Şimdi Ara

_HOŞLANMAK,BEĞENMEK,SEVMEK,AŞK ARASINDAKİ FARKLILIKLAR_

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
0
Favori
11.246
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • ben bugün bunu düşündüm vede konu açayım dedim,aralarında bazı farklılıklar var vede belkide çoğu kişi bunları bilmiyor veya karıştırıyor olabilir.


    ...
    sevmek,begenmek,hoslanmak,bunlar farklı farklıdır.
    Mesela begenmek durumu,nasılkı karsındakı guzel bır arabadır onu begenırsın,karsındakı guzel bır kıyafettır onu begenırsın,tıpkı bunun gıbıdır,kızlarında ıcınde saklı duran sey vardır mesela akıllarında bır erkek tıplemesı vardır genc yuzu duzgun boyu uzun,hatta ek olarak zengın ıyı arabası olan,yanı kızlar bu tarz seylerı begenır.
    Mesela kız evlıde olsa yınede karsısına ıyı bır erkek elı yuzu duzgun bırı cıksada ıcınden begenır,cunku begenıde sınır yoktur.
    Hoslanmak ıse begenmeye yakındır,mesela kız uzaktan erkegı gorur begenır yanı hoslanabılırde,ama hoslanmak daha derındır yanı onunla bırseyler yapmak onun yanında olmak yanı hosuna gıder,ıcıne duygu ısler,onu arar.
    Sevmek ıse daha ayrıdır,sevdıgı zaman,eger baskalarını gorunce onlar hosunada gıtse o kısılerı sevmez cunku sevmek ıcın daha farklı seyler gerekır.
    Sevmek hoslanmaktanda daha derındır.bazen cok uzun surer bazen kısa surer.sevmenınde gereklılıklerı vardır.yanı karsındakınden ıyılık gormek ıcınden gelmesı,yanı zamanla olusan derın kalıcı duygudur,ama bunu bozan sey vardır mesela karsındakı sana yanlısı olursa kızdırırsa,o zaman sogursun sevmessın buda zamanla olur,ama begenmek duygusu dıs goruntuyu begendıgın ıcın begenmeye begenırsın cunku tarzındır.
    Ama sevmek vede sevmemek durumlarında oynamalar olabılıyor.
    Ask ıse daha da derındır,cunku karsındakı ılıgıne kadar ısler,elın ayagın tıtrer,heyecan verır,yanı daha da derındır.
    ...
    bakalım buna katılanlar olcakmı



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi blade8572 -- 2 Mart 2009; 17:28:48 >







  • FARK VAR SENINLE BENIM ARAMDA IRICE Bİ FARK VAR



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ivan Divandelen -- 2 Mart 2009; 17:46:40 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Liquid Fuel Bomb

    Harf farkı var


    aslında derinlemesine düşününce farklıdır ama herkes bir şeymiş gibi düşünüyor.
    oysa kızla çıkarken,farkında olmadan bazı aşamalardan geçiyor.
    mesela kızı beğenir,sonra onunla konuşur etkilenir hoşlanır,sonra gezdikçe sever..yani bunun gibi
  • quote:

    Orjinalden alıntı: blade8572

    ben bugün bunu düşündüm vede konu açayım dedim,aralarında bazı farklılıklar var vede belkide çoğu kişi bunları bilmiyor veya karıştırıyor olabilir.


