Şimdi Ara

Hz. Ömer ve III. Yezdigirt arasındaki mektuplaşma

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
13
Cevap
0
Favori
23.154
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • İlginç geldi paylaşayım dedim.Yezdigirtin bazı sözleri mantıklı bazı sözleri mantıksız.Genel olarak sert bir cevap.Yezdigirtin anlamı Tanrı tarafından yaratılan demekmiş bu arada.

    Halife Ömer'in mektubu:

    'Yezdigirt,

    Teklifimi kabul edip biat etmez isen, sen ve halkının geleceğini iyi görmüyorum. Bir zamanlar senin ülken bilinen dünyanın yarısına hükmediyordu, lakin bak şu an ülken ne hale geldi? Ordun her cephede mağlup edilmiş ve ülken çökmeye yüz tutmuş bir haldedir. Kendini kurtarman için sana bir teklifte bulunmaktayım. Tek bir Tanrıya, kainatta ki herşeyi yaratan tek ve sadece bir Tanrıya iman etmeye başla. Biz sana ve tüm dünyaya O'nun, yani gerçek Tanrı'nın çağrısını getirmiş bulunmaktayız. Ateş'e tapmayı bırak, halkına da ateşe tapmanın yanlış olduğunu ve bırakmalarını emret. Doğruya, yani bize katıl. Kainatı yaratana, tek gerçek Tanrı olan Allah-u Ekber'e iman et. Allah-u Ekber'e iman ederek İslam'ı kabul et ve kurtuluşa er. Pagan geleneklerine, yanlış ibadetlere son ver ve Allah-u Ekber'i kurtarıcın olarak kabul et. Bu yol hem senin hayatta kalabilmeni ve hemde halkının huzura ermesini sağlayacak tek yoldur. Şayet Acem (Farsi) halkı için en iyisini düşünüyor isen bu yolu seçersin. Biat senin için tek çözüm yoludur.

    Allah-u Ekber

    Halife El Müslemin Ömer İbn El Hattab'

    III. Yezdigirt'in ona verdiği cevap:

    Hayatın ve Aklın yaratıcısı, Ahura Mazda'nın adıyla,

    Mektubunda bizim kim olduğumuz ve kime taptığımız hakkında bilgi sahibi olmadan bizi kendi Tanrına, Allah-u Ekber'e yöneltmeye istediğini yazmışsın. Ne kadar hayret verici bir durumdur ki, Arapların Halife makamına oturmuş bir kişi olarak bilgin Arap çöllerinde başı boş gezen bir Arap serserisi ve çöl bedevisi ile aynı seviyede!

    Küçük adam,

    Farsilerin binlerce yıldır tek Tanrıya ibadet ettiklerini ve günde beş vakit namaz kıldıklarını bilmeden bana tek bir Tanrıya ibadet etmemi teklif edersin. Tek Tanrıya tapmak yıllardır bu toprakların kültüründe en alışılmış gelenektir.

    Biz dünyada iyi işler yaptığımızda, nezaket geleneğinin temelini attığımızda, "İyi Düşünceler, İyi Kelimeler, İyi İşler" bayrağını elimizde salladığımızda, sen ve senin ataların çölde başı boş gezer, yiyecek başka birşey bulamadıkları için kertenkele yer ve masum kız çocuklarını gömerlerdi.

    Arap halkı Tanrı'nın canlılarına değer vermez. Sizler Tanrı çocuklarının ve savaş esirlerinin bile kellelerini keser, kadınlara tecavüz eder, kızlarınızı diri diri gömer, kervanlara saldırır, toplu katliam yapar, milletin karısını kaçırır ve mallarını bile çalarsınız. Sizin kalpleriniz taştandır. Biz sizin yaptığınız tüm kötülükleri kınarız. Siz bunca kötü davranışlarda bulunurken bize İlahi yolu nasıl öğreteceksiniz?

