı yeni bir kurama ihtiyaç duyulmuş ve bu kuram ortaya çıkmıştır. Kuantum Fiziği kabaca olasılıklardan bahseder.
    (Aslında bu soruyu @mfiz çok daha anlaşılır ve yalın cevaplayabilir)
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: redstorm


    quote:

    Orjinalden alıntı: bkarabulut4

    Kuantum fiziği neyle ilgilidir???


    Atom altını açıklamaya yarayan bir kuram. Atomdan daha küçük, maddenin yapı taşlarının özellik, hareket ve davranışlarını açıklamaya çalışan bir kuram. Klasik fiziğin bu ölçekte çoğu zaman yetersiz kalmasından dolayı yeni bir kurama ihtiyaç duyulmuş ve bu kuram ortaya çıkmıştır. Kuantum Fiziği kabaca olasılıklardan bahseder.
    (Aslında bu soruyu @mfiz çok daha anlaşılır ve yalın cevaplayabilir)

    Bişeyler anlıyorum...Hatta yakın zamanda bi haberde atom olarak bildiğimiz yapı taşından çok dağa küçük bir yapının olduğu ve dünyanın % bilmemkaçı(sanırsam %75 di)bu maddeden oluştuğunu söylüyodu...
    _____________________________




  • Şu an forumu cep telefonundan Opera Mini kullanarak takip ediyorum. Çok ayrıntılı yazamıyorum. Bayram sonrası ayrıntılı yazacağım. Herkese iyi bayramlar, iyi tatiller!
    _____________________________
  • Temel düzeyde kuantum fiziğinin ne olduğu sorusuna yanıt vermek gerekirse: @redstorm'un da dediği gibi kuantum fiziği, atom ve atom altı boyutlarda geçerli fiziksel süreçleri ifade edebilmek için oluşturulmuş gözlemsel olarak epeyce sınanmış ama hala felsefi problemleri olduğu düşünülen bir kuramdır. Bir fiziksel sürecin içinde "kuantumlu" (çok iyi bir çeviriler olmasa da "paketler halinde", "süreklilik göstermeyen", "kesikli" de denilebilir) niceliklerin olması o sürecin kuantum fiziğiyle ilişkili olduğuna bir işaret olarak düşünülebilir. Örneğin Hidrojen atomunun yörüngesinde çekirdekteki protona elektrostatik olarak bağlı olan elektron sadece belli enerjilere sahip olabilir, burada bir kesiklilik söz konusudur. Ya da ışığı oluşturan "fotonlar", parçacık özelliğine sahip "ufak paketlerdir". Kuantum mekaniği teorisi ile ilişkili kuantum elektrodinamiği ve kuantum kromadinamiği kuramları da temel parçacıklar ve nükleer fizikteki etkileşimlerle ilişkili kuramlardır. Kuantum mekaniğinden herşeyi beklemek şu an için mümkün değildir, herşeyi açıkladığı gibi bir iddiası da yoktur. Eğer kuantum mekaniğiyle genel göreliliği birleştiren sağlam teorilerimiz olursa belki evreni çok daha iyi anlayabileceğiz. Bununla ilgili bir sürü çalışma var, özellikle gerek teorik parçacık fiziği gerek de kozmoloji, "herşeyin" teorisine ulaşma çabalarının sürdüğü dallar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mfiz -- 26 Ekim 2006; 14:17:46 >
    _____________________________




  • quote:

    Orjinalden alıntı: mfiz

    Temel düzeyde kuantum fiziğinin ne olduğu sorusuna yanıt vermek gerekirse: @redstorm'un da dediği gibi kuantum fiziği, atom ve atom altı boyutlarda geçerli fiziksel süreçleri ifade edebilmek için oluşturulmuş gözlemsel olarak epeyce sınanmış ama hala felsefi problemleri olduğu düşünülen bir kuramdır. Bir fiziksel sürecin içinde "kuantumlu" (çok iyi bir çeviriler olmasa da "paketler halinde", "süreklilik göstermeyen", "kesikli" de denilebilir) niceliklerin olması o sürecin kuantum fiziğiyle ilişkili olduğuna bir işaret olarak düşünülebilir. Örneğin Hidrojen atomunun yörüngesinde çekirdekteki protona elektrostatik olarak bağlı olan elektron sadece belli enerjilere sahip olabilir, burada bir kesiklilik söz konusudur. Ya da ışığı oluşturan "fotonlar", parçacık özelliğine sahip "ufak paketlerdir". Kuantum mekaniği teorisi ile ilişkili kuantum elektrodinamiği ve kuantum kromadinamiği kuramları da temel parçacıklar ve nükleer fizikteki etkileşimlerle ilişkili kuramlardır. Kuantum mekaniğinden herşeyi beklemek şu an için mümkün değildir, herşeyi açıkladığı gibi bir iddiası da yoktur. Eğer kuantum mekaniğiyle genel göreliliği birleştiren sağlam teorilerimiz olursa belki evreni çok daha iyi anlayabileceğiz. Bununla ilgili bir sürü çalışma var, özellikle gerek teorik parçacık fiziği gerek de kozmoloji, "herşeyin" teorisine ulaşma çabalarının sürdüğü dallar.