    ...
    sevmek,begenmek,hoslanmak,bunlar farklı farklıdır.
    Mesela begenmek durumu,nasılkı karsındakı guzel bır arabadır onu begenırsın,karsındakı guzel bır kıyafettır onu begenırsın,tıpkı bunun gıbıdır,kızlarında ıcınde saklı duran sey vardır mesela akıllarında bır erkek tıplemesı vardır genc yuzu duzgun boyu uzun,hatta ek olarak zengın ıyı arabası olan,yanı kızlar bu tarz seylerı begenır.
    Mesela kız evlıde olsa yınede karsısına ıyı bır erkek elı yuzu duzgun bırı cıksada ıcınden begenır,cunku begenıde sınır yoktur.
    Hoslanmak ıse begenmeye yakındır,mesela kız uzaktan erkegı gorur begenır yanı hoslanabılırde,ama hoslanmak daha derındır yanı onunla bırseyler yapmak onun yanında olmak yanı hosuna gıder,ıcıne duygu ısler,onu arar.
    Sevmek ıse daha ayrıdır,sevdıgı zaman,eger baskalarını gorunce onlar hosunada gıtse o kısılerı sevmez cunku sevmek ıcın daha farklı seyler gerekır.
    Sevmek hoslanmaktanda daha derındır.bazen cok uzun surer bazen kısa surer.sevmenınde gereklılıklerı vardır.yanı karsındakınden ıyılık gormek ıcınden gelmesı,yanı zamanla olusan derın kalıcı duygudur,ama bunu bozan sey vardır mesela karsındakı sana yanlısı olursa kızdırırsa,o zaman sogursun sevmessın buda zamanla olur,ama begenmek duygusu dıs goruntuyu begendıgın ıcın begenmeye begenırsın cunku tarzındır.
    Ama sevmek vede sevmemek durumlarında oynamalar olabılıyor.
    Ask ıse daha da derındır,cunku karsındakı ılıgıne kadar ısler,elın ayagın tıtrer,heyecan verır,yanı daha da derındır.
    ...
    bakalım buna katılanlar olcakmı

    +1

    Gençler aşkla, hoşlanmayı-beğenmeyi birbirine çok karıştırıyorlar.




  • Tek ortak yanı var hepsi aynı yola çıkıyor
  • NEDİR AŞK DENİLEN ŞEY

    Aşk cesaret ister, kocaman bir yürek ister.
    Aşk hayata karşı işlenilen en doğru suç ortaklığıdır,
    Aşk hayatıntekdüzeliğine, bütün sıradanlığına en soylu başkaldırıdır. Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz.
    Ve elbetteAşkı suçlamak, yargılamak, karalamak
    inkar etmek de asla yakışık olmaz

    Niçin aşk?Nedir bu aşk denilen şey, elle tutulmaz gözle görülmez bir şeyse nedir bu yaşanan somut acılar,güzellikler? Tek başına aşkı tanımlamak herşeyden soyutlamak mümkün mü? Hayır ! Aşk bugünlerde bazılarına göre plastikten bile yeniden yapıldı.Dünyada yaşanan suniliğe doğru gidiş aşkın etrafını sardı.
    Nedir şu aşk...? Aşk hayatın bize hazırladığı en güzel sürprizdir, bu yüzden de kalpleri ne zaman ele geçireceği hiç belli değildir. Daha ne olduğunu bile anlayamadan onun hükümdarlığına giriverirsiniz. Aşk; en yalın biçimde anlatılan tek kavramdır o, adı kendisidir zaten. Onu anlatmak için sonu gelmez cümleler kurmanıza gerek yoktur, "Aşık oldum" dediğiniz an akan sular durur, küçücük çocuk bile sizi rahatlıkla anlayabilir, çünkü aşkın dili tektir.
    Aşkın zamanını biz ayarlayabilseydik eğer ve kime neden aşık olduğumuzu anlayabilseydik,aşkın sırrını da çözerdik herhalde. Ama o zaman da aşkın insanı alıp götüren büyüsü tamamen kaybolurdu.
    Aşk hayata karşı işlenen en güzel ve en doğru suç ortakIığıdır, aşk hayatın bütün tekdüzeliğine, bütün sıradanIığına en soylu başkaldırıdır. Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz. Ve elbette yasanılan aşkı suçlamak ,yargılamak, karalamak, inkar etmek de aşka yakışık kalmaz. Bu önce haksızlık, kendinize saygısızlık olur. İnsan sonuna kadar savunmalı aşkını, karşılık görmesede, acı çekeceğini hissetsede, yarın terkedileceğini bilsede, ailesini karşısına alacağını bilsede taviz vermemeli aşkından, "Seni Seviyorum" diyebilmeli göğsünü gere gere. Aşk iste o zaman aşktır. Ve bunun dogrusu yanlışı yoktur, zaten aşkın kendisi doğrudur, kime karşı duyuluyorsa bu aşk, doğru insanda işte odur.
    Aşkın zamanı yoktur, hep hazırlıksız yakalar insanı. Evli olmanız, sevgilinizin olması, bir ayrılığın taze yaralarını kurutmaya calışmanız,bağlılıktan korkmanız, ailenizden çekinmeniz, hatta sevilenin hapse girmesi bile onun hiç mi hiç umrunda değildir. İşte aşk bütün bunlara tek başınıza karşı gelebilme yurekliliğidir, belkide yeni hayata geçebilme yolu...
    Aşkın ne zaman gelebileceği belli olmadığı gibi, ne zaman gideceği de hiç belli değildir. Fazla vakti yoktur onun, uzun süre beklemeye ve bekletilmeye tahammülü de yoktur. Bir başka göze bakmaya, bir başka tene dokunmaya başlaması o kadar da zor değildir...Aşktan değil, onun kaçmasından korkun ve doğruluğuna yanlışlığına bakmadan sonuna kadar savunun aşkınızı.
    Biliyor musunuz, hayat zaten kocaman bir yalan, bu kadar sahteligin içinde gerçek ve doğru olan tek guzellik AŞK.!!. Lütfen ona haksızlık etmeyelim


