Şimdi Ara

İşkence yaptılar, tecavüz ettiler, defalarca bıçaklayıp öldürdüler 7 yıl yatıp çıktılar (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
5 Misafir (1 Mobil) - 4 Masaüstü1 Mobil
5 sn
65
Cevap
5
Favori
8.888
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: set

    Türk adaletine güvenin

    Alıntıları Göster
    sasılacak bir sey arkadaslar avrupa birligi yolunda verilecek tavizlerden sadece ufak bir kesit bu
    yazik gercekten yazik




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ONIONBUD

    İçeride gelin olmuşlardır da ,dışarıda adam olamazlar.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: ONIONBUD

    İçeride gelin olmuşlardır da ,dışarıda adam olamazlar.


    ARKADAŞA AYNEN KATILIYORUM BEN CEZA EVINDE ASKERDIM O 7 SENE ONLARI KADIN GİBİ KULLANMIŞLARDIRDA DIŞARDA NOLUR BİLEMEM AMA BUNLARI İDAM VEYA HADIM FALAN ETMEK LAZIM BÖLE ÇOK SAPIK GÖRDÜM ADAMLAR RUH HASTASI TEDAVİLERİ FALAN SÖZ KONUSU DEĞİL.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: sight

    Bu yazacaklarımı kızgınlıkla falan yazmıyorum, gayet bilincli ve planlı bir şekilde gelişen fikrim var, Türkiyede özel gizli bir güzenlik örgütü kurulması lazım, bu örgüte bağlı, Türkiye nin gizli bir yerinde bir kamp kurulmalı. Bu kampa , Tüm Türkiyeden, teröristler (ideolojik kökeni ne olursa olsun, ayrım yapmadan), kapkaççılar, mafya babaları, mafya babalarına özenip öylelerinin köpeği olmayı benimsemiş ayak takımı, tecavüzcüler, katiller, psikopat ve sadistler, tüm uyuşturucu satıcıları, hortumcular ve bunlar gibi türevlerin tamamını toplayıp geceleri gizlice trenlerle sevkedilecek. Burada bunlar ikinci gün beklenmeden gaz odalarında topluca yokedilecek, cesetleri gizlice yakılacak veya gizli bölgelere gömülecek. Bu uygulama, gerçekten bu tür suçları işlemiş, işlemekte olan ve işlemekte ısrar eden, Allah, insanlık ve devlet tanımaz tiplere uygulanacak sadece, kaçış ve geri dönüş olmayacak. Onun için adalet çok sıkı takip edilmek zorunda, bir hata olmaması için!! Yarın bi mucize olurda bir şekilde başa gelirsem bunu uygulamak için çalışacağımdan kimsenin şüphesi olmasın!!!
    quote:

    Orjinalden alıntı: sight

    Bu yazacaklarımı kızgınlıkla falan yazmıyorum, gayet bilincli ve planlı bir şekilde gelişen fikrim var, Türkiyede özel gizli bir güzenlik örgütü kurulması lazım, bu örgüte bağlı, Türkiye nin gizli bir yerinde bir kamp kurulmalı. Bu kampa , Tüm Türkiyeden, teröristler (ideolojik kökeni ne olursa olsun, ayrım yapmadan), kapkaççılar, mafya babaları, mafya babalarına özenip öylelerinin köpeği olmayı benimsemiş ayak takımı, tecavüzcüler, katiller, psikopat ve sadistler, tüm uyuşturucu satıcıları, hortumcular ve bunlar gibi türevlerin tamamını toplayıp geceleri gizlice trenlerle sevkedilecek. Burada bunlar ikinci gün beklenmeden gaz odalarında topluca yokedilecek, cesetleri gizlice yakılacak veya gizli bölgelere gömülecek. Bu uygulama, gerçekten bu tür suçları işlemiş, işlemekte olan ve işlemekte ısrar eden, Allah, insanlık ve devlet tanımaz tiplere uygulanacak sadece, kaçış ve geri dönüş olmayacak. Onun için adalet çok sıkı takip edilmek zorunda, bir hata olmaması için!! Yarın bi mucize olurda bir şekilde başa gelirsem bunu uygulamak için çalışacağımdan kimsenin şüphesi olmasın!!!



    Hitleeerrr ! Annen çağırıyooorr !

    Senin başa geçmen gerçekten mucize olurdu ya, devletin başındakiler doğru dürüsat çalışsalar, böyle şeyler ne olur ne de biz böyle aşırı duygusal olmak ve konuşmak zorunda kalırdık..!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dinsiz_imansız -- 26 Haziran 2005, 14:24:37 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: dinsiz_imansız

    quote:

    Orjinalden alıntı: sight

    Bu yazacaklarımı kızgınlıkla falan yazmıyorum, gayet bilincli ve planlı bir şekilde gelişen fikrim var, Türkiyede özel gizli bir güzenlik örgütü kurulması lazım, bu örgüte bağlı, Türkiye nin gizli bir yerinde bir kamp kurulmalı. Bu kampa , Tüm Türkiyeden, teröristler (ideolojik kökeni ne olursa olsun, ayrım yapmadan), kapkaççılar, mafya babaları, mafya babalarına özenip öylelerinin köpeği olmayı benimsemiş ayak takımı, tecavüzcüler, katiller, psikopat ve sadistler, tüm uyuşturucu satıcıları, hortumcular ve bunlar gibi türevlerin tamamını toplayıp geceleri gizlice trenlerle sevkedilecek. Burada bunlar ikinci gün beklenmeden gaz odalarında topluca yokedilecek, cesetleri gizlice yakılacak veya gizli bölgelere gömülecek. Bu uygulama, gerçekten bu tür suçları işlemiş, işlemekte olan ve işlemekte ısrar eden, Allah, insanlık ve devlet tanımaz tiplere uygulanacak sadece, kaçış ve geri dönüş olmayacak. Onun için adalet çok sıkı takip edilmek zorunda, bir hata olmaması için!! Yarın bi mucize olurda bir şekilde başa gelirsem bunu uygulamak için çalışacağımdan kimsenin şüphesi olmasın!!!



    Hitleeerrr ! Annen çağırıyooorr !

    Senin başa geçmen gerçekten mucize olurdu ya, devletin başındakiler doğru dürüsat çalışsalar, böyle şeyler ne olur ne de biz böyle aşırı duygusal olmak ve konuşmak zorunda kalırdık..!

    Alıntıları Göster
    Vay be alem gö. olmuş derler ya gerçekmiş.

    cezaevlerinde de rajon bitmiş.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: VEDAT_06

    Vay be alem gö. olmuş derler ya gerçekmiş.

    cezaevlerinde de rajon bitmiş.



    Alıntıları Göster
    http://turkcutoplumcubudun.org/fikirmeydani/viewtopic.php?t=652




  • quote:

    Orijinalden alıntı: dinsiz_imansız

    quote:

    Orjinalden alıntı: sight

    Bu yazacaklarımı kızgınlıkla falan yazmıyorum, gayet bilincli ve planlı bir şekilde gelişen fikrim var, Türkiyede özel gizli bir güzenlik örgütü kurulması lazım, bu örgüte bağlı, Türkiye nin gizli bir yerinde bir kamp kurulmalı. Bu kampa , Tüm Türkiyeden, teröristler (ideolojik kökeni ne olursa olsun, ayrım yapmadan), kapkaççılar, mafya babaları, mafya babalarına özenip öylelerinin köpeği olmayı benimsemiş ayak takımı, tecavüzcüler, katiller, psikopat ve sadistler, tüm uyuşturucu satıcıları, hortumcular ve bunlar gibi türevlerin tamamını toplayıp geceleri gizlice trenlerle sevkedilecek. Burada bunlar ikinci gün beklenmeden gaz odalarında topluca yokedilecek, cesetleri gizlice yakılacak veya gizli bölgelere gömülecek. Bu uygulama, gerçekten bu tür suçları işlemiş, işlemekte olan ve işlemekte ısrar eden, Allah, insanlık ve devlet tanımaz tiplere uygulanacak sadece, kaçış ve geri dönüş olmayacak. Onun için adalet çok sıkı takip edilmek zorunda, bir hata olmaması için!! Yarın bi mucize olurda bir şekilde başa gelirsem bunu uygulamak için çalışacağımdan kimsenin şüphesi olmasın!!!



    Hitleeerrr ! Annen çağırıyooorr !

    Senin başa geçmen gerçekten mucize olurdu ya, devletin başındakiler doğru dürüsat çalışsalar, böyle şeyler ne olur ne de biz böyle aşırı duygusal olmak ve konuşmak zorunda kalırdık..!

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: dinsiz_imansız

    quote:

    Orjinalden alıntı: sight

    Bu yazacaklarımı kızgınlıkla falan yazmıyorum, gayet bilincli ve planlı bir şekilde gelişen fikrim var, Türkiyede özel gizli bir güzenlik örgütü kurulması lazım, bu örgüte bağlı, Türkiye nin gizli bir yerinde bir kamp kurulmalı. Bu kampa , Tüm Türkiyeden, teröristler (ideolojik kökeni ne olursa olsun, ayrım yapmadan), kapkaççılar, mafya babaları, mafya babalarına özenip öylelerinin köpeği olmayı benimsemiş ayak takımı, tecavüzcüler, katiller, psikopat ve sadistler, tüm uyuşturucu satıcıları, hortumcular ve bunlar gibi türevlerin tamamını toplayıp geceleri gizlice trenlerle sevkedilecek. Burada bunlar ikinci gün beklenmeden gaz odalarında topluca yokedilecek, cesetleri gizlice yakılacak veya gizli bölgelere gömülecek. Bu uygulama, gerçekten bu tür suçları işlemiş, işlemekte olan ve işlemekte ısrar eden, Allah, insanlık ve devlet tanımaz tiplere uygulanacak sadece, kaçış ve geri dönüş olmayacak. Onun için adalet çok sıkı takip edilmek zorunda, bir hata olmaması için!! Yarın bi mucize olurda bir şekilde başa gelirsem bunu uygulamak için çalışacağımdan kimsenin şüphesi olmasın!!!



    Hitleeerrr ! Annen çağırıyooorr !

    Senin başa geçmen gerçekten mucize olurdu ya, devletin başındakiler doğru dürüsat çalışsalar, böyle şeyler ne olur ne de biz böyle aşırı duygusal olmak ve konuşmak zorunda kalırdık..!