    @mfiz;
    Konuyu bıraktığın yerde benim yine felsefe ile ilgili bir sorum olacak.
    2007 yılına yetiştirilmesi öngörülen CERN'deki LHC (Large Hadron Collider - Büyük Hadron Çarpıştırıcısı)'deki yapılması planlanan deneylerle ortaya çıkacağı tahmin edilen (özellikle Graviton - yanlış biliyor olabilirim!-) parçacıkların ve dolayısıyla enerjinin çok kısa bir süre sonra kaybolacağı ve bu enerjinin gittiği yerin 4 boyuttan farklı boyutlar (11 boyuttan söz ediliyor) olacağından bahsediliyor. Böylelikle en azından String Theory (Sicim Teorisi)'nin biraz daha kuvvetlendirilmiş olacağı ve en azından şimdiye kadar hiç yapılamamış olan labaratuar deneyinin gerçekleşmiş olacağından bahsediliyor. Burada insanın aklına şu soru geliyor; kaybolan enerjinin gittiği yerin labaratuar ortamında ispatı olmadan bir yorumda bulunmak tekrar felsefeye girmek anlamına gelmiyor mu? Ayrıca, sanıyorum sizin Herşeyin Teorisi dediğiniz bu büyük teorinin de kapsadığı Sicim Teorisi, 11. Boyut ve paralel Evrenler kavramları yine halihazırda felsefi bir temelin üzerine oturmuş olmuyor mu?
    _____________________________




  • Herşeyin teorisi diye kastettiğim sizin de bahsettiğiniz sicim teorisi vb. teoriler. Evrende 3+1 boyuttan daha fazla boyut olduğunu öngören teoriler bunlar. Genel görelilikle kuantum mekaniğini bağdaştırmakla kastettiğim ise aslında kütle çekiminin kuantum mekaniksel olarak ifade edilebilmesi, yani örneğin graviton gibi bir parçacığın varlığının ve bu parçacığın özelliklerinin anlaşılmasının sağlanması. Bu kadar pahalı ve zahmetli deneylere ihtiyaç duyulmasının ardında yatan neden kütleçekim etkileşmesinin doğadaki diğer etkileşimlere (elektromanyetik, atom altı seviyedeki kuvvetli etkileşimler gibi) göre çok ama çok zayıf olması. Ne kadar zahmetli ve pahalı bir deney yapabilirsek o kadar maddenin ve enerjinin temeline inebileceğiz. Aynı zamanda bu, zamanda geriye bakmakla da eşdeğer. Ne kadar yüksek enerjili (yani pahalı) deney tasarlarsak o kadar Big Bang teorisinde öngörülen "zamanın başlangıcına yaklaşacağız". Zamanda geriye bakmanın diğer bir yolu çok iyi teleskoplarla (sadece optik değil gama ışınından radyo dalgasına kadar diğer dalgaboylarında da gözlem yaparak) uzayı gözlemek. Böylece daha uzağa bakabiliriz. Daha uzağa bakmak daha geçmişe bakmak demek (ışığın hızının sonlu olması nedeniyle). Yani aslında kozmolojiyle ilişkili astronomik gözlemlerle parçacık fizikçilerinin tasarladığı yeni deneylerin birbiriyle yakından ilişkileri var.

    Kişisel görüşüm yapılacak deneylerin dolaylı da olsa fiziksel nicelikler sayesinde bize doğanın yapısıyla ilgili bilgi vermesi. Örneğin çok ufak karadelikler oluşabilir ve bunların diğer oluşan parçacıklarla etkileşimleri kullanılarak dolaylı olarak oluşumları ispatlanmış olabilir. Zaten gözlemek ne demektir? Hangimiz bir elektronu "elimize alıp gözledik"? Hep dolaylı yollardan elektronların olduğunu buluruz. Ya da şimdiye kadar kuarkı atom çekirdeğinden ayırmanın ve tek başına gözlemenin bir yolunu bulamadık. Kuarkın varlığını da dolaylı olarak biliyoruz. Bu ne kadar felsefi olarak rahatsız edicidir bilmiyorum. Yeni deneylerin de bunlardan daha fazla rahatsız edici sonuçlar vereceğini düşünmüyorum. Gördüğünüz gibi "gözlem" çok ciddi bir konu hem bilimsel hem de felsefi olarak.
    _____________________________




  • quote:

    Orjinalden alıntı: mfiz
    Kuarkın varlığını da dolaylı olarak biliyoruz. Bu ne kadar felsefi olarak rahatsız edicidir bilmiyorum. Yeni deneylerin de bunlardan daha fazla rahatsız edici sonuçlar vereceğini düşünmüyorum. Gördüğünüz gibi "gözlem" çok ciddi bir konu hem bilimsel hem de felsefi olarak.