    Aşk, iyi geceler öpücügünü uzun tutmaktir. Beklentidir.
    Aşk, delicesine flört ederken yanindakinin hiçbir sey yapmama hakkini teslim etmektir. Saygidir.
    Aşk, zaaflariniz oldugunu ortaya çikarir. Kabullenmektir.
    Aşk, simdi zamani degil diye beklemeyi bilmektir. Sabirdir.



    Aşk, saçlarda baslayip topuklarda biten bir gezintidir. Kesiftir
    Aşk, Seviselim demeden sevismek, yanindakinin ne istedigini bilmektir.Anlasmaktir.
    Aşk, baglandigini sandiginda, karsindakine hayir deme sansini tanimaktir.Inceliktir.
    Aşk, korumaktir. Sorumluluktur.
    Aşk, ciddi bir tokalasmayi kikirdamaya dönüstürmektir. Mizahtir.
    Aşk, durma yoksa seni öldürürüm lafini duymaktir. Şehvettir.
    Aşk, evinizdeki her seyin yerinin degistirilmesini kabullenmektir. Teslimiyettir.
    Aşk, sevgilinizin ne oldugunu bütün çiplakligiyla görmektir. Gerçektir.
    Aşk, saatin kaç oldugunu bilip aldirmamaktir. Nesedir.
    Aşk, sizi kucaklayan kollarin, gittikçe daha çok sarilmasidir.Mutluluktur.
    Aşk, gecenin bir vaktinde sen uyu, benim gitmem gerek dediginizde,uyanik kalip seni biraz daha görmeyi tercih ederim cevabini almaktir. Sicakliktir.
    Aşk, tanidiginizi zannettiginiz insanin yeni yanlarini kesfetmektir. Tazeliktir.
    Aşk, uyandiginizda rüyanizi yaninizda bulmanizdir. Düslerin gerçek olmasidir.
    Aşk, kocaman yatagin üçte birine sikismaktir. Yakinliktir.
    Aşk, evin anahtarkidan bir kopya daha yaptirmaktir. Güvendir.yatagin üçte birine sikismaktir. Yakinliktir.
    Aşk, evin anahtarkidan bir kopya daha yaptirmaktir. Güvendir.
    Aşk, hosçakal dedikten sonra tekrar karsilasacagini bilmektir.Kaderdir.
    Aşk, gerindiginde sizlayan vücut lafinin anlamini bilmektir. Derstir.
    Aşk, ecza dolabini açtiginda, dismacunu kapagini kapatilmamis bulmaktir. Uyumdur.
    Aşk, hosçakal dedikten sonra tekrar karsilasacagini bilmektir.Kaderdir.
    Aşk, gerindiginde sizlayan vücut lafinin anlamini bilmektir. Derstir.
    Aşk, ecza dolabini açtiginda, dismacunu kapagini kapatilmamis bulmaktir. Uyumdur.
    Aşk, pencereden disariya baktiginda kiminle oldugunu hatirlamaktir. Düsüncedir.
    Aşk, rüzgarin agaçlarin arasinda dolasirken çikardigi sesi dinleyip sevgilisinin yaninda olmadigina hayiflanmaktir.Yalnizliktir.
    Aşk, asla anlatilmayacak hikayelerdir.
    ................................................................................................