    Bana ateşe tapmamı bırakmamı söylersin! Biz Farsiler, Güneş ışığının yaratıcısının gücünü, ateşin sıcaklığını ve yaratıcının sevgisini bilen insanlarız. Güneşin ışığı ve sıcaklığı bize doğrunun ışığını gösterir, bizi birbirimize ve yaratana yakınlaştırır. Bize birbirimize iyi davranmamız da yardımcı olur, bizi aydınlatır ve Mazda'nın alevlerini kalbimizde tutmamızı sağlar. Bizim Tanrımız Ahura Mazda'dır. Ne gariptir ki, sizlerde O'nu yeni bulmuşsunuz ve O'na Allah-u Ekber ismini vermişsiniz. Lakin biz sizinle aynı seviyede değiliz. Biz diğer insanlara yardım eder, insanlar arasında sevgi ve dünyaya iyilik yayarız. Biz binlerce yıldır diğer insanların kültürüne saygı göstererek kültürümüzü yaymışızdır. Siz ise Allah'ın adıyla insanların topraklarını işgal eder, halkı katliam yapar, açlık, sıkıntı, yokluk yaratır, insanlara korku salar ve Allah'ın adıyla kötü işler yaparsınız.

    Bunca felaketten kim sorumlu? Size yağmalama yapmanızı, öldürmenizi ve tahrip etmenizi emreden Allah mı? Bunu Allah'ın adıyla yapan sizler mi? Yoksa her ikiniz mi?

    Sizler çölün sıcaklığından fırlamış, verimsiz, doğal kaynaksız toprakları yakıp yok etmiş kişiler olarak bize Tanrı sevgisini savaşla ve kılıcınızın gücüyle öğretmek istersiniz! Sizler çöl vahşilerisiniz. Buna rağmen bizim gibi binlerce yıldır şehirlerde yaşamış insanlara Tanrı sevgisini öğretmeye kalkarsınız! Bizim arkamızda binlerce yıllık kültürümüz var. Söyle bakalım! Tüm askeri gücünle, barbarlığınla, Allah-u Ekber adına işlediğin tüm katliam ve yıkımlarınla, Müslüman askerlerine bugüne kadar ne öğretebildin? Müslüman askerlerine bugüne kadar ne öğretebildin ki biz Müslüman olmayanlara öğretebilesin? Allah'tan hangi kültürü öğrenebildin ki şimdi başkalarına zorla ve kaba kuvvetle öğretmeye kalkarsın?

    Yazık!...Ne yazık ki, Ahura'nın Farsi Ordusu son zamanlarda senin Allah'a tapan askerlerine yenik düstü. Şimdi bizim insanlarımız aynı Tanrıya ibadet etmek ve yine aynı beş vakit namazını kılmak zorunda. Fakat bu sefer kılıç zoruyla, O'na Allah diyerek, Arapça konuşarak.. Çünkü senin Allah'ın sadece Arapça anlıyor.

    Tavsiye ederim ki sen ve senin haydut çeten, eşyalarınızı toplayıp ait olduğunuz çöllerinize geri dönün. Onları alışkın oldukları güneşin yakıcı sıcaklığına, kabile kültürüne, kertenkele yemeye ve deve sütü içmeye geri götür. Seni ve hırsız çeteni bizim verimli topraklarımızdan, medeni şehirlerimizden ve şanlı vatanımızdan men ediyorum. Yanında bulunan taş kalpli canavarlarını bizi katletmeleri, kadınlarımıza tecavüz etmeleri, kadın ve çocuklarımızı kaçırarak Mekke'de köle olarak satılmaları için üzerimize salma. Bunca suç ve cinayeti Allah'ın adıyla yapmalarına izin verme. Bu canice davranışa bir son ver.

    Aryanlar affedicidir, sıcaktır, konukseverdir, iyi insanlardır ve her gittikleri yerde arkadaşlık tohumu, bilgi ve sevgi eken insanlardır. Bu yüzden sizi yasadışı davranışlarınızdan ve caniliklerinizden dolayı sizi cezalandırmayacaklardır.

    Sizden Allah-u Ekberinizle çölde kalmanızı ve medeni şehirlerimize göç etmemenizi dilerim. Çünkü davranışlarınız bir hayli vahşi, dini inançlarınızda bir o kadar korkunç!

    Kaynak:http://tr.wikipedia.org/wiki/III._Yezdigirt







  • Uydurma bir mektup

    Günümüz Zoroastranism dinine mensuplar (Zerdüştçüler) tarafından uydurulmuştur.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Yazat

    Uydurma bir mektup

    Günümüz Zoroastranism dinine mensuplar (Zerdüştçüler) tarafından uydurulmuştur.


