Şimdi Ara

kadir mısırlı ilber ortaylı'dan daha büyük bir tarihçidir

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
9
Cevap
0
Favori
1.414
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj


  • İlginç iddia.Gülsem mi ağlasam mı bilemedim.



  • ilber ortaylı tarihçi olarak çok iyidir. çok yetenekli ve bilgilidir.
    kadir mısırlıoğlunun ne olduğunu henüz kimse anlamadı. bende dahil. imam mı, tiyatrocu mu, hatip mi, tarihçi mi ?
  • O programı bende biraz seyrettim,se seviyesiz ne berbat bir kanal lan şu beyaz tv,sunucu ayrı berbat konuklar ayrı berbat...



    Bu arada K. Mısıroğlunun kendisi sağlam serin hikayeler yazar

    örnek

    Anafartalar ve Conkbayırı savaşlarının aslı ne imiş?
    K.Mısıroğlu:
    "...Bununla beraber yine de her iki taraf da çok büyük kayıplara uğramışlardır,işte tam bu esnadadır ki ingiliz donanması, kendi kuvvetlerini topa tutmuş ve onların ricatlerine (geri çekilmelerine) sebep olmuştur. İşte bugüne kadar anlatıla anlatıla bitirilemeyen Anafartalar Kahramanlığı'nın iç yüzü kısaca bundan ibarettir." (Lozan, 1.C., s. 164)


    Anafartalar ve Conkbayırı savaşları, zaman ve yer bakımından, iki ayrı savaş.'İngiliz donanmasının kendi kuvvetlerini topa tutması1 (?) diye anılan olay da Anafartalar'da değil, bilindiği gibi Conkbayırı kesiminde olmuştur, Anafartalar kesimi ve muharebesiyle hiçbir ilgisi yok! Kaldı ki 6 mermi olayı da 9 Ağustos'ta geçer; M.Kemal'in yönettiği Conkbayırı taarruzu ise 10 Ağustos'ta yapılacaktır! İnsanın içinden, "Edep yahu!" diye haykırmak geliyor! Ve K.Mısıroğlu, Arıburnu, 1. ve 2. Anafartalar ve Conkbayırı muharebelerini, birbirlerinden ayırmadan, sanki hepsi bir yerde ve aynı zamanda yapılmış tek bir muharebeymiş gibi şöyle özetliyor:

    "Temmuzda (!) İngilizler, taze kuvvet getirerek 9. ve 19. Tümenlerin cephesinde yeniden taarruza geçtiler (!). Taarruz muvaffakiyetle neticelendi (!) ve Alman generali (!) Kannengiesser yaralandı. Şiddetli topçu ateşiyle Türk kıtaları çekiliyor (!), Çanakkale'ye hakim bütün tepeler boşalıyordu (!). Birdenbire topçu ateşi kesildi. İngiliz kıtaları (!) süngü nizamında ilerliyorlardı.Sarıbayır'ı (!) işgal ettiler. Birkaç adım daha atabilseler (!), Boğaz sahiline inmiş bulunacaklardı. Bu arada, tarihte ender rastlanan bir hata ile İngilizler, donanmalarından kendi bataryalarına ateş açtılar. Birçokları yaralandı ve kalanlar da mütereddit bir surette kaçmaya başladılar.195 İşte o zaman Türkler,eski mevzilerini yeniden işgal edebildiler (!)." (Lozan, 1.C., s. 159 vd.) 2 alaylı 4.Tümen (ordu emri ile), 2 alaylı S.Tümen ile 28. ve 41.Alaylar (Esat Paşanın isteği üzerine).195) Mısıroğlu, cümlenin ortasında, 'mütereddit' kelimesinden hemen sonra, dip not işareti vererek, Dagobert von Mikusch'un La Resurrection d'un Peuple adıyla Fransızcaya çevrilen kitabının 104. sayfasına gönderme yapıyor. (Lozan, 1.C.,s.119) Söz konusu sayfada Çanakkale Savaşı ile ilgili herhangi bir bilgi yok. Hatırlayacaksınız, GRYT Ansiklopedisi de, bir başka konu için 6 Ağustostan 21 Ağustosa kadar süren bu çok kanlı ve kapsamlı muharebeleri, '9.ve 19.Tümenlerin cephesine yapılmış bir taarruz ve donanmanın yanlış ateşi
    sonucu, Türklerin eski mevzilerini yeniden işgal etmesi1 diye özetlemek için Çanakkale Savaşı hakkında açılmış özel ve yoğun bir bilgisizlik kursundan geçmiş olmak gerekir.196 Yanlışları işaretledim ama özeti atlamış olanlar için birkaç kısa açıklama yapmak istiyorum.