    SEVMEK NEDİR Kİ?

    Bir olanı arar durur insan hayatında binlerce insan içerisinde. Çoktur belki etrafta, herkes vardır ama yalnızdır ruhu kalabalıklar içinde.
    Gün gelir ki; kimsenin kendisini anlamadığını düşünür, yara alır yüreği kendisine yapılan haksızlıklarla. İşte böyle bir zamanda daha çok ihtiyaç duyar kendi gözleriyle hayata bakan bir başka insanın varlığına. İşte o birdir, tektir hayatında ve yerine kimseyi koyamayacağıdır, yerini başkasıyla dolduramayacağı. Hiçbir şeyle satın alamayacağı. O, bir yürektir, bir kuş gibi ürkekçe ellerinde. O, bir limandır, fırtınalardan çıkmış gönlünün sığındığı, sakin ve asude…
    Kapıları kapatmak istersin o zamanlarda dış dünyaya ve sığınmak bu sıcacık, sevgi dolu yüreğe…
    Hani ruh ikizi derler ya, öyle işte...
    Nedir sevmek öyleyse?
    O, bir tek olanı aramaktır binler içerisinde…
    Seçebilmektir, sevmek en seçkin olanı, yüreğine..
    Kâinatın esrarlı perdelerini birer birer indirebilmektir birlikte. Sorgulamaktır cesurca soru işaretleri bırakanları beyninde. Şifreleri çözmektir belki de, çözebildiğince…
    Sevmek, sevdiğini hatalarıyla, yanlışlarıyla birlikte kabul edebilmektir, ama öylece bırakmak değil. Kendini düzeltebilmektir O’nu düzeltmeğe çalışırken bile. “Seni bu yolun sonuna kadar seveceğim” demek değil, diyebilmek sonsuzluğun sonuna kadar seninleyim ve sevginle. Ve sonsuzluğu en güzel yaşayabileceği şekilde çaba göstermektir birlikte.
    Ben, seni böyle seviyorum, hangi boşluğu dolduruyorsan da hayatımda.. Belki annemsin, babamsın. Belki evladım belki dostum, arkadaşım. Belki de sevgilimsin.
    Ben, seni böyle seviyorum. Bir kez tanıdımsa seni ve sevdiyse yüreğim, seçtiyse..Biliyorum ki; sen benimle ebediyetten beri varsın ve sonsuza kadar varolacaksın. Sonsuz bir hayatı paylaşmaksa gayem, elbet elimden geldiğince seni de düzeltmek isterim doğru bildiğimce ve kendimi düzeltmeliyim önce.
    Sevmek, ömürlük değildir. Ömür dediğin nedir ki; sonsuz olanın yanında..
    Sevmek, bu dünya ölçüleriyle tartabileceğim bir kavram değil, nasıl anlatayım ne kadar çok sevdiğimi.
    Sevmek dua etmektir belki de; hiç kimse duymadan, bilmeden sessizce…
    Yarabbi! Çarelerin tükendiği yerdeyiz, çareler lutfet yüce lutfundan, imkânların yetmediği yerdeyiz, imkânlarımızı genişlet vüs’atinle..
    Aklımıza gelmeyen yerden rızıklandır bizi Rezzak isminle. Bize ve tüm sevdiklerimize