    Gül bakalım, kız bakalım..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: sight

    quote:

    Orjinalden alıntı: dinsiz_imansız

    quote:

    Orjinalden alıntı: sight

    Bu yazacaklarımı kızgınlıkla falan yazmıyorum, gayet bilincli ve planlı bir şekilde gelişen fikrim var, Türkiyede özel gizli bir güzenlik örgütü kurulması lazım, bu örgüte bağlı, Türkiye nin gizli bir yerinde bir kamp kurulmalı. Bu kampa , Tüm Türkiyeden, teröristler (ideolojik kökeni ne olursa olsun, ayrım yapmadan), kapkaççılar, mafya babaları, mafya babalarına özenip öylelerinin köpeği olmayı benimsemiş ayak takımı, tecavüzcüler, katiller, psikopat ve sadistler, tüm uyuşturucu satıcıları, hortumcular ve bunlar gibi türevlerin tamamını toplayıp geceleri gizlice trenlerle sevkedilecek. Burada bunlar ikinci gün beklenmeden gaz odalarında topluca yokedilecek, cesetleri gizlice yakılacak veya gizli bölgelere gömülecek. Bu uygulama, gerçekten bu tür suçları işlemiş, işlemekte olan ve işlemekte ısrar eden, Allah, insanlık ve devlet tanımaz tiplere uygulanacak sadece, kaçış ve geri dönüş olmayacak. Onun için adalet çok sıkı takip edilmek zorunda, bir hata olmaması için!! Yarın bi mucize olurda bir şekilde başa gelirsem bunu uygulamak için çalışacağımdan kimsenin şüphesi olmasın!!!



    Hitleeerrr ! Annen çağırıyooorr !

    Senin başa geçmen gerçekten mucize olurdu ya, devletin başındakiler doğru dürüsat çalışsalar, böyle şeyler ne olur ne de biz böyle aşırı duygusal olmak ve konuşmak zorunda kalırdık..!



    Gül bakalım, kız bakalım..

    Alıntıları Göster
    öyle bir tim çok riskli çünkü çalışan "ajan"lardan teki açık verirse devletin başına açılcak avrupa ülkeleri belası kötü olur... eh başbakanımız da AB için g... verceğinden zaten imkansız. adamlar tek sorun AB ye girmek sanıyorlar...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: N. Flamel

    öyle bir tim çok riskli çünkü çalışan "ajan"lardan teki açık verirse devletin başına açılcak avrupa ülkeleri belası kötü olur... eh başbakanımız da AB için g... verceğinden zaten imkansız. adamlar tek sorun AB ye girmek sanıyorlar...

    Alıntıları Göster
    Alıntıdır lütfen okuyun!


    Fıkralara sık sık konu olur;balık hafızası;.Denir ki,balıklar birkaç saniyede unutur gördüğünü,yaşadığını,bu yüzden balıklarda;bunu yaşamıştım ve bana zararı olmuştu o yüzden bir daha yapmayayım; mevhumu yoktur...Mesela kişioğlu bir sokaktan geçerken 10 tane köpeğin saldırısına uğrasa,bir dahaki sefere o sokağın başına geldiğinde düşünürgeçeyim mi geçmeyeyim mi diye. Ama balıklarda bu yoktur denir. Kısmen doğrudur,fakat tamamiyle değil,zaten konumuz bu da değil.Sadece dalga geçtiğimiz güldüğümüz bu mevhumun bizim bünyemizde ne kadar yer tuttuğunu göstermektir.Ortalama bir Türk gencini ele alalım.Burada ortalamadan kasıt Türkçülerin idealindeki Türk genci değil,mevcut kişioğludur.Bu,kesin bir takım taraftarıdır,bağlı olduğu belli değerler vardır,hayata yırtmak için bakar,fakat milliyetçidir,eğer safkan Türk ise kürd düşmanıdır,aktif olmasa bile bu hain topluluğun kendi geleceğini,namusunu ipotek altına aldığının farkındadır.ve ki bazısı yağı görünce savaşır. Şimdi,aklımıza geldi bugün ki gazeteleri okurken,aslında hiç unutmamamıza rağmen,sadece dondurmuştuk,kişioğullarına da hatırlatalım dedik. Yıllar önce,anaokulu öğretmeni Serpil vardı.Birde anası vardı.Babasızlığın ne demek olduğunu bildikleri İstanbul arenasında ekmeklerini taştan çıkarıyorlar,kimseye muhtaç olmadan geçinip gidiyorlardı.Kimseye zararları yoktu.Ekmeğin aslanın midesinde olduğu İstanbul çukurunda yaşam mücadelesi veriyorlardı Serpil öğretmen ve annesi anaokulu öğretmenliği sıfatlı işini bulunca nasıl da sevinmişti kim bilir Serpil öğretmen hangimizin en azından bir akrabası kreş,yuva,anaokuluna gitmez de orada sımsıcak can mı can bir Türk kızı görmeyiz?Görürüz görmesine de,başlarına gelenleri okuduğumuzda kendimize,kendi kızlarımıza kız kardeşlerimize yapılmış gibi tepki gösterir miyiz? Hatırlamayanları da unutmadık! Bundan yaklaşık 8 sene önce Ümraniye bir yakınları onları düğüne çağırmıştı.Kim bilir belki de Türk geleneklerinde adet olduğu üzere hayat mücadelesine müşterek atılan iki kişi için bir yardım olacaktı takacakları çeyrek altın da,onun için çağırılmışlardı.Belki kız tarafıydılar da erkek tarafından altta kalmamak için güzeller güzeli Türk kızı Serpil Öğretmeni çağırıyordu düğüne yakını,biraz da bak bu pırıl pırıl kız benim akrabam demek için. Onlar da adeti yerine getirmek adına çıktılar düğün yerine doğru Ümraniyedeki evlerinden.. Sadece onlar değildi evlerinden çıkan..O sırada hırsızlık,yani başkasının malını çalmak suçundan girdiği cezaevinden çıkan kürd ve arkadaşları da dışarıdaydı. Hırsız arkadaşları kendi deyimiyle anırdı . İçeride kurudum, bana karı bulun! Hemen bir araba buldular ve içeriden çıkan arkadaşlarının kuruluğunu dindirmek için aramaya koyuldular.Aslında hedefleri illaki bir anaokulu öğretmeni değildi,annesi de değildi.Yani o sırada bu satırları şu anda okuyanların kız kardeşleri ve anneleri de bu kürdlerin yolları üzerinde olabilirdi.Ama şanslıydı bu satırları okuyanlar şu anda.Zira başarı veya şans dediğin nedir?Başkalarının başarısızlığı senin başarın veya başkalarının şanssızlığı senin şansın değil mi? Zaten Atsız atanın da dediği gibi kanun dediğin beş telli bir saz değil mi? Karı bulmak için turlarken kürd enikleri birden Serpil öğretmen ile annesini gördüler yolda yürürken,kim bilir belki de yol paraları yoktu, zaten yakın yürürüz oraya kadar demişti Serpil öğretmen ve annesi. Arabayı onların yanında durdurdular ve ikisini de yaka paça aracın içine bindirip ormana götürdüler.Hani şu artık bilumum sitelerin kurulduğu,bilmem ne kentlerin inşa edildiği çekmeköy bölgesindeki ormanlara. Önce yaşlı kadının ırzına geçildi. Daha sonra Serpil öğretmenin. Hanım Yeşilyurt ve Serpil Yeşilyurt.Kimbilir belki de sevdiği vardı Serpil Yeşilyurdun da o da sırasını bekliyordu dünya evine girmek için,doğacak çocuklarının hayalini kuruyordu. Ama sırasını beklediği şey olmadı Serpil öğretmenin,başkaları onu sıraya koymuştu. Annesine gözlerinin önünde edilen tecavüzü seyretti Serpil öğretmen sıranın kendisine geleceğinin belki farkında olara belki olamayarak. Sadece tecavüz değil,annesine defalarca bıçaklar saplandı,gırtlağı kesildi Serpil öğretmenin. Buradan umuyoruz ki,korkudan,acıdan düşüp bayılmıştır da başına gelecekleri yaşamamıştır Serpil Hoca. Zira onun başına gelecekler çok daha fazlasıydı. Hani kesinlikle kendi yakınlarımız için bişey olmaz dediğimiz türden,hayal bile edemeyeceğimiz türden Serpil öğretmene gelince sıra,onunda defalarca ırzına geçildi kürd enikleri tarafından.Ama bu kadar kolay olmayacaktı ölümü onun,kürdler kararlıydı. Namusu kirletildikten sonra meme uçları jiletle kesildi Serpil Öğretmenin. Daha sonra da tüm memeleri kesilip ormana atıldı..Ama ölmemişti,ölmesi gerekiyordu... Ve gözlerini jiletle oydular Serpil öğretmenin,gözlerini;o her şeye şahit olan gözlerini oyarak dışarı çıkardılar yuvalarından kızımızın, o güzel gözlerini. Ve Arabalarına binip sanki mangal sefasından döner gibi yollarına devam ettiler arkalarında iki ceset bıraktıklarını sanarak. Ancak o Türk anası ölmemişti,bu vahşete dayanamayan kızının canhıraş haykırmalarını hissederek