Şimdi Ara

KEDILERI BILMEDEN ÖLDÜRÜYORUZ (COK ONEMLI) (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
78
Cevap
3
Favori
21.178
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
138 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • üni'de kedi köpekler fazlasıyla yiyor. hatta yemek bile seçiyor. yemek alanların hemen yanına gidiyorlar. yemek versen beğenmediği bişey olduğu zaman yemiyorlar. ki tavuk falan bile yemiyorlar bazen. malesef her kedi köpek eşit şartlarda değil.
  • Süt vermeyin mümkünse,elinizde başka bir şey yoksa sulandırıp verebilirsiniz. Sıvı olarak su yeterlidir, yanında marketlerde satılan küçük paketlerdeki 3-4 liralık kedi mamalarında alabilirsiniz. Soğuk havalarda kedilerin vücut sıcaklığını koruması için normalden 2 kata kadar fazla yemek yemesi lazım,onlarla yemeğimizi paylaşalım. Tüm hayvanseverlere ve merhametli insanlara selam olsun
  • Black_34 kullanıcısına yanıt
    Yanlış bir düşünce , protein , calsiyum ve yağ içeriyor en basitinden .



    Hayvanlara ise evet ishal yapar . Sulandırıp verin . Hasta ise vermeyin . Gidin yaş mama verin daha iyi

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bugün bir sokak köpeğine marketten tavuk göğsü alıp verelim dedik yüzüne bile bakmadı. Bizde bir kediye verdik havada kapıp yedi. Köyde köpekler kemikleri bile kıra kıra iştahla yerlerdi şaşırdık hakikaten. İyice insana bağlı hale gelmiş vaziyetteler. Yeme alışkanlıkları dahi alt üst olmuş gariplerimin.
  • Insanlar şehir yaşantısına alışmış hayvanlari besledikleri surece yasayip cogalcaklar ve şehir yasantisina daha cok evrimlesecekler, beslemezlersede ölüp gidecekler.

    Martılara ekmek vermezsen denizdeki balıkları yerler guvercinleri yerler. Onun yerine bayat ekmegini ver martilara, balıklar sana kalsın.

    Kediler köpeklerde sanılanın aksine yakaladıkları herşeyi yemezler. sokakta avlayacak birşey bulamadıkları için ac kalıp insanların kapılarını asindiriyorlar ve evet bu evrimin bir parçası. Köpekler nasıl besin zinciri sayesinde evcillestiler ise kedilerde aynı besin zinciri sayesinde evcillestiler. Mama verince hayatta kalıp çoğalıyorlar ama mama su falan vermessende hastalanıp olüyorlar. Avlanıp hayatta kalamıyorlar sokakta çünkü zaten evcillesecegi kadar evcilleşmiş insanlaşmış hayvancagizlar. Şehirlerde onlar icin avlanacak birsey yok anca çöp karıştırıyorlar. Ayrica kediler besleye besleye çoğaldılar ve cogaldikcada istanbulun ve ülkenin simgesi haline geldiler uluslararasi ünlendiler. Saçma sapan element uydurmayin bitarafinizdan yok beslemessek avlanırlar falan gibi. Beslemezsen ölüyorlar kedilerde köpeklerde.

    Anadoluda birçok şehire artık ayılar ve domuzlar da iniyor çöp karıştırmaya. Yakında eğer bu besin zincirine alışırlarsa kapınıza ayılar ve domuzlar içinde mama bırakmak durumunda kalabilirsiniz.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >




  • Birçok yavru kedi bu yüzden ölüyor.Benim bildiğim sütü sulandırırsak sorun olmaz diye biliyorum...