    (1) İngiliz taarruzu, Temmuz'da değil, 6 Ağustosta başlar.
    (2) 6 Ağustos'ta 9.Tümen, bilindiği gibi birinci hatta değil, kuzey ile güney kesimleri arasında, savaş alanı dışındadır; onun cephesine bir taarruz olmamıştır.
    (3) "Şiddetli topçu ateşiyle Türk kıtaları çekiliyor, Çanakkale'ye hakim bütün tepeler boşalıyordu" ifadesi de anıtsal bir yanlış. Bu taarruzun geliştiği ve yöneldiği kesimlerde, öyle kıtalar filan değil, sadece Yarbay VVilImer müfrezesinin bazı küçük birliklerinin bulunduğunu görmüştük. Ayrıca, Çanakkale'ye hakim tepelerde zaten hiç kimse yoktu ki boşaltıldığından söz
    edilebilsin. (3.Kitap, savaşın evrelerini gösteren 38-43. krokiler; Mısıroğlu önünde, bir karayolları haritası bile bulun-dursaydı, gerçeği az çok kavrar, bunları yazmaktan kaçınırdı.)
    (4) Mısıroğlu, "Birdenbire topçu ateşi kesildi. İngiliz kıtaları süngü nizamında ilerliyorlardı..." diyor. Yani sportmen düşman, o uzun ve engebeli yolu, taarruza kalktığı gün, ışık hızıyla aşıp Sarıbayır'a ulaşmış: "...Sarıbayır'ı işgal ettiler." Anlaşılan hazret, Sarıbayır'ı, adına bakarak, bir tepenin bayırı sanıyor. Oysa Sarıbayır, tepeler, vadiler, sırtlar, boyunlar, uçurumlar, geçitler, dere yataklarından oluşan 100 km. kare genişliğinde koskoca bir kütle; işgal edilse, savaş biterdi. Mısıroğlu'nun İngiliz kıtaları diye şişirerek anlattığı kuvvet de, Binbaşı Allan-son'un taburu. Allanson'un ele geçirdiği yer de, hoşgörünüze sığınarak tekrar ediyorum, ne Corikbayırı'dır, ne de koca Sarıbayır! Kocaçimen ile Conkbayırı arasında bulunan, iki zirveli Besim Tepe'nin güney zirvesi. (R.R.James, Gelibolu Harekâtı, s.400; A.Moorehead, Çanakkale Geçilmez, s.376; C.Gonk, s.30)
    (5) Mısıroğlu'na kalırsa, tepeleri boşaltan Türk kıtalarından hiçbiri, bir yerde durup da savunmaya geçmeyi göze alamamış. O sıra Gelibolu'da 15 Türk tümeni var ama anlaşılan, o gün tatildelermiş ki kıllarını bile kıpırdatmamışlar. Böylece bir İngiliz taburu, o koca Sarıbayır'ı hızla ve kolayca işgal edivermiş. Ee, sonra ne olmuş? yine bu sayfaya gönderme yapmıştı, ikisi de, var olmayan bir hesabı karşılık göstererek, çek yazıyorlar! Dagobert von Mikusch'un kitabının Türkçesi, Gazi Mustafa Kemal adıyla yayımlanmıştır.