yaşamıştı Hanım Yeşilyurt. Daha sonra Tanrının yardımıyla kurtulan Hanım Yeşilyurt bu canavarları teşhis edecek ve yakalanmalarını sağlayacaktı.Tabi hikayemiz burada başlıyor. Bu canavarlar yakalandığında başta pkk tarafından finansal destek sağlandığı iddia edilen leman dergisi,radikal gazetesi ve diğer kürdofil yazılı medya bunlara destek çıkıyordu,zira halkımız yani Türk halkı bunlara kin kusuyor hemen idam edilmeleri isteniyordu.Bunun üzerine avukatlık rolüne başlayan satılmış etnik özürlüler hemen feryada başladılar: “Bu çocuklar geçim sıkıntısı yüzünden bu haldeler,onları yargısız infaz yapmayın. Asıl suçlu biziz,bu çocukları biz bu hale getirdik. Bu çocuklar zavallı,paraları yok çok yoksular. Bu çocuklar dışlanmışlar toplum tarafından,acıyın onlara. Peki ya sahipsiz Serpil Öğretmen ve annesine kim acıyacaktı?Yok!Onlar yokolsundu,bu zavallı sahipsiz fakir güneydoğulu eğitimsiz kürdlerin önüne çıkmasalardı. Zaten neden öldüler,keşke ölmeselerdi,ölmeselerdi de bu çocuklar rehabilite edilseydi,aslında Serpil öğretmeni mezarından çıkarıp cezalandırmak lazımdı. Evet,feryatlar böylesine pompalanıyordu işte. Ve ne yazık ki milletimizin bir kısmı da bu pompalara kapak açıyordu. Biz Türkçüler olarak her zamanki iddialarımızı sürdürüyorduk,elimizde bir kanıt olmadan.Bu vahşetin mayada gizli olduğunu,bu çocukların kürdlüklerini yerine getirdiklerini söylüyorduk. Ve haklı çıktık. Bu vahşilerin bir tanesi Bitlisli bir kürd kasabın oğlu,bir tanesi yine bir kürdün oğlu ve babası minibüs hattı sahibiydi.Hepsinin ailesi Ümraniyenin en merkezi yerlerinde dükkan ve işletme sahiydiler. Peki ne oldu? Neden sustular?Hani bunlar fakirlerin çocuklarıydı da onun için bunları yapmışlardı?Sanki maddi durumlarının kötü olması yukarıda anlattıklarımızın yapılmasını meşru kılarmış gibi. Maya,sadece ekmeğe çalınan madde değildir ey okuyucu,değildir. Sen daha afyonlanmalara devam ederken ben bu yazıyı sinirden ellerim titreyerek yazıyorum. Türk-kürd kardeştir öyle mi?Bizleri dış mihraklar birbirimize düşürüyor öyle mi? Peki dış mihraklar mı bu kürdlere meme uçları nasıl kesilir,70 yaşındaki kadının ırzına nasıl geçilir diye öğretiyorlar?Ya, bu eniğin babası o minibüs hattını nasıl aldı acaba?Herhalde sıcak para getiren bu işi önceki sahibi sıkılıp bırakmıştır,ne dersiniz? Heyhat bu nasıl oldu? Nasıl geldik buraya?Nereden nereye Gazete okudum ben internetten bugün Sizde okuyun,işte bağlantısı:http://www.vatanim.com/root.vatan?exec=haberdetay&tarih=19.06.2005&Newsid=55537&Categoryid=1 Belki açamayan olur ne yazdığınıda göstereyim: İşkence yaptılar, tecavüz ettiler, defalarca bıçaklayıp öldürdüler 7 yıl yatıp çıktılar Ümraniye'de hafızalardan silinmeyen "tinercilerin Serpil öğretmeni vahşice katletmesi" olayının failleri artık aramızda! 75'er yıl hapse mahkum olan ve 7 yıldır hapiste bulunan tinercilerden 4'ü yeni TCK'dan faydalanmak için başvurdu. Mahkeme "Yeni TCK'daki lehteki hükümler uygulandığında sanıkların yeteri kadar hapis yatmış olabilecekleri ihtimaline karşılık" mağdur olmamaları için tahliye kararı verdi. Hapisteki diğer 4 tinerci de başvurursa serbest kalacak 19.06.2005 Serpil Yeşilyurt, 20 yaşındaydı... Çocukları çok seviyordu. Anaokulu öğretmenliğini seçmişti kendine meslek olarak. Annesi Hanım Yeşilyurt'la birlikte oturuyorlardı. 1998 yılının 5 Ekim akşamı, yakında oturan bir akrabanın kına gecesine gitmek üzere evden çıkmışlardı. Yolda yürürlerken bir otomobil durdu yanlarında. Serpil ile annesi şaşkınlık içinde ne olup bittiğini anlamaya çalışırken, araçtan inenler onları yaka-paça otomobile bindirdiler. Zorbalar genç öğretmenin başına bira şişesiyle vurup bayılttılar. Annesinin de gözlerini bağladılar. Ormanda sırayla tecavüz ettiler Ümraniye Çekmeköy'deki ormanlık alanda durdu araba. Anne Hanım Yeşilyurt, önce dövüldü, sonra tecavüze uğradı, ardından defalarca bıçaklandı ve boğazı kesildi. Onun öldüğünü sanan saldırganlar, yeni yeni kendine gelen Serpil Yeşilyurt'a yöneldi. O bağırıp ağladıkça, dövmeye başladılar. Hatta aralarında, kimin önce tecavüz edeceğini bile tartıştılar. Ve kabus başladı. "Sırayla" tecavüz ettiler talihsiz öğretmene. Ardından bıçaklar inip kalkmaya başladı. Herkes seçtiği bir noktaya saplıyordu bıçağı. Biri genç kızın göğüs uçlarını kesip attı. Diğeri gözlerini oydu. Bir başkası şekiller çizdi cansız bedene. Serpil'i paramparça eden saldırganlar arabalarına atlayıp kaçtılar. Korkunç olayın üzerinden 4 gün geçtikten sonra polis zanlıları yakaladı. İ.Ç., İ. A., S. T., S. D., A. K., N. M., H. E., ve S. Ö. suçlarını itiraf ettiler. İfadelere göre hırsızlık suçundan girdiği cezaevinden 20 gün önce çıkan S.K.'nın tahliyesini kutlamışlardı! Saldırganlar, İstanbul 2 No'lu DGM'de "bir suçu saklamak için adam öldürmek, adam öldürmeye tam teşebbüs, zorla adam kaçırmak, alıkoymak, kızlık bozmak, zorla ırza geçmek ve gece silahlı gasp" suçlarından 75'er yıla mahkum edildiler. 75'er yıl hapis cezası önce 36 yıla indi Ancak, TCK'da, hürriyeti kısıtlayıcı cezaların üst sınırının 36 yıl olması nedeniyle 8 sanık hakkındaki 75'er yıllık hapis cezası 36'şar yıl ağır hapis cezasına dönüştürüldü. İnfaz Yasası'na göre cezaevinde 14.5 yıl yatacaklardı. Aradan 3 yıl geçti ve 1 Haziran 2005'te Yeni TCK yürürlüğe girdi. 18 yaşını dolduran hükümlüler İsmail Çolak, İsmail Ayvacıoğlu, Serdar Kaçmaz ve Savaş Tüblek, yeni TCK'nın hükümlülerin lehine olabilecek maddelerinden faydalanmak için mahkemeye başvurdu. İstanbul 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi, (Eski 2 No'lu DGM), hükümlülerin yattıkları süreyi dikkate alarak "Yeni TCK'daki lehe olan maddelerin uygulanması halinde ileride mağduriyetlerine mahal verilmemesi için infazın durdurulmasına karar verilmiştir" dedi ve 4 kişiyi de tahliye etti. Bu durumda dosya tekrar incelenecek, lehteki indirim hesaplanacak ve hükümlülerin serbest mi kalacağı ya da daha ne kadar yatacakları ona göre tespit edilecek. Savcı: Hangi maddeye göre serbest kaldılar? 4 mahkumun Tahliye gerekçesini yerinde bulmayan mahkeme Savcısı Zekeriya Öz ise, hükümlülerin lehine uygulanacak Yeni TCK'daki maddelerin neler olduğunun belli olmadığını gerekçe göstererek bir üst mahkeme olan İstanbul 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne, hükümlülerin yeniden tutuklanması için itirazda bulundu. İşte bunları okudum ben bugün,8 sene öncesinin anıları nefreti kini canlandı gözümde…Daha sonra bu kini alevlendirdim şunu da okuyarak. Bilmem sen ne dersin ey Türk evladı???? Yusuf Kulca sokak çocukları derneği başkanı da diyor ki; bizim derneğimize yapılan bağışlar kesildi de o yüzden bu çocukların suçlarının sayısı arttı.Yani demek istiyor ki siz bize para verseydiniz,bizlerde bu paraları,babası kasap,esnaf,minibüs hattı sahibi olan bu çocuklara verecektik,ayrıca sizlerin vergilerinizden kesilen paralarla biz bu kürdlere yardım edecektim işte o zaman Serpil öğretmenin memelerini kesmeyeceklerdi. Herneyse. Hepinize geçmiş olsun..Artık bu çocuklar aranızda aman özellikle kürde kardeş diyenler dikkat edin,yakınlarınıza salık verin,sağdan yürüsünler… Bize bu yazıyı pazar pazar yazdıran sizlere ve sizin gibi afyon yutmuş kardeşlik bağımlılarına da lanet olsun. Serpil öğretmenin ruhu aramızda dolaşıyor...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: GRKMKZN