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • onatba O kullanıcısına yanıt
    Yazın köy yerlerinde kediler baya yaşarlar. Fare falan çok oluyor çünkü. Hatta bazen vaşaklarla çiftleştikleri de olur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: İzole Bant

    Ben de taşlanacağım belki ama sokak hayvanlarına çok soğuk ve çok sıcak havalar dışında yemek vermek pek de doğru bir şey değil.Doğanın dengesi bozuldu.Her kapının önünde mama var,kedi fare böcek avlayacağına mama yiyor besin zinciri bozuldu.Hayvanlar yaratıldığı şartları unuttu artık.Martı bile balık avlamıyor elindeki simiti kapıp kaçıyor
    Doğanın düzenini biz bozduk haşere diye farelere toplu katliam yapıp çöplere atıyoruz tezgahlar boş kalmasın diye nerede balık var avlıyoruz bunu hobi haline bile getirdik yani doğayı bu kadar katletmişken onlara sahip çıkmak boynumuzun borcu . Bu arada kedi ve köpekler ilk sokaklarda ortaya çıkmadı biz zamanında evcilleştirip sokağa saldık şimdi hadi yaşayın mı diyecez ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Emre 11

    Ben de hayvanlara özellikle yiyecek verilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Evdeki yemek artıkları falan verilebilir çünkü çöpe gitmesi hem doğaya zararlı hem de yazık. (Çöplükte hava almadan çürüyen besinler metan gazı açığa çıkarır.) Biz sokaktaki hayvanlara yemek verdikçe çoğalmalarını da teşvik etmiş oluyoruz. Doğanın kanunu bu değil. Şehirler doğa değil diyebilirsiniz ama o da yapay bir doğa sonuçta. Kuşlara yem vermezseniz böcek avlarlar. Kedi köpeğe vermezseniz fare-sıçan vs. avlarlar. Su dışında bir şey verilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Acımasızca gelebilir ama doğa acımasızdır zaten. Sadece güçlüleri hayatta tutar.
    Kısırlaştırılmasına karşı değilim ama sokakta telef olan hayvanlara duyarsız kalmak nasıl bir insanlıktır . Bunun hiçbir şekilde bahanesi yok .

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ben de bilmeden sağda solda gördüğüm kedi köpekleri besler su verirdim bundan sonra sokak hayvanlarına ne olursa olsun herhangi bir besin vermeyeceğim. Konudaki bilgileri öğrendiğim iyi oldu teşekkürler.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Besleme konusunda, beslemeyin doğa denge vs. diyen zaten beslemiyor, besleyene de karışmayın o zaman, doğa sizi de bizi de dengeler elbet, hepimiz evrimsel sürecin parçalarıyız ve yön de veriyoruz aynı zamanda.



    Süt asla vermeyin, çok büyük yanlış insanlar iyi bir iş sanıp veriyorlar. Sitemizde sürekli veren biri vardı çöpe atıyorum tekrar koyuyor, en sonunda ya anladı öğrendi ya da bir hayvan düşmanı süt vermemi çekemiyor deyip de vazgeçmiş olabilir.



    Süt vereceğinize hiç bir şey vermeyin arkadaşlar.



    Kedi beslemek de çok zor değil, Temizmama'da 97 liraya 15 kg mama var, uzun süre de götürür sizi. Ev kedileri de güzel ancak sokaktaki yavrulara mama verdiğinizde o kadar mutlu oluyorlar ki, başka bir his bu. Herkese tavsiye ederim.



    Saygılarımla.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • bedensel engelli, gözü görmeyen, çok zayıf hasta ... olanlar hariç kedi köpekleri dışarda beslemeye karşıyım. Doğanın dengesini bozduğumuzu düşünüyorum. Bunları beslemek bile bozar ama alıp evde bakıp doğal yaşamdan çıkartmak en iyisi olabilir. Yazlıkta fark ettim bunu, 7-8 ay nüfusu çok az olan bir yer. Kediler kuş avlıyor yazın, alışmışlar kıştan. Belgesellerdeki gibi çime yatıp yavaş yavaş yaklaşıp saldırıyor. Şehirde buna denk gelmedim.
    besin zincirinde bi altında fare, yılan gibi canlılar var sanırım. Biz bunları kendimiz beslersek fare yılan sayısı artar diye düşünüyorum. Zincir şeklinde devam eder.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-D50B08F8B

    Ayrıca çiğ yemek vermek lazım.

    bende british scottish var sadece pişmişlere davranıyor... pişmemiş eti yemiyor...




