Şimdi Ara

İzlenilmemesi Gereken Filmler (5. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
114
Cevap
4
Favori
3.475
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darthblast

    3. filmi anlayamadığın için kötülemiş olabilir misin acaba ?


    1.Twilight serisi
    2.Taken 2
    3.Berlinin kaplanı
    4.the last airbender
    5.Ghost Rider: Spirit of Vengeance
    6.Resident Evil: Retribution
    7.battleship ***


    battleshipi gerçekten beğenmedinmi bence gayet güzel bir filmdi o
  • quote:

    Orijinalden alıntı: terrible.09

    quote:

    Orijinalden alıntı: Darthblast

    3. filmi anlayamadığın için kötülemiş olabilir misin acaba ?


    1.Twilight serisi
    2.Taken 2
    3.Berlinin kaplanı
    4.the last airbender
    5.Ghost Rider: Spirit of Vengeance
    6.Resident Evil: Retribution
    7.battleship ***


    battleshipi gerçekten beğenmedinmi bence gayet güzel bir filmdi o

    O sene izlediğim en kötü filmdi galiba 0 senaryo full klişe bir filmdi.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: age of empires köylüsü

    ezikler alınmış. saçma film işte. bu kadar kasmayın. mantık aramayın. gere değil bu kurgu. hayal dünyasından çıkın biraz.

    siz ne derseniz diyin. bu burdaki ama mantık hatasını değiştirmiyor.

    bende bu filmin hayranıyım. defalarca izledim. hobbit i sienmada 2 kez izledim.

    evimde posterleri var. parmağımda yüzüğü var.

    ama bu mantık hatasını kabul etmeyeceğim anlamına gelmiyor.

    o kartallar pek tabi istedikleri zaman gelebilir ve istedikleri yere gidebilir.

    silmarilion dahil kitapları okumuş biri olarak söylüyorum. kartalları bu konuda engelleyen bir şey yoktu.

    tabi biz bu gözle izlemicez o ayrı. seneye yine gidicem sinemaya yine ayıla bayıla izlicem filmimi.


    Bu yukarıdaki yorumları da yapan sensin.Sonra diyorsun ki saçma.Sence yorumlarında tutarsızlık yok mu?



    Konuya gelirsek Paranormal Activity'i bu konuda tek geçerim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Jar Jar Binks

    quote:

    Orijinalden alıntı: age of empires köylüsü

    ezikler alınmış. saçma film işte. bu kadar kasmayın. mantık aramayın. gere değil bu kurgu. hayal dünyasından çıkın biraz.

    siz ne derseniz diyin. bu burdaki ama mantık hatasını değiştirmiyor.

    bende bu filmin hayranıyım. defalarca izledim. hobbit i sienmada 2 kez izledim.

    evimde posterleri var. parmağımda yüzüğü var.

    ama bu mantık hatasını kabul etmeyeceğim anlamına gelmiyor.

    o kartallar pek tabi istedikleri zaman gelebilir ve istedikleri yere gidebilir.

    silmarilion dahil kitapları okumuş biri olarak söylüyorum. kartalları bu konuda engelleyen bir şey yoktu.

    tabi biz bu gözle izlemicez o ayrı. seneye yine gidicem sinemaya yine ayıla bayıla izlicem filmimi.


    Bu yukarıdaki yorumları da yapan sensin.Sonra diyorsun ki saçma.Sence yorumlarında tutarsızlık yok mu?



    Konuya gelirsek Paranormal Activity'i bu konuda tek geçerim.

    şimdi hocam şöyle bir şey var. ben bu filmi ve serisini beğeniyorum. hobit i 2 kere sinemada izledim. lafım yok buna.

    ama bu filme bilimsel bir gerçekmiş gibi yaklaşmak bana aptalca geliyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: age of empires köylüsü

    quote:

    Orijinalden alıntı: Jar Jar Binks

    quote:

    Orijinalden alıntı: age of empires köylüsü

    ezikler alınmış. saçma film işte. bu kadar kasmayın. mantık aramayın. gere değil bu kurgu. hayal dünyasından çıkın biraz.

    siz ne derseniz diyin. bu burdaki ama mantık hatasını değiştirmiyor.

    bende bu filmin hayranıyım. defalarca izledim. hobbit i sienmada 2 kez izledim.

    evimde posterleri var. parmağımda yüzüğü var.

    ama bu mantık hatasını kabul etmeyeceğim anlamına gelmiyor.

    o kartallar pek tabi istedikleri zaman gelebilir ve istedikleri yere gidebilir.

    silmarilion dahil kitapları okumuş biri olarak söylüyorum. kartalları bu konuda engelleyen bir şey yoktu.

    tabi biz bu gözle izlemicez o ayrı. seneye yine gidicem sinemaya yine ayıla bayıla izlicem filmimi.


    Bu yukarıdaki yorumları da yapan sensin.Sonra diyorsun ki saçma.Sence yorumlarında tutarsızlık yok mu?



    Konuya gelirsek Paranormal Activity'i bu konuda tek geçerim.

    şimdi hocam şöyle bir şey var. ben bu filmi ve serisini beğeniyorum. hobit i 2 kere sinemada izledim. lafım yok buna.

    ama bu filme bilimsel bir gerçekmiş gibi yaklaşmak bana aptalca geliyor.



    Tabi ki haklisiniz o konuda.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Cloud Atlas
    bu filmde bana baya karışık geldi bişiler anlatıyor ama çok uzun kopuk ilerliyor kurguda var sanırım bişiler..kadro sağlam büteçeli film ama olmamış tam..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darthblast

    quote:

    Orijinalden alıntı: terrible.09

    quote:

    Orijinalden alıntı: Darthblast

    3. filmi anlayamadığın için kötülemiş olabilir misin acaba ?


    1.Twilight serisi
    2.Taken 2
    3.Berlinin kaplanı
    4.the last airbender
    5.Ghost Rider: Spirit of Vengeance
    6.Resident Evil: Retribution
    7.battleship ***


    battleshipi gerçekten beğenmedinmi bence gayet güzel bir filmdi o

    O sene izlediğim en kötü filmdi galiba 0 senaryo full klişe bir filmdi.

    +1111 Bu filmi yazmak için girmiştim konuya



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi psycho90 -- 23 Nisan 2013; 11:58:49 >
  • Celal ile Ceren IMDb puanı:2
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tazmania_TR

    a Serbian

    Ruh hastası, cinsel içerik dolu saçmalık.

    bu filmi hangi amaç ile izlediniz. Konusu belli cinsel içerikliği, +18 olması, psikolojik olması. Bu filmi izleyenlerin hangi amaç ile izlediğini çok merak ediyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: admilx

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tazmania_TR

    a Serbian

    Ruh hastası, cinsel içerik dolu saçmalık.

    bu filmi hangi amaç ile izlediniz. Konusu belli cinsel içerikliği, +18 olması, psikolojik olması. Bu filmi izleyenlerin hangi amaç ile izlediğini çok merak ediyorum.

    Forumun tavsiyesi (!), çok konuşulduğu için merak etme, nasıl bir film olduğuna izleyip karar verme isteği...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >


  • Eragon, uzak durun.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: age of empires köylüsü

    yüzüklerin efendisi serisi ve hobbit.

    tüm yolu kartallarla rahat rahat gidebilecekken amele gibi bütün orta dünyayı yürüyorlar. komple mantık hatası.

    Film zaten fantastik bir film, mantık ve bilimsellik pek aranamaz zaten.Bu tarzın özelliği bu, ama illaki bir mantığa büründürmek istiyorsan, yüzük kardeşlerinin göz tarafından arandığını, kartalları çağırdıklarında ortaya çıkabileceklerini ve bu nedenle bu yolu seçmediklerini söyleyebilirim.
  • Anlamadığım değil de izlenilmemesi gereken filmler;
    Scary Movie serisi
    Bad Teacher (bu kadar gereksiz bir film izlememiştim)
    Evim Sensin (filmin sonunu ilk 20 dakikasından tahmin ettim, Aşk tesadüfleri sever on basar bu filme)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: HerhangiBiriyim

    quote:

    Orijinalden alıntı: byabancı

    quote:

    Orijinalden alıntı: HerhangiBiriyim

    quote:

    Orijinalden alıntı: byabancı

    quote:

    Orijinalden alıntı: age of empires köylüsü

    yüzüklerin efendisi serisi ve hobbit.

    tüm yolu kartallarla rahat rahat gidebilecekken amele gibi bütün orta dünyayı yürüyorlar. komple mantık hatası.

    Kartallar ha diyince gelmiyor köylü cahilliğine veriyorum.

    Bakın şimdi, o söylenene hak vermiş biri olarak bu yazıyı üstüme alınmadan geçemedim.

    Bir yüzükte bir insana ya da başka bir şeye çok büyük üstünlükler kazandıracak bir metafizik güç olduğuna inanıyorsunuz, belki böyle bir yüzüğe sahip olmayı da hayal edip duruyorsunuz, burada bir mantıksızlık olduğunu sorgulamıyorsunuz da, sanki, akademiler bitirmeyi gerektiren çok bilimsel bir şey tartışılıyormuş gibi, yolu yaya gitmelerinin saçmalığının söylenmesine mi kızıyorsunuz? Yoksa bazı büyüler ancak tehlike vuku bulduğunda mı kullanılabiliyormuş? Başka zaman büyü işe yaramıyormuymuş?(Bu aralar ben de bir büyücüye gidip, asasını alıp uçmayı hayal etmiyor değilim. Belki Gandalf ödünç verebilir bana asasını.)

    Bir yüzükte olağanüstü metafizik güçler olabileceğine inanmak için siz kaç akademi bitirdiniz de, onu bunu cahillik ile suçluyorsunuz?