    tüylerim diken diken oldu.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: GÖRKEMKAZAN

    tüylerim diken diken oldu.



    benimde


    allah serpil öğretmein annesine kuvvet versin ya
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Teknode

    quote:

    Orjinalden alıntı: GÖRKEMKAZAN

    tüylerim diken diken oldu.



    benimde


    allah serpil öğretmein annesine kuvvet versin ya

    Alıntıları Göster
    OLMAZ OLSUN BÖYLE MİLLETDE, DEVLETTE. ( TÜRKLERDEN BAHSEDİYORUM )
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yeni Türkü

    OLMAZ OLSUN BÖYLE MİLLETDE, DEVLETTE. ( TÜRKLERDEN BAHSEDİYORUM )

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: Yeni Türkü

    OLMAZ OLSUN BÖYLE MİLLETDE, DEVLETTE. ( TÜRKLERDEN BAHSEDİYORUM )


    ne demek bu
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cehennemden_Cennete

    quote:

    Orjinalden alıntı: Yeni Türkü

    OLMAZ OLSUN BÖYLE MİLLETDE, DEVLETTE. ( TÜRKLERDEN BAHSEDİYORUM )


    ne demek bu

    Alıntıları Göster
    ÖZ ELEŞTİRİ.

    SATILMIŞLIK SEZDİM.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yeni Türkü

    ÖZ ELEŞTİRİ.

    SATILMIŞLIK SEZDİM.