    Bilakis, felsefi oluşu şahsen beni rahatsız etmediği gibi aynı zamanda olası sonuçların da yine felsefe ile yorumlanacağını bilmek, en azından biz sıradan insanların bilime olan bakışını sağlamlaştırıp ona karşı daha da heyecan duymamıza sebep olacaktır diye düşünüyorum.
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: redstorm


    quote:

    Orjinalden alıntı: mfiz
    Kuarkın varlığını da dolaylı olarak biliyoruz. Bu ne kadar felsefi olarak rahatsız edicidir bilmiyorum. Yeni deneylerin de bunlardan daha fazla rahatsız edici sonuçlar vereceğini düşünmüyorum. Gördüğünüz gibi "gözlem" çok ciddi bir konu hem bilimsel hem de felsefi olarak.


    Bilakis, felsefi oluşu şahsen beni rahatsız etmediği gibi aynı zamanda olası sonuçların da yine felsefe ile yorumlanacağını bilmek, en azından biz sıradan insanların bilime olan bakışını sağlamlaştırıp ona karşı daha da heyecan duymamıza sebep olacaktır diye düşünüyorum.


    Kesinlikle katılıyorum. Bilimdeki "heyecanın" sürmesi felsefeyle etkileşmesinin sürmesine bağlı. Bilim sadece teknoloji geliştirmenin aracı olarak görülürse (ki böyle görenler sayıca epey çok) ne heyecan kalır ne motivasyon.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mfiz -- 27 Ekim 2006; 8:59:25 >
    _____________________________




  • ben aynı şekilde katılarak, bilimin önderliğinde felsefe'nin sürdürülmesine katılıyorum, çünkü bu şekilde sadece Kuantum mekaniğini değil kozmoloji bile yapmış oluyoruz :) fakat felsefe'nin önderliğinde bilimin yapılmasına karşıyım, Bilim "bilinen varsayımlara" doğru yön almaz, ör: Hz Adem'in ilk insan olduğunu kanıtlamak için bilim yapılmaz, bilimin insanlık tarihini aydınlatmak için yapılır. bu sitede bu yüzden çoğu kişi ile fikir ayrılığı içinde olduğumu ve yazılarını pek kaale alamadığımı söylemek isterim.


    konumuza dönersek: ben bi yerde okudum ama nerede okuduğumu tam olarak hatırlamıyorum; evrendeki en yüksek hız bilindiği üzere ışık hızıdır, hiç bir şeyin ondan hızlı hareket etmesi beklenemez, fakat kuantum mekaniğinde uzaklık ve zaman kavramı ortadan kaldırılabiliyor, bu şekilde bir bilgi 4 ışık yılı uzaklıktaki bi mertebeye eş zamanlı iletilebiliyor. buda felsefi olarek şu şekilde mümkün oluyor: elimizde bi su hortumu olduğunu varsayalım, aşağı yukarı 5 metre olsun, içindede çocukluğumuzda oynadığımız bilyalarla dolduralım, bilyalar öyle konumlandırılmış olsunki aralarında milimetrik bi boşluk bile kalmasın, şimdi hortumun bir ucunda biz duruyoruz ve diğer ucunuda bir klavye'nin bir tuşuna mesela "enter" tuşuna bağladığımızı varsayalım; 5 metre uzakta iken hortumun içindeki bilyalara baskı uyguladığımız vakit aynı zamanda klavyenin "enter" tuşuna da basmış oluyoruz ;

    şimdi bunu 4 ışık yılı uzaklıktaki bi askeri üs için düşünelim; bulunduğumuz konumda aynı hortumun içindeki bilyaların olduğu bi sistem olduğunu varsayalım, [bu bilyalardaki sürtünme katsayısını yok sayıyoruz (şimdilik amaç "prensib" de var olduğunu kanıtlamak)] bulunduğumuz yerden askeri üs ile iletişim kurmak için eğer radyo dalgalarını kullansaydık bilginin oraya ulaşması 4 yılı alacak ve oradan anında cevap verilse bile geri bilginin bize ulaşması toplamda 8 yıl alacaktı. fakat bilyalı mekanizmamızda bilgi "eş zamanlı" iletiliyor, yani bırakın 8 yılı 8 dakikayı, mekanizmaya dokunur dokunmaz 4 ışık yılı uzaklıktaki üsse bilgi ulaşmış oluyor. şimdilik felsefi olarak mümkün olan düşünce bu.