    Ha, eğer o yüzükte çok olağanüstü özellikler ve güçler var ise, o yüzüğün bulunduğu parmak nasıl kılıçla kesilebilmiştir? Demek ki o yüzüğün takılı olduğu bedenin kafası da kesilebilecektir. Bu durumda o yüzüğün nasıl bir özelliği varmış ki, bazen arıza yapıyor da yeterince güç ve koruma sağlamıyor acaba?

    Mazur görün lütfen, biz cahiller bu gibi konularda sizin gibi doğa üstü güçleri olanların açıklamalarına muhtaç olduğumuz için belki de bizim "mantık hatası" olarak gördüğümüz bu konularda aydınlatıcı açıklamalar yaparsınız diye düşünmüştüm. Mesela cahil olmadığınıza ve bu konularda akademik öğrenim görmüş olduğunuza göre, kartallar ne deyince, ya da ne yapınca geliyor acaba? Biz de aynısını yapalım da devasa kuşlara binip gezintiye çıkmanın keyfinden mahrum olmayalım. Ayrıca böyle bir yüzüğünüz olup olmadığını da çok merak etmekteyim.

    Üşenmedim okudum. Birincisi siz filmdeki olayları gerçek sanmışsınız ve bu filmlerin bir "kitap" tan yola çıkılarak yapıldığını bilmiyorsunuz galiba ? İkincisi yüzük takıldığı kişiyi dokunulmaz yapmıyor parmağı kesilebilir ve kafasıda kesilebilir ve yüzüğün kendi iradesi vardır sahibinden başkasına ihanet edebilir. Üçüncüsü ve son olarak bu bi film izleyiciyi heycanlandırmak aksiyon,macera bunun gibi şeyler için hep büyü yapılmıyor ya da hep kartallar çağrılmıyor ki zaten kartallar kendi geliyor geliceği zaman diğer türlü hep kartallara binip bütün orta dünyayı dolaşıp durmadan büyü yapıp saçmalamaya gerek yok.Laf olsun torba dolsun diyede yazmaya gerek yok.İyi forumlar.

    Nazik açıklamalarınız için teşekkür ederim. Ama bir şeyi yazmadan geçemeyeceğim. Ben filmi gerçek sanmış olamam herhalde. Tam da gerçek olmadığına dikkat çekmek için yazdım bunları. Evet, hayal ürünü, düpedüz atmasyon bir şey ile gerçek mukayese edilmez tabii. Bunu kabul ediyorum. Ama her şeyin kendi içinde de tutarlı bir mantık olması beklenir. Açıkçası ben bu filmin her serisini bir kez izledim, fantastik film olarak en iyilerden biri. Ama bir kez izlediğim için aklımda bazı şeyler yanlış kalmış olabilir. Bu yüzden yanlış yazarsam kusura bakmayın. Doğru, güya yüzüğün kendi iradesi var ama, eğer yanlış hatırlamıyorsam o yüzüğü sahibi kendi için özel olarak yaptırıyor. O parmağının kesilip yüzüğün düşmesi ve hele de yüzük gidince o şeyin paramparça olup dağılması ise, filmin kendi mantığına uymuyor. Çünkü yüzükten önce o şey vardı ve yüzüğü yaptırdı. Eee, yüzük parmağından düşünce o neden parçalanıp dağılıyor? Hatta kendine bile gelemiyor ve yüzüksüz vücut bile kazanamıyor. Yüzükte güç var da sahibinde yoksa, niye binlerce yaratık ona itaat ediyor? Yok sahibinde güç varsa yüzük neyine yarıyor? Ki, zaten arıza yaptığı ve o şeyin parmağının kesildiği açık.
    Ama maksat tabii ilgi çekecek bir hikâye yazmak olunca, bunlara dikkat eden olmuyor.
    Ama ben böyle şeylere dikkat ettiğim için, zaten beğendiğim pek fazla film de yok. Bir bakıma çoğu filmi beğenip zevk almak daha iyi olabilir.
    Hatta dikkat edin, ben bu başlıkta daha önce, "izlenmemesi gereken filmler' diyerek, başkasının keyif alacağı filmleri izlemesine engel olabilirsiniz diye yazmıştım. Ayrıca, bana göre ben ya da bir başkası kimseye "şunu seyret, şunu seyretme" diye kendi beğenilerini dayatamaz, kabul ettiremez. Böyle bir hakkımız da yok. Ama yine dediğim gibi, filmleri eleştirmek de serbest tabii. Hatta eğlenceli bile.
    Fakat bir de şu da var ki: Bu tür filmlerin üzerine çok düşülmesi başlı başına bir yanlış. Açık söylemek gerekirse, bir Yüzüklerin Efendisi kitabı yerine, felsefi ya da bilimsel bir şeyler okuyup bilgilenmek ve dünyayı daha iyi anlayabilmeyi olanaklı kılacak bir düşünce gelişimi gerçekleştirmek çok daha iyi olmaz mı? Yine de insanlar kendisi bilir, bunu ben ya da başkası belirleyecek değil. Ama bu filmlerde övmeye değecek bir şey olduğunu da sanmıyorum. Benim bakış açıma göre, böyle bir filme Oscar verilmiş olması çok utanç verici ve maksatlı. Maksadın ne olduğuna da hiç girmeyelim, çünkü o zaman siyasete girmiş oluruz ki, hiç gerek yok ve doğru da olmaz bu forumda.

    Lütfen bir konu hakkında yargılama yapmadan önce doğruyu öğrenmeye çalışınız.Bunu dedikten sonra açıklamamızı yapabiliriz.

    Sauron yüzüğü yaptıktan sonra yüzüğü takmadan da yaşayabilirdi.(Örnek;Numenor adasına gittiğinde yüzüğü yanına almamıştı.Mordor'da bıraktı onu.)O zaman neden yüzük kesilince mağlup oldu? Son İttifak savaşında elfler ve insanların birleşik orduları kara kapılar önünde üstün geldi ve Mordor'a girdiler.Yavaş yavaş ilerleyerek Barad-dur'u kuşatma altına aldılar.Kuşatma tam 8 yıl sürdü.Sonunda kuşatma o kadar daraldı ki Sauron'un kendisi savaş boyunca ilk defa dışarı çıktı.Elflerin kralı Gil-galad ve insanların kralı Elendil ile uzun süre düello yaptı.Sonunda ikisini de katletti.Fakat kendisi de zayıf düşmüştü.Elendil ölmeden önce onu yere düşürmeyi başarmıştı.Kılıcı Narsil Elendil'in altında kırıldı.Tam bu sırada Isildur kırılmış kılıcı alarak Sauron'un bu durumundan yararlanıp yüzüğü onun parmağından kesip attı.Sauron bir Maia ruhudur.Yani ilk yaratılanlardan.Maialar dünyada maddeye etki edebilmek için fiziksel forma bürünmek zorundadırlar ve bu formda kalabilmek için de belli bir güç sarfederler.Sauron belki de o zamanda dünyadaki en yüce iki kralla mücadele edip onları öldürmüştü.Fakat bu onun zayıflamasına yol açtı.Tam bu anda yüzük de parmağından kesilince ani bir güç düşüşü yaşadı.Bu yüzden de bedenini kaybetti.Eğer yüzük ondan alınmadan direkt olarak öldürülseydi.(Örnek; kafası kesilseydi.)Bedeni yokolurdu.Fakat ruhu yüzük varoldukça yaşamaya devam ederdi.Ancak yüzük hiç olmasaydı ve fiziksel formu öldürülseydi bir daha asla dünyaya geri dönemezdi.(Saruman'da olduğu gibi.Saruman'da bir Maia'dır.)

    Sauron'un yüzüğü yapmasıyla öncelikli amacı elfleri kölesi yapabilmek. (Tek yüzük diğer yüzüklere bağlıdır.) Fakat elfler onun tuzağına düşmedi.Sauron'da insanlara ve cücelere yöneldi.Cüceler yaradılışlarından gelen güçle onun kölesi olmadılar.Fakat insanlar için durum böyle değildi.Onlar Nazgul oldular.
    Bir diğer amaç ise Sauron'un ruhunu yüzükle birbirine bağlaması.Bu sayede fiziksel formu yokedilse bile yüzük yok edilmedikçe her zaman dünyaya geri gelme şansı olacaktı. (Örnek;Numenor'un çöküşü sırasında fiziksel formu yokolmasına rağmen ruhu kurtuldu.)
    Bir diğer yararı ise yüzük sayesinde zamanla güçten düşmemesi. (Morgoth yüzyıllar geçtikçe yaptıklarından dolayı kayda değer şekilde zayıflamıştı.)
    Ayrıca yüzük ile yapılan herşey, yüzük yokedilmedikçe tamamen yokolmaz. (Barad-dur yüzüğün gücüyle inşa edilmişti.Son İttifak Savaşı'nda bu kale yıkıldı.Fakat yüzük yokedilmediği için temellerine dokunulamadı.Bu yüzden Sauron Barad-dur'u ikinci kez kolayca yükseltebildi.

    Filmde birçok şey çarpıtılmıştır.Bu yüzden asıl kaynak kitaplar olmalıdır.Tolkien'in yarattığı dünyada hemen herşeyin mantıklı açıklaması vardır.Tolkien basit bir hikaye yazmadı.Yaratılışıyla birlikte sıfırdan bir dünya oluşturdu.Buna basitçe fantastik hikaye demek hakarettir.