    Alıntıları Göster
    İ.Ç., İ. A., S. T., S. D., A. K., N. M., H. E., ve S. Ö.
    HEpsinin Allah Belasını Versin




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cehennemden_Cennete

    quote:

    Orjinalden alıntı: Yeni Türkü

    OLMAZ OLSUN BÖYLE MİLLETDE, DEVLETTE. ( TÜRKLERDEN BAHSEDİYORUM )


    ne demek bu

    Alıntıları Göster
    Geçenlerde İstanbulda bi halk otobüsündeydm okula gidiodm.Çok kalabalıktı ve en önde birden adamın biri bi gence ölümüne yumruk vurmaya başladı.Yanındakiler kızlar fln hepsi bağırışıyo.Çocuğun ağzı burnu kan.Kapkaççı olduğu söylenen genç ve yaşlı bi adamın cebinden tam parasını çalacakken başka bi adam farketmiş ve vuranda oydu.Kızın üzerine kan gelio die bide korktuğundan vurma diye bağırıyodu.Sonra otobüste herkez yeter bilader vurma diye çıkıştı adama.Bende (malesef) biraz daha vursa bağıracaktım(çünkü kapkaççı olup olmadığını bilemiosun,hırsızlık yapmış olsa bile belki hayatında gerçekten ilk defa yapan muhtaç biri olabileceğini düşündüm).
    Neyse bi adam başladı vuran kişiyi desteklemeye ,bunu görünce dahada sinirlenmiştim.Nasıl böyle bi şiddete ortak olabiliyor diye.Bi ara adam durdu,bi yandan da böle kapkaççıları cezalandırmazsak yarın hepimizin başına gelecek deyip,genci zaten sıkıştırmıştı gene yumrukla kafasına vuruyodu.Otobüsteki tepkilere dayanamayan adam sonra otobüsü durdurdu.Kapkaççıyı dışarıya attı.Herifin parmağını sallayıp bi küfretmesi tehdit etmesi vardıki o anda bütün otobüs şok ve mahçup durumda kaldı.Adam "siz daha koruyun bu pislikleri hiçbiriniz akıllanmamışsınız" tazında bişeyler söyledi.İşte toplum bilinci gelişmiş bir insan örneği.Az bile yaptı keşke komaya soksaydı diyorum.
    Olayı anlattığım çoğu kimse şiddet ,insan hakları vs. muabbeti yapıp kapkaççıyı korudu sanki.Karar sizin ne düşüneceğinize karışamam ama ben heleki bu yukardaki olaydaki tiplerin acilen yakalanıp halk tarafından büyük bir topluluğun önünde kuma gömülüp taşlanarak öldürülmesini yada buna benzer ibret verici bir cezayla öldürülmeleri gerektiğini düşünüorm.Keşke elimden birşey gelse..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: alprens

    Geçenlerde İstanbulda bi halk otobüsündeydm okula gidiodm.Çok kalabalıktı ve en önde birden adamın biri bi gence ölümüne yumruk vurmaya başladı.Yanındakiler kızlar fln hepsi bağırışıyo.Çocuğun ağzı burnu kan.Kapkaççı olduğu söylenen genç ve yaşlı bi adamın cebinden tam parasını çalacakken başka bi adam farketmiş ve vuranda oydu.Kızın üzerine kan gelio die bide korktuğundan vurma diye bağırıyodu.Sonra otobüste herkez yeter bilader vurma diye çıkıştı adama.Bende (malesef) biraz daha vursa bağıracaktım(çünkü kapkaççı olup olmadığını bilemiosun,hırsızlık yapmış olsa bile belki hayatında gerçekten ilk defa yapan muhtaç biri olabileceğini düşündüm).
    Neyse bi adam başladı vuran kişiyi desteklemeye ,bunu görünce dahada sinirlenmiştim.Nasıl böyle bi şiddete ortak olabiliyor diye.Bi ara adam durdu,bi yandan da böle kapkaççıları cezalandırmazsak yarın hepimizin başına gelecek deyip,genci zaten sıkıştırmıştı gene yumrukla kafasına vuruyodu.Otobüsteki tepkilere dayanamayan adam sonra otobüsü durdurdu.Kapkaççıyı dışarıya attı.Herifin parmağını sallayıp bi küfretmesi tehdit etmesi vardıki o anda bütün otobüs şok ve mahçup durumda kaldı.Adam "siz daha koruyun bu pislikleri hiçbiriniz akıllanmamışsınız" tazında bişeyler söyledi.İşte toplum bilinci gelişmiş bir insan örneği.Az bile yaptı keşke komaya soksaydı diyorum.
    Olayı anlattığım çoğu kimse şiddet ,insan hakları vs. muabbeti yapıp kapkaççıyı korudu sanki.Karar sizin ne düşüneceğinize karışamam ama ben heleki bu yukardaki olaydaki tiplerin acilen yakalanıp halk tarafından büyük bir topluluğun önünde kuma gömülüp taşlanarak öldürülmesini yada buna benzer ibret verici bir cezayla öldürülmeleri gerektiğini düşünüorm.Keşke elimden birşey gelse..

    Alıntıları Göster
    helal amerika boyle bir durumu bırakın buna benzer en ufak bir olayda bile hicbir ulkeyi dunyayı dinlemeden idam edebiliyorlar bizmi ? helal onlara ne deyim adam gibi adamlar biraz ornek almak gerek sadece bunu ama suc ve ceza bakınız Türkiye




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Özgürkan911

    Alıntıdır lütfen okuyun!


