Şimdi Ara

İndeterminizm'e (Belirlenimsizlik) Nasıl Bakıyorsunuz ? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
27
Cevap
0
Favori
747
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-4D62BFE91

    Daha sade anlatsan nolurdu sanki

    Schrödinger'in kedisi konusuna baktım bana çok saçma geldi. Yüksek bir yerden ebatları aynı olan iki tane kağıt parçasını sıra sıra aşağıya at ikisi de aynı noktaya düşermi? Schrödinger'in kedisi deneyinin bundan farkı nedir?

    yukarıda yazmıştım.
    quote:

    zaman faktörünü dahil etmiyorsak belirsizlik var diyemeyiz. Evrende herşey her an etkileşiyor 1 milisaniye önce yaptığımız testle şimdiki test şartları değişmiş oluyor
    Kağıt parçaları Newton yasalarına göre düşüyor. Pratikte tam olarak nereye düşeceklerini hesaplamak zor ama teoride, rüzgar, kağıdın biçimi, yüzey alanı vb faktörlerin de bilinmesiyle hesaplanabiliyor. Parçacıkların / kuantize varlıkların ise işte önceden nerede olacakları hesaplanıp bilinemiyor, yalnızca bir lokasyonda bulunma olasılıkları hesaplanabiliyor. Bir parçacık sıçraması / salınımı canlandırayım ama bunu üç boyutlu olarak düşün, ' , ' , ',', ' , ' ' , ' , ' , ' , ' ' ,,,,,,, ' , ', ' , ' ' ' ,

    Bu noktasal dalgamsı patern random dağılıyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: torlofan

    Peki evrendeki işleyişin aynı anda hem determinist hem de indeterminist olmasına ne demeliyiz?

    Kuantum seviyesine indiğimizde olasılıksal olan şeyler olduğu gibi bir çok fizik kuralı da her an işliyor bu evrende neticede.

    Bir de sence bugün indeterminist sayılan şeylerden bazıları gelecekte bilim ilerlediğinde determinist hale gelir mi?
    Boyutlar arasında nesneler farklılaştığı için yasaların etkileri farklı hissediliyor. Günlük hayatımızdaki objeler aşırı kompozit, eş zamanlı dalga hareketi yapan milyarlarca kuantum varlıktan meydana geliyor haliyle salınım / dalgasal sıçrama hissedilir olmuyor, dalga fonksiyonu küçücük oluyor. Dalga boyu minicik olunca olgu haliyle deterministikleşiyor normal ve astronomik boyutlarda böyle ilginç bir durum var. Newton yasaları temelde yanlış ve özellikle de kuantum alemde çalışmıyor ama korunum kanunları indeterministik kuantum aleminde de geçerli. Enerji, yük, spin, momentum, parite vb korunur. Sorduğun soru zor bir soru. Bilmiyorum. Kökten randomluk düşüncesi sindirmesi zor bir fikir, Einstein kuantumdan hoşnutsuzluğunu "Tanrı zar atmaz" ifadesiyle dile getirirdi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    İyiki mors alfabesiyle yazmadın kuantum alemi mademki mikro düzeyde canlanıyor fark edilmeyen etkilenme durumu olamazmı? mantıken nesne küçüldükçe etkikenme oranı artması gerek.
  • Evrensel indeterminizm de determinizm de olasılıkları düşük pozisyonlar. Kuantum mekaniğinin yaygın olarak kabul gören yorumu indeterminist. Buna rağmen kuantum mekaniğini determinist olarak yorumlayan fizikçiler oldu. Hugh Everett’in çoklu evrenler yorumu ve Bohm’un pilot dalga kuramı determinizmi ima eder. Daha başka birçok yorum mevcut ancak Kopenhag yorumunun bunlara üstünlük sağladığını söylemek mümkün.

    Liberteryen özgür irade, özgür seçimlerimizde indeterminizmi gerektiriyor. Yani alternatifçi olasılıklar prensibinin doğru olduğunu kabul etmek gerekiyor. Ben buna katılmıyorum orası ayrı. Ben teolojik bağdaşırcıyım. Bana göre determinizm ve özgür irade bağdaşır. Özgür olmamız için eylemlerimizin kaynağı olmamız yeterli. Tanrı bizim eylemlerimizi determine ettiği halde onun kuklası olduğumuzu düşünmüyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-596C9B846 -- 14 Mayıs 2020; 0:21:31 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-596C9B846

    Evrensel indeterminizm de determinizm de olasılıkları düşük pozisyonlar. Kuantum mekaniğinin yaygın olarak kabul gören yorumu indeterminist. Buna rağmen kuantum mekaniğini determinist olarak yorumlayan fizikçiler oldu. Hugh Everett’in çoklu evrenler yorumu ve Bohm’un pilot dalga kuramı determinizmi ima eder. Daha başka birçok yorum mevcut ancak Kopenhag yorumunun bunlara üstünlük sağladığını söylemek mümkün.