    Şu kartal konusundan ise gerçekten sıkıldım.Bunu yazanların yaşı kaç? Nasıl olur da herşeyi kartallarla yapabileceklerini düşünürsünüz? Bu kadar kolay mı yani? Sen o kartala binip de Mordor'a 100km yaklaşmadan Sauron'un bu işten haberi olurdu.Gerekli önlemleri alamayacak mıydı? Kartallar ölümsüz mü? İki tane ok atsan uçamayacak duruma gelirler.Lütfen mantık hatası aramak yerine biraz mantıklı düşünelim.Yüzüğün yok edilebilmesinin tek sebebi Sauron'un yüzüğü yoketme teşebbüsünde bulunulacağını aklının ucuna dahi getirmemesidir.Eğer böyle bir şeyden şüphelenseydi o dağı yerle bir ederdi zaten.Bu durumda da Palantir'lerin rolü büyüktür.

    Büyü konusunda ise daha önce "Gandalf neden fazla büyü yapmıyor?" sorusu için yazmış olduğum yazıyı kopyalamak istiyorum.

    Valar Istari'yi Orta Dünya'ya, orada yaşayan canlılara kötülüğe karşı onları zorlamadan yardım etmeleri için göndermiştir.İnsan formunda oldukları için hem güçleri azalmıştı hemde öldürülebilirlerdi.Onların rolü birebir savaşmaktan çok tavsiye vermek, kötülüğe karşı Orta Dünya'dakileri yönlendirmek ve önemli olaylarda kilit kişi olmaktı.Bunlara rağmen Gandalf'ın yapmadığı şey kalmamıştır ve birçok yerde gücünün yettiğince büyüler kullandığını görebiliriz. (Işık patlamasıyla goblinleri öldürmesi yada nazgulleri kaçırması gibi.)Tolkien'in tüm kitaplarına baktığımızda, Orta Dünya'da büyü kavramı çok hakim değildir.Öyle herkes büyü yapamaz.Yapsa bile alev topları havada uçuşup renkli görüntüler ortaya çıkmaz.Büyü kavramını daha çok hakimiyet olarak görürüz Orta Dünya'da.Örnek olarak, Melkor'un Hurin soyuna lanet salması, iradesiyle kişilerin fikirlerini değiştirip, onları köle yapması.Sauron'un orkları yönlendirmesi, o yokolunca hepsinin kaçması gibi.Yine son ittifak savaşında Sauron gibi güçlü bir Maia Gil-Galad ve Elendil ile kılıç kılıca dövüşmüştür.Yine aynı şekilde Fingolfin Melkor düellosu.Sonuç olarak, büyünün bu kadar kolay birşey olmadığını, yapıldığında büyük bir güç gerektiğini bu yüzden sık sık yapılamaz birşey olduğunu düşünüyorum.Gandalf'ında gücü yettiğince büyü yaptığını düşünüyorum.Özellikle önemli anlarda.Örneğin, Balrog ile dövüşürken.

    Çok zaman geçmiş yazılanlardan.Ama yazmadan duramadım.Umarım açıklayıcı olmuştur.

    Ayrıca yok bu film nasıl bu kadar Oscar alır? Yok fantastik kitaplarla zamanınızı harcayacağınıza başka kitap okuyun.Hayal ürünü, saçma vb gibi yorumlara zaten asla cevap yazmıyorum.Böyle düşünen biri varsa zaten hiç bulaşmasın.Herkesin zevki farklıdır.Fakat kimseyi de yargılayamaz.Ama bilmeden saçma diye nitelendirdiği şeylerin de mantıklı açıklamaları olduğunu bilsin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Oromë -- 1 Mayıs 2013; 2:43:01 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • celal ile ceren
  • Yazdiklariniz cok aciklayici olmus, Tolkien ustaya saygisizlik yapilmasi dusunulemez filmi cok iyi anlamak icin kitaplarini okumak daha saglikli olur

    @Oromë



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Aspirin_Gripin -- 2 Mayıs 2013; 17:13:17 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: metehan314

    Arkadaşlar bu konu altında ''Bence'' zaman kaybı olarak nitelendirdiğiniz izlerken zamanınıza acıdığınız , hiç bir şey anlamadığınız veya izlerken sıkıldığınız filmleri yazıyoruz.
    Açılışı ben yapayım(Aklıma geldikçe yazarım daha fazla...)
    1. The Fountain (Kaynak)

    2. Şaşkın

    3. Cloud Atlas(3 saatlik bir film tamamen zaman kaybı.Ancak bu kadar para harcanıp bu kadar boş bir film ortaya çıkarılabilirdi...)


    cloud atlası nasıl böyle değerlendirdin anlamıyorum.

    eşsiz bir konusu vardı filmin. neresini beğenmedin anlamadım ama sanırım sana hitap etmiyor oluşu , filmi sana göre değersiz yaptı. bence bu konuya en son yazacak kişi sen olmalıymışsın
  • Ne zaman forumu yenilesem hep böyle konular oluyor belli ki tartışma çıkacak. Zevkler renkler arkadaşlar herkes aynı şeyi sevmek zorunda değil.







    Ama evet Cloud Atlas on numara filmdi nasıl beğenmedin bende anlamadım
  • 1. Salò o le 120 giornate di Sodoma (1975)
    Salo Ya Da Sodom'un 120 Günü
    6.0 (23,888 Oy)
    Yönetmen: Pier Paolo Pasolini
    Oyuncular: Paolo Bonacelli, Giorgio Cataldi, Umberto Paolo Quintavalle, Aldo Valletti, Caterina Boratto
    Açıklama: Olaylar 1944 yılında Nazi Almanya'sının kontrolünde Kuzey İtalya'da kurulmuş kısa ömürlü bir kukla devlet olan Faşist Salo Cumhuriyeti'nde geçer. Şehrin ileri gelen seçkinlerinden dört sefih 9 kız 9 da erkek 18 genç insanı yakalayıp bir şatoya kapatırlar. Beraberlerindeki 4 yaşlı fahişe ile birlikte bu genç kölelere bir dizi fiziksel, ruhsal ve cinsel işkence uygularlar.

    2. Nekromantik (1987)
    5.1 (3,654 Oy)
    Yönetmen: Jörg Buttgereit
    Oyuncular: Bernd Daktari Lorenz, Beatrice Manowski, Harald Lundt, Colloseo Schulzendorf, Henri Boeck
    Açıklama: Kazalardan sonra kaza mahalini temizleyen JSA adlı bir şirkette işçi olarak çalışan bir genç adamın ölüler ve ölü iç organları ile ilgili saplantılı bir bağı vardır. Kaza yerlerinde buldukları cesetlerin ufak tefek parçalarını çaktırmadan eve getiren adamın en az kendisi kadar sapık bir de kız arkadaşı vardır

    3. Cannibal Holocaust (1980)
    Yamyam İşkencesi
    5.9 (25,350 Oy)
    Yönetmen: Ruggero Deodato
    Oyuncular: Robert Kerman , Francesca Ciardi , Perry Pirkanen , Luca Barbareschi , Salvatore Basile
    Açıklama: En iyi efekt gerçek olanıdır sözünden yola çıkılarak yapılmış 18 ülkede yasaklanmış, blair witch tarzı filmlere esin kaynağı olmuş bir film. Bir grup bilim adamının belgesel çekmek için amazonlardaki yerli kabilesine yapılan seyahat, ve bu zamanda başlarından geçen olaylar anlatılıyor.İçerdiği fazla şiddet, tecavüz gibi sahnelerden dolayı bir çok ülkede sansürlenmiştir.

    4. Pink Flamingos (1972)
    Pembe Flamingolar
    5.9 (11,689 Oy)
    Yönetmen: John Waters
    Oyuncular: Divine, David Lochary, Mary Vivian Pearce, Mink Stole, Danny Mills
    Açıklama: Obezite hastası travesti Divine, sürekli yumurta yiyen akıl sağlığı bozuk annesi Edie, ruh hastası oğlu Crackers ve röntgenci arkadaşı Cotton ile birlikte bir karavanda yaşamaktadırlar. Baltimore’daki yerel gazeteler tarafından “Dünya’nın En İğrenç İnsanı” olarak seçilen Divine, görünüşü ve yaptıklarıyla bu tanıma uymaktadır.

    Yıllardan beri yaptıkları uyuşturucu ticareti, genç kızları kaçırıp hamile bırakıp çocuklarını eşcinsel çiftlere satmaları ve porno sektöründe bir marka olma yolunda ilerlemeleri nedeniyle bu sıfatı hak ettiklerini düşünen Connie ve Raymond Marble çifti, Divine’a dışkı yollayıp karavanını ateşe verince iki taraf arasındaki savaş başlamış olur. Bundan sonrası ise birbirlerine üstün olduklarını kanıtlamak için yapacakları akla hayale gelmeyecek iğrençlikler silsilesidir.

    5. Ôdishon (1999)
    Ölüm Provası
    7.3 (38,141 Oy)
    Yönetmen: Takashi Miike
    Oyuncular: Ryo Ishibashi, Eihi Shiina, Tetsu Sawaki, Jun Kunimura, Renji Ishibashi
    Açıklama: Aoyama, 7 yıl önce karısını kaybetmiş ve o günden beri bir kadınla flört etmemiştir. Onun kederli yaşantısına bir kadının girmesi gerektiğine inanan tv yapımcısı arkadaşı, ilginç bir plan yapar. TV şovunun içinde bir bölüm yaparak, sözde oyuncu seçmeleri yapacak ve bu sayede Aoyama'ya uygun bir eş bulacaklardır.

    Başarısız ve komik pek çok aday sonrasında, Asami adlı çok çekici bir kadın çıkar karşılarına. Onun ideal eşi olacağına inanan Aoyama, kısa zamanda kadının geçmişi hakkında garip şeyler öğrenir. Genç kadın, unutulmayacak bir intikam peşindedir.