  • İzole Bant kullanıcısına yanıt
    Senin dediğin, insanlar hayvanların yaşam alanlarını beton bloklarıyla işgal etmemiş olsaydı doğruydu.
  • Bu canlıların derdi yemek değil bence. Yeteri kadar insanların içine girebildikleri yerlerde gayet güzel besleniyorlar. Asıl sorun bunlara türlü fiziki şiddetin uygulanıyor olması yani yemek sadece sonuç sebep değil.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Öncelikle ben kendimi hayvansever olarak tanımlıyorum. Evimde beslemiyorum. "Hayvana yazık" şeklinde bakıyorum biraz olaya. Biz insanlar hayvanları ehlileştirip, yanımızda bize yoldaşlık etsin diye kattığımızda bu bir zorunluluktu. Hatta hayvanları avlamak zorundaydık mesela. Beslenmek için.

    Artık zorunda değiliz. O zaman belli karakterleri olan bu güzel hayvanları şebeğimiz etmek için niye zulmediyoruz abi? Bir çok köpek ve kedi türü biz olmasaydık hiç varolmayacaktı. Bu absürt çeşitliliği biz yarattık. Bu hayvanların psikolojilerini de kırdık. Olmadıkları bir şeymiş gibi davranmalarına sebep oluyoruz falan... Anlamı ne?

    Sokak hayvanları daha da korkunç. 12 yıl yaşayan kediniz sokakta 3 yıl yaşıyor. 20 yıl yaşayan köpeğiniz sokakta 4-5 yıl yaşıyor. Sokakta hayvan olması başlı başına o hayvana zulüm. Şehirler doğal yaşam alanları da değil. Gene, varlığımızla türlerin yaşayış şeklini etkiliyoruz. Sokak hayvanı hiç varolmamalı. Öldürelim demiyorum. kısırlaştıralım. Son nesillere güzelce bakalım. Azalarak bitsinler diyorum. Sonuçta sokakta hayvan olması da zalimlik. Hayvanı kısırlaştırmak da bir nevi zalimlik. Ama hiç olmazsa sorunun çözümüne yönelik, nesiller boyu zulmün devam etmemesini sağlayacak bir çözüm.

    Paris, NewYork, Londra, Berlin... Şöyle bir bakın etrafa. Sokak hayvanı ne kadar var? Var mı? Bana göre doğrusu, olmaması...

    ----------------------

    Evde hayvan beslemek... Kedi hayatından son derece memnun gibi. O yüzden pek lafım yok. Doğal değil. Ama lafım yok. Köpek ise abi, zavallım, öyle bir bağlı ki sahibine... Evde canı sıkılıyor, sahibini özlüyor. Ara ara ağlayanı bile var. Garibim, sahibi gelince çıldırıyor, sevinçten kendini ortalığa atıyor falan... Abi, hayvana bu eziyeti niye ediyorsun? Bir de tuvaletini tutuyor abi hayvancağız. "Sahip gelse de beni çişe götürse..." Acınası bir hayat. Köpek de mutludur bakma sen. Onu seven bir "sahip" var neticede. Ama aslında yaşadığı iyi bir hayat değil. Bunu bir itiraf edelim.

    Bahçeli evin vardır. Hayvana koşacak, coşacak, sosyalleşebileceği kadar büyük bir alan yaratırsın. Takıldığı arkadaşları falan olur. O zaman kral bir köpek sahibisisin derim. Ama döt kadar evde kapalı köpek, üzücü...

    Şimdi, hali hazırda sokakta olana bakmayacak mıyız? Bakalım tabii ki. Ama sokak hayvanına bakınca hayvansever olmuyorsun. O insan olmamızın yükümlülüğü gibi bir şey. Hayvanın sokağa düşmesine engel olduğunda hayvansever oluyorsun.




  • CSB yazmayan adam C kullanıcısına yanıt
    Köy yerlerinde açık arazilerde avlandiklarini biliyorum ama koca koca tarla farelerinden nasıl kactiklarinida gördüm.

    Vaşakla iş pişirdiklerini yeni duydum :) dikiş tutuyormu bari tutmuyordur herhalde?

    Şehirlerde hayvanlar çok fazla domestic(eng) hale geliyorlar. Her sokakta onlarca kedi var, avlanarak beslenmeleri mümkün değil.