    Gerçek cevap günümüz kaynaklarında var mı?
  • O devirde Farisilerde Araplarda bölge halkına huzur getiremediler. Bu konu hakkında Azerbeycan cumhurbaskanlıgı yapan merhum Ebülfez Elcibey tarafından yazılmıs bir arastırma yazısının Türkce tercümesini okumustum. Adı "FARS SOVENİZMİ". Sizlerede tavsiye ederim. O dönemdeki devlet idare sistemine ve kültüre dair bazı bilgiler var.

    Farsların Sii mezhebini kullanarak cıkarttıkları fitnelerin, Hz Ali hayranlıgının ve bazı sapkınlıkların temelini bu yazıda bulabilirsiniz.
    Kaynak alttaki linktedir.
    http://www.gunaskam.com/tr/index.php?option=com_content&task=view&id=40&Itemid=41
    Bazı bölgelerini alıntı yapayım (tamamını okumanızı tavsiye ederim):




    FARS ŞOVENİZMİ
    Ebülfez ELÇİBEY

    Günümüzde Rus, İtalyan, Alman, Çin şovenizmi ve şovenizmin halklara verdiği zararlar konulu çok sayıda yayınlar bulunmasına rağmen çok daha tehlikeli olan Fars şovenizmi hakkında yeterli sayıda yayın bulunmamaktadır. Şovenist politikalar Fars halkına tarihsel süreçte büyük zararlar vermiştir.Son günlerini yaşayan Fars şovenizmi ve uygulayıcıları kendi halklarını bu bataklıktan kurtarmak yerine Azerbaycan Türkü, Arap, Kürt, Beluç halklarını da bu bataklığın içine sürüklemeye çalışmışlardır.

    Bu halklar için bataklıktan kurtulmanın yolu Fars Şovenizmi’nin detaylarının araştırılmasından ve halkları uyanık tutmaktan geçer. Bu nedenle bu yazımızda Fars Şovenizmi hakkında bilgi vererek tezler ileri sürmenin uygun olacağını düşündük. Fars Şovenizmi İrancılık adı altında yürütüldüğü için onu “Fars-İran” Şovenizmi olarak tanımlamak daha uygun olurdu. Bu deyimler (Fars Şovenizmi-Fars İran Şovenizmi) arasında görünürde farklılıklar bulunsa da aynı hedefe hizmet etmektedirler. Fars Şovenizmi’ne karşı olduklarını iddia eden İrancılık ideolojisinin (eğer buna ideoloji denilirse) savunucuları aslında daha tehlikelidir. Rus Şovenizmi’nin daha küçük versiyonu olan Fars Şovenizmi’nden kurtulmanın yolu Sovyetler Birliği’nin dağılması taktiğinin İran’a karşı uygulanmasıdır.Günümüzde Fars Şovenizmi’nden en fazla zarar gören halk, İran sınırları içinde yaşayan 35 milyonluk Türk nüfuzudur.
    ....