    6. Henry: Portrait of a Serial Killer (1986)
    7.1 (15,839 Oy)
    Yönetmen: John McNaughton
    Oyuncular: Mary Demas, Michael Rooker, Anne Bartoletti, Elizabeth Kaden, Ted Kaden
    Açıklama: Seri katil henry lee lucas'ın gerçek yaşamına dayanan, 1986 yılında john mcnaughton tarafından yazılıp yönetilmiş gerilim filmi. başrolde micheal rooker oynamaktadır. sadece öldürme sahneleri ile değil, bu adamın neden öldürdüğüne dair ipuçları da vererek dört dörtlük bir seri katil filmi yapmayı başarmışlar. henry'nin filmin bir yerinde "yeah, i killed my mama" deyişi vardır ki..

    7. Tras el cristal (1987)
    6.8 (1,873 Oy)
    Yönetmen: Agustí Villaronga
    Oyuncular: Günter Meisner, David Sust, Marisa Paredes, Gisèle Echevarría, Imma Colomer
    Açıklama: Dr. Klaus işkenceci, pedofil eski bir Nazidir. Savaş sırasında çocuklar üzerinde sayısız deneyler yapar, aynı zamanda cinsel olarak da sömürür. Savaş sonrasında başarısız intihar denemesi sonucu, sakat kalıp kafes gibi camekanlı bir yaşam ünitesine mahkum olur. Karısı Dr.Klaus'a bakmaktan yorulmuştur ve bir yardımcı arar. Gelen yardımcı Dr.un kirli geçmişinin izlerini taşıyan biridir ve istenmemesine rağmen eve yerleşir...

    8. Aftermath (1994)
    6.1 (2,749 Oy)
    Yönetmen: Nacho Cerdà
    Oyuncular: Xevi Collellmir, Jordi Tarrida, Ángel Tarris, Pep Tosar,
    Açıklama: Nacho Cerdà'nın yönettiği 30 dakikalık kısa filmde hiçbir diyalog yok. Filmde sadece morgta, otopsi yapan doktorun ilginç bir şekilde cesetlerle yakın temasını izleiyorsunuz.

    9. Requiem for a Dream (2000)
    Bir Rüya İçin Ağıt
    8.3 (345,184 Oy)
    Yönetmen: Darren Aronofsky
    Oyuncular: Ellen Burstyn , Jared Leto , Jennifer Connelly , Marlon Wayans , Christopher McDonald
    Açıklama: Sara Goldfarb televizyon bağımlısı dul bir kadındır. Oğlu Harry ise, kız arkadaşı güzel Marion ve uyuşturucu dağıtıcısı Tyrone'la takılan madde bağımlısı bir çocuktur.

    Sara, bir tv şovuna çıkmaya hak kazanır ve çok heyecanlıdır. Ödül olan kırmızı elbiseye girebilmek için kilo vermeye çalışır ve diyet haplarından kullanmaya başlar. Diğer yandan Harry ve arkadaşları, hiç durmadan eroin ve kokain kullanmaya devam etmektedirler.

    Bu bağımlılıklar zamanla aileyi bir felakete sürükleyecektir...

    10. Irréversible (2002)
    Dönüş Yok
    7.3 (56,787 Oy)
    Yönetmen: Gaspar Noé
    Oyuncular: Monica Bellucci, Vincent Cassel, Albert Dupontel, Jo Prestia, Philippe Nahon
    Açıklama: Fransız sinemasının yaramaz çocuğu Gaspar Noé, "Dönüş Yok" ile bu yılın en tartışmalı filmini sunuyor sinemaseverlere. Hafızalardan silinmeyen "I Stand Alone /Herkese Karşı Tek Başına" adlı filmi ile Cannes Film Festivali'nde FIPRESCI Ödülü'nü alan, çağdaş Fransız sinemasının aykırı figürü Gaspar Noé de kendi sınırlarını zorluyor ve çarpıcı bir yapıtla geri dönüyor. Bir şiddet olayıyla yaşamları paramparça olmuş bir çiftin olağandışı öyküsünü tersten anlatan bu filmin başrollerini, gerçek hayatta da birlikte olan, Monica Bellucci ile Vincent Cassel paylaşıyorlar.

    11. Ginî piggu 2: Chiniku no hana (1985)
    4.8 (1,910 Oy)
    Yönetmen: Hideshi Hino
    Oyuncular: Hiroshi Tamura, Kirara Yûgao, , ,
    Açıklama: "Bizarre" çizimler yapan bir sanatçı olan Japon karikatürist Hideshi Hibino, kimliği belirsiz bir kişiden bir paket alır. Paketin içinde 8 mm'lik bir film, 54 adet resim ve 19 sayfalık bir mektup vardır. Bu mektupta, gizli bir yerde kimliği belirsiz bir kişinin bir kadını parçalara ayırışı ve koleksiyonuna koyuşu anlatılmaktadır. 8 mm'lik film ise bütün bu görüntüleri içermektedir. Bu haliyle gösterilemeyecek olan filmi Hideshi Hibino yeniden düzenleyip "yarı belgesel" denebilecek bu filmi oluşturur. İşte izleyeceğimiz bu film, Hideshi Hibino'nun kendisine gönderilen mektubu, resimleri ve filmi temel alarak; 8 mm'lik filmden görüntüler aktardığı ve yeniden kurguladığı filmdir.

    12. Titicut Follies (1967)
    7.8 (1,841 Oy)
    Yönetmen: Frederick Wiseman
    Açıklama: Massachusettes Bridgewater Eyalet Hapishanesi, Akli Dengesi Bozuk Suçlular Bölümü mahkunlarının hayatından bir bölüm. Film 1992 yılına kadar hastaların özel hayatına müdahale olarak görüldüğü için yasaklı kalmıştır

    13. The Last House on the Left (1972)
    Soldaki En Son Ev
    5.9 (18,874 Oy)
    Yönetmen: Wes Craven
    Oyuncular: Sandra Peabody, Lucy Grantham, David Hess, Fred J. Lincoln, Jeramie Rain
    Açıklama: 17 yaşındaki Mari ve arkadaşı Phyllis, hayranı oldukları bir grubun konserine gitmek üzere yola çıkarlar. Fakat bu yolculuk, hayatlarının son ve en trajik yolculuğu olacaktır.Bir grup katil tarafından yolları kesilen kızlar, bütün bir gece işkence ve her türlü şiddete maruz kalarak öldürülürler. Kızları öldürdükten sonra kaçarken bir eve sığınan katiller, kendileri için de sonun başlangıcına geldiklerinden habersizdirler. Sığındıkları evin sahipleri, Marinin anne ve babasıdır. Kızlarının başına gelen felaketten habersiz olan anne ve baba, evlerine sığınan gençlerin işledikleri korkunç cinayetin farkına vardıkları anda, dehşet saçan bir intikam planının uygulayıcısı olacaklardır.

    14. August Underground (2001)
    3.6 (1,424 Oy)
    Yönetmen: Fred Vogel
    Oyuncular: Kyle Dealman, Casey Eganey, Alexa Iris, Victoria Jones, Joe Knetter

    15. Srpski film (2010)
    5.7 (9,046 Oy)
    Yönetmen: Srdjan Spasojevic
    Oyuncular: Srdjan Todorovic , Sergej Trifunovic , Jelena Gavrilovic , Katarina Zutic , Slobodan Bestic
    Açıklama: Miloš, genç karısı ve küçük oğluyla sade bir hayat süren emekli bir porno oyuncusudur. Ekonomik olarak zor bir dönemden geçmesine rağmen ev yaşantısı oldukça mutludur, en büyük problemi ise Miloš'un aile yaşantısını kıskanan polis memuru erkek kardeşi Marko'dur.
    Eski bir iş arkadaşı olan Lejla, porno endüstrisine tamamen veda etmek ve ailesinin ekonomik geleceğini garanti altına almak adına son bir büyük ödemenin peşinde olan Miloš'a, Vukmir tarafından yönetilecek bir sanat filminde yer alması önerisini sunar. Vukmir, iyi bağlantıları olan varlıklı bir porno yönetmenidir ve oyuncuları arasına, hiçbir görsel ya da fiziksel uyaran olmadan ereksiyon olabilme ve bunu sürdürebilme konusunda efsanevi bir yeteneği olan Miloš'u da katmak istemektedir. Filmin başında Vukmir büyük bir teklifle gelir, Miloš pek gönüllü olmasa da Vukmir'in teklifini kabul eder.
    Ertesi sabah Miloš, film ekibince evinin önünden alınır, bir kulaklık temin edilir ve eski bir yetimhaneye götürülür. Bu kulaklıktan bir ses ona bazı direktifler vermektedir. Bir film ekibi de kameralarla onu takip ederek onu çeşitli seksüel durumlara maruz bırakıp nasıl tepki vereceğini gözler. Miloš bir "gerçeklik pornosu" filminde rol aldığını zannetmektedir, ta ki bir odaya getirilip Alice Harikalar Diyarında öyküsündeki Alice gibi giyinmiş genç bir kız onları izlerken, fiziksel olarak yaralanmış bir kadınla seks yapması söylenene kadar. Miloš devam etmeyi reddeder, ama film ekibi tarafından kalması için zorlanır. Ardından Vukmir, Miloš'a projelerinden bir diğerini izletir. Göüntülerde bir adam, hamile bir kadının doğum yapmasına yardımcı olur, hemen sonra da yeni doğan kız çocuğuna tecavüz eder. Yönetmen Vukmir, bu projesine "yeni doğan pornosu" adını vermiştir.