    Fıkralara sık sık konu olur;balık hafızası;.Denir ki,balıklar birkaç saniyede unutur gördüğünü,yaşadığını,bu yüzden balıklarda;bunu yaşamıştım ve bana zararı olmuştu o yüzden bir daha yapmayayım; mevhumu yoktur...Mesela kişioğlu bir sokaktan geçerken 10 tane köpeğin saldırısına uğrasa,bir dahaki sefere o sokağın başına geldiğinde düşünürgeçeyim mi geçmeyeyim mi diye. Ama balıklarda bu yoktur denir. Kısmen doğrudur,fakat tamamiyle değil,zaten konumuz bu da değil.Sadece dalga geçtiğimiz güldüğümüz bu mevhumun bizim bünyemizde ne kadar yer tuttuğunu göstermektir.Ortalama bir Türk gencini ele alalım.Burada ortalamadan kasıt Türkçülerin idealindeki Türk genci değil,mevcut kişioğludur.Bu,kesin bir takım taraftarıdır,bağlı olduğu belli değerler vardır,hayata yırtmak için bakar,fakat milliyetçidir,eğer safkan Türk ise kürd düşmanıdır,aktif olmasa bile bu hain topluluğun kendi geleceğini,namusunu ipotek altına aldığının farkındadır.ve ki bazısı yağı görünce savaşır. Şimdi,aklımıza geldi bugün ki gazeteleri okurken,aslında hiç unutmamamıza rağmen,sadece dondurmuştuk,kişioğullarına da hatırlatalım dedik. Yıllar önce,anaokulu öğretmeni Serpil vardı.Birde anası vardı.Babasızlığın ne demek olduğunu bildikleri İstanbul arenasında ekmeklerini taştan çıkarıyorlar,kimseye muhtaç olmadan geçinip gidiyorlardı.Kimseye zararları yoktu.Ekmeğin aslanın midesinde olduğu İstanbul çukurunda yaşam mücadelesi veriyorlardı Serpil öğretmen ve annesi anaokulu öğretmenliği sıfatlı işini bulunca nasıl da sevinmişti kim bilir Serpil öğretmen hangimizin en azından bir akrabası kreş,yuva,anaokuluna gitmez de orada sımsıcak can mı can bir Türk kızı görmeyiz?Görürüz görmesine de,başlarına gelenleri okuduğumuzda kendimize,kendi kızlarımıza kız kardeşlerimize yapılmış gibi tepki gösterir miyiz? Hatırlamayanları da unutmadık! Bundan yaklaşık 8 sene önce Ümraniye bir yakınları onları düğüne çağırmıştı.Kim bilir belki de Türk geleneklerinde adet olduğu üzere hayat mücadelesine müşterek atılan iki kişi için bir yardım olacaktı takacakları çeyrek altın da,onun için çağırılmışlardı.Belki kız tarafıydılar da erkek tarafından altta kalmamak için güzeller güzeli Türk kızı Serpil Öğretmeni çağırıyordu düğüne yakını,biraz da bak bu pırıl pırıl kız benim akrabam demek için. Onlar da adeti yerine getirmek adına çıktılar düğün yerine doğru Ümraniyedeki evlerinden.. Sadece onlar değildi evlerinden çıkan..O sırada hırsızlık,yani başkasının malını çalmak suçundan girdiği cezaevinden çıkan kürd ve arkadaşları da dışarıdaydı. Hırsız arkadaşları kendi deyimiyle anırdı . İçeride kurudum, bana karı bulun! Hemen bir araba buldular ve içeriden çıkan arkadaşlarının kuruluğunu dindirmek için aramaya koyuldular.Aslında hedefleri illaki bir anaokulu öğretmeni değildi,annesi de değildi.Yani o sırada bu satırları şu anda okuyanların kız kardeşleri ve anneleri de bu kürdlerin yolları üzerinde olabilirdi.Ama şanslıydı bu satırları okuyanlar şu anda.Zira başarı veya şans dediğin nedir?Başkalarının başarısızlığı senin başarın veya başkalarının şanssızlığı senin şansın değil mi? Zaten Atsız atanın da dediği gibi kanun dediğin beş telli bir saz değil mi? Karı bulmak için turlarken kürd enikleri birden Serpil öğretmen ile annesini gördüler yolda yürürken,kim bilir belki de yol paraları yoktu, zaten yakın yürürüz oraya kadar demişti Serpil öğretmen ve annesi. Arabayı onların yanında durdurdular ve ikisini de yaka paça aracın içine bindirip ormana götürdüler.Hani şu artık bilumum sitelerin kurulduğu,bilmem ne kentlerin inşa edildiği çekmeköy bölgesindeki ormanlara. Önce yaşlı kadının ırzına geçildi. Daha sonra Serpil öğretmenin. Hanım Yeşilyurt ve Serpil Yeşilyurt.Kimbilir belki de sevdiği vardı Serpil Yeşilyurdun da o da sırasını bekliyordu dünya evine girmek için,doğacak çocuklarının hayalini kuruyordu. Ama sırasını beklediği şey olmadı Serpil öğretmenin,başkaları onu sıraya koymuştu. Annesine gözlerinin önünde edilen tecavüzü seyretti Serpil öğretmen sıranın kendisine geleceğinin belki farkında olara belki olamayarak. Sadece tecavüz değil,annesine defalarca bıçaklar saplandı,gırtlağı kesildi Serpil öğretmenin. Buradan umuyoruz ki,korkudan,acıdan düşüp bayılmıştır da başına gelecekleri yaşamamıştır Serpil Hoca. Zira onun başına gelecekler çok daha fazlasıydı. Hani kesinlikle kendi yakınlarımız için bişey olmaz dediğimiz türden,hayal bile edemeyeceğimiz türden Serpil öğretmene gelince sıra,onunda defalarca ırzına geçildi kürd enikleri tarafından.Ama bu kadar kolay olmayacaktı ölümü onun,kürdler kararlıydı. Namusu kirletildikten sonra meme uçları jiletle kesildi Serpil Öğretmenin. Daha sonra da tüm memeleri kesilip ormana atıldı..Ama ölmemişti,ölmesi gerekiyordu... Ve gözlerini jiletle oydular Serpil öğretmenin,gözlerini;o her şeye şahit olan gözlerini oyarak dışarı çıkardılar yuvalarından kızımızın, o güzel gözlerini. Ve Arabalarına binip sanki mangal sefasından döner gibi yollarına devam ettiler arkalarında iki ceset bıraktıklarını sanarak. Ancak o Türk anası ölmemişti,bu vahşete dayanamayan kızının canhıraş haykırmalarını hissederek yaşamıştı Hanım Yeşilyurt. Daha sonra Tanrının yardımıyla kurtulan Hanım Yeşilyurt bu canavarları teşhis edecek ve yakalanmalarını sağlayacaktı.Tabi hikayemiz burada başlıyor. Bu canavarlar yakalandığında başta pkk tarafından finansal destek sağlandığı iddia edilen leman dergisi,radikal gazetesi ve diğer kürdofil yazılı medya bunlara destek çıkıyordu,zira halkımız yani Türk halkı bunlara kin kusuyor hemen idam edilmeleri isteniyordu.Bunun üzerine avukatlık rolüne başlayan satılmış etnik özürlüler hemen feryada başladılar: “Bu çocuklar geçim sıkıntısı yüzünden bu haldeler,onları yargısız infaz yapmayın. Asıl suçlu biziz,bu çocukları biz bu hale getirdik. Bu çocuklar zavallı,paraları yok çok yoksular. Bu çocuklar dışlanmışlar toplum tarafından,acıyın onlara. Peki ya sahipsiz Serpil Öğretmen ve annesine kim acıyacaktı?Yok!Onlar yokolsundu,bu zavallı sahipsiz fakir güneydoğulu eğitimsiz kürdlerin önüne çıkmasalardı. Zaten neden öldüler,keşke ölmeselerdi,ölmeselerdi de bu çocuklar rehabilite edilseydi,aslında Serpil öğretmeni mezarından çıkarıp cezalandırmak lazımdı. Evet,feryatlar böylesine pompalanıyordu işte. Ve ne yazık ki milletimizin bir kısmı da bu pompalara kapak açıyordu. Biz Türkçüler olarak her zamanki iddialarımızı sürdürüyorduk,elimizde bir kanıt olmadan.Bu vahşetin mayada gizli olduğunu,bu çocukların kürdlüklerini yerine getirdiklerini söylüyorduk. Ve haklı çıktık. Bu vahşilerin bir tanesi Bitlisli bir kürd kasabın oğlu,bir tanesi yine bir kürdün oğlu ve babası minibüs hattı sahibiydi.Hepsinin ailesi Ümraniyenin en merkezi yerlerinde dükkan ve işletme sahiydiler. Peki ne oldu? Neden sustular?Hani bunlar fakirlerin çocuklarıydı da onun için bunları yapmışlardı?Sanki maddi durumlarının kötü olması yukarıda anlattıklarımızın yapılmasını meşru kılarmış gibi. Maya,sadece ekmeğe çalınan madde değildir ey okuyucu,değildir. Sen daha afyonlanmalara devam ederken ben bu yazıyı sinirden ellerim titreyerek yazıyorum. Türk-kürd kardeştir öyle mi?Bizleri dış mihraklar birbirimize düşürüyor öyle mi? Peki dış mihraklar mı bu kürdlere meme uçları nasıl kesilir,70 yaşındaki kadının ırzına nasıl geçilir diye öğretiyorlar?Ya, bu eniğin babası o minibüs hattını nasıl aldı acaba?Herhalde sıcak para getiren bu işi önceki sahibi sıkılıp bırakmıştır,ne dersiniz? Heyhat bu nasıl oldu? Nasıl geldik buraya?Nereden nereye Gazete okudum ben internetten bugün Sizde okuyun,işte bağlantısı:http://www.vatanim.com/root.vatan?exec=haberdetay&tarih=19.06.2005&Newsid=55537&Categoryid=1 Belki açamayan olur ne yazdığınıda göstereyim: İşkence yaptılar, tecavüz ettiler, defalarca bıçaklayıp öldürdüler 7 yıl yatıp çıktılar Ümraniye'de hafızalardan silinmeyen "tinercilerin Serpil öğretmeni vahşice katletmesi" olayının failleri artık aramızda! 75'er yıl hapse mahkum olan ve 7 yıldır hapiste bulunan tinercilerden 4'ü yeni TCK'dan faydalanmak için başvurdu. Mahkeme "Yeni TCK'daki lehteki hükümler uygulandığında sanıkların yeteri kadar hapis yatmış olabilecekleri ihtimaline karşılık" mağdur olmamaları için tahliye kararı verdi. Hapisteki diğer 4 tinerci de başvurursa serbest kalacak 19.06.2005 Serpil Yeşilyurt, 20 yaşındaydı... Çocukları çok seviyordu. Anaokulu öğretmenliğini seçmişti kendine meslek olarak. Annesi Hanım Yeşilyurt'la birlikte oturuyorlardı. 1998 yılının 5 Ekim akşamı, yakında oturan bir akrabanın kına gecesine gitmek üzere evden çıkmışlardı. Yolda yürürlerken bir otomobil durdu yanlarında. Serpil ile annesi şaşkınlık içinde ne olup bittiğini anlamaya çalışırken, araçtan inenler onları yaka-paça otomobile bindirdiler. Zorbalar genç öğretmenin başına bira şişesiyle vurup bayılttılar. Annesinin de gözlerini bağladılar. Ormanda sırayla tecavüz ettiler Ümraniye Çekmeköy'deki ormanlık alanda durdu araba. Anne Hanım Yeşilyurt, önce dövüldü, sonra tecavüze uğradı, ardından defalarca bıçaklandı ve boğazı kesildi. Onun öldüğünü sanan saldırganlar, yeni yeni kendine gelen Serpil Yeşilyurt'a yöneldi. O bağırıp ağladıkça, dövmeye başladılar. Hatta aralarında, kimin önce tecavüz edeceğini bile tartıştılar. Ve kabus başladı. "Sırayla" tecavüz ettiler talihsiz öğretmene. Ardından bıçaklar inip kalkmaya başladı. Herkes seçtiği bir noktaya saplıyordu bıçağı. Biri genç kızın göğüs uçlarını kesip attı. Diğeri gözlerini oydu. Bir başkası şekiller çizdi cansız bedene. Serpil'i paramparça eden saldırganlar arabalarına atlayıp kaçtılar. Korkunç olayın üzerinden 4 gün geçtikten sonra polis zanlıları yakaladı. İ.Ç., İ. A., S. T., S. D., A. K., N. M., H. E., ve S. Ö. suçlarını itiraf ettiler. İfadelere göre hırsızlık suçundan girdiği cezaevinden 20 gün önce çıkan S.K.'nın tahliyesini kutlamışlardı! Saldırganlar, İstanbul 2 No'lu DGM'de "bir suçu saklamak için adam öldürmek, adam öldürmeye tam teşebbüs, zorla adam kaçırmak, alıkoymak, kızlık bozmak, zorla ırza geçmek ve gece silahlı gasp" suçlarından 75'er yıla mahkum edildiler. 75'er yıl hapis cezası önce 36 yıla indi Ancak, TCK'da, hürriyeti kısıtlayıcı cezaların üst sınırının 36 yıl olması nedeniyle 8 sanık hakkındaki 75'er yıllık hapis cezası 36'şar yıl ağır hapis cezasına dönüştürüldü. İnfaz Yasası'na göre cezaevinde 14.5 yıl yatacaklardı. Aradan 3 yıl geçti ve 1 Haziran 2005'te Yeni TCK yürürlüğe girdi. 18 yaşını dolduran hükümlüler İsmail Çolak, İsmail Ayvacıoğlu, Serdar Kaçmaz ve Savaş Tüblek, yeni TCK'nın hükümlülerin lehine olabilecek maddelerinden faydalanmak için mahkemeye başvurdu. İstanbul 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi, (Eski 2 No'lu DGM), hükümlülerin yattıkları süreyi dikkate alarak "Yeni TCK'daki lehe olan maddelerin uygulanması halinde ileride mağduriyetlerine mahal verilmemesi için infazın durdurulmasına karar verilmiştir" dedi ve 4 kişiyi de tahliye etti. Bu durumda dosya tekrar incelenecek, lehteki indirim hesaplanacak ve hükümlülerin serbest mi kalacağı ya da daha ne kadar yatacakları ona göre tespit edilecek. Savcı: Hangi maddeye göre serbest kaldılar? 4 mahkumun Tahliye gerekçesini yerinde bulmayan mahkeme Savcısı Zekeriya Öz ise, hükümlülerin lehine uygulanacak Yeni TCK'daki maddelerin neler olduğunun belli olmadığını gerekçe göstererek bir üst mahkeme olan İstanbul 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne, hükümlülerin yeniden tutuklanması için itirazda bulundu. İşte bunları okudum ben bugün,8 sene öncesinin anıları nefreti kini canlandı gözümde…Daha sonra bu kini alevlendirdim şunu da okuyarak. Bilmem sen ne dersin ey Türk evladı???? Yusuf Kulca sokak çocukları derneği başkanı da diyor ki; bizim derneğimize yapılan bağışlar kesildi de o yüzden bu çocukların suçlarının sayısı arttı.Yani demek istiyor ki siz bize para verseydiniz,bizlerde bu paraları,babası kasap,esnaf,minibüs hattı sahibi olan bu çocuklara verecektik,ayrıca sizlerin vergilerinizden kesilen paralarla biz bu kürdlere yardım edecektim işte o zaman Serpil öğretmenin memelerini kesmeyeceklerdi. Herneyse. Hepinize geçmiş olsun..Artık bu çocuklar aranızda aman özellikle kürde kardeş diyenler dikkat edin,yakınlarınıza salık verin,sağdan yürüsünler… Bize bu yazıyı pazar pazar yazdıran sizlere ve sizin gibi afyon yutmuş kardeşlik bağımlılarına da lanet olsun. Serpil öğretmenin ruhu aramızda dolaşıyor...

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: GurkanLee

    Alıntıdır lütfen okuyun!