    Can dostum uzun zamandır yazılarını bekliyordum ve muhteşam bir dönüşle yine kalemin yüreğine dokunmuş.Sevgi aynı kaderi paylaşmaktır. Öyle bir paylaşma ki iki tarafın kalbine huzur ve ferahlık getirsin; hastalıklara deva olsun. Çünki paylaşılmayan sevgi yalnızca bir dert ve acıdan ibarettir. Bunda karşılık beklenmez ve insan, sevgisini izhar için daima kendisinin ruh ve ulviyet yönünden benzerini, eşini arar ve ancak ruhun eşi ile sükunet bulur. Hani ayet-i kerimede buyurulduğu gibi: "Sizi bir tek nefisten yarattı ve kendisiyle durulup yatışması için ondan da eşini var etti (A'raf, 189)" .
    Eğer sevgili hasta iken hasta olmuyorsak gerçek sevgiyi ve sevinci tadamayız. Sevgilinin hastalığına ziyarete gidince hastalanan âşık, elbette sevgilisi ziyaretine gelince onu görür görmez iyileşecektir.Sevgi ve Saygılarımla CANIMCIĞIM
    .............................................................................................

    hoşlanmak, sevmek, aşık olmak nedir?

    Bence hoşlanmak,sevmek ve aşık olmak; tamamen kişisel düşüncem olarak. Bu düşünceme katılmak veya katılmamakta tamamen özgürsünüz....

    HOŞLANMAK :

    İnsanların en basit ve en kolay yaptıkları şeydir. Yediği,içtiği, gördüğü duyduğu her şeyden her an aldığı hazdır. Birisinin bir kişiden hoşlanması anlık ve kısa dönem bir olaydır. İleride gördüğü en ufak bir kötü hareket hoşlanmayı siler, atar ve ortadan kaldırır. Hiç hazetmediğin insandan bir hareketinden dolayı hoşlanılabildiğin gibi, çok hoşlandığın birisinden bir anda nefret edilebilirsin. Hoşlanmak veya hoşlanmamak çok ivecen ve basit bir beyin fonksiyonudur. Hoşlanmanın en kötü yanı gelip geçici olmasıdır. Bunun süresi dar kapsamlıdır ve kişiye göre değişir. Birisine bakar bakmaz hoşlanılabilir ama sadece görecesel olarak.Bir kişinin fikirlerinden hoşlanılabilir ama sadece fikirsel olarak. Ama bu asla bağımlılık yapmaz...

    SEVMEK :

    İnsanların birbirinden,yediği,içtiği,gördüğü duyduğu bir şeyden sürekli ve devamlı haz alması. Onu her zaman iyi ve kötü yönleriyle irdeleyip iyi yönlerini kötü yönlerinin önünde tutmasıdır. Sevmek fikirlerin en yoğun olduğu durumdur. Çünkü bu yoğunluk karşılıklı olur ve ufak tefek şeylerle bitecek bir şey değildir. Buna ebedi arkadaşlık,ebedi dostlukta diyebiliriz. Seven ve sevilen beyin ve fikir olarak hep iyi ve kötü günde beraberdir. Sevgide menfaat yoktur, sevgide beklenti yoktur. Sevgi ruhların birleşmesidir bedenlerin değil. Sevmek göreceselliği beyinde başlar karşıdakinin beyninde hedeflenir. Kimisine göre sevgi beyin ve beden birliği olarak algılansada beden birliği sevgide yoktur. Güncel hayatımızda binlerce şeyden ve kişiden ve şeyden hoşlanırız, yüzlerce kişi ve şeyi severiz, ama bunlarla beden birliğimiz asla olmaz,demekki beden birliği sevgide yoktur. Sevgili olmak=dost olmak=arkadaş olmak tezimi bence bu yaklaşım daima doğrulamaktadır. Seven sevdiğini yalnız ve yüzüstü bırakmaz=dost dostunu yalnız ve yüzüstü bırakmaz. Dost, arkadaş ve sevgili her zaman dostunun ve sevgilinin iyilik ve mutluluklarını paylaştığı gibi keder ve hüzünlerinide paylaşır. Sevmek beyinlerin valsidir, sevmek fikirlerin raksıdır, fikir çatışmaları dahi zamanla sevgiyi ve dostluğu kuvvetlendirebilir durumuna göre. Sevginin en büyük düşmanı aşk'tır. Aşk sevgiyi bitirir, öldürür. Sevgide kişilerin özgür iradeleri ile serbestileri vardır. Kişiler istediğini istediği zaman yaparlar konuşur, eğlenir, sever, sevilir. Sadece bir öpücükle yıllarca süren sevdalar vardır. Sadece sohbetle yıllarca süren dostluklar ve sevgiler vardır...