    16. Bijitâ Q (2001)
    6.8 (8,767 Oy)
    Yönetmen: Takashi Miike
    Oyuncular: Ken'ichi Endô, Shungiku Uchida, Kazushi Watanabe, Jun Mutô, Fujiko
    Açıklama: Başarısız bir televizyon muhabiri olan Kiyoshi, eski parlak günlerine dönebilmek için yeni bir belgesel çekmeye karar veriri. Bu belgesel gençler arasındaki Siddet ve Sex konulu olacaktır. Çekeceği belgesele kendi ailesini konu eder. Hayat kadınlığı yapan kendi kızından başlar. Sonrasında arkadaşları tarafından siddet gören oğlu ve eve geldiğinde çoçuğundan dayak yiyen karısı. Birden bire ortaya çıkan "Q" bi acayip ailenin yaşamına dahil olur ve bu belgeselde Kiyoshi ye yardımcı olur.

    Konuyu geniş tutmak için sokaklara çıktığında ve arkadaşlarından yardım istediğinde gelen sert tepkilerle Kiyoshi kendini kaybeder.

    17. À l'intérieur (2007)
    İçerde
    6.9 (19,134 Oy)
    Yönetmen: Alexandre Bustillo, Julien Maury
    Oyuncular: Béatrice Dalle, Alysson Paradis, Nathalie Roussel, François-Régis Marchasson, Jean-Baptiste Tabourin
    Açıklama: Sarah, Noel arifesini kendi başına geçirmekte olan genç bir fotoğrafçıdır. Hamileliği sırasında gerçekleşen trafik kazasında eşini yitiren Sarah henüz kocasının yasını tutmaktadır.

    Hastaneye doğum yapmak üzere gitmeden önce evde geçireceği son gecede kapının çalmasıyla beraber tüm huzuru sona erer. Sarah'yı esrarengiz bir biçimde tanıyor olan bu kadının içeri girmesine izin vermez. Fakat o, içeri girmekte kararlıdır. Kendisinden ne istediği belli olmayan bu gizemli kadın tarafından rahatsız edilmesiyle, şüphe ve korku dolu anlar başlar. Dışarıdaki karanlığın ortasında, pencereden geçen kareler içinde izlenmektedir. Sarah çok korkar ve polisten yardım ister. Polis geldiğinde ise ortalarda kimse yoktur. Civarda olagelen banliyö ayaklanmaları arasında, polis olaya şöylece bir göz atıp gider. Sarah'nın güvenliğini sağlamak adına onu içeri kilitlerler, fakat kadının da içeride olduğundan habersizdirler... Sarah’nın doğum sancıları başladığında, ,istediği şeyi almak uğruna dehşet saçan bu kadınla savaşmaktan başka şansı kalmamıştır artık. Bu,içerde ağır darbelere yol açacaktır.

    “Kurdun Günü/ The Time of The Wolf” ve “Hergün Başka Bir Bela /Trouble Everyday” gibi dram ve korku filmleri ile adından bahsettirmiş oyuncu Beatrice Dalle’dan yine muhteşem bir oyunculuk ile…

    18. Blood Feast (1963)
    Blood Feast
    4.5 (3,024 Oy)
    Yönetmen: Herschell Gordon Lewis
    Oyuncular: William Kerwin, Mal Arnold, Connie Mason, Lyn Bolton, Scott H. Hall
    Açıklama: Mısırlı bir catering şirketi sahibi olan "Fuad Ramses" kafayı mısırlı bir tanrıça olan İştar'ı hayata döndürmekle bozmuştur. Genç kadınları doğrayıp, fırınlayıp, standard bir catering operasyonu sırasında olan bitenden habersiz konuklara yedirdiğinde bu operasyonu tamamlayacağına inanmaktadır. Fuad Ramses'in bu işte en büyük sıkıntısı yeter miktarda kadın bulup onları doğramaktır ki peşindeki detektiflerin basiretsizliği ve kadın bolluğu nedeniyle bunda aslında pek de sıkıntı çekmeyecektir.

    19. Eraserhead (1977)
    Silgi Kafa
    7.3 (42,974 Oy)
    Yönetmen: David Lynch
    Oyuncular: Jack Nance , Charlotte Stewart , Allen Joseph , Jeanne Bates , Judith Roberts
    Açıklama: Sinema tarihinin en orjinal filmlerinden birisi olan film, David Lynch'in ilk uzun metraj filmidir. Dev makinelerin çalıştığı dumanlarla kaplı bir evrende geçen filmde Jack Nance'in canlandırdığı Henry Spencer'ın özürlü kız arkadaşı olan Mary X'den (Charlotte Stewart) mutant bir çocuğu olur. Bu öykü etrafında ilerleyen film, 30 dakika boyunca Spencer'ın kabusuna bizi davet eder. Filmde Henry Spencer evi terk eden kız arkadaşının öfkesini bebeğini öldürerek dindirir. Bir sürü rahatsız edici imge, izleyicinin algısını allak bullak eden bir ses bandı ve siyah-beyaz görüntüleriyle, 'Eraserhead' bir deneysel sinema başyapıtıdır. Filmde fantastik görüntüler çoğunluktadır.

    20. Martyrs (2008)
    İşkence Tarikatı
    7.0 (34,396 Oy)
    Yönetmen: Pascal Laugier
    Oyuncular: Morjana Alaoui , Mylène Jampanoï , Catherine Bégin , Robert Toupin , Patricia Tulasne
    Açıklama: 1970’lerin başında, Fransa’dayız. Birkaç ay önce kaybolan 10 yaşındaki küçük kız Lucie yolda başıboş dolaşırken bulunuyor. Vücuduna şiddet uygulanmış fakat hiçbir cinsel taciz izi yok ve kaçırılma nedenleri bir türlü açıklanamıyor. Şokta, kelimelerini kaybetmiş Lucie, bir hastaneye kaldırılıyor ve orada kendi yaşında Anna adında bir kızla arkadaş oluyor. 15 sene sonra...

    Sıradan bir ailenin kapısı çalar. Evin babası kapıyı açar ve elinde av tüfeğiyle bekleyen Lucie’yi karşısında bulur. İşkencecisini bulduğuna ikna olan Lucie tetiği çeker..

    21. Koroshiya 1 (2001)
    Katil Ichi
    7.1 (31,447 Oy)
    Yönetmen: Takashi Miike
    Oyuncular: Tadanobu Asano, Nao Omori, Shinya Tsukamoto, Paulyn Sun, Susumu Terajima
    Açıklama: Şiddetin bir erdem olarak ve ahlaki çöküntünün ise bir yaşam tarzı olarak benimsendiği dünyaya hoşgeldiniz...Shinjukunun yer altı dünyası ve aynı zamanda sadist bir yakuza tetikçisi olan Kakiharanın şehrinde meydana gelen olaylar nefesinizi kesecek.Kakihara patronunu öldüren kişiyi bulmak üzere durmaksızın yer altı dünyasının altını üstüne getirir.Meydana gelen olayların arkasındaki beyin ise Japon çetelerini birbirine düşürmeyi başarmış olan eski bir polis olan Jijiden başkası değildir.Elindeki en büyük kozu ise uçurumun eşiğindeki ruhsal bozukluğu had safhada olan bir kaçıktır.Söz konusu deli adam, katil Ichiden başkası değildir ve katil Ichi ile Kakihara arasında gelişen olaylar kısa sürede caddeleri kan gölüne çevirir.

    22. Hei tai yang 731 (1988)
    Güneşin Arkasındaki Adam
    6.0 (3,065 Oy)
    Yönetmen: Tun Fei Mou
    Oyuncular: Hsu Gou , Tie Long Jin , Zhaohua Mei , Zhe Quan , Gang Wang

    23. Begotten (1990)
    5.9 (4,396 Oy)
    Yönetmen: E. Elias Merhige
    Oyuncular: Brian Salzberg, Donna Dempsey, Stephen Charles Barry, James Gandia, Daniel Harkins
    Açıklama: Sembolizmin önemli bir örneği olarak kabul edilen bir film.
    Dünyanın kurtuluşunu anlatan sembolik bir film. Film tanrının karnını deşerek kendisini öldürmesiyle başlıyor. Tanrının küllerinden toprak ana doğuyor ve kendini hamile bırakarak dünyayı doğuruyor.

    24. Seul contre tous (1998)
    Herkese Karşı Tek Başına
    7.3 (8,405 Oy)
    Yönetmen: Gaspar Noé
    Oyuncular: Philippe Nahon, Blandine Lenoir, Frankie Pain, Martine Audrain, Jean-François Rauger
    Açıklama: Fransa, 1980. Zihinsel özürlü yeniyetme kızını baştan çıkarmaya çalışan bir adamı dövdüğü için mahkûm olan bir kasap, hapisten yeni çıkıyor. Artık yeni bir hayata başlamak istiyor. Kızını bir akıl hastanesine yerleştiriyor, hamile sevgilisi ve onun annesiyle Lille kentinin bir banliyösüne taşınıyor. Aslında birlikte olduğu kadını sevmiyor. Kadın ona yeni bir kasap dükkânı ve yeni bir hayat sözü vermiş, ama bunun bir yalan olduğunu anlıyor. Çok geçmeden kendini onun dırdırı ve bayağılığı yüzünden ezilmiş hissediyor. Bir huzurevinde bekçi olarak işe giriyor. En sonunda, sevgilisinin aşağılamalarına dayanamayarak şiddete başvuruyor

    25. Les yeux sans visage (1960)
    Çehresiz Gözler
    7.8 (9,662 Oy)
    Yönetmen: Georges Franju
    Oyuncular: Pierre Brasseur, Alida Valli, Juliette Mayniel, Edith Scob, François Guérin
    Açıklama: Georges Franju’nun Les yeux sans visage’ı (Yüzsüz Gözler) hakkında pek çok şey yazılıp çizildi; bu film Paris Sinemateki’nin kurucularından olan yönetmenin korku filmi türüne el attığı tek çalışmasıydı. Film, layık olduğu gibi, başyapıt sıfatıyla yüceltilirken, çoğu kez de basit senaryosuyla görüntü yönetiminin şiirselliği arasında "Jean Cocteau’nun bir Edgar Allen Poe yapıtı çekmesi" benzeri bağlantılar kurulur. Organ naklinde doku uyuşmazlığı sorununun üstesinden gelmek üzere deneyler yapan dahi doktor Génessier (Pierre Brasseur), yüzünü, kendisinin sorumlu olduğu bir otomobil kazası sonucu yüzü deforme olan kızı Christiane’ın (Edith Scob) yüzüyle değiştirebileceği genç bir kadın bulmaya kararlıdır.