    Besledikçe çoğalıyorlar çoğaldıkça daha çok beslemek gerekiyor, daha çok besledikce daha çok doğuruyorlar e haliyle daha çok hayvancağız da ölüyor böyle bir paradox. Bu hayvanlarda şehir hayatına evrimleşiyor.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Huseyin-ZST kullanıcısına yanıt
    Ben sokaklarin parkların insanlara ait oldugu kadar kedi ve kopeklerede hatta sincaplara kuşlara vs ait oldugunu dusunuyorum. Bircok hayvan insanla olan iliskisi ve besin zinciri sebebiyle zaten sehir yasantısına evrimleşmiş vaziyette. Bunun geri dönüşümü mümkün değil malesef. Bu insan için bile böyle. Şehir yaşantısına alışmış evrimleşmiş insanın bile doğada modern imkanlar olmadan hayatta kalabilmesi mümkün değil. Modernleştikçe birbirimize bağımlı hale geliyoruz ve bireysel olarak hayatta kalabilme yetilerimizi bir şekilde kaybediyoruz ki buda apayrı tartışılması gereken bir konu.

    Kedi ve köpekler zaten insanla ilişkileri ve besin zincirleri sebebiyle evrimleşmiş canlılar. Kediler nispeten üst türlerinden dolayı daha avcı gözüküyor ancak ikiside fazlasıyla domestic ve artık doğal ortamları malesef insana bağlı besin zincirleri sebebiyle şehirler.
    Bu riski fareler, domuzlar ve ayılarda yaşıyor, ama insanlar bunlara kedi kopek gibi davranmiyor. Ülkemizde çöp kenarinda tarlada fare ayı yada yaban domuzu görünce genelde vuruyorlar yada bir şekilde uzaklaştırıyorlar.

    Sokaklarda hayvanlara iyi bakılırsa siddet uygulanmazsa gercekten uzun yaşıyorlar ve insanlara kesinlikle zarar vermiyorlar. Hatta insanlari mahallelerini mallarini mulklerini koruyorlar. Insanlara hayvan sevgisi öğretiyorlar.

    Bu sebepten ben kedi ve köpeklerin evlere hapsedilmesine sizin de dediginiz gibi karşı olmakla beraber sokaklarda özgürce dolasabilmeleri taraftariyim.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >




  • onatba O kullanıcısına yanıt
    Ben heryerin hepimize ait olduğunu düşünüyorum. Binama giren örümceği görünce çığlığı basan karıma, "tamam, sakin, onun alanını işgal eden biziz" diyorum geyik olsun diye. Parklar, bahçeler, sokaklar hepimizin. İnsan, hayvan fark etmez. Hepimiz yıldız tozuyuz neticede. Tamam bazılarımız leblebi tozu ama, onlardan da yavaş yavaş kurtuluruz 300 yılda... Yani, özetle, parkın bahçenin hepimizin olduğuna ben de katılıyorum. Ama bu benim sorumu değiştirmiyor: "Sokak hayvanı mutlu mu? iyi bir hayat mı sürüyor? Yaşaması gerektiği gibi mi yaşıyor?" Uzmanlar "gerekli tedbirleri alırsak çok da mutlular" diyorsa eyvallah.

    Belki de bizim doğal alana müdehalelerimizden ötürü, bilimin hayvanla ilgilenen dallarında şehir içi "habitatları" ile ilgilenen alt dallar oluşacak, bir de bitki bilim alt dalları gelişecek. Ve bu tartışmayı onların yapması daha doğru olacaktır.

    Sonuçta şu anda körlemesine, izleyeceğimiz yöntemlerin şehir içinde yaşayan diğer canlılarda ne gibi sonuçları olacağını falan bilmeden konuşuyoruz. Sanırım doğrusu, işi uzmanlarına bırakmak. Avrupa ve ABD'nin olaya biraz "halk sağlığı" odaklı baktığını düşünüyorum. Yaklaşımları 21'inci yüzyıl için belki geri kalmış olabilir. Olmaya da bilir. Uzman işi bu işler.

    Bir de kuduz salgını sorunu var tabi. Şehir hayvanları normal bir olgu olacak ise, kuduz gibi hastalıkların da önüne geçmek zorundayız. Hayvan önünde ise, birileri ara ara ısırılacak. Yaşça ileri herhangi bir doktora, geç teşhis kuduz vakasını sorun. Hepsi size içi giderek, gözleri donuklaşarak o insanların ölmeden önce neler yaşadığını anlatacaktır. Kuduz, bilinçli bir toplum için tehdit değil. Bizim toplum için ise büyük tehdit. Yani, tartışılması gereken çok konu var.