    aynı düşünce sistemi kullanılarak ışık belirli bir gaz ortamından geçirilerek normalden 2 kat daha hızlı hareket etöesi sağlanmıştı, Bilim ve teknik dergisi arşivlerinde lması gerekir, ışık sn'de 500.000 km 'nin üzerinde bi hıza çıkmıştı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _fisico_ -- 27 Ekim 2006; 12:26:58 >
    _____________________________




  • quote:

    Orjinalden alıntı: _fisico_

    konumuz felsefe değil kuantum düşünesi hatırlatırım



    ____

    quote:

    Orjinalden alıntı: _fisico_

    konumuza dönersek: ben bi yerde okudum ama nerede okuduğumu tam olarak hatırlamıyorum; evrendeki en yüksek hız bilindiği üzere ışık hızıdır, hiç bir şeyin ondan hızlı hareket etmesi beklenemez, fakat kuantum mekaniğinde uzaklık ve zaman kavramı ortadan kaldırılabiliyor, bu şekilde bir bilgi 4 ışık yılı uzaklıktaki bi mertebeye eş zamanlı iletilebiliyor. buda felsefi olarek şu şekilde mümkün oluyor: elimizde bi..

    .. şimdilik felsefi olarak mümkün olan düşünce bu.





    bir insan aynı sayfada nasıl bu kadar çelişebilir?..

    kuantumun belirsizlik ilkesi ve türevleriyle, çelişkiden arınması için felsefi paradigmalara ve onu
    taşıma kabiliyetlerine gereksinimi vardır..
    _____________________________




  • quote:

    aslında maksadım,
    mükemmel bir sistem kendini yok edebilecek kadar mükemmel bir sistem oluşturabilir mi?
    sorusudur..



    bununla ulaştığın amaç ile konunun ulaşmak istediği amaç farklıdır, yukarıda verdiğim cin ali benzetmesi tamamen felsefedir, fakat orada kuantum düşüncesi - felsefesi olarak yorum yaptım, burada da aynı şekilde. ama senin sorun bana kuantumdan uzak geldiği için öyle dedim...
    _____________________________
  • @fisico: "anlık" iletişim ile ilgili belirttiğin durum kuantum mekaniğiyle görelilik arasındaki bir uyumsuzluktan kaynaklanıyor. Burada kazanan taraf kuantum mekaniği. Yani prensipte birbiriyle bağlantılı iki kuantum haliyle ifade edilen aralarında belli bir mesafe olan iki parçacığın birisinde bir gözlem yapıldığında diğerini de anlık olarak gözlemiş ve sonucu öğrenmiş oluyoruz. Çözümünün kuantum lehine olduğu deneysel olarak ispatlanmış bu "paradoksun" adı EPR (Einstein-Podolsky-Rosen) paradoksu.
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mfiz

    @fisico: "anlık" iletişim ile ilgili belirttiğin durum kuantum mekaniğiyle görelilik arasındaki bir uyumsuzluktan kaynaklanıyor. Burada kazanan taraf kuantum mekaniği. Yani prensipte birbiriyle bağlantılı iki kuantum haliyle ifade edilen aralarında belli bir mesafe olan iki parçacığın birisinde bir gözlem yapıldığında diğerini de anlık olarak gözlemiş ve sonucu öğrenmiş oluyoruz. Çözümünün kuantum lehine olduğu deneysel olarak ispatlanmış bu "paradoksun" adı EPR (Einstein-Podolsky-Rosen) paradoksu.

    Yanlış hatırlamıyorsam bu deneyin arzu edilen sonucu ile mevcut sonuç taban tabana zıt. Kendisinin tasarladığı bu deneyin sonucu Einstein için tabiri caizse "talihsiz" bir durum oluşturmuştu.(Yanılmıyorsam!)
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: redstorm

    Yanlış hatırlamıyorsam bu deneyin arzu edilen sonucu ile mevcut sonuç taban tabana zıt. Kendisinin tasarladığı bu deneyin sonucu Einstein için tabiri caizse "talihsiz" bir durum oluşturmuştu.(Yanılmıyorsam!)


    Haklısınız, sonuç Einstein'in arzu etmeyeceği bir sonuçtu. Sonuçta görelilik teorisinin öngöremeyeceği "anlık" bir haberleşme olmuş gibi oluyor kuantum halleri arasında. Yapılan gözlem uzaktaki kuantum halinin de anlık olarak belirlenmesine yol açıyor.
    _____________________________
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.