    Franju, çılgın bilim adamı ve asistanı (Alida Valli) ve tabii ki yarattığı "canavar" türünden beylik tiplemelere duyarlılık ve karmaşıklık katıyor; izleyicinin yüzü olmayan Christiane’la daha filmin başlarında özdeşleşmesini sağlamak gibi zor bir şeyi başarıyor. İlk planda, Fransa’nın kırsal bir bölgesinde karanlığı delip geçen iki far ışığının otomobilin içinden gördüğümüz görüntüsü, Christiane’ın ifadesiz maskesinin içeriden görünümünü yansıtıyor. Filmin ilk karelerini bu maskenin ardından izledikten sonra nihayet Christiane’ın yüzünü gördüğümüzde, karşımızdaki ne onun maskesinin plastik çehresi ne de (maske çıktığında) dikkatimizi cezbeden bulanık kas yığını görüntüsü oluyor; bunun yerine, daha önce o yansıtmalı ilk planı genç kadının kendi bakışından gördüğümüz gözleriyle tanışıyoruz. Filme içerdiği anlamı kazandıran şey de bu: Doktor Génessier, bir canavar adına korkunç suçlar işliyor ve o "canavar" biziz.

    Les yeux sans visage, Grand Guignol tiyatrosunun beyazperdeye taşınmış hali olarak görülebilir: Film, bizlere Christiane’ın maskesinden başlayıp genç bir kurbanın yüzünün çıkarılmasına (diğer tıbbi korkunçlukların yanı sıra), Christiane’ın olmayan yüzünün kısa bir süre için görünmesine ve nihayet Doktor Génessier’nin kendi köpeklerinin saldırısına uğramasına kadar bir dizi, groteskliği gittikçe artan görüntü sunar. Franju, bize yüksek ve düşük kültürel zevklerin bir karışımını verir; yönetmenin şekilsel imgeleri sömürmeyi ya da bunlara yüz çevirmeyi reddetmesinden ötürü bizlere korkunun içinden güzellik ve şiirsellik gösterilir. Film bize, "Aslında canavar bizsek, tasvir edilen olayları ille de ‘korkunç’ olarak görmemiz gerekmez," demek ister gibidir

    26. Haute tension (2003)
    Yüksek Tansiyon
    6.8 (38,756 Oy)
    Yönetmen: Alexandre Aja
    Oyuncular: Cécile De France, Maïwenn Le Besco, Philippe Nahon, Franck Khalfoun, Andrei Finti
    Açıklama: Okuldan arkadaş olan Alex Ve Marie sınavlarına rahat bir yerde çalışmak amacıyla Marie'nin ıssız bir yerde olan evine giderler. Eve geç saatte varırlar ve gider gitmez de yatmak için odalarına çekilirler. Kısa bir süre sonra kapı çalınır ve psikopat bir katil içeri dalıp evdekileri teker teker öldürmeye başlar.

    27. Oldeuboi (2003)
    İhtiyar Delikanlı
    8.3 (194,074 Oy)
    Yönetmen: Chan-wook Park
    Oyuncular: Min-sik Choi , Ji-tae Yu , Hye-jeong Kang , Dae-han Ji , Dal-su Oh
    Açıklama: Karısı ve bebeğiyle mutlu bir hayat süren işadamı Oh Dae-su bir gün evinin önünden kaçırılır. Uyandığında kendini özel yapılmış bir hücrede bulur. Karısının öldürüldüğünü öğrenen Dae-su, 15 yıllık tutsaklığın ardından serbest bırakılır. Oh Dae-su yemin etmiştir. Mutlu hayatını yok eden adamdan intikam alacaktır. Bir Japon lokantasında tanıştığı Mido, intikamını alması için ona yardım sözü verir. Daha sonra ortaya çıkan Evergreen lakaplı bir adam ona 5 gün içinde neden hapsedildiğinin nedenini bulmasını aksi takdirde Mido'yu öldüreceğini söyler. Oh Dae-su, hapsedilmesinin ardındaki gerçeği bulur. Bununla beraber başka bir gerçeği de.

    28. Un chien andalou (1929)
    Bir Endülüs Köpeği
    7.9 (21,402 Oy)
    Yönetmen: Luis Buñuel
    Oyuncular: Simone Mareuil , Pierre Batcheff , Luis Buñuel , Salvador Dalí , Robert Hommet
    Açıklama: Bir Endülüs Köpeği, Fransızca orijinal ismi Un Chien Andalou olan (İngilizce: An Andalusian Dog) 16 dakikalık sürrealist filmdir. Deneysel sinemanın ilk örneği kabul edilmektedir.

    Ünlü İspanyol ressam Salvador Dali ve İspanyol yazar ve film yönetmeni Luis Buñuel'in gördükleri bazı rüyaları birbirlerine anlatmaları filme esin kaynağı olmuştur. 1928 yılında Fransa'da Luis Buñuel ve Salvador Dali tarafından hazırlanmış ve 1929 yılında Paris'te çekilmiştir.

    1920'lerde başlayan deneysel filmlerin en bilinenidir. Filmin yıldızları Simone Mareuil ve Pierre Batcheff ve isimsiz birçok kahramandır.

    Filmde bilediği ustura ile bir kadının gözünü ikiye ayıran adam ile bir bulutun Ay’ı kesmesi ilişkilendirilmiştir. Buna benzer avcunun içinde karıncalar dolaşan adam gibi, rüya olduğu bilinen sahnelerin yanı sıra, mantıklı açıklamasının olmadığını düşündürebilecek onlarca sahne de mevcuttur.

    Filmin konusunun bir hikâyesi yoktur. Filmin iki temel karakteri olan, isimsiz bir erkek ve bir kadın vardır. Filmdeki kronoloji tutarsızdır. Örneğin, " bir zamanlar" dan "sekiz yıl sonra"ya konu ilgisiz olarak değişir.

    Film, bir usturayla bir kadının gözünün yarıldığı bir sahneyle açılır. Usturalı adamı Buñuel kendisi oynamıştır. Sonraki sahnelerde, bir adamın elinin karıncalar görünür. Bir adam bir kadını okşamak ister kadın ona direnir ve adam sonra adam piyano ve çürümüş bir ölü eşek sürükler.

    Filmin sonunda, kadın apartmandan çıkar ve plajda başka bir adamla buluşur. Bu adamı ise Dali oynamıştır. Onların mutlu görüntüleri vardır. Ancak final sahnesinde kumlara gömülü, ölmüş ve sinekler üşüşmüş sahnesi bütçe azlığı nedeniyle tam çekilememiştir. Bu ise Buñuel'in orijinal el yazısı metinlerinden anlaşılmaktadır.

    Film müziği
    Richard Wagner'in Liebestod'undan alıntı olan Tristan ve İsolde operasının final bölümü ve iki Arjantin tangosu filmde başrol oynar. Bu müzikler 1960 yılında filme eklenmiştir. Oysa 1929 yılındaki filmin orijinal gösteriminde Buñuel bu müzikleri gramafondan çalmıştır.

    29. Kill List (2011)
    Ölüm Listesi
    6.2 (13,698 Oy)
    Yönetmen: Ben Wheatley
    Oyuncular: Neil Maskell , MyAnna Buring , Harry Simpson , Michael Smiley , Emma Fryer
    Açıklama: Jay (Neil Maskell), rahat bir banliyö evinde dediğim dedik ve alıngan sarışın eşi Shel (MyAnna Buring) ve uyku vakti geldiğinde zırhlı arabaların Irak, Afganistan ve Bağdat’taki pusuları hakkında hikâyeler dinlemek yerine babasıyla şövalyecilik oynamayı tercih eden yedi yaşındaki oğlu Sam ile birlikte yaşayan eski bir asker. Sekiz ay önce Irak’da geçirdiği kaza sonrası evine dönen Jay, ailesi ile ilgili sorunlar yaşamaktadır. Eski bir arkadaşı olan Gal (Michael Smiley) ile buluştuğu bir partiden sonra, Gal’ın kendisine teklif ettiği işi kabul eder. Görev ise, kendilerine verilen üç kişilik listedeki hedefleri öldürmektir. çeviri: Tolga Demirtaş

    30. Happiness (1998)
    Mutluluk (I)
    7.7 (40,413 Oy)
    Yönetmen: Todd Solondz
    Oyuncular: Jane Adams, Jon Lovitz, Philip Seymour Hoffman, Dylan Baker, Lara Flynn Boyle
    Açıklama: 30 yaşındaki Joy Jordan; anne ve babasının, Florida güneşi altında yeni bir yaşama doğru uzaklaşırlarken arkalarında bıraktıkları New Jersey'deki evde, yalnız yaşayan, bekar bir genç kadındır. Yaşlı çiftin sevgiden yoksun ve acıklı evlilikleri ise, cazibesi yıllar önce sönmüş olan Diane'ın tehdi altındadır. Öte yandan hayattan umudunu kesmemiş olan Joy, doğru erkeğin ve kariyer başarısının hemen köşeyi dönünce karşısına çıkabileceğini düşünecek kadar saf gözlerle bakmaktadır yaşama. Halihazırdaki erkek arkadaşı Andy'yi kaybettikten bir süre iş değiştirip yetişkinler için eğitim veren bir "hayır kurumunda" işe başlar. Buradaki öğrencilerinden Rus göçmeni, taksi şoförü ve bir hırsız olan Vlad ile romantik bir ilişkiye de girecektir.