    Farsizm’in Şiilik Anlayışı

    641-642 yılında İslam Orduları Nahevend savaşından Sasanlı Ordularını yenip başkentleri Medaini ele geçirmişlerdir. Ali ibn-Abutalıp’in (656-661) Arap Hilafeti’nde halife seçilmesi hilafet içinde istikrarsızlık yaratmıştır. Bundan istifade eden Farslar, Hilafetin içine nüfus etmeye çalışmışlardır. Öldürülmüş III. Yezdigerd’in kızı Şehrebanı’nın Hz. Ali’nin oğlu Hüseyin’le evlenmesi, Farsların hilafete nüfuzunun temelini oluşturmuştur. Bu şekilde Farslar kendilerini Peygamberin akrabaları olarak görmeye başlamıştır. Hazreti Ali’nin hilafetin parçalanması için rakiplerine taviz vermesi Farsların hilafete daha sağlam nüfuzu için zemin hazırlamıştır. Hz. Osman’ın Halifeliği döneminde Şii grubu ortaya çıkmıştır. Hz. Ali’nin taraftarları olarak bu grup “Şietu Ali” (Ali’nin taraftarı) ismini almıştır. Müslümanların çoğunluğuna karşın Farslar bu grubu desteklemişlerdir. Farsların müdahalesi sonucu Şii ve Sünni gruplar arasındaki ilişki rakiplikten düşmanlığa dönüşmüştür. Fars Şovenizmi, Şii mezhebini siyasi araç olarak kullanmış ve bundan en fazla İslam, Türk ve Türklük zarar görmüştür. Ne yazık ki, biz Türkler de Farsların başarı kazanması için onlara yardım etmişizdir. Şiilerin Hilafete ve İslam dininde etkinlik kazandığı en önemli dönemlerden biri de Buveyhiler’in[5] Bağdat’ta sultanlık yaptıkları dönem olmuştur. Hilafet’in yönetimi Sünni Abbasiler ile Şii Buveyhiler arasında bölünmüştür. Bu dönemde ayrıca Buveyhiler dini işlere de müdahale etmişlerdir. Buveyhilerin müdahalesi sonucu ezanda ve şahadette “eşhedi en la ilahe illallah, eşhedu enna Muhammedin resulullah”dan sonra “eşhedu enna Eliyen veliyullah” okunmaya başlamıştır. Buveyhilerin döneminde sonra “eşhedu enna Eliyen veliyullah” ortadan kaldırıldıysa da Şah İsmail döneminde (1501-1524) tekrar ezan ve şahadete konulmuştur. Buveyhilerin taktiğinden halifeler Hz. Peygamberin varisleri- devamcılarıdır; onlar dini lider olmalı, Hz. Ali ise Tanrının yer yüzünde “valisi”, temsilcisi, iktidar sahibidir, onun devamcıları Şiilerin lideri, siyasi iktidara olmalıdır. Farslar Şii mezhebini dini değil siyasi, sosyal ve kültürel inanç bakımından edinmişlerdir. Şiilik, bir anlamda Arap hilafeti’nde Araplara karşı savaş ideolojisi olarak algılanabilir.XIX yüzyılda ortaya çıkmış Doğu Bilimciliği (Şergşünaslıg-uzmanlık alanı Orta Doğu ve Güney Asya coğrafyası ve halkları olan bilim dalı) de Fars Şovenizmi’nin yeniden canlanması için bir araç olmuştur. Bu bilim dalı aracılığı ile Avrupalılarda Şii mezhebi ile ilgili yeni anlayış ortaya çıkmıştır.
    .......

    Tarihi Mitoloji, Mitolojiyi Tarih Yapan Fars Şovenizmi

    Mitolojinin temel alındığı tarihte ilim, bilim ve gerçek tarihten bahsetmek mümkün değildir. Mitolojiyi kendilerine tarih alan tarihi ise kendi lehlerine değiştiren Farslar, bu yolda Türk, Arap, Suriye, hatta Britanya ve Rusya İmparatorluklarına hizmet etmişlerdir. Muhammed Ebu Reyhan Biruni, Farsların devlet tarihleri için temel aldıkları Hosrov Enüşirevan destanlarına atfen mitoloji yaratmanın dışında bir işe yaramadığını söylerken, XIX yüzyıl Azerbaycan şairi Mirze Feteli Ahundov, dünyada Farslar kadar mitolojiye inanan halk yoktur demektir. Her iki tarihi şahsiyet Farsların tarihi mitolojileştirerek sahteleştirmelerinden duydukları rahatsızlığı dile getirmişlerdir.Zerdüştlük tek Tanrılı dinlerden biri belki de ilkidir. Zerdüşt, halkı mitolojiden kurtarıp tek Tanrılı dine getirirken, Farslar Zerdüşt dininin ikinci ve üçüncü evrelerine mitoloji ve eserlerle ilaveler yaparak şovenizm için araca dönüştürmüşlerdir. Fars şovenizminin mitolojileştirme işlevini İslam dinine de uyguladıkları söylenebilir. Arap Hilafetine yenilen Farslar 1270 yıl bir devlet kuramamışlardır. Araplar tarafından ağır darbe alan Farslar bu tarihten sonra bütün tarih ve coğrafyayı seferber ederek Fars şovenizmini ideolojileştirmeye çalışmışlardır. Şiiliği bütün İslam dinine karşı kullanan Fars Şovenizmi, imamların özgeçmişlerini mitoloji aracılığı ile sahteleştirmiş ve Eliallahiliyi ve İsmailiyi yaratmışlardır. Örneğin, “yerin ipi Hazreti Ali’nin elindedir ve o ipi çektiği zaman deprem oluyor.” Peygamber miraçta pilav yerken başka bir el de o pilavdan yiyormuş. Bu el peygamberden önce Tanrının yanına giden Ali olmuştur. Dinleri halkla padişahlar arasında aracı yapan Fars Şovenizmi, İslam’a da farklı davranmamıştır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Penguen35 -- 16 Şubat 2009; 17:53:35 >