    Liberteryen özgür irade, özgür seçimlerimizde indeterminizmi gerektiriyor. Yani alternatifçi olasılıklar prensibinin doğru olduğunu kabul etmek gerekiyor. Ben buna katılmıyorum orası ayrı. Ben teolojik bağdaşırcıyım. Bana göre determinizm ve özgür irade bağdaşır. Özgür olmamız için eylemlerimizin kaynağı olmamız yeterli. Tanrı bizim eylemlerimizi determine ettiği halde onun kuklası olduğumuzu düşünmüyorum.
    Kopenhag yorumu Planck'tan başlayıp Schrödinger, Heisenberg, Born, Bohr gibi fizikçilerin çalışmaları sonucunda yükselmiş neredeyse Ortodoks bir görüş. Kuantum fiziğiyle ilgili determinist yorumlar daha çok teorik fiziğin kapsamına giriyor çoklu evrenler, pilot dalga yorumu gibi.

    Ben determinizmi daha çok tek bir evrensel etkenden türeyen algılarla karşılıklı bağımlı ortaya çıkan bir kalıplar ağı olarak görme eğilimindeyim. Kısmen zamanın B teorisi gibi şey kafamdaki ama bunun tamamen indeterministik bir parçalanma / bilgi varyasyonu kazanma ve kuantizasyon sonucu bilgide özelleşme / bilginin verilmiş gözlemciye göre lokalleşmesi olaraktan vücut bulduğunu düşünüyorum. Madde - enerjide nedenselliğin kaynağı birincil evrensel etken içkin doğası uyarınca çeşitlilik ağı olarak dağılıyor, belirli etken - edilgen (aslında etki tepkideki gibi etken - etken) bilgi transfer paketlerinde karakterize oluyor. Kimi zaman evrensel genel etken genel etkeni daha çok çağrıştıran deterministik paternler - sözgelimi astronomik veya Einsteinian olaylar - meydana getiriyor ama evrensel etken düzensizleşerek çöküyor, kuantize karakteri belirginleşiyor. Varoluş bence en derinde sayısız çıktılar verip bunların hesabını kapatan büyük bir kumar, yani indeterminizmin determinizmi. İnsan aklının kavrayamayacağı ve lojikle / tutarlılıkla çalışan cinste bir insan aklına tam da uygun olmayıp bu türden bir akılla insanın tamamen ifade edemeyeceği lakin ancak sezebileceği veya bir çeşit matematiğe dökebileceği tarzda serpilen, gergin, bilgi yükününü lokasyonlara dağılmasıyla genleşen bir varoluş, bir varyasyon ağı. Etken algımızda bilgi ağınının kuantize dağılışıyla karakterize oluyor, kuantizasyon ancak etken (nedenli veya nedensiz lokalizasyonla parçalanmaya yüz tutmuş bir varoluş) için default setting. Etkene göre etken hep etken - bilgi insana göre ise bu bilgi lokal ve dağınık, hatta ilgisiz. Uzay zaman mesela etkenin dağılımını çok belirgin gösteren genliği inanılmaz büyük bir kuantizasyon, daha küçük genlikli ama daha yüksek yoğunluklu kuantizasyonlarca yani diğer bir deyişle madde ve enerjiyle bükülme yaşıyor; bu da kuantizasyonlar arası parametrik görelilik mekaniklerini meydana getiriyor, büyük genlik küçük genliklerin bizim açımızdan kısmen düzenli dağılacağı bir etken ağı meydana getiriyor böylece varoluşsal etkenin korkunç kuantizasyon karmaşısında kısmen düzenli (stabil) bir evren elde etmiş oluyoruz. Makro ve astronomik boyutlarda enerji ve madde (doku) dağılımları daha stabil, mikro dünyada ise doku bile yok, her şey anlık beliren partikül. Madde ve enerji partiküllerinin dalga boyları beraber hareket ederken çok kısalmasa ve geçici kuvvet denge durumları oluşmasa hayatımız cehennem olmuştu muhtemelen hiç varolmamıştık. Evrenimizin uzay zaman dokusunun geniş ama esnek genliği dar ve yoğun bilgi yüklü madde ve enerjinin ilginç bir tezatı, uzay zaman deterministik, ışık hızı ve kütleye bağlı açıkça bir değişken; kuantumda ele alınan değişkenler ise sabitleriyle aynı varlıklarda bulunuyor. Kuantize olmanın şartı Planck sabitine sahip olmak. Zor ve teorik konular, terminolojiyi epey zorladığımın farkındayım. Bu yazdıklarım üstünkörü bir deneme gibi dursun.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nat Alianovna -- 16 Mayıs 2020; 22:12:1 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Kopenhag yorumu Planck'tan başlayıp Schrödinger, Heisenberg, Born, Bohr gibi fizikçilerin çalışmaları sonucunda yükselmiş neredeyse Ortodoks bir görüş. Kuantum fiziğiyle ilgili determinist yorumlar daha çok teorik fiziğin kapsamına giriyor çoklu evrenler, pilot dalga yorumu gibi.