    Joy'un iki kızkardeşi, mutlu bir evliliği olan Trish ve başarılı yazar Helen, bir yandan Joy'a küçük gören ve acıyan gözlerle bakmaktan ve bunu dile getirmekten geri durmazken, bir yandan da itiraf edemedikleri kendi sorunlarına sahiptirler. Gerçek yaşamda karşılaşılan tehlikelerin yazılarına getireceği duygusal otantikliğin peşindeki Helen, telefon tacizlerinin kurbanı haline geldiğinde; sapığın, yan dairedeki yakışıklı değilse de zararsız görünen yalnız genç adam, Allen olduğundan bihaberdir. Helen'e platonik bir şekilde aşık olan Allen'in kendi başındaki dert ise, pek de göründüğü kadar zararsız olmayabilen Kristina'dır.

    Allen hastalıklı romantik dertlerini psikoloğu Bill ile paylaşır. Pek tabii ki Bill'in Helen'in kızkardeşi Trish'in kocası olduğunu ve kendi "küçük" tutkuları olduğundan habersizdir. Bill bir yandan ergenlik acıları içerisindeki oğlu Billy'nin kendi sorunlarına cevap bulmaya çalışırken, bir yandan da küçük çocuğun okul arkadaşlarında sapkın bir çekicilik bulmaktadır.

    31. Antichrist (2009)
    Deccal
    6.5 (51,562 Oy)
    Yönetmen: Lars von Trier
    Oyuncular: Willem Dafoe, Charlotte Gainsbourg, Storm Acheche Sahlstrøm, ,
    Açıklama: Cannes Film Festivalinin olay yaratan filmi Antichrist, Çocukları öldükten sonra yaşadıkları acıyı unutmaya çalışan bir çiftin orman kulübesine gitmesiyle herşeyin daha da kötüleşmesini ve gelişen garip olayları anlatıyor. Yönetmen koltuğunda Lars von Trier var...

    32. Deadgirl (2008)
    Ölü Kız
    5.7 (9,955 Oy)
    Yönetmen: Marcel Sarmiento, Gadi Harel
    Oyuncular: Shiloh Fernandez, Noah Segan, Michael Bowen, Candice Accola, Andrew DiPalma

    33. Sweet Movie (1974)
    Sweet Movie
    6.2 (2,598 Oy)
    Yönetmen: Dusan Makavejev
    Oyuncular: Carole Laure , Pierre Clémenti , Anna Prucnal , Sami Frey , Jane Mallett
    Açıklama: The intercut story of two women: a nearly-mute beauty queen who descends into withdrawal and madness, and another who captains a ship laden with candy and sugar, luring men and boys aboard for sex, death, and revolutionary talk. The beauty queen passes from a wealthy husband whose honeymoon delight is to urinate on her, to a muscular keeper who punches her, stows her in a suitcase, and ships her to Paris, to a lip-synching rock idol with whom she has a love spasm, to an Austrian commune complete with a banquet of vomit, urine, feces, chopped dildos, and wet nurses. By then she's in a fetal position, until everyone's rescued by reminders that "it's just a movie."

    34. Snowtown (2011)
    Karlı Şehir
    6.6 (7,407 Oy)
    Yönetmen: Justin Kurzel
    Oyuncular: Daniel Henshall , Lucas Pittaway , Louise Harris , Craig Coyne , Richard Green
    Açıklama: Avustralyalı yönetmen Justin Kurzel’in 2005 yılında çektiği Blue Tongue’dan sonraki ikinci filmi Snowtown, Cannes’da bu yıl FIPRESCI Ödülü’nü kazandı. Film, Avustralya’nın Adelaide kentinin kenar mahallelerinde iki erkek kardeşi ve annesiyle birlikte yaşayan 16 yaşındaki Jamie’nin etrafındaki şiddetten kurtulmak için farkında olmadan azılı seri katil John Bunting’le yakınlaşmasının öyküsünü anlatıyor.

    35. Nuit et brouillard (1955)
    Gece ve Sis
    8.6 (8,391 Oy)
    Yönetmen: Alain Resnais
    Oyuncular: Michel Bouquet, Reinhard Heydrich, Heinrich Himmler, Adolf Hitler, Julius Streicher
    Açıklama: 1955 yılında savaş-sonrası Auschwitz'de geçen film, renkli ve siyah beyaz görüntüleri birlikte içeriyor. "Hiroşima Sevgilim"e benzer bir şekilde, haber görüntüleri ve fotoğraflar, öyküyü anlatmakta Resnais'e yardımcı oluyor. Hikâye sadece Holocaust (Yahudi soykırımı) değil, aynı zamanda insanoğlunun hayvani zalimliği. "Nuit et brouillard", yedinci sanatın en gerçekçi ve etkileyici 'belge-film'lerinden

    36. Funny Games (1997)
    Ölümcül Oyunlar
    7.6 (27,144 Oy)
    Yönetmen: Michael Haneke
    Oyuncular: Susanne Lothar , Ulrich Mühe , Arno Frisch , Frank Giering , Stefan Clapczynski
    Açıklama: Anna,Georg ve genç oğulları Georgie, tatil için göl kenarındaki evlerine gelmişlerdir. Komşuları Fred ve Eva onlardan önce gelip yerleşmişlerdir. Anna ve George, komşuları ile güzel havanın nimetlerinden yararlanmak için ertesi gün golf oynamak üzere sözleşirler. Daha sora baba ile oğul yeni elden geçirilmiş yelkenlileri ile ilgilenirken, Anna iyi görünümlü bir genç olan Peter tarafından ziyaret edilir. Peter, Eva'nın yemek pişirdiğini ve yumurtaya ihtiyaç duyduğunu söyleyerek, Anna'dan yumurta rica eder. Bu isteği iyi niyetle kabul eden Anna, bir an duraladıktan sonra Peter'e arazilerine nasıl girdiğini sorar. Genç adam çitlerinde bir delik olduğunu, oradan geçtiğini deliği ise ona Fred'in gösterdiğini söyler. İyi başlayan tatil kabusa dönüşmek üzeredir.…

    37. The Bunny Game (2010)
    3.8 (596 Oy)
    Yönetmen: Adam Rehmeier
    Oyuncular: Rodleen Getsic, Norwood Fisher, Gregg Gilmore, Paul Ill, Loki

    38. Murder-Set-Pieces (2004)
    3.8 (2,694 Oy)
    Yönetmen: Nick Palumbo
    Oyuncular: Sven Garrett, Tony Todd, Cerina Vincent, Gunnar Hansen, Edwin Neal
    Açıklama: Büyükbabası İkinci Dünya Savaşında savaşmış bir Nazi olan zengin, genç ve yakışıklı bir Alman fotoğrafçı gece kulüplerinden, barlardan ve sokaklardan topladığı kızların fotoğrafını çekmekte, onlarla ilişkiye girmekte ve daha sonra vahşice öldürmektedir. Genç fotoğrafçı bu hunharca cinayetleri işlerken güzel sevgilisi Charlotte, kendisine derin bir tutkuyla bağlı bulunmakta ve hiç kuşkulanmamaktadır. Charlotte’un 11 yaşındaki kız kardeşi Jade ise bu tuhaf Alman fotoğrafçıdan kuşkulanan tek insandır. 11 yaşındaki küçük kızın bu kuşkuları, hem ablası hem de kendisi açısından çok büyük tehlikeler doğuracaktır.

    39. Gummo (1997)
    6.3 (15,737 Oy)
    Yönetmen: Harmony Korine
    Oyuncular: Jacob Sewell, Nick Sutton, Lara Tosh, Jacob Reynolds, Darby Dougherty

    40. C'est arrivé près de chez vous (1992)
    Köpeği Isıran Adam
    7.5 (19,985 Oy)
    Yönetmen: Rémy Belvaux , André Bonzel , Benoît Poelvoorde
    Oyuncular: Benoît Poelvoorde , Jacqueline Poelvoorde-Pappaert , Nelly Pappaert , Hector Pappaert , Jenny Drye
    Açıklama: Belçikalı 3 sinema öğrencisinin yönettiği "C'est arrivé près de chez vous", bir katil olan Benoit'nın hayatından kesitler sunan bir kurmaca belgeseldir ( mockumentary). Remy, Andre ve Patrick adında üç sinema öğrencisi ödev olarak Benoit'nın günlük yaşamını ve günlük yaşamın parçası olan cinayet alışkanlığını filme almak isterler. Zaman ilerledikçe farkederler ki Benoit, diğer katillerden farklıdır. Zeki, entelektüel ve sosyal bir insandır, oldukça normal bir yaşamı ve mutlu bir ailesi vardır. Bir yandan bütün olağanlığı ile Benoit'nın günlerini ve işlediği cinayetleri filme alan ekip, diğer yandan bu cinayetlerin bazılarına yardım ederler.

    41. Day of the Woman (1978)
    Mezarına Tüküreceğim
    5.5 (13,185 Oy)
    Yönetmen: Meir Zarchi
    Oyuncular: Camille Keaton, Eron Tabor, Richard Pace, Anthony Nichols, Gunter Kleemann
    Açıklama: Şehir dışındaki evine tatil yapmaya giden genç bir kadının benzin istasyonunda karşılaştığı dört adam tarafından uğradığı saldırıları konu alıyor.