  • mektuplarin dogrulugu tartisilir ama araplarla ilgili Yezdigirit yazdigi seyler cok dogru tespitler........
  • Mektup'un doğru Olmadığına %90 eminiz demi
  • Yezidigerd tarafından mektupta söylenenler genel itibariyle dogru. III. Yezidigerd Arapların yüzüne gecmislerini vurarak bi manada bel altı vurus yapmıs. Yani Araplar hakkındaki yazanlar bildigimiz seyler. İslam öncesi Arapların hali gercekten kötü. Tarihe bakarsak ne zamanki bir millet yoldan cıkmıs ve rotayı sasırmıs, iste o zaman kendilerine peygamber gönderilmis. Genel itibariyle böyle. Lut kavdi, Ad kavmi, Semut kavmi bunlardan bi kacı. Ama mektuptaki bazı ifadeler ise sonradan dösenmis gibi. Süslenmis püslenmis.

    Sasaniler sanki insan sevgisiyle dolu, kendisi de sanki Allah tarafından yaratılmıs tüm canlılara sevgi dolu gibi ifadeler kullanmıs. Halbuki Sasani yöneticilerinin dini inancları halk üzerinde hüküm kurmak icin bi arac olarak kullandıgı ve halklarına iyi davranmadıklarıda bi gercek. Günümüze kadar böyle gelmis. Bugün İran da durum hala aynı degilmi? Halk baskı altında degil mi.

    quote:

    Orjinalden alıntı: Jr_Tito

    Mektup'un doğru Olmadığına %90 eminiz demi




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Jr_Tito

    Mektup'un doğru Olmadığına %90 eminiz demi


    %90 değil %100 sahte

    Aşağıda bu sözde tarihi mektubun kaynağını paylaşmaktayım. Sayfanın en altında bulunan simge ve yazı manidardır.


    http://www.bozorgbazgasht.com/yazdgird.html

    Convert to Zoroastranism...

    ---------------

    Şimdi de mektubun sahte olduğunun, detaylarıyla anlatıldığı linki paylaşıyorum.

    http://www.iranian.com/Rezakhani/2005/January/Letter/index.html




  • Bu yazıları okuyan biri kimin cahil oldğunu kolayca görebilir. Yezdigirt denen cahil cahiliye araplarının'da bir Allah'a inandığını fakat putları ona ortak gördüğünü ve tıpkı Yezdigirt denen cahilin mektubunda da belirttiği gibi kendilerini Allah'a yaklaştırsın diye ( kendileri de ateşten Allah'a yakınlık umuyorlar ) putlara taptıklarını neden bilmiyor da onların çocuklarını toprağa gömdüklerini biliyor. Ve bunu İslamla bıraktıklarını neden bilmiyor. İslamdan önceki halleri ile sonraki hallerini ve birliklerini karşılaştırıp değişimin nereden geldiğni neden araştırmıyor ve düşünmüyor.
    Bu kadar salakça bişey nasıl ilginç olabilir. Evet aşırı salakça olması nedeniyle hayli ilginç.
    İki mektup arasındaki üslup farkı bile pek çok şeyi anlatıyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi etusch -- 17 Şubat 2009; 2:13:21 >
  • Cok güzel tesbitler. Sizi tebrik ederim. Beni bu mektuptan yana süphelendiren sey ise; insanlar üzerinde her zaman baskıcı olan Sasani yönetim sisteminin (günümüzün İranı) basındaki birinin insan sevgisinden bahsetmesi... Tek tanrılı dine inanırız demesi falan. Halklarını yönetme adına dini bir oyuncak gibi gören bu insanların böyle bir mektup yazması bana cok garip gelmisti. Halbuki dediginiz gibi kendilerindede atese ve günese dönüp ibadet etme gibi gariplikler vardı (günümüzde Yezidiler halâ sabah ve aksam günese dönüp 3 defa egilmek suretiyle ibadet ederler, güneydogu illerimizde bu mezhebe baglı insanlar vardır). Araplara İslam dini gelene kadar yeryüzünde musevilik ve hristiyanlık vardıki Sasani toplumunun yaptıkları her ikisinede uymuyordu.