    Ben determinizmi daha çok tek bir evrensel etkenden türeyen algılarla karşılıklı bağımlı ortaya çıkan bir kalıplar ağı olarak görme eğilimindeyim. Kısmen zamanın B teorisi gibi şey kafamdaki ama bunun tamamen indeterministik bir parçalanma / bilgi varyasyonu kazanma ve kuantizasyon sonucu bilgide özelleşme / bilginin verilmiş gözlemciye göre lokalleşmesi olaraktan vücut bulduğunu düşünüyorum. Madde - enerjide nedenselliğin kaynağı birincil evrensel etken içkin doğası uyarınca çeşitlilik ağı olarak dağılıyor, belirli etken - edilgen (aslında etki tepkideki gibi etken - etken) bilgi transfer paketlerinde karakterize oluyor. Kimi zaman evrensel genel etken genel etkeni daha çok çağrıştıran deterministik paternler - sözgelimi astronomik veya Einsteinian olaylar - meydana getiriyor ama evrensel etken düzensizleşerek çöküyor, kuantize karakteri belirginleşiyor. Varoluş bence en derinde sayısız çıktılar verip bunların hesabını kapatan büyük bir kumar, yani indeterminizmin determinizmi. İnsan aklının kavrayamayacağı ve lojikle / tutarlılıkla çalışan cinste bir insan aklına tam da uygun olmayıp bu türden bir akılla insanın tamamen ifade edemeyeceği lakin ancak sezebileceği veya bir çeşit matematiğe dökebileceği tarzda serpilen, gergin, bilgi yükününü lokasyonlara dağılmasıyla genleşen bir varoluş, bir varyasyon ağı. Etken algımızda bilgi ağınının kuantize dağılışıyla karakterize oluyor, kuantizasyon ancak etken (nedenli veya nedensiz lokalizasyonla parçalanmaya yüz tutmuş bir varoluş) için default setting. Etkene göre etken hep etken - bilgi insana göre ise bu bilgi lokal ve dağınık, hatta ilgisiz. Uzay zaman mesela etkenin dağılımını çok belirgin gösteren genliği inanılmaz büyük bir kuantizasyon, daha küçük genlikli ama daha yüksek yoğunluklu kuantizasyonlarca yani diğer bir deyişle madde ve enerjiyle bükülme yaşıyor; bu da kuantizasyonlar arası parametrik görelilik mekaniklerini meydana getiriyor, büyük genlik küçük genliklerin bizim açımızdan kısmen düzenli dağılacağı bir etken ağı meydana getiriyor böylece varoluşsal etkenin korkunç kuantizasyon karmaşısında kısmen düzenli (stabil) bir evren elde etmiş oluyoruz. Makro ve astronomik boyutlarda enerji ve madde (doku) dağılımları daha stabil, mikro dünyada ise doku bile yok, her şey anlık beliren partikül. Madde ve enerji partiküllerinin dalga boyları beraber hareket ederken çok kısalmasa ve geçici kuvvet denge durumları oluşmasa hayatımız cehennem olmuştu muhtemelen hiç varolmamıştık. Evrenimizin uzay zaman dokusunun geniş ama esnek genliği dar ve yoğun bilgi yüklü madde ve enerjinin ilginç bir tezatı, uzay zaman deterministik, ışık hızı ve kütleye bağlı açıkça bir değişken; kuantumda ele alınan değişkenler ise sabitleriyle aynı varlıklarda bulunuyor. Kuantize olmanın şartı Planck sabitine sahip olmak. Zor ve teorik konular, terminolojiyi epey zorladığımın farkındayım. Bu yazdıklarım üstünkörü bir deneme gibi dursun.

    Alıntıları Göster
    Anladığım kadarıyla sen determinizmin zayıf bir versiyonunu benimsiyorsun. Zamanın B teorisi geçmiş, gelecek ve şimdi arasında objektif bir farklılık olmadığını, tüm bunların tek bir anda mevcut olduğunu ortaya koyuyor. Bu bana kalırsa, bu güçlü bir determinizmi gerektiriyor. Eğer olayları mantıken, açıklayıcı yahut zamansal olarak önsel bir koşul varsa ve bu koşul söz konusu olayları zorunlu kılıyorsa, o hâlde güçlü determinizm geçerlidir. Zamanın B teorisinin mikro boyutta bile determinizmi gerektirmesi gerekir diyenleri baz alıyorum burada. Kuantum mekaniği ile güçlü determinizm arasında bir gerilim olduğu söylenebilir.-Elbette fizikçiler bu tür gerilimlerin bulunmadığını gösterebilirler- Kuantum mekaniği ve termodinamik yasaları daha çok zamanın A teorisini desteklemek için kullanılıyor. Senin “zayıf determinizm” olarak isimlendirdiğim görüşün ise, sadece karşıolgusal bağımlılık bakımından bir tür nedenselliği zorunlu kılıyor sanki. Bu bakımdan kuantum mekaniği ile “zayıf determinizm” olarak adlandırdığım görüşün arasında bir gerilimin olmadığı söylenebilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-596C9B846 -- 17 Mayıs 2020; 17:39:1 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.