    Birkaç adım daha alabilseler, Boğaz sahiline inmiş bulunacaklardı..."197 Eyvah, Çanakkale destanı, neredeyse sona ermek üzere. Fakat...
    "...Bu arada, tarihte ender rastlanan bir hata ile İngilizler, donanmalarından kendi bataryalarına ateş açtılar.198 Birçokları yaralandı ve kalanlar da mütereddit bir surette kaçmaya başladılar." Hayret! Donanma bataryalara ateş açmışsa, ilerdeki piyadelere ne, yürüyüp sahile inseler ya, Türkleri bitirmek üzereler, neden birkaç uzun İngiliz adımı daha atmıyorlar? Atamıyorlar, çünkü bataryaların üstüne düşen altı mermi, nasıl oluyorsa, üç-beş kilometre ilerde yürüyen hassas piyadeleri de yaralıyor, kalanlar da mütereddit (tereddütlü) bir surette geri kaçıyorlar. Allah Allah! Bu tereddütün sebebi ne ola ki? Belki şu iki olasılık arasında tereddüt geçirmişlerdir: Yol açık, öyleyse sahile inip Boğaz kıyısında temiz hava mı almalı, yoksa çay saati geldi, geriye kaçıp maviş Ege denizine karşı misk gibi Seylan çayı mı içmeli? Anlaşılan bu kısa tereddüt ânından sonra karara varıyor ve bu sefer bilatereddüt (tereddüt etmeden) çay saatine yetişmek için geriye kaçıyorlar."Türkler de geri gelip eski mevzilerini işgal ediyorlar." İşte Vahidettincilerin askeri otoritesi Mısıroğlu'na göre, o ünlü Conkbayırı muharebesinin aslı buymuş. G Mısıroğlu, bir de tanık gösteriyor: Yüzbaşı Armstrong! Bu yazar, 'olayı şöyle izah ediyormuş':

    "ingiliz kıtaları (!) Koca Çemen Boğol noktasını (?) süngü hücumu ile zaptettiler ve Türkleri sırtın öbür tarafına attılar. Fakat müthiş bir hata neticesi, İngiliz Donanması, ateşini bizzat kendisine (!) tevcih etti. Büyük zayiata sebebiyet vererek199 onları geri çekilmeye mecbur etti." Metnin aslı böyle değil. Doğrusunu göreceğiz. Zaten kâğıttan bir ordu mu ki bu, 6 mermi yiyince çözülüp kaçsın? Cepheye yayılmış ve hedefe yaklaşmış dört tugay,200 s,ırf 6 mermi yüzünden geri çekilir mi? Bakalım Armstrong, bu sahneyi böyle mi anlatmış? Yoksa Mısıroğlu, Armstrong'un yazdıklarını değiştirerek mi aktarıyor? Armstrong'un ne yazdığını görelim:

    [9 Ağustos günü] Conkbayırı ve Kocaçimen için muharebeler, bir aşağı bir yukarı devam ederken, kâh bir taraf, kâh öteki taraf, birbirine üstünlük kuruyor.En yakın Boğaz sahili 7 km. uzakta.
    25 Nisan günü öğleden sonra, 27.Türk Alayı da kendi topçusunun ateşi altında kalmıştır. (2.Kitap, s.115) Gerçek askerler bu gibi aksilikleri, savaşın sayısız cilvelerinden biri sayıp mesele yapmıyorlar. Kayıp sayısı, R.R.James'e göre '100'den fazla' (s.409), Allanson'a göre '150' (Allanson'un raporundan aktaran C.Conk, s.61), ingiliz Resmi Tarihi'ne göre ise '200'den fazladır' (BTTD, 25. sayı, s.50). Armstrong'un ve Mısıroğiu'nun büyüttükleri kayıp bu kadar. ingiliz resmi tarihi, BTTD, s.59, Sayı 26/ Nisan 1987. 201) Bilindiği gibi 9 Ağustosta M.Kemal, Anafartalar kesiminde, 1 .Anafartalar Savaşı'nı yönetiyordu.