    Bir de, her yer bir değil. Ben Ankara'da yaşıyorum. -10 derecede su 15 dakikada donuyor. Sokak hayvanına güzel yaşam söz konusu bile değil. Mümkün değil. Herkes iyi davransa bile mümkün değil. Araba ezer. Soğukta telef olur. Suyu donar. Suyu buharlaşır. Bitmez abi hayvanın çilesi.

    Hepimiz de körlemesine bir şeyler yapıyoruz özetle. Mutlak yanlışlar var. Süt örneği gibi. Ama kalanında kesin bir doğrudan bahsedemeyiz. Hiç olmazsa biz bahsedemeyiz. Bence şehir habitatlarında uzmanlaşma yavaş yavaş gerçekleşiyordur. Sırası gelince, bu tartışmayı onlar yürütmelidir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 3 Ocak 2019; 15:57:2 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

    Ben heryerin hepimize ait olduğunu düşünüyorum. Binama giren örümceği görünce çığlığı basan karıma, "tamam, sakin, onun alanını işgal eden biziz" diyorum geyik olsun diye. Parklar, bahçeler, sokaklar hepimizin. İnsan, hayvan fark etmez. Hepimiz yıldız tozuyuz neticede. Tamam bazılarımız leblebi tozu ama, onlardan da yavaş yavaş kurtuluruz 300 yılda... Yani, özetle, parkın bahçenin hepimizin olduğuna ben de katılıyorum. Ama bu benim sorumu değiştirmiyor: "Sokak hayvanı mutlu mu? iyi bir hayat mı sürüyor? Yaşaması gerektiği gibi mi yaşıyor?" Uzmanlar "gerekli tedbirleri alırsak çok da mutlular" diyorsa eyvallah.

    Belki de bizim doğal alana müdehalelerimizden ötürü, bilimin hayvanla ilgilenen dallarında şehir içi "habitatları" ile ilgilenen alt dallar oluşacak, bir de bitki bilim alt dalları gelişecek. Ve bu tartışmayı onların yapması daha doğru olacaktır.

    Sonuçta şu anda körlemesine, izleyeceğimiz yöntemlerin şehir içinde yaşayan diğer canlılarda ne gibi sonuçları olacağını falan bilmeden konuşuyoruz. Sanırım doğrusu, işi uzmanlarına bırakmak. Avrupa ve ABD'nin olaya biraz "halk sağlığı" odaklı baktığını düşünüyorum. Yaklaşımları 21'inci yüzyıl için belki geri kalmış olabilir. Olmaya da bilir. Uzman işi bu işler.

    Bir de kuduz salgını sorunu var tabi. Şehir hayvanları normal bir olgu olacak ise, kuduz gibi hastalıkların da önüne geçmek zorundayız. Hayvan önünde ise, birileri ara ara ısırılacak. Yaşça ileri herhangi bir doktora, geç teşhis kuduz vakasını sorun. Hepsi size içi giderek, gözleri donuklaşarak o insanların ölmeden önce neler yaşadığını anlatacaktır. Kuduz, bilinçli bir toplum için tehdit değil. Bizim toplum için ise büyük tehdit. Yani, tartışılması gereken çok konu var.

    Bir de, her yer bir değil. Ben Ankara'da yaşıyorum. -10 derecede su 15 dakikada donuyor. Sokak hayvanına güzel yaşam söz konusu bile değil. Mümkün değil. Herkes iyi davransa bile mümkün değil. Araba ezer. Soğukta telef olur. Suyu donar. Suyu buharlaşır. Bitmez abi hayvanın çilesi.

    Hepimiz de körlemesine bir şeyler yapıyoruz özetle. Mutlak yanlışlar var. Süt örneği gibi. Ama kalanında kesin bir doğrudan bahsedemeyiz. Hiç olmazsa biz bahsedemeyiz. Bence şehir habitatlarında uzmanlaşma yavaş yavaş gerçekleşiyordur. Sırası gelince, bu tartışmayı onlar yürütmelidir.
    Sen efsane adamsınSeninle arkadaş olmak isterdim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.