    AŞK VE AŞIK OLMAK :

    Aşk sevginin çok çok ileri aşaması olup sevgide ortaya çıkan beyin ve fikir dostluğunun beyin ve beden birlikteliğine dönüşmüş halidir. Beyinlerde meydana gelen birlikteliğin artık saplantı olmuş halidir. Aşk bir tarafa zarar verebildiği gibi her iki tarafada verebilir. Sevgide göz ardı edilen kusurlar aşkın süresi uzadıkça görsel plana çıkıp eleştiri ve acı verici durumlara sürüklenir. Aşkta beyin sürekli karşı bireyin bedenini ister fakat elde edilemediği zaman yıkıcı ve yakıcı olur. Beden dilinin beyne hükmettiği pozisyona girer ve sevgi biter. Aşkta karşılıklı anlayış ve nezaket biter kıskançlık, hazımsızlık, eleştiri başlar. Sevgide olmayan sahiplenmek dürtüsü aşkın en basit ve önde kuralı haline gelir. Özgür irade olayı ortadan kalkar. Hep karşıdakinin istekleri ön plana çıkar. Şunu yapsam ne der acaba? şu olsa ne olur acaba? şüphesi hiç ara vermeden beyne yerleşir. Sevgiyle başlayan evlilikler ömür boyu mutlu sürerken, aşkla başlayan evlilikler zamanla eriyip bittiği ve hatta aşktan eser kalmadığı gibi aradaki sevgiyi dahi bitirdiği yapılan araştırmalarla sabittir. Aşkta hep benim için ilkesi vardır (benim için giysin,benim için gezsin, benim için sevişsin, benim için yapsın) ama bu ilke sürekli bir baskıyı da beraberinde getirmekle beraber insanları aptallaştırır ve irade yeteneği ortadan yok olur. Aşkta herşeyden önce cinselliğin mutluluğu gelir. Cinsel mutluluk yoksa veya azsa aşkın çok kısa sürede bitmesi kaçınılmazdır. Manken gibi bir eş ve ona aşık olmak ama yatakta buz gibi bir eş itici olduğunda aşkın kör noktası başlar. Bu kör nokta herşey demektir aşkta. Beyin ve beden birbirine yakın ama oldukça uzak zıt bir yapıya sahiptir aşkta. Aşkın eseri geçicidir ve sonu hep hüsran veya hüsrana yakındır. Bu hem erkek hemde kadın için zor ve aşılması imkansız bir olgudur. Beynin durduğu karşısındakinin beynine göre hareket etme durumudur Aşk ve bence "AŞK YOKTUR" olmamalıdır. Çünkü "AŞK HER ZAMAN SEVGİYİ ÖLDÜRÜR"
    ..................................................................................................
    bünyeyi hoşla doldurmak...
    bir tür etki tepki durumu...
    hoş olunan kimseden hoş alınarak hoş olunur... hoşt

    insanın hiç tanımadğı karşı cinsini ilk görüşte beğenmesi olayı.. tabi illa ki karşı cins olacak diye bir şey yok.. aramızda hemcinslerini de beğenenler yok değil

    değer verdiğiniz biri için olursa onu kaybetme korkusu ile ne yapacağınızı bilemezsiniz.. ona açılmak herşeyi söylemek istersiniz, o istemese bile arkadaşlığınızın aynı şekilde yürümesini istersiniz, ama olmaz.. olamaz.. hiçbirşey eskisi gibi olamaz.. onun için çenemizi kapayıp içimize atmamız en güzeli olur bu durumlarda

    tam anlamıyla azap.
    bir bakışını yakalandığınızda ''evet tamam o da benden hoşlanıyor yaşasın'' diye sevinmek, başka bi gün selam vermediğinde üzülmek, şu anda o da beni düşünüyor mu acaba diye kendi kendini yemek, ilk adımı ondan beklemek, adım gelmeyince delirmek.. vs gibi semptomları olan bir çeşit nörolojik sendrom.