    Türkler, İngilizleri Kocaçimen'den biraz aşağıya sürmeye muvaffak olmuştu. Öte yanda, Hintli (Gurkha) ve İngiliz askerlerinden müteşekkil bir kol, süngü takarak boyuna hücum etmiş, burada bulunan Türkleri önlerine katarak kovalamaya başlamıştı. Fakat İngiliz donanmasının büyük topları, yanlışlıkla bunların üzerine ateş açmış, kendi adamlarına ağır (!) zayiat verdirerek, geri çekilmeye mecbur etmişti. Bir başka köşede, Yeni Zelandalılar, Conkbayırı sırtlarında, biraz daha yukarı (?) çekilmişti. Buradan Türk hatlarını yan ateşine alıyorlardı. Türklerin yaptığı karşı taarruz muvaffak olamamış, bunları geri atamamıştı.

    ..M.Kemal'e telefon ettiler.. M.Kemal telefonda, 'Merak etmeyin!' diye bağırdı, sesi gayet soğukkanlı, cesaret verici idi, 'Ben, Anafarta önünde işleri düzene sokana kadar, yirmi dört saat dayanın. Hemen geleceğim, işler yoluna girecek, göreceksiniz.' Akşam sekizde, M.Kemal Conkbayırı'na dönmüştü.. O gece hazırlık yaptı.. Siperleri tıka basa askerle doldurdu. Birbirlerine yakın olmak, cesaretlerini
    artırmıştı. Kendisi de aralarında dolaşıyor, konuşarak, gülüşerek, onlara cesaret veriyordu.. [10 Ağustos] sabaha karşı M.Kemal ön siperlere geldi. İngilizler onu açıkta görünce ateş ettiler. Kurşunlardan biri göğsüne geldi fakat saatinin üstünden sekerek, ona dokunmadı.. Elini kaldırıp ileri doğru atıldı. Bütün Türk piyadesi de, korkunç naralar atarak, peşinden geliyordu. Pırıl pırıl yanan süngü dalgasına dayanmak imkânı yoktu. İki İngiliz taburunu ezip geçtiler.. Şafak sökerken Türkler, sahildeydiler. Conkbayırını temizlemişler, vaziyeti kurtarmışlardı." (Armstrong, Bozkurt, Peyami Safa çevirisi, s.59-61. Gül Çağalı Güven'in yeni çevirisi, s.52-54) Armstrong dahi, savaşları da, savaş mekânlarını da, altı mermi olayının geçtiği gün ile M.Kemal'in yönettiği Conkbayırı süngü hücumunun günlerini de, birbirinden ayırıyor, Türk zaferini de altı mermi yiyen bir düşman kolunun geri çekilmesine bağlamıyor.

    Mısıroğlu'nun çarpıtması bu kadarla kalmıyor. Dahası var..."




  • Ataturke, cumhuriyete, bu ulkenin kahramanlik dolu gecmisine kufret, daha sonrada araplari ov,resmi tarih yalandir de bu ulkedeki belirli kesim icin en iyi tarihci sen ol. Zor birsey degil yani.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • İşte bu videoya gülünür
  • Cikip Ataturke sovsem , bir kac hikaye uydurup Osmanliyi sonsuz ovsem bunlar icin bende muthis tarihci olurum. Ayrica Rok bile haydaaa dedi yanilmiyorsam varin gerisini siz dusunun

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • sürekli mısırla beslenen bir adamdır :)
  • Arkadan Rasim Ozan Kütahyalı bile tepki veriyor buna düşünün...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ürüng ayıg toyon

    Arkadan Rasim Ozan Kütahyalı bile tepki veriyor buna düşünün...

    Rasim akıllı adam zaten ne yapacağını biliyor
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.