    Fıkralara sık sık konu olur;balık hafızası;.Denir ki,balıklar birkaç saniyede unutur gördüğünü,yaşadığını,bu yüzden balıklarda;bunu yaşamıştım ve bana zararı olmuştu o yüzden bir daha yapmayayım; mevhumu yoktur...Mesela kişioğlu bir sokaktan geçerken 10 tane köpeğin saldırısına uğrasa,bir dahaki sefere o sokağın başına geldiğinde düşünürgeçeyim mi geçmeyeyim mi diye. Ama balıklarda bu yoktur denir. Kısmen doğrudur,fakat tamamiyle değil,zaten konumuz bu da değil.Sadece dalga geçtiğimiz güldüğümüz bu mevhumun bizim bünyemizde ne kadar yer tuttuğunu göstermektir.Ortalama bir Türk gencini ele alalım.Burada ortalamadan kasıt Türkçülerin idealindeki Türk genci değil,mevcut kişioğludur.Bu,kesin bir takım taraftarıdır,bağlı olduğu belli değerler vardır,hayata yırtmak için bakar,fakat milliyetçidir,eğer safkan Türk ise kürd düşmanıdır,aktif olmasa bile bu hain topluluğun kendi geleceğini,namusunu ipotek altına aldığının farkındadır.ve ki bazısı yağı görünce savaşır. Şimdi,aklımıza geldi bugün ki gazeteleri okurken,aslında hiç unutmamamıza rağmen,sadece dondurmuştuk,kişioğullarına da hatırlatalım dedik. Yıllar önce,anaokulu öğretmeni Serpil vardı.Birde anası vardı.Babasızlığın ne demek olduğunu bildikleri İstanbul arenasında ekmeklerini taştan çıkarıyorlar,kimseye muhtaç olmadan geçinip gidiyorlardı.Kimseye zararları yoktu.Ekmeğin aslanın midesinde olduğu İstanbul çukurunda yaşam mücadelesi veriyorlardı Serpil öğretmen ve annesi anaokulu öğretmenliği sıfatlı işini bulunca nasıl da sevinmişti kim bilir Serpil öğretmen hangimizin en azından bir akrabası kreş,yuva,anaokuluna gitmez de orada sımsıcak can mı can bir Türk kızı görmeyiz?Görürüz görmesine de,başlarına gelenleri okuduğumuzda kendimize,kendi kızlarımıza kız kardeşlerimize yapılmış gibi tepki gösterir miyiz? Hatırlamayanları da unutmadık! Bundan yaklaşık 8 sene önce Ümraniye bir yakınları onları düğüne çağırmıştı.Kim bilir belki de Türk geleneklerinde adet olduğu üzere hayat mücadelesine müşterek atılan iki kişi için bir yardım olacaktı takacakları çeyrek altın da,onun için çağırılmışlardı.Belki kız tarafıydılar da erkek tarafından altta kalmamak için güzeller güzeli Türk kızı Serpil Öğretmeni çağırıyordu düğüne yakını,biraz da bak bu pırıl pırıl kız benim akrabam demek için. Onlar da adeti yerine getirmek adına çıktılar düğün yerine doğru Ümraniyedeki evlerinden.. Sadece onlar değildi evlerinden çıkan..O sırada hırsızlık,yani başkasının malını çalmak suçundan girdiği cezaevinden çıkan kürd ve arkadaşları da dışarıdaydı. Hırsız arkadaşları kendi deyimiyle anırdı . İçeride kurudum, bana karı bulun! Hemen bir araba buldular ve içeriden çıkan arkadaşlarının kuruluğunu dindirmek için aramaya koyuldular.Aslında hedefleri illaki bir anaokulu öğretmeni değildi,annesi de değildi.Yani o sırada bu satırları şu anda okuyanların kız kardeşleri ve anneleri de bu kürdlerin yolları üzerinde olabilirdi.Ama şanslıydı bu satırları okuyanlar şu anda.Zira başarı veya şans dediğin nedir?Başkalarının başarısızlığı senin başarın veya başkalarının şanssızlığı senin şansın değil mi? Zaten Atsız atanın da dediği gibi kanun dediğin beş telli bir saz değil mi? Karı bulmak için turlarken kürd enikleri birden Serpil öğretmen ile annesini gördüler yolda yürürken,kim bilir belki de yol paraları yoktu, zaten yakın yürürüz oraya kadar demişti Serpil öğretmen ve annesi. Arabayı onların yanında durdurdular ve ikisini de yaka paça aracın içine bindirip ormana götürdüler.Hani şu artık bilumum sitelerin kurulduğu,bilmem ne kentlerin inşa edildiği çekmeköy bölgesindeki ormanlara. Önce yaşlı kadının ırzına geçildi. Daha sonra Serpil öğretmenin. Hanım Yeşilyurt ve Serpil Yeşilyurt.Kimbilir belki de sevdiği vardı Serpil Yeşilyurdun da o da sırasını bekliyordu dünya evine girmek için,doğacak çocuklarının hayalini kuruyordu. Ama sırasını beklediği şey olmadı Serpil öğretmenin,başkaları onu sıraya koymuştu. Annesine gözlerinin önünde edilen tecavüzü seyretti Serpil öğretmen sıranın kendisine geleceğinin belki farkında olara belki olamayarak. Sadece tecavüz değil,annesine defalarca bıçaklar saplandı,gırtlağı kesildi Serpil öğretmenin. Buradan umuyoruz ki,korkudan,acıdan düşüp bayılmıştır da başına gelecekleri yaşamamıştır Serpil Hoca. Zira onun başına gelecekler çok daha fazlasıydı. Hani kesinlikle kendi yakınlarımız için bişey olmaz dediğimiz türden,hayal bile edemeyeceğimiz türden Serpil öğretmene gelince sıra,onunda defalarca ırzına geçildi kürd enikleri tarafından.Ama bu kadar kolay olmayacaktı ölümü onun,kürdler kararlıydı. Namusu kirletildikten sonra meme uçları jiletle kesildi Serpil Öğretmenin. Daha sonra da tüm memeleri kesilip ormana atıldı..Ama ölmemişti,ölmesi gerekiyordu... Ve gözlerini jiletle oydular Serpil öğretmenin,gözlerini;o her şeye şahit olan gözlerini oyarak dışarı çıkardılar yuvalarından kızımızın, o güzel gözlerini. Ve Arabalarına binip sanki mangal sefasından döner gibi yollarına devam ettiler arkalarında iki ceset bıraktıklarını sanarak. Ancak o Türk anası ölmemişti,bu vahşete dayanamayan kızının canhıraş haykırmalarını hissederek yaşamıştı Hanım Yeşilyurt. Daha sonra Tanrının yardımıyla kurtulan Hanım Yeşilyurt bu canavarları teşhis edecek ve yakalanmalarını sağlayacaktı.Tabi hikayemiz burada başlıyor. Bu canavarlar yakalandığında başta pkk tarafından finansal destek sağlandığı iddia edilen leman dergisi,radikal gazetesi ve diğer kürdofil yazılı medya bunlara destek çıkıyordu,zira halkımız yani Türk halkı bunlara kin kusuyor hemen idam edilmeleri isteniyordu.Bunun üzerine avukatlık rolüne başlayan satılmış etnik özürlüler hemen feryada başladılar: “Bu çocuklar geçim sıkıntısı yüzünden bu haldeler,onları yargısız infaz yapmayın. Asıl suçlu biziz,bu çocukları biz bu hale getirdik. Bu çocuklar zavallı,paraları yok çok yoksular. Bu çocuklar dışlanmışlar toplum tarafından,acıyın onlara. Peki ya sahipsiz Serpil Öğretmen ve annesine kim acıyacaktı?Yok!Onlar yokolsundu,bu zavallı sahipsiz fakir güneydoğulu eğitimsiz kürdlerin önüne çıkmasalardı. Zaten neden öldüler,keşke ölmeselerdi,ölmeselerdi de bu çocuklar rehabilite edilseydi,aslında Serpil öğretmeni mezarından çıkarıp cezalandırmak lazımdı. Evet,feryatlar böylesine pompalanıyordu işte. Ve ne yazık ki milletimizin bir kısmı da bu pompalara kapak açıyordu. Biz Türkçüler olarak her zamanki iddialarımızı sürdürüyorduk,elimizde bir kanıt olmadan.Bu vahşetin mayada gizli olduğunu,bu çocukların kürdlüklerini yerine getirdiklerini söylüyorduk. Ve haklı çıktık. Bu vahşilerin bir tanesi Bitlisli bir kürd kasabın oğlu,bir tanesi yine bir kürdün oğlu ve babası minibüs hattı sahibiydi.Hepsinin ailesi Ümraniyenin en merkezi yerlerinde dükkan ve işletme sahiydiler. Peki ne oldu? Neden sustular?Hani bunlar fakirlerin çocuklarıydı da onun için bunları yapmışlardı?Sanki maddi durumlarının kötü olması yukarıda anlattıklarımızın yapılmasını meşru kılarmış gibi. Maya,sadece ekmeğe çalınan madde değildir ey okuyucu,değildir. Sen daha afyonlanmalara devam ederken ben bu yazıyı sinirden ellerim titreyerek yazıyorum. Türk-kürd kardeştir öyle mi?Bizleri dış mihraklar birbirimize düşürüyor öyle mi? Peki dış mihraklar mı bu kürdlere meme uçları nasıl kesilir,70 yaşındaki kadının ırzına nasıl geçilir diye öğretiyorlar?Ya, bu eniğin babası o minibüs hattını nasıl aldı acaba?Herhalde sıcak para getiren bu işi önceki sahibi sıkılıp bırakmıştır,ne dersiniz? Heyhat bu nasıl oldu? Nasıl geldik buraya?Nereden nereye Gazete okudum ben internetten bugün Sizde okuyun,işte bağlantısı:http://www.vatanim.com/root.vatan?exec=haberdetay&tarih=19.06.2005&Newsid=55537&Categoryid=1 Belki açamayan olur ne yazdığınıda göstereyim: İşkence yaptılar, tecavüz ettiler, defalarca bıçaklayıp öldürdüler 7 yıl yatıp çıktılar Ümraniye'de hafızalardan silinmeyen "tinercilerin Serpil öğretmeni vahşice katletmesi" olayının failleri artık aramızda! 75'er yıl hapse mahkum olan ve 7 yıldır hapiste bulunan tinercilerden 4'ü yeni TCK'dan faydalanmak için başvurdu. Mahkeme "Yeni TCK'daki lehteki hükümler uygulandığında sanıkların yeteri kadar hapis yatmış olabilecekleri ihtimaline karşılık" mağdur olmamaları için tahliye kararı verdi. Hapisteki diğer 4 tinerci de başvurursa serbest kalacak 19.06.2005 Serpil Yeşilyurt, 20 yaşındaydı... Çocukları çok seviyordu. Anaokulu öğretmenliğini seçmişti kendine meslek olarak. Annesi Hanım Yeşilyurt'la birlikte oturuyorlardı. 1998 yılının 5 Ekim akşamı, yakında oturan bir akrabanın kına gecesine gitmek üzere evden çıkmışlardı. Yolda yürürlerken bir otomobil durdu yanlarında. Serpil ile annesi şaşkınlık içinde ne olup bittiğini anlamaya çalışırken, araçtan inenler onları yaka-paça otomobile bindirdiler. Zorbalar genç öğretmenin başına bira şişesiyle vurup bayılttılar. Annesinin de gözlerini bağladılar. Ormanda sırayla tecavüz ettiler Ümraniye Çekmeköy'deki ormanlık alanda durdu araba. Anne Hanım Yeşilyurt, önce dövüldü, sonra tecavüze uğradı, ardından defalarca bıçaklandı ve boğazı kesildi. Onun öldüğünü sanan saldırganlar, yeni yeni kendine gelen Serpil Yeşilyurt'a yöneldi. O bağırıp ağladıkça, dövmeye başladılar. Hatta aralarında, kimin önce tecavüz edeceğini bile tartıştılar. Ve kabus başladı. "Sırayla" tecavüz ettiler talihsiz öğretmene. Ardından bıçaklar inip kalkmaya başladı. Herkes seçtiği bir noktaya saplıyordu bıçağı. Biri genç kızın göğüs uçlarını kesip attı. Diğeri gözlerini oydu. Bir başkası şekiller çizdi cansız bedene. Serpil'i paramparça eden saldırganlar arabalarına atlayıp kaçtılar. Korkunç olayın üzerinden 4 gün geçtikten sonra polis zanlıları yakaladı. İ.Ç., İ. A., S. T., S. D., A. K., N. M., H. E., ve S. Ö. suçlarını itiraf ettiler. İfadelere göre hırsızlık suçundan girdiği cezaevinden 20 gün önce çıkan S.K.'nın tahliyesini kutlamışlardı! Saldırganlar, İstanbul 2 No'lu DGM'de "bir suçu saklamak için adam öldürmek, adam öldürmeye tam teşebbüs, zorla adam kaçırmak, alıkoymak, kızlık bozmak, zorla ırza geçmek ve gece silahlı gasp" suçlarından 75'er yıla mahkum edildiler. 75'er yıl hapis cezası önce 36 yıla indi Ancak, TCK'da, hürriyeti kısıtlayıcı cezaların üst sınırının 36 yıl olması nedeniyle 8 sanık hakkındaki 75'er yıllık hapis cezası 36'şar yıl ağır hapis cezasına dönüştürüldü. İnfaz Yasası'na göre cezaevinde 14.5 yıl yatacaklardı. Aradan 3 yıl geçti ve 1 Haziran 2005'te Yeni TCK yürürlüğe girdi. 18 yaşını dolduran hükümlüler İsmail Çolak, İsmail Ayvacıoğlu, Serdar Kaçmaz ve Savaş Tüblek, yeni TCK'nın hükümlülerin lehine olabilecek maddelerinden faydalanmak için mahkemeye başvurdu. İstanbul 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi, (Eski 2 No'lu DGM), hükümlülerin yattıkları süreyi dikkate alarak "Yeni TCK'daki lehe olan maddelerin uygulanması halinde ileride mağduriyetlerine mahal verilmemesi için infazın durdurulmasına karar verilmiştir" dedi ve 4 kişiyi de tahliye etti. Bu durumda dosya tekrar incelenecek, lehteki indirim hesaplanacak ve hükümlülerin serbest mi kalacağı ya da daha ne kadar yatacakları ona göre tespit edilecek. Savcı: Hangi maddeye göre serbest kaldılar? 4 mahkumun Tahliye gerekçesini yerinde bulmayan mahkeme Savcısı Zekeriya Öz ise, hükümlülerin lehine uygulanacak Yeni TCK'daki maddelerin neler olduğunun belli olmadığını gerekçe göstererek bir üst mahkeme olan İstanbul 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne, hükümlülerin yeniden tutuklanması için itirazda bulundu. İşte bunları okudum ben bugün,8 sene öncesinin anıları nefreti kini canlandı gözümde…Daha sonra bu kini alevlendirdim şunu da okuyarak. Bilmem sen ne dersin ey Türk evladı???? Yusuf Kulca sokak çocukları derneği başkanı da diyor ki; bizim derneğimize yapılan bağışlar kesildi de o yüzden bu çocukların suçlarının sayısı arttı.Yani demek istiyor ki siz bize para verseydiniz,bizlerde bu paraları,babası kasap,esnaf,minibüs hattı sahibi olan bu çocuklara verecektik,ayrıca sizlerin vergilerinizden kesilen paralarla biz bu kürdlere yardım edecektim işte o zaman Serpil öğretmenin memelerini kesmeyeceklerdi. Herneyse. Hepinize geçmiş olsun..Artık bu çocuklar aranızda aman özellikle kürde kardeş diyenler dikkat edin,yakınlarınıza salık verin,sağdan yürüsünler… Bize bu yazıyı pazar pazar yazdıran sizlere ve sizin gibi afyon yutmuş kardeşlik bağımlılarına da lanet olsun. Serpil öğretmenin ruhu aramızda dolaşıyor...