    Dört adam tarafından alıkonulup tecavüze uğrayan bir kadının, olaydan sonra kaçmayıp tek tek bu adamları telef etmesi üzerine kurulu bir film.

    42. Se7en (1995)
    Yedi
    8.6 (563,259 Oy)
    Yönetmen: David Fincher
    Oyuncular: Brad Pitt , Morgan Freeman , Gwyneth Paltrow , R. Lee Ermey , Andrew Kevin Walker
    Açıklama: Seri cinayetler işleyen dahi bir katil, birbirinden oldukça farklı karakterdeki iki cinayet dedektifi ile kedi-fare oyunu oynuyor. Daha kıdemli olan polis, artık günlük hayatının sıkıcılığından bıkan müzmin bekar William Somerset (Morgan Freeman) ise katili bulup bir hafta yani yedi gün içinde emekli olmak istemekte. Yeni ortağı genç ve ukala David Mills (Brad Pitt) ise daha serbest çalışıyor ve Somerset'in yerine geçmeye hazırlanıyor. Beraberce, yağmurun devamlı yağdığı, olayları açık seçik görme ruhunun ve yeteneğinin sekteye uğradığı karamsar bir şehirde katili yakalamaya çalışıyorlar. Yedi günahın izinde cinayetlerini işleyen bu zeki katili yakalamak ise sadece felaketin sonunu hazırlamaktan başka işe yaramıyor.

    43. We Need to Talk About Kevin (2011)
    Kevin Hakkında Konuşmalıyız
    7.5 (50,707 Oy)
    Yönetmen: Lynne Ramsay
    Oyuncular: John C. Reilly , Tilda Swinton , Ezra Miller , Siobhan Fallon , Ashley Gerasimovich
    Açıklama: Eva, Kevin'a hamile kaldığı gençlik yıllarında bütün kariyer planlarını ve hedeflerini bir kenara koyarak çocuğunu dünyaya getirmeye karar verir. Fakat annenin oğlu için hayatından yaptığı bu fedakarlık maalesef Kevin'in çocukluk yıllarından itibaren başlayarak hayatlarını ters yönde etkilemeye başlar. Kevin 15 yaşına geldiğindeyse lisedeki çete gruplarıyla takılmaya başlar ve hiç kimsenin hoş görmeyeceği olaylara karışır.
    Eva oğlunun hatalarından dolayı derin sorumluluk ve suçluluk duyarak, nerede yanlış yaptığını sorgulamaya başlar. Bu arada Kevin'in ayrıldığı babası ile yeniden iletişime geçmek durumundadır...

    Eleştirmenler tarafından Tilda Swinton'ın şimdiye kadarki en üstün oyunculuk performası olarak değerlendirilen filmin diğer başrollerini bugüne kadar komedi filmlerindeki performanslarıyla hatırladığımız John C. Reilly ve genç oyuncu Ezra Miller yer alıyor. Lionel Shriver'ın romanından Lynne Ramsay ve Rory Kinnear tarafından uyarlanan filmin yönetmenliğini ise gene Ramsay üstleniyor. Ülkemizde vizyon tarihi henüz belli olmayan Kevin Hakkında Konuşmalıyız (We Need to Talk About Kevin), 64. Cannes Film Festivali'nin uzun metraj yarışmalı bölümünde Altın Palmiye için yarışmış ve eleştirmenlerden tam not almıştı.

    44. The Exorcist (1973)
    Şeytan
    8.0 (192,705 Oy)
    Yönetmen: William Friedkin
    Oyuncular: Ellen Burstyn , Max von Sydow , Lee J. Cobb , Kitty Winn , Jack MacGowran
    Açıklama: Chris MacNeil , 12 yaşındaki kızı Regan ile Georgetown'daki evlerinde yaşamaktadır. Kocasından ayrılmış olan Chris , kızı Regan'ın doğumgünü için bir parti planlar. Chris , Regan'ın doğumgünü sırasında dengesiz davranışlar sergilemesi üzerine kızının bir hastalığa yakalanmış olabileceğini düşünür. Regan , bir çok doktora gösterilir ve bir çok kez tedavi edilmeye çalışılır. Ama zaten kesin bir teşhis koyamayan doktorlar Regan'ı tedavi edemezler. Bu zamanda küçük kızın şeytanca hareketleri günden güne artmaktadır. Regan'ı tedavi edemeyen doktorlar son çare olarak Chris'e şeytan çıkarma işlemini uygulayabilecek bir rahip bulmalarını tavsiye ederler. Chris , dindar olmamasına rağmen , arkadaşı Burke Dennings'in boynu kırılarak kızının odasının camından atılması üzerine korkuları artar ve peder Damien Karras'tan yardım ister.

    45. The Human Centipede II (Full Sequence) (2011)
    İnsan Kırkayak 2
    4.0 (13,472 Oy)
    Yönetmen: Tom Six
    Oyuncular: Ashlynn Yennie , Emma Lock , Georgia Goodrick , Vivien Bridson ,
    Açıklama: The story of a man who becomes sexually obsessed with a DVD recording of the first film in the series, The Human Centipede, and uses sandpaper to pleasure himself whilst watching the film. He decides to create a "human centipede" of his own, this time comprised of twelve victims as opposed to the first film's three. He uses his human centipede to his own sexual delight, taking sexual pleasure in watching the victims of the centipede defecate in each other's mouths, and using barbed wire wrapped around around his penis to rape the woman at the end of the centipede.

    47. Valhalla Rising (2009)
    Cennetin Kapısında
    5.9 (23,974 Oy)
    Yönetmen: Nicolas Winding Refn
    Oyuncular: Mads Mikkelsen, Maarten Stevenson, Gordon Brown, Andrew Flanagan, Gary Lewis
    Açıklama: MS 1000 yılında Tek Göz adında dilsiz bir savaşçı, yıllarca bir Norman'ın tutsağı olarak kalmıştır. Tek Göz, on bir yaşındaki köle Are ile birlikte kaçmayı başarır. İskandinavya'ya dönmek için bir Viking gemisine binerler ama tanımadıkları bir ülkede karaya çıkarlar. Vikinglerin sonu, görünmeyen düşmanlarının elinde kanlı olur; Tek Göz ise bu vahşi ülkede gerçek kimliğini bulacaktır...

    48. Transsiberian (2008)
    Sibirya Ekspresi
    6.7 (30,725 Oy)
    Yönetmen: Brad Anderson
    Oyuncular: Woody Harrelson , Emily Mortimer , Ben Kingsley , Kate Mara , Eduardo Noriega
    Açıklama: Evli ama mutsuz bir çift olan Roy ve Jessie, çalıştıkları kilise tarafından bir görev için Rusya'ya gönderilirler. Bütçeleri kısıtlı olduğu için Çin'den Rusya'ya trenle gitmeye karar veren çift; yine aynı sebepten ötürü kompartmanlarını başka bir çiftle paylaşmak zorunda kalır.
    Oda arkadaşları Carlos ve Abbie, ilk bakışta eğlenceli bir çift gibi gözükse de; biraz dikkatle izlendiğinde, eğlenceliden ziyade gizemli bir havaları olduğu anlaşılmaktadır.
    Trenin mola verdiği istasyonlardan birinde, manzarayı fotoğraflamak için trenden ayrılan Roy, vaktinde dönmeyi başaramayarak treni kaçırınca; Carlos ve Abbie'yle yalnız kalan Jessie için işler bir anda değişir.
    Sakin ve biraz da eğlenceli geçmesi öngörülen tren yolculuğu; bir anda ihtiras, yalan, işkence, uyuşturucu ve cinayete gebe kalacak ve korkunç bir kovalamaca başlayacaktır.

    49. Natural Born Killers (1994)
    Katil Doğanlar
    7.2 (118,684 Oy)
    Yönetmen: Oliver Stone
    Oyuncular: Woody Harrelson, Juliette Lewis, Tom Sizemore, Rodney Dangerfield, Everett Quinton
    Açıklama: Senaryosunu Quentin Tarantino'nun yazdığı filmi Oliver Stone yönetmiş ve bunun yüzünden araları açılmıştı. Mickey ve Mallory birbirlerini seven ama 'doğuştan katil' olan iki aşık. Yaşadıklarını öldürerek hissedebiliyorlar belki de. Ancak 90'ların giderek çığrından çıkan medyası da onları kahraman gibi göstermekten geri kalmıyor. Böylece iki doğuştan katil yolculukları sırasında arkalarında onlarca ölü bırakarak yollarına devam ediyorlar. Yakalandıklarındaysa medya yine kurtarıcıları olarak çıkıyor karşılarına.

    50. Hostel (2005)
    Otel
    5.8 (100,025 Oy)
    Yönetmen: Eli Roth
    Oyuncular: Jay Hernandez, Derek Richardson, Eythor Gudjonsson, Barbara Nedeljakova, Jan Vlasák
    Açıklama: Üniversite mezunu iki gencin sırt çantalarıyla yaptıkları Avrupa gezisini konu alıyor. Paxton ve Josh, sonunda sırt çantalı Amerikalıların nirvanası olarak bilinen öğrenci pansiyonuna gelirler. Bu özel yer bir Slovak kasabasının dışındadır ve güzel oldukları kadar da çaresiz Doğu Avrupalı kadınlarla doludur. İkili çok geçmeden egzotik güzeller Natalya ve Svetlana’yla yakınlaşırlar.

    46. Yokmu Sildim Otomatik Portakal Bence Rahatsız Edici Bir Film Değildir
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.