    normal insanlarda aşktan önce gelmesi gereken duygudur bu... bi kişiden önce hoşlanırsınız sadece tavırları görünüşü ve benzeri şeylerden... sonra onu daha da tanıdıkça kafasının içindeki anladıkça ya da size ne ifade ettiğini gördükçe bu duygu aşk a dönüşür

    ne menem bi şeydir bu..
    uzaktan gördüğünüz, ya da her gün gördüğünüz, ya da çok az gördüğünüz birini hiç akıldan çıkaramamak..
    bana karsılık verir mi, şu sözüyle ne demek istedi, aa bana tesekkür etti yoksa
    ..................................................................................

    SEVMEK İLE BEĞENMEK ARASINDAKİ FARK



    SEVMEK İLE BEĞENMEK

    Kişi sevdiğiyle olmak ister!.. Sevdiğinin haliyle hallenir... Sevgisi kadarıyla, onunla yaşar!.

    Sevginin ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz için, çoğunlukla, "beğeni" ile "sevgi"yi birbirine karıştırırız.. "Beğeni", yanında "sahip olma" arzusuyla açığa çıkar!.. Bir nesneden hoşlandığında, beğendiğin şeye sahip olmak ve üzerinde tasarruf edebilmek arzusuyla yaşarsın... Bu durum, tüm mahlukatta çok yaygın bir duygudur!.. Kimi, beğendiğini cebine sokar; kimi beğendiğine tasma takıp yanında taşıyarak onunla hava atmak ister; kimi yakalayıp inine sürükler... Her mahluk yaradılış fıtratına göre, beğendiği üzerinde tasarruf etmek ister.

    "Sevmek" ise bundan çok farklıdır... Sevince, yalnızca sevdiğin için yaşamak istersin!.. Yalnızca yanında olmak, yalnızca onun olmak, yalnızca onun zevk aldığıyla zevk alıp, sevmediğinden kaçmak istersin! Sevdiğin öylesine sarmıştır aklını, fikrini, ruhunu ki, her şey sana, onu hatırlatır; yanında iken bile onun içinde olmak istersin!.. Yakınlık bile uzak gelir sana!.. Sen kaybolursun, sende; sevdiğin kalır yalnızca, beyninde!.. Onun bakışıyla bakar, onun değerlendirmesiyle değerlendirir, onun diliyle konuşmaya başlarsın! Gözün ondan başkasını görmez, kulağın ondan başkasını duymaz, elin ondan başkasına uzanmaz olur!.. Her an sana sahip olmasını; varlığının, tasarrufunun her an üzerinde olmasını, her an seni kucaklamasını istersin!... Bedensel yakınlık bile, korkunç uzaklık gibi gelir sana; ve onunla tek bir beden, tek bir ruh, tek bir şuur olmayı dilersin!.. Sevgi, fıtratın müsait ise, sevdiğinde yok edesiye yakar seni; ve gün gelir kaşında-gözünde, yüzünde-dilinde sevdiğini görürler de, "sen o olmuşun" derler!

    Beğenen sahip olmak ister… Seven ise sevdiğinde yok olur; feda eder her şeyi sevdiği uğruna!..

    Bazılarının da sevgi kokusu sürülür üstüne; "aşığım" sanır!. Ama sevdiği uğruna, fedakarlık etmeye gelince sıra, o koku siliniverir üzerinden "kopamama" sabunuyla!. Parasından kopamaz... Mevkiinden kopamaz... Yakınlarından kopamaz... İçinde yaşadığı ortamın güzelliklerinden kopamaz... "Etraf"tan kopamaz!.. Derken kusurlar belirmeye başlar sevdiğini sandığının üzerinde... Eksiklikler görmeye başlar, yetersizlikler görmeye başlar... Bunlar önce acıma duygusuna dönüştürür sevgisini; uzaktan acıyarak seyretmeye başlar... Sonra tatlı bir anıya dönüşür, sevgi sandığı duyguları! Bu tecrübe gösterir ki, onun fıtratında sevgi programı yoktur!.. Beğeniyi, sevgi sanmıştır!.. Uzaklaşma ondan gelmemiş de, karşısındakinden gelmişse, bu defa "nefret"e döner "beğeni"; ondan intikam alma duygusu gelişir içinde; ve vicdanla intikam dalgaları arasında bir o yana bir bu yana sürüklenir durur; terkedilmişliğin, uzaklaşmanın, layık olmadığını yaşamanın sanısı içinde!.. Oysa yalnızca, fıtratında olmayan gerçek sevginin sonuçlarını yaşamaktadır!. Cüzdanı için, güzelliği-yakışıklılığı için, kendisine hoş gelen huyları için, mevkii-koltuğu için, ilmi için beğenmiştir; sevdiğini sanmış; sahip olamayınca da arzusuna erişememenin düş kırıklığı içinde kopmuş; yalnızca çıkarları doğrultusunda yaşamayı tercih etmiştir...