    quote:

    Orjinalden alıntı: etusch

    Bu yazıları okuyan biri kimin cahil oldğunu kolayca görebilir. Yezdigirt denen cahil cahiliye araplarının'da bir Allah'a inandığını fakat putları ona ortak gördüğünü ve tıpkı Yezdigirt denen cahilin mektubunda da belirttiği gibi kendilerini Allah'a yaklaştırsın diye ( kendileri de ateşten Allah'a yakınlık umuyorlar ) putlara taptıklarını neden bilmiyor da onların çocuklarını toprağa gömdüklerini biliyor. Ve bunu İslamla bıraktıklarını neden bilmiyor. İslamdan önceki halleri ile sonraki hallerini ve birliklerini karşılaştırıp değişimin nereden geldiğni neden araştırmıyor ve düşünmüyor.
    Bu kadar salakça bişey nasıl ilginç olabilir. Evet aşırı salakça olması nedeniyle hayli ilginç.
    İki mektup arasındaki üslup farkı bile pek çok şeyi anlatıyor.




  • Oysa yukarıda, bu mektubun günümüzde yazılmış olduğunu, sahte olduğunu anlatmaya çalışmıştım.
    Pek umursayan olmadığı gibi, herkes malesef bildiğini okumayı sürdürmüş.

    Ayrıca Zerdüştlük, antik dinler arasında belki de en kapsamlı ve İslam'a en yakın olanıydı.
    Bu yönüyle ancak saygı duyulmayı hak eder.
    Tabi ki o da İslam'dan sonra, geçerliliğini yitirmiştir Müslümanlar için.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Yazat

    Oysa yukarıda, bu mektubun günümüzde yazılmış olduğunu, sahte olduğunu anlatmaya çalışmıştım.
    Pek umursayan olmadığı gibi, herkes malesef bildiğini okumayı sürdürmüş.

    Ayrıca Zerdüştlük, antik dinler arasında belki de en kapsamlı ve İslam'a en yakın olanıydı.
    Bu yönüyle ancak saygı duyulmayı hak eder.
    Tabi ki o da İslam'dan sonra, geçerliliğini yitirmiştir Müslümanlar için.


    Zerdüştlük III. Yezdigirt'in hükümdar olduğu dönemde İmparatorluğun resmi dini değil miydi? Yezdigirt'in bu dönemde etkilenip böyle bir mektup yazma ihtimali olabilir mi? Yani bunlar mantık yürütme açısından sadece yoksa convert diye belirtilmiş zaten.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: _LoRDi_


    quote:

    Orjinalden alıntı: Yazat

    Oysa yukarıda, bu mektubun günümüzde yazılmış olduğunu, sahte olduğunu anlatmaya çalışmıştım.
    Pek umursayan olmadığı gibi, herkes malesef bildiğini okumayı sürdürmüş.

    Ayrıca Zerdüştlük, antik dinler arasında belki de en kapsamlı ve İslam'a en yakın olanıydı.
    Bu yönüyle ancak saygı duyulmayı hak eder.
    Tabi ki o da İslam'dan sonra, geçerliliğini yitirmiştir Müslümanlar için.


    Zerdüştlük III. Yezdigirt'in hükümdar olduğu dönemde İmparatorluğun resmi dini değil miydi? Yezdigirt'in bu dönemde etkilenip böyle bir mektup yazma ihtimali olabilir mi? Yani bunlar mantık yürütme açısından sadece yoksa convert diye belirtilmiş zaten.


    Böyle bir mektup yazma ihtimali yok.
    Ancak gerek günümüz Zerdüştlerinde gerek Arap istilası öncesi İran'a özlem duyan İranlılarda, Araplara karşı böylesi önyargılar var.

    En azından benim anladığım, sezinlediğim, tecrübe ettiğim kadarıyla.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Yazat -- 17 Şubat 2009; 22:07:13 >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.