    bu yazı nedir şimdi? bahsedilen suçu işleyenler ne kadar masumsa, bu yazıyı hazırlayanlar da o kadar masumdur... faşistler boş durmamış şu olayı bile döndürüp dolaştırıp türk-kürt çatışmasına getirmişler..ne yapmak istiyorsunuz? iç savaş mı çıksın? onu bunu bölücükle suçlayanlar, sizin bu yaptığınız nedir?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: NumberOneMercury

    quote:

    Orjinalden alıntı: GurkanLee

    Alıntıdır lütfen okuyun!


    Fıkralara sık sık konu olur;balık hafızası;.Denir ki,balıklar birkaç saniyede unutur gördüğünü,yaşadığını,bu yüzden balıklarda;bunu yaşamıştım ve bana zararı olmuştu o yüzden bir daha yapmayayım; mevhumu yoktur...Mesela kişioğlu bir sokaktan geçerken 10 tane köpeğin saldırısına uğrasa,bir dahaki sefere o sokağın başına geldiğinde düşünürgeçeyim mi geçmeyeyim mi diye. Ama balıklarda bu yoktur denir. Kısmen doğrudur,fakat tamamiyle değil,zaten konumuz bu da değil.Sadece dalga geçtiğimiz güldüğümüz bu mevhumun bizim bünyemizde ne kadar yer tuttuğunu göstermektir.Ortalama bir Türk gencini ele alalım.Burada ortalamadan kasıt Türkçülerin idealindeki Türk genci değil,mevcut kişioğludur.Bu,kesin bir takım taraftarıdır,bağlı olduğu belli değerler vardır,hayata yırtmak için bakar,fakat milliyetçidir,eğer safkan Türk ise kürd düşmanıdır,aktif olmasa bile bu hain topluluğun kendi geleceğini,namusunu ipotek altına aldığının farkındadır.ve ki bazısı yağı görünce savaşır. Şimdi,aklımıza geldi bugün ki gazeteleri okurken,aslında hiç unutmamamıza rağmen,sadece dondurmuştuk,kişioğullarına da hatırlatalım dedik. Yıllar önce,anaokulu öğretmeni Serpil vardı.Birde anası vardı.Babasızlığın ne demek olduğunu bildikleri İstanbul arenasında ekmeklerini taştan çıkarıyorlar,kimseye muhtaç olmadan geçinip gidiyorlardı.Kimseye zararları yoktu.Ekmeğin aslanın midesinde olduğu İstanbul çukurunda yaşam mücadelesi veriyorlardı Serpil öğretmen ve annesi anaokulu öğretmenliği sıfatlı işini bulunca nasıl da sevinmişti kim bilir Serpil öğretmen hangimizin en azından bir akrabası kreş,yuva,anaokuluna gitmez de orada sımsıcak can mı can bir Türk kızı görmeyiz?Görürüz görmesine de,başlarına gelenleri okuduğumuzda kendimize,kendi kızlarımıza kız kardeşlerimize yapılmış gibi tepki gösterir miyiz? Hatırlamayanları da unutmadık! Bundan yaklaşık 8 sene önce Ümraniye bir yakınları onları düğüne çağırmıştı.Kim bilir belki de Türk geleneklerinde adet olduğu üzere hayat mücadelesine müşterek atılan iki kişi için bir yardım olacaktı takacakları çeyrek altın da,onun için çağırılmışlardı.Belki kız tarafıydılar da erkek tarafından altta kalmamak için güzeller güzeli Türk kızı Serpil Öğretmeni çağırıyordu düğüne yakını,biraz da bak bu pırıl pırıl kız benim akrabam demek için. Onlar da adeti yerine getirmek adına çıktılar düğün yerine doğru Ümraniyedeki evlerinden.. Sadece onlar değildi evlerinden çıkan..O sırada hırsızlık,yani başkasının malını çalmak suçundan girdiği cezaevinden çıkan kürd ve arkadaşları da dışarıdaydı. Hırsız arkadaşları kendi deyimiyle anırdı . İçeride kurudum, bana karı bulun! Hemen bir araba buldular ve içeriden çıkan arkadaşlarının kuruluğunu dindirmek için aramaya koyuldular.Aslında hedefleri illaki bir anaokulu öğretmeni değildi,annesi de değildi.Yani o sırada bu satırları şu anda okuyanların kız kardeşleri ve anneleri de bu kürdlerin yolları üzerinde olabilirdi.Ama şanslıydı bu satırları okuyanlar şu anda.Zira başarı veya şans dediğin nedir?Başkalarının başarısızlığı senin başarın veya başkalarının şanssızlığı senin şansın değil mi? Zaten Atsız atanın da dediği gibi kanun dediğin beş telli bir saz değil mi? Karı bulmak için turlarken kürd enikleri birden Serpil öğretmen ile annesini gördüler yolda yürürken,kim bilir belki de yol paraları yoktu, zaten yakın yürürüz oraya kadar demişti Serpil öğretmen ve annesi. Arabayı onların yanında durdurdular ve ikisini de yaka paça aracın içine bindirip ormana götürdüler.Hani şu artık bilumum sitelerin kurulduğu,bilmem ne kentlerin inşa edildiği çekmeköy bölgesindeki ormanlara. Önce yaşlı kadının ırzına geçildi. Daha sonra Serpil öğretmenin. Hanım Yeşilyurt ve Serpil Yeşilyurt.Kimbilir belki de sevdiği vardı Serpil Yeşilyurdun da o da sırasını bekliyordu dünya evine girmek için,doğacak çocuklarının hayalini kuruyordu. Ama sırasını beklediği şey olmadı Serpil öğretmenin,başkaları onu sıraya koymuştu. Annesine gözlerinin önünde edilen tecavüzü seyretti Serpil öğretmen sıranın kendisine geleceğinin belki farkında olara belki olamayarak. Sadece tecavüz değil,annesine defalarca bıçaklar saplandı,gırtlağı kesildi Serpil öğretmenin. Buradan umuyoruz ki,korkudan,acıdan düşüp bayılmıştır da başına gelecekleri yaşamamıştır Serpil Hoca. Zira onun başına gelecekler çok daha fazlasıydı. Hani kesinlikle kendi yakınlarımız için bişey olmaz dediğimiz türden,hayal bile edemeyeceğimiz türden Serpil öğretmene gelince sıra,onunda defalarca ırzına geçildi kürd enikleri tarafından.Ama bu kadar kolay olmayacaktı ölümü onun,kürdler kararlıydı. Namusu kirletildikten sonra meme uçları jiletle kesildi Serpil Öğretmenin. Daha sonra da tüm memeleri kesilip ormana atıldı..Ama ölmemişti,ölmesi gerekiyordu... Ve gözlerini jiletle oydular Serpil öğretmenin,gözlerini;o her şeye şahit olan gözlerini oyarak dışarı çıkardılar yuvalarından kızımızın, o güzel gözlerini. Ve Arabalarına binip sanki mangal sefasından döner gibi yollarına devam ettiler arkalarında iki ceset bıraktıklarını sanarak. Ancak o Türk anası ölmemişti,bu vahşete dayanamayan kızının canhıraş haykırmalarını hissederek yaşamıştı Hanım Yeşilyurt. Daha sonra Tanrının yardımıyla kurtulan Hanım Yeşilyurt bu canavarları teşhis edecek ve yakalanmalarını sağlayacaktı.Tabi hikayemiz burada başlıyor. Bu canavarlar yakalandığında başta pkk tarafından finansal destek sağlandığı iddia edilen leman dergisi,radikal gazetesi ve diğer kürdofil yazılı medya bunlara destek çıkıyordu,zira halkımız yani Türk halkı bunlara kin kusuyor hemen idam edilmeleri isteniyordu.Bunun üzerine avukatlık rolüne başlayan satılmış etnik özürlüler hemen feryada başladılar: “Bu çocuklar geçim sıkıntısı yüzünden bu haldeler,onları yargısız infaz yapmayın. Asıl suçlu biziz,bu çocukları biz bu hale getirdik. Bu çocuklar zavallı,paraları yok çok yoksular. Bu çocuklar dışlanmışlar toplum tarafından,acıyın onlara. Peki ya sahipsiz Serpil Öğretmen ve annesine kim acıyacaktı?Yok!Onlar yokolsundu,bu zavallı sahipsiz fakir güneydoğulu eğitimsiz kürdlerin önüne çıkmasalardı. Zaten neden öldüler,keşke ölmeselerdi,ölmeselerdi de bu çocuklar rehabilite edilseydi,aslında Serpil öğretmeni mezarından çıkarıp cezalandırmak lazımdı. Evet,feryatlar böylesine pompalanıyordu işte. Ve ne yazık ki milletimizin bir kısmı da bu pompalara kapak açıyordu. Biz Türkçüler olarak her zamanki iddialarımızı sürdürüyorduk,elimizde bir kanıt olmadan.Bu vahşetin mayada gizli olduğunu,bu çocukların kürdlüklerini yerine getirdiklerini söylüyorduk. Ve haklı çıktık. Bu vahşilerin bir tanesi Bitlisli bir kürd kasabın oğlu,bir tanesi yine bir kürdün oğlu ve babası minibüs hattı sahibiydi.Hepsinin ailesi Ümraniyenin en merkezi yerlerinde dükkan ve işletme sahiydiler. Peki ne oldu? Neden sustular?Hani bunlar fakirlerin çocuklarıydı da onun için bunları yapmışlardı?Sanki maddi durumlarının kötü olması yukarıda anlattıklarımızın yapılmasını meşru kılarmış gibi. Maya,sadece ekmeğe çalınan madde değildir ey okuyucu,değildir. Sen daha afyonlanmalara devam ederken ben bu yazıyı sinirden ellerim titreyerek yazıyorum. Türk-kürd kardeştir öyle mi?Bizleri dış mihraklar birbirimize düşürüyor öyle mi? Peki dış mihraklar mı bu kürdlere meme uçları nasıl kesilir,70 yaşındaki kadının ırzına nasıl geçilir diye öğretiyorlar?Ya, bu eniğin babası o minibüs hattını nasıl aldı acaba?Herhalde sıcak para getiren bu işi önceki sahibi sıkılıp bırakmıştır,ne dersiniz? Heyhat bu nasıl oldu? Nasıl geldik buraya?Nereden nereye Gazete okudum ben internetten bugün Sizde okuyun,işte bağlantısı:http://www.vatanim.com/root.vatan?exec=haberdetay&tarih=19.06.2005&Newsid=55537&Categoryid=1 Belki açamayan olur ne yazdığınıda göstereyim: İşkence yaptılar, tecavüz ettiler, defalarca bıçaklayıp öldürdüler 7 yıl yatıp çıktılar Ümraniye'de hafızalardan silinmeyen "tinercilerin Serpil öğretmeni vahşice katletmesi" olayının failleri artık aramızda! 75'er yıl hapse mahkum olan ve 7 yıldır hapiste bulunan tinercilerden 4'ü yeni TCK'dan faydalanmak için başvurdu. Mahkeme "Yeni TCK'daki lehteki hükümler uygulandığında sanıkların yeteri kadar hapis yatmış olabilecekleri ihtimaline karşılık" mağdur olmamaları için tahliye kararı verdi. Hapisteki diğer 4 tinerci de başvurursa serbest kalacak 19.06.2005 Serpil Yeşilyurt, 20 yaşındaydı... Çocukları çok seviyordu. Anaokulu öğretmenliğini seçmişti kendine meslek olarak. Annesi Hanım Yeşilyurt'la birlikte oturuyorlardı. 1998 yılının 5 Ekim akşamı, yakında oturan bir akrabanın kına gecesine gitmek üzere evden çıkmışlardı. Yolda yürürlerken bir otomobil durdu yanlarında. Serpil ile annesi şaşkınlık içinde ne olup bittiğini anlamaya çalışırken, araçtan inenler onları yaka-paça otomobile bindirdiler. Zorbalar genç öğretmenin başına bira şişesiyle vurup bayılttılar. Annesinin de gözlerini bağladılar. Ormanda sırayla tecavüz ettiler Ümraniye Çekmeköy'deki ormanlık alanda durdu araba. Anne Hanım Yeşilyurt, önce dövüldü, sonra tecavüze uğradı, ardından defalarca bıçaklandı ve boğazı kesildi. Onun öldüğünü sanan saldırganlar, yeni yeni kendine gelen Serpil Yeşilyurt'a yöneldi. O bağırıp ağladıkça, dövmeye başladılar. Hatta aralarında, kimin önce tecavüz edeceğini bile tartıştılar. Ve kabus başladı. "Sırayla" tecavüz ettiler talihsiz öğretmene. Ardından bıçaklar inip kalkmaya başladı. Herkes seçtiği bir noktaya saplıyordu bıçağı. Biri genç kızın göğüs uçlarını kesip attı. Diğeri gözlerini oydu. Bir başkası şekiller çizdi cansız bedene. Serpil'i paramparça eden saldırganlar arabalarına atlayıp kaçtılar. Korkunç olayın üzerinden 4 gün geçtikten sonra polis zanlıları yakaladı. İ.Ç., İ. A., S. T., S. D., A. K., N. M., H. E., ve S. Ö. suçlarını itiraf ettiler. İfadelere göre hırsızlık suçundan girdiği cezaevinden 20 gün önce çıkan S.K.'nın tahliyesini kutlamışlardı! Saldırganlar, İstanbul 2 No'lu DGM'de "bir suçu saklamak için adam öldürmek, adam öldürmeye tam teşebbüs, zorla adam kaçırmak, alıkoymak, kızlık bozmak, zorla ırza geçmek ve gece silahlı gasp" suçlarından 75'er yıla mahkum edildiler. 75'er yıl hapis cezası önce 36 yıla indi Ancak, TCK'da, hürriyeti kısıtlayıcı cezaların üst sınırının 36 yıl olması nedeniyle 8 sanık hakkındaki 75'er yıllık hapis cezası 36'şar yıl ağır hapis cezasına dönüştürüldü. İnfaz Yasası'na göre cezaevinde 14.5 yıl yatacaklardı. Aradan 3 yıl geçti ve 1 Haziran 2005'te Yeni TCK yürürlüğe girdi. 18 yaşını dolduran hükümlüler İsmail Çolak, İsmail Ayvacıoğlu, Serdar Kaçmaz ve Savaş Tüblek, yeni TCK'nın hükümlülerin lehine olabilecek maddelerinden faydalanmak için mahkemeye başvurdu. İstanbul 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi, (Eski 2 No'lu DGM), hükümlülerin yattıkları süreyi dikkate alarak "Yeni TCK'daki lehe olan maddelerin uygulanması halinde ileride mağduriyetlerine mahal verilmemesi için infazın durdurulmasına karar verilmiştir" dedi ve 4 kişiyi de tahliye etti. Bu durumda dosya tekrar incelenecek, lehteki indirim hesaplanacak ve hükümlülerin serbest mi kalacağı ya da daha ne kadar yatacakları ona göre tespit edilecek. Savcı: Hangi maddeye göre serbest kaldılar? 4 mahkumun Tahliye gerekçesini yerinde bulmayan mahkeme Savcısı Zekeriya Öz ise, hükümlülerin lehine uygulanacak Yeni TCK'daki maddelerin neler olduğunun belli olmadığını gerekçe göstererek bir üst mahkeme olan İstanbul 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne, hükümlülerin yeniden tutuklanması için itirazda bulundu. İşte bunları okudum ben bugün,8 sene öncesinin anıları nefreti kini canlandı gözümde…Daha sonra bu kini alevlendirdim şunu da okuyarak. Bilmem sen ne dersin ey Türk evladı???? Yusuf Kulca sokak çocukları derneği başkanı da diyor ki; bizim derneğimize yapılan bağışlar kesildi de o yüzden bu çocukların suçlarının sayısı arttı.Yani demek istiyor ki siz bize para verseydiniz,bizlerde bu paraları,babası kasap,esnaf,minibüs hattı sahibi olan bu çocuklara verecektik,ayrıca sizlerin vergilerinizden kesilen paralarla biz bu kürdlere yardım edecektim işte o zaman Serpil öğretmenin memelerini kesmeyeceklerdi. Herneyse. Hepinize geçmiş olsun..Artık bu çocuklar aranızda aman özellikle kürde kardeş diyenler dikkat edin,yakınlarınıza salık verin,sağdan yürüsünler… Bize bu yazıyı pazar pazar yazdıran sizlere ve sizin gibi afyon yutmuş kardeşlik bağımlılarına da lanet olsun. Serpil öğretmenin ruhu aramızda dolaşıyor...


    bu yazı nedir şimdi? bahsedilen suçu işleyenler ne kadar masumsa, bu yazıyı hazırlayanlar da o kadar masumdur... faşistler boş durmamış şu olayı bile döndürüp dolaştırıp türk-kürt çatışmasına getirmişler..ne yapmak istiyorsunuz? iç savaş mı çıksın? onu bunu bölücükle suçlayanlar, sizin bu yaptığınız nedir?

    Alıntıları Göster
    idam...




  • Bu u yapan pisliklerin şuan aramızda olmasi ne acı verici:(

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ne buyuk bir dramdir bu.degisen hicbir sey yok.yaziklar olsun.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Türkiye.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.