    Seven ise göze almıştır kopmayı... Dışlanmayı... Paradan-puldan, namdan nişandan, dosttan akrabadan uzak kalmayı... Fıtratından gelir sevgi!. Kulluğu sevmek üzeredir! Onunla, sevmeyi yaşamak istediği için yaratmıştır onu yaratan... O yüzden kopar anadan-babadan; dünyadan paradan!

    Seven, karşılıksız sever!.. Beğenen karşılığını ister!.

    Benim istediğim gibi yaşarsan seni boğarım sahip olduklarıma, der beğenen!.. Onun zaten fıtratında yoktur sevgi, bilmez aşkın ne olduğunu!.. Ne üzere yaratılmışsa, odur tüm meşgalesi... Karınca gibi çalışır; maymun gibi çiftleşir; aslan gibi yavrularına sahip çıkar... Ama pervane gibi sevemez!. Atamaz kendini ateşe!.

    Sevgi sonunda yanmayı getirir!.. Beğeni ise sonunda kaçmayı!..

    Beğenen mahlukat çoğunluğuna göre, "sevgi" delilikten bir türdür!.. Anlamazlar onlar, sevdiği uğruna, etraf ne derse desin deyip, her şarta katlanmayı! Ve "delillik bu" derler..

    Beğenme bir tür "hobi"dir!... Bazen ömür boyu sürer, bazen birkaç yıl, bazen bir kaç ay!.. Sevgi bir ömür boyudur!... Bitmez, tükenmez, bazen durulur, bazen coşar ama hiç gerilemez!




  • beğenmek herkese herşeye olur. hoşlanmakta herkese herşeye olur. sadece hoşlanmada birliktelik istersin ama bu duygusal açıdan olmaya bilir. ki çoğunlukla duygusal açıdan olmaz. aşk duygu selidir derindir evet ama kalıcı değildir. evlilik aşkı öldürür derler birşeye çok uzun süre sahip olursan aşkın heyecanın ölür. onuncu öpücük sarılma ilki gibi gelmez. her geçen zaman dahada azalır. ama sevgi bakidir kalıcıdır. örneğin annenin çocuğuna olan sevgisi derler aşkı demezler. sevgininde çeşidi vardır. aşk sadece duygusal veya ilahi aşktır. ama sevgi arkadaşa dosta veya duygusal olarak duyula bilir. aşk karşındakini kusursuz görür kusurlarını gördüğü an biter. sevgi karşındakini kusurlarını görmene rağmen sevmektir. çünkü sevgi aşk gibi duygu seli değildir. aşkın daha derin olmasıda aslında duygu seli olmasından kaynaklanıyor. yani eğer kalıcılığa göre sıralandırılırsa beğeni - hoşlantı - aşk - sevgi olacaktır. ama derinliğe göre olursa beğeni - hoşlantı - sevgi - aşk olacaktır. ki duygunun derinliği mantığın azalması ile oluşur. mantığın azalmasıda duyguların bittiği zaman geride bişi kalmicağı anlamına gelir. ama duygularını mantıklı şekilde kullanmak onu kalıcı yapar. karışık da olsa anlattım sanırım... aşk olmadan sevgi olur. sevgi olmadan aşk olmaz. kısaca sevgi sonradan aşka dönüşe bilir ama aşk sevgiye dönüşmez.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.